31 Mayıs 2011 Salı

Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Barcelona


Blogu arşiv olarak tuttuğum için bundan bir kaç sene sonra dönüp bakmak için bir şeyler yazalım. Barcelona Manchester United'ı Wembley'de oynanan finalde Pedro, Messi ve Villa'nın golleriyle 3-1 yendi ve kupayı 4.kez müzesine götürdü.

Mücadele boyunca etkili oynayan Barcelona, ve klasik olarak iyi paslaşan Barcelona vardı. Manchester United ilk 10 dakika dışında hiçbir varlık gösteremedi. Barcelona'lı oyuncular iyi pas, kaliteli ayaklar yanında bir de muazzam bir pres yapınca top neredeyse Manchester United'ta hiç kalmadı. Topu kaptırdıkları an yaptıkları pres ile beraber topun sürekli kendilerinde kalmasını sağladılar.


Pedro'nun ilk golünde Xavi'nin pası, Messi'nin golünde çalımları ve şahane şutu, Villa'nın bu sezon attığı en güzel gol, Pedro'nun bitmek bilmeyen presi, Alves'in bitmek bilmeyen enerjisi ve Barcelona takımının zirve oyunu.

Barcelona mücadele boyunca 667/772 ile % 86 pas oranı yakaladı. 19'a 4 şut, 6'ya 0 korner, % 63'e % 37 topla oynama, 108 km'ye 103 km koşu mesafesi gibi istatistikler yakaladı.

Xavi pası 124/136 pas oranı ile tamamladı. İniesta 98/107, Messi 83/91 oranları yakalarken Valdes'in 20/29 pas oranı da maçın dikkat çeken istatistiğiydi.

Barcelona 1991-1992, 2005/2006, 2008-2009 ve 2010-2011 yıllarında kupayı kazandı.

Messi Şampiyonlar Ligi'nde 3.kez üst üste gol kralı oldu. Messi sezonu 55 maç 53 gol ile tamamladı. Ayrıca yine Messi 2002-2003 yılında Ruud van Nistelrooy'un ardından 12 gol ile gol kralı olan 2.futbolcu oldu. Ayrıca Messi Şampiyonlar Ligi tarihinin en golcü 10.futbolcusu. Lider Raul ile arasında sadece 34 gol kaldı.

Mücadele öncesi yapılan koreografiler iyiydi. Barcelona tribünleri zaten hep aynı tarz yapıyor ama hep mükemmel yapıyor. Sahada futbolu nasıl mükemmel oynayan bir takım varsa, tribünde de koreografiyi o derece güzel yapan bir topluluk oluyor.

Mücadele sonrası Barcelona'lı futbolcuların sevinçleri çok sadeydi. Sadece bir kere zıpladılar ve bıraktılar. Hemen gidip rakibi tebrik etmeye başladılar.

Barcelona iyi futbol oynuyor diyoruz ancak bunun yanında saha dışında da güzel işler yapıyorlar. Mesela onlardan birisi kupayı bir kaç ay önce ameliyat olan ve önemli bir hastalığı yenen Abidal'in kaldırmasıydı. Şüphesiz bu hareket Real Madrid taraftarlarının bile hoşuna gitmiştir.


Mücadele sonrası saha içinde çember olarak yapılan sevinç iyiydi.

Ve maçtan bir gün sonra Barcelona'da yapılan kutlamalar. Canlı yayın ile tüm kutlamaları takip ettim. Barcelona sokaklarında herkesin üzerinde forma Barcelona'yı alkışlamayı bekliyorlardı. Uzun bir yoldan sonra inanılmaz kalabalık ile beraber stada ulaştılar. Statta gün boyu şovlar vardı. Futbolcular stada geldikten sonra tek tek anons edilerek sahaya girdiler. Daha sonra kupa verildi ve konuşmalar başladı. Bir kaç oyuncu taraftarlara seslendi.

Barcelona tribünleri günü 15-20 Meksika dalgası yaparak tamamladı. Formasız kimse yoktu herhalde.

Daha sonra kupa ile tur attıktan sonra bütün futbolcuların çocukları ile beraber sahanın ortasına oturması ve havai fişek gösterisini dakikalarca seyretmesi güzel bir detaydı.

Sonuç olarak Barcelona bir gün önce oynadığı futbol ile tüm dünyayı kendisine bir kez daha hayran bıraktı. Ve evet bu futboldan hâlâ sıkılanlar var. Onlara tek diyeceğim madem beğenmiyorsunuz, sıkılıyorsunuz kumanda'yı kullanın ve kanalı değiştirin. Çok zor olmasa gerek.

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Fenerbahçe Ülker Finalde


Finaldeyiz ! Yenilgisiz devam ediyoruz- play-offlar boyunca -. Rakibimiz ya Galatasaray Cafe Crown ya da Banvitspor olacak. Dünyanın en büyük spor kulübü diye boşuna demiyoruz.

Şampiyonluk Günlüğü



Fenerbahçe’nin şampiyonluk maçını izlemek için ve gelecek olan şampiyonluğu kutlamak için Kadıköy’e gidiyorduk.

