31 Aralık 2009 Perşembe

Gözlerim Gözlerin Olsun Baba !



Fenerbahçe tribünlerinde Trabzon maçında asılan pankart‚ futbol sevgisinin temsil edildiği en duygulu pankarttı. Bir çocuğun‚ gözleri görmeyen babasına gözlerini verdiğini hatırlatan‚ o muhteşem görüntü... Maçın heyecanına yenik düşmesi gereken bir yaşta‚ babasının spikeri olan bir çocuğun‚ hepimizi ağlatan pankartı... Böyle bir gerçeği "görebilen" Fenerbahçe tribünlerine teşekkür etmeliyiz.

Ve "Yılın taraftarlık ödülü"‚ bu baba oğula verilmeli.

Onları derinden hissettiğim için‚ böylesine hüzünlü bir ilişkiye "fantastik yaklaşımımı" herhalde babayla oğul hoşgörürler.

Maçın 18. dakikası...
-Gol mü oldu oğlum?
-Hayır baba‚ Alex soldan ceza sahasına harika bir giriş yaptı.
-Evet oğlum.
-Top Alex´in ayağına gelince‚ çimler samanyolu gibi oluyor baba.
-Öyledir oğlum.
-Hani annem iğneyi ipliğe geçiriyor ya...
-Evet oğlum.
-Alex‚ futbol topunu üç kişinin arasından öyle geçirdi. Görmen lazım.
-Devam et oğlum.
-Sonra harika bir top çıkardı kaleye‚ Nobre vuramadı.
-Canı sağolsun.
-Sen merak etme baba kazanırız. Seyirci yine muhteşem. Hani sevdiğin bir şarkı var ya. "Hatırla ey peri‚ o mesut geceyi..." Onun gibi işte.
-Sağol oğlum. Allah senden razı olsun.
-Bana bu takımı sen sevdirdin baba. Gözlerim‚ gözlerin olsun



Hakkı YALÇIN (Takvim)

Not : Yazıyı gencfb.org'da ve Erdem Kahraman sayesinde gördüm.

Mutlu Yıllar



Blogu okuyan tüm herkesin yeni yılını kutlar sağlık, mutluluk ve huzur dilerim.

30 Aralık 2009 Çarşamba

NBA'de Haftanın Değerlendirmesi (10 Aralık-30 Aralık)

Efendim öncelikle iyi akşamlar. Burayı özlemişim gerçekten. Dile kolay 3 haftadır yazamıyoruz yazıyı, gerek üşengeçlikten gerekse zorunlu sebeplerden dolayı. Ancak sizlerden özür dilemeyeceğim bu sefer çünkü özür dilemek, bir şey için kendini affettirmek ve bir daha aynı şeyi yapmamaktır. Buradaki şeye de hata diye biliriz. Yine gevezelik yaptım kusura bakmayın. Ne diyorduk? Heh, NBA'de Haftanın Değerlendirmesi başlığı altında resmen ayın değerlendirmesini yapacağız bu yazıda. Dolayısıyla ne kadar küfretseniz kabulumdür. Sizlerden Kaan Kural'ın favorisi olan New Orleans Hornets Dansçı Kızları ya da nam-ı diğer Honeybees ile özür diliyorum. Özür mü diledim? Hani dilemeyecektim lan?!

Haftanın Takımı: Cleveland Cavaliers
Geride bıraktığımız günler boyunca Cleveland Cavaliers takımı oynadığı 11 maçın 10'unu kazandı. Kaybettiği tek maç deplasmanda Nowitzki'siz Dallas'a karşı. Ancak arada öyle mağlubiyetler olur. Sezona iyi başlamamıştı Cavs. Yeni isimler Shaq, Moon, Parker uyum sürecini atlatamamıştı. Ancak tahmin ediyordum uyum sürecini atlatacaklarını ve Cavs'in düzeleceğini. Öyle de oldu. Cavs takımı geride bıraktığımız günlerde Milwaukee, Philadelphia, New Jersey gibi güçsüz takımların yanında Portland, Phoenix, Atlanta gibi güçlü takımları da devirdi. En önemlisi de Noel gecesi oynanan Lakers maçı. Los Angeles Lakers'ı deplasmanda, hem de 2. periyottan itibaren farkı sürekli 15 civarında tutarak yenmeyi başardılar. En önemli galibiyetleri buydu, geçen sene 2 maçta da yenildikleri rakiplerini yenerek mesajı gönderdiler. Cleveland Cavaliers takımı şu an 25 galibiyet 8 mağlubiyet ile Doğu 2. si, NBA 3. sü konumunda.

Haftanın Oyuncusu: Kobe Bryant
Bu adam NBA'in en çok para kazanan isimlerinden. Evi, arabası, çocukları, şanı, şöhreti, gücü, 4 tane şampiyonluk yüzüğü, MVP ödülü, sayısız başarısı var. Los Angeles'ta adeta tanrı gözüyle bakılıyor, bırakın Los Angeles'ı ABD'de, hatta bırakın ABD'yi tüm dünyada ona ilah gözüyle bakılıyor. Kısacası her şey ayaklarının altında ama o ne yapmakla meşgul biliyor musunuz? Basketbol oynamakla. Sahaya çıktığı anda hiç bir şey düşünmüyor. Hiç bir şey önemli değil o sahada olduğunda. Önemli olan tek şey onun katil içgüdüsü ve en kolay maçı, en kötü rakibi bile hırsından ödün vermeden devirmenin peşinde. Sürekli çalışıyor, sürekli çabalıyor, asla pes etmeyen bir yapısı var. Bu ay Minnesota maçında sağ baş parmağı kırıldı. Sağ baş parmak, sağlak bir basketbolcu için şut atmasındaki en önemli parmağıdır. Ama o bırakın sakat listesine girmeyi, kırık parmakla o maça devam etti ve sol eliyle sayılar atmaya başladı. Hemen ertesi gün oynanan Utah maçında kırık baş parmağına mide rahatsızlığı eklendi ama Kobe yine sahadaydı. Oklahoma City maçında dizinin üzerine ters düştü. Devam etti. Saramento maçında dirseğinden sakatlandı ancak çıktı uzatmalarda 2 üçlük üst üste atarak takımına maçı kazandırdı. Kimsenin iyi performans gösteremediği Noel gecesinde, Cleveland'a karşı adeta tek başına savaştı. O değil Haftanın Oyuncusu olmayı, Yılın Oyuncusu olmayı hak ediyor şimdiden.

Haftanın 5'i:
PG: Chris Paul
17.2 sayı, 11.6 asist, 5.6 ribaunt. 9 Aralık'tan bu yanaki ortalamaları. Sene başında New Orleans çok kötüydü. Adeta Chris Paul tek başına oynuyordu. Asistleri yeniyor, çabası boşa gidiyordu. O da yeni bir kimliğe bürünmüş ve skorer maçlar çıkarmıştı. Sakatlandıktan sonra koç Byron Scott kovuldu ve yerine Jeff Bower getirildi. CP3 sakat olmasına rağmen Hornets iyi maçlar çıkardı. Takım bir düzene oturduktan sonra CP3 geri döndü ve sene başındaki bireysel oyunundan sıyrılıp yeniden asistleriyle takımı yönetmeye başladı. En önemli oyunlarından birini de NTV'de de yayınlanan Denver Nuggets maçında çıkardı. 30 sayı, 19 asist, 9 ribaunt. Belki o maçta triple-double'ı 1 ribauntla kaçırdı Chris Paul ancak dün gece oynanan maçta 16 sayı, 10 asist, 11 ribaunt ile triple-double'ını da yaptı.

SG: Kobe Bryant
Yukarıda çok değindik. Şimdi biraz işin istatistiksel yönünden bahsedelim. Pau Gasol sakatlıktan döndüğünden sonra Kobe'ye sayı anlamında pek gerek kalmamıştı ve o da frene basmıştı. Say Krallığı sıralamasında da 1. likten, 6. lığa kadar düşmüştü. Ancak kırık parmakla, sakat dirsekle bir şekilde son 9 maçta onun sayılarına çok ihtiyaç duydu Lakers ve o da son 9 maçta 36.5 sayı ortalamasıyla oynayarak 6. lıktan gelip tekrar 1. liğe yükseldi. Sırasıyla 42, 39, 29, 28, 40, 35, 38, 34, 44 sayılarla oynadı Kobe. Birde Bucks deplasmanında maç kazandıran basketi var tabii. Kariyerinde 103. 40+ sayı performansını dün gece Golden State Warriors karşısında çıkardı, yanına 11 de asist ekledi. Son 2 hafta, Batı'da Haftanın Oyuncusu seçildi. Bu sene için en büyük MVP adayım Kobe Bryant.

