26 Haziran 2023 Pazartesi

Pride


Bu sadece bir film yazısı olmayacak. Pride filminin neden bahsettiğini, oyuncu performanslarını, film içinde yaşananları anlatıp bu yazıyı kapatıp yayınlayabilirdim. Ancak mesele sadece bu kadar basit değil. Ya da bu kadar basit olmamalı.

Türkiye'de LGBTİ+'ların nasıl zorluklar yaşadığını, insanlar tarafından nasıl ötekileştirildiğini, en yakın çevremizden, arkadaşlarımızdan bile yıllarca gelen ön yargılar sebebiyle nasıl bahsedildiğini bu yazıyı okuyan herkes biliyor. Sokağa çıkamıyorsun, yönelimini açıkca dile getiremiyorsun, giydiğin-giyeceğin kıyafete kolay bir şekilde karar veremiyorsun, sokakta sürekli nefretlik bakışlara şahitlik ediyorsun, sürekli ötekileştirilip, gözaltına alınıp, tacize uğrayıp ve hatta öldürülüp duruyorsun.

Türkiye'de insan olmak zor. Yaşamak zor. Kadın olmak zor. LGBTİ+ olmak zor. Elbette mesele baştan yanlış başlıyor. İnsanların kararlarına saygı gösterilse, herkese özgürce dilediğini yapabilse hiçbir sorun kalmayacak. Siz nasıl oluyor da başka insanların ne yapacağına karar veriyorsunuz?

Yaşadığım kentten örneklerle gideyim. Kocaeli Valiliği kararı ile 24.06.2023 ile 02.07.2023 tarihleri arasında ''Genel ahlaka aykırı olduğu, toplumda infial uyandıracak, milli, vicdani ve insani değerlere dokunacak, toplumsal iç barışı tehdit edebileceğinden... yasaklanmıştır'' şeklinde korkunç bir açıklama geldi. Kentin valisi peşinden ''Aziz milletimizin temeli olan aileyi ve milletimizin değerlerini korumaya kararlıyız, çocuk ve gençlerimizi hedef alan hiçbir oluşuma müsade etmeyeceğiz.'' şeklinde bir açıklama girdi.

Tanıdığım tüm LGBTİ+'lar sizin söylediğiniz gibi topluma zarar verecek, milli, vicdani ve insani değerlere dokunacak harekete imza etmiyorlar. Yönelimleri neticesinde hayatlarını yaşayıp mutlu olmak, Türkiye'de nefes almak ve herhangi bir şekilde sorun çıkarmadan yaşamak istiyorlar. Bu ülkeye zarar vermiyorlar. Bu ülkenin her konuda yanında yer alıyorlar. Ve hepinizden daha çok hizmet ediyorlar. Bu insanlar kendi hayatlarını bilerek zorlaştırmak isterler mi? Siz neden bu insanlara saygı göstermiyorsunuz?

O yüzden bırakın insanlar istediği gibi yaşasın. Toplum olarak insanları kutuplaştırmayın, ayrıştırmayın ve karışmayın. Bu insanlar sürekli sıkıntı yaşamak, gözaltına alınmak, tacize uğramak, öldürülmek istemiyor. 

Filme geri dönersek Onur isimli 2014 yapımı filmi herkesin izlemesini tavsiye ederim. 1980'ler İngiltere'sinde baskı altında yer alan toplumun hikayesi anlatılıyor. Madencilerin yaptığı greve eşcinseller destek oluyor ve ortak bir paydada buluşarak istediklerine ulaşmaya çalışıyorlar.

İlk önce tepkiyle yaklaştıkları LGBTİ+'lara zaman geçtikçe aslında ne kadar yanlış yaklaştıklarının farkına varıyorlar. Bir araya gelerek ortak hedefler doğrultusunda mesafe katediyorlar. 

