28 Şubat 2010 Pazar

Anket # 12


Fenerbahçemizin kötü gidişi sürüyor ve bu kötü gidiş sürerken blogda anket açarak görüşleri alalım. Sizce Fenerbahçemiz'de Kötü Gidişin Nedeni Ne ? Futbolcular, Yönetim, Daum, Şanssızlık, Hakemler ve diğer. Oylarınızı bekliyorum. Sağ tarafta yer alan anketimiz 1 ay açık kalacak.

Xavi'den Efsane Pas



Tarih : 27 Şubat 2010
Yer : Nou Camp
Maç : Barcelona-Malaga
Olay : Xavi'den Alves'e inanılmaz güzel bir pas.

Blog arşivinde kalsın.

İstanbul B.Ş.B.Spor 2 Fenerbahçe 1


Aslında bu maç hakkında çok şey yazmaya gerek yok. Son haftalarda yaşadığımız kötü futbol yine devam etti. Mücadele yok, hırs yok, istek yok.yok yok yok. Kalede Volkan kurtardığı bir top görmüyoruz, zaman zaman inanılmaz hatalar yapıyor. Sonra çıkıp taraftarlarımız bizim yanımızda olsun diyor. Volkan bugün o stada gelen 25-30 bin taraftar için ne diyeceksin ? Bilica desen pimi çekili bomba her an hata yapacak mı diye bekliyoruz. Deniz desen karı gibi oynuyor. Yavaş hareketler yana paslar falan. Sorarım size Maldonado ve Josico'dan ne farkı var Deniz'in de hala bu takımda futbol oynuyor. Selçuk desen tamam mücadele ediyor ama o da karı gibi oynuyor. Hem karı gibi olup hem mücadele edilir mi. İşte Selçuk tam öyle. Gökhan Gönül diyoruz bu sezon çok kötü, Önder sorunlar yaşıyor, Bekir kadroya giremiyor, Guiza formsuz, Alex yoruldu bitti artık takımı sırtlamaktan, bugün de harika bir gol attı, Cristian desek o da çok iyi bir topçu değil. Emre son maçlarda müthiş mücadele ediyor. Gökhan ve Semih gibi ne yapacağı belli olmayan oyuncular. Vederson ve Santos iyi gibiler ama onların da bir günü bir gününü tutmuyor. Eeeee bu kadar formsuz ve bu kadar ruhsuz futbolcular olunca bu sonuçlar normal mi ? Herhalde normal. Sahaya çıkıyorsun takıma bakıyorsun kazanacak hava yok, gol yiyorsun cevap verecek potansiyel yok. Onun dışında rakibe 2 pozisyon veriyoruz 2 gol yiyoruz. Sonuç olarak liderin 5 puan gerisinde kaldık ve ligi kazanma şansımız çok azaldı. Yine de biz Pazartesi olduğu gibi Perşembe olduğu gibi bugün olduğu gibi haftaya Pazar'da tribünde olacağız. Ama artık taraftar bir yerde patlar söylemedi demeyin. Unutmadan Daum ligin 8.haftası bittiğinde siz hiç 8'de 8 gördünüz mü dedi bende ona diyorum ki biz hiç 7'de 0'da görmedik Daum...

Saldır Fener / İstanbul B.Ş.B.Spor-Fenerbahçe Maçı Öncesi


www.gencfb.org 'dan müthiş açılış fotoğrafı

Fenerbahçemiz Türkcell Süper Lig 23.hafta karşılaşmasında İstanbul B.Ş.B.Spor deplasmanına çıkıyor. Aslında İstanbul'da taraftarı da olmayan Belediye Spor maçına deplasman demek bile ayıp ama alınan sonuçlar bunun hakikaten büyük bir deplasman olduğunu gösteriyor. 10 Ağustos 2007 tarihinde Belediye Spor'un ilk kez lige çıktığı sezonun ilk maçında deplasmanda 2-0 yenildik, 2008/2009 sezonu yine Belediye Spor maçı yine 2-0'lık mağlubiyet aldık. Yani henüz galibiyetimiz yok. Bize ters geliyorlar. Hiçbir maç top oynamayan adamlar bize karşı kral performans sergiliyorlar. Efe geliyor her maçımız da harika oynuyor. Bizden giden Kerim'in ve genç İskender'in de bize karşı golleri var. Ama artık orada galibiyet almalıyız. Zaten mücadeleye gerek resmi maçlarda 6 maçtır kazanamamız, gerek Belediye Spor'a karşı deplasamanda puan alamamamız nedeniyle bir hırsla çıkacağız. Gerçi Lille maçından kaynaklanan bir moral bozukluğu ve yorgunlukta olacaktır. Ama yine de iyi bir kadroyla çıkıp 3 puanı alacağız. Özer, Lugano, Mehmet, Ali ve Uğur gibi oyuncularımız oynamasa da Volkan, Önder, Bekir, Bilica, Santos, Vederson, Emre, Cristian, Gökhan, Alex ve Guiza gibi iyi bir ilk 11 ile sahaya çıkacağız. Haydi Fener kazanmaya başlıyoruz ve sezon sonuna kadar bu şekilde devam ediyoruz. Ben de Fenerbahçemi son 6 gün içinde 3.kez statta destekleyeceğim. 3 puan için, kupa için ve taraftarını sevindirmek için saldır fener ! Düştük yine yollarına sevdamızı haykırmaya...

Barcelona 2 Malaga 1


Barcelona La Liga 24.hafta mücadelesinde sahasında Malaga'yı ağırladı. Sakatların iyileşmesi, cezalıların cezalarını doldurması nedeniyle ideal'e yakın ilk 11 ile sahaya çıktık. Valdex, Alves, Pique, Puyol, Maxwell, Xavi, İniesta, Busquets, Pedro, Messi ve İbrahimovic ilk 11'i maça başladık. Mücadeleye yine çok iyi başlamadık. Hatta ilk atağı Malaga yaptı. Ama daha sonra toparlandık. Messi, İbrahimovic ile pozisyonlardan yararlanamadık. Özellikle 35 ile 45 arası müthiş bir tempo yakaladık ama golü bulamadık. Hakem 43.dk Manu Torres'i 2.sarıdan atsa belki işler çok daha kolay olurdu ama olmadı, atmadı. 2.yarıya da baskılı başladık. Malaga orta sahayı geçemiyordu. Barcelona Xavi, Messi, İbrahimovic ile pozisyonlardan yararlanamıyordu. Ama dakikalar 68'i gösterirken tribünlerde ki 64.837 taraftar, ekran başındaki milyonlar Pedro'nun golüyle rahatladı. Uzaktan harika bir gol attı. Bu sezon ligde 7. toplam 12.golü oldu. Bu golden sonra maç içinde pozisyona giremeyen Malaga orta sahada müthiş bir verkaç yaptı ve Valdo topla gidip kalecinin yanından şık bir vuruşla topu ağlara yolladı. Dakikalar 81'i gösteriyordu ve statta ve ekranları başındaki Barcelona taraftarları şok olmuştu. Ama bu dakikadan sonra sahneye Xavi çıktı. 84.dk kalabalık defansın arasından Alves'e inanılmaz bir pas attı. Direk ps'de üçgen'e basılarak atılabilecek türden. Alves'de içeriye Messi'ye çıkardı ve Messi boş kaleye golü atarak bu sezon ki 17.golüne ulaştı. Bu golden sonra mücadele de başka birşey olmadı ve 2-1 sona erdi. Bu sonuçtan sonra Barcelona Real Madrid'e verdiği liderliği 90 dk sonra geri aldı. Barcelona'da özellikle Xavi, Pedro iyi oynadı. İbrahimovic çok şanssızdı. Yine de 3 puan güzeldir. Madridliler sevinmesin. Haftaya Almeria deplasmanındayız.