Hafta bizim için Pazar akşamı oynadığımız Ankaragücü maçı sonrası başladı. 1 hafta boyunca sadece ve sadece Fenerbahçe’nin Sivasspor maçını düşündük. O maça konsantre olduk. Totemler yaptık, uğurlar denedik,  korktuk, hüzünlendik.  Şampiyonluk önemli değil önemli olan mücadele desek de bu kadar mükemmel şekilde geçen sezonun kupa ile sona ermemesi hepimizi çok üzerdi.  Yine gider ilk gün formamızı alırdık, yine gider ilk gün kombinemizi alırdık ancak üzülürdük.

Hafta boyunca zaman geçmek bilmiyordu. Zamanın geçmesi için ne yapacağımıza şaşırmıştık.  Zor da olsa Pazar günü geliyordu. Cumartesi gecesi en iyisi uyumak, uykuda zaman hemen geçer anlamayız diyen insanlar, yatmadan sabaha kadar sezonun maçlarını izleyen ve kendince istatistikler çıkaranlar, çok rahat olanlar, kesin şampiyonuz diyenler ve totem yapanlar J

Pazar günü olmuştu. Tüm Fenerbahçeliler gibi benim için de çok önemli bir gündü. Daha çok değil geçen sezon da böyle mükemmel geçen sezonun ardından Pazar günü Kadıköy’e şampiyonluk için gitmiştim ancak olamamıştık. Bir sezon sonra yine şampiyonluk parolasıyla atlıyordum trene ve Kadıköy’ün yolunu tutuyordum. Üzerimde formam elimde atkım. Ayrıca bu sezon maçı statta değil ‘’ FBloggers ‘’ grubuna üye olan güzel insanlar ile tv başında izleyecektim.

Saat 14:30 gibi Kadıköy'de olacağım diyordum ancak tren yolculuğuna daha fazla dayanamadık- tabii heyecan - ve Bostancı'da indik. Oradan yürüyerek Bağdat Caddesi ...

Bağdat Caddesi süslenmiş, insanlar formalarını giymiş, evler süslenmiş, bayraklar asılmış şampiyonluk bekleme pozisyonuna geçilmişti. Bağdat Caddesi’nde zamanın geçmesini beklerken Türk Telekom standında çembere soktuğum 2 top – 2 farklı stand – sayesinde 2 tane de atkı kazanmıştım J Gün iyi başlamıştı. – Atkıları yanımda olan 2 arkadaşıma hediye ettim –

Saat 15:00-15:30 gibi FBloggers grubundan güzel insanlar ile buluştuktan sonra istikamet Caddebostan sahildi.

Alkolleri almış, şampiyonluk şarkıları söyleyerek – yalan – Caddebostan sahile gidiyorduk. Sahil boyunca formalı insanlar çimlere serilmiş adeta gelecek olan şampiyonluk öncesi katılacakları kutlamalar öncesi dinleniyorlardı. Biz de güzel bir yer bulduk ve muhabbete başladık. Şampiyonluk, Aykut Kocaman’a olan güven, Avrupa’da mutlaka başarı gelmesi gibi konular konuştuk. Bu arada zaman zaman tezahuratlar ile Caddebostan sahili havaya sokuyorduk. Tabii yanan meşaleler ile birlikte.

Artık saat maç saatine yaklaşmıştık. Tezahuratlar ile beraber maçı izleyeceğimiz mekana – Pacific – geçiyorduk. Bağdat Caddesi’nde ilk kez bir maç izleyecektim. Kendi kendime umarım şampiyonluk gelir ve bir daha burada maç izlememek zorunda kalmam diyordum. Mekan ilk başlarda sessiz, sakin ve heyecanlı olsa da maçın başlamasına yakın bir süre kala tezahuratlar ile beraber ortamı renklendirdik.

Ve artık kalplerin durma noktasına geldiği an maç başlıyordu. Ya gün mükemmel devam edecek, ya da üzülerek ancak gururlu bir şekilde evlerimize gidecektik …

29 Mayıs 2011 Pazar

Ahtapot Petrov > Ahtapot Paul


Geçen hafta İspanya'da yapılan Formula 1'de pit alanına bir tahta konmuş ve oyuncular tahminlerini yapmıştı. Gördüğünüz üzere Petrov 3-1 diyerek doğru tahmin etmiş. Paul ölse de Petrov yaşıyor ...

26 Mayıs 2011 Perşembe

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Emenike Fenerbahçe'de


Emmanuel Emenike Fenerbahçe'de. Karabükspor'da oynadığı 2 yıl boyunca etkili performansı ile dikkat çeken Emenike 4 yıllığına Fenerbahçe'ye transfer oldu. 7 Milyon Euro'ya aldık. 4 yıl içinde satarsak Karabükspor'a 2 Milyon Euro daha ödeyeceğiz. Karabükspor forması giydiği dönem boyunca hızlı koşuları, güçlü yapısı, bitirici vuruşları ile dikkat çeken bir oyuncuydu. Karabükspor formasını 51 maçta giydi ve 30 gol attı. Yaşı genç olan, milli olan bir oyuncunun alınması önemlidir. Umarım uzun yıllar Fenerbahçemize yararlı olur. Ben yararlı olacağını düşünüyorum.