Filmdeki oyunculukları, zaman zaman çalan müzikleri ve hedef doğrultusunda birlikte hareket eden insanları izlemek insanı umutlandırıyor. İngiltere'de 1980'lerde yaşananların günümüz Türkiye'sinde yaşanması da oldukça manidar.

Umarım günün birinde her insanın özgürce yaşadığı bir toplum oluruz.

2014 yapımı gerçek olaylardan uyarlanan Pride filmini izlemeniz size çok şey katar. İnsan olmak zor değil. En azından deneyin.

22 Haziran 2023 Perşembe

Edin Džeko Fenerbahçe'de


2007 ile 2011 yılları arasında izlemekten büyük keyif aldığımız Wolfsburg takımının en önemli isimlerinden biriydi. Hayranlıkla izliyor, Fenerbahçe'ye bir gün geleceğini istediğimiz tweetler, mesajlar atıyorduk. Ardından Manchester City forması ile izledik. Hayran olmaya devam ettik. Efsanevi 3-2'lik şampiyonluk maçında attığı golü dün gibi hatırlıyoruz. Roma ve Inter ile İtalya'da izledik. Son olarak henüz günler önce Şampiyonlar Ligi finalinde ilk 11 çıktı.

Çok iyi golcü, çok iyi futbolcu. Yaşının 37 olması elbette üzücü ancak Kadıköy'de çıplak gözle 1 sene bile olsa Dzeko izleyecek olmak bana mutluluk ve heyecan veriyor. Şimdiden sabırsızlıkla bu anı bekliyorum. Umarım hayallerde kurduklarımız gerçeğe dönüşür.

21 Haziran 2023 Çarşamba

Fenerbahçe 2023-2024 Sezonu Formaları


Fenerbahçe'nin 2023-2024 sezonunda giyeceği formalar tanıtıldı. Öncelikle diğer sezonlara göre farklı bir tanıtım yoluna gittik. Ligin sonunda oynadığımız Türkiye Kupası final maçında çubuklu formamızı görme şansı yakaladık. İlk o maçta giydik. Uğurlu geldi.

Çubuklu forma: Klasik çubuklu formamız. Kollardaki beyaz kısım biraz değişik duruyor. Ancak elbette Türk bayrağının olması bile formayı güzelleştiriyor. 90'lı yıllar nostaljisi yaşatan formayı beğendim.

Deplasman forması: Sarı Kanarya! Fenerbahçe'nin her sezon mutlaka sarı bir forma yapması gerekiyor. Bu sezon yine yaptık. Yine güzel. 

Alternatif forma: Lacivert olarak yaptığımız üçüncü formamız. Desenin ne olduğunu anlayamadım. Daha iyi olsaydı çok daha fazla beğenirdim.

Formaların fiyatı 1.399 TL. 

Fotoğrafta 3 forma bir arada çok şık duruyor. Bu fiyatlarda satış rakamları nasıl olacak bilmiyorum. Sonu kupalarla bitsin.

18 Haziran 2023 Pazar

2023 Fenerbahçe Olağan Mali Genel Kurul Notları ve Salondan İzlenimler


Öncelikle hayatım boyunca Fenerbahçe Kongre Üyesi olmak istemiştim. Ve bu hayalime 2022 yılının sonlarında erişme şansım oldu. Kendimi şanslı hissediyorum. Münferit bir taraftar olmanın yanında artık hayatıma Kongre Üyesi bir Fenerbahçeli olarak devam ediyorum.

Kongre Üyesi olarak ilk kez bir toplantıda yerimi almak beni hem mutlu etti hem kulübüm için bir şeyler yapabilme ihtimali olduğundan heyecan duydum.

2023 Olağan Mali Genel Kurulu için günün erken saatlerinde salonda yerimi aldım. Kadın basketbol takımımızın maçlarını oynadığı salona kurulmuş masalardan giriş kartımı alıp iyi şekilde hazırlanmış yönlendirmelerden geçerek koltuğuma oturdum. 

