28 Aralık 2011 Çarşamba

Euroleague Top 16 Kuraları


Kura günleri çok fazla heyecan yaşıyorum. Kura günleri çok güzel oluyor. Kuradan önce tahminler, kura anında heyecanlar, kura gecikince daha da artan heyecan, kuradan sonra değerlendirmeler. Dünyanın en güzel şeylerinden biri olabilir. Bir de kuraya güzel bir torbadan girince keyfin 2 katına çıkıyor.

Yine böyle bir gün yaşadık. Euroleague Top 16 kuraları çekildi. 16 takım 4 gruba bölündü. Fenerbahçe Ülker için kuradan önce defalarca Panathinaikos çıksın istedim. Bunun nedeni kadrosu ya da gücü değil. Sadece tribünleri. Yunan tribünlerini her zaman kıskanırım. Adamlar salonda meşale yakıyor be abi. Futbol maçlarından bahsetmiyorum bile. Panathinaikos her sene salonlarda 2-3 tane youtube'a videoları düşen tribün performansı sergiliyor. İşte o Panathinaikos'u ateşli tribünleri önünde yenmek, evimizde onlar kadar ateşli tribün yaparak yenmek herhalde müthiş bir duygu olur. Ya da düşünsenize Oaka'ya gidiyorsun ve Fenerbahçe'yi orada - sessiz - destekliyorsun. Enfes olabilirdi. O yüzden Panathinaikos maçlarını şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum.

3.torbadan Unics Kazan geldi. Çok tehlikeli bir takım. Greer, Domercant, Veremeenko, Savresonka gibi iyi oyuncuları var. Galatasaray'ı yendikleri maçları izledim de oyunu yavaşlatan, şutları sokabilen şanslı bir takım. İyi savunma yapıyorlar. Unics karşısında iki maçı da kazanabilir, iki maçı da kaybedebiliriz.

4.torbadan ise Emporio Armani Milano geldi. Onu da Efes maçlarından az çok biliyoruz aslında. Efes'e karşı iki maçı da kaybetmişlerdi. 8 ve 14 sayılık farklarla. Henüz gruplarda istedikleri basketbolu oynayamadılar ancak kadroları onların da çok iyi. Fotsis, Nicholas, Bourousis ve Omar Cook gibi etkili oyuncuları var. Eğer gruplarda oynadıkları basketbolu oynarsalar yenme şansımız bir hayli fazla.

Sonuç olarak 3 takımı da yenebiliriz, 3 takıma da yenilebiliriz. Bunu Ömer Üründül tarzı bir açıklama zannetmeyin. Fenerbahçe'nin bu takımları yenme ihtimali, yenilme ihtimalinden daha fazla.

Evimizde 3'de 3 yaparsak bu gruptan çıkarız.

Fikstür avantajımızın ise olduğuna inanıyorum. Unics deplasmanı sonrası içerde Milano ve Panathinaikos ile oynuyoruz. 3-0 yaparsak kimse şaşırmasın. Yeterki Fenerbahçe Fenerbahçe gibi oynasın.

Final Four neden olmasın ...



Maç Günlüğüm # 73


- Biraz - hatta çok - gecikmeli bir maç günlüğü. Neredeyse hangi maçı yazacağımı unutuyordum.

- Fenerbahçe Ülker-Bilbao Basket maçı için İzmit'den yola çıkıyorduk. Bunu her seferinde özellikle belirtiyorum çünkü İzmit'den 130 km mesafeden basketbol maçına gitmek herkesin yapacağı bir olay değil. Kimsenin Fenerbahçeliliğini sorgulayacak durumum yok ancak kendi Fenerbahçeliğimi sorguluyorum. İyi Fenerbahçeliyim. Büyük iş yapıyoruz. Bu maçla birlikte Fenerbahçe'nin Euroleague'de evinde oynadığı 5 maçtan üçünü salonda izlemiş oldum. Maddi durumlar ve iş durumları el verse fire vermezdik.


- Saat 16:30 otobüsü ile yollara düşüyorduk. Bu sefer bir değişiklik - aslında bilet bittiği için - yaptık ve Metro Turizm ile gittik. Müthiş. Metro Turizm > Efe Tur > İzmit Seyahat. Ancak Samandıra'nın oraya girmese daha iyi olurdu. Tv, ikramlar, rahatlık müthiş. Ayrıca insanlar şu an çok tercih etmedikleri için bomboş. Rahat rahat yayılıyorsun.


