28 Şubat 2013 Perşembe

Haftasonu Bahis Tahminleri


Twitter'a yazdığım tweetleri aynen buraya aktarayım, orada kaçıranlar burada görsün, hem sonra kontrol etmek açısından daha rahat olur ; 


Sassuolo haftasonu çok ocaklar söndürür ya da çok temiz para kazandırır. 1.40 veriyor, lig sonuncusu ile oynuyor. 0-2 bitti, yattı.

Yine bir başka alt lig maçı ; Blackburn Rovers evinde lig sonuncusu Peterborough ile oynuyor. 1.93 oran vermişler. Oynanır. 2-3 bitti, yattı.

Bucaspor evinde Ankaragücü ile oynuyor. Ankaragücü geçen hafta Kartalspor ile berabere kaldı, üst üste 2 maç puan zor. 1.50. 0-0 bitti, yattı.

Son 10 maç kazanamayan lig sonuncusu Xerez, Murcia deplasmanında. 1'e verilen oran 1.90. 3-1 yendi, tuttu.

Le Havre deplasmanda galibiyeti olmayan Chateauroux ile oynuyor. 1'e verilen oran 1.65, çok değerli. 1-0 yendi, tuttu.

Zwolle, deplasmanda galibiyeti olmayan 7 atıp, 24 yiyen Willem 2'yi konuk ediyor, küme düşmemek için mutlak kazanması gerekiyor. 1- 1.75 2-0 yendi, tuttu

Ligin en çok gol yiyen 2.takımı, ligin en çok gol atan 3.takımı Heracles evinde Den Haag'ı ağırlıyor, 1.65'den 2.5 üst, evi sat bas. 3-1 bitti, tuttu.

Everton ile Arsenal arasında fark 5, Everton bu hafta Reading'i yenemezse avrupa tehlikeye girer, kaliteli kadro ne yapar eder kazanır. 1.42 3-0 yendi, tuttu.

M.United City ile farkı açtı, Salı Madrid maçı var, rakip evinde Norwich, kesin uzak durmak gereken maç ama 1.53'den 3.5 altı denenebilir. 4-0 yendi, yattı.

Plzen evinde Banik Ostrava ile oynuyor, Plzen handikap yapar beyler. 1.70. 1-1 bitti, yattı.


Paok evinde 18 atıp 6 yedi, rakibi Panionios deplasmanda 3 galibiyet, 8 yenilgi. 1.40'dan 1 oynanır. 4-2 yendi, tuttu.

Shakhtar Donetsk yarın Volyn Lutsk'u ağırlıyor, oran vermiyorlar resmen maça, yasa dışı devam, 1.40, handikap 1, gelmezse ayıp. 4-1 yendi.

Aranızda Metalist Kharkiv taraftarı var mı? Hava nasıl oralarda? 1'e 1.70 veriyor, kazanırlarsa 2.oluyorlar ve CL potasına giriyorlar. 3-2 yendi, tuttu

Bursaspor evinde Sivasspor'u ağırlıyor, az önce aynı statta Sivasspor 0-1 yendi, 2 kere üst üste yenemez, 1.95'den Bursaspor oynanır. 1-0 yendi, tuttu.

Akhisar evinde Elazığspor ile oynuyor, tarihi maç, iki takım da ölümüne mücadele eder, alt bitmezse futbolcuların ayıbı, 1.73'den 2.5 altı. 0-1 bitti, tuttu

PSG hafta arası Valencia ile tarihi maç oynuyor, İBO kupada cezalı olduğu için bu maç kesin oynar, 1.53'den PSG kazanır gayet mantıklı. 1-0 bitti, yattı

Marsilya 46 puanda, CL mücadelesi yapıyor, rakibi Troyes 0-4-8, Marsilya yenemezse stat karışır, 1.47'den oyna, parayı bekle :( 2-1 yendi, tuttu.

Lille geçen hafta deplasmanda 3 attı, bu hafta evinde Bordeaux'yu ağırlıyor, 1.91'den Lille'e oynamak gayet mantıklı. 2-1 yendi, tuttu.

Hamburg lig sonuncusu Fürth'ü ağrılıyor, ben burada uzun uzun yazsam da bu maça kimse 2 oynamaz, 1 oyna ve bekle, 1.68. 1-1 bitti, yattı.

Schalke 04 ligi değil, Cl'yi düşünüyor, 2.70'den Wolfsburg oyna ve bekle. Wolfsburg kazanıp iyice rahatlar, Tutmazsa da bu oran tutmasın. 1-4 bitti, yattı.

Oynayacaklara bol şanslar.

26 Şubat 2013 Salı

Maç Günlüğüm # 97


































Fenerbahçe maç günleri diye bir gerçek var. Fenerbahçe'nin maçından günler önce başlıyor, ne yaparız, nerede takılırız, kiminle gideriz, kaçta gideriz, stada kaçta gireriz, maça giderken hangi formayı giyeriz, hangi atkıyı takarız gibi onlarca soru tüm hafta aklımızda.