27 Şubat 2010 Cumartesi

Fenerbahçe Ülker 81 Galatasaray Cafe Crown 77


Fenerbahçemiz Beko Basketbol Ligi 20.hafta mücadelesinde Abdi İpekçi spor salonunda Galatasaray ile karşılaştı. 2 ekibin arasında ki 100.maçtı. Galatasaray 49 galibiyet, Fenerbahçe 48 galibiyet almıştı. Bu galibiyetle beraber 49 galibiyete ulaştık. Mücadeleyi baştan sonra üstün götürdük. Sadece 4.periyot biraz sıkıntı yaşasakta yine de herşey kontrol altında geçti. Ukic ve Ömer Onan iyi oynadılar. İstatistiksel anlamda ise Ukic 19 sayı 3 asist, Ömer Onan 17 sayı, Mirsad 10 sayı 10 ribaund, Preldzic ise 5 sayı 5 ribaund 3 asist ile galibiyette pay sahibi oldular. Galatasaray'da ise Rancik ve Washington 17'şer sayı ve Wilkinson 18 sayıyla mağlubiyete engel olamadılar. Fenerbahçemiz bu skorla maç fazlasıyla liderliğe yükseldi. Ayrıca Galatasaray ile olası bir playoff eşleşmesinde 1-0 önde başlayacağız - ne playoff'u ya Galatasaray küme düşmemeye oynuyor :)-. Bu arada mücadele oldukça centilmenlik çerçevesinde oynandı. Ama yine de atmosfer daha iyi olabilirdi. Bildiğimiz derbi atmosferi yoktu. Haftaya Pınar Karşıyaka deplasmanında zorlu bir maça çıkacağız. Bu arada Galatasaray bu sezon bizi herhangi bir branşta yendi mi ?

Terry & Bridge


Manchester City Chelsea deplasmanından 4-2 galibiyetle döndü. Goller Tevez(2) ve Bellamy(2)'den. Chelsea'nin golleri Lampard'dan. Chelsea mücadeleyi 9 kişi tamamladı. Belletti ve Ballack atıldı. Seromoni sırasında Bridge Terry'nin elini sıkmayarak güzel bir iş yaptı.

Kuzeyin Oğlu


Geçen hafta başlayan ve retinglerde ilk sırayı alan Volkan Konak 2.programı ile dün gece yine milyonları ekrana bağladı. İlk programda tek başınaydı. Ama dün gece Edip Akbayram da konuk oldu. Program 22:30'da başladı ve 01:10'da sona erdi. Çarşambayı sel aldı, Eledim eledim , Eşkiya dünyaya hükumdar olmuş, Değmem benim gamlı yaslı gönlüme, Hasretinle yandı gönlüm, Sen benden gittin gideli, 1 Mayıs, Aldırma Gönül, Yarim yarim, Nefesim nefesine, Karlı kayın ormanı, Rüzgar... gibi bir sürü şarkının yer aldığı program yine şahaneydi. Artık Cuma gecelerimiz şekillendi. Kuzeyin Oğlu'ndayız...

26 Şubat 2010 Cuma

Beyonce & Jay-Z



Beyonce & Jay-Z Lakers-Dallas maçından bir kare

Maç Günlüğüm # 33


- Fenerbahçe-Lille maçı için saat 17:45'te İzmitten hareket ettik. Her zaman ki gibi Kocaeli Gfb üyesi arkadaşlarımla beraber.

- Trafiğin yoğun olması sebebiyle saat 19:45 gibi Kadıköy'de olduk. Diğer maçlara göre etrafta ne yemek yedik, ne gezdik. Direk stadyuma girdik.

- Her maça yaptığımız pankartlarımıza bu maçta da devam ettik. Sözümüz kısa ve netti. Hırs + Mücadele = Başarı. Bu da fotoğrafı. TIKLAYINIZ.

- Pankartımızı astıktan sonra koridorlarda Galatasaray-Atl Madrid maçını izledik.

- Galatasaray maçı bitince tribündeki yerimizi aldık. Her zamandan daha kalabalık bir stadyum vardı. Kale arkaları tamamen doluydu. Fenerium alt bile neredeyse doluydu. Stadydumda 45-47 bin kişi vardı kesin.

- Mücadele 1-1 bitti.

- Çok üzüldüm. Böyle bir oyundan sonra böyle bir gol ile elenmemeliydik.

- Tribün performansı olarak çok iyiydik. Özellikle Migros tribününün stadı yönettiği anlar güzeldi.

- Grup Ck, Vamos Bien ve 1907 Unifeb'in hazırladığı tam tamına 1500 sopalı pankart gerçekten harikaydı. Ama keşke tek telekom üst'te durmasaydı. Alt katta da olsaydı. Daha güzel olabilirdi. Yine de harikaydı.

- Zemin'de her geçen maç daha iyi gözüküyor gözüme. Ya da kötü haline alışıyoruz. Bize güzel geliyor.

- Tribünde çok gereksiz insan var. Atkısız, formasız!

- Onu geçelim de Kadıköy'den İzmit'e uzun zamandır mutsuz dönüyorum. Nasıl olacak bu işler!

- Saat 00:00 gibi stadyumdan çıktık. Büyük moral bozukluğu ile beraber stadı terketttim. Dönüş yolunda ise Opet tesislerinde sıcacık çorbalarımızı içtikten sonra saat 02:20'de evdeydim.

- Bundan sonra ki maç ; Pazar günü Olimpiyat stadında İstanbul B.Ş.B.Spor. Durumlara göre gideceğim.

- Herkese hayatta başarılar

Fenerbahçe 1 Lille 1


Fenerbahçemiz Uefa Avrupa Ligi 2.tur rövanş karşılaşmasında Lille Kadıköy'de 1-1 berabere kalırken Uefa Avrupa Ligi'ne veda etti. Mücadele öncesi oldukça eksik bir kadroumuz vardı. Daum son basın toplantısında kaleci hariç 10 sağlam oyuncusu olduğunu söyleyeyince insanların içine kurt düşmüştü. Ama yine de herkesin inancı tamdı. Mücadele'ye çıktığımız kadro'da Deniz sol kanatta, Gökhan sağ açık'ta, Bekir göbekte olunca biraz korktuk. Ama yine de iyi mücadele ettik, turu 86.dk'ya kadar elimizde tuttuk ve sonuçta elendik. Sahaya çıkan mücadele eden başta Emre, Önder, Volkan olmak üzere takımımıza, Çarşamba günü antremana giderek takımımıza destek veren taraftarlarımıza, bugün stadı tamamen dolduran büyük Fenerbahçe taraftarlarına, 1500 tane sopalı pankart yaparak müthiş bir görsellik sunan Grup Ck, Unifeb ve Vamos Bien'e çok ama çok teşekkürler. Eee neymiş uefa bize harammış. Alex'in vurduğu top gol olsa belki de şimdi Liverpool'da ne yenir diye konuşuyorduk. Kaldı 2 hedef. Lig ve Türkiye Kupası...

25 Şubat 2010 Perşembe

Saldır Fener / Fenerbahçe-Lille Maçı Öncesi



Totem yapıyorum ve hiçbirşey yazmıyorum. Umarım kazanırız. Saat 22:05'te Lille'i yenip üst tura çıkmalıyız. Maraton Üst A blokta takımı desteklemeye devam ediyorum. Pankartımız da Maraton üst E blokta yer alacak.

Şampiyonlar Ligi 16.4


Şampiyonlar Ligi 2.tur ilk müsabakaları tamamlandı. 2.turun en iyi maçı en sona kalmıştı. Mourinho'nun İnter'i ile Ancerinho'nun Chelsea'si karşı karşıya geliyordu. Ancerinho diyorum çünkü o takımı yaratan adam Mourinho. Hala onun oyuncuları oynuyor ve onun yarattığı taktik ile. Mücadeleye İnter iyi başladı. Maçın başında 5.dk Chelsea savunmasının bir anlık dalgınlığı ile beraber Milito ile golü buldular. Temiz bir bitiriş yaptı. Bu dakikadan sonra Chelsea üstünlüğü ele aldı ve art arda ataklar yaptı. İçlerinden en tehlikelisi Drogba'nınn müthiş frikiğiydi. İlk yarı 1-0 sona ererken Chelsea'nin gol atacağı belliydi. Ve 2.yarı başladığında henüz 51.dk Kalou skoru 1-1'e getiriyordu. Golde o ana kadar iyi oynayan Julio Cesar'ın hatası var mı yok mu tartışılır. Bu golden 4 dk sonra ise Cambiasso vurdu savunmadan sekti 2.pozisyon güzel vurdu Cech kımıldayamadı. Skor 2-1'e geldikten sonra yine Chelsea atakları başladı ama sonuç vermedi. İnter'de bana göre maçın adamı Lucio'dur. Chelsea'da ise Anelka iyi oynadı. Maç boyunca Chelsea şutlarda 8'e 3, topla oynamada % 56'ya 44 üstündü. İnter'in maç boyunca korner kullanmaması da ilginç bir istatistikti. Sonuç olarak Chelsea büyük bir avantaj ile İngiltere'ye dönüyor. Gece'nin diğer maçında Cska ile Sevilla Mark Gonzales ile Negredo'nun karşılıklı golleri ile 1-1 sona erdi. Şampiyonlar Ligi heyecanı 9 Mart'ta kaldığı yerden devam edecek.