- Saat 18:00 Kadıköy ve oradan da Metrobüs ile Sinan Erdem. Her zaman olduğu gibi Metrobüs yine sıkışık. Ama yine keyifli ve sıcak muhabbet. İnsanlar iş stresi, okul stresi, hayat stresi ile gayet bitkin şekilde yolculuk yaparken biz gayet de mutlu şekilde gülerek yolculuk ediyorduk. Fenerbahçe güldürür diye bir pankart mı yapsak?


- Salonun oraya vardığımızda hiç beklemeden içeri girdik. Vip tribününde maç izlemeye devam ediyorduk. 104 numaralı tribün. Tanjevic falan yanımızdan geçiyor, dönüp bakmıyoruz. O derece VIP olduk. Şaka bir yana tribünde yerimizi aldığımızda salonun yavaş yavaş dolduğunu görüyorduk.


- Bir baktık hemen önümüzde Mirsad bir arkadaşı ile muhabbet ediyor hemen gittik yanına fotoğraf çekildik. Ne zaman sahalara dönüyorsun dediğimizde 10 gün daha var cevabını verdi. Spahija ile fotoğraf çektiremedik. Seslensek dönüp bakacaktı belki ama seslenmedik. Mrsic ile niyetlendik ancak o zaman da iş işten geçmişti. Emir ise bizi duymadı. Ya da takmadı.


- Sine Büyüka'nın maç öncesi basın tribününe gelirken herkesle fotoğraf çekilmesi, herkese gülerek davranması ve evet çok güzel olması ... Bu sene ilk gittiğim Laboral maçı da görmüş ancak çok beğenmemiştim. Bu maç farklıydı.


- Mrsic mi daha yakışıklı yoksa İbrahim Kutluay mı? Karar veremedik.


- Mücadeleyi 70-80 kaybettik.



- İnternetten tanıştığım bir insan ile daha gerçek hayatta da tanıştım. Olcay abla. Daha uzun sohbet edebirdik. Bir dahaki sefere artık.

- Tribün bakımından iyi atmosfer vardı. Zaman zaman coşku tavan yaptı ve herkes bağırdı. Takım biraz oynasa, çok değil biraz oynasa bu tribünler çok daha fazla gaza gelir, coşar, 6.adam olmanın hakkını verirdi.


- Grimau'nun attığı basket herkesi yerine oturttu. Ben hayatımda böyle bir basket görmedim. Daha sonra Alex Mumbru'nun faul düdüğünden sonra öylesine ortasahadan attığı topun da girmesi '' Ehhh be '' dedirtti. İnanılmaz 2 basket.


- 1.çeyreğin ortalarında yanımıza gelen, oturan, ara ara tezahuratlar yapan 2 güzel bayanın 4.çeyreğin başında  salonu terketmesine anlam veremedik. Neden geldiler ? Neden gittiler ? 


- Euroleague çok farklı bir heyecan. Şampiyonlar Ligi gibi. Müziği de güzel ancak bir Şampiyonlar Ligi müziği değil.

- Mücadele sonrası bir abinin arabası ile rahat bir şekilde İzmit'e döndük. Saat 02:00 gibi evdeydim.


- Fenerbahçe Ülker'i salonlarda takip etmeye devam edeceğiz.


- Yazacak başka detaylar illah vardır ancak üstünden çok geçtiği için hatırlamıyorum.


- Cuma günü oynanacak Fenerbahçe Ülker - Galatasaray Medical Park maçı günlüğü ile burada olacağım.

27 Aralık 2011 Salı

5 Nisan 2009, Lefter, Fotoğraf,


Kişisel bir konu, kişisel bir fotoğraf. Lefter'i 3 senedir Büyükada'da bulunduğu evinde ziyaret ediyorum. Görmek bile yetiyor. Her sene onu gördüğümüzde heyecanlanıyoruz, mutlu oluyoruz.

Yanına gidince fotoğraf çekiliyoruz, biraz muhabbet ediyoruz. Yanına 3 kere gittim. Gittiğim günler Lefter ile ilginç diyaloglar yaşanıyor. Bana her seferinde '' Sen futbolcu musun? , Futbol oynuyor musun? '' gibi sorular soruyor. Ben de ısrarla hayır diyorum :) '' Fiziğin iyi, senden futbolcu olur, futbolcu ol '' diyor. İş işten geçmiş olmasa sırf Lefter için uğraşır, bu işin peşinden koşardım ama geçti.

5 gün önce 22 Aralık Lefter'in doğum günüydü. 1925. 86 yaşına girdi. Dile kolay 86 yıl. Sağlıklı ve mutlu yıllar diliyoruz.