Planlar yapılıyor, sorular cevabını buluyor. Yola düşüyoruz. Her maç Kocaeli'den Alper abi + arada sırada gelen arkadaşlarımız ile beraber yollara düşüyoruz. Giderken kafada maçı oynama, maç ne olur muhabbetlerini geçtim, sezonu gözden geçiriyoruz. '' Haftaya Beşiktaş, seyircisiz, ondan sonra Bursa, güzel maç olur, deplasman tarafı olur, sonra Antalya, uçak biletleri kaça, stat nerede, yok ya gitmeyelim, onlar biletleri çok pahalı yapıyorlar, bizim Ankara deplasmanı yok mu ya? Var Nisan ayında, tamam araba tutarız, biz bize gideriz buradan, maç öncesi Anıtkabir'i gezeriz, Ankara sokaklarında dolaşır, bir şeyler içer, stada gireriz... '' .

Kadıköy'e varınca heyecan ilk kez maça gidiyor gibi, hâlâ o heyecanımı koruyorum. Bu güzel bir şey. Hâlâ yanımdan geçen arabada Fenerbahçe marşı varsa dönüp bakıyorum, karşıdan gelen formalı gencin yüzüne bakarak gülümsüyorum, atkısı olanların ne atkısı olduğunu çözmeye çalışıyorum... Galiba manyağız..

Kadıköy adeta 33.hafta maçı, Fenerbahçe'nin iyi sonuçları herkese yansımış, etrafta davullar, zurnalar, hava şahane, herkes dışarıda, formalı, atkılı insanlar, tezahuratlar, adeta Kadıköy tam anlamıyla şampiyonluk maçına çıkıyor gibi.

Maç öncesi fotoğrafta çektiğim gibi gayet güzel bir yerde Fenerbahçe'yi ağırlıkta hayatımızı masaya yatırıyoruz. Keyifle biralarımızı yudumlarken, ağaçların arasından gözüken stada karşı şişelerimizi havaya kaldırıyoruz.
,
İzmir'den gelen arkadaşım İsmail, İzmit'ten Yücel, Alper abi, İstanbul'dan arkadaşım Mesut ve bir blog efsanesi ve twitter fenomeni Varol Döken ile beraber keyifli anlar yaşıyoruz.

Kafalar hafif iyi gibi, içmeyi abartıyoruz, bu sezon ilk kez. Sonra Yoğurtçu Parkı'ndan yola çıkıyoruz, Nazlı'nın Yeri'ne gidene kadar - mesafeyi herkes biliyor - 5 kişilik ekip aynı tezahuratı söylüyoruz. Ağır tempo, tezahuratın sözlerinin anlamını kavrayarak gayet gür sesle... '' Layyyy layyyy lalayyyyy, layyyy layyyy lalayyy, laylalalaylaylaylaylaylaylaylaylalalaylaylaylalay, Fenerbahçe sen çok yaşa, canım feda olsun sana, hiçbir şeye değişilmez, senin sevgin bu dünyada... '' o mesafeyi katediyoruz, yolda bize eşlik edenler, alkışlayanlar, yüzümüze bakanlar, biz çok eğleniyoruz. Fenerbahçe diye bağırmaktan zevk alıyoruz.

Nazlı'nınYeri'ne gidince orada muhabbete devam, yanımıza yeni arkadaşlarımız katılıyor, tezahuratlar, makaralar ile devam... Ve artık stada gitme vakti...

Maç öncesi kombineleri değiştiriyorum, arkadaşlar ile aynı tribünde olmak lazım. Uzun aradan sonra Migros'dayız.

Tribüne rahat şekilde giriyoruz, girerken en ufak bir sıkışıklık yok, son aylarda girişler çok rahat olmaya başladı. Önlem alınca her şey kolay. 

Deplasman tribünü tarafında yerimizi alıyoruz ve maç başlıyor...

Omuz omuza yaparken ne olduğunu anlamadığımız şekilde Kasımpaşa penaltı kazanıyor. Şaşırıyoruz, ne oldu falan derken top ağlara gidiyor zaten. Maça resmen 0-1 başlıyoruz. Bu andan itibaren saldıran bir Fenerbahçe...

İlk yarı böyle bitiyor, 2.yarı başlıyor, tribünler kenetleniyor, önce Webo'nun golü geliyor, baskı artıyor, tribünler sahaya çöküyor ve son dakikada penaltı kazanıyoruz, Emre topu başına geçerken, tribündeki ben yere çöküp arkaya bakıyorum, o heyecana kalbim dayanmaz, arkadaşlarımın yüzüne bakarken birden mutluluk ifadesi geliyor, goooolll diye çıldırıyorum. Tribünler çıldırıyor, 2-1 öndeyiz, şampiyonluk maçı. Santos, Guiza, Alex geliyor akıllara... son dakikada Sow'un golü skoru belirliyor ve 3 golle beraber 3 puanı alıyoruz.