Ayrıca camia olarak oyuncunun aldığı paranın çok olduğunu, büyük takımda oynayacak bir yapısı olmadığını, Karabükspor'dan Fenerbahçe'ye gelmesinin dezavantaj yaratılacağı gibi konular konuşuluyor. Sahada göstereceği performansı bekleyin ve ondan sonra ne diyorsanız diyin. Siz taraftarsınız bu kadar para mevzularına da takılmayın.

Ygtylmz Blog 3 Yaşında


25 Mayıs 2008 tarihinde böyle bir post girerek başlamıştık blog yazma işine. Sadece zaman geçirmek, fotoğraf paylaşmak, can sıkıntısını atmak için başladığım blog 25 Mayıs 2011 tarihine kadar geldi. Bununla birlikte 1844 post, yüzlerce yorum, 230 bin sayfa görüntülenme, blog sayesinde kurulan arkadaşlıklar ve dostluklar ve bir çok daha güzel şey ... 3 yıl boyunca giren, okuyan, okumadan çıkan, yorum bırakan, linkini bir yerlerde paylaşan herkese çok teşekkür ederim.

Beckham Manchester United Forması İle Jübile Maçında


Neville'in jübile maçı için Beckham tekrardan United forması giydi. Juventus'a karşı 90 dk sahada kaldı. Özellikle ilk yarıda bir iyi şutunu kaleci son anda çıkardı. 2.yarı ise bir frikiğinde kaleci olduğu yerde kaldı ancak top çok az farkla dışarı çıktı. Zaman zaman uzun pasları, zaman zaman iyi ortaları ile yine klasını ortaya koydu. Ayrıca kendine iyi baktığını bir kez daha kanıtladı. Neville'in jübilesi ancak benim ve milyonların ilgisi Beckham'ın üzerindeydi. Beckham'ı seviyoruz, takdir ediyoruz.




24 Mayıs 2011 Salı

İstanbul Böyle Daha Güzel


Sizce de İstanbul böyle daha güzel değil mi ?



Şampiyonluğun En Çok Yakıştığı İsim ; Aykut Kocaman


Eleştirildin, beğenilmedin, Fenerbahçe'nin hocası değil denildin, itildin, kakıldın ancak sezonu şampiyon olarak tamamlayarak herkesi susturdun. Teşekkürler Aykut Hoca. Umarım yıllarca Fenerbahçe'nin başında olursun.

Hem Gol Kralı & Hem Asist Kralı


28 GOL = Gol Kralı
14 Asist = Asist Kralı

Seviyoruz Seni ... Ya da yok ya sadece sevmek değil bu ...

2010/2011 Sezonu Şampiyonu Fenerbahçe


Bir sene önce son hafta kabus yaşa, bir sene sonra ligin ilk yarısı kötü oyna, mücadele etme, inanma, liderin 9 puan gerisine düş, sonra 2.yarı 17 maç 16 galibiyet 1 beraberlik alarak toplam 51 puanın 49'unu al ve ŞAMPİYON ol. Müthiş bir olay. Takımda olan herkese çok ama çok teşekkürler. Hayatımızın en mutlu günlerini yaşıyoruz, hayatımızın en güzel günlerini yaşıyoruz. Gerçekten iyi ki Fenerbahçeliyim !



22 Mayıs 2011 Pazar

Rakamlarla Barcelona'nın 2010/2011 Sezonu


Barcelona için sezon bir maç dışında sona erdi. 28 Mayıs Manchester United ile Şampiyonlar Ligi finali var. Rakamlar ile Barcelona'nın sezonunu yazalım.

38 - Barcelona'nın ligde oynadığı maç sayısı.
30 - Barcelona'nın ligde aldığı galibiyet sayısı.
6 - Barcelona'nın ligde aldığı beraberlik sayısı.
2 - Barcelona'nın ligde aldığı yenilgi sayısı . - Hercules ve Real Sociedad .
95 - Barcelona'nın attığı gol sayısı.
21 - Barcelona'nın yediği gol sayısı.
46 - Barcelona'nın evinde attığı gol sayısı.
10 - Barcelona'nın evinde yediği gol sayısı.
0-8 - Barcelona'nın bu sezon aldığı en farklı galibiyet.
0-2 - Barcelona'nın bu sezon aldığı en farklı yenilgi.
31 - En golcü oyuncu Messi'nin attığı gol sayısı.
2903 - Barcelona'nın en çok süre forma giyen oyuncusun Alves'in süre aldığı dakika.
11 - Barcelona'nın en çok sarı kart gören oyuncusu Pique'nin kart sayısı.
2 - Barcelona'nın bu sezon ligde kırmızı kart gören oyuncu sayısı - Pique ve Villa -
4 - Barcelona'nın müzesine götürdüğü gerçek şampiyonluk kupası sayısı.
2 - Messi'nin bu sezon hat-trick yaptığı maç sayısı - Almeria ve Atletico Madrid -


...




