22 Haziran 2013 Cumartesi

Carrick Göbek Yapmış


Sir Alex Ferguson'ın bırakmasının etkisi olabilir mi? O göbekle sezon başlamaz Carrick.


15 Haziran 2013 Cumartesi

Tüyler Diken Diken


Liverpool taraftarları efsaneleri Carragher'a veda ediyor, muazzam görüntüler. Bu görüntüleri yeni izliyorum, 19 Mayıs 2013'de olmuş. Spikerlere de ayrı bir parantez açmak lazım, tezahurat sırasında susup, izleyicilerin televizyon başında bu muhteşem anı yaşamalarına izin vermişler, Türkiye'deki spikerler her futbolcunun adını söylemenin zorunluluk olduğunu düşündükleri için bu anları yaşayamıyoruz. Hatta bazen sanki inat yapar gibi yorumcular ve spikerler o an daha ateşli konuşuyorlar. Neyse susayım ve tekrar tekrar bu muhteşem anları izleyeyim...






9 Haziran 2013 Pazar

Direnemediğim İçin Üzülüyorum


































Gezi Parkı'na gitmediğim, gaz yemediğim, tazyikli su yemediğim, direnmediğim için üzüntü duyuyorum, arkadaşlarım orada zor şartlar altında günlerdir mücadele ederken uzakta eli kolu bağlı şekilde durmak canımı acıtıyor, neredeyse her gün çalışmak, maddi yönden sıkıntı yaşamak derken bir türlü gitmek nasip olmuyor. Uzaktan twitter'dan yardım konusunda tweet atarak, atılan tweetleri rt ederek ya da İzmitte yapılan eylemlere katılarak #direngeziparki diyoruz.

Dün yine arkadaşlarımız oradaydı, kalabalık şekilde, Beşiktaşlı, Galatasaraylı ve Fenerbahçeli arkadaşlarımız Taksim'e çıktı, tezahuratlar, bayraklar, formalar, atkılar, meşaleler, fişekler ile yine olaylara destek verdi. Hepsinin ayaklarına, ellerine sağlık. Onlar bizim sesimiz oldular ve olmaya devam ediyorlar...

Şampiyon

 O bırakmadan kadın tenisine rekabet geleceğini düşünmüyorum, çok başka oynuyor, çok başka performanslar çıkarıyor, rahat rahat şampiyon oldu, Serena Williams 6-4'lük 2 setle Sharapova'yı yendi ve Roland Garros'u kazandı. Diyecek söz yok, çok büyük oyuncu.


Ver Lefter'e Yaz Deftere

 Alttakini arkadaşım Elif, üsttekini ise kimin yazdığını bilmiyorum, ellerine sağlık, Lefter'in adı da orada olması gerekiyordu, Efsaneler ölmez Lefter...



Alex Gitti

Yazanın ellerine sağlık, nefis duvar yazısı.

5 Haziran 2013 Çarşamba

O Tekne Bir Gün Gelecek


‘’ Ne oldu senin bir tekne hedefin vardı? ‘’ dediğinizi duyar gibi oldum ve bu yazıyı buraya yazmak istedim. Bahis ile beraber biraz bir şeyler kazanmak, üstüne de maaştan ayırdığım bölümü de ekleyip tekne almak hedefimdi, olmadı, bu sezonu da aynı tekneyle geçireceğim. Aslında bahis sistemi çok iyi gidiyordu, katlama sistemi ile kazanıyor, hedefe yaklaşıyordum ancak irademe hakim olamayınca kazandığım paraları canlı bahisler ile, başka kuponlar ile beraber kaybettim, bu sistem de yalan oldu. Yoksa her hafta yüzlerce maç arasından 2 oran bulmak çok zor değil. Ama başka sebeplerden hedef gerçekleşmedi.

Ama ne olursa olsun insan hedefleri olmadan yaşayamıyor,  hedef koymak önemli, hedeflere inanmak, hedefler için cefa çekmek önemli, hayatta bu yaşıma gelene kadar pek hedef koyduğum söylenemez, gayet ufak şeylerle mutlu olan, hedefsiz yaşayan biriydim, belki de işe girdikten sonra hedeflere inandım. Okul, meslek gibi hedeflerim olmadı. Bir hataydı.

Benim için tekne çok önemli, çok başka bir olay, tekne ile gezmek, üzerinde oturmak, balık tutmak çok güzel, hiç kimse olmasa bile  oltamı, içeceklerimi alır, tek başıma denize açılırım, deniz huzur veriyor, balık tutmak, güneşin batışını izlemek. Teknede yaşarım, tekne ile uzun mesafeler yaparım, çok büyük zevk alıyorum.

