31 Ekim 2010 Pazar

Fenerbahçe 98 Tarsus Belediyesi 82


Fenerbahçemiz ligin 2.haftasında Tarsus Belediyesi'ni 98-82 mağlup etti ve bu sezon ki ilk galibiyetini aldı. Maçı izleyemediğim için nasıl oynadık, ne yaptık bilmiyorum. Maçta öne çıkanlar ; Taurasi'nin 17 sayısı ve 7 asist'i, Nevriye'nin 13 sayı 10 ribaund'u, Penny Taylor'ın 12 sayısı, Matovic'in 16 sayısı, Nevlin'in 14 sayısı 8 ribaund'u . Hafta arası Çarşamba günü Euroleague mücadelesinde sahamızda Gospic Crotia takımıyla oynuyoruz.

Kocaelispor Tribünlerinden 2 Fotoğraf


18 Ekim 2008 & Kocaelispor-Fenerbahçe 


31 Ekim 2010 &Kocaelispor - Pendikspor

Aradan geçen 2 yıl. Kocaelispor İzmit İsmet Paşa Stadı'nda maça çıkıyor. Birinde rakip Fenerbahçe, diğerinde Pendikspor. Seyirciler oyuncuları tribüne çağırıyor. Gidenlerin arasında bugün de o gün de olan bir isim var ; 41 numaralı formasıyla Kaptan Serdar Topraktepe. Yıllar geçtikten sonra değişmeyen bir her zaman takımının yanında yer alan Kocaelispor taraftarları bir de Serdar Topraktepe ...

Maç Oynanırken Taraftarlar İle Tezahurat Yapmak


Dünyada kaç tane oyuncu var ki oyundan çıktıktan sonra taraftarlarının arasına gidip taraftarları ile beraber tezahurat yapacak? Kocaelispor için Serdar Topraktepe çok şey ifade ediyor çok ...

Maç Günlüğüm # 45 / Kocaelispor - Pendikspor Maçında Yaşananlar


- Kocaelispor - Pendikspor maçı için yollara düşüyorduk. Yollar dediysem evden 20 dk stat :) Çarşı'ya gittiğimizde inanılmaz bir hareket vardı. Şehir de uzun bir aradan sonra formalı atkılı insanlar görüyorduk. Havanın da iyi olması maça olan ilgiyi arttırıyordu.

- Stadın oraya gittiğimizde İşte Kocaelispor farkı dedik. Takım oldukça sıkıntılı dönemlerden geçiyor, sezona -6 puanla başlamış, küme düşürülme tehlikesi var, 20 takım arasında 19.sırada ancak fotoğrafta gördüğünüz gibi bilet gişesinde kuyruk var. İnsanlar ne olursa olsun Kocaelispor'u bırakmıyorlar. En azından bırakmayan sağlam bir kitle var.

- Biletimizi aldıktan sonra çok rahat bir şekilde stada girdik zira turnikeler zaten bozukmuş. Dönüyorlar bileti okutmadan :) Polis arama da yapmıyor.

- Stada girdiğimizde Kapalı tribünün her zaman olduğu gibi tamamen dolu olduğunu, numaralı tribünlerin biraz ve açık tribüne uzun zaman sonra seyirci geldiğini gördük.

- Zemin'den bahsetmezsek olmaz. Şahane bir zemin var. Zaten Kocaelispor'u yıllardır takip eden biri olarak şunu söyleyebilirim ki o zemini bozuk görmedik. 1.lig zamanı dahil her zaman Türkiye'nin en iyi zeminlerinden biri Kocaeli'de bulunmuştur.

- Pendikspor taraftarları da kendilerine ayrılan bölümde 100 kişi ile takımlarına destek olmaya çalışıyorlardı. Ayrıca Kocaelispor için yaptırdıkları '' Borcundan Daha Büyük Bir Yüreğe Sahipsin Kocaelispor '' pankartı oldukça anlamlıydı.

- Kocaelispor tribünleri 2 takımı bir arada tribünlere çağırırken, Pendikspor tribünleri de Kocaelispor'u tribünlere çağırıyordu.

- Mücadele'yi Kocaelispor 44.dk Ali Bayraktar ve 89.dk Samet Katanalp'in attığı gollerle 2-0 kazandı. Kocaelispor mücadeleyi baştan sona üstün götürdü. Özellikle Bilal, Gökhan Meral ve Ali Bayraktar etkili oynadı. Zaman zaman 2 takımda inanılmaz goller kaçırırken Pendikspor'un 1 topu da direkten döndü.

- Pendikspor 2.yarının ortalarında ceza sahasının içinde endirekt serbest vuruş kazandı. Baraj kale çizgisinin 2 metre önüne yapılırken kaleci Metin'in de barajda durması tribünler de hem korkuya yol açtı hem de şaşkınlığa. Kale boş duruyordu çünkü. Pendikspor net vuruşla topu ağlara göndermiş olsa da hakem tekrar ettirdi. 2.sefer top baraja çarptı ve Kocaelispor bu tehlikeyi kazasız atlatmış oldu.

- Kocaeli valisinin maça gelmesi taraftarları oldukça mutlu etti. 70.dk stada gelen vali'ye Kocaelispor taraftarları uzun süre tezahurat yaptılar.

- Tezahuratlara gelirsek Kocaelispor tribünleri her zaman olduğu gibi bugün de oldukça iyiydi. Ve uzun zaman sonra kale arkası ile, numaralı tribün ile tezahurat yapıldı. Uzun zaman sonra meksika dalgası yapıldı. Uzun zaman sonra tribünlerde 5-6 bin seyirci geldi.

- Pendikspor'da efsane biri oynuyor. Coşkun Birdal. Yılların eskitemediği adam olan Coşkun Birdal'ı burada görmek ilginç geldi.

- Yan hakem hakemliği bilmiyordu. Bütün kararlarda orta hakeme bakıyor, o ne karar verirse bayrağını ondan sonra çekiyordu. Rezillik !


- Maçın olayı ; 80.dk oyundan çıkan Serdar Topraktepe'nin fotoğrafta gördüğünüz tribünlere gidip taraftarlarla selamlaşması görülmeye değerdi. Selamlaşma demişken tribünlere en baştan girdi, koridordan taraftarların tezahuratları ile beraber ilerledi, setin oraya geldiğinde sete çıktı, taraftarlara 3'lü çektirdi ve indi tekrardan yedek kulübesine gitti. Gerçekten görülmeye değerdi. Kocaelispor taraftarlarının Serdar Topraktepe'yi neden bu kadar çok sevdikleri net şekilde belli oluyordu.

- Maçın bitiminde ise ortaya toplanan Kocaelispor tribünleri omuz omuza yapıyor ve bu sırada statta bulunan 5-6 bin seyirci stattan çıkmıyordu ve oyuncuları alkışlıyordu. Oyuncular da tribünleri tek tek dolaşıp taraftarları selamladıktan sonra soyunma odasına gittiler. Bu görüntüler karşısında insanın duygulanmaması elde değildi. Gerçekten mükemmel anlardı.

- Kocaelispor bu sonucun ardından 7 puana ulaştı ve 19.sırada yer bulmaya devam etti. Sezona -6 puanla başladığını unutmayalım.

- Haftaya lider Konya Şekerspor deplasmanına gidiyor. Buradan alınacak bir galibiyet haftaya bu stadı tamamen doldurur.

- Kocaelispor'u takip etmeye devam edeceğiz.

The Back-Up Plan


Film günleri devam ediyor. İzliyoruz ve yazıyoruz. Sırada ki filmimiz ise The Back-Up Plan yani B Planı . Romantik Komedi türü olan The Back-Up Plan 16 Temmuz 2010'da Türkiye'de de vizyona girdi. Jennifer Lopez - Zoe - ve Alex O'loughlin - Stan - 'in başrollerini paylaştığı film de ayrıca ; Anthony Anderson, Dannell Haris ve Eric Christian Olsen gibi oyuncular yer alıyor. Filmin konusuDoğru adamın gelmesini çok uzun süredir bekleyen Zoe bir karar verir: Anne olmak istemektedir. Bunun için bir buluşma ayarlar. Stan ile tanışan Zoe için o güçlü bir baba adayıdır. İlişkileri ilerledikçe, Zoe ve Stan iyi anlaştıklarını görürler. Ancak ortada bir sorun vardır: Zoe hamiledir ve bu durumu Stan'den saklamaya kararlıdr. Ama Zoe'nin sır saklama konusundaki yetenek(sizlik)leri bir yanlışlıklar komedyasına dönüşür. Film'de dikkat çekenlere bakacak olursak Jennifer Lopez'in iyi oyunculuğu, Alex'in karizması - film deki adıyla Stan - ve konusu . Kötü olarak bazı yerlerin gereksiz yere uzatılması ve doğum sahnesi ! . Sonuç olarak oturup sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film. Tavsiye ederim. Başlayıp sıkılmadan izleyebileceğiniz bir romantik komedi filmi.


Barcelona 5 Sevilla 0


Ligin 9.haftasında sahamızda Sevilla'yı ağırladık. Mücadele'yi 81.020 kişi izledi - 87.975 kişinin izlediği Valencia maçından sonra en yüksek rakam - . Tabi böyle bir atmosfer olunca ve sizin maçtan önce Real Madrid maçı kazanınca Barcelona maça çok daha etkili başladı. Zaten sahaya çıkan Valdes, Alves, Pique, Puyol, Abidal, Sergio, Xavi, İniesta, Villa , Pedro ve Messi Barcelona'nın klasik ve sahada en iyi performansı verecek ilk 11'i . Böyle olunca ilk 57 sn 2 net pozisyon ve henüz 4.dk Messi'nin golü geldi. Messi'nin golünde Villa'nın ağlara giden topu beklemesi ve topa dokunmaması takdire şayan bir hareketti. 24.dk Villa Messi'den aldığı topu mükemmel bir vuruş yaparak ağlara gönderiyordu. İlk yarı 2-0 sona ererken, 45.dk Sevilla'dan Konko kırmızı kartla oyun dışında kalıyordu. 2.yarı Barcelona'nın goller atacağı belliydi. 52.dk Alves Sevilla'lı oyuncunun hatasını affetmiyor durumu 3-0 yapıyordu. Golden sonra sevinmedi. Severiz biz böyle adamları . 64.dk Messi orta sahadan aldığı topla gitti ve şahane bir bitiricilik ile skoru 4-0 yaptı. Ve uzatma dakikalarında Villa kendisinin 2. takımının 5.golünü attı. Barcelona'da bu akşam galibiyeti getiren oyunculardan Messi bu sezon 7.lig maçında 7.golünü atarken Villa bu sezon 8.maçında 4.golünü attı. Messi toplamda 12.maçında 14.golünü attı. Barcelona'da bütün oyuncular yine harika oynadı. Zaten Barcelona'yı nasıl değerlendireceğiz ben çözemedim. Herkes neredeyse her zaman iyi oynuyor. Barcelona bu sonucun ardından 22 puana ulaştı ve lider Real Madrid'in arkasından 2.sıraya yükseldi. Salı günü Şampiyonlar Ligi'nde Kopenhag deplasmanına gidiyoruz.

30 Ekim 2010 Cumartesi

Yobo'nun Bonservisi Alınmalı !


Bonservisi alınmalı ! Bonservisi alınmalı ! Bonservisi alınmalı ... 40.kez Bonservisi alınmalı !

Çankaya Belediyesi Anka 0 Fenerbahçe 3


Fenerbahçe erkek voleybol takımımız 3.hafta maçında deplasmanda Çankaya Belediyesi ile karşılaştı. Mücadele'nin ilk setini 22-25, 2.setini 20-25 ve çekişmeli geçen ve genelde Çankaya Belediyesi'nin önde olduğu sette ise son anlarda Marshall'ın etkili oyunu geldi ve bu setide 27-25 kazandık. 3.hafta da 2.galibiyetimizi aldık. Takımımızda yeni transferimiz Marshall yavaş yavaş takıma ısındığı gösterirken Emre Batur Arslan Eksi ve Coskovic'de iyi oynayan oyuncularımız olarak dikkat çekti. 4.hafta maçında ise 7 Kasım 2010 Pazar günü sahamızda Halkbank ile oynuyoruz.

Maç Günlüğüm # 44


- Sen o formayı ıslat mücadele et yeter ki iste, biz hep olduk arkanda oluruz yine yenilsen bile ...

- Bursaspor-Fenerbahçe maçı için Kocaeli'den yollara düşüyorduk. Yaklaşık 17 Kocaeli Gfb üyesi ile birlikte . Bursaspor deplasmanları her zaman güzel olmuştur. Ayrıca bilet fiyatlarının her sene 10-20 Tl olması da bu deplasmanı gidilecek deplasmanlar arasına koyuyor. Bu sene de öyle geçmesini umuyorduk. 15.30'da hareket ediyor, yolda diğer üyelerimizi de alarak 16.30'da tam anlamıyla yola çıkıyorduk.

- Bursa çok yakınmış. Ben de neden Bursa uzak diye bir duyguya kapıldım bilmiyorum. Yollar'ı da gayet boş, düzgün.

- 16.30'da çıktığımız yolculuk 1-1.5 saat sürüyordu. Bursa'ya vardığımızda klasik olarak gittiğimiz deplasmanlardan öte kendi arabamızla gittiğimiz için polis kontrolüne yakalanmadık. Bu güzeldi. Çünkü anlamsız yere 1-2 saat polis kontrolünde bekletiliyorduk.

- Stadın oraya vardığımızda tek sıkıntı kişisel araba ile gitmemiz ve arabayı bir yere parkedip Bursaspor'lu taraftarların arasından misafir takım tribünü'ne gitmemiz oldu. Neyse ki herhangi bir sorun çıkmadı ve misafir takım tribünü'nün oraya vardık. Biletlerimizi aldıktan sonra saat 18.00'dan itibaren içeriye girmeye çalıştık. Şampiyonlar Ligi'nde oynayan, stadı yenileyen son şampiyonun stadının turnikeleri şahane olduğundan ! içeriye ancak 19.30'da girebiliyorduk. 

- Tribünlere girdiğimizde tezahuratlara başlıyor ve Bursa'yı inletiyorduk. Hep bir ağızdan bağırdığımız '' Her zaman her yerde en büyük Fener '' tezahuratı çok iyi olmalı ki bütün stat tarafından ıslıklanıyordu. Derken maç saati geliyor ve maç başlıyordu.

- '' Ne Beşiktaş ne Cimbom ne de Trabzon bu sene sensin şampiyon ... '' tezahuratları ile başladığımız maçta 16.dk Semih ile golü bulunca tribünler daha da iyi oluyordu. Durmadan hep bir ağızdan tezahuratlara devam ediyorduk. Mücadele boyunca da böyle oldu. Sadece 2.yarı golü yediğimiz 5-10 dk'lık bölüm hariç tribünde oldukça iyi performans gösterdik diyebilirim.

- Tribünlerde açılan pankartlar, Kocaeli Gfb üyelerinin getirdiği Türk bayrakları ve dağıtılan kar maskeleri ile görsellik de vardı.

- Golden sonra karışan ve deplasman tribünü yanında yer alan açık'tan üzerimize gelmeye çalışan Bursa'lılara ve devre arasında 2-2 ve çeşitli hareketler yapan numaralı tribüne diyecek laf bulamıyoruz. 

- Bursaspor stadı iyi olmuş, özellikle numaralı tribün şahane olmuş diyebilirim. Ancak deplasman tribünü'nde büfe olmaması, turnikeler gibi sorunlar da var. 

- Stat zemini de şahaneydi.

- Mücadele'yi 1-1 beraberlikle bitirdik ancak sahada oynanan oyun tribünde maçı izleyen herkesi mutlu etmişti.

- Sahi Teksas maça gelmiş mi ?

- Geçen seneye gönderme yaptıkları pankart iyiydi. Haklarını verelim.

- Maçtan sonra 1.5 saat içeride bekletildik ancak bu sürede oldukça eğlendik diyebiliriz. Belki de Fenerbahçe  tribünleri berabere kaldığı maçtan sonra ilk defa bu kadar eğlenmiştir. 1.5 saatin ardından tribünden yoğun güvenlik önlemleri ile çıkartıldık ve arabamıza binerek İzmit'e hareket ettik.

- Dönerken neredeyse tüm Fenerbahçe'liler Köfteci Yusuf'taydı. Ben ilk defa orada yemek yedim böyle bir tat olamaz. Harikaydı. Ayrıca 8 adet büyük köftenin fiyatının sadece 9 Tl olması da inanılmaz bir fiyat. Bursaspor deplasmanına giden herkes Orhangazi'de olan bu yere girsin ve yemek yesin. Mutlaka !

- Saat 15.30'da İzmit'ten başlayan Bursaspor deplasmanı saat 02.30'da eve girmemle son buldu.

- Yolculuğu, yolda makarası, tribünleri, sahada oynanan mükemmel oyunu, sonrası, yemeği olsun mükemmel bir deplasmanı geride bırakmanın mutluluğunu yaşadık.

- Bundan sonra ki maç günlüğüm ne zaman olur bilmiyorum. Her an maça gitme kararı alabilirim. 

- Herkese hayatta başarılar.

Bursaspor 1 Fenerbahçe 1 / Hep Böyle Oynayın Canımızı Verelim


Yıllardır söylenen bir söz '' Hep böyle oynayın canımızı verelim '' . Fenerbahçe için bu sözü çok kullanma şansı bulamıyorduk ancak bugün işler değişti. Takımımız santrayı yaptıktan sonra savaşmaya başladı, maç bitiyordu hala savaşıyorduk. İleri de pres yapıyorduk, topu kapıyorduk, rakibe basit hatalar dışında pozisyon vermiyorduk, harika oyun kuruyorduk, harika paslaşıyorduk, 17.dk Bilica'nın topuk pası -evet evet topuk pası - ile başlayan atak Emre'nin harika çalımı ve ortası, Alex'in şut pas tarzı vuruşu ve Semih'in dokunuşu ile ağlara gidiyordu ve skor 0-1'e geliyordu. Golden sonra da mücadelemiz sürüyor, pas yapıyor ve oyunun hakimiyetini elimizde bulunduruyorduk. Alex ve Stoch ile pozisyonlar buluyor ve değerlendiremiyorduk. İlk yarı 0-1 sona eriyordu. 2.yarıya Bursaspor etkili başlayıp 48.dk Caner'in hatası ile kornere çıkan pozisyonda Ali'nin ortasına Turgay kafayı vurdu ve arka direğe düşen topu Ergic ağlara gönderdi. Fenerbahçe defansının sıkıntı yaşadığı anlardan biriydi. Bu golden sonra da oyunun hakimiyetini elimizde bulunduruyor ve özellikle Semih ve Mehmet Topuz ile pozisyonlar buluyor ancak yararlanamıyorduk. Bu arada kontra ataklardan Bursaspor'un özellikle Sercan ile 2 tane karşı karşıya gol kaçırdığını da unutmayalım. Mücadele'nin 2.yarısında başka gol olmadı ve maç 1-1 sona erdi. Oynanan oyuna ise tribünlerden tek birşey söylenirdi '' Hep böyle oynayın canımızı verelim. '' Gerçekten de Volkan iyi oynadı, özellikle Sercan'ın pozisyonları bile önemli bir işaret, Emre müthiş oynadı, yanında bir Emre daha olsa Fenerbahçe şu an liderdi, Mehmet Topuz iyi oynadı, Bilica da iyi oynadı, Caner iyi oynadı, golden önce yaptığı hata var, Yobo yine iyi oynadı, özellikle teke tek pozisyonlar güven veriyor ve ilk topta hata yapmıyor, Alex şahane oynadı, zaman zaman yaptığı presler, paslar ile oyuna renk kattı. Stoch zaman zaman inanılmaz etkili oynadı, şutları da etkili olsa Fenerbahçe için efsane olur, Semih iyi oynadı, özellikle attığı gol dışında attığı paslar, yaptığı verkaçlar gerçekten 1.sınıf. Cristian ve Gökhan Gönül ise takımın en vasat oyuncularındandı. Takım da gözle görülür eksik ise kesinlikle ve kesinlikle orta yapma sorunu. Gökhan olsun Caner olsun Stoch olsun orta yapmayı bilmiyor! Bu yüzden de ceza sahası bomboş durumda da olsa oyuncularımız gereken pasları alamıyor. Bu da gol yollarında sıkıntı yaratıyor. Aykut Kocaman'ın buna kesinlikle bir çözüm bulması lazım. Sonuç olarak Bursa'dan bu oyunla 1 puan almak kötü olsa da bu oyunu görmek bile çok büyük bir işaret. Hedef 7'de 7 diyoruz ve startını veriyoruz ...

Not : Tribünlerde ve Bursa yaşadığımız gelişmeler yakında blogda olur.

29 Ekim 2010 Cuma

Türkiye Kupası Kuraları


Türkiye Kupası'nda kuralar belli oldu. Bu sene kupayı alacağız. Alamayız alamayız şaka yapıyorum. Grupta Ankaragücü, Gençlerbirliği, Bucaspor ve Yeni Malatyaspor ile aynı gruba düştük. Maçlar 10 Kasım'da başlıyor. Fenerbahçe'mizin fikstürü şöyle ; 

1.Hafta ; Ankaragücü-Fenerbahçe - 10 Kasım -
2.Hafta ; Fenerbahçe - Bucaspor - 22 Aralık -
3.Hafta ; Yeni Malatyaspor - Fenerbahçe - 12 Ocak -
4.Hafta ; Bay
5.Hafta ; Fenerbahçe - Gençlerbirliği - 26 Ocak -

İstikamet ; Bursa , Hedef ; Galibiyet


- Düştük yine yollarına sevdamızı haykırmaya ...

- Bursaspor-Fenerbahçe maçı için Kocaeli'den düşüyoruz yollara. Hedef mutlak 3 puan. Aksi bir sonuç düşünülemez. Bursaspor lider ve yenilgisiz yoluna devam ediyor. Fenerbahçe'miz ise geçen hafta aldığı Galatasaray beraberliğinden sonra bir yara daha almak istemiyor. Mutlaka kazanmamız gerekiyor. Sahaya ; Volkan, Gökhan, Yobo, Bilica, Caner, Kazım, Emre, Mehmet Topuz, Stoch, Alex ve Semih ilk 11'i çıkmamız bekleniyor.

- 3 puanı alıp, Bursa'yı susturup Kocaeli'ye dönmek istiyoruz. Maç hakkında detaylar döndüğümüzde blogda yer alacak ...

Rivas Ecopolis 82 Fenerbahçe 91


Bayanlar Euroleague ilk hafta maçında deplasmanda Madrid'de Rivos Ecopolis ile karşılaştık. Baştan sona müthiş mücadeleye sahne olan karşılaşmayı Fenerbahçe 91-82 kazandık ve Euroleague'e müthiş bir başlangıç yaptık. İlk çeyreği 23-16 geride bitirdikten sonra 2.çeyrek 25-21 önde olan taraftık. İlk yarı 44-41 Rivas üstünlüğü ile sona erdi. 2.yarı Fenerbahçe hem savunma da hem hücum da özellikle Penny Taylor ve Nevriye ile etkili oldu. Bu çeyreği 26-24 önde kapattık. Son çeyrek ise Taurasi ve Penny Taylor'ın etkili oyunu devreye girince bu çeyreği 24-16 maçı da 91-82 önde tamamladık. Takımımızda Nevriye 26 sayı 10 ribaund, Penny Taylor 27 sayı 7 ribaund 4 asist ve Taurasi 24 sayı 6 ribaund ile yıldızlaşan isimler oldu. Taurasi'nin takıma ısındığını görmek, Nevriye'nin bu yaşına rağmen istikrarını devam ettirdiğini görmek, Penny'nin geçen sezondan beri iyi olan performansını görmek, Birsel'in, Esmeral'in, Matovic'in mücadelesini görmek geceden güzel ayrıntılardı. Fenerbahçe bir sonra ki Euroleeague maçında kendi sahasında Gospic Crotia Osiguranje ekibiyle karşılaşacak. Erkekler gibi Bayanlar'da da hedef Final Four !

Cibona Zagreb 68 Fenerbahçe Ülker 73


Fenerbahçe Ülker Euroleague 2.hafta maçında deplasmanda Cibona Zagreb ile karşılaştı. 4500 kişinin önünde oynanan karşılaşma'da Fenerbahçe Ülker mücadeleye Lavrinovic'in etkili oyunuyla beraber etkili başladı. Zaten Lavrinovic'in bu sezon iyi başlamadığı maç var mı ? İlk çeyrek karşılıklı basketler ile 19-19 eşitlikle geçti. 2.çeyrek Fenerbahçe Ülker'in oyunda üstünlüğünü devam etti. Savunma da ve hücum da basit hatalar yapsa da bu çeyreği 23-21 ilk yarıyı da 42-40 öne bitirdi. 3.çeyrek etkili oyununu arttıran Fenerbahçe Ülker özellikle savunma da çok önemli işler yaptı ve sadece 11 sayıya izin verdi. 16 sayı atması da 4.çeyreğe girerken farkın 7 sayıya çıkmasını sağladı. 4.çeyrek ise hem hücum da hem savunma da çok gereksiz işler yaptı. Basit hatalar yaptı. Kinsey ve Ömer Onan'ın iyi oyunu sayesinde maça tutunduk ve maçı 73-68 kazanmayı başardık. Fenerbahçe Ülker'de Kinsey 17 sayı, Ukic 14 sayı 4 asist, Greer 11 sayı ve Mirsad 9 ribaund ile oynadı. 2. maçından da galibiyetle ayrılan Fenerbahçe Ülker grupta iddiasını sürdürdü. Grupta 3.maçımızı haftaya Barcelona deplasmanında oynuyoruz. Euroleague'de mücadeleye devam.

28 Ekim 2010 Perşembe

Yağmur


23.00 ile 23.30 arası sağanak yağmur eşliğinde sessiz ve boş yollar ile beraber yürüyüş ...

27 Ekim 2010 Çarşamba

Ceuta 0 Barcelona 2


Barcelona hafta içi mesaisinde İspanya Kupası'nda deplasmanda Ceuta ile karşılaştı. Mücadele'yi Maxwell ve Pedro'nun attığı gollerle 2-0 kazandı. Sahaya Pinto, Adriano, Bartra, Fontas, Maswell, Mascherano, Thiago, Keita, Jeffren, Bojan ve Pedro ilk 11'i ile çıktı. Sahaya oldukça genç isimlerle çıkan Barcelona güçsüz rakibi karşısında mücadeleyi oldukça rolantide götürdü ve istediği gibi topunu oynadı, istediği gibi gollerini attı ve istediği gibi kazanıp döndü. Takımda özellikle Pedro iyi oynadı, Maxwell iyi oynadı diyebiliriz. Maçı internetten izlemek zorunda kaldığımız için çok fazla konsantre olamadık. Kim neler yaptık göremedik desem yeridir. Sadece şunu gördük Bojan gerçekten çok ama çok formsuz. Sahaya kaptan olarak çıkmasına rağmen oldukça kötü oynadı. Daha sonra Bojan hakkında detaylı bir şeyler yazarız. Barcelona bu maçın ardından Cumartesi günü Sevilla ile oynuyor. Mücadele saat 23:00'da başlayacak ve Ntv Spor veya Ntv'den naklen yayınlanacak. Gerçek Barcelona'yı göreceğiz.

26 Ekim 2010 Salı

Givanildo Vieira de Souza ( Hulk )


Givanildo Vieria de Souza yani bildiğimiz adıyla Hulk. 1986 yılında Brezilya'da dünyaya gelen Hulk futbola Vilanovense takımında başladı daha sonra Sao Paulo ve Vitoria formaları da giyen Hulk profesyonel kariyerine Vitoria takımında başladı. 2004-2005 sezonunda sadece 1 maç Vitoria forması giydikten sonra Japonya'nın Kawasaki Frontale takımına kiralandı. 2006 yılında ise bonservisi yine bu kulüp tarafından alındı. Ancak burada da forma giyme şansı bulamayan Hulk Consadole Sapporo takımına kiralandı ve 38 maçta 25 gol kaydetti. 2007 yılında ise Tokyo Verdy takımına kiralandı ve burada da müthiş oynadı. 42 maçta attığı 37 gol büyük ihtimalle kariyer rekoru olarak hayatında olacak. 2008 yılında ise Tokyo Verdy Kawasaki takımından bonservisini aldı. 11 maçta 7 gol kaydetti. Ancak 2008 yılında 5.5 Milyon Euro bonservis bedeliyle Porto'ya transfer oldu. 2008/2009 sezonunda 43 maçta forma giydi ve 9 gol kaydetti. 2009/2010 sezonunda ise 33 maçta 10 gol kaydetti. Ancak bu seneye mükemmel başladı. Lig'de 7 maç 8 gol, Uefa Avrupa Ligi elemesinde 1 maçta 3 gol ve Uefa Avrupa Ligi gruplarında şimdiye kadar 2 maçta 3 gol kaydetti. Özellikle Beşiktaş maçında mükemmel oynadıktan ve 2 gol kaydettikten sonra dikkatleri üzerine çeken Hulk dün gece oynanan Leiria maçında da harika 2 gol kaydetti. Gerek mücadelesi, gerek bitiriciliği, gerek gol yollarına yaptığı asistleri olsun seyredilmeye değer bir oyuncu. Futbol izlemeyi seven, güzel takım görmek isteyenler, güzel goller görmek isteyenler Porto'yu ve doğal olarka Hulk'u seyretsin. Zaten önümüzdeki 1-2 yıl içinde büyük bir takıma gideceği de kesin.

Fenerbahçe 0 Galatasaray 0 / Derbiden Kalanlar ...


Fenerbahçe'nin iyi oynayamadığını, Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi çok iyi çözdüğünü, Hagi'nin takıma olumlu etki yaptığını, Cana'nın, Ayhan'ın, Sabri'nin iyi oynadığını, Pino ve Elano gibi sezon başından beri hiçbir şey yapmayan 2 adamın çıkıp maça damga vurmalarını, Fenerbahçe'nin özellikle kanatlarını çok iyi durdurduğunu, Fenerbahçe cephesinde Yobo'nun şahane oynadığını, Volkan'ın müthiş kurtarışlar yaptığını, Mehmet Topuz'un ön libero mevkiine alıştığını ve yine iyi oynadığını, Dia ve Stoch'un iyi oynamadığını veya oynayamadığını, Gökhan Gönül'ün Paok ve Beşiktaş maçlarından sonra bu maçta da çizgiden golü çıkardığını, Caner'in ve Gökhan'ın ileriye neredeyse hiç çıkmamasını, Alex'in mücadele boyunca hiçbirşey yapmamasını, Niang'ın Neill ile boğuşmasını, zaman zaman Neill'in zaman zaman Niang'ın üstünlük sağladığını, Aykut'u tehlikeye sokacak sadece 1 tane top geldiğini, hakemin yanlış ve hataları kararlarını, fotoğrafta gözüken pozisyona penaltı çalmamasını, kırmızı kartlar çıkarmamasını veya çıkaramamasını, sarı kartları kullanamamasını, Aykut Kocaman'ın yine büyük bir maçta kazanamadığını, medyanın, blogger'ların, gazetelerin abartılı bir şekilde Galatasaray'ı yücelttiklerini, sanki sahada çok aşırı şeyler gibi harika oynadı gibi yorumlar yaptığını yazmalarını, mücadele boyunca Gökhan'ın çizgiden çıkardığı top dışında pozisyon gibi pozisyon olmadığını yazmamalarını, 11 sene sonra ilk puanını almasını konuşabiliriz... Ancak Fenerbahçe cephesinden bakmak gereken olaylar var ; 

1- ) Maçtan önce Dejavu t-shirtleri çıkaran yönetim ; Ne olursa olsun, rakip istediği kadar sizden küçük, istediği kadar büyük olsun. İstediğiniz kadar favori olun, istediğiniz kadar inanın ama... aması var... Bu şekilde t-shirt çıkartılmaz. Siz ne büyük kulüp olursunuz, ne de çevreden olumlu tepki alırsınız. Büyük hata !

2- ) İnternet'te oluşan aşırı rehavet ; Herkesin profiller '' Cimboma koymaya az kaldı '', herkesin iletiler 3-0 mı olur, 5-0 mı olur, +7 mi olur . Herkesin yorumlar Galatasaray bizi ne zaman yendi ki şimdi yensin... Herkesin maça önem vermemesi...Konyaspor maçının da Galatasaray maçının da 3 puan olduğunu unutmalarını kabul edemeyiz !

3- ) Fark olur diye giden taraftarlar ; Maça gidemedim, gitmedim... Ne derseniz deyin... ama giden arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla stadın etrafında derbi havası yokmuş diyorlar, etraf sessizdi diyorlar, eski maçlara göre en azından... Herkes rakibi küçük gördü herhalde... Böyle olunca hem stad çevresinde hem stadyumda böyle bir hava oluştu herhalde... Saat 17:30 civarı Lig Tv izliyorum, Galatasaray sahaya çıkıyor ne bir ıslık ne bir tezahurat olmuyor... Tabiki de demiyorum ki küfür edin, sahaya yabanacı madde atın ancak böyle de olmaz. En azından ıslıklayacaksın takımı... Ve maç başladıktan sonra da golün gelmediği her an susan, golün gelmediği her an daha da susan...susan taraftarlar... Ve böylelikle sessizce biten bir derbi...

En önemli 3 madde budur maçtan çıkartılacak... Galatasaray gelmiş, topunu oynamış, taraftarları şov yapmış, Fenerbahçeli taraftarlar Galatasaray'lı taraftarları izlemiş ve dinlemiş, Fenerbahçe'li taraftarlar derbi nedir unutmuş ve maç bitmiş... Fenerbahçe 2 puan kaybetti belki ama daha da önemlisi birşeyi de kaybetti... O da Fenerbahçe ruhu ! 

24 Ekim 2010 Pazar

1 Günde Tribüncü de Olunmaz, 1 Günde Tribünde Bırakılmaz !



Günlerdir, haftalardır, aylardır beklediğimiz Galatasaray maçı oynandı ve bitti. Kombine karta sahip olan insanlar için en önemli maç bu maçtır. Kombinenin anlam kazandığı maçtır. Kombinenin kombine olduğunu gösteren maçtır. Çevre illerden maça gelenler içinse önemlidir. Her zaman Kadıköy'e gelinmez, her zaman Galatasaray maçına gidilmez. Bu maça bilet alındığı gün, fotoğrafı çekilir ve msn'de profil fotoğrafı yapılır, önemlidir yani. İnsanlar anlamaz bu sevgiyi. Biletin veya kombinen elindiği olduğu zaman başlarsın konuşmaya ... Bu maça şunu yapalım, bunu yapalım, koreografi yapalım, bayrakları sallayalım, şu tezahuratları yapalım, şunları giyelim.... Daha böyle yüzlerce cümle çıkar. Sanal ortada herkes profiline '' Cimboma koymaya az kaldı '' yapar. Dejavu t-shirtleri çıkar. Taraftar inanır, kazanmak ister. Maç günü gelir, öncesinde alkol alınır, eğlenilir, Galatasaray tezahurat yapılır ve artık maç saati gelmiştir.... Tribüne girersin ve bütün hafta konuştuklarını uygulama vakti gelmiştir. Sahada derbi oynanıyordur. Galatasaray ile oynandığını göreceksin . Ekranları başında milyonlar ... Tezahurat yapmalısın, bağırmalısın ... eğer bu maçın çok daha güzel geçmesini istiyorsan ... Ancak öyle olmaz. Maç başlarken gelişir olaylar... Top santra noktasındayken Galatasaray'lılar 3'lü çekerler. Eğer ki sen onları ıslıklarsan olmaz... Sen onları ıslıklamayacaksın... Sen tezahurat yapacaksın... Bütün stat omuz omuza diye bağıracaksın. Maça başladıktan sonra tezahuratlara devam edeceksin... Tezahurat yaparken sahaya bakacaksın, çünkü nerede ne olduğunu göreceksin... rakip korner kullanırken son ses haydi Fener haydi Fener diye bağırmayacaksın ... Rakip takımın taraftarları ara ara bağıracak. Sen onların 5 katı bağıracaksın... onlar organize olmuşlar ve tezahurat yapmaya gelmişler demiyeceksin ... Wikipedia'da veya google'da veya tv'de Fenerbahçe taraftar grubu diyince tek isim söyleniyor ; Genç Fenerbahçeliler ! Bunun karşılığını vereceksin... Bazen yaptığın gibi ... Herkes mi susuyor, sen susmayacaksın... herkes mi oturuyor, sen oturmayacaksın... Tribünleri coşturacaksın. 1500 kişi ile gerekirse 500 kişi ile... sayın hiç önemli değil... tribünleri yöneteceksin... Yönetemezsen bunu tartışacaksın... Gfb kendini fesh etmeli, Gfb tribünleri bırakmalı demiyeceksin... Bence şunu yapalım, şöyle yapalım diye fikir atacaksın ortaya. Uzun uğraşlar sonucu alınmış Maraton'dan 1 maç sonunda gidelim demiyeceksin ... Türk Telekom'a geçelim demiyeceksin ... Hadi bunları diyorsun nedenlerini sayacaksın ki herkes saygı göstersin ...

Bugün bunlar yaşandı ... tribün kötüydü, hem de baya kötüydü... Ancak bu tribünün tribün yaptığı günleri düşüneceksin, istediğinde neler yaptığını düşüneceksin...

Ve öyle çıkıp Gfb bırakmalı demiyeceksin... Saygı göstereceksin ... tribünlerin iyi olması için mücadele edeceksin... Eğer ki ben Genç Fenerbahçeliler üyesiyim diyorsan ...

Fenerbahçe 1-3 İstanbul B. B


Fenerbahçe erkek voleybol takımımız ligin 2.haftasında sahasında İstanbul B.Ş.B Spor'u ağırlamış, mücadele'nin ilk setini 25-17 almışız, ancak daha sonra süper kupa maçında olduğu gibi 15-25, 20-25 ve 22-25 kaybetmişiz. Sakatlıktan çıkan yıldız oyuncumuz Marshal da forma giymiş. Maçı izleyemediğimiz için daha fazla birşey yazamıyoruz ama şu bir gerçek ki sezona iyi başlayamadık.

Panküp Kayseri Şekerspor 61 Fenerbahçe 60


Fenerbahçe kadın basketbol takımımız ligin ilk haftasında deplasmanda Kayseri Şekerspor'a konuk oldu. Baştan sonra geride götürdüğü mücadeleyi uzatmalara götürmesine rağmen 61-60 kaybetti. 33 maç sonra yenildik. Üzüldük. Akılda kalanlar ; İlk yarı sadece 21 sayı atmamız, ilk 3 çeyrek sadece 34 sayı atmamız, zaman zaman 14-16 sayılara kadar giden fark, Taurasi'nin mücadele boyunca satı atamaması ! Taurasi'nin mücadele boyunca 15'te 0 atması, son topu onun kullanması ve sokamaması, Horakova'nnı tribünlere yollanması - yabancı fazla - , Matovic'in diskalifiye edilmesi, Anna Vajda'nın 17 sayı 9 ribaund ile oynaması, Penny Taylor, Nevriye ve Esmeral'in 9'ar sayı atması, rakip Kayseri Şekerspor'da 4 oyuncunun çift hanelere çıkması, mücadele boyunca sadece 6 asist yapmamız,  % 14 ile 3 sayılık isabet bulmamız, % 31 şut yüzdesi yakalamamız, Fb Tv'de maçı yorumlayan Batur abi'nin fanatikleşen yorumları maçta dikkat çekenlerdi. Belki de bu sezon başka yenilgi almayacağız ama bu yenilgiyi her zaman hatırlayacağız. Perşembe günü Euroleague mücadelemiz başlıyor ve rakip Rivas Ecopolis. Mücadele 21:30'dan itibaren Fb Tv'den yayınlanacak.

23 Ekim 2010 Cumartesi

Zaragoza 0 Barcelona 2

l

Barcelona ligin 8.haftasında deplasmanda lig sonuncusu Zaragoza ile karşılaştı. Mücadele'yi Messi'nin attığı gollerle 2-0 kazandık. Sahaya ; Valdes, Alves, Pique, Puyol, Abidal, Sergio, İniesta, Keita, Pedro, Villa ve Messi ilk 11'i çıktı. Xavi olmayınca ve İniesta belki de tarihinin en kötü maçını çıkarınca işler zor olabilirdi. Ancak Messi müthiş oynayınca, David Villa müthiş oynayınca ve Zaragoza çok güçsüz olunca işler çok kolay oldu. Villa'nın Messi'ye attırdığı ilk gol şahane, 2.gol güzeldi. Mücadele boyunca oldukça fazla pozisyon harcadık. Villa çok isteli göründü. Bu sezon ligde henüz 2 golü var. Messi ise 11.maçında 12.golünü attı. Geçen sezon yakaladığı oranı bu sene de yakalayacak gibi. 71.dk İniesta'nın yerine oyuna giren 19.yaşındaki genç oyuncumuz Thiago'yu ise izlemek güzeldi. İlerleyen zamanlarda forma şansı bulacaktır. Sonuç olarak Barcelona bu galibiyetten sonra 19 puana geldi ve haftayı 3.sırada tamamladı. Salı günü Barcelona İspanya Kupası'nda deplasmanda Ceuta ile oynayacak.

Fenerbahçe Ülker 96 Aliağa Petkim 73


Fenerbahçe Ülker 2.hafta maçında sahasında Aliağa Petkim'i konuk etti. Bu sezon Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynadığımız ilk maçtı. Tribünlerde fazla seyirci olmaması eleştirilebilir. Euroleague konusunda en çok seyirci çeken 4.takım olduğumuzu yazarken nasıl mutlu oluyorsak, burada az seyirci gelmesinde ise tam tersi mutsuzluk yaşıyoruz. Koskocaman İstanbul'dan nasıl oluyor da bu kadar az kişi salona geliyor anlamıyorum ! İnşallah ilerleyen haftalarda seyirci sayımız artar. Mücadeleye bakarsak maçı baştan sona üstün geçirdik. İlk çeyreği ; 28-17, 2.çeyreği ; 27-21, 3.çeyreği 19-16 ve 4.çeyreği 22-19 önde bitirdik. Maçı da 96-73 kazandık. Takımımızda Kerem Hotiç hariç herkesin süre alması güzeldi. İstatistiklere bakarsak ; Kinsey 15 sayı, Oğuz 13 sayı, Lavrinovic 12 sayı 7 ribaund, Ömer Onan 14 sayı ve Marco Tomas 16 sayı kaydederek galibiyette pay sahibi oldular. Ligin 2.haftası geride kalırken Fenerbahçe Ülker liderliğini sürdürüyor. Haftaya Bornova deplasmanına gidiyoruz.

Seri A Tv 8'de


Yoruma bile gerek yok. İtalya Ligi maçlarının yayın hakkını Tv 8 aldı. Gecenin haberi herhalde. Fox Tv sana da Bez Bebek ile başarılar !!!

24 Ekim 2010 Pazar 
21:45 ; İnter - Sampdoria

25 Ekim 2010 Pazartesi 
21:45 Napoli - Milan

22 Ekim 2010 Cuma

Euroleague İlk Hafta Maçları Seyirci Sayıları


Geçen sezon Euroleague'de en düşük seyirci ortalamasına sahip olan Fenerbahçe bu sezona iyi başladı diyebiliriz. Geçen sezon ortalaması sadece ve sadece 1440 olan Fenerbahçe bu sezon ilk maç itibari ile 8442 seyirciye oynadı. İlk maçlar sonunda en çok seyirci çeken 4.takım oldu. İlk maç olmasına rağmen bu kadar seyirci gelmesi iyiye işaret. İlerleyen haftalar da daha da artacağını düşünüyorum. İnşallah yanılmam. Diğer maçlarda kaç seyirci vardı ;

Cska Moskova - Milano : 4000
Zalgiris - Partizan : 5000
Caja Laboral - Maccabi Electra : 9700
Unicaja - Spırou Charleroi : 8350
Barcelona - Cibona Zagreb : 4157
Valencia - Panathinaikos : 7700
Siena - Cholet Basket : 4487
Olympiacos - Real Madrid : 9200
Khimki - Prokom : 3700
Union Olimpija - Efes Pilsen : 8700
Vırtus Roma - Brose Baskets : 3356

Fenerbahçe 75 Galatasaray 58


Öncelikle maçı canlı izleyemediğimizi söyleyelim. Sports Tv yayınladığı için izleyemedik ! Sadece D-Smart'ı olan insanlar izledi. Tbf'nin resmi sitesinde olan yayın da maçın hemen başında dondu ve maç izleme hayallerimiz iptal oldu. Maçı Tbf'nin sitesinde olan skorlardan takip ettik. Ancak daha sonra gece Fb Tv'den tekrarını izledik. 18.Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda mücadele iyi başlayamadı. İlk 2 dakika sayı atamadı. Ancak daha sonra yerli oyuncuların oyuna ağırlığını koyması ile beraber mücadele de kontrolü eline aldı. Nevriye'nin, Birsel'in ve Esmaral'in etkili oyunu ile ilk çeyreği 13-10 önde geçtik. 2.çeyrek olağanüstü oynadık. Bu çeyrekte bütün takım iyiydi. Yerliler bir adım öndeydi. Bu çeyreği de 31-10 önde kapattık. İlk yarı skoru 44-20. 3.çeyrek Fenerbahçe oyunda kontrolü elinde tuttu. Bu çeyreği de 20-16 önde kapattık. Birsel, Nevriye ve Penny şahane oynadı. 4.çeyrek ise oyunu iyice rolantiye alan Fenerbahçe bu çeyrek 11 sayı atmasına ve 22 sayı yemesine rağmen maçı 75-58 kazandı ve 18.Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın sahibi oldu. 7.kez bu kupayı müzemize götürmeyi başarıyorduk. Karşılaşma'da gerçekten kalite vardı, mücadele vardı, hırs vardı, teknik vardı. Taurasi'nin kendinden emin hareketleri ve klas şutları ve pasları - pek şut atamadı ama neyse - , Penny'nin müthiş bitiriciliği ve sayıları, ayrıca şahane asistleri, Nevriye'nin hem savunma da hem ofans da müthiş mücadelesi, Birsel'in bitmek bilmeyen hırsı, Horakova'nın fazla oynamamasına rağmen kalitesini göstermesi, Matovic'in etkili şutları ve Galatasaray'da Fowles'ın gerçekten olağanüstü kaliteli bir oyuncu olduğunu göstermesi. Mücadele sonunda Birsel 11 sayı 4 top çalma, Nevriye 16 sayı 14 ribaund, Taurasi 8 sayı 2 ribaund 3 asist, Penny Taylor'ın 13 sayı 6 ribaund 4 asist'i, Matovic'in 9 sayısı ve Nevlin'in 7 sayısı galibiyete etki etti. Ayrıca İzmitli Özge'nin 2 sayısı bizi mutlu etti. Fenerbahçe'nin takım olarak ribaundlar da 36-35, asistler de 17-11 ve top çalmada 9-6 üstünlüğü vardı. Sonuç olarak Fenerbahçe rahat bir şekilde kaltiesini sahaya yansıttı ve galip geldi. Mücadele'de tribünde olan 2 takım taraftarları arasında Fenerlisi olsun Galatasaraylısı olsun sahaya kim yabancı madde attıysa yazıklar olsun ! Ben tv'de izlerken her 2 takım oyuncularının yaptığı hareketlerden zevk alırken onlar vakitlerini yabancı madde atmak ile geçiriyorlardı ! Bu nedenle maç 3 kez durdu ! Gerçekten bir daha salonlara gelmeyin arkadaşım ! İşiniz yok sizin orada ! Gerçekten ayıp ! Ve ayrıca maç sonunda takımı tribünlere çağırmak varken, onların lehine tezahurat yapmak varken Galatasaray oyuncusu Işıl ile uğraşmanız hiç yakışmadı. Son söz ; Sahiden de Fenerbahçe çok iyi takım be abi ...

21 Ekim 2010 Perşembe

Kısa Kısa Notlar İle Şampiyonlar Ligi # 3.2


Şampiyonlar Ligi'nde 3.hafta maçları tamamlandı. İlk günün ardından 2.gün de 8 maç oynandı. 8 maçta 20 gol atıldı, 26 sarı kart, 1 kırmızı kart ve 1 penaltı golü oldu. 

A Grubu

Twente-Werder Bremen maçında Twente'nin güzel gözüken zemini ancak maç başladıktan sonra o zeminin güzel olmadığını zemin yüzünden sakatlanan kaleci'den dolayı anlamamız, zevksiz ve pozisyonsuz geçen ilk yarı, Janssen'in attığı golde Werder Bremen savunmasının uyuması, Arnautovic'in Twente'den geldiği için beraberlik golünde sevinmemesi, 2 golünde sert ve net vuruşlar ile gelmesi ve maçın 1-1 bitmesi, İnter-Tottenham maçında İnter'in Zanetti ile bulduğu güzel gol ile maça başlaması, Eto'o'nun goldeki şahane asisti, hakemin doğru penaltı kararı ancak bana göre hiç gerek olmayan kırmızı kartı, Eto'o'nun golü, Stankovic'in şahane bitiricilik örneği ile attığı golü, pası yine Eto'o'nun vermesi, yeter artık Eto'o dedirtmesi, Eto'o'nun 35.dk güzel bir bitiricilik ile attığı gol, ilk yarının 4-0 sona ermesi, bu yarıda Tottenham'ın atağının olmaması, 2.yarıya Tottenham'ın Bale'in kendi sahasından alıpta götürdüğü ve bitirdiği şahane golü ile başlaması, 90.dk Bale ile aynı golden 1 kez daha atılması, bu golden 1 dakika sonra yine benzer golün atılması, maçın 4-3'e gelmesi, Bale'in bu senenin tartışmasız en iyi oyuncularından biri olduğunu bir kez daha kanıtlaması, ilk yarı İnter'in 2.yarı Tottenham'ın oynadığı maçın 4-3 bitmesi. Grupta İnter 7 puanla lider, 2.sırada 4 puanlı Tottenham var, Twente ve Werder Bremen 2'şer puanla 3 ve 4.sırada.

B Grubu 

Lyon-Benfica maçında güzel kareografi, Briand'ın güzel golü, golün öncesinde orta sahada kaptırılan topta hızlı paslaşmalar ve Bastos'un güzel ortası, Gaitan'ın sarı kartı olmasına rağmen gördüğü 2.sarı kartın gereksiz olması, Lisandro'nun güzel golü, Lyon'un pozisyonları, etkili futbolu ve 3 puanı alması, Schalke-Hapoel maçında güzel ve tamamen dolu Schalke tribünleri, Raul'ın 3.dk attığı güzel gol, bitiricilik örneği, şampiyonlar ligi'nde 67.golünü atması, golde Huntelaar'ın golden önce topun üstünden atlaması ve golü getirmesi, İlk yarının 1-0 sona ermesi, 2.yarı Schalke'nin kaçırdığı inanılmaz gol, topun 5 sn içinde 2 kez direkten dönmesi, Schalke'nin harika paslaşmalar sonucunda bulduğu 2.gol, Raul'un 68.golü, Jurado'nun 68.dk attığı şahane gol, Schalke'nin oyunu sürklase etmesi, Hapoel'in Shechter ile golü bulması, savunmanın uyuması, mçaın 3-1 bitmesi. Grupta Lyon 9 puanla lider, Schalke 6 puanla 2.sırada, Benfica 3 puan ile 3. ve Hapoel puansız son sırada.

C Grubu

Manchester United-Bursaspor maçında Manchester'ın iyi başlaması, Nani ile harika golü, Bursaspor'un karşısında iyi olmayan bir takım olmasına rağmen birşey yapamaması, Bursaspor adına sadece tribünlerin etkili olması, Ertem Şener'in ara ara saçmalaması, Bursaspor'un ve Manchester United'ın sıkan futbolu, Bursaspor'un ilk kaleyi bulan şutunu 90.dk atması, Manchester'ın maç boyunca pozisyon bulamaması, Bursaspor'un 3 maç sonunda gol atamaması, puan alamaması, tek golden kaçırdığımız paralar, maç sonunda Ertuğrul Sağlam ve Bursaspor'lu futbolcuların güzel konuşmaları, Rangers-Valencia maçında İngilizlerin yaptığı gibi İskoçlarında deplasman tribününün yanında büyük boşluklar bırakması, Rangers ve Valencia'nın karşılıklı atakları, Rangers'ın attığı golde kalecinin büyük hatası, Edu'nun golü, Miller'ın boş kaleye atamadığı gol, Tino Costa'nın hairka ortası ve Edu'nun bu sefer kendi kalesine attığı gol, Valencia'nın zaman zaman güzel atakları, Foster'ın boş kaleye atamaması, maçın 1-1 bitmesi, alt oynayan benim kuponun son maçı olması ve tutması. Grupta Manchester United 7 puanla lider, Rangers 5 puan, Valencia 4 puan ve Bursaspor puansız son sırada.

D Grubu

Barcelona-Kopenhag maçını zaten değerlendirdik. Tıklayın.  Grubun diğer maçında Panathinaikos - Rubin Kazan maçında Panathinaikos'un güzel tribünleri, ancak 2 hafta ki Kopenhag maçına göre boş olması, maça iyi başlayan ev sahibi, ancak gol pozisyonlarından yararlanamaması, Rubin Kazan'ın tehlikeli atakları, karşılıklı ataklar ile geçen ilk yarı, Cisse'nin attığı kafa golü, hakem tarafından ofsayt gerekçesiyle iptal edilmesi, maçın sonlarına doğru artan Panathinaikos atakları ancak sonuç bulamaması, ve maçın 0-0 bitmesi. Grupta Barcelona 7 punla lider, Kopenhag 6 puanla 2.sırada, Rubin Kazan 2 puan ve Panathinaikos 1 puanla son sırada.

Şampiyonlar Ligi'nde heyecan 2-3 Kasım tarihlerinden oynanacak maçlarla devam edecek.

Barcelona 2 Kopenhag 0


Şampiyonlar Ligi 3.hafta karşılaşmasında Barcelona Kopenhag'ı 75852 kişi önünde Nou Camp'da ağırladı. Mücadele'nin ilk yarısını donarak netten takip etmek zorunda kaldık. 2.yarı ise güzel yayın bulduk. Mücadele'ye oldukça iyi başlayan Barcelona özellikle Villa, Maxwell, Alves ve Messi ile tehlikeler yarattık. 19.dk Messi'nin attığı şahane gol ile 1-0 öne geçtik. Bu golden sonra da ataklar devam etti. Top 4 kez ağlarla buluştu ancak 1 tanesi sayıldı. İlk yarı 1-0 sona erdikten sonra 2.yarı Kopenhag daha etkili oynadı. Gol pozisyonlarına girdi, yürekler ağıza geldi. Ancak hem kaleci Pinto hem direkler golün gelmesini engelledi. Ara ara yakaladığımız şanslarda ise Messi ve Alves sonuç alamadı. 92.dk ise Messi kendisinin ve takımının 2.golünü atarak maçı bitirdi. Messi attığı 2 golle avrupa kupaları'nda 31 gole ulaştı ve takımının Rivaldo ile beraber en golcü 2 futbolcusundan biri oldu. Bu sezon ise 10.maçında 10.golüne ulaşmayı başardı. Barcelona Cumartesi günü deplasmanda Zaragoza ile karşılaşıyor. Mücadele 19.00'da Ntv Spor'dan naklen yayınlanacak.

Fenerbahçe Ülker 86 Lıetuvos Rytas 69


Fenerbahçe Ülker Euroleague'de sezonun ilk maçına Lıetuvos Rytas karşasında çıktı. Sinan Erdem Spor Salonu'nda 8424 kişinin izlediği maçta Fenerbahçe Ülker maçın başından sonuna kadar oyunun kontrolünü elinden bırakmadı. Özellikle Lavrinovic ve Vidmar'ın etkili performansı ile maç harika başladı. İlk çeyrek 24-16, 2.çeyrek 16-11, 3.çeyrek 22-18 ve 4.çeyrek 24-24 sona erdi. Maçı da 86-69 kazandık. Takımımızda Ukic 11 sayı 7 asist, Ömer Onan 10 sayı, Lavrinovic 21 sayı, Vidmar 17 sayı 5 ribaund, Kaya Peker 11 ribaund, Oğuz Savaş 10 sayı ve Marco Tomas 3 sayı 6 ribaund 4 asist ile maçı tamamladı. 2.maçımızı 28 Ekim'de Cibona Zagreb ile oynuyoruz. Bu arada geçen sezon seyirci anlamında sonuncu olan Fenerbahçe Ülker'in 8424 seyirciye oynaması da güzel bir detaydı. Ancak o sayı daha da artmalı.

20 Ekim 2010 Çarşamba

Kısa Kısa Notlar İle Şampiyonlar Ligi # 3.1


Şampiyonlar Ligi'nde 3.haftanın ilk 8 maçı tamamlandı. 8 maçta atılan 25 gol, 3 kırmızı kart, 30 sarı kart , 1 penaltı ve 1 gol, Geceden dikkat çekenler ise ; 

E Grubu

Roma-Basel maçında yine harika olan kale arkası tribünü ve yanan meşaleler, Frei'in attığı güzel gol, golün asistini yapan ve topu harika indiren Streller, Totti'nin güzel pası ve Borriello'nun güzel aşırtma golü, Inkoom'un hayatında attığı ilk Cl golü, Roma defansının pozisyon anında uyuması, Roma'nın oyunu karşı alana yıkması, direkten dönen topları, Cabral'ın Roma savunmasını ipe dizerek attığı güzel gol, Bayern Münih-Cluj maçında Cluj'un etkili ve hızlı futbolu, Cadu'nun attığı güzel kafa golü, ancak şanssız bir şekilde 4 dakika sonra kendi kalesine gol atması, kalecinin hatası ve Panin'in golü, Cluj'un bu futbola rağmen oyundan düşmemesi ve direkten dönen topları, Gomez'in attığı golde yine defansın şanssız anı, topun bir türlü uzaklaşmaması ve ağlarla buluşması, mücadele sonunda atılan 5 golün 4 tanesinin rakip oyuncular tarafından atılması. Grupta Münih'in 9 puan, Basel, Cluj ve Roma'nın 3'er puanla durması ...

F Grubu

Marsilya-Zilina maçı Marsilya'nın son günlerde gördüğüm en iyi zemine sahip takım olması, klasik olarak dolu olmayan ve tezahurat bakımından etkili olmayan Marsilya tribünleri, Marsilya'nın etkili oyunu ancak bir türlü golün gelmemesi, özetler de Marsilya yarı alanını bile görmemiş olmamız, Diawara'nın 2.yarının hemen başında attığı güzel gol, ilk yarı 1 oynayan bahis severlerinin küfürleri, golden sonra Zilina atakları, güzel kurtarışları ve Marsilya'nın 1-0'lık galibiyeti, Spartak Moskova-Chelsea maçı, Güzel Spartak tribünleri , Atkısız kimse olmaması, Spartak'ın maça iyi başlaması, Zhirkov'un bana göre bu sezon sonunda Şampiyonlar Ligi'nde atılan en güzel 10 gol listesini izlerken göreceğimiz harika golü, Anelka'nın attığı gol ; Essien'in orta sahada topu kapması, ilerlemesi güzel pası, Anelka'nın güzel alışı, çalımı ve temiz vuruşu, ilk yarı 2-0 biten maçın 2.yarısında oldukça fazla gol pozisyonuna girilmesi, golün gelmemesi, mücadelenin 2-0 bitmesi ve ben dahil alt oynayanların sevinmesi . Grupta Chelsea'nin işi bitmesi ve 9 puana gelmesi, Spartak Moskova'nın 6 puanla 2.sırada olması, Marsilya'nın 3 ve Zilina'nın puansız olması ...

G Grubu

Ajax-Axuerre maçında Ajax'ın iyi futbolu, De Zeeuw'un harika golü, Suarez'in neden Suarez oldğunu kanıtlar şekilde yaptığı temiz gol vuruşu, Ooijer'in direk kırmızı kartı, Birsa'nın şahane frikik golü, Ajax tribünlerinin şahane pankartları, Auxerre oyuncusu Jean Pascal Mignot'un gereksiz şekilde agresifliği ve 2 sarı kart ile ısınırken ihrac edilmesi, Real Madrid-Milan maçında 2 hoca Allegri ve Mourinho'nun ekrana gelmesi, Mourinho'nun karizması, Allegri'nin çekingen hali, Real Madrid'in 1 dakika içinde önce Ronaldo ardından Mesut ile 2 gol bulması, Ronaldo'nun harika frikik golü, spikerin penaltı bile daha zor atılıyor demesi, Mesut'un golünde Ronaldo'nun topu taşıması ve Mesut'a vermesi, Milan'ın kötü futbolu, ara ara gelen atakların birinde Milan'ın Pirlo ile harika frikiği, Casillas'ın kurtarışı, 2.yarı Real Madrid'in kaçırdığı gol pozisyonları, Ronaldinho'nun oyundan çıktıktan sonra Mourinho'ya sarılması, aşırı sarılması, Pepe'nin oha dedirten gol pozisyonu, Milan'ın Nesta, Pirlo, İnzaghi ile oynuyor olması, yılın 2010 olması, Real Madrid'in çok rahat galibiyeti ve ben dahil üst oynayan binlerce kişinin tek maçta yatması. Grupta Real Madrid'in 9 puanla işi bitirmesi, Milan ve Ajax'ın 4'er puanı ve Axuerre'in puansız son sırada olması ...

H Grubu

Braga-Partizan maçında kale arkalarında tribünü olmayan Braga'nın Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ediyor olması, ayrıca kale arkasında tribünü olmayan Braga'nın Maraton diye tabir ettiğimiz tribünün 2 kat olması ve boş kalması ! Zevksiz geçen bir mücadele, Lima'nın güzel frikik golü, devre arası kamera'nın çektiği bir abinin 2 işareti yapması ve bilmesi, Galatasaray'dan tanıdığımız İlic'in iyi oyunu, Partizan'ın 2.yarı iyi oynaması, 90.dk Braga'nın Matheus ile beraber kontra ataktan golü atması, Braga'nın 2-0 net bir skorla kazanması, Arsenal-Schakhtar maçına bakarsak Barcelona'dan sonra bana göre en çok zevk veren futbol takımının Arsenal olması, Arsenal'in iyi başlaması, Schakhtar kalecisi Pyatov'un büyük hatası, Song'un artistik vuruşu ve golü atması, Nasri'nin iyi futbolu, attığı gol de kontrolü ve vuruşu, hakemin doğru penaltı kararı, Fabregas'ın sakatlıktan sonra golle dönmesi, güzel penaltısı, Wilshere'in attığı golden önce müthiş paslaşmalar, Wilshere'in ilk Şampiyonlar Ligi golünü atması, Arsenal'den bu sezon başı Schakhtar'e giden Eduardo'nun oyuna girerken ayakta alkışlanması daha sonra golü attıktan sonra bütün stat tarafından bir kez daha alkışlanması, herhalde Arsenal taraftarının ilk kez yediği gole sevinmesi, Arsenal'in takır takır oynayarak 3 puanı alması. Grupta Arsenal 9 puanla işi bitirirken, Schakhtar 6 puan, Braga 3 puan ve Partizan puansız son sırada.

Şampiyonlar liginde heyacan bu gece oynanacak 8 maçla devam edecek ...