24 Şubat 2010 Çarşamba

Konuşan Fotoğraflar # 18


Fenerbahçe-Bursaspor maçından bir kare

Stuttgart 1 Barcelona 1


Şampiyonlar ligi 2.tur ilk maçında Barcelona deplasmanda Stuttgart ile 1-1 berabere kaldı. Stuttgart'ın golünü Cacau atarken, Barcelona'nın golünü İbrahimovic kaydetti. Star Tv maçı yayınlamadığı için netten izlemek zorunda kaldık. Allahtan harika bir site buldum da 90 dk'yı hiç durmadan, donmadan, kıpraşmadan izleyebildim. Maça geçersek mücadele'ye iyi bir kadroyla çıkan Barcelona belki de son 2 yılın en kötü ilk yarı performansını ortaya koydu. İlk yarı ceza sahasına giremedi. Sadece tek pozisyon buldu. O da Messi'nin uzaktan atılan şutuydu. Kaleci Lehmann'dan seken top direkten döndü. Bunun dışında çok iyi alan kapatan, kanatları çok iyi kullanan ve hızlı hücuma çıkan bir Stuttgart vardı. İlk yarı kaçırdıkları 3-4 tane de net gol pozisyonları vardı. Cacau'nun kafa golü ise hazırlanış bakımında güzeldi. 2.yarı ise Barcelona biraz toparlandı ve art arda pozisyonlar buldu. Bu pozisyonlardan 52.dk İbrahimovic ile golü buldu. Bu dakikadan sonra zaman zaman Barcelona, zaman zaman Stuttgart tehlike yarattı. Ama tüm bu pozisyonlar sonuçsuz kaldı ve Barcelona avantaj ile İspanya'ya geri döndü. Ayrıca 2.yarı Barcelona lehine 1 penaltı düdüğü de es geçildi. Barcelona'da Puyol, Messi ve Pique bana göre iyi oynadılar. İbrahimovic'te bu sezon resmi maçlarda 15.golüne ulaştı. Ayrıca gece de ilgi çeken en büyük olaylardan birisi de 90 dk susmayan Stuttgart taraftarlarıdır. Rövanş 17 Mart'ta. Gece'nin diğer maçında Bordeaux deplasmanda Olympiakos'u Ciani'nin attığı golle 1-0 yendi ve büyük avantaj elde etti. Şampiyonlar Ligi'nde 2.tur ilk maçları bugün oynanacak İnter-Chelsea - Star tv yayınlıyor- ve Cska-Sevilla maçları ile devam edecek.

23 Şubat 2010 Salı

Fenerbahçe'de Bir Maçta En Çok Gol Atan Futbolcular # 2


Daha önce ilk bölümüyle yazmıştık. Fenerbahçe'de bir maçta en çok gol atan futbolcular diye. Devam edelim. En son fotoğrafta ki Tuncay'ı yazmıştık. Manchester'a 3 tane sallamıştı. 22 Şubat 2004 tarihinde Ümit Özat Gaziantep deplasmanının'da 3 tane atmış. Ümit ve 3 gol ilginç. Yanılmıyorsam kariyerinde tek hat-trick'i. 23 Ağustos 2003 tarihinde ise Kadıköy'de Elazığspor'u 7-1 yendiğimiz maçta Tuncay Şanlı 4 gol atarak yıldızlaşmıştı. Belki de Fenerbahçe'de bir maçta en çok gol atma rekoru bu sezona aittir. 2002/2003 sezonu. 1 Eylül 2002 Fenerbahçe Denizlispor'u 3-2 yenerken Washington 3 gol atmıştı. 17 Kasım 2002 tarihinde Fenerbahçe Bursaspor'u 7-1 yenerken Washington 3 gol atmıştı. 22 Aralık 2002 tarihinde Fenerbahçe Trabzonspor'u 3-2 yenerken Tuncay Şanlı 3 gol atarak öne çıkıyordu. 2001/2002 sezonunda ise ligin ilk maçında Samsunspor'u 3-0 yenerken Revivo 3 gol ile öne çıkıyordu.  2000/2001 sezonunda ise bir maçta 3 veya daha fazla gol atan futbolcumuz bulunmuyor. Serimiz devam edecek...

Maç Günlüğüm # 32


- Fenerbahçe-Bursaspor maçı için saat 13:34 treni ile İstanbul'a hareket ettik - ettik çünkü Kocaeli Gfb üyesi arkadaşlarımla beraber-. Saat 15:08 civarı Bostancı'da indik ve sahilden devam ettik ve Bağdat caddesi üzerinden stada yürüdük.

- Cadde'de kaç tane Benzin diye mekan var ?

- Bağdat caddesi gerek insanları, gerek ambiansı, gerek cafeleri, dükkanları ile gerçekten Türkiye'nin 2 numaralı caddesidir.

- Saat 17:00 gibi stadın orda olduk. Eski dernek binasının orda bir süre Kocaeli'den gelen diğer arkadaşlarımızla muhabbet ettikten sonra aç olan mideleri doyurmak için en yakında ki mekanlardan birinde gerekeni yaptık.

- Saat 18:00 gibi oradan çıktık ve Nazlı'nın yeri restaurant'ta biramızı içerek maç saatini beklemeye başladık. İlk11.blogspottan Göksel ile'de biraz muhabbet edip biralarımızı içtikten sonra pankartımızı asmak için saat 19:00'de stada doğru yola çıktık.

- Bu arada Nazlı'nın yeri diye yıllardır duyardık, alkol alırdık ama Nazlı'nın kim olduğunu bilmezdim. Nazlı teyze varmış. Onu da gördük.

- Ve işte stada girdiğimiz beklenen tabloyla karşı karşıyaydık. Tamemen dolu Türk telekom tribünü ve Migros tribünü. 22 tl olsun biletler oynatalım yeri yerinden şampiyonluğu çok istiyoruz rakipleri teker teker yen - tezahurat yaptım şu anda :) -. E blok'a pankartımızı astıktan sonra tribündeki yerimizi aldık.

- Her zaman ki gibi taraftar tribünü boştu. O kadar karar alınıyor, o kadar duyurular yapılıyor ama yine hiç kimse maça erken girmiyor. Acilen çözülmesi gereken bir sorun.

- Mücadele'yi 2-0'dan 3-2 kaybettik. 

- Tribünlere bakarsak ilk yarı iyiydik. Zaman zaman oldukça kötüydük. Migros ile tezahurat yapma istediğimiz tribünlerimizi bozdu. Ama onun dışında iyiydik. Herşeye rağmen Fenerbahçe sen çok yaşa'nın yeni melodisi karşılıklı söylenince oldukça etkili oluyor. Uzun süre söylenmelidir. Akşam maçtan geldiğimde tv'den maçı izlediğimde tv'ye en çok sesin o melodi de geldiğini duydum. Onun dışında A blok B blok derken etkili tribün oluyor.

- Tribün demişken Kfy 2 sene öncesinde Maraton Üst E blokta istediği zaman harika bağırıyordu. Bir milyonlarca girerlerdi stat inlerdi, dönüp oraya bakardık. Ama artık o etkinlik yok. Ayrıca A blok alt ve tribünün üst kısımları da hiç bağırmıyor! Nasıl taraftar tribünü burası kardeşim.