SF: Kevin Durant
Aslında bu hafta buraya 3 oyuncuyu birden de yazsam sorun olmaz. Durant haricinde diğer iki isim Lebron James ve Carmelo Anthony. Ancak Carmelo ve Lebron'a daha önce burada yer verdiğimiz için bu hafta Durant'i ödüllendirmeliyim diye düşündüm. Şu an 28.4 sayı, 6.9 ribaunt ve 3.0 asist ortalamasıyla oynuyor Durantula ancak sahada verdiği katkı istatistik kağıdında gözükenden çok daha fazla. Genç Oklahoma City Thunder'ın genç lideri. Özellikle son 5 maçta OKC 4 galibiyet aldı. Yenildikleri takım da deplasmanda 3 sayı farkla Los Angeles Lakers. Bu son 5 maçta Durant 30+ sayı attı ve takımına 4 galibiyet kazandırdı. Durant, inanılmaz uzun kolları, öldürücü şutları ve durdurulamaz driplingleri ile kesinlikle burada olmayı hak ediyor.

PF: Zach Randolph
Randolph 2001 yılında 19. sırada Portland tarafından seçilmişti ve henüz 3. senesinde kendini kanıtlamayı başardı. Yıllardır oynadığı her maçta fazla top kullandığı ve buna oranla fazla top kaybettiği için eleştirilmişti Zachary. Portland'dan sonra New York'u ve Los Angeles Clippers'ı ziyaret etti ancak iki takımda da kalıcı olamadı. Bu sene başında bir takasla Memphis'e geçti ve şu ana kadar tek kelimeyle mükemmel oynuyor. Memphis sezona ilk 9 maçta 8 mağlubiyet alarak başladı. Şimdi ise son 12 maçta 4 mağlubiyetleri, 8 galibiyetleri var. Ayın 13 ve 14'ündeki maçlarını çıkartırsak kalan 10 maçın 10'unda da double-double yaptı Zachary. Bu 10 maçtaki sayı ribaunt ortalaması 24.6-16.0! Hakikaten etkileyici rakamlar. Zachary All-Star'a göz kırpmıyor dersek kendimizi kandırıyor oluruz.

C: Pau Gasol
Aslında bir PF Pau. Ancak Bynum'un faul problemine girmesiyle PF başladığı her maçta en az PF oynadığı kadar Pivotta oynuyor Pau. Dolayısıyla onu ilk 5'e pivot olarak yerleştirmemizde hiç bir sıkıntı yok. Lakers onun dönüşüyle büyük bir hava yakaladı. Şimdi o hava birazcık dağılmış olsa da Pau, Lakers savunmasının ve hücumunun en önemli parçalarından. Bynum'un kötüye gittiği, Odom'un da istikrarsız olduğu dönemde, özellikle 4 maçlık Doğu Turnesinde ayakta kalan tek uzun oldu. Üst üste 20 ribaunt çekerek kariyer rekorunu egale ettiği maçlar çıkardı. Rekoru da uzatmaya giden Milwaukee maçında 22 ribaunt çekerek kırdı. Tıpkı Zachary gibi son 12 maçın sadece 2'sinde double-double yapamadı. Bunlar Phoenix ve Cleveland maçları. Ancak kalan maçlarda öyle güzel performanslar sergiledi ki onu Howard ve Tim Duncan'ın önünde buraya layık gördüm. Şu anki ortalamaları 17.4 sayı, kariyerinin en yüksek rakamı olan 11.8 ribaunt, 3.5 asist ve 1.9 blok.

Haftanın Çaylağı: Tyreke Evans
İlk 2 yazımızda Brandon Jennings olmuştu haftanın çaylağı. Bu yazıyla birlikte son 2 yazımızda Tyreke Evans olmuş oluyor. Blake Griffin'in sakatlığından dolayı yokluğunda bu iki çaylağa yaklaşılmıyor şu an NBA'de. Daha doğrusu Jennings'in son haftalarda şut yüzdesindeki düşüklükten sonra Tyreke zirvede yalnız kaldı bana göre. Ara ara Stephen Curry, James Harden ve Jonny Flynn iyi performans gösteriyorlar ama Tyreke istikrarlı olarak her maç katkı sağlıyor ve Kevin Martin'in sakatlığından Kings'e çok iyi liderlik yapıyor. Şu anki istatistikleri 20.3 sayı, 5.3 ribaunt, 4.9 asist. Ama bu istatistiklerin dışında sahadaki liderliği inanılmaz. Son toplar ona veriliyor ve o da elinden geleni yapıyor. Cleveland ve Lakers maçlarında son topları başarısız kullandı ve iki maçı da uzatmada kaybetti Kings ancak adı üstünde o bir çaylak. Yapamadıklarına değil yapabildiklerine bakmak lazım. Bulls maçında takımı 35 sayı yenik durumdayken onun önderliğinde geri dönüp kazandılar ve Bucks maçında, bir diğer tabirle Jennings vs. Evans karşılaşmasında son saniyelerde çok iyi bir turnike atarak maçı Kings'in kazanmasını sağladı. Dediğim gibi Yılın Çaylağı ödülünün en büyük adayı.

Haftanın Hayal Kırıklığı: Chicago Bulls'un kendi evinde 35 sayıdan maçı Sacramento Kings'e vermesi!
Yanlış okumadınız. İsterseniz bir daha okuyun. NBA tarihinin en büyük geri dönüşlerinden birine imzasını attı Kings ve Chicago'yu, fark bir ara 35'e dayanmışken son periyottaki 33-10'luk üstünlükleriyle yendiler. Chicago bu sene kötü, geçen seneye nazaran takımdan ayrılan tek isim Ben Gordon ve sakat Deng'de geri döndü ama Chicago geçen seneye göre iyi olacağına gittikçe kötüye gidiyor. Koç Vinnie Del Negro baskının altından kalkamıyor ve çok büyük hatalar yapıyor. Bu rezillikten sonra New York'a deplasmanda 88-81 yenildi Chicago. Bundan sonra alacakları herhangi bir mağlubiyet bardağı taşıran son damla olabilirdi Koç için ancak Tyrus Thomas hızır gibi yetişti ve sakatlıktan kurtulduktan sonra iki iyi maç çıkararak Chicago'nun 2 galibiyetinde büyük pay sahibi oldu ve koçun şimdilik takımda kalmasını sağladı. Chicago Bulls şu an 12 galibiyet, 17 mağlubiyetle Doğu'nun 7. sırasında ve alınacak bir mağlubiyet serisi koçun ipinin çekilmesine neden olur, iyi değiller çünkü.

Diğer Dikkat Çekenler:
Tracy Mcgrady! Allen Iverson'ın geri dönüşünden sonra bir diğer geri dönen isim de T-Mac oldu. 15 Aralık'ta Detroit maçıyla sahalara döndü T-Mac ve o maçta 3 sayıyla oynadı. Takip eden 5 maçta toplam 3.2 sayı, 0.8 ribaunt ve 1.0 asist ortalamasıyla mücadele etti ancak 6 maçta da aldığı süre 8 dakikayı geçmedi. Aldığı sürelerden şikayetçi olan T-Mac, koç Rick Adelman ile de görüştükten sonra Houston Rockets organizasyonundan takasını istedi ve Rox'da bunu kabul etti. Bunun üzerine şehri terk eden ve Chicago'da tek başına antrenman yapan Tracy şu sözleri sarfetti; "Beni kim alırsa basketbola aç bir oyuncuya sahip olacak. Ayda bile oynasam farketmez. Sakatlık dönüşünden bu yana oynamaya çok açım." Sene sonunda serbest kalacak oyuncunun takasla herhangi bir takıma gitmesi bekleniyor.

Boston Celtics iki senedir Los Angeles'ta galibiyet yüzü görmüyor. Geçen sene Noel gecesi Lakers'a yenilen Celtics daha sonra da ligin kötü ekiplerinden Clippers'a boyun eğmişti. Bu senede Los Angeles'da Clippers'a, Baron Davis'in son saniye basketiyle mağlup oldular. Pierce'ın sakatlığı canlarını sıkıyor.

New Jersey 0-18'lik rekor başlangıçtan sonra 2 galibiyet aldı ama yine sezon başındaki günlerine döndüler. 10 maçtır kazanamıyorlar. Milwaukee sene başındaki çıkışından sonra beklenildiği gibi düşüş yaşıyor. Detroit Pistons'ın Prince, Hamilton, Ben Gordon gibi sakatları döndü ancak New Jersey'den hallice oynuyorlar.