2.669 açıklanan katılım sayısıydı. Daha sonra bu sayı artmış olabilir. Mali Genel Kurul için bir Cumartesi günü insanların Fenerbahçe için bir araya gelmesi önemli bir gelişme.

Mali Genel Kurul üyelerin salonda yerini alması sonucu saat 11:00 gibi başladı. Önce Yönetim Kurulu  üyemiz Fethi Pekin açılış konuşması yaptı. Ardından Uğur Dündar oy çokluğu ile Genel Kurul Divan Başkanlığı'na getirildi. Burak Çağlan Kızılhan 2022 Yılı Faaliyetlerini okudu. Erol Bilecik mali tablolarla ilgili kongre üyelerini ve ekranları başındaki milyonlarca Fenerbahçe taraftarını bilgilendirdi. Mehmet Vodina'nın denetim kurulu raporunu okumasının ardından sıra kongre üyelerinin konuşmalarına geldi.

Kongre üyelerinin konuşmalarında oldukça iyi eleştiriler yapıldı. Elbette geçmiş yıllarda yapılan toplantılardan fazla şekilde Ali Koç ve yönetimine yapılan eleştiriler tüm salon tarafından ciddi şekilde alkış aldı. Sosyal medyada günlerce ibra etmeyeceğiz hazırlıkları yapılsa da aslında durumun hiç öyle olmadığını salonda net şekilde gördük. Eski yöneticimiz Metin Sipahioğlu da bu açıdan değerli ve oldukça iyi bir konuşma yaptı. En çok alkışlanan konuşmalardan biriydi. Bunun yanında bazı kongre üyelerimizin temas ettiği noktalar çok önemliydi.

Elbette bazı üyeler çıkıp Ali Koç'u sadece savunup taraftarları suçlayınca gereken tepkiyi gördü. Sanki suçlu taraftarmış gibi bahsedince konuşması tamamlayamadan oradan ayrılmak zorunda kaldı.

Kongre üyeleri sonrası söz sırası başkana geldi. Ali Koç beklediğimden kötü bir konuşma yaptı. Orada yer alan kongre üyelerinin tamamı Fenerbahçe'nin yıllardır neler yaşadığını çok iyi biliyor. Ali Koç oraya çıkıp 2006'da şu yaşandı, Denizli'de şu yaşandı, siz bizi yalnız bıraktınız, destek olmadınız derse tepki görür. Bana göre oldukça kötü hazırlanmış. Taraftar radikal cümlelerle somut açıklamalar istiyordu. Böyle olunca haklı olarak büyük tepki gördü. Ciddi katılımla söylenen ''Taraftar istifa'' tezahüratı da bana göre oldukça yaratıcı ve iyi bir protesto şekliydi.

Ali Koç'un konuşmalarına katılmayan kongre üyeleri ona tepki gösterince salonun alt kısmında olan taraftarlar o kişinin üzerine yürüdü. Daha sonra o taraftarımıza tepki gösterenlere de tepki diğer tribünden gelince ortalık biraz karıştı. Şunu söyleyeyim; o salona gelen kimse organize olarak gelmedi. Kimse onları parayla salona getirmedi. Kulübün yıllardır yönetilme tarzına haklı olarak tepki gösteren taraftarlara kimsenin el kol hareketi yapma, susun deme, siz satılmışsınız deme, bir organizasyon yapılmış demeye hakkı olduğunu düşünmüyorum. Fenerbahçe taraftarındır sadece bir tezahürat değil kulübün hangi noktada olduğunu anlatan çok iyi cümledir.

15 dakika aradan sonra kürsüye çıkan Ali Koç biraz daha net ifadelerle, 2 kez özür dileyerek konuşmasını tamamladı. Elbette ilk konuşmasından benzer şekilde yine üst perdeden eleştiriler yine suçlamalar vardı. Ancak kendisine salona ciddi eleştiri olduğunu anladığı için rotayı Aziz Yıldırım'a çevirdi ve eleştirilerini ona yöneltti.

