21 Şubat 2018 Çarşamba

Beşiktaş Deplasmanına Hazırlanıyoruz


Türkiye'de en çok ''Kritik maç'' adı altında maça çıkan takım Fenerbahçe olabilir çünkü bunu biz yaratıyoruz. Sezon başlarında o kadar gereksiz puan kayıpları oluyor ki, sonradan 1 puan kayıp bile bizlere zarar veriyor. Ancak Pazar günü oynayacağımız Beşiktaş deplasmanı 1 puanın kötü olmayacağı bir deplasman olacak. 

Fenerbahçe son haftalarda oldukça iyi performans sergiliyor, başarı geldikçe hatalar da aza iniyor. Hasan Ali'nin ön libero oynaması, Dirar'ın ısrarla kesik yememesi, Giuliano'nun kanada atılması, Valbuena'nın yedeğe atılması ve üstelik bu yapılırken oyuncunun küstürülmesi, kadroda yer bulunamaması, Aatıf gibi ne gol ne asist yapan adamın ısrarla her maç sağ açıkta maçlara başlaması gibi yanlışları söyledim bundan sonra da söylemeye devam edeceğim. Tabii bu yanlışlara başka kişilere doğru gelebilir ama bana doğru gelmiyor.

Fenerbahçe Pazar günü 19:00'da Beşiktaş ile çok zorlu bir maça çıkacak. Hasan Ali'nin cezalı olması ile sol kanatta kimin oynayacağı belli değil, Valbuena ilk 11 çıkacak mı? Dirar-Aatıf ikilisi yine ilk 11'de mi olacak bunları maç saatinde göreceğiz. Ancak Bayern Münih deplasmanından ağır yenilgi alan ve belki de tek dalı lig kalan Beşiktaş'ın da tam bir final maçı olduğunu unutmayalım. Umarım sakin kalırız ve istediğimizi alarak döneriz bu zorlu deplasmandan.

Bu sene şampiyonluk çok kritik.

Aus dem Nichts


Son zamanlarda izlediğim güzel filmlerden birisi. Fatih Akın'ın yönetmenliğini yaptığı, Golden Globe ödülü kazanan, Cannes film festivalinde adaylık alan nefis bir dram filmi. 

Nefis mahkeme sahneleri, başrol oyuncusu Diane Kruger'in muazzam oyunculuk performansı, her geçen saniye nasıl son olacak acaba diye merakla geçen dakikalar, intikam, planlar, nefret, yalnızlık, kararsızlık. 

İzleyin, beğenirsiniz.

12 Şubat 2018 Pazartesi

Hadi Gel Müjdeler Ver


Bazı şarkılar çok özeldir, iyidir. Ancak daha önce dinleyip ne kadar sevdiysem ya da o şarkıyı daha önce ne kadar dinlediysem farketmiyor. Tribün söyleyince şarkının benim gözümde değeri daha da artıyor. Daha fazla dinlemeye başlıyorum. Ve bence gerçek şarkıdan daha iyi oluyor.

Bendeniz'in 1993 yılında çıkardığı Ya Sen Ya Hiç albümünden ''Müjdeler Ver'' şarkısı. Son zamanların Fenerbahçe açısından popüler şarkısı. Çünkü şarkıyı Ali Koç'a söylüyoruz. Evet söylüyoruz. Koca koca adamlar, kadınlar birbirlerine bakarak ''Hayırsızım ah hayırsızım, sensiz inan çok yalnızım...'' diye bağırmaya başladı.

Video o şarkının söylendiği en iyi yer olabilir. Fenerbahçe tribünlerinden bir arkadaş topluluğu İstanbul'da Bendeniz'in çıktığı bir gece kulübüne gidiyor. Şarkı başlıyor, Fenerbahçe tribünlerinden arkadaşlar eşlik etmeye başlıyor, şiddetleri git gide artıyor, ''Hadi gel müjdeler ver'' kısmında iyice bağırıyorlar, bir süre sonra Bendeniz orkestra arkadaşlarına dur işareti yapıyor, kontrolü Fenerbahçe tribünlerine bırakıyor, Fenerbahçe tribünü daha da coşkulu söylüyor, daha da alevleniyor ortam, Bendeniz şarkıyı bitiriyor, tam teşekkür edecekken kontrolü yine Fenerbahçe tribünü alıyor, son ses giriyorlar, Bendeniz de dayanamıyor söylemeye başlıyor, müzik de tekrar başlıyor, ortam iyice alevleniyor. İnsanlar kendinden geçiyor, sonunda bir ''Fenerbahçe sen çok yaşa...'' tezahuratı geliyor, Beşiktaş taraftarı olan Bendeniz de eşlik ediyor ve bu harika video sona eriyor.