Sakat demişken gözlerimizi Kuzey Batı'ya çevirmemek olmaz. Lanetli şehir Portland'da Outlaw ve Oden'ın sakatlıkların Rudy Fernandez ve en son Joel Przybilla'da eklendi. Ancak buna rağmen sahada yürekli bir Blazers izliyoruz. Son olarak Brandon Roy'un da küçük bir omuz sakatlığı dolayısıyla oynayamadığı karşılaşmada San Antonio deplasmanında adeta bir karakter mücadelesi verdiler ve Jerryd Bayless'in mükemmel performansıyla galip geldiler.

Tony Parker, Tim Duncan ve Manu Ginobili gibi yıldızlarının toparlanmasıyla yeniden bir galibiyet serisi yakalayan San Antonio, kötü başladığı sezonda şimdilik toparlanmış gözükürken Denver'ın düşüşü dikkat çekiyor. Sezonun en iyi başlangıçlarından birine imza atan Denver son 10 maçın 6'sını kaybetti. Batı'da çıkışlarıyla dikkat çeken diğer takımlar ise Memphis, Oklahoma City ve Sacramento.

Bizimkiler:
Hidayet Türkoğlu
Açıkçası bu sene bizimkileri pek fazla izleme fırsatı bulamadım. Hedo, şimdilik Toronto'ya alışmış gözüküyor ama Orlando'daki kadar da öne çıkmıyor. Rolünün farkında ve Bosh, Bargnani ikilisinin ardından hücumda 3. opsiyon. Oyununda bir değişiklik olmasa da istatistiklerinde 3 sene gerileyiş söz konusu. Bu ayki en iyi performansı Houston'a karşı kazanılan maçta 23 sayı, 6 ribaunt, 5 asist iken, en kötü performansı Milwaukee'yi kaybedilen maçta sadece 9 sayıda kalması. Ortalamaları 13.9 sayı, 4.6 ribaunt, 4.5 asist.

Mehmet Okur
Carlos Boozer ve Deron Williams'ın çok iyi oynadığı Utah'ta Memo'ya fazla iş düşmüyor. O da etliye, sütlüye karışmadan oyununu oynuyor. Ancak son maçlarda çok kötü performanslar çıkardı ve istikrar problemi yine göze batıyor. Son 6 maçta 9.8 sayı, 6.8 ribaunt ile oynuyor. Ayrıca çok yüzdeli attıkları üçlüklerinde de son 6 maçta büyük bir düşüş söz konusu. Son 15 üçlüğünde sadece 1 isabet bulabildi Memo. Şu ana kadarki ortalamaları 12.5 sayı, 6.5 ribaunt, 1.8 asist.

Ersan İlyasova
Ersan ilk 5'e kapağı attıktan sonra iyi oyununa devam etti ancak o da çok büyük istikrar problemi yaşıyor. 9 Aralık'tan, 19 Aralık'a kadar olan 5 maçta 16.8 sayı, 7.8 ribauntla oynarken, o günden bugüne olan istatistikleri 6.2 sayı, 4.5 ribaunt. Michael Redd'in dönüşü ve Bogut'un iyi maçlar çıkarmasının da bunda etkisi var. Yine de Los Angeles Lakers'a karşı oynadığı ve 24 sayıyla kariyer rekorunu kırdığı maç unutulmazdı. Ortalamaları 11.7 sayı, 7.1 ribaunt, 1.2 asist.

Şimdilik bu kadar efendim. Umarım 1 hafta sonra, en kötü 2 hafta sonra yeniden burada buluşuruz, kendinize iyi bakın.

29 Aralık 2009 Salı

2016 & Urfa İlişkisi







Hadi herşeyi geçtik. Şükrü Saraçoğlu yok, Trabzon yok, Diyarbakır yok ama fotoğraflarda stadı gözüken Şanlıurfa neden yok. Mükemmel bir stat, Çevre harika, otopark sorunu diye birşey yok. Ulaşım desen karayolu ile mümkün , havayolu ile mümkün eee o zaman neden Urfa 2016'yı alırsak maçları oynayacağımız stadyumlar arasında yok ? Gerçekten şaşırtıcı bir karar. Ayrıca Mehmet Demirkol'un bugün yazdığı harika yazı için TIKLAYIN.

Mourinho Stamford Bridge'de



Mourinho 24 Şubat'ta Şampiyonlar liginde karşılaşacağı Chelsea maçı öncesinde keşif turlarına başlamış. Chelsea'nin Fulham'ı 1-0 geriden gelerek 2-1 yendiği maçı locada takip etmiş. Küçük çocuk Mourinho'yu görünce sevinmişe benzese de alttaki fotoda yer alan büyük çocuk - drogba - hiç öyle değil ve sanki  '' bak Mourinho golü atınca susacaksın ! ''  diyor gibi. Mourinho'yu daha çok görürüz Stamford Bridge'de.



Mourinho'da burada '' Tamam da Drogbacım izin verirsen birşey söyleyebilirim '' diyor gibi .

27 Aralık 2009 Pazar

Fenerbahçe Ülker 100 Beşiktaş Cola Turka 92



Fenerbahçe Ülker ligin 12.haftasında karşılaştığı ezeli rakibi Beşiktaş Cola Turka'yı 100-92 yenerek bu sezonki 10.galibiyetini aldı. Mücadeleye Greer, Mirsad ve Ömer Aşık gibi 3 oyuncusunad eksik çıkan Fenerbahçe Ülker bu kadroya rağmen oldukça iyi mücadele etti ve kazanmasını bildi. Mücadeleye iyi başladık ve ilk peryotu 24-23 devreyi ise 54-45 önde kapadık. 3.periyot ise Beşiktaş Cola Turka iyi mücadele etti ve bu periyotu 1 sayı farkla 74-73 önde kapadı. Karşılaşmanın son periyotunda ise özellikle Mrsic, Kinsey ve Preldzic iyi oynadı ve mücadeleyi 100-92 kazandık. Maçtan dikkat çekenlere bakarsak ; 5 maç seyircisiz maçtan sonra bu sezon ilk defa Abdi İpekçiye çıkıyoruz ve üstüne üstlük Beşiktaş gibi ezeli rakibimizle oynuyoruz ancak o da ne ! Tribünlerde sadece 2 bin kişi ! Gerçekten yazık. İstanbulda o salona gelecek 10 bin Fenerbahçe taraftarı yok mu ? , Son periyotun sonunda kaçırdığımız serbest atışlar. Mrsic ve Kinsey 4'te 0 attı , mücadele de hiçbir olay çıkmaması ve oyunculara bakarsak 39 yaşında hala mükemmel oynayan ve 17 sayı atan Mrsic , genç yaşına rağmen müthiş oynayan ve 15 sayı 5 ribaund 6 asist gibi iyi istatistik yakalayan Preldzic, 18 sayı 11 ribaund yapan Semih Erden, 16 sayı 7 ribaund ile oynayan Kinsey maçta önce çıkan oyunculardı. Ayrıca Tanjevic'e rağmen, eksik oyunculara rağmen kazanıp ligde 2.sıraya yükselmemiz süper bir olay. Ayrıca bu salon bu sezon sadece Gs maçında dolar.

Ps Kapışması # 2



Dün gece yaptığımız Ps kapışması sonucunda topladığım 16 puan ile 4.oldum. Öncelikle bu kadar kötü oynamamnın nedeni Pes 2010 varken Pes 2009 oynamamız. Aylardır Pes 2010 oynayınca Pes 2009 çok değişik geldi. Aslında 5 tane maç kazandım ama Pes 2010 olsa herşey farklı olurdu. Turnuvaya iyi başladım ve Fatih'i Barcelona ile 2-1 yendim. Ardından Barcelona-Barcelona maçı oynadık Erkan abiyle ve 3-0 yenildim. Sonra Kaan'a şanssız bir şekilde 3-2, ardından Murat abi'ye 3-0 yenildim. Daha sonra Chelsea ile Kaan'ı 5-1 yenerek moral buldum. Ardından Chelsea-Chelsea maçında Fatih'e 2-1 yenildim. Daha sonra turnuvanın en şanssız maçınu oynadım. Henüz 8.dk 10 kişi kalan Murat abiye 4-3 yenildim. Bu maçta tek kale oynadım, goller kaçırdım, çizgiden toplar çıktı ama 90+5'te yediğim golle bu şanssız maçtan mağlup ayrıldım. Daha sonra Erkan abiyle 1-1 berabere kaldım. Daha sonra Fatih'e 2-0 yenildim. Sonra peş peşe önce Erkan abi'yi 2-1, sonra Murat abi'yi 2-0 ve son maçımda Kaan'ı 5-1 yenerek turnuvayı bitirdim. Topladığım 16 puan ile beraber turnuvayı 4.sırada bitirdim. Şampiyon ise 22 puan toplayan Fatih oldu. Süper bir akşam geçirdiğim için yine de mutluyum. En yakın zamanda tekrarlıyoruz. Umarım Pes 2010 oynarız... Bu arada herkesin birbirini yendiği bir turnuva geçirdik. Bu arada bu arkadaşlar Kocaeli Gfb üyeleri. Ayrıca Erkan abi ; http://agrasifboy.blogspot.com/ , Kaan ; http://kaanimo.blogspot.com/ domainli bloglara sahipler ve takip edilesi insanlardır.

