31 Aralık 2023 Pazar
Spotify & 2023 Yılım
16 Aralık 2023 Cumartesi
Avrupa Kupası Gerçekçi Hedef mi?
11 Aralık 2023 Pazartesi
Beşiktaş 1 Fenerbahçe 3
9 Aralık 2023 Cumartesi
Sezonun Kritik Maçı; Beşiktaş-Fenerbahçe
7 Aralık 2023 Perşembe
Hayat
28 Kasım 2023 Salı
Paradise
24 Kasım 2023 Cuma
İstanbul İçin Son Çağrı
19 Kasım 2023 Pazar
Beckham
5 Kasım 2023 Pazar
Lionel Messi: 8 Ballon d'Or
Fenerbahçe 2 Trabzonspor 3
29 Eylül 2023 Cuma
Henüz Biten Bir Şey Yok
Nefes aldığım sürece bu blogda bir şeyler yazmaya, konuşmaya, kendime notlar bırakmaya devam edeceğim. Hayatımda kendimi mutlu hissettiğim anların başında blog kontrol paneline girip ''yeni yayın'' yazan yere bastığım an geliyor. Bazen ne yazacağımı bilmeden giriyorum, bazen not defterindekileri buraya aktarıyorum bazen de tamamen bilinçli şekilde kafamdaki cümleleri gelip buraya yazıyorum.
Hayatım boyunca Fenerbahçe maçlarına gitmiş biri olarak son 1 sene içinde toplam 5 Fenerbahçe maçına hatta stada gitmedim. Şubat ayındaki Kocaelispor-Sakaryaspor maçından sonra ilk kez geçtiğimiz hafta oynanan Fenerbahçe'nin avrupa kupası maçına gittim. Bir süre önce her Fenerbahçe maçına gitmek zorundaymışım gibi hisseden ben şu an böyle düşünmüyorum. Hatta o maçın hikayesini bloga yazmayı bile erteledim. Çünkü stattan eskisi kadar keyif almıyorum. Elbette zaman zaman bu değişkenlikler oluyor. Eski heyecanımı hissetmiyorum. Elbette bunun nedenleri var. Başlıca neden Göksel. Göksel'in olmadığı statta olmak beni üzüyor. Hatta bazen ''Göksel yoksa benim de olmamın anlamı yok.'' diyorum. Elimde imkan olmasına rağmen gitmeyi tercih etmiyorum. Zaten geçtiğimiz günlerde gittiğim maçın sebebi de Göksel'di. Doğum gününü o statta pankart açarak kutlamak istedim. Tüm arkadaşlarımızı organize ettik, para topladık, planlar yaptık ve o maç statta anmak istedik. Elbette istediğimiz gibi olmadı ancak yine de bu mücadelenin içine girmek bile beni-bizi mutlu etmeye yetti. Elbette Göksel için yakın zamamda yine o stada gidip yine onun pankartını, bayrağını statta dalgalandıracağım. Belki de bir gün yine eskisi gibi maçlara gitmeye başlayacağım.
Hayat insanı bazen çok üzüyor. Elbette bu sadece futbol ya da spor ile alakalı değil. 28 Eylül Perşembe akşamı Yargıtay 3. Ceza Dairesi Osman Kavala, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku'ya verilen hapis cezalarını onadı. Bu kararların tamamen siyasi olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak bu kararlar karşısında susmayacağımızı da söylemek lazım. Çok üzülüyorum. İnsanların yerine koyuyorum kendimi. Sırf bir insan istiyor diye hapishane köşelerinde bırakılıyorlar. Aileleri perişan oluyor. Elbette hep beraberiz, sizinleyiz, mücadele edeceğiz desek de belki de bunlar aslında aileleri ve kendileri için oldukça anlamsızdır. Biz istediğimiz kadar onların yanında olduğumuzu söyleyelim o insanların yaşadıkları koşulları değiştiremiyoruz.
