29 Ocak 2018 Pazartesi

Dudullu Postası


Dudullu Postası Blu Tv'nin yeni dizisi. Erkan Can, Güven Kıraç, Bülent Şakrak, Hazar Ergüçlü, Taner Ölmez, Ahmet Rıfat Şungar, Ayda Aksel, Levent Tülek, Aslı Bekiroğlu, Özgür Emre Yıldırım oynayanlar. Penguen dergisinde yer alan Dudullu Postası karikatür serisinden ilham alınarak yapıldı. Gazeteciliği hayatının merkezine koyan Asım'ın Dudullu'da bir gazete çıkarmek istemesi ve bu vesile ile başından geçenleri anlatıyor.

Dizinin ilk bölümünü izledim. En çok beğendiğim oyuncu Bülent Şakrak oldu. Güven Kıraç ve Erkan Can gibi iki büyük ustayı izlemek de keyifli oluyor. Medcezir dizisinde Eylül ile Mert burada Tayfur ile Melis olmuş. Büyük renk katıyorlar. Zaten Medcezir dizisinde çok seviyordum bu ikiliyi burada da aynı sesleriyle karşımıza çıkıyor.

İlk bölüm 59 dakikaydı, her Cuma yayınlanacak. 

Açıkcası ilk bölüm bazı anlar çok güldüm. Komedi adı altında yapılsa da bu kadar güleceğimi tahmin etmezdim. Sıcak, doğal, samimi. Dizide her şey var. Tamam çok kaliteli başlamadı ama henüz ağır eleştiriler yapmak için de erken. Bakalım ilerleyen bölümler neler olacak.

Onur Ünlü'nün yönetmenliğini yaptığı diziyi buradan ücretsiz deneyerek ve daha sonra üye olarak izleyebilirsiniz.

Şampiyonluk ve Askerlik


Tarih 29 Ocak 2017. Avustralya Açık finalinde Federer ile Nadal karşıya gelecek. Ancak ben askerdeyim. Olayları başa alalım. Ankara'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda askerlik yapıyorum. Nizamiye görev yaptığım yer. Normalde Pazar günü çarşıya çıkarım, maç anında bir internet cafe'de maçı izlerim diyorum. Ama sonra haber geliyor. Çarşılar kilit. Tabii böyle olunca üzülsek de daha sonra bölük komutanı tarafından ''Çarşısı olanlar nizamiyeye gelmesin, gazino'da takılabilir'' haberi geliyor. Tabii böyle olunca ben bir şekilde ayarlıyorum ve nizamiye içinde yer alan bekleme salonunda tv karşısına geçiyorum. Tabii rahat değilim. Baskı var. Ancak kimseyle göz göze gelmeden sadece maçı izlemek istiyorum. Hatta bir ara bir albay geliyor, bekleme salonunda oturuyor, telefonu ile ilgileniyor ancak kumanda onun önünde duruyor. Gidiyorum önünden kumandayı alıp açıyorum Eurosport'u. Bu size biraz zor bir şey gibi gelebilir ancak nizamiye görevlisi olduğumuzdan orası bize emanet. Televizyon da. Maç muazzam geçiyor, bazı puanlarda ayağa kalkmaya yelteniyorum. Normalde tabur komutanı falan gelir, o gün şansıma gelmiyor kimse. Yerimden bile kalkmadan maçı komple bitiriyorum. Müthiş maç oluyor, Federer kazanıyor, mutlu oluyorum.

Ve 28 Ocak 2018. Bu kez yine Federer finalde, rakip Cilic. Bu kez evdeyim. Ortam şahane. Yine efsane maç oluyor. Yine Federer gülüyor. Kariyerinin 20.grand slam şampiyonluğuna ulaşıyor, tarih yazıyor. Cilic'e de paragraf açmak lazım. Müthiş bir mücadele sergiliyor. Sürekli geriden gelip setlerde eşitliği sağlıyor. Ancak bir yerde Federer'in kalitesi devreye giriyor.

Maç sonunda Federer konuşmasını tamamlayamayıp ağlamaya başlıyor. Biz de ekran karşısında duygulanıyoruz. 2 sene arayla iki Federer finaliyle ve gelen şampiyonlukla mutlu oluyorum. Hayatımda şartlar, bulunduğum yerler değişiyor ancak Federer ve şampiyonluklar değişmiyor.

Böylesine bir sporcuyu da izlediğimiz için şanslı olduğumuzu bir kez daha anlıyoruz.

Trabzonspor 1 Fenerbahçe 1


Fenerbahçe Trabzonspor deplasmanından 1-1'lik beraberlikle döndü. Sadece bu cümle üzerinden baksak Trabzon gibi zor deplasman, yeni statta ilk derbi, binlerce taraftar, ateşli atmosfer 1 puan kötü diyemezdik ancak iş öyle değil.

Öncellikle ben herhangi bir Fenerbahçe hocasının Hasan Ali gibi yetenekleri kısıtlı bir oyuncuyu ön libero oynatmasını doğru bulmuyorum. Hoca tercihidir, antrenmanda denemiştir, kusursuz oynamıştır, fayda sağlayacağını düşünmüştür ayrı konu. Ancak elinde Oğuz Kaan gibi Konyaspor maçında oynattığın -bana göre kötü de oynamadı- oyuncu varsa onun oynatılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Ya da kimsenin tanımadığı ama oyuna girdikten sonra etkisini gördüğü Eljif Elmas. Tabii ülkenin büyük kısmı Hasan iyi oynasa ya da gol atsa ya da çok iyi işler yapsa sesini çıkarmazdı ancak iyi ya da kötü Aykut Kocaman'ın sezon başındaki Sturm Graz maçında söylediği gibi ''Kendi mevkisinde oynama alışkanlığı olduğundan Ahmethan'ı tercih ediyorum.'' açıklamasında olduğu gibi bir karar vermesini beklerdim.