Efsane Forma


Fotoğrafta Alex'in üzerinde olan bu efsane forma dünden itibaren Fenerium'lar da satışa çıktı. Her Fenerbahçelinin bu formayı alması lazım. Lefter'lerin , Ogün'lerin, Cemil Turan'ların giydiği bu formayı bizde giymeliyiz. Fiyatı 69.50 Tl. En yakın zamanda bu ürünü almalıyım.

Zeki Rıza Sporel' den Lefter Küçükandonyadis'e, Halit Deringör'den Can Bartu'ya, Ogün Altıparmak' tan Cemil Turan'a, Fenerbahçe tarihine damgasını vurmuş efsanelerin forması klasik çubuklu forma , 26 Aralık Cumartesi gününden itibaren Fenerium mağazalarında büyük Fenerbahçe taraftarıyla buluşuyor.


Tamamen giyildiği dönemin özelliklerine göre tasarlanan efsane çubuklu forma, Fenerbahçe Spor Kulübü tarihine ismini altın harflerle yazdırmış futbolcularımızın alın terini de ruhunda barındırıyor.

Bir Fenerbahçe klasiği unutulmaz Efsane Forma'ya sahip olmak isteyen taraftarlarımızı , Fenerium mağazalarına bekliyoruz.

26 Aralık 2009 Cumartesi

Ps Kapışması

6 oyuncu, 3 ps , 3 adet orjinal pes 2010 oyunu , ve 20:00'dan 01:00'a kadar süre. İlk 3'e girenler para ödemeyecek, son 3'te olanlar tahminen kişi başı 15'er Tl ödeyerek evlerinin yolunu tutacaklar. Hedefimiz ilk 3 değil ! 1.lik !

25 Aralık 2009 Cuma

Önder'e Teşekkürler

Fenerbahçe Önder Turacı ile yollarını ayırdı. Fenerrbahçe forması altında 111 maça çıktı ve 5 maça çıktı. sürekli birileri geldi geçti ama Önder takımda devamlılık sağlayamadı. Ben kadroda kalmasından yanaydım ama bir futbolcu izindeyken sevgilisi ile kavga edip masaya yumruk atıp bileğinin kesilmesini sağlıyorsa oturup düşünmeliydik. Gitmesine üzülmedim. 111 maçta sergilediği performans ile Konyaspor'a 2008/2009, 2005/2006, 2004/2005 sezonunda olmak üzere 3 tane , Erciyesspor'a ve Gençlerbirliği'ne attığı goller için teşekkür ederiz. Umarım bundan sonra yaptığı davranışları düzeltir ve milli forma altında başarıyla mücadele eder.

İlk Yarı Lideri = Fenerbahçe Acıbadem

Fenerbahçe Acıbadem voleybol takımımız ligin ilk yarısının son maçında İller Bankası'nı 3-0 yenerek ilk yarıyı lider kapattı. İlk yarı oynadığı 11 maçın 10'unu 3-0 ve sadece 1 tanesini 3-1 kazanan Fenerbahçe Acıbadem müthiş bir başarıya imza attı. Kendilerini tekrar tekrar kutluyoruz. Şampiyon belli 2.Kim ?...

Taraftar Olmak

Taraftarsan sadece derbi maça gelmeyeceksin. Taraftarsan sadece ürün alarak takımına destek olmayacaksın ve yeri geldiği zaman tezahurat yapacaksın. Maça başka takım forması ile gelmeyeceksin. Maça başka takım atkısı ile gelmeyeceksin. Maça semt atkısı takarak gelmeyeceksin. Maça aşırı alkollü halde gelmeyeceksin. Maça 5 dk kala stada gelmeyeceksin. Maça gelirken oradaki kızları düşüneceğine Fenerbahçeyi düşüneceksin. Taraftarım diyorsan taraftar kartı alacaksın. . Maç seçip bazılarına gelip bazılarına gelmeyeceksen bu takım maç seçiyor diye yorum yapmayacaksın. Taraftarsan takım yenildiğinde takıma küfür etmeyeceksin! Taraftarsan oyuncu hata yaparsa ona küfür etmeyeceksin! Taraftarsan onu 90 dk değil 365 gün destekleyeceksin. Kötü gününde yanındaysan iyi gününde de yanında olacaksın. Taraftarsan sadece futbol maçlarına gitmeyeceksin. Taraftarsan bu dediklerimi yapacaksın ve bir takımın nasıl tutulabileceğini herkese gösterceksin. - Bu yazılar tamamen yaşadığım olaylardan dolayı yazılmıştır.-

Schumacher & Mercedes

Yıllarca Ferrari ile ezdiğin takımın pilotu alıp yıllarca şampiyon olduğun takımımı ezmeye geldi sıra. Bekleyip göreceğiz. Seneye Formula 1'e kesin gidiyoruz...

24 Aralık 2009 Perşembe

Maç Günlüğüm # 28

- Fenerbahçe-Altay Türkiye Kupası maçı için saat 12:00 otobüsü ile İstanbul'a hareket ettim. İzmit Seyahat ile yaptığım yolculukta herşey mükemmeldi. Mp3, kahve ve Roadlife dergisi ile beraber 1 saat süren yolun nasıl geçtiğini anlamadım. Tek sorun bindiğimizde uyuyan ve ilerleyen saatlerde horlamaya başlayan abiydi !

- Saat 12:50 gişeler , saat 13:07 Harem ve saat 13:26 Kadıköy Haldun Taner Tiyatrosunun önündeydim.

- 14:00 ile 16:30 arası müthiş zaman geçirdim. Her dakikası harikaydı. Tekrar tekrar devam etmeli.

- Saat 17:00 ile 18:00 arası Nazlı'nın yerinde İlk11blogspot'tan Göksel ile beraber alkollerimizi alarak maç saatini beklemeye devam ettik.

- Pankart asacağımız için saat 18:00 civarı stada girdik ama pankartları sokmadılar! Üzerinde sadece Güçlü Tribün Güçlü Fenerbahçe yazan pankartın tribüne sokulmamasının nedeni ne olabilir ki ?

- Pankart işini halledip görevliye maç sonunda teslim almak üzere teslim ettiğimizden sonra tribünlere çıktık. Statta yaklaşık 10 bin kişiyi görmek can sıkıcıydı. Kendimi övmek için söylemiyorum ama ben Kocaeli'den geliyorum her maça ama insanlar İstanbul'dan gelmiyorlar. Gerçekten yazık.

- Mücadele'yi 3-0 kazandık.

- Tribünlere bakarsak. İlk yarı 30 dk bağırdım. Sonra geçtim altta izledim. 2.yarı ise oturarak maç izledim. Belkide ilk defa. Tribün iyi değildi. Zaten o kadar az kişiyle iyi olmasını bekleyemezdik.

- Ürünsüz gelenler devam ediyor !

- Maç sonunda ise 21:00 otobüsü ile İzmit'e hareket ettik. Saat 23:00'da evdeydim.

- Herkese hayatta başarılar.

- 13 Ocak Tokatspor maçında görüşmek üzere.