21 Mayıs 2011 Cumartesi

Şampiyonluk Kadromuz


Sivasspor maçının 20 kişilik kadrosu aşağıda yazıdığı gibi. İlk 11'in Volkan, Gökhan, Lugano, Yobo, Santos, Mehmet, Selçuk, Emre, Stoch, Alex ve Niang çıkması kesin gibi. Sakatlık olmazsa tabii.İnşallah gereken mücadele yapılacak, maç kazanılacak, şampiyon olunacak ve bu kadro da şampiyon kadro olarak tarihe geçecek.

Volkan Demirel, Mert Gönok, Serkan Kırıntılı, Gökhan Gönül, Joseph Yobo, Diego Lugano, Bekir İrtegün, Andre Santos, Caner Erkin, Cristian Baroni, Emre Belözoğlu, Selçuk Şahin, Mehmet Topuz, Gökay İravul, Uğur Boral, Miroslav Stoch, Mamadou Niang, Issiar Dia, Alex de Souza, Semih Şentürk

Fenerbahçeli Bloggerlar Şampiyonluk İçin Buluşuyor


Fenerbahçe'yi bloglardan okuyan, yazan bir grup blogger olarak haftalardır sürdürdüğümüz buluşmalarımızı şampiyonluk buluşmasıyla taçlandırıyoruz. İç saha maçlarında geleneksel hale gelen buluşmalarımızın uğurlu geldiğini konuştuk hep. Totemimiz haline geldi blogger buluşmaları. Bir hafta Ali Baba'daydık, bir hafta Nazlı'nın Yeri'nde. Bir hafta Kalamış Park'ındaydık, bir hafta Lefter'i ziyaret için elimizde çiçeklerle Büyükada'da. Beraber Saraçoğlu'na da koştuk, deplasmana da. Nefesimizin yettiğince destek olduk takımımıza.

Ve sezonun sonuna, şampiyonluk maçına geldi sıra. Şimdi son maçta evimizde; Bağdat Caddesinde buluşuyoruz. Eşimizle, çocuğumuzla, sevgilimizle, arkadaşlarımızla, kardeşlerimizle, kolumuza takıp getirdiğimiz kalbi şampiyonluk heyecanıyla atacak tüm sevdiklerimizle beraber geçireceğiz bu Pazar'ı. Beraber sohbet edip, maçı izleyip, şampiyonluk şarkıları söyleyeceğiz. Belki seneye hayata geçireceğimiz yeni bir blogger oluşumun kritiğini yapacağız hepberaber.

Şimdiye kadar kadroya giren, giremeyen tüm bloggerlar olarak GELİN, KATILIN, BAĞIRIN; ŞAMPİYON FENERBAHÇE diye.

Buluşma Yeri ve Saati: Şaşkın Bakkal Marks & Spencer önü saat 15.00
Oraya gelemeyenler icin: Caddebostan Migros önü 16.30

Not: katılmayı düşünen arkadaşlar yorum veya mail yoluyla bize ulaşabilir.


Tribünden Fotoğraf # 5


Hazırlık maçından Lech Poznan taraftarları. Hazırlık maçı, resmi maç, U12 maçı, U15 maçı farketmiyor adamlar her zaman ciddiler, adamlar her zaman iyiler. Örnek alınmalı.

20 Mayıs 2011 Cuma

Maç Günlüğüm # 63


- Tribünler inledi binlerce kere, ver Lefter'e yaz deftere, Bitti kalem doldu defter, bu alemde kral LEFTER .

-  Fenerbahçe - Ankaragücü maçı ve LEFTER ziyareti için sabah erkenden yollara düşüyorduk. Saat 10:16 treni ile beraber hareket ettik. Yücel, Ogün ve Ahmet ile. Sahi Yücel nerede ? Roma'da geziyor. Ben de burada Maç günlüğü yazıyorum. Neyse bize atkı almaya gitti :) Şu an dinlediğim '' Dön demeyi unuttum '' şarkısı Yücel'e gelsin :) . Saat 11:30 gibi Bostancı'da olduk. Bir şeyler yedikten sonra fotoğrafta gözüken güzel insanlar ile buluştum. Güzel insanlar blog tutan insanlar. http://geri4lu.blogspot.com/  , http://geripasyok.blogspot.com/  ,http://tamchee.blogspot.com/ , http://stiff1907.blogspot.com/ , http://tehlikelibirnokta.blogspot.com/ ve http://unionclub.tumblr.com/  bloglarının sahipleri. Arada blog sahibi olmayanlar da var. Dışlamıyoruz. 