Valbuena tercihine gelirsek. Valbuena takımın en golcü ikinci oyuncusu, en çok asist yapan oyuncusu. Oyuna girdikten sonra etkisini hepimiz gördük. Savunmaya yardım etmiyor diye bu oyuncudan vazgeçmek ya da 60.dakika sonra izlemek hocaya doğru gelebilir ancak bana gelmiyor. Ben Fenerbahçe taraftarı olarak sahada yetenekleri kısıtlı Aatıf, Alper, Dirar gibi oyunculardansa arada top kaybı yapan, savunmaya yardım etmeyen ama top her ayağına geldiğinde olumlu işler yapan Valbuena'yı görmek isterim. Fenerbahçe'de kısa vadede çözülmesi gereken olay budur. Fenerbahçe taraftarları galibiyet tabiiki ister ancak sahada o galibiyet gelirken de iyi işler yapan futbolcu görmek ister. Yıllardır söylediğim gibi Fenerbahçe iyi kadro kurmalı, iyi futbol oynamalıdır. En azından oynamasa bile o isteğini sahada göstermelidir.

Mücadele böyle iki kritik hamleyle başladı. Ancak kadro kötü olsa da oyuncuların aşırı istekli olması nedeniyle Trabzonspor karşısında oldukça iyi başladık. İsmail ya da Alper ya da Aatıf golü atsa skor avantajını da alıp daha rahat bir maç izleyebilirdik. 2.yarı ise Sosa hamlesi yapan Trabzonspor oyunda üstünlüğü aldı ve Burak Yılmaz'ın golüyle öne geçti. O dakikadan sonra Valbuena ve Eljif Elmas hamlesi oyunu tekrardan Fenerbahçe'ye döndürdü ve Josef'in attığı gol ile de meyvesini aldı. Hatta golü biraz erken bulabilsek galibiyet de gelebilirdi.

Valbuena oyuna girdikten sonra kısa sürede oldukça faydalı işler yaptı. Kritik ortalarının, paslarının yanında golün asisti de ondan geldi.

Aatıf ve Dirar Fenerbahçe'de hiç kesilmeyecek oyuncular değil. Bir Fenerbahçe taraftarı nasıl oluyor da bunu savunuyor gerçekten anlamıyorum.

Alper ise geldiği günden bu yana arada parlasa da genel olarak iyi değil. Kendini de geliştirmiyor, çalışmıyor da sanırım. Fenerbahçe gibi bir takıma gelen Alper'in çok daha istekli, konsantre ve çalışkan olması lazım. 

Ozan Tufan nerede?

Fenerbahçe takımı yetenek olarak geride. Yetenekli oyunculardan kurulu bir takım değiliz ancak maçlara Aykut Kocaman'ın dediği gibi başlamasak da önce vursak, sonra tutsak. Bunu düşünüyorum. Mesela Valbuena ilk 60 dk oynasın sonra Aatıf girsin tutsun madem bu yönüyle tercih ediliyor.

Valbuena çaba harcarken takım kötüydü, takım iyi Valbuena yok. İyi takımda Valbuena'yı izleyemedik yani.

Fenerbahçe bu beraberlikle puanını 37 yaptı, Galatasaray ile fark 4. Başakşehir ve Beşiktaş deplasmanları sonrası fark iyice açılırsa Fenerbahçe için yol daralır. Zaten yetenek eksiklerini mücadele ederek kapatmaya çalışan bir takımız. Psikolojik olarak da geri düşersek sezon bitebilir. O 2 maç çok kritik.

Haftaya Kadıköy'de Gençlerbirliği'ni ağırlıyoruz. Son 6 maçında kaybetmeyen bir Gençlerbirliği. Zor maç olur. Puan kaybı ligi bitirir.

Fenerbahçe'nin herkes kazanmasını istiyor ancak bunu daha doğru işlerle görürsek tüm camia mutlu olacak. Gençlerbirliği maçını bu açıdan da merak ediyorum.

Sonsuza kadar yanındayız.

28 Ocak 2018 Pazar

Rakibimiz; Trabzonspor


18 haftada 10 galibiyet, 6 beraberlik ve 2 yenilgi. Aslında 18 haftaya baktığın zaman 2 yenilgi almak kötü değil. Belki 6 beraberlik sıkıntı ama Fenerbahçe'de sıkıntı olan şey galibiyetler, yenilgiler, beraberlikler değil. Camia takıma inanmıyor çünkü istikrarlı bir oyun yok. Ve kadro olarak da, teknik direktör olarak da geride olduğumuzu düşünüyor. Geçen hafta Göztepe karşısında ilk 30 dakika kusursuz oyun ardından kontak kapatma ve ardından gol yedikten sonra tekrar atma için uğraşma. Fenerbahçe maçları genelde böyle geçiyor. Trabzonspor ligin en zor deplasmanlarından birisi. Yıllardır maçlar oyundan çok olaylarla anılıyor. Bu kez neler olacak bilinmez ama Fenerbahçe ilk kez yeni stadyumuna konuk oluyor Trabzonspor'un. Geçen sezon Avni Aker stadyumunun kapanış maçında oynadığımız maçı 3-0 kazanmıştık. Maçı askerde gazino'da onlarca asker ile izlemiş, galibiyetle beraber oldukça mutlu şekilde uyumuştum. Bu kez o kadar rahat maç olmaz. Fenerbahçe'de Skertel, Şener, Giuliano, Neto ve Janssen gibi eksikler var. Alper, Aatıf, Fernandao ile gol arayacağız. Valbuena da hoca kararı ile kenarda oturacak. Ligin en çok asist yapan ikinci oyuncusu, Fenerbahçe'nin en çok asist yapan oyuncusu, en çok gol atan ikinci oyuncusu. Bunu görmek istemiyorum. Yarın Guilano'nun yokluğunda kontra ataktan gol arayacak bir oyun oynamamız muhtemel. Zaten ilk golü atarsak da kapanırız. Bana göre maçı belirleyecekler Aykut Kocaman ve Trabzonspor seyircisi olacak. Fenerbahçe için bir final maçı daha. 19:00'da başlayacak maçı Ali Palabıyık yönetecek. BeIN Sports naklen yayınlayacak.