Fenerbahçe Sen Çok Yaşa Canım Feda Olsun Sana

Fenerbahçe Acıbadem - Galatasaray voleybol maçından müthiş bir tribün şov. Umarım Kadıköy'de de yapmaya başlarız bu şovu.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Fenerbahçe 3 Altay 0

Fenerbahçemiz Ziraat Türkiye Kupası gruplarında ilk maçında Altay ile karşılaştı. Mücadeleyi Fenerbahçemiz Özer'in 2 golü ve Mehmet Topuz'un attığı golle 3-0 kazandı. Fenerbahçemiz sahaya Volkan Babacan, Bekir, Lugano, Bilica, Santos, Özer, Uğur, Cristian, Deniz, Mehmet, Semih ilk 11'i ile çıktı. Mücadelenin başından sonuna kadar Fenerbahçe iyi oynadı. Zaman zaman harika paslaştı. Koştu, mücadelet etti ve maçı istedi. Özer'in attığı ilk gol, Mehmet Topuz'un attığı gol ve Özer'in son golü oluşum itibari ile gayet güzel gollerdi. Takımımızdaki oyunculara bakarsak ; Volkan Babacan top gelmedi, Bekir'in yine katedeceği çok yol var, Lugano ve Bilica her zamanki gibi iyiydiler, Santos yine defanstan çıkmadı ve görevini yaptı, Deniz ne kadar iyi olursa olsun beğenmem! , Cristian takımın her zaman olduğu gibi iyi oyuncularındandı, Mehmet Topuz iyi oynadı attığı gole çok sevindim, Uğur Fenerbahçe'de ki tarihi boyunca 4 maç oynadı - Sevilla 2, Cska ve Sivasspor- ve o sayede hala Fenerbahçe forması giyiyor. Yoksa o formadan uzak kalırdı. Semih her zaman olduğu gibi yine vasattı. Özer tartışmasız maçın yıldızıydı. Alex'in yerine oynadı ve 2 gol atarak klasını gösterdi. Bunun yanında çıplak gözle izleyenler daha iyi görüyor. topa gitmesi, sürekli kanatları değiştirmesi ve harika pasları ile beraber her geçen gün daha iyi olacak. Sonradan giren Ali, Abdülkadir ve Deivid ise zamanı gelince iyi olacaklardır. Sonuç olarak kupada da kazandık ve 2009 yılını tüm kulvarlarda lider olarak tamamladı. Büyük başarı. Devre arası bir santrafor alırız olayı kapatırız. 2009'un son maçına gelen yaklaşık 7-8 bin Fenerbahçe taraftarına teşekkür ediyorum. Gelmeyenler gerçekten ayıp etti. Ayrıca 300 kadar Altay taraftarını da kutluyorum. Şimdi ilk maç 10 Ocak Türkiye Kupası maçı ve deplasmanda Eskişehirspor ile. Bu arada bugün Fenerbahçe Acıbadem deplasmanda Galatasaray'ı 3-0 yendi ve çeyrek final 2.maçı öncesi büyük avantaj elde etti. Basketbolcularımız ise deplasmanda Türk Telekom!u 70-68 yendi. Bu sene bütün branşlarda şampiyon Fener...

Saldır Fener - Fenerbahçe-Altay Maçı Öncesi

Fenerbahçemiz Ziraat Türkiye Kupası maçlarına başlıyor. A grubunda bulunan Fenerbahçemiz ilk maçını bugün saat 18:30'da Altay ile oynuyor. Takımımızda Alex, Emre, Guiza ve Kasım sakatlıkları nedeniyle oynamayabilir.Sahaya ise Volkan Babacan, Gökhan, Lugano, Bilica, Santos, Mehmet Topuz, Deniz, Selçuk, Uğur, Özer ve Semih ilk 11'i çıkması bekleniyor. Ne olursa olsun nasıl kadroyla çıkarsak çıkalm bu maçıda almalıyız bu sene bu kupayıda almalıyız. Fotoğrafta görülen ve son kupayı kazanan takım için, tribünlerde veya evinde maçı izleyecek Fenerbahçeliler için, 3 puan için ve en önemlisi Türkiye Kupasını almak için saldır Fener. Maç Trt 1'den naklen yayınlanacak. Maraton üst tribününde takımı desteklemeye devam ediyoruz.

22 Aralık 2009 Salı

Neşeli Hayat

Dün akşam Fatih Savuk ile ps oynadıktan sonra can sıkıntısına birde tv'de Ezel'in yeni bölümü olmaması sebebiyle sinemaya gidelim dedik. İzmit'i bilenler için söylüyorum Dolphin sinemalarına gittik. Bilet almak için sıraya girdiğimizde tüm herkesin Avatar filmine gittiğini gördük. Ve inanılmaz kalabalıktı. Biz ise Neşeli hayat'a gidelim dedik. Zaten bizden başka giden yoktu. Sinemada yaklaşık 50 kişi vardı. 30 kız 20 erkek. Neyse fragmanlar, reklamlar derken film başlamıştı. Film başladığında ilk karşımıza çıkan Beşiktaş İnönü stadyumu olunca canımız sıkılsa da o an Orası Beşiktaş olsada ne yazar tezahuratı aklımıza gelmedi değil. Film Yılmaz Erdoğan'ın - filmde ki adıyla Rıza - noel baba olarak başından geçen komik ve hüzünlü olayları anlatıyor. Yılmaz Erdoğan'ın şivesi ve oyunculuğu harika, Büşra Pekin'in oyunculuğu ilk filmine göre gayet güzel, Ersin Korkut sadece konuşuyor ama seyircinin salondan kaçmamasını sağlayan bir oyunculuk göstermiş, diğer Bkm oyuncularıda gayet güzel rol yapmışlar. Ayrıca eski tiyatrocular Cezmi Baskın, Erdal Tosun gayet iyi rol yapmışlar. Zaman zaman Yılmaz Erdoğan'ın zaman zaman Ersin Korkut'un bazı sahnelerine çok güldük - bu arada sinemada yaklaşık 10 kişi herşeye gülüyordu ! - . Sonuç olarak bu filme neden gitmeliyim derseniz. Yılmaz Erdoğan'ın bana göre harika oyunculuğu için gidilir, ÇGHB oyuncularının performansını görmek için gidilir, çok fazla tecrübeli oyuncu olmadan da bir filmin iyi olabileceğini görmek için gidilir ve en önemlisi Ersin Korkut - filmdeki adıyla Lokman - için gidilir. Filmden akılda ne kaldı derseniz ; - İçince herşey halloluyor mu ? - hiçbirşey hallolmadığı için içiyorum cümleleleri , son sahnedeki havai fişeklerin patlaması esnasında hayat mücadelesine devam eden gecekondu mahallesi sahnesi güzeldi. En son olarak filme kesinlikle gülmek için gitmeyin ama gidin tavsiyesini yapabilirim. Benim film notum 10 üzerinden 6.

Türk Hava Yolları Barcelona'yı Uçuruyor

Amsterdam'a uçmak 179 Euro
Milano'ya uçmak 197 Euro
Messi ve Barcelona Fc ile Barcelona'ya uçmak PAHA BİÇİLEMEZ.

Thy Barcelona'nın resmi sponsoru. - fotoğrafta sağ alta dikkat ! -

21 Aralık 2009 Pazartesi

FIFA World Player ; Lionel Messi

Ve beklenen gelişme oldu. Fifa dünyada yılın futbolcusu ödülünü Barcelona'nın genç yıldızı Lionel Messi kazandı. Messi 1073 puanla bu ödüle layık görüldü. En yakın rakibi Ronaldo sadece 352 puan aldı. Xavi 196, Kaka 190 ve İniesta 134 puan aldı. Ödülü sonuna kadar haketti ve bu sezon toplamda kazandığı ödül sayısı 12'ye yükseldi. Gerçekten inanılmaz bir başarı. 1 sezon içinde 12 ödül ve 6 kupa. Gerçekten tarihi bir başarı. Messi bu başarıyı gerçekleştiren ilk Arjantinli ve Barcelona tarihindeki 7.oyuncu oldu. Ayrıca Fifa en iyi ilk 11 ; Casillas, Terry, Vidic, Alves, Evra, Xavi, İniesta, Gerrard, Messi, Ronaldo ve Torres seçildi. En iyi bayan futbolcu ödülünü ise üst üste 4.kez Mata kazandı.

Fenerbahçe'den 5'te 5 Galibiyet

Sezon başından beri buradan defalarca söylediğim ancak bir türlü gerçekleşmeyen Fenerbahçe tüm branşlarda kazanacak hedefim gerçek oldu. Sadece benim bir hedefimdi. Bütün takımlardan galibiyet bekliyordum her hafta ancak bir hafta futbol takımımız, bir hafta erkek voleybolcularımız, sezon başında erkek basketbolcularımız hesaplarımızı bozdu. Kızlar zaten her hafta kazanıyor. Bu hafta erkek basketbolcularımız Mersin B.Ş.B'yi 87-72, bayan basketbolcularımız Botaşspor'u 113-95, erkek voleybolcularımız Halk Bankası'nı 3-0, bayan voleybolcularımız Beşiktaş'ı 3-0 ve futbol takımımız Trabzonspor'u 1-0 yenerek 5'te 5 galibiyet hedefimi gerçekleştirdi. Tüm sporcularımızı tebrik eder başarılarının devamını dilerim. Bu sene tüm heryerde Şampiyon Fener oooooo...