Fotoğrafı 5 Nisan 2009 günü çekildim. Lefter'i hayatımda canlı gözlerle ilk kez gördüğüm gün. Hayatımın en iyi fotoğrafı. Ben bakıyorum, gülüyorum, Lefter bakıyor, gülüyor. Henüz hayatımda bu fotoğrafın yanına yaklaşan bir fotoğraf olmadı. Enfes.

Lefter'in yanından ayrıldıktan sonra o gün Kadıköy'e gitmiştik. Eskişehirspor ile oynadık, Deivid ve Guiza'nın golleriyle 2-1 kazandık. Galibiyeti Lefter'e hediye ettik. 

5 Nisan 2009 hayatım boyunca unutmayacağım bir tarih olarak yerini aldı ...

Ben Fenerbahçeliyim


Lefter'in Ben Fenerbahçeliyim demesi beni bitirdi. Özellikle orasını defalarca izledim. İyiki Fenerbahçeliyim.

36 Dk, Hennessey, Arsenal, Wolverhampton, 1-1


Hayatımda izlediğim en iyi maçlardan biri. Maçlardan dediğime bakmayın sadece son 36 dk'sını izledim. Ama yetti.

Kıran kırana mücadele, sertlik, agresiflik, kırmızı kart, sarı kartlar, verilmeyen kırmızı kartlar- Song'un pozisyonu 2 kırmızı kart haketti - , kaçan goller, fotoğrafta yer alan kaleci - 1987 doğumlu - Hennessey'in müthiş ama müthiş performansı, Van Persie'nin topları bir türlü istediği gibi kontrol edememesi, friklerin kaleyi bulması ancak kurtarılması, hakemin yanlış kararları ...

Wolverhampton bu maça gelirken Premier ligin en kötü deplasman performansına sahip 2.takımıydı. Ama Arsenal gibi bir deplasmandan puanla döndüler.

Spiker Gökhan Abdik'in maça renk katan anlatımı. Müthiş heyecanlanması, bağırması, pozisyonlar kendi kendine değerlendirmesi, oyuncuları konuşturması ile maça çok büyük renk kattı. Hayatımda dinlediğim en iyi spiker performanslarından. Arsenal'li biri bu maçı böyle coşkulu anlatamazdı. Ya da Arsenal'e bahis yapan biri.

Tribünlerin coşkusu, gerginliği.

Tribünlere gelen 59.686 kişi. Stat kapasitesinin 675 altı. 675 taraftar tarihi bir maç kaçırdı. Evde maçın tekrarını izleyince ağlayacaklar.

Babamın Van Persie için '' Bu nasıl golcü, topları kontrol edemiyor, iyi şut çekemiyor. '' yorumu. Cevap veremedim. 2011'in en iyi adamlarından biri olduğunu söylesem neye yarar. İnandıramazdım.

Tarih Wayne Hennessey'i unutmayacak. 26 Aralık 2011. Emirates Stadium.

Golleri hâlâ görmedim. Merak de etmiyorum. Ya da 60.dk öncesini. Bana maçın son 36 dksı yetti. Premier lig tarihinin en iyi 36 dklarından birini izledim.

22 Ekim 2011 Barcelona-Sevilla maçı, skor 0-0, kaleci Javi Varas'ın performansı = 26 Aralık 2011 Arsenal-Wolverhampton maçı, skor 1-1, kaleci Hennessey'in performansı.

Premier lig çok farklı çok ... Takip etmeye devam ...




26 Aralık 2011 Pazartesi

Nihat Doğan & Nba


Nihat Doğan hepimizin adına konuşmuş. 

1992/1993 ve 2011/2012 Sezonu Kocaelispor


1992/1993 sezonu  ilk yarı puan durumu. Kocaelispor lider. 41 gol atmış. Plakayı da yazmış.


2011/2012 sezonu ilk yarı puan durumu. Kocaelispor 2.lig Beyaz Grup'da 16.sırada. 9 gol atıp, 70 gol yemiş.

Nereden nereye dedirtiyor ...


Fenerbahçe Bayrağının Gölgesi Bize Yeter


Bugün yapılan Fenerbahçe Mitingi'nden şahane bir fotoğraf. Twitter'dan aldım kaynak orası.

Fenerbahçe bayrağının gölgesi bize yeter
Bazen sevinçli, bazen kederli
HAYAT SENİNLE GÜZEL ...

9-0


Mücadele'yi izlemeye gelen 56.480 kişiye bir hediye. Tarihi bir skor. 9 gol 6 tanesi 1991 doğumlu oyunculardan.

Fenerbahçe Ülker & Top 16


Yenilsek eleniyoruz, yendik Top 16. Böyle ilginç bir grup.

İnanılmaz bir mücadele, inanılmaz kenetlenme ve maçı kazanma.