Aziz Yıldırım'ın salona gelmemesi bana göre oldukça yanlıştı. Elbette gelse çok daha sıkıntılı anlar da yaşanırdı. Bu da ayrı bir nokta.

Uğur Dündar meselesine gelirsek bana göre gereğinden fazla şekilde olayları politize ediyor. Fenerbahçe taraftarlarını bir iktidara yakın gösteriyor, bir muhalefete yakın gösteriyor. Atatürk diyor, Cumhuriyet diyor, vazgeçmem diyor, taraftarı suçluyor, ortada zaten bunlara karşı bir kitle yokken burayı boş bırakmam diyor, tweet ile istifa ediyor, sonra başına giden kongre üyelerinin gazına geliyor, kendi belirlediği şekilde hakkı olmadan oylama yapıyor, kabul edenler, etmeyenler diyor, asla net bir taraf üstün değilken ve oylar sayılmadan istifam kabul edilmedi devam ediyorum diyor ve alkışlar ve istifa tezahüratları ile beraber göreve devam ediyor. Sürekli Atatürk, sürekli Cumhuriyet diyerek Fenerbahçe taraftarlarına bağırmaya, kulübü ben yönetirim havalarına girmeye kimsenin hakkı yok. O yüzden de Uğur Dündar'ın Divan Kurulu Başkanlığı 17 Haziran itibariyla sona ermiştir. Bundan sonra kimsenin ona saygı gösterme şansı kalmamıştır. Fenerbahçe siyaset üstüdür, Fenerbahçe kongresi ne zaman siyaset yapıp ne zaman yapmayacağını kimseden öğrenmez, kimseden icazet almaz.

Ali Koç'un mali ve idari açıdan ibra edilmesi bana göre doğru karardır. Zaten ben oyumu bu yönde kullandım.

Eski başkanlarımızdan Tahsin Kaya'nın konuşma yapması önemlidir. Ancak bunu daha iyi bir zamanda yapmalıydı.

Tüm bu oylama sonrası adını yazdıran tüm kongre üyelerine sözün verilmesi ve kongrenin böyle sonlandırılması da önemli bir adımdır.

Fenerbahçe kongrelerinin kalabalık olması önemli. Ciddi bir katılımla kararlar alınmasına bazı taraftarlarımız karşı çıksa da çok seslilik iyidir. İyi yönetmek lazım.

Kulübün kombine konusunda aldığı karara çok sevindim. 25 bin satış, 16.500 her maça satılacak bilet, 5 kez devir şansı, belli maça gelmeyen kombine yenileme imklanı verilmemesi gibi oldukça güzel detaylar var. Kulüp bu konuda mücadeleye devam etmeli. Umarım gelecek sezon deplasman maçları konusunda da farklı yollar görebiliriz.

Sonuç olarak bazen gergin, bazen güzel, bazen faydalı, bazen amaçsız bir Mali Genel Kurul'u geride bıraktık. 

Kazanan Fenerbahçe olsun.

5 Haziran 2023 Pazartesi

Can Atalay'ı Serbest Bırakın!


Şerafettin Can Atalay. Yıllarca bu ismi duymamış olabilirsiniz ancak son dönemlerde duymamış olmanız biraz zor. Zaten Türkiye siyasetini ucundan bile olsa takip ediyorsanız Can Atalay adını görebilirsiniz.

Can Atalay 1976 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. NTV'de başlayan kariyerinin ardından kamu kurumlarındaki Gülen cemaatinin örgütlenmesini araştırdığı için yargılanan Ahmet Şık'ın avukatlığını yaparak tanınmaya başlamıştı. 2014 Soma faciası, 2016 Adana öğrenci yurdu yangını, 2018 Çorlu tren kazası, 2020 Hendek havai fişek fabrikası gibi felaketlerde mağdur olan insanların avukatlığını yapmıştı. Gezi Parkı eylemleri gibi Türkiye tarihinin en gurur verici günlerinde yine Can Atalay oradaydı. Taksim Dayanışması'nın avukatlığını yürüttü. Daha sonra sanık olarak davaya dahil edildi. Gözaltına alındı. Ancak 2 davadan beraat etti. 25 Nisan 2022'de ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' gibi komik bir suçlama sonucunda yargılandığı davada ise 18 yıl cezaya çarptırıldı ve Silivri'ye gönderildi. 