27 Ocak 2018 Cumartesi

Şampiyon


2 kez sezonu bir numara kapattı, 2 kez grand slam finali kaybetti, evlilik aşamasına gelmişken son anda düğünü iptal oldu, ayrıldı, kötü günler geçirdi. Ancak o oradan ayağa kalktı ve tekrardan 1 numaraya yükseldi. Üstelik bunu kariyerinde ilk kez bir grand slam şampiyonluğu ile yaptı. Wozniacki üzerindeki tüm eleştirileri yıktı ve kariyerinde eksik olan adımı attı. Yıllardır takip ettiğim, sempatikliği ile dikkatleri üzerine çeken Wozniacki'nin böylesine bir zafer almasına acayip sevindim. Umarım böyle devam eder. Halep karşısında şampiyonluğa 7-6, 3-6 ve 6-4 ile ulaştı. Halep 3.finalinden de yenilgiyle ayrıldı.

26 Ocak 2018 Cuma

Fenerbahçe Doğuş 86 Barcelona Lassa 82


Fenerbahçe Doğuş Euroleague 20.hafta maçında Barcelona Lassa'yı 86-82 yendi ve 14 galibiyetle haftayı 2.sırada tamamladı.

Mücadele öncesi Heurtel oynasın, Fenerbahçe kazansın demiştik. Öyle de oldu. Ancak maçın başına dönelim. Fenerbahçe iyi başladığı maçta özellikle Wanamaker'ın 13 sayı attığı ilk çeyreği 22-18 önde tamamladı. 2.çeyrek Barcelona Heurtel ve Tomic ile etkili oldu ve ilk yarıyı 44-42 önde tamamladı. 3.çeyrek ise Fenerbahçe'nin hem hücum hem savunma anlamında öne çıktığı çeyrek oldu. 23-13 biten çeyrek bir şekilde maçı da Fenerbahçe'ye iyice yaklaştırdı. Son çeyrek fark 10 sayıya çıksa da Barcelona 2 sayıya kadar indirmeyi başardı. Ancak Fenerbahçe krize girmeden maçı 86-82 kazandı.

Heurtel oynadığı zaman Barcelona kaybediyor. Çünkü Heurtel topu elinde tutuyor, pas vermiyor, kendi şut atıyor ve arkadaşlarını oyundan soğutuyor. Oyuncular hücumda soğuyunca bu savunma dirençlerine de yansıyor. Özellikle Heurtel'in fark 3'e indiği an kimseye pas vermeden gelip attığı şut bunun çok net özeti oldu. Ve maç öncesi dediğimiz olay gerçekleşti ve Barcelona Heurtel'in +20 ranking yaptığı bir maçı daha kaybetti.

Fenerbahçe'de 2 oyuncu öne çıktı. Wanamaker ve Melli. Melli 23 sayı, Wanamaker 24 sayıyla oynadı. 

Maçı 22 asistle tamamladık. Sloukas 6, Wanamaker 7 asistle oynadı.

% 40 üçlük yüzdesi, % 60 ikilik yüzdesi ve % 74 serbest atış yüzdesi yakaladık. Yalnız bir takımın şu serbest atışları % 85 altına düşürmemesi gerekiyor. Kolay yoldan sayı şansı varken 7 atışın kaçmış olması kötü bir şey. Ben yetkili olsam özel olarak herkese serbest atış antrenmanları da yaptırırım.

Barcelona'da Heurtel 21 sayı ile oynarken Tomic de kariyerinin son döneminde en iyi maçını oynadı. Maçı 27 ranking ile 20 sayı, 7 ribaund ile tamamladı.

Ahmet'in büyük potansiyeli var ve her geçen gün daha da iyi oluyor. Vazgeçilmez oyuncu olduğu zamanı görmek istiyorum.

Salon yine bildiğimiz gibiydi. En kritik anda bile tezahurat etmeye üşenen bir kitle.

Euroleague'de üst üste 5.galibiyetimizi de aldık.

Haftaya Perşembe günü son 4 maçta 3 yenilgi alan Olympiakos ile deplasmanda oynayacağız. Sezonun mesaj maçlarından birisi. Galibiyet sadece 2 puan demek değil, çok şey demek.

Hamza Dursun ve Kış Olimpiyatları


Hamza Dursun. Türkiye'yi 2018 Kış Olimpiyatları'nda temsil edecek 8 sporcumuzdan birisi. Kayaklı Koşu yarışacağı spor dalı. Hamza Dursun 6 çocuklu bir ailenin sporcu bireyi. 1994 doğumlu. Öpücük hastalığı diye bilinen 'Mononükleoz enfeksiyonu'na kapıldı ve 1 yıl bu hastalık ile boğuşmak zorunda kaldı. Spor yapamayacağını düşünüyordu, sinirinden kayak malzemelerini bile yaktı ama ailesinin de desteğiyle önce hastalığını yendi ardından çalışmalara geri döndü. 2014 Soçi'ye gidip Türkiye'yi temsil etmek hayaliydi ancak Türkiye'ye kota çıkmayınca o hayalini 4 yıl ertelemek zorunda kaldı. Güney Kore'de ülkemizi temsil etmeye hak kazandı.

Hamza Dursun 15 yaşında başladığını söylüyor kayağa. Maddi yetersizliklerden iyi koşullar bulamasa da araba lastiğini beline bağlayarak, ağrı sokaklarında, bayırlarında tekerlekli kayakla antrenmanlara devam ederek hazırlandı. Bu antrenmanları yaparken anne ve babasından büyük destek aldığını onlar olmasa asla spora geri dönemeyeceğini söylüyor Hamza.

Hamza iyi bir Fenerbahçeli olduğunu da ekliyor. Hatta Fenerbahçe kulübüne mektup yazdığını, Ağrılı bir sporcu olduğunu ve maddi yönden yardıma ihtiyacı olduğunu ve bu sebeple destek beklediğini de söylemiş. Ancak ne bir cevap ne de bir sonuç çıkmamış.

Hamza şimdi P&G ile çekilen reklam filmi ile biraz olsun nefes aldı. İlk kez bir sponsorluk aldığını söylüyor. Bu sayede de annesi ilk kez bir yarışını izlemek üzere Hamza'nın yanında olacak ve Kore'ye gelecekmiş.

Türkiye gibi büyük bir ülkeden olimpiyatlara sadece 8 sporcu göndersek de Hamza gibi sporculara sahip çıkmamız lazım. Ağrı'dan Kore'ye uzanan hikaye nereden bakarsan bak takdiri hakediyor. Yolu açık olsun.

