27 Mayıs 2016 Cuma

Galatasaray 1 Fenerbahçe 0


Sevdik seni, her şeyden çok, Fenerbahçe, bize bu yolda, geri dönüş yok.

Maçla ilgili yazacak çok şey yok. Fenerbahçe adına maçın en iyisi tribünlerdi. Özellikle 2.yarı bu kötü oyuna rağmen bir an olsun bile susmadılar ve Fenerbahçe'ye müthiş bir destek verdiler. Sağolsunlar.


20 Mayıs 2016 Cuma

Fenerbahçe Stadı, Kombine Satışları ve Boş Tribünler


Fenerbahçe sezon başında 31 Ağustos 2015 tarihinde 38.320 kombine sattığını ve satışların tamamlandığını açıklamış taraftarlarına teşekkür etmişti.

Sezon öncesi yapılan transferler, Vitor Pereira'nın açıklamaları derken taraftarlar heyecanlanmış, maça gitmek için adeta sabırsızlık yaşıyorlardı. Ancak sezon öyle olmadı. Fenerbahçe taraftarları sezon boyunca belli sebeplerden dolayı stadyumu boş bıraktı.

Fenerbahçe-Eskişehirspor 1.hafta 31.381 
Fenerbahçe-Antalyaspor 3.hafta 32.314
Fenerbahçe-Bursaspor 5.hafta 30.529 
Fenerbahçe Akhisar Belediyespor 7.hafta 29.402

Fenerbahçe-Galatasaray 9.hafta 45.070
Fenerbahçe-Konyaspor 11.hafta 23.656
Fenerbahçe-Trabzonspor 13.hafta 37.500,
Fenerbahçe-Başakşehir 15.hafta 28.582
Fenerbahçe-Sivasspor 17.hafta 28.151
Fenerbahçe-Rizespor 19.hafta 25.148
Fenerbahçe-Kasımpaşa 21.hafta 24.577
Fenerbahçe-Beşiktaş 23.hafta 43.182
Fenerbahçe-Kayserispor 25.hafta 26.765 
Fenerbahçe-Osmanlıspor 26.hafta 27.803 
Fenerbahçe-Mersin İdmanyurdu 29.hafta 19.561 
Fenerbahçe-Gaziantepspor 31.hafta 26.059 
Fenerbahçe-Gençlerbirliği 33.hafta 6.339

Toplam 486.019 seyirci maçlarımıza gelmiş. Ortalamamız 28.589. En çok taraftarın geldiği maç 9.hafta oynanan ve 45.070 kişinin olduğu Galatasaray derbisiydi. Düşünün Galatasaray maçında bile taraftar sayımız bu şekilde.

Şimdi gelelim bunun nedenlerine.

Takımın oynadığı futbol taraftarları memnun etmiyordu. Taraftarlar mutlu değildi. Gelip vakitlerini statta harcamak istemiyorlardı. Ancak burada kötü olan birden gemileri yakmış olmamız. Belki de bu taraftar sezon başından beri her maç o stadı doldursa, futbolculara şampiyonluk inancını aşılasa, evet siz şampiyon olabilirsiniz diyebilse işler çok farklı olabilirdi. 

Passolig. Bence bu bir neden ancak çok da önemli olmayan bir neden. Fenerbahçe'nin 404.126 kartla en çok passolig alan takım olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani maça gelecek taraftar çok.

Bilet fiyatları. Bu da önemli ancak 38.320 kombinenin satıldığı yerde satışa çıkan biletler normal şartlarda bitebilirdi. Evet bilet fiyatları kesinlikle daha ucuz olmalı, Fenerbahçe bu fiyatlara bilet satmamalı. Bunu yıllardır söylüyoruz ancak değişen hiçbir şeyin olmadığını da görüyoruz. Umarım seneye biletler konusunda bir yola gidilir.