 - Saat 12:30 vapuru ile Büyükada'ya geçiyorduk. Vapur'un Lefter tezahuratı ile inlemesi gerekiyordu. Tek başıma da tribün yapamam ama di mi ? Saat 13:15 gibi Ada'da olduk. Vapurdan inerken ve merkeze çıkarken Büyükada'yı Lefter tezahuratı ile inlettik. İnsanların alkışlaması güzeldi. Belki de içlerinde Galatasaraylı ve Beşiktaşlılar da vardı ancak Lefter için alkışlıyorlardı.

- Bir süre bekledikten sonra Lefter'in evine doğru hareket ettik. Lefter'i 3.kez ziyarete gidiyorum ancak yine aynı heyecan var. Elini öperken heyecanlanıyoruz. Bizi görünce gözünün içi gülüyor ya, bize defalarca teşekkür ediyor ya orada olay bitiyor, ziyaret amacına ulaşıyor. Ne mutlu Lefter gibi efsanemiz var. Ayrıca bizi evinde ağırlaması gerçekten çok samimi. Oturun, her zaman gelin, başarılar gibi söylemleri bizi daha çok mutlu ediyor.

- Lefter'i 3.kez ziyarete gidiyorum ve 3.kez Lefter'den bana gelen aynı cümleyi duyuyorum. '' Sen futbol oynuyor musun ? , fiziğin falan iyi, tam futbolcu olacak  yapın var. '' Lefter için futbolcu mu olsam lan ? Belki torpil de ayarlar :)

- Fotoğraf çekilip, bir süre muhabbet ettikten ve formalarımızı imzalattıktan sonra oradan ayrıldık. Tabii 15 metreden bize '' Benim herşeyim Fenerbahçe'nin, istediğiniz zaman gelin '' cümlesi son nokta oldu. Gerçekten çok seviyoruz ve saygı duyuyoruz. Tabii bu cümlenin morali ile daha coşkulu bir şekilde Ada'nın ufak ama güzel sokaklarını '' Bu alemde kral Lefter ... '' tezahuratları ile inlettik.

Lefter Ziyaretini gerçekleştirdikten sonra artık Fenerbahçe maçı zamanıydı. Ada'dan Bostancı'ya oradan da Bağdat Caddesi üzerinden stada doğru hareket ettik.

- Bağdat Caddesi'ne çok giden biri değilim. Maç günleri falan bazen gidiyorum ama gerçekten müthiş bir yer. Kaliteli ve çok farklı. Resmen başka bir dünya. İnsanlar, arabalar, dükkanlar çok farklı. Maç günleri çok daha farklı.

- Nazlı'nın Yeri'ne vardığımızda insanların inanılmaz coşkulu olduğunu, alkolün su gibi tüketildiğini gördük. Ortam çok ama çok iyiydi. Defalarca söyledim yine söyleyeyim. Türkiye'de bir maç öncesi bu atmosferi her yerde göremezsiniz. Ayrıca Trabzonspor'un da bizimle aynı anda başlayan maç öncesini de gördük.

- Yemek yedikten sonra Kalamış'a indik. Alkol tüketimine orada devam edecektik ve Fenerbahçe'yi kurtaracaktık. Konuşmalardan çıkan sonuç ; Şampiyon olmasak da kombineleri ilk gün alıyoruz.

- Kalamış sahilde yanımıza gelen davulcu ve zurnacı bildiğin alkolik çıktı. O kadar para aldı daha sonra içki istedi. Eee yuh !

- Kalamıştan tekrar Nazlı'nın Yeri'ne geçtik ve tüm oraya Ersel abi önderliğinde '' Tribünler inledi binlerce kere, ver Lefter'e yaz deftere ... '' tezahuratını söylettik ve oradan da o tezahurat ile stada doğru yolculuk başladı. Saat 19:15 gibi stada girdik ve Grup Ck'nın yanında yerimizi aldık.

- Maçı 6-0 kazandık :) Kulakları çınlasın.

- Maç boyunca tribünler inanılmazdı. Maraton Üst A-B blok, Türk Telekom üst kat ağırlıklı zaman zaman alt kat, Migros üst kat orta ağırlıklı zaman zaman 2 kat ve zaman zaman Maraton üst tamamı ve Fenerium üst. Hatta bazı anlar alt tribünler. Özellikle 2.yarı '' Şampiyon '' şovu bu sezon tüm dünyanın gördüğü en 3 şovdan birisidir. Mükemmeldi. Onun dışında diğer tezahuratlar da coşkuyla söylendi. Genel olarak Kadıköy'e mükemmel veda ettik.

- Melih Gökçek'e yapılan tezahurat enfesti. Zaten bütün stadın katıldığı tepki tezahuratlarına ilk stada gittiğim yıllardan beridir hastayım. Müthiş bir ambians oluyor. Ayrıca insan dışarda söylemem dediği şeyleri o an en coşkulu şekilde söylüyor.

- Maç sonları ayrı bir hikaye zaten. Stattan kimse çıkmadı ve takımı şampiyon gibi uğurladık. Tek tek bütün tribünler ile tezahurat yaptı futbolcular. Daha sonra Emre önderliğinde '' Dilimde şarkıların gündüz gece ... '' tezahuratını da coşkuyla söyledik.