Maç sonrası takım tribünleri selamlıyor, omuz omuza ile adeta şampiyonluk yürüyüşüne başlıyoruz.

Bundan sonra her şey çok daha heyecanlı olacak. Bizler de en azından Kadıköy'de bu heyecanı yaşayacağız.


Maç öncesi, maçın gelişi, sonrası ile beraber müthiş bir maç gününü daha geride bırakıyoruz. 

Son cümle Fenerbahçeli insanlar da, Fenerbahçe de çok güzel, gelsenize...

Derbinin Demirspor Tarafı


Tribünleri çok seviyorum, Fenerbahçe tribününün zaten içindeyiz ama diğer tribünleri de videolardan iyi şekilde takip ettiğimi düşünüyorum. Çok iyi besteleri olan tribünler var. Bu beste de onlardan biri.

Bu video haftasonu Adanaspor-Adana Demirspor maçında çekildi. Adana derbisi, yılların klasikleşen maçlarından. Adanaspor tribünleri meşale şov ile damga vurmuştu maça zaten ama Adana Demirspor tribünleri bu tezahurat ile benim için maçın kazananı oldular. Sözler güzel, melodi güzel, bağıran kitle güzel. Senkronize şekilde zıplıyorlar, alkışlıyorlar.

Ölmeden Adanaspor-Adana Demirspor maçı seyretmemiz gerektiğini de bu posta yazalım. Gerçekleşirse geçmişe dönüp var be deriz. 

Şimşekler grubuna helal olsun.

25 Şubat 2013 Pazartesi

Ve David Beckham Sahada


Dünyanın gelmiş geçmiş iyi, karizmatik ve en çok reytingi olan futbolcularından David Beckham Paris Saint Germain'in Marsilya ile oynadığı maçta 76.dk oyuna girdi. İzlemek de, sahada görmek de büyük keyif. Ibrahimovic ile güzel ikili oldular. Paris Saint Germain maçı 2-0 kazandı.






24 Şubat 2013 Pazar

Maç Günlüğüm # 96


Resmen yazmayı unuttuğum bir günlük, maç öncesi Kalamış sahilde rakı, balık, muhabbet şahane olsa da maç öyle olmadı. 1-2 kaybettik. Tarihte yerini böyle alacak. Maç öncesi yaşadıklarımız bir kez daha maçın önüne geçti.

22 Şubat 2013 Cuma

Tarihi Gece

Son 16'ya kaldık. Büyük başarı. Taraftarlarının şovu yine büyük ses getirdi. Fenerbahçe taraftarları çok enteresan. Seyircisiz maçta, seyircilerin neden olduğu olaylar yüzünden maçı durduruyoruz. Hoş bir anı olarak kalacak. Eleştirmeye gerek yok.




19 Şubat 2013 Salı

Savaşıyoruz


Kutay ve Mustafa savaşıyorken, benim savaşmamam ayıp. Sakaryaspor tribünleri takımları için ''Kurtuluşa kadar savaş'' diyor ama biz kendimize alıyoruz, savaşmaya devam. 

17 Şubat 2013 Pazar

Bahis Sistemi ve Tekne Hedefi # 9


Dün yaptığım kupon inanılmaz şekilde yattı, istatistiklerin yalan olduğu ortaya çıktı. Bugün ise pek düşünmeden bu kuponu yaptım. Tutarsa güzel olur, tutmazsa bu sistemle devam. Bol şans.

Kasa Başlangıcı :  32.40
Mevcut Kasa : 0


Edit : 32.40 ile başladığımız kasa patladı. Hafta içi bu sistemle devam.


16 Şubat 2013 Cumartesi

Bahis Sistemi ve Tekne Hedefi # 8


Geçen hafta şanssız şekilde yattıktan sonra bu hafta daha garanti gibi gözüken kupon yaptım. Voleybol liginde  oynadığı 15 maçın 14'ünü kazanan Arkasspor galibiyeti ve ligde oynadığı 21 maçın 17'si 2.5 gol üstüne çıkan Beşiktaş-Gaziantepspor maçına üst oynadım. 

Kasa Başlangıcı : 32.40 TL
Bahis : 15.00 TL
Kalan : 17.40 TL

Bol şanslar.

14 Şubat 2013 Perşembe

Fenerbahçe'nin 14 Şubat Maçları

Fenerbahçe bu akşam Uefa Avrupa Ligi 2.tur ilk maçında Bate Borisov karşısına çıkıyor. Maçın tarihi 14 Şubat yani Sevgililer Günü. Fenerbahçe'nin son yıllarda 14 Şubat Sevgililer Günü'nde çıktığı maçlara bakalım ; 

2010/2011 sezonunda Fenerbahçe 14 Şubat günü sahasında Kayserispor'u 2-0 yenerken goller Fenerbahçe'nin eskilerinden geliyordu. Niang ve Lugano.