Passolig bilet aktarma. Passolig'in belki de en güzel özelliği. Gelemediğin maçta internet sitesine girip rahatlıkla bileti aktarabiliyorsun ama bunun yapıldığını bilmeyenler var. Yapmayanlar var. Bu sezon Galatasaray maçından sonra ceza almıştık, Konyaspor ile oynayacaktık. Gündüz maçıydı. Ancak stada satışa çıkan bilet fiyatlarına ve satılan 38.320 kombineye rağmen sadece 23.656 taraftar geldi. Hiç bilet satılmadığını düşünürsek sadece 15 bin kombine ceplerde kaldı. Hiçbir sebep olmadan. O yüzden aktarma olayının yayılmasını sağlamak da kulübün görevi olmalı. Bunu sadece sosyal medyada konuşmamız, üzerine uğraşmamız ancak bu kadar yetiyor. Kulüp resmi siteden, tv kanalından bununla ilgili adım atsa çok daha dolu tribünler önünde maçlar oynanabilir. Hatta şunu söyleyeyim. Bunu resmi siteden çok kolay şekilde yapabilirsin. Bir site kurarsın. Gelemediğin maçta kombine sahibi ''gelemiyorum'' diyebilir ve o koltuğu satışa çıkarabilirsin. Ya da siteye maça gitmek istiyorum diyen insanlar girer bilet aktaracak diğer taraftarlar da bu siteden istedikleri kişiye- bu kişileri Fenerbahçe kart sahibi kişiler olarak belirleyebilirsin- biletlerini aktarabilir. Hatta istersen ben maça gelemiyorum diyelim, okul açıktan biletim var. Biletimi satmak istiyorum derim ve almak isteyen bilet fiyatı karşılığında bu bileti satın alır. Hadi ücretsiz vermiyorsun, parayla sat. Tribün boş kalmasın. Ama tabii kulübün bu umrunda değil. Kulüp sezon başında kombineyi satıyor, parayı alıyor ve kasasına koyuyor. Sonra stat dolmuş, dolmamış pek ilgilenmiyor. Bunu da düşünmek, üzerine neler yapılabilir demek benim gibi taraftarlara kalıyor ve üstelik hiçbir sonuç çıkmadan bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Yazıyoruz sadece.

İşin özeti Fenerbahçe taraftarları ile büyük bir camia. Taraftarları ile coşan, ayağa kalkan, şampiyonluklar alan bir camia. Kulüp de o stadın boş kalmamasını, futbolculara desteğin verilmesini sağlamak zorunda. Hatta o stat dolar, birliktelik mesajı verirse tüm ülkedeki Fenerbahçeliler ayağa kalkar, kendine gelir. Kulüp kombine satmak, bilet satmak, bilet satış kampanyaları yapmak, bilet aktarma sistemi kurmak, boş tribünlere oynatmamak, taraftarları yapacağı kampanyalar, organizasyonlar ile stada çekmek zorunda. Bunları yapmadan birlik ve beraberlik gelmez. 

Umarım bununla ilgili adımlar atılır ve Fenerbahçe her maçını tamamen dolu tribünlere oynar. Bir takım 50 bin kişilik statta, 38.320 kombine sattığı yerde, 28.589 ortalamayla şampiyon olamaz. 

Yönetim görev başına.

13 Mayıs 2016 Cuma

Obradovic: More Than A Coach


Vesely Euroleague'in yaptığı ''More Than A Coach'' belgeselinde Obradovic için ''Kazandığı onca başarıya rağmen daha fazlasını istiyor ve bunu Fenerbahçe'ye getirmesi de iyi bir şey.'' diyor.

Obradovic de yine aynı belgeselde ''Buraya iyi insan, takım ruhundan anlayan insan ve dürüst insanları getirmek istiyorum. Anlıyor musunuz? Takımımda her zaman bu değerleri isterim. Kimseye takımdan daha fazla önemli olduğunu hissettirmem. Oyuncularla sürekli temas halinde olmamız lazım. Her şeyi onlara açıklamalısınız çünkü küçük bir problem takımı çok fazla yaralayabilir. Yeni bir şehre ve kulübe geldiğiniz zaman her şeyi düzeltmek için zaman ihtiyacınız vardır. Bu da benim yolum. Oyunculara ve yöneticilere hep söylerim, herkesin rahatça tartışabileceği bir ortam hazırlamak en iyisi. Hepimiz kulüpten ve takımdan istediklerimiz konusunda aynı şeyi düşünmeliyiz.''