Bendeniz şarkısının bu kadar coşkuyla söylenmesi karşısında mest oluyor, büyük ihtimal neden bu şarkıda bu kadar büyük coşku olduğunu bilmiyor. Belki daha sonra öğrenmiştir.

Fenerbahçe tribünleri uzun bir süredir ''Hadi gel müjdeler ver...'' şarkısını söylüyor, Ali Koç'a ithaf ediyor. Şahsen Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını, maçları kazanmasını istiyorum ancak Ali Koç konusundaki heyecanım oralarda yok. O heyecanımı kaybettim. Ancak şu tarz videolar beni gelecek açısından heyecanlandırmaya yetiyor. Ali Koç hayalleri kuruyorum. 50 bin kişiyle oynanacak Ali Koç başkanlığında ilk maç bu şarkının çalındığını, 50 bin kişinin eşlik ettiğini, tam o sırada Ali Koç'un sahaya çıkıp taraftarları selamladığını hayal ediyorum. Fenerbahçe'nin geleceği açısından Ali Koç son şans. Bu taraftar bu şansı sonuna kadar hakediyor. Başarı garantisi veremez belki ama bu heyecanın garantisini verebilir. Hadi gel, müjdeler ver... 


Medipol Başakşehir 0 Fenerbahçe 2


Keyif.

Pazar akşamı Fenerbahçe taraftarları olarak acayip keyifli bir akşam geçirdik. Fenerbahçe futbol takımı lig lideri Başakşehir deplasmanında baştan sona üstün oyunla beraber galibiyeti alarak bizleri mutlu etti.

Maç öncesi sahaya çıkan kadroyu beğenmesem de -bana kimse formanın adil dağıtıldığını ve hakedenin oynadığını söyleyemez- sahada bizleri yanıltan bir oyun izledik. Maç başından sonuna kadar hayallerimize en yakın Fenerbahçe takımlarından birini izledik. Her şey çok iyiydi.

Takım halinde çok iyiydik. 2-0 önde olmamıza rağmen ilerde pres yapılınca kendimden geçiyorum. Fenerbahçe yeteneksiz kadrosuyla beraber bunu her hafta yapabilir. Umarım bu maç bir dönüş olur ve Fenerbahçe futbolcuları yapabildiklerini kalan haftalar devam ettirir. 

Giulinao Rusya'ya gitmek için ekstra iyi oynuyor. Bunu sezon başından beri söylüyorum. Rusya 2018 büyük bir etki yaratıyor. Sakatlığı tam geçmeden maçlara dönmesi de bunu gösteriyor. Çok seviyoruz.

Fernandao. Golcü.

Cumartesi Alanyaspor maçı bu maçtan daha zor olursa şaşırmam.

Şampiyonluk için saldır Fener.

8 Şubat 2018 Perşembe

Darkest Hour


2.Dünya Savaşı'nın başlangıcında Nazi Almanyası'nın tehditi ile karşı karşıya kalan Büyük Britanya'da başbakan Chamberlain görevden ayrılmak zorunda kalır. Yerine Winston Churchill getirilir. Ancak Churchill'in karşısında vermesi gereken zor bir karar vardır. Ya Hitler ile barış yapacak ya da ülkesini savaşa koyup bir çok kişinin ölme ihtimalini yaşayacak?

Film Gary Oldman'ın canlandırdığı Winston Churchill'ın nefis bir hikayesini anlatıyor. Her saniye zorlanıyor, her saniye ne yapacağını bilemiyor, muhalefet olarak insanlar karşısında duruyor ancak o tüm bunlara rağmen hedefinden vazgeçmiyor.