2009/2010 sezonunda Fenerbahçe yine aynı gün Manisaspor deplasmanında mücadele ederken goller Gökhan Ünal ve Cristian'dan geliyordu.

2008/2009 sezonunda Fenerbahçe 7-0 ile kazanıyor ve taraftarlarına unutulmaz bir gün yaşatıyordu. Alex 3 golle yıldızlaşırken, Semih 2, Deivid ve Lugano diğer gollerin sahibi oluyor maçtan sonra evime mutlu dönüyordum.

2006/2007 sezonu yine unutulmaz bir maç yaşanıyordu. Fenerbahçe Avrupa maçında Alkmaar ile 3-3 berabere kalırken özellikle Tümer'in golleri görülmeye değerdi. Diğer golümüzü atan isim bizim çocuk Tuncay Şanlı'ydı.

1998/1999 sezonu Fenerbahçe Adanspor'u 6-0 yenerken yine 14 Şubat taraftarlarını evine mutlu gönderiyordu. Golleri atanlara bakarsak Moldovan 3 gol, Sergen ve Moshoue.

1992/1993 sezonu Fenerbahçe Konyaspor'u Tanju Çolak'ın 3, Oğuz'un ve şu an teknik direktör olan efsanemiz Aykut Kocaman'ın golleriyle 5-3 yeniyordu. 

Fenerbahçe'nin son 20 yıl 14 Şubat tarihinde 6 maçı var, bu 6 maçtan 4 galibiyet, 2 beraberlik alırken hiç yenilgi yaşamadık. Bu akşam bu iyi istatistik devam mı edecek hep beraber göreceğiz.

2012/2013 Sezonu Bate Borisov 0 Fenerbahçe 0

2014/2015 sezonu Gaziantepspor 0 Fenerbahçe 5. 


8 maç, 5 galibiyet, 3 beraberlik.

12 Şubat 2013 Salı

One Flew Over the Cuckoo's Nest



İzlemediğim pek çok kült film var, çok başka şeylere zaman yaratırken film izlemeye yaratamıyorum. Ve bazı filmler var, izledikten sonra ''neden bu kadar geç izledim.'' diye pişmanlık duyuyorum. Bu film hayatımında izlediğim en iyi filmlerden. Sadece Jack Nicholson performansı için bile seyredilmesi gereken bir film. Zaman zaman güldüren, zaman zaman düşündüren ve zaman zaman duygulandıran bu filmi mutlaka izleyin. Benim için özellikle tekne ile balığa çıktıkları sahne, orada yapılan oyunculuklar olağanüstüydü. Çok şey söylemeye gerek de yok, eğer bu filmi seyretmediyseniz, hemen işi gücü bırakın ve seyredin, beğenmezseniz gelin konuşalım.

11 Şubat 2013 Pazartesi

Mersin İdman Yurdu 0 Fenerbahçe 1


































Pazar günü keyifli bir gün yaşarız diyoruz, Fenerbahçe'nin önce basketbol finali ardından futbol maçı var. Evde keyifli otururken kadrolar geliyor, Cristian oynuyor, yine 4-4-2 çıkmıyoruz, canımız sıkılıyor, artık bir şeyleri değiştirsek ya diyoruz, tam bu arada telefon çalıyor, '' gel çarşıda izleyelim, içelim.'' hemen kabul ediyorum, Cristian'ın ilk 11'de olduğu maçları artık normal kafayyla izleyemem. 

Muhabbet, makara derken maç kritikleri yapılıyor,  maç başlıyor, bu arada Eskişehir'den kupa haberi geliyor, erkek basketbol takımı kupayı almış, ezeli rakip Galatasaray'ı yenmişiz. 

Futbol maçına konsantre oluyoruz, goller kaçırıyoruz, rakip kaçırıyor, Cristian eleştiriliyor, neden oynuyor diyoruz. Önceki haftalara göre daha iyiyiz diyoruz peşinden Mersin ligin en kötü takımı cümlelerini de esirgemiyoruz. Kötü takıma karşı çok da iyi oynamıyoruz. İlk yarı sonunda gelen gol yine de bizi maçı izlediğimiz yerde yerimizden fırlatıyor.

2.yarı başlıyor, pozisyonlar kaçıyor, rakip pozisyon buluyor neyse ki korkulan olmuyor ve Fenerbahçe deplasmanndan 0-1 galip ayrılıyor.

Ligin en kötü takımlarından birisine karşı yine çok iyi oynamıyoruz, yine sıkıntılı anlar yaşıyoruz ama neyse ki kazanıyoruz. 