Barcelona 2 Espanyol 0


1-0'lık ilk maçın rövanşında Barcelona Espanyol'u Suarez ve Messi'nin golleriyle 2-0 yendi ve Kral Kupası yarı finaline yükseldi. Barcelona hiç zorlanmadan güle oynaya yarı finale çıkmayı başardı. Özellikle Messi yine kusursuz oynadı. İlk golde Vidal'in asisti harikaydı. Coutinho 68.dakika Iniesta'nın yerine oyuna girdi. Leganes, Valencia ve Sevilla diğer yarı finalistler. Barcelona tüm kulvarlarda yoluna emin adımlarla devam ediyor.

Coutinho Sahada

Ve Coutinho Barcelona forması ile ilk kez sahada. Umarım uzun yıllar başarıyla bu forma altında izler ve atacağı gollere, yapacağı asistlere şahitlik ederiz. İlk maçında Suarez iyi bitirse asist de yapmış olacaktı. Bu daha başlangıç...


Michael Jordan & Larry Bird


Michael Jordan masa tenisi oynuyor arkada Larry Bird bira içiyor. Harika fotoğraf desek az kalır. 1992'den.

Messi'ye Ne Oldu?

Barcelona Espanyol karşısında Camp Nou tarihinde 4000.golüne ulaştı. Ve bu gollerin % 10'u Messi'nin imzası altında gerçekleşti. Bu korkunç bir istatistik. Bir adam tek başına tarih yazıyor. Ayrıca hayatımda tüm maçlarını izlediğim tek futbolcu Messi'dir. İlk maçında son maçına tüm maçlarını izledim, tüm maçlarına canlı şahit oldum. Ve o Messi belki de kariyerinde en istekli zamanı yaşıyor desem yanlış olmaz. Messi normalde 2-0 olan maçlarda ya da skor olarak rahatlayan maçlarda son 10 dk top almaz, kendini bir kenara atar maçın bitmesini beklerdi. Ancak ne olduysa son 3 maç 80.dakikadan sonra bile defansın önüne kadar gelip top alan, ısrarla gol arayan, ısrarla pres yapan, ısrarla adam kovalayan bir Messi izliyoruz. Gerçekten kariyerinde zaten isteksiz zamanı olmadı ancak bu son periyot ''Messi'ye ne oldu?'' sorusunu sormamı gerektiriyor. Eğer bir basın mensubu olsam Messi'ye ilk soracağım soru bu olurdu. İzlemek zaten keyifliydi, son zamanlar ile beraber bu zirveye çıktı. 

Ne Oldu da Devran Değişti?

Fenerbahçe resmi sitesine bakayım dedim gece bir de baktım ki Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticilerinden Metin Doğan ile taraftar grupları bir araya gelmiş ve değerlendirme ve istişare toplantısı yapılmış. Açıkcası böyle bir şeyin olması güzel. Yıllardır savunduğumuz şeyler. Fenerbahçe başarı istiyorsa, Fenerbahçe birlik beraberlik istiyorsa taraftara yakın olmak zorunda ancak neden şimdi?

Bunun nedeni yakın bir zamanda olacak seçim mi? Statta olumsuz tezahuratların olmasını engellemek mi? Yıllarca paralı köpekler dediğin Genç Fenerbahçeliler'e şimdi ne oldu da kapını açıyorsun? Genç Fenerbahçeliler kendilerine yapılan bu kadar hakarete rağmen, Sefa abi üzerinde oynanan oyunlara rağmen nasıl oluyor da kulübün böyle bir davetini kabul ediyor? Açıkcası bu soruların cevaplarını herkes kendi kendine verebilir. Fenerbahçe sevgisi ağır basıyor diyebilir, Fenerbahçe için tüm lafları yutabiliriz diyebilir. Fenerbahçe bir adım atarsa biz 10 adım atarız diyebilir. Ancak bana tek sebep olarak tek bir şey geliyor. Seçim.

Aziz Yıldırım Mayıs ayında yapılacak başkanlık seçimine hazırlanırken kendi lehine olacak her adımı atıyor ve bu adıma herkes uyuyor. Bir şekilde insanları kandırıyor.

Şahsen ben Fenerbahçe'yi çok seviyorum, Fenerbahçe için her şey yaparım ancak geçmişte bir çok yanlış yapan, gelecekte de yapması muhtemel bir kişinin düzenlettiği toplantıya katılmazdım. Fenerbahçe'yi kendi değerlerimize sahip çıkarak sevmek de mümkün. Bakalım seçime kadar daha ne toplantılar, ne kararlar göreceğiz.

Heurtel Oynasın, Fener Kazansın


Fenerbahçe Euroleague 20.hafta maçında sahasında Barcelona'yı konuk edecek. 4 maçlık galibiyet serisi ile çıkıyoruz bu maça. Nunnally'nin sakatlığı sürüyor. Kalinic antrenmanlara başladı ama bu maçta oynayacağını düşünmüyorum. Riske edilmez. Euroleague haftanın maçı olarak seçildi. Bu yüzden gözler bu maçta olacak. Fenerbahçe 4 maçtır iyi oynuyor ve kazanıyor. Barcelona ise son 10 maçta 3 galibiyet alabildi. Oldukça kötüler. Barcelona'da top Heurtel'in elinde olunca, Heurtel 20 ranking üzerine çıkınca maçları kaybediyor. Valencia maçında 26 ranking ile oynadı 81-76 kaybettiler, Malaga maçında 24 ranking ile oynadı 90-83 kaybettiler, Kızılyıldız maçında 20 ranking ile oynadı 90-82 ile kaybettiler. Yani buradan çıkan sonuca göre Heurtel kendine oynarsa, topu paylaşmazsa, çok şut atarsa istatistiklere göre maçı iyi bir şekilde tamamlayacak ancak Fenerbahçe kazanacak. 20:45'de başlayacak maçta Fenerbahçe'nin Heurtel'i riske edeceğini, topla oynamasını sağlayacağını düşünüyorum. Bakalım istatistikler devam edecek ve Heurtel oynayıp, rakip kazanacak mı? Göreceğiz.