Oğuz Savaş sezonun hatta son yılların en kritik maçında sahanın en iyisi.

Ukic, Engin, Gist ve Bojan'ın kritik anlarda attığı inanılmaz önemli basketler. 

Cska, Barcelona ve Real Madrid'den kurtularak 1.torbaya girmek.

Fenerbahçe Ülker'in önü açık ancak transfer de lazım.

Final four Sinan Erdem'de. Neden olmasın?

Tebrikler Fenerbahçe.

Antalyaspor 0 Fenerbahçe 0 / İlk Yarının Son Maçı


Bienvenu o 2 pozisyondan birini atsa maçı kazanır buraya da ilk yarıyı mutlu şekilde bitirdik diye yazardık.

İlk yarının son haftasında Antalyaspor karşısında net pozisyonlar bulsak da maçı kazanamadık. Gerçi net pozisyon derken 2-3 tane.

Berbat stat ve berbat atmosfer. Antalya'ya stat yapılsın. Ben de çok istiyorum.

Serdar'a bir şey olmasın. 10 sene Fenerbahçe'nin stoperi olsun. Ben böyle rahat adam görmedim. Yıllardır Fenerbahçe forması giyiyor gibi. Yobo ile de müthiş anlaşıyor. 

Alex'in sakatlığı, daha sonra gelip oyuna girmek istemesi.

Emre'nin iyi oyunu.

Aykut Kocaman'ın değişiklikleri.

İlk yarıyı puan kaybıyla tamamlamak ve 2.yarıyı beklemek.

2-3 transfer ile bu takım taş gibi takım olur. Önce forvet.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Fenerbahçe 1 Trabzonspor 0 / Bu Taraftar Sizinle Gurur Duyuyor


Bu maç hakkında yazacak çok şey vardı. Ancak üstünden çok geçtiği için yazasım kalmadı. Sadece maçtan önce yapılan koreografi'den, Gökhan Gönül'ün fair-play hareketinden, Mehmet Topuz'un golünden, Serdar ve Yobo'nun mükemmel uyumundan, Alex'in zaman zaman klas hareketlerinden, Stoch'un pırpırlığından, Volkan'ın iyi kurtarışlarından, Atmosferin kötülüğünden, gergin geçmesi beklenen maçın gayet sakin geçtiğinden bahsedebiliriz.

Kadıköy'de 31 maçtır yenilmiyoruz. Ligde 34 puanla lider ile aynı puanla 2.sıradayız. 3 Temmuz'a rağmen - Evet bundan ısrarla bahsediyorum, bundan bahsedilir çünkü. - hâlâ zirvede olmak büyük başarı. 

Emeği geçen herkese çok teşekkürler. Bu taraftar sizinle gurur duyuyor.


20 Aralık 2011 Salı

Manchester United


Koleksiyona eklenen yeni atkı. Manchester'dan gelen Manchester United atkısı.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Koreografi '' Tarihinde KOCAMAN Bir İz Var ''


Fenerbahçe tribünleri bu işte yine diğer rakiplerine göre bir adım önde olduğunu herkese kanıtladı. Tribünde bir silüet koreografisi yapmak kolay iş değil. 1907 Unifeb, Grup Ck ve Vamos Bien'e başta, bu koreografi'de emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Fenerbahçe Açısından Mükemmel Cumartesi


Niksar Belediye'yi 3-0 yenen Fenerbahçe erkek voleybol takımımız


Beşiktaş'ı 3-0 yenen Fenerbahçe bayan voleybol takımımız


Beşiktaş'ı deplasmanda 84-65 yenen kadın basketbol takımımız


Olin Edirne'yi 80-63 yenen erkek basketbol takımımız

Camiamız açısından mükemmel bir Cumartesi gününü geride bıraktık. Erkek basketbol takımımız 2. , kadın basketbol takımımız, bayan voleybol takımımız ve erkek voleybol takımımız ise lider durumda yollara devam ediyorlar.

Dünya Kulüpler Şampiyonu : Barcelona


Fifa Dünya Kulüpler Şampiyonası Finali'nde Santos'u Messi'nin 2, Fabregas'ın ve Xavi'nin golleriyle 4-0 yenen Barcelona kupanın 4.kez sahibi oldu.

Mücadele Barcelona'nın baştan sona üstünlüğü ile geçti. % 71 topla oynama, 16 şut, 9 gol pozisyonu, 45 dk topla oyama gibi müthiş istatistikler yakaladı.

Messi'nin ilk golünde Xavi'nin topu kontrolü maçın hareketi.