- Herşeye rağmen formalı, atkılı, ürünlü taraftar sayısı oldukça fazla. Tribünde blogu okuyan çok insan var herhalde :)

- Bursaspor'da nasıl o tribünü dolduramıyor aklım almıyor. 22 tl biletler sadece üst kat oldu. İlginç.

- Mücadele sonunda 15 dk stattan çıkamadım. Resmen çöktüm, çok üzüldüm.

- Stat dışında 2 tane büyük olay vardı. Taraftarlar sinirli kavga yapacak yer arıyorlar. Polis'in biber gazlı müdahalesine şahit olduk. 5 kişiye hemen biber gazı! Ne kadar saçma!

- Stattan çıktığımız üzgündük ama yine de hafiften hafiften içerden baskı vardı tezahurat yapmak için.

- 2'şer tane daha bira alıp arabaya bindik. Ve 22:30 gibi yola çıktık. Araba da daha fazla dayanamadık ve Kanaryasın sen bizim canımız şeklinde tezahuratlarla beraber yine de herşeyi unuttuk. Mola yerinde biraları içtikten sonra yolculuğumuz sona eriyordu.

- Saat 24:15 civarı evdeydim.

- Lille maçında görüşmek üzere...

- Bu arada bu maça da pankart yaptık tabikide. İşte burada. Lille maçına da yapacağız.

- Herkese hayatta başarılar.

Fenerbahçe 2 Bursaspor 3


Fenerbahçemiz Türkcell Süper Lig 22.hafta mücadelesinde Bursaspor'a Kadıköy'de 3-2 yenildi ve liderin 2 puan gerisinde haftayı kapattı. Maçtan önceye bakarsak Fenerbahçe'de işler bu maçtan önce pek iyi değildi. Bu maç herşeyin iyiye döndüğü bir maç olabilirdi. Ama olmadı. Tamamen dolu bir Şükrü Saraçoğlu'nda oynanan bu maçta aslında Fenerbahçe çok iyi başladı. Alex'in attığı mükemmel gol ile 1-0 öne geçtik. Bu goldan sonra 7.dk Volkan Şen Volkan'ı ve direği geçemedi, 8.dk Guiza İvankov'u geçemedi. 21.dk Alex'in kullandığı kornerde top Vederson ile buluştu. Vederson'da orta şut karışımı bir vuruşla topu içeriye yolladı. Son haftaların formda oyuncusu Santos şık bir vuruşla skoru 2-0 yaptı. Bu golden sonra bir süre skoru 2-0'da tutsak eminim ki maç alırdık. Ama olmadı hemen 26.dk Gökhan Gönül'ün orta sahada çıkarken kaptırdığı topta Ozan İpek ortaladı Batalla vurdu. Skor 2-1'e geldi. İlk yarı böyle sona erdi. 2.yarı pek pozisyon olmadı. 85.dk Bilica'nın gereksiz hareketi ve kazandırdığı çift vuruşta Ozan İpek'in vuruşu savunmadan sekti ve ağlarla buluştu. Bu golden sonra ise cümbür cemaat hücum yapmaya çalışınca kontra'dan Ozan ile 1 gol daha yedi ve mücadele 2-3 Bursaspor'un üstünlüğü ile sona erdi. Aslında mücadeleye bakarsak Fenerbahçe iyi oynadı. Pozisyonlar buldu ama atamadı. Bursaspor 5 kere geldi 3 gol attı. Zaten son 5 maçta yediğimiz gol sayısı 11'e çıktı. Atıyoruz ama yiyoruz. Bunda tabiki de Lugano'nun yokluğu ve kadro yetersizliği ön plana çıkıyor. Onun dışında iyi oynadığımız gerçeği varken gol yeme sıkıntımız başımıza büyük dertler açıyor. Bursaspor ise oldukça iyi oynadı. Takımımız da Emre, Santos, Alex ve Vederson oldukça iyiydi. Bursaspor'da 1 asist 2 gol yapan Ozan damga vurdu. Maçta öne çıkanlar ise ; Emre'nin çok çok iyi oyunu, tamamen dolu tribünler, Alex'in müthiş golü, Santos'un şık golü, ve son haftalara göre düzgün olan saha zemini ve Guiza çıkarken koşup ona moral veren gerçek kaptanlık yapan teselli eden Alex. Kötü diyebileceğimiz ; Özer'in şanssız sakatlığı -omzu çıkmış-  Guiza'nın yuhalanması, küfür edilmesi- Fenerbahçe futbolcusu eleştirilir ama yuhalanmaz - , Daum - Guiza'yı çıkar diyen Fenerium alt tribüne değiştirmicem diye artistik yaptıktan 5 dk sonra Guiza'yı çıkartması çok ama çok yanlıştı -. Sonuç olarak Fenerbahçemiz son 5 maçta kazanamadı, ligde liderin 2 puan gerisinde kaldı, Bursaspor'a üst üste 2 maç 3'er golle yenildi. Perşembe günü çok kritik maça çıkıyoruz. Yine de herşeye rağmen ; Kanaryasın sen bizim canımız...

22 Şubat 2010 Pazartesi

Guiza'ya Destek Verenlerden Biri de Benim


Fenerbahçemiz bugün Bursaspor'a 3-2 yenildi. Oyunda kaldığı süre içerisinde goller kaçırdı. Tamam üzüldük ve kızdık. Ama Fenerbahçemiz için bana göre mücadele eden, hırslı oynayan, istekli oynayan bir Guiza varken ben onu yuhalamam. Ayrıca oyundayken Semih gol gol gol diye bağırmam! Birazcık kendinizi Guiza yerine koyun. 50 bin kişi tarafından ıslıklanırsanız, yuhalanırsanız ne hissedersiniz? Guiza'nin kaçırdığı gollerden sonra üzüldüm, ağladım, kızdım ama bir futbolcuya böyle bir tepki göstermek çok yanlış. Ayrıca onu o an oyundan çıkaran Daum'da hatalıdır. Herşeye rağmen Guiza'ya inanıyorum. Herşeye rağmen...

Saldır Fener / Fenerbahçe-Bursaspor Maçı Öncesi


Bu fotoğraf Kiev maçı için yapılmış. Google'da buldum, beğendim ve koydum. Hazırlayan'ı bilmiyorum. Blogu okuyorsa belirtsin kaynak gösteririz.

Fenerbahçemiz Türkcell Süper lig 22.hafta mücadelesinde Bursaspor'u Kadıköy'de ağırlayacak. Türkiye Kupası, Lig ve Uefa Kupası maçlarında son 4 maçtır kazanamayan Fenerbahçe artık bu kötü gidişe son vermek için Bursaspor karşısına çıkıyor. Bu sezon Bursaspor ile oynayacağımız 4.maç olacak. Bu 3 maçta Fenerbahçe 2 galibiyet 1 yenilgi aldı. Takımımızda Mehmet Topuz, Lugano ve Deivid forma giyemeyecek. Sahaya çıkacağımız kadro ise her zaman ki oldukça yeterli. Fenerbahçe'nin sahaya ; Volkan, Gökhan, Deniz, Bilica, Santos, Özer, Emre, Cristian, Vederson, Alex ve Semih ilk 11'i çıkması bekleniyor. 4 Şubat tarihinde Kadıköy'de oynadığımız ve 3-0 kazandığımız maçta ki mücadeleyi sergilersek yine kazanırız, ama tam tersi 11 Şubat tarihinde Bursa'da oynadığımız ve 3-1 kaybettiğimiz maçta ki gibi oynarsak kesin kaybederiz. Biraz mücadele, biraz istek, biraz arzu yeterli olur. Bilet fiyatlarının da 22 tl olduğunu düşünürsek statta tamamen dolacak bu da çok büyük bir avantaj sağlayacak. Ayrıca 15 gün sonra Kadıköy'e gidiyoruz. Bu da stadın dolmasında bir etken. Neyse lafı uzatmayalım ve diyelim ki Bizim için saldır kanarya... Liderlik için, 3 puan için, Bursaspor'u susturmak için, kupa maçlarından sonra hakemlere yüklenen Ertuğrul Sağlam'ı susturmak için, Kadıköy'de ki maçtan sonra ailelere saldıran! Bursa'da ki maçta taraftarımıza saldıran Bursaspor taraftarını susturmak için Saldır Fener. Mücadele saat 20:00'da başlayacak, Bülent Yıldırım tarafından yönetilecek ve Lig Tv'den naklen yayınlanacak.