25 Ocak 2018 Perşembe

Final


6-3 ve 7-6 ile Mertens'i 2-0 ile geçen Wozniacki Avustralya Açık kadınlar finaline yükselmeyi başardı. Yıllardır sempatikliği ve güzelliği ile ilgi odağı olan Wozniacki kariyerinin 3.grand slam finaline çıkmayı başardı. 2009 US Open'da Kim Clijsters'a 7-5, 6-3, 2014 Us Open'da Serena Williams'a 6-3'lük setlerle kaybetmişti. Bu kez finalde rakibi Halep olacak. Halep de 2 finalini Roland Garros'da oynamıştı. 2014'de Maria Sharapova'ya, 2017'de Ostapenko'ya kaybetmişti. 2 oyuncu da 3.kez final oynayacak henüz şampiyonlukları yok. Halep 1 numara, Wozniacki 2 numara. 7.kez karşı karşıya gelecekler. Son 3 maçı Wozniacki kazanmayı başardı. Sezon sonu turnuvasında Ekim ayında Wozniacki rakibine sadece 2 oyun vererek galibiyete ulaşmıştı. Açıkcası bu maç her şeyin olabileceği bir maç. Ancak gönlümüz Wozniacki'den yana. Kariyerini 2 kez 1 numara kapatan Wozniacki'nin artık bir şampiyonluk yaşaması lazım. Bunu haketti. Maçı Cumartesi 11:30'da Erman Yaşar'ın anlatımı ile Eurosport 1'den izleyebilirsiniz.

Mascherano Veda Etti

Mascherano Barcelona'ya veda etti. 2010 ile 2018 yılları arasında forma giydiği Barcelona'dan bir çok kupa, bir çok farklı mevki, bir çok iyi maçı geride bırakarak ayrıldı. Kulüp de ona hakettiği vedayı yapmış. Mascherano kariyerini Çin'in Hebei Fortune takımında sürdürecek. Bu arada Mascherano Barcelona kariyerinde tek golünü 26 Nisan 2017 tarihinde 7-1 biten Osasuna maçında attı. 5-1 devam ederken kazanılan penaltıyı kullanan Mascherano ilk ve tek Barcelona golüne imza atmıştı. 



Van Persie = Hayal Kırıklığı


Fenerbahçe'den bir Van Persie mi geçti diyeceğiz? Geldiği zaman sevinmeyen var mıydı? Bence çok azdır çünkü kötü durumdayken gelmedi. Tamam sakatlıkları vardı ancak Van Persie bir markaydı. Premier lig tarihine geçmiş bir oyuncuydu. Çok sevindik. Ancak beklediğimizi karşılamadı. Bazı maçları çok iyiydi. Derbilerde golünü attı. 87 maça çıktı, 36 gol attı, 7 asist yaptı. Ancak gerek hocaların tercihleri, gerek Fenerbahçe camiasının yanlış yönlendirmeleri, baskıları gerekse de Van Persie'nin futbol oynamamak istemesi nedeniyle süreç kötü geçti.

Belki de şampiyonluklar, kupalar, goller ile Kuyt gibi gideceğini düşünüyorduk olmadı. Her şey için teşekkür etmeli miyiz? Ben etmiyorum. Edene de bir şey demem.

Ve Fenerbahçe kariyerini de 2 kelimeyle özetlerim; Hayal Kırıklığı.

Lady Bird


Oscar'a aday olan filmlerden birisini daha internetin verdiği hizmetler sayesinde izledim. Türkiye'de 2 Mart 2018 tarihinde vizyona girecek.

Lady Bird. Uğur Böceği. Lisenin son yılı, üniversite belirsizliği, annesi ile yaşadığı sıkıntılar, büyümenin getirdiği sancılar ve bir kızın hayatı.

Komedi/Dram türünde bir film. Ancak ben komedilik bir şey göremedim. Zaten en son ne zaman hangi yabancı filme güldüm gerçekten hatırlamıyorum.

Lady Bird rolünde Saoirse Ronan, annesi Marion rolünde Laurie Metcalf, babası Larry rolünde Tracy Letts, Lucas Hedges, Timothee Chalamet, Beanie Feldstein, Lois Smith, Odeya Rush, Jordan Rodrigues, Stephen Henderson oyuncu kadrosu.

Film 5 oscar adaylığı aldı. En iyi film, en iyi yönetmen, en iyi kadın oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi orijinal senaryo adaylıkları aldı.

Saoirse Ronan oldukça iyi oyunculuk sergilemiş. Sanki oyunculuk değil de normal hayatını kameraya almışlar gibi. Şimdi okula gitsek, eve gitsek bu kızı göreceğiz gibime geliyor. En iyi kadın oyuncu ödülünü alırsa şaşırmam.

''Hükümet üstümüze takip cihazı koymadı, biz alıp koyduk.''

İzleyin, kesinlikle vakit kaybı değil. Ayrıca büyük beklenti ile izlemeyin beğenirsiniz de. Sadece en iyi oscar ödülünü böyle bir filmin almasını istemem şahsen.

24 Ocak 2018 Çarşamba

Pardon


İzlemediğimi söyleyince şaşıranlar, nasıl izlemezsin diyenler olmuştu. Ve böyle tepkiler gelince hemen indirip izledim.

İlk önce şunu söyleyelim filmin konusu harika. Türkiye'de insanların haksız şekilde bir çok kez böyle cezalar aldığını yıllarca gördük ve günümüz Türkiye'sinde de görmeye devam ediyoruz. İnsanlar suçu olmadığı halde yıllarını hapiste geçiriyor ve düzen asla değişmiyor. Bu film bunu fotoğrafta da yazdığı gibi komik şekilde anlatmayı başarıyor. 

Ferhan Şensoy, Rasim Öztekin, Zeki Alasya, Erol Günaydın, Ali Çatalbaş, Bülent Kayabaş, Sermiyan Midyat ve Şahnaz Çakıralp oyuncu kadrosu.

Duman - Manası Yok ve Edip Akbayram - Aldırma Gönül şarkıları filme renk katmış.

Askerin kapıda oynadığı sahne harikaydı.

Sen nereden tanımıyorsun beni?

Asuman.

Sorgu sahneleri, tren sahneleri efsaneydi.