Yine aynı belgeselden ''Maçtan önce oyuncularıma çok sevdiğim bir şeyi söylerim. İnsanlar buraya sizi izlemek için geliyor. Bunu hak ettiniz çünkü iyi oynuyorsunuz. Onların çok görmek istediği bir şey var. Çok mücadele etmeniz. Burada ilk andan son saniyeye kadar savaşmak için geldiğinizi görmek istiyorlar. Sonuç önemli değil. Bana inanın. İnsanlar agresif olduğunuzu, çok çalıştığınızı görmek istiyor. Bazen o kadar gününüzde değilsinizdir, ya da rakip sizden daha iyidir. Sorun yok. Bazen oyuncuları anlamaları için zorlamalısınız. Bu en olumlu yöndür. Kendilerine, rakibe, her şeye saygı duymak. sahaya bu anlayışla çıkarlarsa çok mutlu olurum. Bu benim antrenör olarak ilk hedefim. ''

Sadece bu söyledikleri sonrası bile Fenerbahçe'nin neden burada olduğunu anlayabiliyoruz. Fenerbahçe takımı Obradovic'in tüm isteklerini yerine getirdiği bir sezonu daha yaşıyor. Geçen sezon Madrid'de olduğu gibi bu sene yine Final Four oynama şansı yakaladı.

Rakip saat 22:00'da İspanya'dan Laboral.

Maçın favorisiyiz, kazanmak istiyoruz. 

Kendim için değil bu isimler için kazanalım istiyorum. Basketbolu böylesine yaşayan bir koç varken, bu kadar mücadele ederken, oyuncularla beraber tüm zorlukları geçerken sonu kupayla bitmeli. Evet bu mücadele alkışı sonuna kadar hakediyor ancak bu oyuncular Berlin'den evlerine gülerek mutlu şekilde dönmeli.

Umarım her şey planlandığı gibi olur ve Obradovic önderliğinde Fenerbahçe kupayı Türkiye'ye getirir.

Şans bizimle olsun.

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Son Maç


West Ham 1904 yılında girdiği Upton Park'dan 2016 yılında çıkıyor. 

Medipol Başakşehir 2 Fenerbahçe 1


Cümlelere bakarsak herkes şampiyonluğa inanıyor ama ya saha içi? Mücadelenin ilk dakikasından son dakikasına kadar şampiyon olmak istiyormuş gibi oynamayan bir Fenerbahçe vardı. Geçen sezondan sonra bu sezonda da veda ettiğimiz yer Başakşehir maçı oldu.

Şimdi yeni hoca, yıldız isimler, boş vaatler ile beraber yeni sezona başlayabiliriz. Kısır döngü sürüyor.


6 Mayıs 2016 Cuma

Giro d'Italia 2016

6-29 Mayıs tarihleri arasında yine bisiklet açısından keyifli günler yaşayacağız. Bisiklet sporunun çok teknik detaylarını bilmem. Öğrenmeye çalışıyorum. Ancak takımların stratejileri, sporcuların atakları, müthiş dayanıklılık, seyircilerin müthiş ilgisi benim ekran karşısına geçmemi sağlıyor. Ve tabiiki de bisiklet sporu izlememizi sağlayan Eurosport ekibinden Caner Eler, Sarper Günsal, Berkem Ceylan ve İnan Özdemir gibi isimlerin olması da keyfi arttırıyor. Hem keyifli yarış, hem müthiş doğal güzellikler, hem müthiş bilgiler, hem de kıyasıya rekabet. Bence Eurosport izlemek için vakit yaratın ve bu turu kaçırmayın.

İlk gün zamana karşı etap ile başladı ve Hollandalı Tom Dumoulin kazandı. Pembe mayo yarın Dumoulin'in üzerinde olacak.

190 km'lik Arnhem-Nijmegen etabı ile devam edecek. Yayın 15:15'de Eurosport'da.


Fenerbahçe 2 Torku Konyaspor 0


Fenerbahçe-Torku Konyaspor maçına giderken aslında çok büyük beklenti içinde değildim. Normalde erken saatte işten ayrılır, maç önünü yaşamak için erkenden Kadıköy'de olurum. Ama bu kez öyle olmadı, gayet normal bir saatte İzmitten çıkıp maça 1.5 saat kala Kadıköy'de oldum.

Yoğurtçu Parkı havasını soluduktan sonra hemen Okul Açık tribünündeki yerimizi aldık.