Xavi Barcelona forması ile 19.kupasını kazandı. 6 lig şampiyonluğu, 3 şampiyonlar ligi şampiyonluğu, 1 kral kupası, 2 Avrupa süper kupası, 5 İspanya süper kupası ve 2 dünya kulüpler şampiyonluğu.

Guardiola da 13 kupa oldu. İnanılmaz başarı. Katıldığı 16 kupanın 13 tanesini aldı.

Neymar sana da selam olsun.



18 Aralık 2011 Pazar

Sensiz Olmuyor Kocaelispor


Düşündüren, üzen bir pankart. Eskişehirspor tribünleri Kayserispor ile oynadıkları maçta açtı.

17 Aralık 2011 Cumartesi

David Beckham & Ailesi


David Beckham ve ailesi yılbaşı nedeniyle Los Angeles'dan İngiltere'deki evlerine gelmişler. En popüler yine Harper.



16 Aralık 2011 Cuma

Uefa Avrupa Ligi İkinci Tur Eşleşmeleri


Uefa Avrupa Ligi kuraları çekildi. Porto-Manchester City, Ajax-Manchester United ve Lazio-Atletico Madrid Şampiyonlar Ligi düzeyinde eşleşmeler.  Kupada ilk maçlar 16 Şubat rövanşlar ise 23 Şubat tarihinde oıynanacak. Tahminlerimizi de yapalım. Manchester City, Manchester United, Athletic Bilbao, Salzburg, Valencia, Olympiakos, Anderlecht, Atletico Madrid, Twente, Schalke 04, Standart Liege, Beşiktaş, Udinese, Psv, Hannover, Sporting.

Şampiyonlar Ligi Top 16 Eşleşmeleri


Şampiyonlar Ligi'nde 2011/2012 sezonu Top 16 kuraları çekildi. Kuranın en şanslı takımı olarka Lyon'u gösterebilirim. En şanssız ise Bayer Leverkusen. İkinci tur ilk maçları 14, 15, 21 ve 22 Şubat, rövanş maçları ise 6, 7, 13, 14 Mart tarihlerinde oynanacak. Napoli-Chelsea ve Milan-Arsenal maçları enfes olur. Tahminlerimizi de yapalım. Lyon, Chelsea, Arsenal, Bayern Münih, Barcelona, Real Madrid, Benfica ve İnter bir üst tura çıkar.

Duygu Bal


Fenerbahçe Üniversal'in başarılı aynı zamanda da güzel sporcusu Duygu Bal. Fotoğraflar için Gürkut Gürsoy'a çok teşekkürler.


David Villa'ya Moral Ziyaretleri


Çok zor bir şey. Bir futbolcunun 6 ay sahalardan uzak kalacak olması çok üzücü. İnşallah en kısa sürede sahalara döner. Takım arkadaşları ve Guardiola'dan David Villa'ya moral verme çabaları.



Chris Paul & Los Angeles Clippers


Takımı ne olursa olsun izlemekten en çok zevk aldığım oyuncularının başında gelir. Los Angeles Clippers maçlarını daha bir merakla bekleyeceğiz. Paul - Griffin ikilisi mi dediniz?

Fenerbahçe Ülker 70 Bilbao Basket 80


Kazansak Top 16'yı garantiliyorduk, kaybettik Top 16'ya kalamama riski ile karşı karşıya kaldık. 

Mücadele'yi daha iyi hazırlanan, daha çok mücadele eden, daha konsantre olan ve daha şanslı olan takım Bilbao kazandı.

Evimizde oynadığımız maç 80 sayı yiyorsak kazanamayız. Bunu sadece Bilbao maçı için söylemiyorum. Fenerbahçe evinde 80 yiyorsa kaybeder.

Grimau'nun 3.çeyrek attığı son sn basketi maçı bitirdi. Canlı izlediğim en üzücü basketti. Ayrıca 3.çeyreğin sonlarında ya da 4.çeyreğin başlarında Mumbru'nun faul ya da steps kararı çıktıktan sonra ortasaha'dan tek eliyle attığı bir basket varki yerimden '' Ohaaa '' diyerek fırladım. Çok can yakıcıydı. Çok moral bozdu.

Emir ve Jerrels en iyi adamlarımızdı.

Tomas'ın dönmesi sevindirici.

Haftaya kazanırsak lider bile çıkabiliyoruz, kaybedersek diğer maça göre çıkabiliriz ama işler bizim için çok ters şekilde de gelişebilir.


15 Aralık 2011 Perşembe

Barcelona 4 Al-Sadd 0 / Villa'nın Sakatlığı ve Gelen Final


Barcelona Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda Asya Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Al-Sadd'ı Adriano'nun 2, Keita'nın ve Maxwell'in attığı gollerle 4-0 yendi finalde Santos'un rakibi oldu.