- Bir süre inanılmaz duygulu şekilde statta durduktan sonra Kadııköy'e bu sezonluk veda ettik. Ama yine de çıkarken çalan '' Samanyolu '' na eşlik ettik.

- Stattan bir kez daha mutlu şekilde çıkararak İzmit'e doğru hareket ettik. Aslında edemedik. Otobüslerde yer olmadığı için özel bir ufak minibüs kaldırıyorlardı atladık onunla döndük. 11:30 hareket ile 00:50'de evdeydim.

- Lefter ziyareti, bloggerlar ile inanılmaz sıcak ve samimi ortam, maç öncesi muhabbetler, maç sonucu, tribünler ile beraber sezonun en iyi maçını geride bıraktım. Kadıköy'e böyle bir veda yakışırdı.

- Artık önümüzde tek bir 90 dk var. Ancak o maçı alsak da almasak da 63.günlüğüm şampiyonluk günlüğüdür. Bu takım Pazar akşamı bana bu mesajı vermiştir.

- Günlükler devam edecek ...

Şampiyon Ol Fenerbahçe Soner İle Murat İçin


Haftasonu Fenerbahçe-Ankaragücü maçına gelirken trafik kazası sonucu vefat eden Murat Dişçi ve Soner Dişçi'nin mezarına bir ziyaret gerçekleştirilmiş. Detayları buradan okuyabilirsiniz.


19 Mayıs 2011 Perşembe

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Tribünden Fotoğraf # 4


Boca Juniors-River Plate maçından Boca taraftarları 

Gülüşüne Kurban Olayım Aykut Hoca


Aslında hiçbir şey açıklamaya gerek yok. Takım bugün yapılan antrenman esnasında altta kalanın canı çıksın yapıyor ve arkadan hocaları Aykut Kocaman sadece gülerek izliyor :) Sadece bu kare bile benim Aykut Kocaman'a çok daha farklı gözle bakmamı sağlar. Yıllarca Fenerbahçe'de görmek istiyoruz seni Aykut Hoca.

17.Kral Tv Müzik Ödülleri / Tarkan ve Diğerleri


17.Kral Müzik Ödülleri bu sene ilk yapıldığı yıllardan sonra herhalde en iyi Kral Müzik Ödülleri olarak tarihe geçti. Öncesinde yapılan Kırmızı Halı inanılmaz bir renk kattı. Röportajlar falan yapılarak saatler geçti. Gece şahane bir Keman gösterisi ile başladı. Keman çalan bayanlar çok güzeldi. Hüsnü Şenlendirici'nin performansını da unutmayalım. Daha sonra ödüllere geçildi. Ve Ödüllere Tarkan damgasını vurdu. Tarkan geceyi toplam 7 ödül ile kapattı. Müjde Ar'ın Aysel Gürel taklidi ve konuşması gecenin renkli anlarındandı. Ayrıca Onur Ödülü alan Orhan Gencebay'ın '' Batsın Bu Dünya '' şarkısını söylerken oluşan salon atmosferi mükemmeldi. Sezen Aksu ve yetiştirdiği 3 insan ; Aşkın Nur Yengi, Levent Yüksel ve Sertab Erener'in birlikte sergiledikleri ufak performans mükemmeldi. Tarkan'ın gecenin sonunda sahneye çıkması ve müthiş bir performans sergilemesi mükemmeldi. İbrahim Tatlıses'in Onur Ödülü alması güzeldi. Ayrıca ödül aralarında eski görüntülerin gösterilmesi de keyifli anların olmasını sağladı. Sonuç olarak son yılların en iyi ödül törenlerinden biri geride kaldı. Gecede hiç mi hata yoktu ? İllah vardı ancak onları da görmemezlikten gelelim. Yazıyı gecede ödül alanlar ile kapatalım ;

En İyi Çıkış Yapan Sanatçı ; Berkay
En İyi Film Müziği ; Çok Filim Hareketler Bunlar
En İyi Özgün Dizi Müziği ; Öyle Bir Geçer Zaman Ki
En İyi Klip ; Tarkan - Öp / Kadir Bekar
Müyap Dijital Satış Ödülü ; Mustafa Ceceli - Dön 
En İyi Düet ; Mustafa Ceceli & Elvan Günaydın - Eksik
Kral FM Türk Sanat Müziği Özel Ödülü ; Nev
Kral FM Türk Halk Müziği Özel Ödülü ; Kubat
En İyi Şarkı Sözü ; Tarkan - Sevdanın Son Vuruşu / Aysel Gürel
En İyi Beste ; Tarkan - Sevdanın Son Vuruşu / Tarkan
En İyi Aranjör ; Ozan Çolakoğlu- Sevdanın Son Vuruşu
En İyi Proje Ödülü ; Ozan Doğulu – 130 BPM
Radyolarda En Çok Çalınan Şarkı ; Ziynet Sali - Rüya
En İyi Grup ; Gripin
En İyi Albüm ; Tarkan - Adımı Kalbine Yaz
En İyi Kadın Sanatçı ; Sertab Erener
En İyi Erkek Sanatçı ; Tarkan
En İyi Şarkı ; Tarkan – Sevdanın Son Vuruşu
Radyolarda En Çok Çalınan Şarkıcı ; Tarkan