Rasim Öztekin oyunculuğu muazzam ya. Bayılıyorum.

Filmi çekildikten 13 yıl sonra izlesem de keyif aldım. Belki önceden izlesem daha da keyif alırdım, bilemedim.

Yalnız gerçekten söylendiği kadar iyi filmmiş. Hem güldürüyor, hem keyif veriyor hem de sosyal mesaj veriyor. Bir daha izlerim kesin.

Three Billboards Outside Ebbing, Missouri


Oscar adaylarından birisi. İyi bir film. Ancak ben en iyi film ödülü alabileceğini düşünmüyorum. 7 tane adaylığı var. Diğer adaylıkları değerlendirebilmek için de tüm filmleri izlemek lazım. Biz şimdi film hakkında yazalım.

Three Billboards Outside Ebbign, Missori. Vahşice öldürülen kızının intikamını almak isteyen bir annenin başından geçenleri anlatıyor. Anne kimselerin geçmediği eski bir yolun üzerinde bulunan ve senelerdir reklam alınmayan 3 tane billboardu kiralıyor ve kızının ölümüyle ilgili reklam veriyor. Ancak bu yaklaşımı sonucunda polisler de, polislerin arkadaşları da, kendi arkadaşları ve ailesi de bu kararın karşısında yer alıyor. Tek başına kalan Mildred yine de pes etmiyor ve kızının başına gelenleri aydınlatmak istiyor. Her geçen gün daha da asabileşen Mildred hedefine ulaşacak mı göreceğiz...

Başrollerinde Frances McDormand, Woody Harrelson, Sam Rockwell, Peter Dinklage, John Hawkies gibi isimler var.

Game of Thrones'dan bildiğimiz Tyrion Lannister'ı yani Peter Dinklage'ı fimlerde görünce mutlu oluyorum. 

Mektup olayı çok iyiydi. Mektuplar. Filmi izleyince anlayacaksınız.

Oyunculukların oldukça iyi olduğu bir film.

Yönetmen Martin McDonagh Seven Psychopaths ve In Bruges filmlerinin yönetmeni. In Bruges filmini izleyip çok sevmiştim.

En iyi film müziği, en iyi film kurgusu, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi kadın oyuncu, en iyi orijinal senaryo ve en iyi film olmak üzere 6 kategori, 7 aday. 

Film 2 Şubat 2018'de Türkiye'de vizyona girecek. Tabii öncesinde izlemeniz de mümkün.

23 Ocak 2018 Salı

Tiyatro: Keşanlı Ali Destanı

2018 hayatımda en çok tiyatro oyununa gittiğim yıl oldu. Özellikle ilk gittiğim oyundan sonra seçtiğim oyunlar benim tiyatroya olan ilgimi daha da arttırdı. İlk oyun o kadar iyi değildi ama sonra gittiğim 2 oyun harikaydı. Büyük keyif aldım.

Cumartesi saat 15:00'de Keşanlı Ali Destanı oyununa gittim. Oyun Haldun Taner'in efsane olmuş eseri. Sineklidağ sakinlerinin ve Ali'nin hikayesini anlatıyor. Çamur İhsan, Ali ve Zilha başrol oyuncuları. Çamur İhsan Zilha'nın dayısı, Zilha Ali'nin aşık olduğu kız. Bir gün Zilha'nın amcası öldürülür ve suçu Ali'nin üstünde kalır. Hapise girip çıkan Ali bu işin kendisine ün, şan ve şöhret getirdiğini görünce hayatını buna göre yaşamaya başlar. Ancak bir süre sonra yine de aşkından dolayı Zilha'ya açılır.

Oyun 2 perde olarak oynanıyor. Toplam süresi 2 saat 15 dakika.

Özellikle şimdi adını bile hatırlayamadığım bir oyuncu vardı ki bana göre en iyi performansı o sergiledi. Ali rolünü oynayan aşağı koyduğum fotoğrafta oturan kişi. Benim oyunculuğunu beğendiğim kişi ise onun tam arkasında ayakta duran kişi. Ali rolündeki oyuncu da gayet iyiydi.

Oyunun seyirci ile bir arada ilerlemesi güzel. Bazı sahneler bizden de destek aldı. Yalnız herkes oyuna konsantre olduğu için bir sahnede oyuncular bize bakıp bir şey söyleyince kimseden hareket olmadı. Bir oylama sahnesinde kabul edenler dedi, baktı ses yok, ışıkları açtırdı, tekrar tekrar söyledi, o zaman elleri kaldırdık. Keyifli bir sekans yaşadık.

Müzikal oyunlar keyifli oluyor. Bu oyunda da onu gördük. Zaten ana şarkıyı bilenler vardır. Bilmeyenler buradan dinleyebilir.

2012'de İstanbul'dan gelen oyunla beraber Keşanlı Ali Destanı'nı izlemiştim. O kadro Türk tiyatrosunun usta isimleriyle oynanmıştı. Dekoru da, oyunculukları da daha iyiydi. Ancak bu da çok iyiydi.

Özellikle Kocaeli'den bu yazıyı okuyacaklara hatırlatma. Keşanlı Ali Destanı 1 Şubat 20:00, 2 Şubat 20:00, 3 Şubat 15:00 ve 20:00 saatlerinde Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde sahnelenecek. Bilet fiyatları 8 ve 5 TL. Biletler buradan.

Her geçen gün daha da hakim oluyorum, daha da seviyorum. Tiyatrolara gitmeye devam edeceğim.

2018 Oscar Adayları


90.Oscar adayları açıklandı. Sunuculuğunu Jimmy Kemmel'ın yapacağı törenler 4 Mart'ı 5 Mart'a bağlayan gece yapılacak. The Shape of Water 13 adaylıkla en çok adaylık alan film durumunda. Dunkirk 8 ve Three Billboards Outside Ebbing, Missouri 7 adaylıkla arkasından geliyor. En iyi film adayları; Lady Bird, Get Out, Three Billboards Outside Ebbing, Missouri, The Shape of Water, Dunkirk, The Post, Call Me By Your Name, The Darkest Hour ve Phantom Thread. 4 Mart'a kadar tüm filmleri izleyip buraya bir de tahminlerimi koyarım. Zaten tüm fimleri izleyip de ödül törenini takip etmek çok daha keyifli oluyor. Bu arada tüm adaylıkları aşağı bırakıyorum. Wikipedia'dan aldım.