Barcelona'nın nasıl oynadığını anlatmamımıza gerek yok. Klasik Barcelona. Ancak hiç kasmadıklarını rahat rahat 4-0 olduğunu söyleyelim.

4-0 olurken Villa'nın kaval kemiğinin kırılması ve 6 ay sahalardan uzak kalacak olması moralleri bozdu. İnşallah tekrardan iyi bir Villa'yı Barcelona forması ile izlemeye devam ederiz.

Barcelona-Santos finali Pazar günü 12:30'da. Trt Hd canlı yayınlıyor.


14 Aralık 2011 Çarşamba

Maç Günlüğüm # 72



- Yine kendi çektiğim fotoğraf.

- Fenerbahçe için yollara düşmeye devam ediyorduk. Sırada her sene koşarak gittiğimiz Bursa deplasmanı vardı. Hayatımda en çok Bursaspor-Fenerbahçe maçları izlemiş olabilirim. Hem Bursa da hem de Kadıköy'de. Bursa deplasmanı her sene iyi olmuştur. Bunun nedeni alınan skorlardan ziyade, takıma Bursa gibi ev sahibi takımın seyircisinin güçlü olduğu bir yerde sahip çıkmak, hem de iyi tribünler. Ayrıca Bursa deplasmanına gelenler tribünün daimi üyeleridir. Abileri, kardeşleri hep orada görmüşüzdür.

- Biz Kocaeli'den gideceğimiz için yolculuk çok erken saaatlerde başlıyordu. Saat 09:00 otobüsü ile Kocaeli'den yola çıkıyor, İstanbul'a gidiyorduk. Otobüsler İstanbul'da Salı Pazarı'ndan kalkacaktı. Hayatımda 2.kez Salı Pazarı'ndan bir maça gidiyordum. Daha önce bir kaç sene önce Napoli ile oynadığımız basketbol maçına gitmiştim. Tribünün emektarları orada. Pankartlar otobüslere yükleniyor, otobüsün önünde fotoğraflar çekiliyor ve yola çıkılma zamanı bekleniyor.

- Saat 12:00 gibi Salı Pazarı'ndan 4 otobüs hareket ediyorduk. İstikamet önce Eskihisar, ardından oradan Feribotla Yalova ve ardından oradan da Bursa.

- Feribotla ilk kez maça gidiyordum. Tezahuratlar, meşaleler falan olur sanıyordum. Yanılmışım. Videolar beni kandırmış. Demekki bu yolculuklar her zaman böyle olmuyor. Yine de zevkliydi. Otobüs ise gayet iyiydi. Tezahuratlar keyifliydi. Yolculuğun nasıl geçtiğini anlamıyorduk.

- Ve klasik deplasman olayı. Şehrin girişinde polis kontrolü. Bir süre bekledikten sonra komiserin iyi niyetinden dolayı direkt stadın oraya götürüldük.

- Ekipler Amirliği bahçesinde biletlerimiz dağıtıldıktan sonra stada doğru yürüyüş. Kısa mesafe ancak oldukça keyifli bir yürüyüş.,

- Bilet konusunda çıkan ufak bir sıkıntıdan dolayı bir süre gişenin önünde beklemek. Bu arada çekilen fotoğraflar, yapılan maç değerlendirmeleri.

- Daha sonra bilet sorununu halletmemiz ve içeri girmemiz. Bursa stadına ilk defa bu kadar rahat girdim. Turnikeler akıcıydı. Kadıköy rahatlığında girdim içeri.

- Ve insanın kendini en mutlu hissettiği anlardan birisi o tribünün içine girdiğin zamanlar. Statta azınlık olmak, takımın yanında olmak insana mutluluk veriyor.

- Futbolculara yapılan tezahuratlar derken maç saati geliyordu.

- Her zaman her yerde en büyük Fener tezahuratı ile başlayan tezahuratlarımız, Sensiz hayat, tribünlerde ... gibi bestelerle devam ediyordu. Tribün iyiydi.

- '' Fenerbahçe yıkılmaz, cümle alem bir olsa başa çıkamaz, Fenerbahçe gol gol gol, geçecek bu kötü günler, Bursa'ya da koy. '' mükemmel bir beste. Kim yaptıysa teşekkürler.

- Maçı 0-2 kazandık.

- Maçı kazanmanın mutluluğu da bir hayli fazlaydı.

-  Bursa tribünleri kötüydü. Ya da biz iyiydik.

- Sıfır olaysız bir Bursa deplasmanı. Yan taraftan münferitler sürekli bir şeyler atardı ancak bu sene herhangi bir şey olmadı. Tertemiz geçti maç. Öncesi, stat içi ve sonrası.