20 Aralık 2009 Pazar

Trabzonspor 0 Fenerbahçe 1

Fenerbahçemiz ligin ilk yarısının son haftasında Trabzonspor deplasmanında Guiza'nın attığı golle 1-0 kazandı ve ilk yarıyı 37 puanla lider kapattı. Maça çok iyi başladık. Guiza ile önemli gol pozisyonlarından yararlanamadık. Ardından Trabzonspor biraz toparlansa da herhangi bir gol pozisyonuna giremedi. 32.dk Guiza 1 kez daha inanılmaz gol pozisyonundan yararlanamadı. İlk yarı bu şekilde bitti. 2.yarı Trabzonspor Colman'ın kaçırdığı gol pozisyonu ile başladı ancak yararlanamadı. Dk 56'da ise Fenerbahçe sağ kanattan taç atışı kullandı ve Alex Guiza'nın önüne kafayla harika indirdi ve Guiza maç boyunca yapamadığını bu sefer yaptı ve güzel bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu. Bu dakikadan sonra Trabzonspor etkili gibi görünsede çok önemli gol pozisyonlarına giremedi. Fenerbahçemiz Roberto Carlos ayrıldıktan sonra sahaya taraftarların istediği ilk 11'le çıkma fırsatını sonunda yakaladı. Santos sol beke geçti ve önünde Özer, sağ kanatta Gökhan Gönül önünde Mehmet Topuz ve orta sahada Emre ve Cristian. Defans orta Lugano ve Bilica ileride ise Alex ve Guiza. İşte Fenerbahçenin sahada görmek istediğimiz kadrosu buydu. Bu şekilde oynarsak bizi kimse durduramaz -belkide durdurur-. Fenerbahçe iyi mücadele etmesinin yanında bu maçta bana göre iyi de futbol oynadı. Net pozisyonlar yakaladık ve kendi kalemizde çok fazla pozisyon vermedik. Volkan yere yatmadı -yanlış hatırlamıyorsam-. Takımımızda Volkan dediğim gibi top gelmedi , Gökhan önceki haftalara göre iyi oynamadı, Lugano ve Bilica rakibinde sürekli havadan oynama isteği olunca çok iyi oynadı. Santos ileriye 1 kere bile çıkmadı ve defansta görevini yaptı. 2.yarı kesinlikle daha iyi olacaktır. Özer bu maçta bizi yanılttı-babamın sürekli senin dediğin Özer bu mu yorumlarına maruz kaldım!- Emre ve Cristian ortasahada oldukça iyi oynadı. Emre tam olarak sakatlıktan kurtulamamış ama. Mehmet Topuz yine iyi oynamadı. Alex zaman zaman iyi işler yaptı, Guiza'ya yaptığı asist güzeldi. Guiza ise bana göre maçın yıldızıydı. Koştu, mücadele etti, gol pozisyonlarına girdi ve golü attı. Dediğim gibi Semihten çok daha iyi bir golcü. Sonradan oyuna giren Vederson, Semih ve Deniz hakkında ise pek yorum yapılamaz. Sonuç olarak Fenerbahçemiz çok önemli bir deplasmandan iyi bir oyun ve müdadeleyle galip ayrıldı ve ilk yarıyı lider bitirdi. 2.yarı ise ciddi bir fikstür avantajımız var. Sadece 4 kere İstanbul dışına çıkacağız -2 Ankara 1 Manisa 1 Sivas ayrıca Manisa ve Sivas 2.yarının ilk 4 haftasında -. Bu sene şampiyon olmamamız için hiçbir neden yok. Son olarak diyeceğim şu ki taraftarlarımıza helal olsun. 90 dk susmadılar ve özellikle golden sonra çok etkili oldular. 2.yarı ilk maçımız olan Denizlispor maçında tribünlerden yükselecek ses ; Lider geliyor Lider yalelel yalelel...

Saldır Fener - Trabzon-Fenerbahçe Maçı Öncesi

Fenerbahçemiz ligin son haftasında deplasmanda Trabzonspor ile karşılaşıyor. Ligi lider bitirmemiz kendi elimizde. Kazanırsak lideriz. Son 3 haftada 3 galibiyet alan Trabzonspor iyi bir havaya girse de 600 gündür büyük maç kazanamıyor. Fenerbahçemizin sahaya Volkan, Gökhan, Lugano, Bilica, Santos, Özer, Cristian, Emre, Mehmet, Alex ve Guiza ilk 11'i çıkması bekleniyor. Aslında bu maç öncesi pek birşey demeye de gerek yok. Takımımız zaman zaman iyi futbol oynayıp iyi mücadele ediyor, ama zaman zamanda tanınmayacak durumda oluyor. Umarım bu akşam iyi bir mücadele ile beraber kazanırız. Alex, Santos ve Mehmet Topuz'a çok güveniyorum. İlk yarıyı lider bitirmek için, Trabzon'u susturmak için, 96 ruhunu yakalamak ve Trabzonda o ruhu herkese hissettirmek için ve en önemlisi şampiyonluk için Saldır Fener ! Maç saat 20:00'de Lig Tv'den naklen yayınlanacak.

Guardiola Uçuyor

Bende sadece 365 gün içerisinde 6 tane kupa kazansam bende uçarım.

19 Aralık 2009 Cumartesi

Barcelona'nın 2009 Yılı = 6 Kupa

Barcelona Fifa Kulüplerarası Dünya Kupası finalinde Estudiantes'i uzatmalara giden maçta 2-1 yendi ve tarih yazdı. Aslında Barcelona maçı iyi başlamadı ve 37.dk Boselli'nin kafasıyla 1-0 yenik duruma düştü. Bu golden önce ve sonra top hep Barcelona'daydı. Ancak gol pozisyonu yakalayamadılar. Ama yardıma fotoğraftaki oyuncu Pedro yetişti ve 89.dk attığı kafa golüyle maçı uzatmalara götürdü. Uzatmalarda da top hep Barcelona'daydı. Ve dakikalar 110'u gösterirken maç boyunca pek fazla birşey yapamayan Messi sahneye çıktı ve bir yıldız olarak takımına kupayı getirdi. Barcelona bu maçta İniesta'yı çok aradı. Zaten 199 pas yapması bunun göstergesiydi. İniesta olsa o sayı ciddi şekilde artardı. Ve bu maçın kazanılmasının ardından Barcelona 2009 yılı içerisinde aldığı Lig , Kral kupası , İspanya süper kupası , Şampiyonlar ligi kupası ve Süper kupa'nın ardınadan bugünde Fifa Kulüplerarası Dünya Kupasında mutlu sona ulaştı ve bir sezon içerisinde en çok kupa kazanan ilk ve tek takım olarak tarihe geçti. Zaten geçen sezon oynanan uzay futbolunun hakettiği kupa sayısıda bu olmalıdır. Ayrıca nasıl bir başarı ki katıldığın tüm organizasyonlarda mutlu sona ulaşıyorsun. Barcelona, Pedro, Messi ve Guardiola hepsi tarihe geçti. Bu başarıları görünce aklıma direk '' Ararım sorarım ararım seni heryerde sorarım ıssız geceler Real Madrid nerede '' tezahuratı geliyor :)

18 Aralık 2009 Cuma

Sarı Meleklerden Jest'in Kralı


Nerde görülür ki bu taraftar
Herkesin gözü üzerinde
Hiç durmadan alkışlar susmazlar,
Yeriniz kalbimizde

Biz neler yaşadık hep beraber
Yenilgi ve galibiyetler
Güzel günler çok yakında bekler
Söz veriyor MELEKLER.

Şampiyonlar Ligine Doyacağız (mı) ?

Şampiyonlar ligi 2.tur kuraları çekildi. Özellikle İnter-Chelsea ve Milan-Manchester United maçları harika geçecek. Barcelona, Olympiakos, Chelsea, Bayer Münih, Sevilla, Real Madrid, Arsenal ve Manchester United turu geçmesini beklediğim takımlar. Şimdi gelelim başlığa. Normalde bu sene Uefa'nın aldığı karara göre maçlar farklı farklı tarihlerde oynanacak. 16-17 Şubat ve 9-10 mart - 23-24 Şubat ve 16-17 Mart tarihlerinde oynanacak. Yani bu ne demek oluyor normal şartlarda -Star tv maç yayınlarını yaparsa- çok maç izleyeceğiz. Yani biz hangi maçları seyredeğiz derseniz hemen yazıyorum ; 16 Şubat : Milan-Manchester , 17 Şubat : Porto-Arsenal , 23 Şubat : Stutgart-Barcelona , 24 Şubat : İnter-Chelsea , 9 Mart : Fiorentina-Bayer Münih : 10 Mart : Manchester Utd-Milan ya da Real Madrid-Lyon, 16 Mart : Chelsea-İnter ve 17 Mart : Barcelona-Stuttgart maçlarını seyredeceğiz. Tabi bu yayınlancak maçlar benim maç tahminlerim. Çünkü 1 günde 2 maç olacak ben sadece iyi olan maçları yazdım. Bu maçların yayınları değişebilir. Ya da Star Tv yine birşeyler yapar hiç maç yayınlamaz!