Sow-Webo uyumu çok mutlu ediyor, biri alan açıyor, diğeri içeri giriyor, biri şut çekiyor, diğeri tamamlıyor, biri orta yapıyor, diğeri vuruyor, resmen 40 yıldır birlikte oynuyor gibi anlaşıyorlar. Nazar değmesin. Çok can yakacaklar. Bir de 4-4-2'ye dönersek...

Emre geldi, hoş geldi. Agresiflikler de yapmayınca Emre benim için dünyanın en iyi oyuncusu, evet abartıyorum ama çok başka, kalitesini henüz çok iyi olmadan ve yanındaki diğer oyuncular kötü durumdayken bile sahaya yansıtıyor, Atletico Madrid'e gitmese ve ilk yarı da bizimle olsa şu an puan durumu böyle olmazdı. Yine de agresifliklerden hep böyle uzak dursun diye dua etmiyor değiliz.

Sonuç olarak ligin en kötü deplasmanlarından birinden galip geliyoruz, 3 puan güzeldir, takımın moral bulması açısından önemlidir.

Şampiyon olur muyuz bilmiyorum da son haftaya kadar mücadeleye devam, şampiyonluk hedefine devam... 

Perşembe Bate deplasmanı, allah yardımcımız olsun.

Bu arada hesabı Cristian'a yollayacağım...

Top Kontrolü


Olağanüstü. Fazla söze gerek yok.

10 Şubat 2013 Pazar

We'll Never Die



Manchester United tribünleri 6 Şubat 1958'i ve yaşanan olayı unutmuyor.

8 Şubat 2013 Cuma

Robert Pires Arsenal'de

 Photoshop değil, gerçek. Robert Pires Arsenal ile antrenmanlara çıkıyor. Çok özel oyunculardan biriydi. Arsenal ile çok önemli başarılar elde etti. Antrenmanlara çıkması Arsenal gençleri için çok büyük bir avantaj.


Kramponlar






















Manchester City soyunma odası değil, Manchester City store mübarek. Her yer krampon. 

7 Şubat 2013 Perşembe

Ronaldinho 100.Maçında

 Yıllardır futbol izliyorum ve rahatlık söyleyebilirim, sahada beni en çok heyecanlandıran adamların başında geliyor. Brezilya'nın İngiltere ile oynadığı hazırlık maçında 100.kez forma giydi. Maçta çok iyi oynamadı, hatta takımın en kötülerindendi ve üstüne bir de penaltı kaçırdı. Yani 100.maç Ronaldinho adına kötü geçti. Keşke hayatına biraz daha dikkat etse ve daha çok çalışsaydı da uzun yıllar daha izleyebilseydik. Ronaldinho futbol tarihine gelmiş en özel adamlardan birisidir.



Nadal Tekrardan Kortlarda

Kortlarda olduğu zaman ''Federer hayranlığı'' nedeniyle pek sevmediğim, antipatik bulduğum Nadal'ı şu geçen 7 aylık süreçte ne kadar çok sevdiğimi, saygı duyduğumu ve izlemekten zevk aldığımı anladım. Dün Del Bonis maçı ile - tek başına - tekrardan kortlara dönen Nadal'ı özlemişim. Sakatlıktan hiçbir şey olmamış gibi dönmesi çok zor. Ancak dün rakibini 6-3 ve 6-2'lik setlerle 2-0 yenerken zaman zaman eski günlerdeki vuruşlarını, mücadelesini izletti bizlere. Federer'i seviyoruz, hep onun kazanmasını istiyoruz ama Nadal'ın olmadığı bir tenis dünyası düşünülemez.

Messi'ye Sarılmak / Video

Dün gece oynanan İsveç-Arjantin maçından. Her türlü cezayı göze alıp o hareketi yapmak isterdim. Altta videosu da var, izleyin, şahane hareket, Messi'ye sarılıyor, başından öpüyor ve ellerini yana açarak görevlileri bekliyor. Nefis ya nefis.






























6 Şubat 2013 Çarşamba

Fenerbahçe'nin Deplasman Maceraları




















Fenerbahçe'nin son yıllarda Kadıköy performansını geçen gün yazdım. Şimdi de Fenerbahçe'nin son senelerde deplasman performansına bakalım. 

Bu sezon şu ana kadar berbat bir deplasman performansı sergileyen Fenerbahçe sadece 2 kez kazandı. Bu inanılmaz kötü bir istatistik ama Fenerbahçe zaten şampiyon olduğu seneler bile deplasman performansı bakımından çok iyi yerlerde olmadı.

2011/2012 sezonu ;  geçen sezon Fenerbahçe şampiyonluk mücadelesi verirken deplasmanda sadece 6 galibiyet almıştı, bu 6 galibiyete rağmen şampiyonluğu kovalaması gerçekten büyük bir olay. 