Yıllar önce bu ülkede bir ''Gezi'' gerçeği vardı. Hepimiz oradaydık, hepimiz savunduk, hepimiz destekledik. Şu an yaşananlar karşısında o yüzden susmak, ses çıkarmamak bana göre değil. Çok daha fazla tepki verilmesi gerektiğini düşünüyorum. 5 kişi üzerine yıkılan aslında milyonların üzerine yıkılan bir şey. Gezi'yi hayatında önemli yere koyan herkesin bugünlerde kararlı şekilde bu hukuksuzluklara, bu yapılanlara ses çıkarması lazım.
Elbette çıkaracağız. Elbette tek kişi kalana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Türkiye İşçi Partisi Kocaeli örgütü olarak da elimizden geleni yapacağız. Unutturmamaya, bu kararları protesto etmeye devam edeceğiz. Yıllar önce belki de sadece 1-2 tweet atacağım yerden bugün polislerin karşısında pankartı tuttuğum noktaya geçtim. Örgütlü siyasetin bir şeyleri değiştirmek için en önemli etken olduğunu öğrendim-öğrenmeye devam ediyorum. Artık ben bu maçı terketmem. Ve maç devam ediyor, skor olarak gerideyiz, takım eksik durumda ama geri dönecek enerjimiz de gücümüz de var. Bu maç biz bitti demeden bitmez, bu maç biz pes etmeden bitmez. Günün sonunda bu bloga dönüp maçı kazandığımız günü de duyuracağım. Maç devam ediyor, dakikanın kaç olduğuna herkes kendisi karar versin ve hangi tarafta olduğunu iyi seçsin... Biz varız, onlar var...
22 Ağustos 2023 Salı
''Utanmaz Adam''
4 Ağustos 2023 Cuma
Akbelen'in Yanında mıyız?
Muğla'nın Milas ilçesindeki Akbelen ormanlarını ve orada yaşananları hep birlikte takip ediyoruz. Ancak gerçekten yanlarında mıyız?
Akbelen ormanı Muğla ilinin Milas ilçesinde yer alıyor. Koruma altındaki ormanlardan birisi. İçinde onlarca yıllık çam, meşe, kızılağaç, kestane ve çınar gibi ağaç çeşitleri bulunuyor. Akbelen ormanında yüzlerce çeşit bitki, 100'e yakın kuş çeşidi ve 30 kadar memeli hayvan yaşıyor. Yani ormanın kesilmesi, yok edilmesi ekosisteme de ciddi şekilde zarar verecek ve telafisi olmayacak.
Akbelen ormanında direniş aslında 2018 yılında bölgedeki kömür madenlerinin genişletilmesinden sonra başladı. İkizköy boşaltılmaya başlandı. Elbete o andan itibaren köylülerin ciddi şekilde direnişi de başlamış oldu. 2019 yılında köylüler dava açtı, dava sürene kadar orman bakanlığı kesimin yapılabilmesine müsade etti. 17 Temmuz 2019'da köylüler orman nöbetlerine başladılar.
Bu arada dönemin Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin imzasıyla 220 bin dönümlük kömür sahası YK Enerji'ye devredildi.
2021 yılında kömür madeninin genişlemesiyle beraber İkizköy'ün Işıkdere bölgesindeki yerleşim yıkıldı ve üretim sahasına dönüştürüldü.
2019'dan beri orman nöbetinde olan insanların bulunduğu alan jandarma ve tomalarla çevrildi ve 24 Temmuz 2023'te tekrardan kesime başlandı.
Yetkililerin ve insanlarla adeta alay eden şirket sahiplerinin ''Kestiğimiz ağaçların fazlasını dikeceğiz'' şeklindeki yorumları da oldukça anlamsız. Devlet gücünü arkasına alan ve istediği her şeyi yapabileceğini düşünen bir holding bir ormanı katlediyor ve hiçbir şey olmamış gibi ''Biz ağaç dikeceğiz'' deme cüretini de gösterebiliyor.
Termik santrallerin hem üretim sonrası, hem üretim öncesi, hem proje anında nasıl zararlar verdiğini çok iyi biliyoruz.