Maç Günlüğüm # 27

- Fenerbahçe-Sheriff maçı öncesinde saat 12:12 civarı trene bindim ve 42 gün sonra Kadıköy yolcuğu başladı. İçimde 42 gün sonra Fenerbahçeyi izleyecek olmamdan ve sevdiğim bir arkadaşımla buluşacak olmamın heyecanı vardı.

- Saat 14:10 civarı Kadıköy'de oldum ve saat 17:30'a kadar cafede alkol eşliğinde harika zaman geçirdim. Bu günler tekrarlanmalıdır !

- Saat 19:00 Kocaeli Gfb üyesi arkadaşlarımla beraber buluşup Nazlı'nın yerinde alkol eşliğinde iyi makara yaptık. Hava da çok soğuktu. Alkol ısıttı hafiften. Ayrıca ilk11.blogspot.com sahibi Göksel ve lagencoları.blogspot.com yazarlarından Yücel ile görüşmemiz güzeldi -hoş Yücel'le yıllardır tanışıyorum ve görüşüyorum-. İnternetten tanıştığım insanlarla hayatım boyunca gerçekte de tanışma fırsatı yakaladım. Göksel'de o insanlardan birisi oldu. Mutluyum.

- Bir süre orada oyalandıktan, alkolümüzü aldıktan sonra fotoğraftaki pankartımızı asmamız için stada erken girmemiz gerekiyordu. Saat 21:15 civarı stadyuma giriş yaptık. Pankartı bu kadar rahat sokacaksınız deseler. İmkansız derdim. Ama öyle oldu elimizi kolumuzu sallayarak pankartı soktuk.

- Pankartımızı Maraton Üst tribününe astık. Gayette güzel oldu. Ancak yaparken büyük pankart yapıyoruz ya dediğimiz pankartları stadyuma asınca moral bozukluğu yaşıyorum. Küçücük geliyor.

- Mücadeleyi 1-0 kazandık. Tribünlere gelirsek. Yine bağırdık, tezahuratlarımızla zevksiz maçı zevklendirdik. Lalalalalala oooooooooo, telli telli melodisi, bitmez tükenmez aşkını, deliler gibi aşığım sana besteleri ile gayet etkili olduk. Ayrıca maç iddaalı bir maç olsaydı çok daha güzel tribün olurdu.

- Gelelim bence günün en anlamlı olayına. Roberto Carlos. Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol beki, şu an aktif futbolcular arasında en çok kupa sahibi olan futbolcu, yıllar sonra dünyanın en iyi kadrosunu yaz dediklerinde sol kanata hiç düşünmeden yazacağım ilk isim Roberto Carlos. Dakikalar 70'i gösterdiğinde Daum tarafından ısınmaya yollandığında maçı bıraktım. Sadece Carlos'u izliyordum. Zaten bütün stat maçı bıraktı. Isınmaya giderken yapılan Roberto Carlos tezahuratı harikaydı. Ve dakikalar 88'i gösterdiğinde oyuna giriyordu. Bütün stat ayağa kalkmıştı ve bu efsaneyi son kez elleri patlarcasına alkışlıyorlardı. Stat hoperlörlerinden son kez Robertoooooo diyordu ve bizler son kez Carlosssss diye bağırıyorduk. Bu olayı 3 kere yapmamız güzeldi. Ancak bir daha yapmayacak olmamız moral bozukluğu yarattı. Gerçekten stadyumda bu dakikadan sonra özellikle Biz-taraftar tribünü- maç sonuna kadar hatta maç bittikten 5 dk sonra bile sadece tek bir tezahurat söyledik. Roberto Carlos ooooo Roberto Carlos ooooo Roberto Carlos oooo... Gerçekten çok duygusal anlar yaşadık. Semih Carlos'u buraya getir dedik ve son kez tribüne geldi. Artık Kadıköyde Carlos'u izleyemeyeceğiz. Ama ne olursa olsun ; yıllar sonra bile çocuklarımıza anlatacağımız bir efsaneyi Fenerbahçe forması altında izlemenin gururu bizlere yeter. Övünün ! Bir efsane geldi ve geçti...

- Carlos için yaptığımız pankartın basında ciddi şekilde yer bulmasına çok sevindik. Fenerbahce.org , antu.com , Vatan Gazetesi , Habertürk Gazetesi-Habertürk Gazetesi 2 , Fanatik Gazetesi vb diğer gazetelerde, tvlerde çıkmasının verdiği mutluluk anlatılamaz.

- Ayrıca İngiltere'de Tugay'ın nasıl uğurlandığını düşününce Carlos'un sadece 20 bin kişi tarafından uğurlanmasına üzüldüm. Keşke stadyum da 52 bin kişi olsaydı ve daha coşkulu anlar yaşasaydık.

- Tribünde ürünsüz gelenleri, başka takım atkıları ve formaları ile gelenleri Carlos'la beraber Brezilya'ya yollamak lazım ! Maça ürünsüz gelinir mi kardeşim !!!

- Saat 02:00 civarı İzmitte evimdeydim. Ayrıca bizi dönüşte İstanbulda kalmaktan kurtaran Kocaeli ÜNİFEB üyelerine teşekkür ediyorum.

- Bundan sonra ilk maç Çarşamba günü Türkiye Kupası maçı. Altay ile.

- Herkese hayatta başarılar.

- Carlos'u çok özleyeceğim...

Lille Güzel De Ya Liverpool ?

Uefa Avrupa Liginde son 32 takım arasında yapılan 16 eşleşme belli oldu. Fenerbahçemiz Fransa ligi takımlarından Lille ile eşleşti.Lille Fransa liginde şu an 5.sırada ve en golcü takım durumunda. Bu sezon oynadığı 17 maçta 8 galibiyet 4 beraberlik 5 yenilgi ve bunun yanında attığı 30 gol ve yediği 19 gol bulunuyor. Takımın en golcü oyuncuları 8'er gol atan Gervinho ve Frau. Maçlarını 18.185 kişi kapasiteli statlarında oynuyorlar. Lille iyi takım gibi gözüküyor ama herşeye rağmen Fenerbahçe de güçlü ve istediği oyunu sahaya yansıtırsa herşey olabilir. Bu arada Lille'ı anladım da elersek Liverpool'la oynuyoruz ve Liverpool nerden çıktı diyorum ? Herşeye rağmen Lille'ı eleyelim önümüze bakalım. İlk maç 18 Şubat Fransa'da 2.maç 25 Şubat'ta Kadıköy'de. Saldırsana saldırsana kanarya bizim için lille'e koysana. Tezahurat bile olmuyor.


Fenerbahçe 1 Sheriff 0

Fenerbahçe Uefa Avrupa liginde son hafta maçında Sheriff'i Uğur Boral'ın attığı golle 1-0 yendi. Maça bakarsak Fenerbahçe sahaya kalede Volkan Babacan, defansta Bekir, Lugano, Bilica ve Santos, Orta sahada Özer, Uğur, Selçuk ve Deniz önlerinde Semih ve en ileride Guiza ilk 11'i ile başladı. Mücadeleden hiçbirşey anlamadım. Tatsız tuzsuz bir maçtı. Takımımızda Guiza, Santos, Uğur ve Özer iyi oynadı. Özer'i çok iyi oyuncu diye tarif ediyoruz. Ancak bunu çıplak gözle izledin mi net görüyorsunuz. Sürekli topa doğru gitmesi, sorumluluk alması, sürekli kanat değiştirmesi, güzel paslar atması, pas hatası yapmaması gibi özellikler direk göze çarpıyor. Guiza'ya da ayrı paragraf açmak lazım. Takım için gerçekten çok çalışıyor. Bunu bu gece bir kez daha gördük. Sadece diyorum ki Semih'in şansı Guiza'da olsa şu an taraftarlarının heykelini dikeceği oyuncu olurdu. Volkan Babacan çok panik yapıyor, toplara çıkıp çıkmamak arasında çok kaldı bu gece. Bekir zaman zaman çok top kaybetti ama zaman zaman da ileriye iyi çıkışlar yaptı. Uğur bildiğimiz Uğur topu at peşinden koş mantığı devam ediyor. Attığı gol harika. Santos geride oynayınca iyi olabileceğini gösterdi. İleriye neredeyse hiç çıkmadı. Selçuk ve Deniz mücadele ediyorlar ama inanılmaz kötü oyun kuruyorlar. Semih birşeyler yapmak istiyor ama yapamıyor. Lugano ve Bilica yine bildiğimiz gibiler. Mücadele var hırs var... Takıma bakarsak bu kadar eksik şekilde oynamamıza rağmen gayette iyi mücadele ettik ve yine kazandık. Uefa Avrupa liginde oynadığımız 5 maçın 4'ünü 1-0 kazanmamız ilginç. Dakikalar 88'i gösterdiğinde ise ellerime patlarcasına Carlos'u alkışladım ve adını haykırdım. Gerçekten çok üzüldüm ve çok duygulandım. Bir efsane geçti Fenerbahçe'den ve Türkiye'den. Unutmayacağız...