2010/2011 sezonu ; Fenerbahçe sezonu şampiyon olarak tamamlıyor ve deplasmanda 12 galibiyet ile Trabzonspor'dan sonra en başarılı takım oluyordu. Deplasman performansı açısından istisna bir durum yaşadık.

2009/2010 sezonu ; Fenerbahçe şampiyonluğu son hafta verirken, deplasmanda 10 galibiyet ve topladığı 33 puan ile ligin en başarılı takımı oluyordu.

2008/2009 sezonu ; Fenerbahçe için yine deplasman açısından kötü sezon. Deplasmanda sadece 6 galibiyet alarak tamamlanan bir sezon.

2007/2008 sezonu ; Beşiktaş 12, Galatasaray 11, Sivasspor 10 deplasman galibiyeti alırken, Fenerbahçe sadece 8 galibiyet alıyordu.

2006/2007 sezonu ; Fenerbahçe deplasmanda 9 galibiyet ile 32 puan toplarken en yakın rakibi Beşiktaş deplasmanda sadece 21 puan topluyordu. Şampiyonluğun gelmesinde bu deplasman galibiyetlerinin etkisi vardı.

2005/2006 sezonu ; Fenerbahçe için yine etkili deplasman performansı geliyordu ve sadece 3 yenilgi alarak 38 puan ile deplasmanların en başarılı takımı oluyorduk. Son hafta beraberlik ile şampiyonluğu verip bu iyi deplasman performansına da yazık ediyorduk.

2004/2005 sezonu ; Fenerbahçe sezonu şampiyon olarak tamamlasak da deplasman performansından dolayı değil Kadıköy performansı ile şampiyon oluyorduk. Deplasmanda yine de 10 galibiyet baya iyi sayılır.

2003/2004 sezonu ; Fenerbahçe için yine iyi deplasman performansı, toplanılan 37 puan ile Trabzonspor ile beraber deplasmanın en başarılı takımı oluyorduk.

2002/2003 sezonu ; Fenerbahçe için kabus gibi deplasman performansı. Sadece 3 galibiyet alınmıştı. Konuşmaya değmez. O sezon küme düşen Kocaelispor'un da 3 galibiyeti vardı.

Son 10 yıla baktım, Fenerbahçe için deplasman performansları çok aşırı kötü olmasa da kurulan kadrolar, harcanan paralara bakınca daha iyi olması gerekiyordu. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ; Fenerbahçe'nin deplasmanda alacağı 8-9 galibiyet takımı şampiyonluğa götürebilir. Bu bu sezon değil, her sezon için geçerli.

Son 10 yıl Fenerbahçe'nin deplasman galibiyeti ortalaması ; 8.7 galibiyet
Son 10 yıl Fenerbahçe'nin deplasman beraberlik ortalaması ; 3.8 beraberlik
Son 10 yıl Fenerbahçe'nin deplasman yenilgi ortalaması ; 4.5 yenilgi
Son 10 yıl Fenerbahçe'nin deplasman puan ortalaması ; 29.9 puan

Fenerbahçe bu sezon şu ana kadar 2 galibiyet aldı, kalan 8 hafta ancak 5-6 galibiyet gelmesi lazım ki ortalamalar yakalansın ve şampiyonluk ihtimali artsın. Fenerbahçe'nin önünde kalan 8 deplasmanı var. Sezon sonu tekrardan deplasman performansını inceleriz. 

6 Şubat 1958
























Futbol tarihinin en kara günlerinden. Manchester United'ı taşıyan uçak yakıt ikmali yaptıktan sonra tekrar havalanırken kaza yapar ve 8'i Manchester United futbolcusu 23 kişi hayatını kaybeder. Hakkında en güzel yazılarından birisini bugün Ali Murat Hamarat yazı. Buradan okuyabilirsiniz.



Şanssız Hamilton





















Yeni takımı Mercedes ile bu sabah ilk test sürüşüne çıkan Hamilton Fren sorunu nedeniyle 15.turda pistten çıkarak bariyerlere çarptı. Sağlık durumu ile ilgili sıkıntı yok ama sezonun daha ilk test sürüşünde bunun yaşanmasını sadece şanssızlık olarak mı değerlendirmek lazım bilmiyorum. Mercedes olay sonrası '' Lewis arka fren basıncını kaybetti fakat ön frenler otomobili yavaşlatmasını sağladı. Buna rağmen ön frenler otomobili çarpışmadan önce durdurmaya yetmedi." açıklamasını yaptı. 


Mehmet Topal Röportajı Üzerine



Mehmet Topal Fenerbahçe Gazetesi'nin 110.sayısına güzel bir röportaj vermiş. Röportajı buradan okuyabilirsiniz. Benim söyleyeceklerim son sorunun cevabı üzerine olacak.