Not : Ben Maraton Üst A blok'ta takımı desteklemeye devam ediyorum. Pankartımız da Maraton üst C blok'ta yer alacak.

Haftasonu Spor


Haftasonu İstanbul'da olduğum için spor'dan uzakta kaldım. Bakalım neler olmuş. Fenerbahçe Ülker 43 sene Türkiye Kupası'nı kazanmış - futbol takımı için iyi bir işaret gibi - , bayan basketbolcular deplasmanda İstanbul Üniversitesi'ni 78-67, bayan voleybolcularımız deplasmanda Ankaragücü'nü 3-0, erkek voleybolcularımız Toket Plevne Belediyesi'ni 3-0 yenmiş. Bunun yanında Barcelona Racing Santander'i 4-0 yenmiş. Goller İniesta, Marquez, Henry ve Thiago'dan gelmiş. Everton Manchester United'ı 3-1, Arsenal Sunderland'i 2-0, Chelsea Wolverhampton'u 2-0 yenmiş. İnter berabere kalmış, Milan yenmiş, Roma yenmiş, Juventus yenmiş, Leverkusen berabere, Münih berabere kalmış, Lille deplasmanda Rennes'i 2-1 yenmiş, Real Madrid Villrreal'i dağıtmış - 6-2 -, T-mac geri dönmüş, New York ile ilk çıktığı maçta 26 sayı 4 ribaund 5 asist yapmış - seviyoruz seni T-mac -, yaşadığım kentin takımı Kocaelispor yine yenilmiş... Daha yazacak çok şey vardır belki ama yazmıyorum :)

20 Şubat 2010 Cumartesi

Haftasonu İstanbul


Haftasonu İstanbuldayım. Futboldan uzak, tv'den uzak, internetten uzak bir haftasonu geçireceğim. Gezmek lazım İstanbul'da. Pazartesi'ye kadar yokum.

Online Fm 2010 Keyfi # 2


Kariyerimin başlangıcını yazmıştım. Tanju ile online Fm 2010 keyfi. Sezon benim adıma mükemmel başlamıştı ve mükemmel gidiyordu. Aslında herşey Uefa Avrupa Ligi 2.tur ilk maçında başladı. 2-1'lik mağlubiyetle ayrıldım Villarreal deplasmanından. Daha sonra Kadıköy'de tam 1-0'a elerken son dk 90+3 yediğim golle elendim. İşler tersine dönmüştü. Daha önce ben son dakika golleriyle kazanıyordum. Bu sefer rakipler böyle kazanmaya başladı. Diğer tarafta ise Tanju Trabzonspor ile beraber müthiş oynuyor, farklı skorlar alıyordu. Ben Fenerbahçe ile kadro azizliğine uğradım, birçok sakatlık verdim, hiçbir maça aynı ilk 11 ile çıkamadım ve sonuç 0 kupa. Üstüne Galatasaray'a Kadıköy'de yenildim!


Takım'da Alex iyi oynuyordu ama o da sakatlanınca bir süre sonra iyice herşey kötüye gitti. Ligde Kayserispor maçı, Diyarbakırspor maçı, Galatasaray maçı derken son 6 hafta 1 tane galibiyet almam beni bitirdi. Ligi 4.sırada kapattım. Türkiye Kupası'nda ise Yarı Final'de Gaziantepspor'a elendim. Uefa'da da birşey yapamadım. Neyse kötü bir sezon geçirdim. Tanju'yu tebrik ediyorum. Ama yeni sezona iddaalı bir kadro ile gireceğim. Ve Fenerbahçe'mizi gerektiği yere çıkaracağım. Umarım yanılmam ve gerekenleri gerçekleştiririm. Hadi bakalım. 2.sezon başlasın... Son olarak şunu diyim ne kötü başlık etmişim be :) Bu keyifse ben keyif almayı bilmiyorum :)

19 Şubat 2010 Cuma

İddaa'da Büyük Şanssızlık


Büyük şanssızlık. 2 kupon yaptım. 1 kupon hakemin büyük hataları ile 2-2 berabere bitti, diğerinde ise son 7 maçı alt biten 2 takımın maçında Fortuna 4 salladı. Sağlık olsun diyorum ama tutsaydı 1 tanesi güzel olurdu bee...

Volkan Konak Programa Başlıyor


Hayatımda bütün şarkılarını dinlediğim, bildiğim ve sıkılmadığım ender sanatçılardan bir tanesidir Volkan Konak. Bu gece Show Tv'de yeni programa başlıyor. Kuzeyin Oğlu Volkan Konak adında. Aslında şöyle olacak böyle olacka demeye gerek yok. Volkan Konak çıkacak birbirinden güzel şarkıları seslendirecek ve bizlerde tv karşısında kendimizden geçeceğiz. Cuma günlerinin programı belli oldu 22:30 Volkan Konak, 00:30 Beyaz... İyi eğlenceler.

İddaa Kuponum # 36


Sürekli farklı sitelerden bahis oynamaya devam ediyorum :) Sırada ise oley.com var :) Yatırdık paramızı bu hafta oley.com'dayız. Umarım oleyyyyy diyebilirim.



Lille Maçı Başlıkları


Lille-Fenerbahçe maçından sonra spor yazarlarının kullandığı başlıklar. Genel görüş ise net : Fenerbahçe Lille'i Eler ! Şimdi başlıklar ; Şifre belli oldu, 4-0 biter de! , Sıkıysa çeksinler, Forvetsiz oynadılar, Daum'a soruyorum, Bu Fener Lille'i eler, Tur Fenerbahçe'nin, Bundan iyisi... , O golü kaçırana forma verilmez, Kendine yenilmek, Bu futbol anlayışı mahkumiyettir, Guiza yok! Alex ne yapsın? , Guiza'dan beklerdik! , Volkan ve Deniz'den 2 gol, Nefes, Fenerbahçe avrupa takımı, Yazık oldu, Fener tur atlar, Guiza yanlışı, Daum'un saplantısı, Guiza Alex'e çok ayıp etti, Çok komik! , Rövanşa yeter mi? , Gole Fransız! , Daha çok mücadele etmeli, Lille'i Guiza kurtardı, İstanbul'da herkes 2 kişilik oynamalı, Papaz her maç pilav yer mi ? , Üzgünüm ama, Bir tek Emre, Üzülsek mi sevinsek mi? , Çimlere gömeriz! , Guiza fransız kaldı.

Lille 2 Fenerbahçe 1


Fenerbahçemiz Uefa Avrupa Ligi 2.tur ilk maçında Lille deplasmanından 2-1'lik skorla mağlubiyetle ayrıldı. Yıllardır devam eden ancak 1-2 sene ara verdiğimiz mücadele başında gol yeme hastalığımız bu maçla tekrar başladı. 2.dk yediğimiz gol bizi geçmişe götürdü. Bütün hafta tvler, gazeteler, internet siteleri yazardı taraftar inandı, takım inandı, oyuncular inandı laflarını okurduk. Ama maç başında hemen golü yer bütün moraller altüst olurdu. Yine aynısı oldu ama bu sefer hemen 3 dk sonra Vederson 35 metreden mükemmel bir gol atarak skoru 1-1'e getirdi. Bu golden sonrada gözüken birşey vardı. Fenerbahçe Lille'den çok iyi bir takım ama savunması Lille'den 5 kat daha kötü. Rakibe verdiğimiz bütün pozisyonlar hep defansta ki kişisel hatalardan kaynaklandı. Herşeye rağmen ilk yarı 1-1 sona erdi. 2.yarı ise 51.dk Deniz'in müthiş hatası! ile beraber Frau'dan golü yedi. Bu golden sonra mücadelede pozisyonlardan sonuç alınamadı ve mücadele 2-1 sona erdi. Guiza'nın kaleciyle karşı karşıya yaptığı pas hatası, Deniz'in inanılmaz kötü oyunu ve goldeki net hatası, Vederson'un iyi oyunu dikkat çekenlerdi. Lille Fenerbahçe'den çok daha kötü bir takım. Hızlı atağa çıkma dışında bir özellikleri olduğunu düşünmüyorum. Çok şey de yazmak istemiyorum bu maçla ilgili ama şunu demek isterim. Guiza lütfen iyi oyna, Mallorca günlerine dön ve gol kaçırma, Deniz lütfen hata yapma ve yılların verdiği tecrübeyi olumlu şekilde kullan, Alex lütfen böyle maçlarda takımı al taşı, Özer lütfen kendine güvenme sen daha Fenerbahçe'nin Alex'i olamadın, Emre lütfen eski günlerine dön, Mehmet Topuz sen de Kayserispor günlerine dön, Vederson sen iyi oynadın diyecek birşeyim yok sana, Bilica Sivasspor günlerine dön, Volkan eski günlerine dön, Gökhan sen de Fenerbahçe'de ki ilk sezonuna dön, Santos Brezilya milli takımında ki gibi oyna... Haftaya Perşembe günü sezonun en krtik maçına çıkacağız. Bu Lille'e elenirsek çok üzüleceğim. Biz onlardan çok daha iyiyiz. Ayrıca Perşembe günü Kadıköy'de 52500 kişi yer almalıdır ve takımı hatada bile alkışlamalıdır.  Bu taraftar size güveniyor siz yeter ki biraz mücadele edin...