Özellikle bir metro sahnesi var ki filmin en özel sahnelerinden birisi. Churchill'in taksiden birden inerek şöförden kaçması ve hayatında ilk kez metro'ya binecek olmasını bizlere kusursuz bir şekilde anlatmış. Gerçek bir olay olduğu için insan daha da etkileniyor. Ülkenin başbakanı tek başına, güvenlik ya da başka bir şey olmadan metroya biniyor ve halkın bu olaylara bakışını birinci ağızdan öğreniyor. Metroda insanların saygıdan ne yapacağını şaşırarak başladığı anlar daha sonra karşılıklı fikir alışverişine dönüyor. Belki de koca bir ülkenin kaderi burada alınan tepkilerden sonra çiziliyor.

Yine aynı şekilde filmde meclis sahneleri de kusursuz. İktidar ve muhalefet mensuplarına seslendiği sahneler izlerken insanı acayip duygulara itiyor.

Gary Oldman en iyi erkek oyuncu oscar ödülünü almalı. Gerçekten kusursuz oyunculuk sergilemiş.

Filmde Gelibolu ve yaşadıkları başarısızlık bir kaç kez anlatılıyor.

Film sonrası arkadaşla konuştuk. Türkiye olacak ne zaman böyle kaliteli bir Atatürk filmi çekeceğiz. Gerçekten ülke olarak böylesi büyük bir ismin bu zamana kadar filmini yapamadık. Atatürk gibi bir figür İngilizler ya da Amerikalıların elinde olsa şu ana kadar 20 film çekmiş, bir çok kez oscar adaylığı da ödülü de almıştı. Umarım bir gün iyi bir Atatürk filmi çekebiliriz.

Dunkirk ve Darkest Hour gibi birbirine bağlantılı iki olay, iki film, iki adaylık. Bu filmi izleyen Dunkirk'ü, Dunkirk'ü izleyen bu filmi izlesin.

Şu an vizyonda olan bu filmi izleyin. Beğenme ihtimaliniz yüksek.

6 Şubat 2018 Salı

Köprüden Önce Son Çıkış


Yıllardır Fenerbahçe'yi yöneten ancak bunun yanında son yıllarda her sene daha da kötü olan, daha da başarısız olan, bizleri daha da utandıran, daha da ne dediğini bilmeyen bir yönetim görüyoruz.

Mahmut Uslu'nun son açıklamaları malum. Yetiştirme taraftar söylemi camianın büyük bir kesiminden eleştiri aldı. Ardından hemen saatler sonra yaptığının yanlış olduğunu düşünüp özür diledi ancak bu onun bu düşüncesinin değiştiğini göstermiyordu.

Mahmut Uslu ya da Aziz Yıldırım. Bu tarz demeçleri yıllardır veren, lisanssız formayı imzalamayan, taraftara sürekli hakaret eden, zengin taraftar kesimine yalakalık yapan, inşaatçı gibi davranan, söylemleri, hareketleri ile bizleri utandıran kişilerdir.

Şimdi Haziran ayında kongrenin önünde iki yol var. Ya Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu gibi kişileri seçecek, Fenerbahçe'nin başına getirecek, ya da her konuşmasıyla kalitesini ortaya koyan Ali Koç gibileri getirecek.

Haziran Fenerbahçe için köprüden önce son çıkış. Aksi takdirde Fenerbahçe'nin geleceği parlak olmaz. Aziz Yıldırım'ın kazandığı bir seçim camianın çok büyük bir kesimi tarafından desteklenmeyecek ve Fenerbahçe'yi kötü günler bekleyecek.

2-3 Haziran 2018. Fenerbahçe için son şans.