22 Ocak 2018 Pazartesi

Real Betis 0 Barcelona 5


Barcelona maçları esnasında ya da sonrasında gerçekten yüzüm gülüyor. Hayatımda hiç Barcelona'ya gitmedim, orada oynayan futbolcuları görmedim. Ancak inanılmaz şekilde kendimi Barcelona'ya yakın hissediyorum. Fenerbahçe ile beraber tüm maçlarını izlediğim tek takım. Hazırlık ya da dandik kupa olması işi değiştirmiyor. Bir şekilde ekran karşısına geçiyorum. Gollerinde ayağa fırlıyorum. Bazen kendimden bile beklemeyeceğim hareketler yapıyorum. Nasıl böyle bir şey olabilir diye şaşırıyorum. Gerçekten Barcelona ve özellikle Messi'nin ciddi hayranıyım. Bana hayatımda yaşattıkları keyfin gerçekten karşılığı yok. Ve bir gün canlı da izleyeceğimi biliyorum.

Real Betis maçı yine keyifli maçlardan biri oldu. İlk yarı 0-0 ve kötü futbol vardı. Barcelona 1-2 kez denemiş ancak sonuç alamamıştı. Ancak 2.yarı çok başka bir şey izledik. Rakitic, Messi, Suarez, Messi, Suarez golleri atan futbolculardı. Gollerin hazırlanışı, asistler, paslaşmalar. Her şey kusursuz.

Barcelona'nın 5-0'lık galibiyeti ve en yakın rakiple 11 puana çıkan fark. 

Ancak bunun sebeplerinden en büyüğü 86.dakika ceza sahasının önüne kadar gelip top isteyen, topu aldıktan sonra rakiplerini geçip arkadaşlarına gol attırmak isteyen, 92.dk skor 5-0'ken atak yapmaya çalışan Messi. Gerçekten izlediğimiz için şanslıyız. Bu kadar futbolu seven, sadece futbolu düşünen bir adam izlemedik. Kendine de saygısı var, bizlere de saygısı var. Belki bir vefa borcunu ödüyor. Ya sağlık sorunları yaşarken yardımcı olan Barcelona'ya sahada teşekkür ediyor, ya iyi para aldığı için hakkını vermek istiyor, ya futbola gerçekten tahmin ettiğimizden çok daha fazla bağlı ya da başka bir şey. Bilemeyiz sebebini ama bildiğimiz bir şey var tarihin gelmiş geçmiş en iyi futbolcusunun tüm kariyerine şahitlik ediyoruz. Şanslıyız.

30 maçta 25 gol atan Messi ve 27 maçta 16 gol atan Suarez gollerine devam ediyor.

Suarez de berbat bir sezon başlangıcından sonra kendine geldi. Kusursuz işler yapıyor. Rakitic'e attığı pas olağanüstüydü.

La Liga yayıncılığı konusunda bu sezon en keyif aldığım maç oldu. İsmail Şenol ve Bülent Timurlenk nefis bir yayın yaptılar. Anılar, hikayeler, analizler, sohbet. Zaten sahada topun kimin ayağına geldiğini görüyoruz. Söylemeleri şart değil. Böyle yayıncılık daha çok keyif veriyor. En az maç kadar keyif aldık ikiliden. Sezonun kalanında da dinleyebiliriz umarım.

Perşembe günü 23:30'da Espanyol ile 0-1'lik yenilginin rövanşı var. Espanyol'un bir golünde Barcelona'nın atması gereken gol sayısı 3. İyi maç olur ama Barcelona 0-1'i rahatlıkla çevirebilecek bir takım. Bakalım neler olacak. Pazar günü de Alaves ile Camp Nou'da oynuyoruz.

21 Ocak 2018 Pazar

Söz


Fenerbahçe-Göztepe maçında Genç Fenerbahçeliler tarafından Sefa abi anısına yapılan koreografi.

19 Ocak 2018 Cuma

Daha


Büyük beklentiyle gittim, filmi de beğendim ama bir daha izlemek ister miyim? Hayır. Bir filmi değerlendirirken böyle de bakıyorum. Ben bu filmi bir daha izler miyim? sorusunu soruyorum kendime. Onur Saylak'ın yönetmenliğinde Hayat Van Eck ve Ahmet Müntaz Taylan'ın başrollerinde olan film Hakan Günday'ın aynı isimli romanından uyarlanmış. Küçük bir sahil kasabasında babasının yanında yaşamını sürdüren Gaza babasının işleri nedeniyle oldukça mutsuzdur. İnsan kaçakçılığının içinde ve babasının baskılarıyla yaşamak zorunda kalan Gaza'yı, yaşanan dramı, insanların yaşadıkları sıkıntıları gözler önüne seriyor.

Tuba Büyüküstün ne kadar güzel bir insan ya.

Ahmet Mümtaz Taylan'ı ne zaman izlesem aklıma ilk olarak Mecnun'un babası İskender geliyor. Adamın üzerine yapıştı bu rol. Aslında Bir Zamanlar Anadolu'da, Kelebeğin Rüyası'nda, Ejder Kapanı'nda izledim ama İskender rolü çıkmıyor.

Güzel konu, kötü senaryo ve kurgu.

Bir ara kitabını da okuyacağım. Filmlerden sonra kitaplar daha da etkili oluyor.

Ali Koç Başkan Olacak, Güneş Doğacak


''Ben sizlere güvenerek bu yola çıktım. Biliyorum ki sizler de bana güvendiniz. Size her şeyi yapacağımın sözünü veremem ama söylediğim her şeyi yapacağıma söz veriyorum"

Ali Koç'un 18 Ocak 2018'de söylediği bu söz tarihe geçsin. Camianın şu heyecanının karşısında hiçbir aday duramaz. Ali Koç Fenerbahçe kulübü başkanı olmuştur, eksik kalan tek şey resmiyettir.

