28 Şubat 2011 Pazartesi

The Fighter


En son yazmamız gerekeni en başta yazalım. Bu filmi mutlaka izleyin. David O.Russell'in yönetmenliğini yaptığı, Christian Bale, Mark Wahlberg, Amy Adams ve Melissa Leo'nın başrolini paylaştığı The Fighter. Dövüşçü. Tür olarak Biyografi, Dram ve Spor'u sayabiliriz. Filmin kısaca özeti Kardeş ilişkileri, suç, uyuşturucu gibi konuların yoğunluğunda bir boksörün sıfırdan zirveye tırmanışını anlatıyorFilm boks filmi olarak lanse edilse de öyle değil. Şahane bir dram anlatıyor, bir ailenin 2 bireyinin nasıl farklı olabileceğini anlatıyor, ailenin yeri geldiğinde birbirine destek olmadığını ancak yeri geldiğinde birbirlerine müthiş derecede destek olduklarını anlatıyor, birlik ve beraberliğin neler getireceğini anlatıyor, iyi ve düzenli çalışmanın neler getireceğini anlatıyor, doğru insanlarla, doğru zamanda ne gibi başarılar elde edileceğini anlatıyor. Özellikle ailenin serseri oğlu Dicky'nin hayatını anlatıyor. Uyuşturucu, hırsızlık gibi olayların içinde olan Dicky'nin aslında ne kadar iyi bir boksör olduğunu anlatıyor. Dicky'nin kardeşini ne kadar çok sevdiğini ve onun başarılı olması gerektiğini anlatıyor. Daha da bir şey söylemeyim. Bu filmi bu söylediklerim dışında Christian Bale yani filmdeki adıyla Dicky'nin muhteşem oyunculuğunu görmek için izleyin, Melissa Leo'nun iyi oyunculuğu için izleyin, izlerken acaba kazanacak mı, kaybedecek mi heyecanını her sn yaşadığınız boks maçları için izleyin ... Film Türkiye'de 11 Şubat 2011 tarihinde vizyona girdi ve sadece 22.692 kişi tarafından izlendi. Film bu sene Altın Küre Ödüllerinde 2 ödül kazandı. Christian Bale en iyi yardımcı erkek oyuncu, Melissa Leo ise en iyi yardımcı kadın oyuncu ödüllerini kazandı. Ayrıca en iyi film, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi yardımcı kadın oyuncu, en iyi özgün senaryo ve en iyi kurgu kategorilerinde Oscar'a aday gösterildi. Oscar ödül törenninde en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü Christian Bale ve en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü Melissa Leo kazandı. Film güzel. İzleyin ...

Mallorca 0 Barcelona 3


Tarihte yerini alsın diye yazıyorum sadece. Maçı izleyemedim. Messi'nin aşırtma kafa golünü, Villa'nın güzel golünü, golden önce Sergio'nun şahane asistini, Pedro'nun şahane golünü gördüm. Barcelona'nın çok iyi oynadığını duydum. Lider olduğumuzu ve 2.sırada yer alan takımla aramızda 7 puan fark olduğunu da biliyorum. Çarşamba günü Valencia deplasmanına gideceğimizi de biliyorum ...

27 Şubat 2011 Pazar

Fenerbahçe 2 Kasımpaşa 0 / Şimdi Sıra Geldi Şampiyonluğa


Fenerbahçe kazanıyor, Fenerbahçe taraftarlarını mutlu ediyor, Fenerbahçe futbol takımı camiasını güzel günlere götürüyor, güneşli günlere götürüyor ... 

Fenerbahçe Süper Lig 23.hafta mücadelesinde Kasımpaşa ile karşılaştı. Mücadele'den Alex'in şahane frikik golü ve Dia'nın güzel golü ile 2-0 galip ayrıldı ve maç fazlası ile liderliğe yükseldi.

Mücadele'ye baskılı başlamamızı bekliyordum. Mehmet Topuz ve Gökhan Gönül ile maça hızlı başladık. Bu pozisyonlardan sonra maçın çok daha hızlı geçeceğini tahmin ederken öyle olmadı. Fenerbahçe iyice rolantiye bağladı. Ara ara ataklar yapsa da skor bulmayı başaramıyordu. 32.dk Alex topun başına geçti ve şahane bir frikik golü ile skoru 1-0 yaptı. İlk yarının sonlarında Gökhan Gönül'ün taca çıkacak topa depar atarak yetişmesi, gereksiz bir şekilde havadan Yobo'ya atması, Yobo'nun da gereksiz bir şekilde elle müdahalesi sonucu penaltı kararı çıktı. Varela attı ancak Volkan geçit vermedi. İlk yarı 1-0 sona erdi.


2.yarı yine rolanti başladık. 55.dk Mehmet Topuz, Niang, Dia üçgeninden Dia'nın golü geliyordu ve skor 2-0 oluyordu. Bu golden sonra Kasımpaşa zaman zaman etkili gelse de skor değişmedi ve maç 2-0 sona erdi.

Fenerbahçe Kasımpaşa karşısında çok fazla kasmadan, çok fazla mücadele etmeden gayet rahat bir maç çıkardı ve 3 puan almayı başardı. Kasımpaşa değil de başka bir takım olsaydı % 100 eminim bu oyunun çok daha iyisini oynardık. Rakipten dolayı takım rahattı. Allahtan ters bir sonuç çıkmadı.

Takımımızda oyuncuları tek tek değerlendirecektim ancak yazacak şeyler hep aynı. Volkan maçın yıldızı. Penaltı kurtardı ve şahane bir kafa topunu çıkardı. Alex şahane bir frikik golü attı, takımı yine iyi yönetti. Dia golünü attı, son haftalar devam eden harika performansının meyvesini aldı. Diğer oyuncularımız için iyiydiler diyelim ve geçelim.

Son 11 maçın 10 tanesini kazandık, son 7 maçın 7 tanesini kazandık. Evimizde 3 maçtır gol yemiyoruz. Ve bu sezon evimizde sadece 8 gol yedik. Ligin en az yenilen 3. takımıyız. Evimizde yenilmeyen 2 takımdan biriyiz. En çok gol atan takımız. İşler iyi gidiyor. 


Mücadele'den diğer dikkat çekenler hafta içi annesini kaybeden Mert için futbolcuların '' Mert acını paylaşıyoruz. '' t-shirtleri ile çıkması, tribünlerin Mert için tezahuratlar yapması, pankartlar açması, tribünleri maç boyunca coşkulu halleri öne çıktı. Ayrıca Selçuk'un son dakikalar sakatlanarak oyun dışında kalması can sıktı. 2 hafta yokmuş.

Haftaya Gençlerbirliği ile deplasmanda oynuyoruz. '' Ne kadar övünsek az Ankara deplasman sayılmaz '' sözünün hakkını vermek için gidiyoruz ...

Alex'in maç sonu halleri ve Kadıköy'de yaşanan her türlü gelişme maç günlüğümde olacak ...

25 Şubat 2011 Cuma

La Masia'dan Eski Fotoğraflar




Fenerbahçe Ülker 65 Olympiakos 80


Öyle sinir bir mağlubiyet olduki ne yazacağımı bile bilmiyorum. Daha doğrusu yazacak çok şey var ama yazmak istemiyorum. İlk yarısını önde kapattığımız maçın 3.çeyreği şahane başladık. İlk 4 dakika rakibe sayı şansı vermedik. Fark'ı 12 sayıya kadar çıkardık. Ancak daha sonra yanlış şut seçimleri, yanlış paslar, yanlış hücumlar derken Olympiakos maça ortak oldu ve öne fırladı. Son çeyrek ilk sayılarımızı Ukic'in 5.dakika içinde yaptığı atışla aldık. Olympiakos hem savunma olarak hem hücum olarak çok iyi işler yaptı. Son saniye de attıkları 3lük hem farkı 15 sayıya çıkardı, hem Olympiakos'a grup birinciliğini garantiletti hem de bizi ikili averajda geri duruma düşürdü. 

Salonu dolduran 15.870 kişi başta olmak üzere, ekranları başında maçı takip eden milyonlar kahroldu. Mükemmel şekilde giden sezon belki de burada sona erecek. 3 Mart 2011 Perşembe saat 20:45'de Valencia deplasmanında kazanırsak devam kaybedersek tamam diyoruz. İspanya'dan dönüşte nokta mı, üç nokta mı koyduğumuzu göreceğiz ...

Bu arada ufak ama önemli bir not : Sağ üstte yer alan reklama destek verirseniz seviniriz.

24 Şubat 2011 Perşembe

Maç Günlüğüm # 59


- Kocaelispor için haftaiçi erken saat kalkıp yollara düşüyorduk. Erken saat dediğime bakmayın. Maç 13:30'daydı. Ben evden 12:30'da çıktım. Rakip Eyüpspor'du.

- Stadın oraya yarım saatlik bir yolculuğun ardından varınca etrafta sadece lise öğrencileri vardı. Okul kıyafetlerini çıkarmadan stada koşmuşlardı. Zamanında Kocaelispor maçına okul kıyafeti ile ben de gitmiştim. Bilirim o duyguyu. Güzel bir duygu.

- Maça pek ilgi olduğu söylenemezdi. Gişeden biletimi  - 5 TL - alarak deniz taraftı kale arkasına geçtim. Her zaman olduğu gibi köşede bir yerde maç saatini bekliyordum. 

- Hodrimeydan yine coşkulu bir şekilde takımını destekliyordu. Yaklaşık 1000 kişi.

- Eyüpspor taraftarları da 3 büyük otobüs bu deplasmana gelmişlerdi. Tribünlere pankartlarını asıp maçı bekliyorlardı. Bu arada '' Hoşgeldiniz '' tezahuratları tüm Kocaelispor taraftarları tarafından söyleniyordu.

- Mücadele golsüz 0-0 sona erdi.

- Hakem kötüydü. 

- Tribünlere gelecek olursak ; Ben yıllardır Kocaelispor maçlarına giderim ilk defa bu kadar çok küfür edildiğini duydum. Aslında küfür her zaman edilmiştir ama bu kadar devamlı bir şekilde hiç edilmedi. 54.dk başlayıp, 20 dakika boyunca Sakaryaspor'a küfür edildi. Neden olduğuna anlam veremedik. Ayrıca maç boyunca sadece Hodrimeydan'ın bulunduğu Kapalı tribün tezahurat yaparken bu küfürler başlar başlamaz bütün stat ayaklandı. Ne gerek var diye soruyor insan ? Zaten oldukça zor bir dönem geçiren Kocaelispor şimdi birde federasyona para cezası ödeyecek. Kocaelispor taraftarlarına yakışmıyor.

- Eyüpspor taraftarları ise maç boyunca pek etkili oldular diyemem. Sadece Kocaelispor taraftarları onlarla '' İçimdeki Sakarya aşkı bambaşka ... '' tezahuratı yaptı. O ara seslerini duydum. Zaten bu tezahurat bittikten 30 sn sonra bu sefer Eyüpspor taraftarları aynı tezahuratı başlattılar ve Hodrimeydan ile karşılıklı söylediler. 

- Kocaelispor'un bir maçı daha böyle bitti. 

- Bundan sonra Fenerbahçe maçı günlüğü ile tekrardan burada olacağım ...

Guardiola İle Devam


Barcelona Guardiola ile olan sözleşmesini 30 Haziran 2012 tarihine kadar uzattı. Zaten bu kadar başarılı bir teknik direktörün ayrılması doğru olmazdı. Guardiola için hoca değil diyenler var. Xavi, Messi, İniesta bende de olsun ben de takımı şampiyon yaparım diyenler var. Onlara bir şey yazmayacağım. Guardiola'yu seviyoruz, beğeniyoruz ve başarılı olmasını istiyoruz. Barcelona ile bugüne kadar 162 maça çıktı 118 galibiyet, 29 beraberlik ve 15 yenilgi aldı. 100 lig maçına çıktı ve 79 galibiyet aldı. İnşallah uzun yıllar daha Barcelona'da seyretmeye devam ederiz.

Tribünden Fotoğraf


Porto - Sevilla maçından bir kare. Porto taraftarı bir abi açmış atkısını takımını destekliyor. Mücadele'yi Sevilla 1-0 kazanmasına rağmen ilk maçın avantajı ile üst tura çıkan Porto oldu.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Kocaelispor 0 Eyüpspor 0

Maçı izlerken maç hakkında ne yazacağımı düşündüm. Bulamadım. Zaman zaman müthiş bir tempo olsa da iyi bir maç olmadı. Her 2 takımın da oldukça net pozisyonları vardı. Ancak sonuç alamadılar ve maç başladığı gibi 0-0 bitti.

Kocaelispor bu sezon en kötü maçını oynamış olabilir. Sadece savunma adamları ve kaleci iyi oynadı. Serdar kötü bir maç çıkardı. 

Eyüpspor ise oldukça iyiydi. Özellikle defansı çok sağlam. Ayrıca ayağa inanılmaz pas yapıyorlar. Sadece forvet sorunu var. Bu maç ben bunu gördüm.

Ahmet Dursun ve Volkan Arslan gibi 2 efsane süper lig topçusunu izledik. Ahmet Dursun sadece 10 metrede oynuyor. Ne sağa gidiyor, ne sola gidiyor. Sadece ceza sahasının önünde duruyor. Volkan ise sonradan oyuna girdi ve koşamıyor. Mücadele eden Volkan Arslan koşamayan Volkan Arslan olmuş. 

Eyüpspor forması giyen Muhammet Sercan Türkeri, Kerem Sarıhan ve kaleci Halit Matlı iyi oyuncular. Belli ediyorlar.

2.yarı oyuna giren Yunus İlgen önce 61.dkyaptığı faul ile ilk sarı kartı, daha sonra 72.dk duran topu hakem işaret vermeden kullandığı için 2.sarı kartı gördü ve oyun dışında kaldı.

Bu sonucun ardından Kocaelispor 29 puanla 11.sırada haftayı bitirirken,Eyüspor 33 puanla 8.sırada.

Kocaelispor 6 Mart Pursaklarspor deplasmanına giderken, Eyüpspor evinde Sakaryaspor ile oynuyor.

Tribün notlarını maç günlüğümde yazarım.

Fenerbahçe Hangi Kaleye Gol Atıyor ?


Fenerbahçe şampiyonluğa gidiyor, Fenerbahçe iyi oyun oynuyor, Fenerbahçe iyi mücadele ediyor, Fenerbahçe kazanıyor. Kadıköy'de ise çok daha rahat, çok daha fazla kazanıyor. Ancak kazanırken goller hangi tarafta oluyor. Bir araştırma yapayım dedim ve ilginç istatistikler çıkardım ;

Fenerbahçe Kadıköy'de oynadığı 11 lig maçında toplam 28 gol attı. Bu 28 golün 20 tanesi Migros tribünün önünde bulunan kaleye atılmış. Sadece 8 gol Türk Telekom tribünün önünde bulunan kaleye atılmış. Migros'a attığımız golleri atanlara baktığımızda Alex 6 kere Migros tarafına doğru sevincini yaşamış. Niang 5, Semih 3, Gökhan Gönül 2, Lugano 3 ve Santos 1 gol atmayı başarmış. Türk Telekom tribünün önünde bulunan kaleye ise Alex 2, Niang 2, Semih 2 ve Lugano 1 gol atmış. Gençlerbirliği'den Aykut Demir ise 1 kere kendi kalesine gol atmış.

Yediğimiz gollere bakacak olursak toplam 8 gol yedik. Yediğimiz 8 golün 5 tanesi Türk Telekom tribünün önünde bulunan kaleye, 3 tanesi Migros tribünün önünde bulunan kaleye atılmış.

Yani Migros tribününe girenler gollerin çoğunluğunu çok daha yakından gördü. Telekom'a giren ise gollerin çoğunu uzaktan görmek zorunda kaldı.

Ufak bir bilgilendirme yaptık. Ama sakat konu. Fenerbahçe yönetiminden birisi okuyup '' Migros'a daha çok gol oluyor o tribünün biletlerini 10 tl daha pahalı yapalım '' demezler inşallah :)

Sezon sonu güncelleyerek tekrardan bir konu gireriz.

Tribünden Ömürlük Fotoğraf


Kopenhag - Chelsea maçından şahane bir kare. Kopenhag taraftarı bir abinin arkasında Kopenhag arması, eli havada tezahurat yapıyor, diğer elinde birası ve boynunda Kopenhag atkısı. Bir insan statta daha iyi fotoğraf çekilebilir mi ?

Fenerbahçe 78 Spartak Moskova 86


Fenerbahçe bayan basketbol takımımız Euroleague çeyrek final maçında Spartak Moskova'ya evinde 78-86 yenilerek seride 1-0 geriye düştü

Mücadele'ye şahane başladık. Zaman zaman Angel, zaman zaman Horakova, zaman zaman Matovic ve zaman zaman değil tam zaman Nevriye'nin şahane oyunu ile sürekli farkı açıyorduk. İlk çeyrek 25-12 üstünlüğümüzle sona erirken 2.çeyrek iyi oyun ve mücadele devam ediyordu. Hem iyi savunma yapıyor, hem iyi şut atıyorduk. Şans da yanımızdaydı. İlk yarının skoru 47-31 Fenerbahçe lehine sona eriyordu.

İlk yarı 16 sayı fark, iyi ve etkili savunma, yüksek şut yüzdesi, iyi oynayan oyuncular gibi maddeleri üst üste koyduğumuzda maçın rahat geçeceğini sanıyorduk. Ancak öyle olmadı. Hem Spartak Moskova iyi sayunma yaptı, hem Angel başta takım olarak çok basit hatalar yaptık, hem de Nevriye ve Matovic başta olmak üzere yorulduk. Böyle olunca da 17-28 Spartak lehine sonuçlandı. Yine de bu kadar kötü olaylara rağmen son çeyreğe 5 sayı farkla önde girdik.

Ancak yine beklenen olmadı ve bu çeyrekte kötü oyuna devam ettik. Son çeyrek sadece 14 sayı attık ve toplam 27 sayı yedik. Ve böyle olunca da ilk yarısını mükemmel oynadığımız maçı kaybettik ve hem seri olarak hem moral bozukluğu olarak büyük yara aldık.

Fenerbahçe'de Jekabsone 8 sayı, 3 ribaund, Horakova 3 sayı, 2 ribaund, 3 asist, Birsel 5 sayı, 5 ribaund, 1 asist, Esmeral 7 sayı, 2 ribaund, 3 asist, Nevriye 24 sayı, 9 ribaund, 4 asist, Matovic 20 sayı, 4 ribaund 3 asist, Sutton-Brown 2 sayı, 2 ribaund ve Angel McCoughtry 9 sayı, 6 ribaund ve 3 asist ile oynadı.

Spartak Moskova'ya son 4 yıl olduğu gibi yine boyun eğmek üzereyiz. Ancak İlk yarı oynanan oyun, takımımızın kalitesi ve mücadele gücünü biliyoruz. Cuma günü saat 16:00'da oynanacak 2.maçı neden almayalım diyorum. İnşallah oradan bir galibiyet alırız ve seriyi tekrardan Caferağa'ya taşırız. 

22 Şubat 2011 Salı

Unstoppable


Son izlediğim film Tony Scott'ın yönetmenliğini yaptığı, başrollerini Denzel Washington, Chris Pine, Rosario Dawson, Ethan Supple ve Jessy Schram'ın paylaştığı Unstoppable yani Durdurulamaz . Aksiyon ve Dram türünde olan filmin özetine gelecek olursak kısaca ; Deneyimli bir tren teknisyeni ile genç bir kondüktör, başında kimse olmayan, kontrolden çıkmış bir treni durdurmak ve nüfusun yoğun olduğu alanda ortaya çıkabilecek büyük bir felâketi önlemek için saatle yarışırlar. Tren raydan çıkıp büyük bir felâkete sebep olmadan önce ellerinden geleni yapmaya çalışsalar da, tren zamanla yarışırcasına, büyük bir hızla ilerlemektedir. Filmi izlerken heyecana kapılıyorsunuz, filmi izlerken vakitin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz, filmi izlerken Denzel Washington - Frank - ve Chris Pine - Will - gibi 2 iyi oyuncunun kaliteli oyunculuklarını ve karizmalarını görüyorsunuz, zaman zaman filmi kötülüyorsunuz, saçma buluyorsunuz, zaman zaman taktikler veriyorsunuz, zaman zaman aksiyon sahneleri ile kendinizi kaybediyorsunuz ... Sonuç olarak iyi bir film izliyorsunuz. Film gerçek bir olaydan alındığı için daha da izlenir olabiliyor. Filmin sonunda yer alan ve oyuncuların bir kaç yıl sonra ne yaptıklarını belirtmeleri de hoş olmuş. Zira o bilgileri vermeseler insan merak içinde kalırdı. Diyeceğim o ki İMDB puanı 6.9 olan film kötü değildir. Özellikle aksiyon severler izlesin. Film Türkiye'de 11 hafta kalıp 82.099 kişi tarafından izlenilmiş.

Barcelona 2 Athletic Bilbao 1


Barcelona kazanmaya, Messi gol atmaya devam ediyor. 24.hafta mücadelesinde Barcelona Athletic Bilbao ile karşılaştı. Mücadele'ye Puyol ve Valdes'den yoksun çıkan Barcelona golü erken buldu. Xavi'nin şahane ara pası, Alves'in şahane asisti ve Villa'nın golü geldiğinde dakikalar henüz 4'ü gösteriyordu. Bu golden sonra klasik Barcelona galibiyeti geliyor yorumları gerçekleşmedi. Barcelona yine pozisyonlar buldu ama karşıda iyi bir rakip vardı. Tehlikeli ataklar gerçekleştiren Athletic Bilbao 50.dk İroala'nın penaltı golüyle beraberliği yakaladı.

Bu golden sonra ise mücadele resmen Barcelona'nın tek kale futbolu ile devam etti. 2.yarı topla oynama oranı % 82 . Barcelona kısa pas yaptı, uzun pas, şut, duran top organizasyonu, kanat bindirmeleri, ortadan girme, çalım ile girme gibi bir çok şey denedi ancak gol gelmiyordu. Paslaşmalar ise muazzamdı. Barcelona'nın resmen Barcelona olduğu anlardı. Ve beklenen gol 78.dk Messi'nin ayağından geldi. Tribünleri dolduran 83.533 kişi inanılmaz bir mutluluk yaşıyordu. Kalan dakikalar Barcelona 3.golü arasa da bulamıyordu ve maç 2-1 sona eriyordu. 

Barcelona bu sonuçla 65 puana çıktı ve lider Real Madrid ile arasındaki puan farkını 5 olarak korudu. Messi attığı 25.gol ile Avrupa'nın en golcü futbolcusu konumuna geldi. Barcelona Cumartesi günü Mallorca ve Çarşamba günü Valencia deplasmanları ile yoluna devam edecek. 2 galibiyet bizi çok ama çok rahatlacak. 


21 Şubat 2011 Pazartesi

Aref Ghafouri ve Türkiye'nin bakış Açısı


Dün akşam Show Tv'de yayınlanan Yetenek Sizsiniz Türkiye yarışmasında yarışan İranlı Aref Ghafouri sihirbaz olarak çalışıyor. Yetenek Sizsiniz programında da oldukça iyi bir şov yaptı. İlk olarak elemeler de herkesi ekrana kilitleyen Aref, dün gece de Yarı Final de müthiş bir gösteri yaparak bir kez daha tüm Türkiye'yi kendisine hayran bıraktı. Yaptığı şovu internetten bularak izleyebilirsiniz. Şahane bir gösteri. Benim söylemek istediğim başka şeyler.

Aref Ghafouri o gösteriyi yaptıktan sonra tüm Türkiye kilitlendi. '' Yok be abi, onları yapamıyor, bak şurada şunu yapıyor, burada bunu yapıyor, dikkatli bakarsanız görürsünüz '' gibi yorumlar yapılıyor. Google'a Aref Ghafori yazınca devamında hilesi, sırrı, sırrını çözdük, sırrı çözüldü gibi kelimeler çıkıyor. Yani tüm Türkiye çocuğun aslında onları yapmadığını söylüyor.

Buradan onlara sesleniyorum. Manyak mısınız ? Adam onları gerçekten yapabilir mi ? Yapamaz ama bunu yapamaz diye izlemeyin .Keyfini çıkarın.

Cem Yılmaz'ın meşhur sözüyle bitirelim '' Adam zaten onları yapıyor olsa peygamberliğini ilan eder ''


Fenerbahçe'li Bloggerlar Buluşuyor


Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe'li bloggerlar olarak herhangi bir buluşma yapmamıştık. Sadece pankart yapmıştık. Bu sezon ise internet ortamında gayet iyi olan tanışıklığımızı gerçeğe dönüştürüyoruz. Cumartesi günü buluşuyoruz. Cumartesi günü bizimle beraber olmak isteyen herkesi bekleriz. Blogger olmak da şart değil. Fenerbahçe'li olmak da şart değil. Biralarımızı içer, muhabbet eder, Fenerbahçe'yi masaya yatırır, saat 16:00'da oynanacak İstanbul B.Ş.B.Spor - Galatasaray maçını veya Premier Lig maçını seyreder ve daha sonra stada Fenerbahçe-Kasımpaşaspor maçına geçeriz.

Buluşma yeri ve saati : 14:30 - Haldun Taner Tiyatrosunun önü - Rıhtım

Saat 19:00'da oynanacak Fenerbahçe-Kasımpaşaspor maçına gelmek isteyenler ise yarın satışa çıkacak biletlerden alabilir. Türk Telekom tribününde olacağız.

Sloganımız ise ; Bloggerlar Fenerbahçe'yi yazmıyor, yüzyüze konuşuyor.

Fotoğraf : Budapeşte'den bir pub. 

Beşiktaş 2 Fenerbahçe 4 / Alex'in Önderliğinde Takım Ruhu


Fenerbahçe Süper Lig 22.hafta mücadelesinde Beşiktaş'ı deplasmanda 4-2 yenerek maç fazlası ile liderliğe yükseldi. Fenerbahçe'nin gollerini Alex (3) ve Necip (kk) atarken Beşiktaş'ın gollerini Ekrem ve İbrahim Toraman attı.

Mücadele öncesi form durumu mükemmel olan, ligin en iyi top oynayan, en çok mücadele eden takımı Fenerbahçe ile hafta arası Kiev'den 4 yemiş, ligde dağılmış, hafta arası İbrahim Üzülmez-İbrahim Toraman sorunu yaşamış, sadece yıldızlarının konuşulduğu formsuz Beşiktaş. Böyle bir havada geliyorduk maç gününe.

Maçtan önce kadrolar açıklanmadan önce Fenerbahçe'de Gökhan Gönül, Santos ve Emre'nin oynayamayacağı söyleniyordu. Korkulan olmadı ve Fenerbahçe sahaya ideal ilk 11'i ile çıktı. Beşiktaş'ın ilk 11'i de benim beklediğim bir 11'di.


Mücadele'ye baskılı başlamasını beklediğim Beşiktaş beni ve birçok insanı yanılttı. Tam tersi yaşandı ve Fenerbahçe maça iyi başladı. 4.dk Alex'in kullandığı topta Necip'in ters vuruşu ile Fenerbahçe 1-0 öne geçti. Bu golden sonra daha iyi paslaşan, Dia-Santos kanadını çok iyi kullanan, rakibe pres yapan, top yapmasına izin vermeyen bir Fenerbahçe vardı. Dia, Emre ve Niang'ın mutlak gol pozisyonları sonuç vermiyor ve ilk 30 dakika 1-0 sonuçlanıyordu. 30.dakikadan sonra Beşiktaş oyunun kontrolünü alıyordu. Tabi bunda Fenerbahçe'nin geriye yaslanmasının da payı büyüktü. 44.dk Ekrem'nin muazzam golü geliyor ve Beşiktaş kötü oynadığı ilk devreyi 1-1 bitirmeyi başarıydı.

2.yarı ise Beşiktaş daha iyi başlıyor ve 50.dakika da kullanılan serbest vuruşta top İbrahim Toraman'ın önünde kalıyor ve güzel bir vuruşla topu ağlara gönderiyordu. Bu golden sonra taraftarının da müthiş desteğini arkasına alan Beşiktaş oyunda kontrolü ele geçiriyordu. Ancak 63.dk işler değişti. Top Beşiktaş'ın ayağındayken Lugano'ya dirsek atan Ferrari hem kırmızı kart görüyor hem de penaltıya neden oluyordu. Penaltıyı gole çeviren Alex skoru 2-2'ye getiriyordu. Bu golden sonra daha iyi paslaşan, daha rahat oynayan Fenerbahçe önce 72.dk Emre'nin şahane ortası sonucu Alex ile 3-2 öne geçiyor, bu golden 3 dakika sonra Dia'nın şahane asisti sonrası Alex kaleciyi geçip sıfırdan topu ağlara gönderiyordu. Kalan dakikalar Fenerbahçe'nin çok rahat oynadığı, pozisyonları bile zorlamadığı şekilde devam etti. Maç 4-2 biterken Fenerbahçe böylesine bir deplasmandan 4 gol ile 3 puanı almanın sevincini yaşıyordu.

Fenerbahçe'de oyunculara tek tek bakacak olursak ; Volkan Demirel ; Almeida'nın şahane bir pozisyonunu kurtardı, onun dışında maç içinde bir kaç güzel kurtarışı vardı. İyiydi. Gökhan rahatsızlığının etkisiyle oynadı, kötüydü. Lugano ve Yobo iyiydi, uyum içinde rakibe pek pozisyon vermediler, Santos maçın en iyilerindendi. Konsantre olduğu zaman ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdi. Mehmet Topuz iyi değildi. Zaten Mehmet Topuz ve Gökhan Gönül de iyi olsa çok daha rahat bir galibiyet alırdık. Emre o da tıpkı Gökhan Gönül gibi rahatsızlığını etkisindeydi. 1 asist ile oynadı. Selçuk iyiydi. Koştu, çalıştı. Dia takımın en iyilerinde. Beşiktaş'ın sağ kanadını resmen çökertti. Şahane oynadı. Asist, çalım, şut, mücadele, top kapma, pres dahil her şeyi yaptı. Alex MUAZZAM, Niang iyiydi. Sonradan oyuna giren Özer iyi, Cristian yorumsuz ve Bekir kötü oynadı. Ayrıca Bekir girer girmez sarı kart görerek yine rekor kırdı.


Aykut Kocaman ise sahaya çıkardığı kadro ile, takımı hazırlaması ile alkışın en büyüğünü hakediyor.

Sonuç olarak gelgitlerin yaşandığı bir maçı kazandık. Dia'nın şutu girse veya Almeida'nın şutu girse skor ne olurdu diyebiliyoruz. Veya Ferrari o hareketi yapmasa ... Belki şu an kaybeden bir takımın taraftarı olarak bu yazıyı yazacaktım. Ama öyle bir şey olmadı ve kazanan takımın taraftarı olarak mutlulukla yazıyorum.

Tribünler hakkında bir şeyler söylemek gerekirse Beşiktaş'ın o övülen taraftarlarının yine yalan olduğunu gördük. Skor olarak geriye düşünce susan taraftar benim gözümde iyi taraftar değildir. Fenerbahçe taraftarları ise yine iyiydi ancak tribünden arkadaşlarımın söylediğine bakarsak çok iyi değillermiş.

Hakem hakkında ise kötü bir maç çıkardı. Ekrem'in atılmaması, Ferrari'nin Lugano'yu indirmesi sonucu penaltı vermemesi ve Gökhan Gönül'ü atmaması gibi 3 önemli hataya imza attı.

Fenerbahçe'nin şampiyonluk mücadelesi devam ediyor. Son 10 hafta oynadığımız 9 maçı kazandık. 2.yarı 5 maç 5 galibiyet aldık. Zor 3 maçı geride bıraktık. Kalan 12 haftada Alex ile Emre ile Mehmet ile bu ruh devam ederse şampiyonluk içten bile değil. Taraftarın, takımın kısacası camianın inandığı bir sezonu şampiyonlukla bitirmek kolay olmalı ...Bu RUH devam ederse zaten kolay olacaktır ...

19 Şubat 2011 Cumartesi

Son 10 Fenerbahçe-Beşiktaş Maçı


Türk futbolunun 2 büyük kulübü Beşiktaş ve Fenerbahçe yarın İnönü Stadyumunda karşı karşıya gelecekler. Sıkıntılı günler geçiren Beşiktaş ile, son haftaların en iyi takımı Fenerbahçe karşı karşıya gelecek. Bu maç oynanmadan aralarında oynadıkları son 10 lig maçına kısa kısa bakalım.

19 Eylül 2010 Fenerbahçe 1 Beşiktaş 1

Ligin ilk yarısında oynana karşılaşma hem Aykut Kocaman'ın hem Shuster'in ilk derbileriydi. Fenerbahçe iyi başlamış ve 26.dk Niang ile 1-0 öne geçmişti. İlk yarı bu sonuçla sona ermişti. Fenerbahçe net gol pozisyonlarından yararlanamıyordu. Atmosfer olarak iyi bir hava yoktu. Ve Beşiktaş 86.dk kazandığı penaltıyı Guti ile gole çevirip skoru 1-1'e getiriyordu. Ve maç 1-1 sona eriyordu.


18 Nisan 2010 Fenerbahçe 1 Beşiktaş 0

Fenerbahçe maça 1-0 önde başlamıştı. Atmosfer olarak iyi olan maç Alex'in 2.dk attığı gol ile daha da iyi oluyordu. Mücadele'nin kalan 88 dakikasında gol olmuyor ve maç 1-0 sona eriyordu. Fenerbahçe şampiyonluk yolunda önemli bir galibiyet alıyordu. 88.dk Ernst, 90.dk Vederson ve İbrahim Toraman'ın kırmızı kart görmesi maçın dikkat çeken anlarıydı.

21 Kasım 2009 Beşiktaş 3 Fenerbahçe 0

Fenerbahçe ilk yarı iyi oynuyor, iyi mücadele ediyordu. 45.dk Alex'in frikiği direkte patlayınca ilk yarı 0-0 sona eriyordu. 2.yarı ise Beşiktaş önce Fink daha sonra Bobo ile 3 dk içinde 2 gol buluyordu ve Fenerbahçe kabus yaşıyordu. 75.dk Kazım hakeme itirazdan direk kırmızı kart görünce maç bitiyordu. 83.dk Uğur İnceman'ın attığı gol sadece skoru belirliyordu.

03 Mayıs 2009 Beşiktaş 1 Fenerbahçe 2

Beşiktaş şampiyonluğa giderken Fenerbahçe kötü günler yaşıyordu. Yasin, Ali Bilgin, Guiza gibi isimler ilk 11'de çıkarken Alex oynamıyordu. Fenerbahçe böyle bir atmosferde çıktığı maçta 32.dk Guiza, 54.dk Semih'in golleriyle 2-0 öne geçiyordu. 64.dk Holosko şahane bir gol atsa da kalan dakikalar başka gol getirmiyor ve maç 1-2 sona eriyordu. Fenerbahçe önemli bir galibiyet alarak Beşiktaş'ın kalan 4 haftada şampiyonluk yolunda zorluk çekmesine sebep oluyordu.

29 Kasım 2008 Fenerbahçe 2 Beşiktaş 1

11.dk Selçuk Şahin ile 1-0 öne geçen Fenerbahçe 21.dk Nobre'nin golüne engel olamıyordu. Ancak 27.dk Guiza şahane bir aşırtma golü ile skoru 2-1'e getiriyordu. Maç bu sonuçla sona erirken Fenerbahçe bir derbi galibiyeti almanın mutluluğunu yaşıyordu. 31 ve 41.dk iki sarı kart gören Cisse oyundan atılıyordu.

29 Mart 2008 Beşiktaş 1 Fenerbahçe 2

Yine Dolmabahçe yine Fenerbahçe galibiyet. 11.dk Alex güzel bir kafa vuruşu ile Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçiriyordu. İlk yarı bu sonuçla tamamlanıyordu. 74.dk Serdar Özkan durumu 1-1 yapıyordu. Bu golden 6 dakika sonra ise Alex bir kez daha sahneye çıkıp durumu 1-2 yapıyordu. Maçın sonlarında Fenerbahçe'nin kaçırdığı net gol pozisyonları dikkat çekiyordu.


3 Kasım 2007 Fenerbahçe 2 Beşiktaş 1

Yine bir Fenerbahçe galibiyeti ile tamamlanan derbi. Beşiktaş 3.dk Bobo'nun golüyle 1-0 öne geçiyordu. Ancak bu gole 29.dk Deivid, 60.dk Semih Şentürk cevap veriyordu. Maç bu sonuçla tamamlanıyordu ve Fenerbahçe taraftarlarını bir kez daha mutlu ediyordu.

5 Mayıs 2007 Beşiktaş 0 Fenerbahçe 1

Fenerbahçe Dolmabahçe'de bir galibiyet daha alıyor ve mutlu ayrılıyordu. Ama bu sefer bu galibiyet Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını sağlıyordu. Tuncay'ın şahane asisti ve Kezman'nın şahane aşırtma golü maçın tek golüydü. 82.dk İbrahim Toraman'ın kırmızı kart gördüğünü de hatırlatalım. Son yılların en önemli derbi galibiyetiydi.



19 Kasım 2006 Fenerbahçe 0 Beşiktaş 0

100.yılımızda kesin galibiyet beklediğimiz ancak öyle beklediğimizi alamadığımız bir maç. Maç başladığı gibi 0-0 sona eriyordu. Son yılların golsüz tek maçıydı.

26 Şubat 2006 Fenerbahçe 2 Beşiktaş 2

Kadıköy'de Beşiktaş'ın Fenerbahçe'yi zorladığı bir maç daha. İlk yarısı 0-0 sona ererken 2.yarı 4 gol oldu. 52.dk Tuncay Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçiriyordu. 67 ve 72.dk Sergen Yalçın 2 gol atıyor ve durumu 1-2 yapıyordu. 76.dk Nobre kornerden gelen topu ağlara gönderiyor ve maçın sonucunu belirliyordu. Bu maçta son yılların iyi maçlarından biriydi.

Son 10 maç toplam 23 gol atılmış. Fenerbahçe 13, Beşiktaş 10 gol atmış. Fenerbahçe son 10 maçın 6 tanesini kazanıyor, 1 tanesini kaybediyordu. 3 maç ise berabere bitti. Son 10 maç en çok gol atan oyunculara bakarsak Bobo ve Alex'in 3'er golü var. Sergen, Nobre - 1'i Fenerbahçe'de, 1'i Beşiktaş'ta - , Semih ve Guiza 2'şer gol  attı. Tuncay, Kezman, Deivid, Selçuk, Niang, Uğur, Fink, Holosko, Serdar Özkan ve Guti gol atan diğer oyuncular.

İnşallah yarın yine güzel bir maç olur. Beşiktaş ve Fenerbahçe maçları genel olarak güzel geçmiştir. 

18 Şubat 2011 Cuma

Şanssızlık !




Metalist-Leverkusen maçına alt diyoruz, 90+1 gol oluyor yetmiyor 90+4 bir gol daha oluyor kupon yatıyor, Young Boys-Zenit maçına 02 diyoruz. Hakem 3 dakika uzatma veriyor. Son atağı kesmiyor ve devam ettiriyor 90+4'de gol oluyor ve kupon yatıyor. Eskişehirspor-Sivasspor maçına alt oynuyoruz, 93.dk'ya 1-1 giriyoruz. Sezer ile Pele frikiği ben atacağım kavgasına giriyor, sonunda Pele vuruyor, direğe çarpan top ağlara gidiyor. Santrası yapılıyor ve maç bitiyor. Kupon yine yatıyor. Sadece son 2 gün 3 kupon böyle yatıyor. Şanssızlık konusunda benden daha kötü olan varsa buyursun yorum yazsın.

Uefa Avrupa Liginden 4 Kare


Napoli frikik atarken Villarreal barajının hali


Paok taraftarları


Napoli taraftarlarının yaptığı koreografi


Hakemin kart kararına itiraz eden Guti

Crawley Town Manchester United Maçına Hazır


1896 yılında kurulan Crawley Town Cumartesi günü Fa Cup 5.turunda deplasmanda Manchester United ile karşılaşıyor. Şehir havaya girmiş. Atkılar, t-shirtler hazır ... Manchester deplasmanından alınacak bir galibiyet tüm Crawley Town taraftarlarını çılgına çevirir. Bakalım gerçekten de çılgına dönecekler mi ...

19 Şubat 2011Cumartesi
19:15
Manchester United - Crawley Town
Ntv Spor


17 Şubat 2011 Perşembe

The Tourist


İzlediğim son film The Tourist. Türkçesi Turist. Aksiyon ve Romantik türü filmin başrollerinde iki dev isim var. Angelina Jolie ve Johhny Depp. Bu oyunculara Paul Bettany, Rufus Sewell ve Raoul Bova gibi isimler de yardımcı oluyor. Filmin kısa özetiHikaye, kırık kalbinin acısından kurtulmak için İtalya’ya giden Amerikalı bir turist, Frank (Depp)’in etrafında şekilleniyor. Olağanüstü bir kadın olan Elise (Jolie)’nin yoluna çıkmasıyla işler değişir. Ancak Elise’nin onunla karşılaşması aslında tesadüf değildir. Arka planda Venedik’in nefes kesen manzaraları eşliğinde Frank, bir ilişkinin ardından koşarken aslında etrafında tehlikeli entrikaların döndüğünü fark eder. Film Aksiyon olarak beklentileri karşılamıyor. Aksiyon sahneleri var ama öyle aşırı bir şey beklemeyin. Romantik olarak da çok iyi bir film değil. Filmin en güzel yanları Venedik'ten mükemmel görselliklerin ekrana yansıması. Senaryo olarak da zayıf. Eee bu film neden bu kadar ses getirdi derseniz. Johhny Depp ve Angelina Jolie isimlerine ben senaryo yazayım yine ilgi çeker. Oynayan oyuncular için izlediğim ancak pek beğenmediğim bir film. Filmin Türkiye'de 475.281 kişi tarafından izlenmesini ise Angelina Jolie ve Johny Depp'e bağlıyorum. Ayrıca Altın Küre ödülleri adayı olması filme ilgiyi arttırdı. Yine de çok şey beklemeden Angelina Jolie'nin güzelliğini, Johny Depp'nin karizmasını ve Venedik'in güzelliklerini görmek için 1 saat 35 dakikanızı ayırır ve filmi izleyebilirsiniz.

Fabregas & Sergio % Valdes


Fabregas büyük bir özlemle sarılmış. Kulaklarına da '' Merak etmeyin, kısa süre sonra sizinleyim. '' demiş midir ?

Arsenal 2 Barcelona 1 / Topun Oyunda Kalması


Şampiyonlar Ligi 2.tur mücadelesinde Arsenal ile Barcelona Emirates stadında karşı karşıya geldi. Dünya futbolunun en iyi pas yapan 2 takımından biri olan Arsenal ile dünya futbolunun en iyi takımı Barcelona isimlerinin bir sahada olacağı mücadelenin güzel geçmesini bekliyorduk. Nitekim öyle de oldu.

Barcelona geçen sezon oynanan Arsenal maçlarında olduğu gibi yine çok iyi başladı. Topu Arsenal'e vermiyor, ayağında tutuyor, pozisyonlara giriyordu. 26.dk Messi'nin şahane asisti sonucu David Villa'nın golü geldiğinde herhalde Arsenal taraftarları '' Yok abi bu sene de olmayacak, eleneceğiz '' gibi cümleler söylüyordu. Barcelona 1-0 öne geçtikten sonra pas yapmaya, pozisyon bulmaya devam ediyordu. Bir de Song'un ısrarla atılmak istemesi, Nasri'nin sert faulu, Arsenal oyuncuların itirazları gelince Arsenal maçtan koptu, bu maç bitti demeye yaklaşmıştık. İlk yarı 1-0 sona erirken Barcelona topla oynama, pas, şut gibi istatistikler de önde olan taraftı.


2.yarı ise Arsenal farklı bir Arsenal görüyorduk. Barcelona'nın da tempoyu düşürmesinden dolayı Arsenal rakip kaleye gelmeye çalışıyordu. Özellikle taraftarlarının da desteğini alan Arsenal karşı kalede pozisyonlar buluyordu. Ve 78.dk Clichy'nin şahane pasına mükemmel bir vuruş yapan Van Persie skoru 1-1'e getiriyor ve Arsenal'i umutlandırıyordu. Valdes'in golde büyük hatası vardı. Bu golden 5 dakika sonra Arsenal kontra atak sonucu Arshavin ile 2.golü buluyor ve Emirates yıkılıyordu. Barcelona kalan dakikalar da pozisyonlar bulsa da sonuç vermedi ve Arsenal 2003 yılından beri süre gelen yenilmezlik serisine devam etti. Mücadele'yi 2-1 kazandı ve rövanş öncesi çok az da olsa avantaj elde etti.


2 takımın oyuncularına bakacak olursak özellikle Arsenal de Koscielny kariyer maçını oynadı. Müthiş bir maç çıkardı. Messi'yi, David Villa'yı bir çok pozisyon durdurmayı başardı. 19 yaşındaki genç oyuncu Wilshere diğer iyi oyuncuydu. Kaleci Szczesny ve gollleri atan Van Persie - Arshavin iyi oynayan oyucular. Ayrıca Fabregas Arsenal'in en çok koşan oyuncusuydu.

Barcelona'da ise Abidal, Busquets, Villa iyi oyuncular olarak dikkat çekti. Xavi yine en çok topla oynayan oyuncu olarak uçuk bir pas yüzdesi yakaladı. Messi kariyerinde İngiltere takımlarına deplasmanda gol atamamıştı ve bu maçta da bu istatistiğine devam etti.

Sonuç olarak Arsene Wenger'in takımı Guardiola'nın takımı çok iyi bir oyun ile olmasa da yenmeyi başardı. Ayrıca Barcelona karşısında İnter gibi katı savunma yapmadan da kazanmanın mümkün olduğunu gösterdi.

Mücadele'nin istatistiklerine bakarsak Barcelona 629 isabetli pas yaptı. Xavi 109, Busquets 86, Abidal 78, İniesta 70 isabetli pas ile oynadı. Arsenal de ise Wilshere 40 isabetli pas ile başı çekiyordu. Topla oynama oranlarında % 60'a % 40 Barcelona üstünlüğü, koşulan mesafede 116'ya 115 km gibi istatistikler vardı.

Maçın en değerli istatistiği ise 93 dk süren maç boyunca 67 dk topun oyunda kalması. Herhalde bir futbol maçında bu dakikadan daha çok top oyunda kalamaz. Mücadele'yi ekran başında izleyen futbolseverlerin zevk almasının nedeni de işte bu. Sahada bulunan 22 futbolcunun amacı sadece ve sadece top oynamak. Neyse ki Şampiyonlar Ligi 2.turu çift maç üzerinden oynanıyor da 8 Mart tarihinde bir Barcelona-Arsenal maçı daha izleyeceğiz ...

Futbol Arsenal ile, futbol Barcelona ile çok daha güzel ... Her ne kadar bunun abartı olduğunu düşünenler olsa da bu gerçekler pek çok sporsever tarafından değişmeyecek ...

Pique'nin olmadığı bir Barcelona Camp Nou'da da favori çıkacak ve bu kez Arsenal'in işi evinde oynadığından çok ama çok zor olacak ...