17 Aralık 2009 Perşembe

Saldır Fener / Carlos'a Veda

Fenerbahçemiz Uefa Avrupa liginde son maçını Sheriff ile oynuyor. Tamamıyla formalite maçı. Daum'a göre fazla şansı bulmayan oyuncular oynayacak. Ama ne olursa olsun hem maddi yönden, hem ülke puanı açısından kazanılması iyi olur. Fenerbahçe bu maçıda alıp Cuma günü çekilecek kurayı bekleyecek. Bu maçtan önemlisi belkide fotoğraftaki oyuncunun Fenerbahçe forması altında son maçı olması. Geldiğinde çok sevindiğim Carlos'a giderken üzüleceğim. Real Madrid'den bu adamı alma gibi iddaalar çıktığında rakip takım'ın başkanı'nın '' ancak posterini alırlar '' lafını unutmayacağım, Sivasspor'a attığı kafa golünü unutmayacağım, neşeli hallerini unutmayacağım, Konyaspor, Kocaelispor, Bursaspor'a attığı golleri unutmayacağım yani Carlos'u unutmayacağım ve yıllar boyunca yapılan ilk 11'lerde adının geçtiğini görünce gururlanacağım. Bu adam Fenerbahçe forması giydi diyeceğim. Umarım ileriki yıllarda Fenerbahçe kulübü altında çeşitli görevlerde Carlos'u görme fırsatı yakalarız. Ayrıca genel olarak ortaya çıkan tepkiler'i - yok sürekli gidicem dedi, Ankaragücü maçında bilerek kart görerek Ts maçında oynamak istemedi, İbrahimovic karşısında rezil oldu - duymayacağım ve inanmayacağım. Onun içinde bugün Carlos'a yaptığımız pankart'ı stadyumda Maraton üst tribüne asacağım ve 42 gün sonra buluştuğumuz Kadıköy'de Roberto Carlos diye uzun süre tezahurat yapacağım...

Tedavi'nin Önemi

O adam o bileği birden çevirse ve kırsa ne olur. Messi'nin futbol hayatı biter. Ama öyle olmadı ve o ayak o tedaviden 1 gün sonra çıktığı maçta oyuna girdikten 30 sn golü atarak Barcelona'yı 2-1 öne geçirdi. O ayağa birşey olmaz yani... Ayrıca Laporta o adama ekstra bir prim verir, vermeli...

16 Aralık 2009 Çarşamba

Barcelona 3 Atlente 1

Barcelona Fifa Kulüpler Şampiyonası'nda Meksika'nın Atlente takımını 3-1 yenerek finale yükseldi. Barcelona'nın gollerini Busquets, Messi ve Pedro atarken Atlente'nin tek golü 5.dk Rojas ile geldi. Barcelona maç başından sonuna kadar topu tuttu. İy ekrana yansıyan % 80 topla oynama oranı inanılmazdı ki bana göre ilk yarı sonunda bu oran kesinlikle % 90'a çıktı ama ekrana yansımadı. Maçın yıldız ismi ise Barcelona tarihinde 6 kulvarda -şampiyonlar ligi,kral kupası, süper kupa, lig, ispanya süper kupası ve fifa kulüpler şampiyonası- gol atarak Barcelona tarihine geçen 22 yaşındaki Pedro oldu. Gerçekten bu yaşta büyük başarı. Messi ise oyuna girdikten 30 sn sonra gol atarak yine kalitesini ortaya koydu. Barcelona Cumartesi günü saat 18:00'da Estudientes ile final maçına çıkacak. 2006 yılında finalde İnternacional'e 1-0 kaybeden Barcelona bu sefer kupayı kazanmak istiyor. İddaa'da handikaplı 2 1.80 oranıyla ben burdayım diyordu ama gidip direk 1.20 orandan 2 oynadık.

Mcgrady Geri Döndü

Tracy Mcgrady sonunda döndü. Uzun süredir süren sakatlığından sonra çıktığı Detroit maçında 7:44 süre oynadı 3 ribaund ve 3 sayı ile oynadı. Attığı 3 sayılık basket video'da var. Basket attıktan sonra seyircinin son sn şutu atmış gibi sevinmesi, alkışlaması ise T-mac'in ne kadar sevildiğinin göstergesi. Tracy Mcgardy'yi salonlarda görmek harika bir olay. İlk Houston maçını seyrediyoruz.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Banner Değişikliği

Blogda tema değişikliğinden sonra Banner değişikliği de yaptık. Bence çok şık oldu. Ya da ben beğendim sadece. Banner'ı hazırlayan agresifboy.blogspot.com adlı blog sitesinin sahibi Erkan abiye çok teşekkür ederim. Umarım herkes beğenir.

Fenerbahçe Acıbadem'den Müthiş Savunma

Barcelona Abu Dabi'de






Barcelona Fifa Kulüpler Şampiyonası maçları için Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de. Maçlar Ntvspor'dan yayınlanacak. Bu arada Thy uçağı fotoğraflarda gözüküyor.

Tema Değişikliği Yaptım

Blogda belli bir süredir aynı temayla devam ediyordum ama artık değiştirme vakti geldi diye düşünüyorum. Ve tamayı değiştirdim. Bana göre sade ve şık oldu. Banner'ı da değiştirebilirim. Bu arada tema değişikliği nedeniyle takip ettiğim blogger'lar kısmı gitti. Yeni liste yapacağım için sizden yorum kısmına bloglarınızın linkini yollamınızı beklerim. Zaten ben aklıma geldikçe ve bloglarına girdikçe o listeyi dolduracağım. Bakalım bu temayla ne kadar devam edeceğiz.

13 Aralık 2009 Pazar

Ya Tutarsa


10 tl, 20 tl, 30 tl yatırıyoruz ve parayı bulamıyoruz. Hedef büyük para. 1 Tl'ye 700 küsür para alacağım. Ya tutarsa ya tutarsa ya tutarsa iddaa para verirse ya tutarsa ya tutarsa ya tutar da kupon denk gelirse...

Barcelona 1 Espanyol 0

Barcelona ligde 14.hafta mücadelesinde Espanyol'u İbrahimovic'in penaltıdan attığı golle 1-0 yendi. Fenerbahçe maçı nedeniyle maçı izlemedim. Golü izledim sadece. Barcelona mücadele boyunca % 70 toplama oynama oranı ile oynamış. 4 tane net gol pozisyonu yakalamış - bence çok az - 10 korner kullanmış. Mücadeleyi 84.559 kişi izlemiş. Barcelona 1 maç fazlasıyla ligde en yakın rakibi Real Madrid'in 5 puan önünde zirvede bulunuyor. İbrahimovic ligde 11 gole ulaştı. Barcelona 16 aralık'ta Atlente Fc maçıyla Fifa kulüpler şampiyonası maçlarına başlıyor-maçlar Ntvspor'dan yayınlanacak sanırım-. Haftaya ligde maçı yok- Xerez ile geçen hafta arası oynadı ve 2-0 kazandı-

FC Barcelona: Valdés; Alves, Piqué, Puyol, Maxwell; Touré (Sergio Busquets,
m.85), Xavi, Iniesta; Pedro (Keita, m.60), Ibrahimovic (Bojan, m.76) y
Henry.

RCD Espanyol: Kameni; Roncaglia, Pareja, Víctor Ruiz, Chica; Forlín, Baena
(Javi Márquez, m.46); Luis García, Verdú (Callejón, m.46), Corominas (Ben Sahar,
m.76) e Iván Alonso.

Gol: 1-0, m.38: Ibrahimovic, de penalti.

Árbitro: Iturralde González (C.Vasco). Mostró cartulina amarilla a Forlín
(m.18), Chica (m.30), Ibrahimovic (m.31), Baena (m.38), Luis García (m.39),
Piqué (m.84) y a Puyol (m.86).

Maçtan önce Messi taraftarları aldığı Balon D'or ödülüyle beraber selamladı. Ve Kiev maçındaki sakatlığı sebebiyle bu maçta forma giyemedi.