- Maç sonunda Yücel abinin '' Hindi Baba '' sı müthişti. Stat yankılandı. Bursa duymuştur.

- Maç sonunda Bursa'nın numaralı tribününde bulunan veletler cansınız. '' Bağırın hadi. '' :)

- Maç sonunda tribüne gelerek bizlere teşekkür eden, dakikalarca alkışlayan Ali Koç, Ömer Temelli ve Alex için ne desek az. Helal olsun size. Çok seviyoruz. İyiki varsınız.

- Yaklaşık 1.5 saat bekledikten sonra stattan çıktık.

- Ve günün en kötü anları. Telefonumun sarjı bittiği için bizi İzmit'e götürecek arkadaşımla iletişime geçemememiz ve bir süre Bursa'da kalmamız ! Daha sonra köfteci'ye giderek telefonunu istemek, kartımı takmak, arkadaşımın tanıdığını aramak, ondan yanındaki aratmak, daha sonra haberleşmek ve buluşmak. O an Bursa'da kalmaktan korktum. Tüm otobüsler gitmiş, tüm polisler çekilmiş ve stadın yanında kalmışız. Allahtan döndük.

- Ve bir Bursa deplasmanı klasiği ; Köfteci Yusuf. Ben böyle bir tat görmedim. Her sene oradayız. Enfes enfes.

- Hayatımın en rahat dönüş yolcuğu. Mercedes Vito farkı mı desek, arkada ayaklarımı da uzatıp uyumak mı desek :) Saat 02:00'de evdeydim. Bursa deplasmanından 2'de dönmek müthiş olay.

- Sonuç olarak keyifli bir deplasmanı geride bıraktık. Selçuk için de orada olup, Selçuk için de bağırdık. Fenerbahçe'de Selçuk için kazandı.

- Maç günlükleri ben maça gittiğim sürece devam edecek.

Bursaspor 0 Fenerbahçe 2 / İyi Oyunla Gelen Galibiyet


Fenerbahçe deplasmanda Bursaspor'u etkili ve iyi bir oyun sonucunda Semih ve Stoch'un golleriyle 2-0 yendi.

Mücadele'nin başından sonuna kadar üstün olan taraf Fenerbahçe'ydi. Golün geciktiği her an tribünde gerilsek de Semih'in golü sonrası iyice rahatladık.

Semih'in golünde Emre'nin pası müthişti.

Emre'nin, Alex'in, Özer'in kaçan net pozisyonları ilk yarının akılda kalan anlarıydı.

2.yarı Bursaspor taraftar desteğini alıp biraz daha iyi başlasa da Ömer'in kornerden gelen topa vurduğu kafa dışında pozisyona giremedi. 

Fenerbahçe Stoch'un 83.dk attığı gol ile beraber skoru 0-2 yaptı ve o an maçı bitirdi.

Tüm takım iyiydi. Özellikle Stoch, Semih ve Yobo çok iyiydi. Serdar uzun bir sakatlığın ardından gayet iyi oynadı. - Sakallar gitti - . Volkan Ömer'in topundan dolayı bile iyi oynadı cümlesini hakediyor. Emre çok iyiydi. Özer, Selçuk iyiydi. Gökhan son haftalardan daha iyiydi. İleriye çok gidip geldi. Ziegler iyiydi. Alex iyiydi. Zaman zaman müthiş toplar attı. Henri, Cristian ve Mehmet eh işte.

Emre ile Cristian'ın tartışması tribünde olan bizlerin bile konsantrasyonunu bozdu. Oyuncuları düşünemiyorum. Emre lütfen artık yapma ya. Lütfen!

Semih Şentürk son lig golünü 9 Nisan 2011 tarihinde Eskişehirspor deplasmanında atmıştı. 16 maç aradan sonra gol attı. Güzel oldu.

Stoch bu sezon 4 kez ilk 11'de forma giydi, 3 tanesinde gol attı. İnanılmaz bir istatistik. 4 gole ulaştı. Attığı gollerde hep güzel.

Deplasmanda 4 maç aradan sonra kazandık.

3 Temmuz'dan sonra yaşanan bu gelişmelere rağmen hâlâ lider ile aynı puandayız.

Haftaya Trabzonspor ile sezonun en kazanılması gereken maçına çıkıyoruz.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Bursa Yolcusu Kalmasın


29 Ekim 2010 günü yani geçen sezon oynanan maça da gitmiştim. Giderken bu yazıyı yazmışım. Giderken yanımda Selçuk Ulutaş da vardı. Bu sene yok. Bir kez daha sevgi ve saygıyla analım. Bursaspor deplasmanları her zaman iyi olmuştur. Tribüne gelen herkes tribününün hakkını veriyor. Hele sahada mücadele varsa tribün enfes oluyor. Geçen sezon tribün çok iyiydi. Maç 1-1 bitmesine rağmen tribünden çıkarken herkes mutluydu çünkü sahada oynayan herkes formanın hakkını vermişti.