18 Şubat 2010 Perşembe

Saldır Fener / Lille-Fenerbahçe Maçı Öncesi


Fenerbahçemiz Uefa Avrupa Ligi'nde 2.tur ilk maçında deplasmanda Lille karşısına çıkıyor. Bana göre sezonun en kritik maçı. Aslında bu maçtan önce Saldır Fener yazısı yazmayacaktım. Totem misali. Ama birşeyler yazmadan duramadım. Sadece diyeceğim şu mücadele, hırs, arzu, istek olsun Fenerbahçe avrupa tecrübesi olmayan Lille'ı yener hatta rahat yener. Tıpkı çok formda döneminde oynadığımız ama yendiğimiz Twente gibi ve hatta bu sezon deplasmanlarda aldığımız 1-0'lık galibiyetler gibi. Saldır Fener. Kalbimden koskocaman bir sevda geçer, İnsanı uzaklardan yanına çeker, Her zaman her yerde en büyüksün Fener. Bu alemde, Yükseliyorsun avrupanın üstünde, Saldır kanarya coştur bizleri yine, Gurur duyuyor bu taraftar seninle, FENERBAHÇE...

NBA All-Star 2010 Dallas Değerlendirmesi (13 Şubat-16 Şubat)

Evet ne demiştim? All-Star'ı yazacağım. Galiba ilk defa sözümde durdum ve üzerinden fazla geçmeden -ne bakıyorsun sadece 3 gün geçti- yazıyorum. Ünlüler maçıyla, çaylaklar maçıyla, çaylaklar maçının devre arasındaki dunk-in yarışmasıyla, H.O.R.S.E'uyla, şut yarışmasıyla, yetenek yarışmasıyla, üçlük yarışmasıyla, smaç yarışmasıyla, All-Star maçıyla, röportajları ve şovuyla dolu dolu bir All-Star'ı daha geride bıraktık. Şimdi çok bekletmeden bir klasik eşliğinde yazımıza başlayalım. Cowboygirls!

Cuma Günü: Celebrity Game, Kazanan Batı, MVP Michael Rapaport!
İlk defa ünlüler maçı izledim All-Star'da. Internet üzerinden izleyebildi Türk seyirciler bu maçı. ABD'de de ESPN verdi. Önemli ünlüler vardı oynayanlar arasında: Chris Tucker, Michael Rapaport, Pitbull bunlardan bir kaçı. Ayrıca Dallas'ın sahibi Mark Cuban'da oynadı ve bir kaç eski NBA ve WNBA oyuncusu. Bizden biri de vardı. Türk Doktor Mehmet Öz ve tabii ki klasikleşmiş bir şekilde Harlem oyuncuları. Geçen senenin MVP'si ve aralarında şüphesiz en iyi oyunu oynayan Terrell Owens'ı da unutmamak lazım. Açıkçası 8'er dakikadan 4 periyot halinde oynanan bu maç bayağı sıktı. Hayır estetik smaçlar ya da sıkı savunmalar falan beklemiyorduk ama top sektiremeyecek kadar, 5 metreden yetiştiremeyecek kadar, boş turnike kaçıracak kadar kalitesiz olmasını da beklemiyorduk. Yine de bir kaç eğlenceli an vardı ve bu eğlenceli anların hepsinde Harlem'in imzası olması tesadüf değil. Özellikle Special K'in geçen sene spiker Jon Barry'e bir kova boşaltmasından sonra bu sefer de yine hakem Mike Breen'i kullanarak bir kova su boşaltması eğlenceliydi. Devre aralarında ve molalarda 7 kez şampiyon olmuş ünlü lassocu Trevor Brazile eşliğinde Carmelo, Pau, Rondo ve New Orleans Saints'li Pierre Thomas'ın lasso yapmaları daha doğrusu yapamamaları bayağı eğlendirdi. En dikkatimi çeken şeyde Robert Horry'nin şişmanlaması. Eskiden Will Smith'e benzetirdim onu, artık 2 Will Smith'e benziyor. Maçı 41-37 Batı kazandı, MVP Prison Break'ten tanıdığımız Michael Rapaport oldu. Bence Special K hak ediyordu.

Cuma Günü: Rookies-Sophomores Game, Kazanan Çaylaklar, Co-MVP Tyreke Evans ve DeJuan Blair
2. yılını geçiren oyuncuların büyük kaybı vardı maçtan önce: Derrick Rose. Bu tip maçlarda uzunlardan ziyade kısalar ön plana çıkar. 2. yılını geçiren oyuncular uzunlar anlamında neredeyse fark atar çaylaklara gözüyle bakılıyordu ama Rose'un olmaması onlar adına büyük dezavantajdı. Maç boyunca çok top kaybı yaptı 2. yılını geçiren oyuncular ve çaylaklar çok daha enerjik oynadı ve hızlı hücumlarla işi bitirdi. Uzunlara karşı da DeJuan Blair tek başına göğüs gerdi ve 22 sayı, 23 ribaunt ile bitirdi maçı. Tyreke'te çok yönlü bir oyun oynadı ve 2. yılını geçiren oyuncuları yıkan isimlerin başında geldi. Öte tarafta ise Westbrook'un 40 sayısı ve Beasley'in aşırı bireysel oynaması ve çok şut kullanması göze çarptı. Maçta çok eğlenceli ve etkileyici hareket oldu. Tyreke'in basket faul olan ters turnikesi, Blair'in kendi kendine potaya çarptırıp vurduğu alley-oop smaç, Casspi'nin Gallinari'yi poster edişi, Harden'ın zor bir alley-oop'u bitirmesi, Blair'in son 3 dakikayı domine etmesi falan, eğlenceliydi. Ayrıca geçen seneden sonra tek tip forma olayı yine kalkmış ve herkes kendi formasıyla sahaya çıkmıştı. Nets formasıyla sahaya çıkan Brook Lopez'in üzerinden gerek Kaan Kural olsun gerek de ABD basını olsun bayağı bir alay konusu çıktı. Özellikle şimdi kim olduğunu hatırlamadığım bir eleman şey dedi; "Eğer Nets'li Terrence Williams'da çaylaklar kadrosuna seçilseydi, iki taraf da maçı kaybedebilirdi!" Çaylaklar 140-128 kazandı. MVP Tyreke oldu ama bu ödülü Blair'le paylaşmayı tercih etti. Çaylaklar'ın bu galibiyeti 7 yıl sonra ilk galibiyeti oldu. Aynı zamanda 11 yılda da 3. galibiyetleri.