18 Ocak 2018 Perşembe

Bize Gezmek Olsun


Erkan Can ve Güven Kıraç. Türk sinema ve tiyatrosunun iki büyük ismi. Ve Blu Tv tarafından yapılan nefis bir seyahat belgeseli. Şimdilik 3 bölüm yayınlandı. Sırasıyla 38, 50 ve 49 dakika. 3 bölüm boyunca tek bir yeri gezdiler. Küba. Zaten Küba'yı ya da başka bir ülkeyi tanıtan, gezen bir çok seyahat programı izledik. İnternette de bulabiliyoruz. Ancak bu ikili çok başka şekilde gezmiş. Ellerinde sürekli purolar, sürekli içilen alkoller, tadılan içkiler, keyifli goygoy. Zaten başka türlü kimse Küba'yı 2.5 saat boyunca izlemezdi. Erkan Can ve Güven Kıraç seyir açısından nefis bir program hazırlamışlar. İnsan bu videoyu hazırlayınca gezmek, bir yerlere gitmek, yeni şeyler görmek, yemek, içmek istiyor. Programın devam edip etmeyeceği ile ilgili bir bilgim yok. Blu Tv iyi yapımlarla insanı ekrana bağlamaya devam ediyor.

Paris Saint Germain 8 Dijon 0


Skor 7-0, 83.dakika penaltı kazanılmış, tüm stat Cavani tezahuratı yapıyor ancak sen gidip 3 gol attığın maçta penaltıyı kendin atıyorsun. Gerçekten anlam veremedik. 

Cavani bu maçta attığı golle beraber gol sayısını 156 yaptı ve Ibrahimovic ile gol sayısını eşitleyip PSG tarihine geçti. 

Penaltıyı kendi aldı, 157.golü atıp taraftarlarının önünde tarihe geçmek var, tüm stat adını haykırıyor penaltı kullanman için ancak bir futbolcu çıkıyor ve sana penaltıyı attırmıyor. Neymar belki çok iyi futbolcusun ama bu tarz hareketler seni büyük futbolcu yapacak hareketler. O yüzden de büyük futbolcu olmak herkesin yaşadığı bir şey değil.


Espanyol 1 Barcelona 0


Sezon başında oynanan Real Madrid maçlarından sonra oynanan 29 maçta yenilgi yüzü görmeyen Barcelona 30.maçında deplasmanda Espanyol'a 1-0 kaybetti ve serisini bitirdi.

Çift maçlı bir kupada bu ilk yenilginin gelmesi güzel haber. Haftaya Camp Nou'da Barcelona bu skoru rahatlıkla telafi edebilecek bir takım.

Barcelona maç boyunca bir çok gol pozisyonundan yararlanamadı. Ancak işin en acayibi Messi'nin yine penaltı kaçırmış olmasıydı. Gerçekten penaltılar kabusu oldu. Genelde kaçırdığı penaltılar kalecinin soluna atılan penaltılar. Sadece bunu değiştirerek bile penaltıları daha yüzdeli atabilir. 

Barcelona Pazar günü Real Betis deplasmanında. Zor maç. Bir yenilgi daha gelebilir.

Fenerbahçe Doğuş 67 Panathinaikos Superfoods 62


Bir Fenerbahçeli olarak değil de bir basketbolsever olarak ekran karşısına geçsem maç boyunca çok daha fazla keyif yaşardım çünkü baya iyi maç oldu. Ancak Fenerbahçeli olduğum için doğal olarak tüm maçı büyük bir stres altında izledik ve kazandığımız için de keyifliyiz.

Mücadele boyunca savunma anlamında iyi işler yapan Fenerbahçe hücum anlamında ise sezonun en kötü maçlarından birini geçirdi.

Sırasıyla 18, 17, 12 ve 20 sayı attık. Ancak rakibi iki çeyrek 10 ve 12 sayıda tutunca galibiyet geldi.

En kritik anlarda sahneye çıkan Vesely olmasa bu maçı kazanamazdık. Çok kritik yerde attığı basket, aldığı hücum ve savunma ribaundları ile beraber maçı Fenerbahçe'ye getirdi ve maçın adamı olmayı sonuna kadar haketti.

Skoru sırtlaması beklenen Wanamaker 6'da 1, Datome 5'de 1, Ali Muhammed 8'de 2 ile oynadı ve buna rağmen kazandık. Şu maçı deplasmanda oynasak ya da başka bir takıma karşı oynasak kesinlikle kazanamazdık. 3 oyuncumuz 19'da 4 ile sadece 11 sayı kaydetti.

Thompson iyiydi, 14 sayı, 7 ribaund ile ciddi katkı yaptı. Kritik anlarda yaptığı olumlu işler fazla. Acaba sezon başından beri oldukça eleştirilen Thompson bile Obradovic ile başka bir seviyeye çıkabilecek mi?

12.597 taraftarımız zaman zaman iyiydi. Ancak skorun kafa kafaya gittiği bir maç yine anons ile ayağa kalkmaları, 30 saniye bağırdıktan sonra yine aynı tiyatro moduna dönmeleri gerçekten çok acayip. Bu sezon bitti artık ancak seneye tribünler ile ilgili bir çalışma yapılmalı. Fenerbahçe bunu haketmiyor. Biraz etkili olsak maçları bile belki daha da rahat alacağız. İyi basketbol seyircisinin basket maçına etkisi diğer sporlara etkisinden daha fazla. Hakemin bir ortada kararını lehimize çevirsek bile büyük iş.

İnandık size bu sene... bu tezahuratı keşke tüm salon, fazla bağırmadan, olduğu yerde hatta söyleseydi. İlk çeyrek 5 dk söyledik, harika atmosfer vardı.

% 26 ile üçlük atan bir Fenerbahçe Doğuş. Sezonun en kötü maçı olabilir.

Cuma günü Anadolu Efes deplasmanına gidiyoruz. Fenerbahçe çift maçın oynandığı hiçbir Euroleague haftasında 2 maçı da kazamadı. Bunu da bir kez daha yazayım. Bakalım ne olacak Cuma günü.

İsmail Şenol ve Caner Eler iyi ikili. İsmail Şenol'un yayını ''Didem bize birazdan Panathinaikos'un uçakla mı otobüsle mi gideceğini bilgisini verecek.'' diye kapatması müthişti. İyi gönderme.