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Şampiyon Barcelona


Bütün sezon Barcelona yazdık, bütün sezon Barcelona takip ettik ancak şampiyonluk kupasını alınca bir şey yazmadık. Gerçi daha dün aldılar ama geç kalmayalım. Barcelona Deportivo ile oynadığı maçtan sonra kupasını aldı. Bu Barcelona'nın 21.şampiyonluğu oldu. Tebrik ediyoruz. Sonuna kadar Barcelona ! Barcelona için sezon tek maç dışında bitti. O tek maç da öyle böyle değil. Manchester United ile Şampiyonlar Ligi Finali !


Teşekkürler Kasia, Fürst ve Fofao


Fenerbahçe forması altında mücadele eden, o formayı terleten Kasia, Fürst ve Fofao'ya teşekkürler. Umarım bundan sonra başarılı olurlar. Bu üç oyuncumuz da Dünya Şampiyonluğu, Türkiye Şampiyonluğu, Türkiye Kupası ve Şampiyonlar Ligi Üçüncülüğü yaşayarak Fenerbahçe'den ayrıldılar. Ayrıca Kasia Dünya Şampiyonasının en değerli oyuncusu ve skorer oyuncusu, Furst ise yine Dünya Şampiyonasının En iyi Blokcusu seçilmişti.


Koreografi '' Omuz Omuza Şampiyonluğa ''


Koreografi konusunda her geçen gün daha iyi oluyoruz. Koreografi'yi hazırlayan Genç Fenerbahçeliler'e teşekkürler. Ayırca kartonları kaldıran Fenerbahçe taraftarlarına da.

Alex Alex Alex Alex Alex


26' Alex 1-0
30' Alex 2-0
48' Alex 3-0
83' Alex 5-0
90' Alex 6-0

Konuşan rakamlar :)

Fenerbahçe 6 Ankaragücü 0 / 90 Dk, 0-1, Şampiyonluk


Fenerbahçe ligin 33.haftasında sahasında konuk ettiği Ankaragücü'nü Alex'in 5 ve Bekir'in tek golüyle 6-0 yendi ve son haftaya lider girdi.

Mücadele hakkında yazacak belki çok şey var ama uzun uzun yazmak bana pek doğru gelmiyor. Uzun uzun yazanlardan okuyabilirsiniz.

Maçı statta izlememe rağmen oluşan inanılmaz heyecandan dolayı pek sağlıklı takip edemedim.

Yine de Alex'in 5 golü, Gökhan Gönül, Mehmet Topuz, Emre ve Selçuk'un iyi performansları, Niang'ın zaman zaman etkili koşuları, 1 kırmızı kart, 2 penaltı yaptırması, Lugano'nun iyi oyunu dikkat çekenlerdi.

Maça iyi başlamamıza rağmen kısa süre içerisinde attığımız 2 gol maçı bitirdi. Bir de rakip 10 kişi kalınca maç iyice bitti. 

Alex'in 5 gol. 3 penaltı, 1 frikik ve 1 şahane aşırtma - meksika dalgası yaparken göremedik. -

Penaltıların doğru olması.

Tribünlerin inanılmaz performansı.

6-0.

Ligin 2.yarısında sahamızda yediğimiz golün 0 olması.

Ligde oynadığımız son 17 maç 16 galibiyet, 1 beraberlik almamız.

Alex'in hem gol kralı hem de asist kralı olmasını neredeyse garantilemesi.

Son haftaya lider giriyoruz. Sivasspor maçından alacağımız 1-0 galibiyet bizi şampiyon yapacaktır. Hoş yapmasa da bu takım alkışların en büyüğünü hakediyor. Bunu da söylemek ve görmek lazım.

90 Dk, 0-1, Şampiyonluk !



14 Mayıs 2011 Cumartesi

Her Şey İçin Teşekkürler Nati


Fenerbahçe forması giydiği dönemde o formanın hakkını, o çubuklunun hakkını fazlasıyla veren bir oyuncuydu. 2009/2010 Şampiyonlar Ligi ikinciliği, 2009/2010 Türkiye Şampiyonluğu ve Türkiye Kupası, 2010 yılı Türkiye Süper Kupası, 2010 Dünya Şamiyonluğu, 2010/2011 Şampiyonlar Ligi üçüncülüğü ve 2010/2011 Türkiye Ligi Şampiyonluğu gibi müthiş başarılar elde ederek Fenerbahçeden ayrılıyor. Ayrıca 2009/2010 sezonu Şampiyonlar Ligi'nin en iyi servis atan oyuncusu seçilmişti.

Natasa Osmokrovic yani bizim söylediğimiz şekliyle Nati'ye çok teşekkürler. Fenerbahçe formasını giyen herkesin 1 sene ya da 2 sene ya da 3 sene ya da süresi farketmez ne zaman ayrılırsa ayrılsın böyle ayrılmasını isterim. Geldi, mücadelesini etti, başarıları kazandı ve gitti. Bu taraftar seni unutmayacak Nati.