Cuma Günü: Dunk-In, Kazanan DeMar DeRozan
NBA All-Star tarihinde bir ilkti bu yarışma. Cumartesi günü yapılacak olan smaç yarışması için 3 kişi belirlendi. 4. kişi için de 2 kişi belirlendi ve bu iki kişinin çaylaklar maçının devre arasında bir mini smaç yarışması yaparak 1'e indirilmesi kararlaştırıldı. Jürinin olmayacağı bu yarışmada kazananı halk, cep telefonu mesajlarıyla ya da NBA.com'dan attığı oylarla belirleyecekti. DeMar DeRozan ve Eric Gordon katıldı yarışmaya. Herkesin favorisi DeRozan'dı, hatta Gordon'un smaç basıp basmadığını hatırlamayanlar da vardı benim gibi. Geri Gordon çaylaklar maçının ilk yarısında, sonlara doğru güzel bir alley-oop izletti bizlere. Neyse yarışmaya geçelim. 2 oyuncu da ikişer smaç bastı ve açıkçası Gordon ezdi geçti. DeRozan'ın smaçları Gordon'unkinin yanında sönük ve sıradan kaldı. Oylama zamanı NBA.com'da da bir rezalet vardı. DeRozan'ın resminin altına Eric Gordon, Gordon'un resminin altına da DeRozan konulmuştu. Bir çok kişi buradan yanlış oy atmış olabilir ama yine de bu sonucu etkilememiştir çünkü oradaki halk çoğunlukla cep telefonundan mesaj çekiyor diye biliyorum. Belki bir sonraki günkü vaatlerinden, belki de yarışmadan önce herkesin kafasında şartlandığından olabilir %61'e, %49 ile DeRozan kazandı yarışmayı. Bana göre haksızlık oldu bu, Eric Gordon hak etmişti kesinlikle.

Cumartesi Günü: H.O.R.S.E, Kazanan Kevin Durant
Yine ilk defa H.O.R.S.E'u izledim bu sene. Türk televizyonları vermiyor, TNT veriyor ABD'de. Biz de yine internetten izledik. Oyun kısaca şöyle; 3 kişi katılıyor, smaç vurmak yasak, herkes kendine ait yaratıcı bir şut atıyor. Eğer girerse diğerleri de atanın soktuğu gibi sokmak zorunda. Eğer sokamazlarsa harf alıyorlar, mesela 1 kere sokamazsa H oluyor, sonra H.O oluyor falan. İlk H.O.R.S.E olan kaybediyor. Casspi, Rondo ve Son şampiyon olarak Durant katıldı yarışmaya. Aslında bu da pek keyifli değildi. Casspi hayal kırıklığı yarattı. O elendikten sonra H.O ve H.O olan Rondo ve Durant kaldı. 1 saatlik süresi var yarışmanın, son 10 dakikaya girilirken baktılar ki birbirlerini bu şekilde eleyemeyecekler, spiker üçlük yarışması olacak dedi ve orta cepheden üçlük sallamaya başladılar. Atamayan harf alacak. İyi bir üçlükçü olmadığını bildiğimiz Rondo'nun kaybetmesi garantiydi ama Durant'i bu kadar zorlayacağını kendisi bile tahmin etmemiştir heralde. 14-15 denemede 11-12 üçlük attı Rondo. Hele ki H.O.R.S iken yani baskı altında attı bunların yarısını, yine de Durant'ten önce H.O.R.S.E oldu ve Durant üst üste 2. kez kazandı yarışmayı.

Cumartesi Günü: Shooting Stars, Kazanan Team Texas
Bu yarışmada da değişikliğe gidildi. Eskiden sadece takımlar yarışıyordu şimdi ise şehirler, hatta eyaletler yarışmaya başladı. Ev sahibi Texas takımını San Antonio, Houston ve ev sahibi Dallas temsil etti. Dallas Mavericks'ten Dirk Nowitzki, San Antonio SilverStars'dan Becky Hammon ve Houston Rockets eski NBA oyuncusu kontenjanından Kenny Smith. Team Atlanta, Joe Johnson, Steve Smith ve Angel McCoughtry'dan oluşurken, Team Sacramento, Tyreke Evans, Chris Webber ve eski bir Sacramento Monarchs'lı ama şu an New York Liberty'de oynadığı için Liberty formasıyla yarışan aynı zamanda Türkiye'de Fenerbahçe'de forma giyen Nicole Powell'dan oluştu. Finalde Texas'ın karşısına çıkan Los Angeles takımı da Texas gibi bölünenlerdendi. Lakers'dan Pau Gasol varken, eski NBA oyuncusu kontenjanı Clippers'tan Brent Barry'e gitmişti. WNBA'de de Sparks'lı Marie Ferdinand-Harris temsil etti Team Los Angeles'ı. Eski NBA oyuncuları kontenjanı 4 takımda da TNT yorumcularına gitti. Steve Smith, Kenny Smith, Chris Webber ve Brent Barry. Sacramento ve Atlanta kötü attı. İlk turun kazananı Los Angeles oldu ve Texas ile finale çıktılar. Finalde daha kusursuz şutörlere sahip olan Texas, daha kusursuz attı ve kazandı.

Cumartesi Günü: Skills Challenge, Kazanan Steve Nash
Yetenek yarışmasında bir son dakika gelişmesi olarak Rose sakatlığı neticesi katılamadı ve Westbrook soyundu. İlk çıkan Westbrook haliyle hiç çalışamadığı bu yarışmada 44 küsür saniyede bitirdi ve elendi. Ondan sonra çıkan Brandon Jennings 5. istasyona kadar kusursuz geldi ama 5. istasyonda çok vakit kaybedince o da 35 küsür saniye yaparak elendi. Sonra çıkan Deron Williams ve Steve Nash ikilisi diğer ikiliden daha iyi süre yaparak finale çıktılar. Bu yarışmanın en iyi 2 rekoruna sahipti bu ikili daha önce. Nash 25.4 saniye ile rekoru elinde bulundururken, Deron'da 25.5 yapmıştı daha önce. Finalde Nash 29.9 yaparak Deron'u geçti ve daha önce kazandığı bu yarışmayı bir kez daha kazanmış oldu.

Cumartesi Günü: 3 Point Shoot-Out, Kazanan Paul Pierce
3 Sayı yarışmasına Warriors'dan Stephen Curry, Knicks'ten Danilo Gallinari, Nuggets'tan Chauncey Billups, Suns'tan Channing Frye, Celtics'ten Paul Pierce ve son şampiyon kontenjanından, Heat'li Daequan Cook katıldı. Final adaylarım Billups, Frye ve Curry idi. Şampiyonluk adayım ise lige bu sene dahil olan ve gerek yüzü, mimikleri, gerekse de oynadığı etkileyici basketbolla favori oyuncularım arasına giren Steph Curry'di. Cook bu sene çok yedek kaldı ve soğumuştur diye tahmin ediyordum, yine de iyi attı ama finale çıkmasına yetmedi. Pierce'da daha önce katıldığı yarışmada rezil olmuştu, onun rövanşını almaya ve birilerine bir şeyler ispatlamaya gelmiş belli. Pierce ile birlikte finale çıkan diğer isimler Billups ve Curry oldu. Finalde ilk Pierce attı ve 30 puanın 20'sini kaptı. u çok ciddi bir rakamdı. Daha sonra atan Billups, Mr. Big Shot nickname'ine rağmen baskı altında ezilerek ilk turda attığından da kötü attı. Pierce'ın önünde tek engel çaylak Curry'di artık. Curry elinden geleni yapsa da Pierce'ı geçemedi ve üçlük yarışması şampiyonu Paul Pierce oldu.