3 Şubat 2018 Cumartesi

Rakibimiz; Gençerbirliği


Ligde 12 maçtır yenilmeyen Fenerbahçe ile yine ligde 6 maçtır yenilmeyen Gençlerbirliği'nin kapışması. Bir tarafta Aykut Kocaman, bir tarafta Ümit Özat, bir tarafta Sessegnon, bir tarafta Aatıf, bir tarafta Hopf, bir tarafta Volkan. Saat 19:00'da başlayacak maç BeIN Sports 1'den yayınlanacak Açıkcası 3 puan önemli, şampiyonluk yolunda ilerlememiz lazım tamam ama ben 3 puanın yanında artık Fenerbahçe'den iyi oyun bekliyorum. Yani çok kötü futbolla gelecek 1-0 galibiyet beni mutlu etmez. Zaten camianın şampiyonluğa inanması için iyi oyunla gelecek bir galibiyet lazım. Başakşehir maçı öncesi puan kaybı zaten her şeyi bitirebilir. Eljif Elmas ve Valbuena ilk 11'de olursa her şey iyi başlar. Umarım iyi oynarız ve öyle kazanırız. 

Tiyatro: Azizname


Bir arkadaşımın daveti üzerine İzmit Sabancı Kültür Merkezi'nde seyrettiğim oyun. Aziz Nesin'in öykü ve taşlamalarından oluşan bir oyun. Yücel Erten tarafından sahneye uyarlandı. Yaklaşık 3 saat sürdü.

Emre Altuğ, Bülent Çorak, Zühtü Erkan, Pınar Gülkapan, Hande Kaptan, Berk Sezenler, Burak Şentürk ve Fatih Topçuoğlu'nun oyuncu listesi. Piyanonun başında da İklim Tamkan var.

Açıkcası oyunu baştan sona keyifle, baştan sona mutlulukla izledik. Bazı sahneler oldukça güldük. Memleket güzellemeleri ile, siyasi göndermelerle, atıflarla, müziklerle, kostümlerle oldukça iyi bir oyun izledik.

Emre Altuğ beklediğimden daha iyi bir oyunculuk sergiledi. Anlık doğaçlamaları, takıldığı yerlerde yaptığı anında hazır sözler, seyirciyi arkasına alarak sahneyi uzatması ve güzel sesi ile beraber oldukça iyiydi. 

Emre Altuğ'un ''Sıcak'' şarkısını söylemesi.

2 tane kadın oyuncu vardı. Hande Kaptan ve Pınar Gülkapan. İkisi de oldukça iyi oyunculardı ve oldukça güzellerdi. Özellikle Hande Kaptan sempatikliği ile beraber bir tık öne çıktı.

Oyunun en efsane anları seyircileri selamladıkları ve sahnede müzik çaldıkları anlardı. Seyirciden en çok alkışı aldıkları sahneler bunlardı.

Yalnız oyuncular belli büyük keyif alıyorlar oynamaktan. Onu hissedebiliyoruz. Dans ettikleri sahneler, 3 saat boyunca düşmeyen enerjileri, birbirleri ile şakalaşmaları gerçekten tiyatro oyuncusu olmak keyiflidir. Belki dizi ya da sinema kadar çok para kazanmıyorlar ama seyirciden anlık tepkiler almak bana çok iyi bir şeymiş gibi geliyor. Bu his tüm oyuncuları kazandıkları paralardan daha mutlu ediyor olabilir.

Eğer imkanınız varsa İstanbul'da sahnelenmeye devam ediyor. Gidip 3 saat boyunca keyif almanız mümkün. Biletler burada

2 Şubat 2018 Cuma

Ölümlü Dünya


Hayatımda izleyip de en çok güldüğüm Türk filmi oldu Ölümlü Dünya. Sokaktan insanları çevirip bu filme sokasım geliyor. Ve hayatımda belki de ilk kez ikinci, üçüncü kez sinemaya giderim diyebildiğim bir film. Ben hayatımda sinemada bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Cem Yılmaz ya da başka bir isim. Bu filmin yanına yaklaşamadı. Açıkcası bu yazıyı yazarken aklıma sahneler geliyor gülmeye başlıyorum. O kadar çok güldük ki artık gülmekten gerçekten karnımıza ağrılar girdi. Sadece ben değil, tüm salon. Hatta bazı anlar ''İnsanlara ayıp olacak ya kendimizi frenleyelim.'' falan demeye başlayacaktım.

Film nefis bir Özdemir Erdoğan şarkısı ile başlıyor. Gurbet'i dinleyerek başlıyoruz. Ve ardından olaylar gelişiyor. Her saniye keyif alıyoruz, her 5-10 dakikada bir yere düşecek şekilde gülüyoruz.