Formula 1 Günlüğüm


- Futbol, Basketbol, Voleybol, Kürek ve şimdi de Motor Sporları. Şimdi yazdığıma bakmayın. Motor Sporlarına 2005 yılından beri resmi görevli olarak gidiyorum. Ondan öncesinde Drag ve Ralli'lere gidiyordum. Hakemlik yapmaya başladığım ilk yıl Formula 1'de görevliydim. Ve belki de son Formula yine görevli olmak istiyorum ancak fırsat olmadı kaçırdık. Ancak yarışı kaçırmak istemedik.

- Bir tanıdıktan gelen bilet haberi ile sevindik. Sıralama turlarına gitmedik. Direkt yarış günü gidelim diyorduk.

- Saat 10:16 treni ile Kocaeli'den hareketle gittik. Kadıköy'e gidip oradan servislerle piste gidecektik. Ancak trende aklımız başımıza geldi. Neden oraya gidiyorduk ? Pendikte indik. Tam sahilde deniz otobüslerinin kalktığı yerde, üzerinde eşek kadar İstanbul Park yazan otobüsler geçiyordu. Direkt atladık ve pistin yoluna tuttuk.

- Belediye'nin bu hizmetinden bahsetmemek olmaz. Şehrin tüm her yerinden direkt şekilde İstanbul Park'a otobüsler kalktı. Mükemmel rahatlık. Gerçekten kimse sonradan çıkıp '' Nasıl gideceğiz kardeşim, pist çok uzak '' gibi bahanelere bulaşmasın.

- İstanbul Park'a 10.kez falan gidiyordum ancak ilk Formula 1'den sonra etrafın en canlı, en hareketli olduğu yarış buydu.  Çok güzel bir ortam vardı. Ana Tribün'ün arkasında yer alan alışveriş yerlerinde insanlar hem alışveriş yapıyor, hem alkol alıyor, hem yemek yiyordu. Yani keyifli dakikalar geçiriyordu.

- Burada bir süre vakit geçirdikten sonra tribündeki yerimizi aldık. 9.viraj bizim tribünün olduğu yerdi. 

- Tribün çok dolu değildi ancak yine de coşkuluydu.

- Fotoğraf makinası olmayanları pistin etrafına sokmuyorlardı. Zaten insan Formula 1'e neden fotoğraf makinası almadan gelir ? Gerçi fotoğraf çekilmekten, çekmekten utanan bir toplumuz.

- Yarış başlayınca inanılmaz bir heyecan yaşadık. 2.kez bu heyecanı yerinde yaşıyordum ancak öncekinde görevli olduğum için çok anlamamışım. Belki de tv'den izlemeyeceğim yarışı burada gözümü kırpmadan seyrettim. Ayrıca 10 tur sonra araçların arası açıldığı için sürekli önümüzden araçlar geçiyordu. Hiç boş an olmadı.

- Vettel çok iyi, arabası da çok iyi. Alonso agresif ancak eskisi gibi iyi bir arabaya sahip değil. Button ve Hamilton iyi ama şampiyon olamazlar. Schumacher'in sonunculuktan üst sıralara tırmanmasını izlemek keyifliydi. Toro Rosso çok ses çıkarıyor. Massa iyi ama hazır değil. 

- Arabaların sesi çok güzel be abi. Onları dinlemek çok güzel. Eğer seneye kalırsa herkes gelsin.

- Formula 1'e çevre ülkelerden, evet evet ülkelerden inanılmaz bir ilgi vardı. Turist sayısı Türk sayısından çok az değildi. Alkolü de iyi tüketiyorlar. Kızlar da var. Güzeller. Rahatlar. Baya rahatlar.

- Tribünün karşısında ekran olması mükemmel bir şey.

- Spikerin tribünlere gelen insanlara yarışı anlatması da güzel ve ince detay.

- Ürünler çok pahalı.

- Biletler de pahalı.

- Sonuç olarak ; Formula 1 seneye de kalsın, seneye de giderim. Gerçekten yerinde izlemek çok ama çok zevkli.

13 Mayıs 2011 Cuma

Lefter'e Gidiyoruz !


Lefter'e gidiyoruz. Çok fazla konuşmaya, detay vermeye gerek yok. Fenerbahçe tarihinin en büyük efsanesi Lefter'i adada ziyaret ediyoruz ve moral veriyoruz. Bu organizasyonda bizimle olmak isteyenler Pazar günü saat 12:30'da Bostancı Vapur İskelesi'nde olsunlar. Giderken vapurda '' Tribünler inledi binlerce kere, ver Lefter'e yaz deftere, bitti kalem, doldu defter, bu alamde kral LEFTER. '' tezahuratını yapmayacaklar gelmesin :)

Buluşma Yeri ve Saati ; Pazar günü 12:30 Bostancı Vapur İskelesi !

Saat 3-4 gibi döneceğiz.