Bu sezon yine tüm bu güzel anları yaşayacak ve denizin tadını çıkaracağım. Bu sezon da olmadı belki ama gelecek sezona inşallah yeni tekne ile çıkacak ve hedefimi gerçekleştirmenin gururunu yaşayacağım. Bunu bahisten kazandığım paralar ile mi, sayısal loto ile mi yoksa yemeden, içmeden maaşı olduğu gibi kenara koyarak mı gerçekleştireceğimi şu an bilmiyorum. 

Bildiğim tek bir şey ; O tekne bir gün gelecek...

10.607


Şu an Haziran ayının 5'i, önümüz yaz, yaz nasıl geçecek, neler olacak bilinmez ama bilmek istediğimiz bir şey var, yazın sonunda koyduğumuz hedefin neresinde olacağız, göreceğiz...

4 Haziran 2013 Salı

Fark


Çizenin ellerine sağlık, nefis.

Sokağa Çıktık


Hayatımda siyasete hep uzak durdum, arada baksam da, izlesem de genel olarak yorum yapmaktan, görüş bildirmekten kaçındım. Siyaseti siyasetçiler yapsın derdim, ülke meselelerine kafa yormaz, açıkcası takmazdım, sessiz kalmaya alışmıştık. Ama Recep Tayyip Erdoğan bizi ayağa kaldırdı, bu yüzden kendisine teşekkür ediyorum. 

Gezi Parkı'nın yıkılacak olması, Topçu Kışlası, Avm, Opera Binası, Cami - sürekli değişiyor - yapılacak olması sonucu başlayan eylemin giderek şiddetini arttırdığı günlerde, polisin tutumu, Recep Tayyip Erdoğan'ın % 50'ye yani kendisine oy vermeyenlere bakışı, küçümsemesi, görmemesi, takmaması, fikirlerine saygı göstermemesi gibi sebeplerden dolayı ülke iyice ayağa kalktı.

Yılların getirdiği '' Diktatörlük '' yönetimi artık insanları dayanılmaz duruma getirmiştir ve benim gibi apolitik - doğru mu kullanıyorum bilmiyorum - insanları sokağa dökmüştür, ülke siyasetinin içine sokmuştur, artık hepimiz olaylara çok başka bakıyoruz.

Sabahları işe gider, Ntv Spor'u açardık, transfer var mı? Spor dünyasında neler oldu diyorduk, bugün Halk Tv'yi açıyoruz, Ulusal Tv'yi açıyoruz, olaylar bitti mi? Nerede neler yapılıyor diyoruz. Eskiden internet sitelerinde sadece spor bölümlerine bakar çıkardık, şimdi sabah ilk olarak haber sitelerini açıyoruz, insanların neler yaşadığını görmek istiyoruz, iş yerinde siyaset konuşuyoruz, arkadaşlarımızla yaşanan süreci tartışıyoruz.

Sevdiğimiz, önemsediğimiz arkadaşlarımız Taksim'de polisle çarpışıyor, merak ediyoruz, arayıp soruyoruz, bakıyoruz iyiler mi diye? Biz uzakta olduğumuz için burada sokağa döküyoruz, gidiyoruz Cumhuriyet Parkı'na  '' Hükümet İstifa '' diye bağırıyoruz, hayatımızda ilk defa, benim gibi onlarca insan, sokakta ne yapılır bilmiyor, gaz atılınca nereye kaçacağını şaşırıyor, korkuyor, evet korkuyor, çok doğal...

Ama en önemli kazanım, korkuyoruz belki ama umutluyuz, bizim gibi düşünen insanların olduğunu biliyor, birbirimizden kuvvet alıyor, bir şeyleri değiştirebileceğimizi görüyoruz, yıllarca sessiz kalmanın da etkisiyle çok daha güçlü şekilde bağırıyoruz, '' Her yer Taksim, her yer Direniş '' diyoruz, hayatımızda yapmadığımız şeyler yapıyoruz, sokağa çıkıyoruz.

Gece uyumaktan çekiniyoruz, vicdan azabı çekiyoruz, arkadaşlarımız zor şartlardayken uyumak bile istemiyoruz, uyumaktan utanıyoruz, sessiz kalmaktan utanıyoruz, insanların görüşlerine saygı göstermeyen siyasetçiler karşısında bir şeyler yapmak istiyoruz.

Sonuç olarak kimine göre Gezi Parkı meselesi kimine göre ülke meselesi, artık uyandık, artık başka düşünüyoruz, bağırmaktan, bir şeyleri eleştirmekten ve en önemlisi sokağa çıkmaktan korkmuyoruz.

1 Haziran 2013 Cumartesi