Haydarpaşa Garı'nda bir restoran işleten 8 kişilik bir ailedir Mermer'ler. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Aile yıllardır kiralık katil olarak ve dünyanın önemli organizasyonlarından birinin altında çalışmaktadır. Ancak organizasyon kurallarının ihlal edilmesi sebebiyle işler karışır ve film devam eder.

Özellikle Wi-Fi şifresi verilen sahne, resepsiyon sahnesi, sorgu sahnesi, dayak yedikten sonra arkadaşlarına sitem ettiği sahne, kız isteme sahnesi, bankadan para çekme sahnesi, tarama sahnesi gibi 7 tane sahne var ki buralarda gerçekten dikkat edin koltuktan düşebilirsiniz.

Filmin bana göre yıldızları zaten sadece konuşsalar bile adından söz ettirecek iki kişi. Feyyaz Yiğit ve Doğu Demirkol. İkisi de olağanüstü oyunculuklar sergiledi. Her sahnede bizleri güldürdü. Zaten tipleri komik, bir de saf oyuncuları canlandırınca ortaya unutulmaz anlar çıktı.

Ahmet Mümtaz Taylan, Sarp Apak, İrem Sak, Alper Kul, Meltem Kaptan, Mehmet Özgür ve Özgür Emre Yıldırım filmin diğer oyuncuları. Hepsi de iyiydi ancak dediğim gibi ön plana çıkanlar Feyyaz ve Doğu oldu.

Doğu Demirkol'un ilk filminin bu olması oldukça şanslı hareket olmuş. Bundan sonra daha sık görmeliyiz.

Filmin içinde çalan şarkılar da oldukça iyiydi. Bir an önce albümü çıkmalı.

Ali Atay'ın ilk filmi Limonata'yı sinemada sadece 76 bin kişi izlemişti, filme bayılmıştım. Bu filme de ilk hafta sadece 109 bin kişi gitmiş. Oldukça az. Bu filmin rekor kırması gerekiyordu. Ama ben bu filmin zamanla daha da iyi gişe yapacağına inanıyorum. Çünkü anlatılınca insanlar daha da gidecek. Çünkü gerçekten bunu sonuna kadar hakediyor.

İşin özeti mutlaka ama mutlaka gidin. Gülmeme ihtimalinizin olduğunu düşünmüyorum. Yılın en iyi filmi, son yılların en iyi yerli filmi.

1 Şubat 2018 Perşembe

Keyifli Akşam


Aslında bu maçı buraya yazmazdım. Gökhan Abdik'in keyifli anlatımı, Engin Kehale'nin keyifli yorumları ve Manchester City'nin klasik bir iç saha galibiyetlerinden birisi. Ancak maç sonunda Oasis'in belki de en iyi şarkısı Wonderwall'ı duyunca yazmak istedim. Ligde lidersin, avrupa kupalarında güzel kura çekmişsin, dünyada en iyi topu oynuyorsun ve hafta içi bir lig maçında rakip WBA. Maç öncesi bir pub'da içkini içiyor ya da bir restoranda yemeğini yiyorsun. Hava yağmurlu. Stat da zemin de harika. Sahaya çıkacak kadro müthiş isimlerden oluşuyor. Dünyanın en iyi hocası kenarda. Maç başlıyor. Baştan sona üstün oynuyorsun. Skoru alıyorsun, topu vermiyorsun. 3-0'a gidiyor maç bir şekilde. Statta olduğun her an keyif alıyor, her an mutlu oluyorsun. Maç bitiyor, Oasis çalıyor. Manchester City'nin dünyaca ünlü taraftarları. Wonderwall söylüyorlar. Koltuğunda oturup bu şarkıyı da dinleyerek evine gidiyorsun. Manchester City taraftarı olmak falan istemem de böyle anlar güzel anlardır. Bize çok keyifli geliyor. Ayrıca iyi bir oyun, iyi bir skor ve statta maç sonunda çıkmayıp koltukta stadın boşalmasını izlemek her zaman keyifli olmuştur. Umarım kısa sürede bizler Fenerbahçe taraftarları olarak tekrardan bu günleri yaşayacağız...

Because maybe, you're gonna be the one that saves me
And after all, you're my wonderwall