Mehmet Topal '' Taraftarlara neler söylemek istersin? '' sorusuna cevap vermiş. Diyor ki ''  Biz yaptığımız hataların farkındayız. Siz ne kadar isterseniz isteyin bazen şans yanınızda olmayabiliyor. Ama biz bu kötü şansı iyiye çevirmek için elimizden geleni yapacağız bundan şüpheleri olmasın. Onlar bizim 12. Adamımız ve onların her zamanki desteğini istiyoruz. Sahada oynayan futbolculara ne kadar destek ve güven verirlerse, biz de futbolcular olarak takımı o kadar üst seviyeye getireceğimize inanıyorum.'' 

Mehmet Topal'a sormak istiyorum. Fenerbahçe oyuncuları olarak hatalarınızın farkında olduğunuzu sezon başından beri söylüyorsunuz ancak neden sezon başından beri düzeltmiyorsunuz?

Mehmet Topal taraftarlardan destek istediğini söylüyor. Mehmet Topal acaba taraftarların sezon başından beri, Kadıköy'de, deplasmanda, hava alanlarında daha doğrusu gittikleri her yerde ne kadar destek gördüğünü, ne kadar onlara inandığımızı görmüyor mu?

Takımı üst seviye getireceğinize inanıyorsanız neden bu zamana kadar herhangi bir şekilde sizden bu ışığı göremedik?

Şans yanımızda değil diyorsun da sen o şansı yaratabiliyor musun? Çoğu maçta Fenerbahçe'nin doğru düzgün pozisyonu olmuyor.

Sonuç olarak Mehmet Topal'ın açıklama yapmasını değil, takım arkadaşları ile beraber sahada bir şeyler yapmasını bekliyoruz.

Fenerbahçe taraftarları bunu yıllardır hakediyor ve bekliyor.

5 Şubat 2013 Salı

Fenerbahçe İçin Sezonun Kalanı ve Beklentiler


Fenerbahçe için sezon iyi gitmiyor. 3 kulvarda da devam eden takımımız olmasına rağmen sahada oynanan oyun, oyuncuların formsuzluğu, yönetimin yanlışları, Aykut Kocaman'ın yanlışları gibi etkenler birleşince tek bir sonuç çıkıyor; taraftarlar mutlu değil. Taraftarlar artık özellikle Aziz Yıldırım ve yönetiminin camia'ya zarar verdiğinden dolayı gitmesini bekliyor. Aziz Yıldırım da taraftarlara karşı yine klasik ''bizi bölmeye çalışanlara izin vermeyin.'' açıklaması ile beraber taraftarları birlik olmaya davet ediyor. Ama bu sefer unuttuğu bir şey var. Geçtiğimiz haftalara göre daha kalabalık bir şekilde ''Yönetim istifa'' sesleri yükseliyor. İlerleyen günler kulübün nerede, ne pozisyonda olacağını hepimiz göreceğiz.

Fenerbahçe'nin önünde şahane 4 maç var, neden şahane? 3 tanesi deplasman + 1 tanesi Bate ile üst tura çıkma maçı-seyircisiz- Bu 4 maçtan alınacak 4 galibiyet, tüm sıkıntıları rafa kaldıracağından camianın büyük bir kısmı istifa söylemlerini azaltacak. Yine istifa diyenler olacaktır ama onlar da her iyi sonuçta olduğu gibi diğer taraftarlar tarafından dışlanacaktır. 

Fenerbahçe'nin bu 4 maçından 4 galibiyet alması normal sonuç olsa da oynanan oyunu gördükten sonra işimiz çok zor gözüküyor. 

Fenerbahçe o özlediğimiz-hoş en son ne zaman gördük, hatırlamıyorum- akıcı, mücadeleci futbolu oynarsa bu 4 maçı da sonrasında gelecek maçları da kazanır ama bu oyun gelir mi? Oyuncular bu kadar formsuzken, teknik direktör bu kadar formsuzken bu maçlar iyi geçer mi? Zor, çok zor.

Pazar günü 16:30'da Mersin İdman Yurdu deplasmanı ile beraber zorlu süreç başlıyor. 19 gün sonra oynanacak Kasımpaşa maçına kadar Fenerbahçe neler yapacak bunu göreceğiz.

Artık taraftarlar bu takımdan söz vermesini değil, sahada ter dökmesini bekliyor. Yolumuz açık olsun...

Tren Yolculuğu




İngiltere milli takımı oyuncuları ve teknik ekibi Wembley'de oynanacak Brezilya maçı için bugün Londra'ya gitti. Tabii trenle. Tren yolculuğunda Wayne Rooney, Leon Osman ve Leighton Baines koyu bir sohbet içindeler.

Belki hızlı tren geldikten sonra ülkemizde de Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı İstanbul'dan Ankara'ya trenle giderken görebiliriz. Neden olmasın?

Pique & Milan


Güzel fotoğraf, güzel bebek. Pique gibi yakışıklı, Shakira gibi güzel birisinden zaten güzel bebek doğmasa ilginç olurdu. Sağlıklı büyüsün. Babası gibi iyi futbolcu olsun. Pique'yi de çok kıskandığımızı söyleyelim.

Şevçenko Servet


'' Sana hâlâ Şevçenko'yu hatırlatanlar var mı?  
Her sohbette hem de! Ben suçlu olduğumu düşünmüyorum çünkü o maçın olduğu gün 3-5-2 oynuyorduk. Ümit Özat libero, Önder Turacı'yla ben soper oynuyordum. Ben Gilardino ile adam adama oynuyordum. Önder Şevçenko'yu tutuyordu. O kaçırdıkça ben tutmaya çalışıyordum. Benim konuyla alakam bile yok! Önemli de değil, gelip geçti. ''

Efsane cevap vermiş. Servet'i yıllarca boşuna suçlamışız. Suçlu Önder Turacı. Önder'e cevap hakkı doğdu.

Fourfourtwo Şubat sayısını alın ve Servet Çetin'in röportajını okuyun. Daha çok güzel cevaplar var.


4 Şubat 2013 Pazartesi

Fenerbahçe'nin Saracoğlu Performansı


Fenerbahçe kötü oynuyor, Fenerbahçe kötü sonuçlar alıyor. Fenerbahçe yıllarca ''Cehennem'' olarak nitetlendirdiği Kadıköy Şükrü Saracaoğlu Stadyumu'nda bile kötü sonuçlar alıyor.

Yorum yapmadan istatistikleri paylaşarak Fenerbahçe'nin son 10 yılına bakalım ; 

2003/2004 sezonu ; Fenerbahçe iç sahada 17 maç sonunda sadece 12 puan kaybediyor, iç sahanın en başarılı takımı oluyor ve sezonu şampiyon tamamlıyordu.

2004/2005 sezonu ; Fenerbahçe iç sahada 17 maç sonunda en başarılı takım olurken, sadece 1 kez yeniliyor ve toplam 51 puanın 48'ini alıyordu. Sezonun şampiyon olarak bitmesinde bu müthiş iç saha performansını etkisi yadsınamaz.

2005/2006 sezonu ; Fenerbahçe evinde 4 kez berabere kalıyor ve sadece 8 puan kaybediyordu. Sezonu şampiyon olarak tamamlayan Galatasaray ise evinde 17'de 16 ile en başarılı iç saha takımı oluyordu.

2006/2007 sezonu ; Fenerbahçe iç sahada en başarılı 2.takım oluyor ancak sezonu şampiyon olarak tamamlıyordu. Fenerbahçe sezonu 13 kayıp puanla tamamlıyordu. Ligin en başarılı iç saha takımı Beşiktaş oluuyordu.

2007/2008 sezonu ; Fenerbahçe sezonu sadece 7 kayıp puanla tamamlıyor ancak şampiyonluğa yine evinde sadece 9 puan kaybeden Galatasaray ulaşıyordu. 

2008/2009 sezonu ; Fenerbahçe yine evinde 12 puan kaybediyordu.

2009/2010 sezonu ; Fenerbahçe evinde 10 puan kaybediyordu, son hafta verilen beraberlik takımı şampiyonluktan ediyordu.

2010/2011 sezonu ; Fenerbahçe evinde sadece 6 puan kaybederken en başarılı iç saha takımı olarak şampiyonluğa ulaşıyordu.

2011/2012 sezonu ; Fenerbahçe evinde yine yenilgisiz sadece 6 puan kaybediyor ancak şampiyonluğu son hafta kaybediyordu. 

Ve gelelim bu sezona ; Fenerbahçe 13 puan ile son 11 sezonun en yüksek puan kaybına sadece 11 maç sonunda ulaşıyordu.

Fenerbahçe 11 hafta sonunda 2 beraberlik ve 3 mağlubiyet ile kötü bir performans sergiliyordu.

Sonuç olarak Fenerbahçe kötü oyununa rağmen alışılagelmiş başarılı iç saha performansını sürdürse şu an lider olacaktı. Belki de camianın bu kadar sıkıntı yaşamasının en kilit noktası yıllardır Fenerbahçe'yi şampiyonluklara götüren Şükrü Saracoğlu'nda sıradan bir takım durumuna gelmesi. Fenerbahçe iç saha durumunu düzeltmezse zaten bu deplasman performansı ile şampiyonluğa ulaşamaz. Ulaşırsa bu konu da ters totem olarak buradaki yerini almış olur.

Henüz Ölmedik / Video


Çok başkalar çok.

2 Şubat 2013 Cumartesi

Bahis Sistemi ve Tekne Hedefi # 7


Kasım dedik, Ocak ayında geri döndük. Bol Şans.

Edit : Buraya yazdığım kuponlar tutmuyor. 8.kupon ile yarın buradayım ama.