Babası ''Nerede bir hak ihlali varsa Can Atalay oradaydı.'' diye anlatıyor. O Can Atalay 14 Mayıs seçimlerinde Barış Atay'ın da unutulmayacak bir adımı ile beraber Hatay'dan Türkiye İşçi Partisi 1.sıra Milletvekili adayı oldu. Ve 14 Mayıs seçimlerinde Hatay'da 76.580 oy alarak seçimleri kazanarak milletvekili oldu. Ancak Hatay halkının bu iradesine karşı çıkanlar yüzünden Can Atalay henüz yemin edip görevine başlayamadı.

Meclisten bahsedeyim. Haber kanalları gün boyunca 600 vekil yemin edecek şeklinde yanlış bir haber duyurdular. 599 diyen kanal sayısı 2-3'tü. Neden 1 vekil mecliste yok kimse anlatmadı. Mazbatası alındı, odası hazırlandı, yemin etme sırasında adı anons edildi. Kimse neden gelip yemin etmiyor sorusunu sormadı- sormak istemedi.

Türkiye İşçi Partisi sözcüsü İstanbul milletvekilimiz Sera Kadıgil'in o an söylediği gibi ''Silivri'de esir tutulduğu için şu an yemin edemiyor!''

Elbette muhalefet partilerinin yaptıklarını ya da yapmadıklarını da konuşmak lazım. Gün boyunca Mustafa Sarıgül'ün açıklamalarını gördük, Sırrı Süreyya Önder'in attığı tweeti gördük. Günler sonra Kemal Kılıçdaroğlu'nun attığı tweeti gördük. Ancak o an mecliste yaklaşık 270 muhalefet vekili varken ne bir alkış, ne bir protesto ne bir tepki olmaması Türkiye'de muhalefetin ne kadar güçsüz olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlayan bir detaydı.

Elbette Türkiye İşçi Partisi olarak sadece tweet atıp bu kararın düzeltilmesini bekleyecek değildik.

06 Haziran 2023 Salı günü saat 19:00'da tüm Türkiye'de aynı anda basın açıklaması ile beraber Can Atalay'ın sesi olup bu hukuk dışı kararın düzeltilmesi için elimizden gelenleri yapmaya başlıyoruz.

İstanbul'da 26 nokta, Hatay, Zonguldak, Eskişehir, Antalya, Diyarbakır, Balıkesir, Mersin, Kocaeli, Ankara, İzmir, Sinop ve Türkiye İşçi Partisi'nin örgütlendiği tüm şehirlerde saat 19:00'da Can Atalay'ı Serbest Bırakın sloganıyla basın açıklaması yaparak sesimizi yükselteceğiz. Bu yazıyı okuyup da basın açıklamasının yapılacağı bir noktaya giderek kararlı duruşunuzu herkese gösterebilirsiniz. Can Atalay bunu en çok hakeden isimlerden birisi. Ve ayrıca hepimiz için o mecliste en çok çalışan vekil olacak. Bu karar değiştiği zaman gururla hayatınıza devam edeceksiniz.

Can Atalay'ın 2019'da katıldığı duruşmada söyledikleri ile yazıya noktayı koyayım.

"Gezi'yi bu kadar güzel anımsanmasının sebebi budur. Gezi, insanın kendi kaderini eline alma iradesidir, kararlılığıdır. Gezi, bu ülkenin Ortadoğu'nun karanlığından çıkacağını ihtimalidir. Gezi, bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur.