31 Mayıs 2015 Pazar

Messi'nin Golü


Şu adamı canlı seyrettiğimiz için çok şanslıyız. Daha iyisi yok. Dün akşam yine inanılmaz bir gol attı.

29 Mayıs 2015 Cuma

Giuliano Terraneo Fenerbahçe’de


Taraftarlık çok güzel bir şey. Aziz Yıldırım, İsmail Kartal, şampiyonluğun çok kısa bir zaman önce ezeli rakibimiz Galatasaray'a kaptırılması, 4.yıldız, yaşanan sıkıntılar, kulübün geleceğinden emin olmama, kapatılan tribünler, satılmayan biletler, kavgalı olduğu insanlar ve başka bir çok yaşanan olay. Ancak gelen bir sportif direktör bile bizi heyecanlandırmaya yetiyor.  Guuliano Terraneo diye bir sportif direktörü transfer etmişiz. Adını ilk kez sabah duydum. Hakkında en ufak bir bilgim yok. Hemen ekşi sözlük'e gireyim dedim, konu sabah açılmış. Orada bile adı olmayan bir adam. Daha sonra wikipedia'ya falan girdim. Adamı araştırıyorum. Nedir ne iş yapar. Hatta bir ara Inter'in resmi sitesine girip açıklamalarını okudum. İtalyanca'yı Türkçe'ye çevirdim. Hiçbir şey anlamadım. Ama olsun transfer ettiysek güzel adam. Bu saatten sonra Fenerbahçe'de neler yapar bilmem ama işine karışılmadığı takdirde böylesine büyük bir camiada başarılı olması normal sonuç olur. Umarım gerçekten işine karışılmaz ve haberini bile duymadan Fenerbahçe'den gönderilmez. Hayırlı olsun.

Başka Bir Fenerbahçe Mümkün


Şöyle bir şey yaptık. http://www.baskabirfenerbahcemumkun.com/ . Altında imzası olan 25 kişi olsa da yüzlerce insan o yazının altına imza atar çünkü söylediklerimizin yanlış olduğunu düşünmüyoruz. Kısa ve net; Başka bir Fenerbahçe mümkün!

28 Mayıs 2015 Perşembe

5 Yıldızlı T-shirt


Fenerium fotoğrafta gördüğünüz t-shirt'ü 49.95 TL karşılığında satışa çıkardı. Yıllardır kazanılan şampiyonluklar için adım atmayan yönetiminin ezeli rakip 4.yıldızı aldıktan sonra ''Aslında bizim 5 yıldızımız var.'' demesi çocukca. Evet Beşiktaş'a verilen şampiyonluklar sonrası haklarını ararsın, yıllardır bizim 5 yıldızımız var dersin o zaman eyvallah da hiçbir şey yapmayıp şimdi bunu yapmak çok basit hareket. Fenerium ve yönetim yine ufak oyunlarla karşımızda.

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Aziz Yıldırım


Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı Aziz Yıldırım 27 Mayıs 2015 bu açıklamayı yaptı. Yorumsuz olarak vereyim.

'' Benim 1 tek derdim var, Fenerbahçe şampiyon olmuş veya olmamış ben bunun derdinde değilim. Fenerbahçelilere de hiçbir şey vaat etmiyorum. Tek davam var: Fenerbahçe Spor Kulübü’nün üzerine atılan lekenin temizlenmesi ve onun içinde olan ben ve arkadaşlarımın o lekeyi üzerimizden atmak. Biz bunun mücadelesini yapıyoruz. ''

Xavi'nin Vedası


























Xavi'nin vedasından nefis bir kare. Yapılan koreografi anında stat ve nefis Barselona şehri. Harika fotoğraf.

26 Mayıs 2015 Salı

Duygularımı Çaldılar


Gecenin saat 01:00'i bir şeyler yazmak istiyorum. Bloga giriyorum. Nasıl başlayacağımı bilmediğim için saçmalıyor olabilirim. Gerçi çok da önemli değil saçmalamak. Sadece hissettiklerimi yazmak istiyorum. Bu hayatta en çok Fenerbahçe'yi sevdik diyenlerdenim. Yıllardır bu böyle oldu. Okul hayatında da, iş hayatında da öncelikler hep Fenerbahçe. Ama bizim hayallerimizdeki Fenerbahçe'den git gide uzaklaştığımızın farkındayız. Duygularımız artık eskisi gibi değil.

88 doğumluyum. Galatasaray'ın şampiyonlukları ile geçen seneler. Şampiyonluk için sevmediğimiz için Galatasaray'ı değil Fenerbahçe'yi seçtik. Herhangi bir sebep yok. Zaten bir insanın bir takımı sevmesi için herhangi bir sebebe ihtiyacı yok. Sonuçta aklımız ermeden başlıyoruz armanın peşinde hayatlara. 

Fenerbahçe'yi yıllardır tv ya da stadyumdan takip ediyorum. Amatör branşlara destek oluyoruz desek de, salonlara falan gitsek de futbol her zaman doğal olarak öncelik. En çok sevindiğimiz ve en çok üzüldüğümüz maçlar futbol maçları. Ağladığımız, güldüğümüz maçlar. 

Şampiyonluk güzel şey, burada şampiyonluğu kötüleyecek değilim ama giden duygularımızı özlüyorum. Bunu bizden çalıyorlar. Her geçen gün daha da kopuyoruz.

Geçen sezon Varol abinin evinde, ardından efsane bir Cadde kutlaması, saatlerce tezahuratlar, muhabbet, makara, coşku. Yağmur nedeniyle ertesi gün hasta oldum tüm gün yattım. Yine de en ufak bir ''keşke'' demedim.  2010/2011 sezonu Bağdat Caddesi'ndeyiz. Sivasspor ile oynuyoruz. Yine sevdiğimiz herkes yanımızda, yine coşkuluyuz yine mutluyuz. Kazanıyoruz ve şampiyon oluyoruz. Yine Cadde kutlaması. Sonrasında yaşananlar nedeniyle çok acı çeksek de o gece yine unutulmazdı.  100.yılımız. O zaman maça gitme durumum yok. Aslında giderdim de başka şeyler vardı herhalde tam hatırlamıyorum. Trabzonspor ile berabere kalıp şampiyon olmuştuk. Bu kez evdeydim. Sevindim ve tv izleyerek uyudum. Şampiyonluk günleri nerede ne yaptığım çok net aklımda. Peki ya gidenler?

Denizli senesi, maçı kahvede izliyordum. O zaman evde digitürk falan yok. Heyecan tavan. Maç istediğimiz gibi bitmedi. Hatırlıyorum şimdi kahveden nasıl eve geldiğimi, ağlayarak uyuduğumu. Sadece saha içine bakıyordum ve sadece saha içinden dolayı acı çekiyordum. Ağlayacak kadar üzülmüştüm ancak o zamanlar duygular temizdi. Ne şike, ne başkanın olayları. En kötü yanlış 11 çıktı muhabbeti yapıyorduk. Malum Trabzonspor maçı. Bu kez tribündeyim. Maraton A-B blokta izliyoruz. Maça iyi başlıyor, golü atıyorduk. Tribünler yıkılıyor. Ardından gelen beraberlik golü ve sonrası acı bekleyiş. Bu kadar iyi oynadığımız maç bir türlü beklediğimiz gol gelmiyor ve son hafta şampiyonluğu veriyorduk. Anons skandalı falan var. Bana abimden hemen telefon geldiğinden pek yaşamadım. Yine Fenerbahçe için ağlayarak stadı terkettiğim bir gün. Ağlayarak stat dışı, sessiz geçen İzmit yolculuğu. Ama en azından yine her şeye rağmen duygular güzel. Gerçi sonradan stadın yandığını falan duyunca yine üzüntüden başka duygulara geçiş yapıyoruz ama yine de konumuz saha içi. Süper Final senesi. Galatasaray'ın şampiyonluğu hakettiği sene. Bir şekilde play-off falan son maça getirdik işi. Migros tribünündeyiz. Mücadele başladığı gibi bitiyor ve Galatasaray önümüzde şampiyonluğu kutluyordu. ''Aşkınla olduk derbeder bu sevgi bir ömre bedel...'' tezahuratları eşliğinde takımı alkışlıyor ve daha sonra hemen stattan çıkıyorduk. Stattan çıkarken ilk cümlemiz ''Seneye de kombine alıyoruz.'' oluyordu. Çünkü yine her şeye rağmen üzüntümüz temizdi. 

Ve bu sezon. Galatasaray şampiyonluğu ile bitti. Ancak bu kez çok daha farklı duygular yaşıyoruz. Aziz Yıldırım, İsmail Kartal ve yönetim bizim üzülmemizi bile engelliyorlar. Bizi utandıracak açıklamalar, bizi düşündürecek hareketler. Gelecek açısından emin olamama. Üzüntü yok, kızgınlık var. Futbolcular, İsmail Kartal ve tabiiki de Aziz Yıldırım'a karşı. Yıllardır yaptığı yanlış hareketlerle- tribün kapatmalar, herkesi düşman etmeler, herkesle kavgalar, yanlış tercihler, kovulan hocalar, futbolcular -  artık iyice kendisinden nefret edecek boyuta gelen milyonlar. Duygularımızı çalan Aziz Yıldırım bizim adam gibi üzülmemizi bile engelliyor. 

Galatasaray'lı arkadaşları tebrik ediyorum. Başta Hamza Hamzaoğlu gibi iyi bir insanı. Tabii sevdiğimiz çok insan var. Kutay başta bir çok Galatasaraylı arkadaşım mutlu olmayı haketti.

Ya biz? Biz mutlu da değiliz, gelecekten emin de değiliz. Çok kısa bir süre sonra duygularımızı çalan adam, bizi yıllardır yaşadığımız duygulardan uzaklaştıran adam bir kez daha başkan seçilecek ve bir kez daha binlerce insanı kandıracak.

Yıllardır süren Saracoğlu macerama ara vereceği gibi. Belki de hayatımda ilk kez bir ciddi adım atıp ''Evet seneye veya önümüzdeki seneler Aziz Yıldırım gitmeden o stada gitmeyeceğim, kombine almayacağım, forma almayacağım.'' diyorum.  Bunu sağlayan isim Aziz Yıldırım ve 3 Temmuz'dan beri artarak yürüttüğü saçma yönetim anlayışı.

Yaşadığım sevinçler, üzüntüler, duygular benim stada gitmemden daha önemli. Ben Fenerbahçe'yi uzaktan desteklemeye devam ederim. Duygularımızı çalan adama karşı, bizi bu kadar kızdıran adama karşı artık somut adım atmak lazım.

Bu hayatta en çok Fenerbahçe'yi seven insanlar, Fenerbahçe'nin ellerinden gitmelerine izin vermesinler. Umarım Fenerbahçe açısından her şey güzel olur. Çok yaşasın Fener.

22 Mayıs 2015 Cuma

Aday Olma & Aday Ol


Fenerbahçe kongresine sadece 9 gün kaldı. 31 Mayıs 2015 Fenerbahçe kongresi yapılacak. Yıllardır süre gelen kavga, gürültü, insanları ayrıştırma, küstürme, başarısızlık gibi sebeplerle Aziz Yıldırım'a aday olma derken, camia'yı vizyonu ve dinamizm'i ile ayağa kaldıracağına inandığımız Ali Koç'a ise aday ol diyoruz. 



Fenerbahçe 0 Bursaspor 3 / Hayırlı Yenilgi


Fenerbahçe evinde Bursaspor'a 3-0 kaybetti ve kupadan elendi. Aslında gerçekten hiç ama hiç önemli değil. İnsanların zaten kızdığı şey ne kupadan elenme ne de başka bir şey. İnsanlar Fenerbahçe gibi bir takımın hocası ve kulüp başkanı tarafından aciz duruma düşürülmesine tepki gösteriyor.

Dün hayatımda statta izlediğim en enteresan maçlardan biriydi, tribünler çok dolmasa da iyi bir kitle vardı. 0-0'ken Anadolu GFB Migros üst katta, GFB Migros alt katta tezahuratlarına devam ediyordu. Ara ara bir arada tezahuratlar yapıyor, genel olarak ayrı telden çalıyorlardı. Stadın diğer tribünleri sadece maçı izliyordu, açıkcası kimse de kupada finale çıkalım, önemli maç havası yoktu.

Ve gelelim malum 2.yarıya, Fenerbahçe stadının yıllar sonra toplu şekilde yönetim istifa tezahuratları yaptığına şahit olduk.

Yaşananları anlatayım, skor Fernandao'nun golüyle 0-2 oldu. O ana kadar pek tepki yoktu. O gol geldikten sonra Maraton üst'ten ''İptal etsene iptal etsene kombineleri iptal etsene'' ve ''Koskoca Feneri ne hale getirdiniz'' tezahuratları yapıldı. Buna stat pek katıldı diyemem. Ve her şey Hasan Ali Kaldırım değişikliği ile başladı. Hasan Ali Kaldırım'ı kenarda görür görmez yıllardır statta yönetim istifa tezahuratlarını ıslıklayan, insanları hain ilan eden Fenerium tribünü ayağa fırladı ve İsmail Kartal'a tepki gösterdi. Tabii Fenerium tribünü bu kadar hareketlenince tüm stat bu tezahuratlara katılmaya başladı. Ve yıllar sonra 4 tribün, tamamıyla ''Yönetim istifa'' tezahuratlarına başladı. Özellikle Okul Açık'tan Fenerium tribününü gözlemledim. Alt katta ve üst katta herkes ayakta yönetimi istifaya davet ediyordu. Bu dakikalarca devam etti. 84.dk Bursaspor'un 3.golü ile beraber daha da şiddetlendi. Mücadelenin son dakikaları Bursaspor tribünleri dalga geçme amaçlı ''Aziz istifa'' tezahuratı girdikten sonra önce Fenerium tribünü sağlam alkışladı, destekledi. Daha sonra tüm stat bu tezahuratlara katıldı, devam etti ve mücadele ''Yönetim istifa'' tezahuratları ile sona erdi.

Maç belki Bursaspor'un 0-3 üstünlüğü ile bitti, Fenerbahçe kupadan elendi ama bu yenilgi hayırlı bir yenilgi olarak tarihte yerini alacak.

21 Mayıs 2015 Perşembe Kadıköy'de 4 tribün ''Yönetim istifa'' tezahuratı yaptı ve yıllarca süren desteği sona erdirdi.

Önümüzdeki günler neler olur göreceğiz. Yıllardır olduğu gibi bunlar bir marka hoca, 2 yabancı transferi ile unutulur, tekrardan ''Büyük başkan'' tezahuratları duymaya mı başlarız bilemiyorum ancak bir gerçek var. Aziz Yıldırım ve yönetimi artık eskisi gibi güçlü değil. Ayrıca önümüzde 34.hafta oynanacak bir Kasımpaşa maçı var. Bu hafta alınacak skorlara göre o maçta da dünden farklı şeyler yaşanacağını düşünmüyorum. Hatta çok daha şiddetlisi yaşanabilir. Kısa süre sonra göreceğiz.

21 Mayıs 2015 Perşembe

Arsenal, Pantilimon, 0-0

Beraberlik ile sonuçlanan maçlar insanın aklında pek kalmaz ama böyle berabere biten maçlar kalıyor. 

22 Ekim 2011 0-0 biten Barcelona-Sevilla maçında Javi Varas'ın performansı, 26 Aralık 2011'de 1-1 biten Arsenal-Wolverhampton maçında Hennessey'in performansı ve dün akşam yani 20 Mayıs 2015'de 0-0 biten Arsenal-Sunderland maçında Pantilimon'un performansı.

Hayatımda izlediğim en iyi beraberlik maçlarına ve hayatımda izlediğim en iyi kaleci performansı olan maçlara dün akşam yenisi eklendi. Arsenal maç boyunca atak yaptı, maç boyunca yüklendi, maç boyunca gol kaçırdı ya da maç boyunca Pantilimon'u geçemedi.

Sunderland bu sonuçla ligde kalmayı garantiledi. Maç sonunda hocasının ağlaması, tribünlerin çılgına dönmesi, oyuncuların havalara zıplaması ise her şeyi özetliyordu. Futboldan büyük keyif alıyorum ve hayatım boyunca büyük keyif olmaya devam edeceğim.

17 Mayıs 2015 Pazar

Gerrard'dan Liverpool'a Veda

Vefa dünyada bir çok taraftar ve kulüp için semt adı değil. Steven Gerrard Liverpool'a hakettiği şekilde veda etti. Liverpool'un maçı 1-3 kaybetmesi ise gerçekten hiç ama hiç önemli değil. Kasım ayında da Sofya'da canlı izleme şansı yakaladım. Hayatımda canlı izlediğim en büyük topçulardan birisi. Çok yaşasın. Gerrard Liverpool'a hoca olarak geri döner. 




Gerrard Store


Steven Gerrard store açmış. Nefis gözüküyor.

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Okul Açık @ Madrid


Teşekkür yazılarım devam etsin. Madrid'de şu tribünü yapan Fenerbahçe taraftarlarına ne kadar teşekkür etsek az. Haklarını ödeyemeyiz. Unutmadan şu karede yer alanların büyük çoğunluğu Kadıköy'de tribünlere sokulmuyor. 

Vardı Hayalim, Şampiyon Olmak


Murat Ülker, Ahmet Özokur, Aziz Yıldırım, Ömer Temelli, Maurizio Gherardini, Ömer Onan, Defne Patır, Cenk Renda, Kutluhan Yavrucuk, Egemen Ergüden, İlker Üçer, Ufuk Şimşek, Selim Ayan, Jose Maria Izquierdo Ibanez, Vladimir Androic, Erdem Can, Predrag Zimonjic, İlker Belgutay, Orhan Şakir, İsmail Başöz, Yılmaz Mete, Erkan Karaca, Nemanja Bjelica, Melih Mahmutoğlu, Oğuz Savaş, Luka Zoric, Berk İbrahim Uğurlu, Kenan Sipahi, Emir Preldzic, Andrew Goudelock, Bogdan Bogdanovic, Jan Vesely, Ricky Hickman, Semih Erden, Serhat Çetin, Ömer Faruk Yurtseven, Nikos Zisis ve Zeljko Obradovic.

Ne kadar teşekkür etsek az, ne kadar gurur duysak az. Fenerbahçe Ülker'in bu sezon buralarda olmasında emeği olan tüm isimlere yüzlerce kez teşekkürler.

Maç öncesi ''Var bir hayalim, herkes dinlesin, şampiyon olalım Madrid inlesin'' tezahuratı yapıyorduk, maç bitti, kaybettik. Tezahuratın sadece bir kelimesi değişti, Madrid yerine Berlin geldi...

15 Mayıs 2015 Cuma

Şampiyon Olalım, Madrid İnlesin


Var bir hayalim, herkes dinlesin, Şampiyon olalım Madrid inlesin.

Sözler güzel, melodi güzel. İnşallah sonu da güzel olur. Günün bestesi.


I Feel Devotion


Fenerbahçe Spor Kulübü açısından tarihi bir gün. Tarihimizde ilk kez Final Four oynuyoruz. Bir çok Fenerbahçe taraftarı Madrid'de, milyonlar tv karşısında. Rakip bu akşam 22:00'de ev sahibi Real Madrid.

Dün ödül töreni yapıldı. Diğer koç ve oyuncular gergin gözükürken Obradovic hem basın toplantısı sırasında hem de ödül töreni sırasında rahat tavırlarıyla dikkat çekti. Espiriler, Bjelica ile gülerek yaptığı muhabbetler. Bu fotoğraf ise dün yapılan son antrenmandan. Takım gayet rahat, gayet mutlu gözüküyor. Buraları oynamayı çok iyi bilen Obradovic ile buraları ilk kez oynayan Fenerbahçe. 

Sonuç ne olursa Fenerbahçe Ülker 2014/2015 sezonunda Fenerbahçe Spor Kulübünün yıldızı olmuştur ve her türlü alkışı haketmiştir.

14 Mayıs 2015 Perşembe

Kişisel Hırs


Fotoğraf 13 Mayıs 2015 tarihinde Fenerbahçe'nin şampiyonluğa oynadığı bir sezonun 31.haftasında çekildi. Fenerbahçe kulüp başkanı, camia'yı bir arada tutması gereken Aziz Yıldırım'ın taraftar grupları ile kavga etmesi, taraftar gruplarını küstürmesi sonucu tribün bir kez daha boş kaldı.

Kulüp başkanı taraftarlar ile kavgalı olduğu için bu tribüne bilet satışı yaptırmıyor ve Fenerbahçe futbol takımı maçlarını boş tribünler önünde ''tezahuratsız'' şekilde oynamak zorunda kalıyor.

Fenerbahçe'yi babasının çiftliği gibi görenler Fenerbahçe'ye açık şekilde zarar veriyor. Geçtiğimiz sezonlar tamamen dolan, takıma 12.adam olarak destek veren büyük bir tribün kulüp başkanının kişisel hırsları nedeniyle boş kalıyor.

Koskoca Fenerbahçe camiasıi ise tüm bu yaşananlara ses çıkarmayarak adeta buna çanak tutuyor.

Unutmadan, tüm bunları yapan Aziz Yıldırım 31 Mayıs'da yapılacak olan Fenerbahçe kongresine büyük ihtimal tek aday olarak girecek.

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Wta Tenisçilerinin Smile Şovu

Caroline Wozniacki
 Maria Sharapova 

Ana Ivanovic 

Petra Kvitova

Eugenie Bouchard

 Şuradan da tüm oyuncuların bu hareketlerinin videosunu izleyebilirsiniz.

Barcelona Finalde


Aslında her şey Neymar'ın ilk maçta attığı son dakika golüyle belli olmuştu. Almanya'ya 2-0 gitmek ile 3-0 gitmenin arasında ciddi bir fark var.

Tur zaten imkansız gibi görünüyordu ancak yine de Bayern Münih bu, ne kadar eksik de olsa bir şekilde turu alabilir görüşleri vardı. Karşıda da dünyanın en formda takımı ve en iyi 3 oyuncusu varken işler yine de biraz zor görünüyordu. 

Mücadeleye Barcelona iyi başlasa da kornerden gelen topa vurulan kafayla skor erken bir dakika 1-0 olunca acaba mı soruları sorulmadı değil. Ancak daha sonra Messi'nin başlattığı atak, Suarez'in asisti ve Neymar'ın golü gelince Bayern Münih için işler artık sona eriyordu. Neymar'ın attığı 2.gol ise adeta maçı bitirdi.

Neymar ilk maç bıraktığı yerden devam etti ve Barcelona'yı finale uçurdu.

Skor 1-2'ye geldikten sonra iyice rolantiye giden oyunda Bayern Münih Lewandowski ve Muller ile goller bulup 3-2 öne geçse de turu geçmesi için hâlâ 3 gole ihtiyacı vardı. Barcelona iyice konsantre kaybı yaşadığı maçı 3-2 kaybetti ve ilk maçın avantajı ile beraber finale yükseldi.

Şimdi Barcelona tarihlerindeki 8.finalde rakibini bekliyor. Ya Juventus ya Real Madrid. 

Yalnız Barcelona özellikle Suarez'in iyice etkili oynamaya başlaması ile beraber taş gibi takım oldu. Ligde şampiyonluk çok yakın, CL'de final geldi, İspanya Kral Kupası'nda final bekleniyor. Barcelona taraftarları için 2015 yılı çok keyifli geçiyor. 

Messi, iyi futbol, Suarez, yıldızlar, finaller. Hayat Barcelona taraftarlarına güzel. Bizler de Barcelona'yı seyretmeye, keyif almaya devam edeceğiz.

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Sevilla Olmak


2005-2006 sezonu Middlesbrough ile oynanan finali 4-0 kazanan Sevilla

2006-2007 sezonu Espanyol ile normal süresi 2-2 biten maçta penaltılarla 3-1 kazanan Sevilla

2013-2014 sezonu Benfica ile normal süresi 0-0 biten maçta penaltılarla 4-2 kazanan Sevilla

2014-2015 sezonu yarı final ilk maçında Fiorentina karşısında alınan 3-0'lık galibiyet ve finale atılan emin adımlar.

125 yıllık Sevilla 1945-1946 sezonundan beri La Liga'da şampiyonluk yaşayamasa da özellikle son seneler Avrupa'da yaşadıkları ile taraftarlarını mutlu etmeyi başardı. Ya da belki de uzaktan bize güzel gözüküyordur. 

Tabii Barcelona ve Real Madrid gibi 2 takımın olduğu bir ligde yerel başarılardan çok avrupa kupalarında başarı gelmesi de Sevilla için olmazsa olmaz bir olay.

Koleksiyon


Hayatındaki her şey gibi forma koleksiyonu da kusursuz. Zaten Pique'nin hayatında kötü bir şey yok.

7 Mayıs 2015 Perşembe

Road To Berlin

Bu üçlü varsa işler çok daha kolay. İlk yarı bitti; Barcelona 3 Bayern Münih 0.

5 Mayıs 2015 Salı

Fenerbahçe 4 Balıkesirspor 3


Fenerbahçe'nin Kadıköy'de oynayacağı sadece 4 maç kalmıştı. Sezon bitiyordu. Fenerbahçe'yi seven insanlar Fenerbahçe'nin yanında artık bu sezon son maçlara geliyordu. Bir de üstüne takımın şampiyonluk hedefi de devam ediyordu. Ancak ne Kadıköy'de maç öncesi ne de statta böyle bir hava görememiştik. Her maç parkta maç önünü geçirdiğimiz arkadaşlarımızın bir kısmı maça gelememiş ya da gelmemişti. Stadyuma da sadece bir arkadaşımla girmiştik. Yine keyifli bir park ve maç oldu ama hep bir şeyler eksik.

Tabii herkesin maça gelmeme konusunda haklı nedenleri var. Aziz Yıldırım'ın başkan olması, passolig, İsmail Kartal, kötü futbol, şampiyonluğa inanmamak, bir tribüne bilet satılmaması bu durumun nedenleri.

Fenerbahçe favori olarak çıktığı maçta zorlansa da 4-3 kazanmayı başardı. Ancak özellikle savunma anlamında yaşadığı sıkıntılar gözlerden kaçmadı. Sow'un 2, Diego ve Caner'in golleriyle haftayı kayıpsız geçtik.

Diego'nun gol atması beni neden bu kadar mutlu ediyor acaba? Diego'yu çok seviyorum. Ayrıca çok da istekli. Maçın da en çok koşan futbolcusu olmuş. 2 asist, 1 gol ile tamamladı mücadeleyi. Rakip Balıkesirspor da olsa önemli.

Caner Erkin muazzam oynadı. Tribünler de hakkını verdi. Yalnız tribünler demişken ilk yarı 3 gol yiyen Volkan'a sürekli tezahurat yapılması çok saçma değil mi? Formanın hakkını verenlere destek verilmiyorken 3 golde de hata yapan Volkan'a tezahurat yapıldı. Diego'ya bağırın biraz da adam daha da motive devam etsin hayatına.

Sarı Meleklere gereken desteği verdik. Maç öncesi tribünleri tek tek dolaştılar. Dünya gözüyle dünyanın en iyi 3 voleybolcusundan Kim'i bir kez daha gördük. Formanın hakkını verenler asla yalnız kalmaz diyoruz ya kulüp onu da engelledi. Sezon boyunca Sarı Melekler'i izlemek istersen kombine almak zorundaydın. Bilet satışı olmadı. Bunu da yazalım.

Fenerbahçe tribünleri her geçen gün daha da kötü bir hâl alıyor. Ne zaman ve nasıl düzelecek çok merak ediyorum.

Neredeyse tezahurat yapmadan bitirilen bir maç daha. 

'' Fenerbahçe'nin golü 10 numaralı formasıyla Ribasss '' şeklinde anons yapılsa daha iyi olur.

Futbolcular Okul Açık'a bilet satılmamasına nasıl olur da ses çıkarmazlar ya. Ben futbolcu olsam yönetime sorardım. Tabii o zaman Fenerbahçe'de kalmazdım sanırım. Sonuçta bunun Aziz Yıldırım ile GFB arasında yaşanan olaylardan dolayı olduğunu hepimiz biliyoruz. 

Kadıköy'de bu sezon gideceğimiz sadece 3 maç kaldı. Kayseri Erciyesspor, Bursaspor kupa maçı ve son hafta Kasımpaşa maçı.

63 puanla 64 puanlı Beşiktaş ve Galatasaray'ı takibe devam. 

Fenerbahçe'yi sevmek de, Fenerbahçe'yle yaşamak da çok güzel.

Son not kendime; Umarım ben de bir gün çocuğum ve eşimle maç öncesi parka gelir çocuğuma top oynatırım. Tuncay abiye ailesiyle ile mutluluklar. Eminim büyük keyiftir.


4 Mayıs 2015 Pazartesi

Bisiklet Turu Üzerine


Pazar günü Alanya'dan başlayan bisiklet turu dün İstanbul'da sona erdi. Geçmiş sezonlar olmadığı kadar takip ettiğim tur boyunca dikkat çekenleri kendi halimde yazmak istedim.


Öncelikle bisiklet iyi ve zor bir spordur. Varol Döken her ne kadar ''Yapma imkanın olan bir şeyi yapmayıp, izlemek çok saçma'' dese de ona katılmadığımı söyleyerek başlayayım. Bisiklet iyi bir spor olmanın yanında çok da zor spordur. Sporculara saygı göstermek lazım. Gerçi Varol Döken saygı gösteriyor.

Alanya etabı ile başlayan turu özellikle hafta içi çalışma saatlerine denk geldiğinden çoğunluk olarak TRT Spor'dan takip etmek zorunda kaldım. Zaman zaman oldukça iyi bilgiler verilen TRT Spor yayınında zaman zaman da insanı sıkan gelişmeler yaşanmadı değil. Özellikle sürekli ''takım elbiseliler'' konuşmaya başlayınca insan ister istemez sıkılıyor. Her 15 dakikada bisikletçilerin geçtiği ilin belediye başkanı, yetkilisi çıkıp o yeri anlatıyor. Onu zaten yorumcu olan Feyzi Açıkalın gayet iyi şekilde yaptı. Buna bu kadar gerek yoktu. 


TRT Spor yorumcusu Feyzi Açıkalın ve Levent Özçelik zaman zaman bisiklet turundan ziyade olayı Türkiye tanıtım reklamına da getirmedi değil. Bunun ölçüsünü iyi ayarlamak lazımdı. 

TRT Spor'un tam tersi Eurosport'da ise oldukça kaliteli yayınlar yapıldı. Mesela İstanbul etabında halktan bisiklet sevdalılarının yan yolda bisikletçilerin yanında pedal çevirmesine TRT Spor ''Gayet kötü, böyle yapmamalılar'' derken, Eurosport ''Çok güzel görüntüler'' diye mantıklı yorum yapıyordu.

Parkurlar oldukça güvenli şekildeydi. Etaba giren kamyon dışında İstanbul'a kadar pek sıkıntı yaşanmadı diye hatırlıyorum. Ancak İstanbul'da geçen sezonlardan farklı yere gittiğinden pek güvenlik sağlanamadı. Özellikle insan trafiğinin yoğun olduğu, çalışmaların devam ettiği Çatladıkapı mevkiinde sporculara 10 tur attırmak pek mantıklı karar değilmiş. Elleri cebinde karşıdan karşıya geçen insanlar, parkura bir kaç kez giren köpekler - birinde yarış lideri Rebellin yarış dışı kaldı - , üç tekerlekli tezgah bisikletleri derken sporcular hem iyi tempo yapamadı hem de zaman zaman çok zorlandı. Böylesine zor bir yerde 10 tur attırmaktan ziyade direkt karşıya Caddebostan tarafına geçilse daha iyi olabilirdi.

Ve gelelim son güne. Ülke gündemine gelen olaylara. Recep Tayyip Erdoğan'ın ödül törenine gelmesi konusunda diyecek tek bir şey yok. Daha önceki senelerde ''Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ama Cumhurbaşkanı gelmiyor. Bu skandal hareket.'' diyenlerin şimdi de sesini çıkarmaması lazım. Ancak olay yaşanan olağanüstü durumlardan, korumalardan dolayı kaynaklanıyor. Böylesine bir spor merkezinde kürsüde, etrafta silahlı adamlar görmek istemiyorum(z). İnsanların takıldığı mesele bu. Korumalar Cumhurbaşkanı gelmeden önce her yeri didik didik aramışlar. Takım çalışanlarının çantalarını, basın mensuplarını. Bunları istemiyor oradaki insanlar. Başka bir konu insanlar böylesine bir günde herhangi bir siyasetçinin konuşma yapmasını da istemiyor. O siyasetçinin 1.lik kürsüsüne çıkmasını değil, Akif Çağatay Kılıç gibi sporcuların yanında durmasını istiyor.

Yaşanan olay nedeniyle tüm Türkiye bisiklet turu yapıldığını tur bittiği gün öğrenmiş oldu. Haber kanalları, gazeteler, twitter herkes bu konuya değindi.

Tüm hafta boyunca programı sunan kadın yerine son gün Cumhurbaşkanı geliyor diye ülkenin milli spikeri! Ertem Şener'in sunması da özellikle o kadına büyük ayıptır. Ertem Şener'in bir spiker olarak bunu kabul etmemesi gerekirdi. Tabii Ertem Şener'den bahsediyoruz. Koşarak gitmiştir.

Turun etap kazananları sırasıyla Cavendish, Cavendish, Rebellin, Greipel, Modolo, Bilbao Lopez Armentia, Cavendish ve Mas Bonet oldu. Özellikle 43.yaşındaki Rebelli'nin performansı takdiri hakediyor. Takımların sprintci'yi hazırlaması da benim en hoşuma giden olaylardan birisi. Resmen büyük bir iş yapıyorlar. Çok teknik taktik bilmiyorum.

Tüm hafta boyunca turu takip eden biri olarak 51.Bisiklet Turu genel anlamda oldukça başarılı geçtiğini söyleyebilirim. Türkiye'nin ne kadar güzel bir ülke olduğunu da ekranlara gelen görüntülerde bir kez daha anlamış olduk.

‪#‎TUR2015‬ Genel Klasman:1- Kristijan Durasek2- Eduardo Sepulveda3- Jay McCarthy4- Alex Cano5- Serge PauwelsMayolar:GK: Kristijan DurasekTakım: Caja RujalSprint: Mark CavendishTırmanış: J. P. Valencia