Bursaspor deplasmanları her zaman ilgimi en çok çeken deplasman olmuştur. Orada olmaktan hep mutlu oluyorum. Yarın sabah - hatta bu sabah - saat 09:00'da İzmit'ten İstanbul'a, oradan da hep beraber Bursa'ya hareket edeceğiz.

Şike süreci, iddianame, liderlik, galibiyet pek önemli değil. Gidelim takıma yanlarında olduğunu gösterelim, Fenerbahçem benim biricik sevgilim diye bağıralım, takımı tribünlere çağıralım ... Sarı ve Lacivert'e desteği verelim yeter.

Maç saat 20:00'de başlayacak. 

Maç hakkında tüm detaylar Salı günü burada olur.

Bugün maçta Selçuk kardeşim için de bağıracağım. Fenerbahçe de Selçuk için kazansın.

Not : Fotoğrafta ortada yer alan kişi Selçuk Ulutaş. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.

11 Aralık 2011 Pazar

El Clasico Sonrası Trend Listesi


El Clasico Türkiye'de son zamanlarda inanılmaz bir ilgi görüyor. Herkes bunu konuşuyor, herkes bunu izliyor, herkes demesek de bir çok kişi bu yüzden birbirini kırıyor. Real Madrid-Barcelona maçının öncesi, maç anı ve sonrası herkes sadece bu maçı konuştu. İşte bunu trend listesinden net olarak anlıyoruz. El Clasico dışında hiçbir şey yok !

Kırmızı Kart Anı


Bir futbolcu için en kötü an. Hakem kendinden emin, oyuncu ne yaptığını anlamamış gibi yapıyor ama o da biliyor kırmızı kartı hakettiğini, taraftarlar zaten mutlu, hepsi alaycı şekilde bağırıyorlar, seviniyorlar. Stoke City'nin Tottenham'ı 2-1 yendiği maçta Younes Kaboul 82.dk 2.sarı karttan kırmızı kart gördü. Tottenham bu sene ilk 2 hafta aldığı 2 yenilgiden sonra ilk kez kaybetti ve 6 maçlık galibiyet serisi sona erdi.



Real Madrid 1 Barcelona 3 / Klasik Sonuç


Yine kazandık. Yine kazandık. Yine kazandık.

Barcelona kazanacak dedik, Barcelona büyük maçları farklı oynuyor dedik, Barcelona istediği zaman herkesi yener dedik, Barcelona çok yetenekli oyunculardan kurulu bir takım dedik ... dedik de dedik ...

Mücadele 1-0 başladı. Valdes sağolsun. Ancak daha sonra Barcelona geri döndü. Geri dönmedi. Şova başladı. Messi'nin driplingi, çalımları ve asisti, Alexis Sanchez'in güzel bitiriciliği, 2.yarı Xavi'nin şans golü gelince Barcelona için işler daha kolaylaştı. Fabregas'ın 60 metre koşarak gelip, kafayı vurduğu gol ise maçın skorunu belirledi.

Barcelona salmasa 1-3'den sonra 1-6 olurdu. Rakibe saygı gösterdiler.

Rakip onlara saygı göstermedi. Bazı oyunculara tekmelere devam etti.

Casillas, Kaka. 3.isim yok. Casilla ve Kaka'yı her zaman seveceğim. Saygı duyacağım.

Mourinho ve Ronaldo sizi sevmiyorum. Mourinho maç sonu açıklamalarında şans falan diyor. Saçmalamasın. İlk golden de bahsetsin o zaman.

Ronaldo oynadı mı?

Barcelona puanları eşitledi ancak Real Madrid'in bir maçı eksik.

Barcelona'nın topla oynama oranı % 67.5

Xavi 600. maçına çıktı. İnanılmaz bir rakam. Teknik direktör Xavi !

Pique ve Puyol birlikte 55 lig maçına çıktılar. 46 galibiyet, 9 beraberlik. İnanılmaz bir rakam.

Guardiola Bernabeu'da henüz kaybetmedi. 4 galibiyet, 2 beraberlik.

Barcelona için heyecan Perşembe günü Dünya Kulüpler Şampiyonası ile devam edecek. Real Madrid ligde gidip alt sıra takımlarına 5 atmaya devam etsin.