Kesilen ağaçlardan kalanların altında dinlenen güvenlik güçlerini, direnen insanlara şiddet uygulayan görevlileri, direnişi gidip valiye şikayet eden muhtarları, direnişten günler sonra giden ve insanların tepkisi olmasa hemen oradan ayrılacak ana muhalefet partisi liderini de unutmayacağız.
Fotoğrafa gelecek olursak. Fotoğraf 4 Ağustos 2023 tarihinde çekildi. Türkiye İşçi Partisi Kocaeli örgütü olarak Akbelen'in yanında olduğumuzu yaptığımız yürüyüş ve ardından okuduğumuz basın açıklamasıyla dile getirdik. Ancak benim başlıkta da yazdığım gibi gerçekten biz Akbelen'in yanında mıyız?
Bu soru elbette üyesi olmaktan gurur duyduğum Türkiye İşçi Partisi üyelerine değil. Sadece seçim dönemlerinde siyaset yapıp seçim sonrası hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden insanlar gerçekten bu seriden sıkılmadınız mı? Yaşanan insan, hayvan, doğa katliamlarına sadece sosyal medyadan ses çıkarmaktan sıkılmadınız mı? Yapılan onlarca zam sonrası ''Oh iyi oluyor'' demekten ya da sessiz kalmaktan sıkılmadınız mı?
Sokağa inersek, bir arada olursak, ses çıkarırsak ne kendimize ne herhangi bir canlıya bu iktidar ya da herhangi bir iktidarın zarar veremeyeceğini neden aklınıza getirmiyorsunuz? Vicdanlı şekilde yanında olduğunuz, duyarlılık gösterdiğiniz olaylar karşısında sokağa inmeye, ses çıkarmaya ne zaman başlayacaksınız?
Burası benim kişisel blogum elbette ve o yüzden canımın istediği her şeyi yazıyorum ancak bu sessizlik beni bu yazıyı yazmaya itti. Bugün Akbelen'e yapılanlar yarın İzmit'e, öbür gün İstanbul'a, öbür gün sizin evinizin dibine yapılmaya devam edecek. Nefes alamayacağız. O yüzden de lütfen örgütlü olarak bir şeyleri değiştirebileceğinizin farkına varın ve bu konuda mücadele edin. Siz olmasanız da biz mücadele etmeye elbette devam edeceğiz. Ancak şunu söyleyerek bitireyim; ''Birleşe birleşe kazanacağız'' sloganını biz yaptığımız eylemlerde kendimizi tatmin etmek için atmıyoruz...
8 Temmuz 2023 Cumartesi
Arda Güler'in Vedası
Can Atalay Neden Tutuklu?
Bu bir son değil. Biz harama el uzatmadık, kul hakkı yemedik. Devleti kendi çıkarlarımız için kullanmadık. Kendi yandaşlarımızı zengin etmedik, suç işlemedik. Biz avukatlık, mimarlık, plancılık yaptık. Kendi hukukuna kendisi uymayanlara uymaları gerektiğini anımsattık. İstemediklerinde ısrar ettik. Faaliyetin bir yargılama faaliyeti olmadığını üzülerek ifade ettim. Eğer sorun Gezi direnişini sahiplenmekse sahipleniyoruz. Gezi'nin bakiyesi neyse biz onu taşıyoruz, onurla taşımaya çalışırız.
26 Haziran 2023 Pazartesi
Pride
22 Haziran 2023 Perşembe
Edin Džeko Fenerbahçe'de
21 Haziran 2023 Çarşamba
Fenerbahçe 2023-2024 Sezonu Formaları
18 Haziran 2023 Pazar
2023 Fenerbahçe Olağan Mali Genel Kurul Notları ve Salondan İzlenimler
5 Haziran 2023 Pazartesi
Can Atalay'ı Serbest Bırakın!
"Gezi'yi bu kadar güzel anımsanmasının sebebi budur. Gezi, insanın kendi kaderini eline alma iradesidir, kararlılığıdır. Gezi, bu ülkenin Ortadoğu'nun karanlığından çıkacağını ihtimalidir. Gezi, bu memleketin eşitlik, özgürlük ve adalet umududur.