Gündüz twitter'dan da yazdım. Hayalimdeki Fenerbahçe bütün maçlarını tamamen dolu tribünler önünde oynuyor. Ama sanırım biz hayatımızın sonuna kadar böyle bir şey göremeyeceğiz. Fenerbahçe taraftarlarının da çoğu maç seçiyor. Bu normal diyenler var ancak bana hiç normal gelmiyor. Her maç stat tamamen dolmalı. Tabii bunun yanında bilet fiyatları gerçeği de var. İlk maç 3-0'lık sonuçtan sonra 50 TL'ye bilet satarsan o biletler bitmez. İnsanlar zaten elenmemizin mucize olduğu maça gelmez, para verme hakkını bir sonraki maça saklar. Belki de yanılıyorum. Bir gün o statta her maçın tamamen dolduğunu göreceğiz.

İlk yarısı acayip sıkıcı maçın 2.yarısı biraz daha iyiydi. Fernandao'un golleriyle 2-0 kazandık ve toplamda 5-0 ile finale yükseldik.

Volkan Şen her geçen gün büyüyor. Adam gözümüzün önünde takımın yıldızı durumuna geldi.

Mücadele ile ilgili başka diyecek bir şey yok. 

Konyaspor bize karşı değil, herhangi bir takıma karşı 3-0'ı çeviremez. Hücum bakımından baya kısıtlı kadro. Ligin vasatlığından dolayı iyi savunmayla beraber kendilerine 3.sırada yer buldular.

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumunun ciddi yenilenme ihtiyacı yaklaşıyor. Buna dün gece bir kez daha karar verdim. Bununla ilgili belki başka zaman bir yazı yazarım.

90 dakikadan çok sonrasında bana göre Fenerbahçe tarihinin gelmiş geçmiş en büyük isimlerinden Tuncay Şanlı'yı görmek, konuşmak, fotoğraf çekilmek günün en büyük olayıydı. Açıkcası çok mutlu oldum. İzlemek büyük keyifti.

15:30'da İzmitte başlayan yolculuk 23:15'de sona erdi.

Artık Kadıköy'de son maça geldik. 15 Mayıs Pazar Gençlerbirliği maçı takıma teşekkür maçı olmalı.

Fenerbahçe ile yaşamaya devam.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Maça Gidiş

Burnley'li bir aile takımlarının en kritik maçına giderken böyle görüntülenmiş. Burnley Queens Park Rangers ile oynadı ve kazanarak Premier Lig'e yükselme sevincini yaşadı. Fotoğraf da ayrı güzel. Acaba ben ne zaman Fenerbahçe maçına böyle gideceğim?

Kjaer'i İzleme Şansı


7.650 Milyon Euro'ya gelirken ''Çok para, defans oyuncusuna bu para verilir mi?'' tarzı yorumlar yapılsa da ben blogda ''Önce sahaya çıksın, bakalım verilir mi verilmez mi görelim'' diye belirtmiştim. Haklı çıkmanın gururunu yaşıyorum.

Bugün geldiği zaman parası üzerinden eleştiri yapanların tamamı olmak üzere Fenerlisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı Kjaer gerçeğini kabul etti, etmek zorunda kaldı. Savunmada temiz futbolu, tam konsantre oyunu, temiz ayağı, uzun topları, kritik hamleleri, asla mücadeleden vazgeçmeyen yapısı, güzel aile yaşantısı, pislik olmayan oyunu ile beraber hepimizin sevgilisi oldu. Uche, Hogh, Luciano, Lugano gibi futbolcuların yanına rahatlıkla yazabileceğimiz bir ismi izlediğimizin farkına vardık.

Gaziantepspor maçında bir de gol atınca tüm stat dakikalarca adını bağırdık. Fenerbahçe taraftarlarının belki de şu an şampiyonluk stresi, kazanma baskısı falan derken oyundan keyif alması zor gibi gözükse de en azından Kjaer gibi dünyaca ünlü bir savunma oyuncusunu izlemenin keyfini çıkarmaya çalışsınlar.

Eğer gitmezse ya da sakatlık yaşamazsa 27 yaşında Kjaer bu sezondan sonra 3 sezon daha Fenerbahçe'nin futbolcusu. İlk sezon biterken şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Gittikten sonra ''Kjaer ne topçuydu be'' deme ihtimalimiz çok yüksek. O yüzden çubuklu forma giyerken değerini bilelim, tadını çıkaralım. 

Fenerbahçe 3 Gaziantepspor 0


Biz şampiyon olacağız.

Mayıs ayında Kadıköy'de Fenerbahçe maçı oynuyor olmak da, Mayıs ayında şampiyonluk mücadelesi vermek de çok güzel.

İzmitten güzel bir havada yola çıkarken aklımızda sadece şampiyonluk vardı. Şampiyon olalım gerisi gerçekten önemli değil. Hoş olamasak da sonuna kadar bu takıma destek vermeye devam edeceğim ama olalım be abi.

Mücadele öncesi klasik olarak parkta maçı ve şampiyonluğu masaya yatırdık, sevdiğimiz dostlarla muhabbetimizi yaptık ve maça yarım saat kala stada girdik. Geçtiğimiz haftalara göre maça ilgi yoktu diyebilirim. İlk güvenlik bölümünü bu kez rahat şekilde geçtik. Oradan belliydi maça ilginin olmayacağı.

Maçı açıklanana göre sadece 26.059 kişi izlemiş. Şampiyonluğa oynayan bir takımın güneşli bir Mayıs ayında Pazar 19:00'da başlayan maçına çok daha fazla seyirci gelmeli. Bunun tek bir nedeni var. Fenerbahçe taraftarları şampiyonluğa inanmıyor. Fenerbahçe tarihindeki en az seyircili Mayıs ayı maçlarından birine şahit olduk.

Mücadeleye aslında çok iyi başlamadık. Ancak daha sonra biraz kıpırdadık. Robin van Persie'nin klas ortası ile Kjaer'in golü geldi. Bu golden sonra Van Persie, Alper, Nani, Kjaer ile net pozisyonları da harcadık. Van Persie 2.yarı başında halısaha golü atınca zaten maç orada bitti. Van Persie'nin son golü sadece skoru belirledi.

Van Persie maçın oyuncusu. İlk golde yaptığı nefis asist, ikinci golde soğukkanlı şekilde kaleciyi çalımlayıp attığı güzel gol, 3.golde net bir kafa vuruşu. 

Mücadelenin 3-0 bitmesi yine beceriksizlik. Gaziantepspor izlediğim en kötü takımlardan birisiydi. 7-0 falan kazanmalıydık.

Alper'in kafayla atamadığı pozisyon? 

Kjaer çok güzel adam, gol atması da çok güzel oldu.

Son 3 lig maçı 11 gol attık.

Tribünlere gelecek olursak maçın rahatlığı nedeniyle tribünler de rahattı. ''Türkiye Laiktir, Laik kalacak'' tezahuratı ile başlayan gün, futbolculara tezahuratlar ile bitti. Maraton üst tribününün başlattığı sadece melodi ile söylenen küfürlü tezahuratlar geceye damgasını vurdu diyebilirim. Kimin fikriyse helal olsun. Bu yüzden de ceza gelmez umarım? İşin şakası baya iyi fikirdi. 

Diego oyuna girdikten sonra yoğun şekilde ıslıklar geldi. Bu ıslıklar sonrası ilk büyük tepkiyi Gökhan Gönül verdi. Eliyle defalarca yapmayın, destekleyin diye uğraştı. O andan sonra ıslıklar yine devam etti. Gökhan'ın sağ kanattan birden ortaya gidip Diego'dan topu alması, kimseye pas vermeyip ayağında tutarak elleriyle ''Yapmayın'' şeklinde adeta bağırması, tribünlerin ondan sonra Diego tezahuratları yapması ve o an tüm takımın bunu alkışlaması güzel detaylardı. Futbolcular sayesinde Diego ıslıklardan biraz da olsa kurtuldu. Gökhan Gönül'ün hareketi ise gerçekten güzeldi. Çaba harcadı. 

Diego tezahuratı giren ve Caner Erkin tezahuratlarını ıslıklayan bir Fenerium tribünü.

Gelin ile Damat kıyafetleri ile beraber neden maça gelirler anlamış değilim? Hadi geliyorsun hemen düğün sonrası da iki dakika giyin öyle gel. Ne bu ilgi çekme çabası? Gidip futbolcularla fotoğraf çekilme çabası. Gerçekten Türk insanı çok ilginç ya. 

Ozan'ın Vitor Pereira'dan korkusuna gelin-damat ile fotoğrafı gizlice çekilmesi?

Mayıs ayında hava bu kadar soğuk olmamalıydı. Resmen üst katta duramadık, hemen maç başlamadan alt kata geçtik ancak orada da üşüdük.

Kadıköy'de artık gelebileceğimiz son 2 maç var. Perşembe Konyaspor ve ligde 2 hafta sonra Gençlerbirliği. Sezon resmen bitiyor.