Cumartesi Günü: Slam Dunk Contest, Kazanan Nate Robinson
Lakers'lı Shannon Brown, Knicks'li son şampiyon Nate Robinson, Bobcats'li Gerald Wallace ve Dunk-In'den gelen Raptors'lu DeMar DeRozan ile beraber 4'lü tamamlandı. Bu sene smaç yarışmasından çok ümitliydi herkes. Özellikle DeRozan ve Wallace'ın heyecan verici düzeyde atletik olması, Shannon Brown'ın ise büyük ümitler vermesiyle herkes belki de Nate Robinson'ın sonunda devrileceğini düşündüğü için bu kadar heyecanlandı. Ama bu smaç yarışmasının sonu da beklenen gibi olmadı. Adına kampanyalar düzenlenen Shannon Brown, iki basit smaçla olayı geçiştirdi. Gerald Wallace hasta gibiydi, o da sanıyorum istediği smaçları gerçekleştiremedi. Böylece DeRozan ve Nate rahatça finale çıktılar. İlk turda en kayda değer smaç DeRozan'ın Weems ile yaptığı smaçtı. Finalde özellikle Nate'in son smacıydı sanıyorum, bayağı etkileyiciydi. Oyların %51'ini alarak ve bu sefer hak ederek şampiyon oldu Nate Robinson. Dünyadaki insanların bir çoğu televizyonları başından yine mutsuz ayrıldı, ben onların arasında değilim söyleyeyim, eheh. Ama bende mutsuzdum, Lakers'ımdan Shannon Brown hayal kırıklığı yaşattı. Son yılların en kötü smaç yarışmasını izledik. Düşünün Kaan Kural bile, "Oooo bu smaç yarışmaları tarihinde gördüğüm en iyi 3-5 smaçtan biri!" demedi hiç bir smaca.

Pazar Günü: All-Star Game, Kazanan Doğu, MVP Dwayne Wade
Gelelim ana yemeğe. Bildiğiniz gibi cuma ve cumartesi günleri organizasyonları, Dallas Mavericks'in sahası American Airlines Center'daydı. Ancak All-Star maçı, şehrin Amerikan Futbolu takımı Dallas Cowboys'un yeni sahasında oynandı. Arlington'da bulunan 80.000 kişilik Cowboys Stadium, ekstra koltuklar ve ayakta izleyen seyirci dahil toplam 108.713 kişiyi ağırladı pazar günü. Bu bir rekor. Bir basketbol maçında, maçı çıplak gözle en fazla izleyen kişi rekoru! Guinness rekorlar kitabına da girmiş oldu böylece 2010 All-Star maçı. Ayrıca en az maç kadar salonda bulunan ve 2 basketbol büyüklüğü eninde olan devasa hd ekranda ilgi çekti diyebilirim. Ayrıca maç öncesi oyuncuların sahaya çıkarkenki Usher şovu, devre arasında da Shakira ve Alicia Keys mini konserleri enfesti.


Maça geçersek. Kobe, Chris Paul ve Roy'un sakatlıkları sonucu güçlü olan Batı güç kaybetti ve Doğu öne fırladı. Doğu'da da Iverson yoktu ama pek önemli olduğunu sanmıyorum. 108 bin küsür kişiden yeteri kadar ses çıkmasa da maç son bir kaç yıla göre bayağı eğlenceli geçti. Her ne kadar Zach Randolph ve David Lee gibi ilk defa katılan isimler zaman zaman oyunu baltalasa da. Ama o kadar olur, eheh. İlk periyotta akıllarda Howard'ın üçlüğü, Wade'in panyadan kendi pasını alıp vurduğu smaç ve Melo'nun sayıları kalırken, 2. periyot ilk defa All-Star olan Deron'un girmesiyle hem Batı ayaklandı, hem de maça heyecan geldi. 3. periyotta All-Star izlediğimizin farkına vardık ve özellikle Doğu yakasından üst üste enfes hareketler izledik. Howard'ın bireysel smaçları ve Wade-Lebron iş birliğiyle keyifli dakikalar yaşadık. Son periyotta iş ciddiye bindi ve Mr. Big shot ortaya çıktı. Üst üste bulduğu üçlüklerle Batı'yı maça tekrar ortak etti. Deron'un son saniyelerde anlamsız bir faulü var. Son bir kaç saniyeye 141-139 geride girdi Batı. Son şutu Carmelo kullandı ancak bence Billups'ın kullanması gerekiyordu. Batı kazansaydı o şutla, Melo kesin MVP olurdu, zaten 27 sayı, 10 ribauntla oynadı. Doğu'da ise 3 MVP adayı vardı. Dwayne Wade 28 sayı, 11 asist, 6 ribaunt, 5 top çalma, Lebron James 25 sayı, 6 asist, 5 ribaunt, 4 top çalma ve Chris Bosh 23 sayı, 10 ribaunt. Ancak Wade'in şut yüzdesi de çok iyi olduğundan ödülü hak ederek o kazandı ve böylece 59. All-Star hafta sonuda sona ermiş oldu.

Şampiyonlar Ligi 16.2


Şampiyonlar ligi 2.tur ilk hafta maçları tamamlandı. Star Tv dün yaptığı hatayı yapmadı ve Porto-Arsenal mücadelesini yayınladı. Özellikle mücadele inanılmaz başladı. 2 takımda art arda pozisyonları buluyordu ve 11.dk Varela içeriye orta yaptı ancak Fabianski büyük hatayla topu ağlarına yolladı. Bu golden sonra 18.dk Sol Campbell tile skor 1-1'e geldi. 2.yarıda ise ilginç bir gol oldu. Campbell kaleciye doğru geri pas attı ve kaleci bu tutmaması gereken topu tutunca geri pas kararı çıktı ve Porto çok hızlı kullandı ve Falcao ile beraber skoru 2-1'e getirdi. Ve karşılaşmanın kalan dakikalarınad başka gol olmadı ve mücadele 2-1 sona erdi. Mücadele'de dikkat çekenler Fabregas'a yapılan sert fauller, Varela'nın etkili futbolu ve hakem Martin Hansson. Unutmadan İlker Yasin'den artık bahsetmeye gerek yok! Bu sonuçtan sonra Arsenal Londra'da bu turu geçer diyorum. Gece'nin diğer maçında ise Bayer Münih Fiorentina'yı 2-1 yendi. Bu maçı izleyemedim ama sonradan yapılan yorumlarda ve gördüğüm görüntüde Klose'nin son dakikalarda attığı golün en az 3 metre ofsayt olduğuydu. Bayer Münih'in ilk golünü penaltıdan Robben kaydetti. Fiorentina ise tek golü Per Kroldrup'tan geldi. Şampiyonlar ligi 2.tur ilk maçları haftaya 23 Şubat Stuttgart-Barcelona ve Olympiakos-Bordeaux 24 Şubat Cska Moskova-Sevilla ve İnter-Chelsea maçları ile tamamlanacak.

Online Fm 2010 Keyfi


Fm 2010 oynamaya bir süre ara verdikten sonra online oynama fikri çıktı ortaya. Ve başlayalım dedik. Ntv Spor'da yayınlanan Yenilsen de Yensen de programında yer alan Trabzonsporlu arkadaşım ve aynı zamanda Altın Ayakkabı blogunun sahibi Tanju Eren ile oynamaya başladık. Doğal olarak Tanju Trabzonspor'u aldı ben Fenerbahçe'yi. Sezona sadece 2 transfer yaparak başladım. Jonathan Cristaldo ve Mehmet Tosak. Trabzonspor'lu arkadaşım Tanju ise adeta takımı baştan aşağı değiştirdi. Song, Tjikuzu, Sylva, Gökhan Ünal, Alanzinho, Serkan ve Gabric'i yollarken Murat Ceylan, Maicon, Leo, Lacina Traore, Diego Buonanette, Bernardo ve Loic Remy'i transfer ederek iddaa'lı bir kadro kurdu. Ancak hiçbirşey değişmedi


sezon başında 2 hazırlık maçı yaptık. Trabzonspor 1 Fenerbahçe 1, Fenerbahçe 3 Trabzonspor 2. İlk resmi maçta ise fotoğrafta görüldüğü gibi 1-1 berabere kaldık. Genel olarak iyi oynayan bir Fenerbahçe ile Trabzonspor var. Ama bunun yanında şanslı bir Fenerbahçe ve şanssız bir Trabzonspor var. Mesela şanstan bahsedeyim. 4 tane lig maçını - Denizlispor, Manisaspor, Ankaragücü, Diyarbakırspor - 83, 85, 88 ve 90. dk kazandığım penaltı atışlarından attığım 4 golle yendim. Hepsinin 1-0. Bu 12 puan beni çok rahattlatı.


Bunun yanında şanssızlıktan bahsedeceksek 3-0 önde olduğu maçlarda son dakikalarda 3-3'ü yakalayan bir Trabzonspor var.  Genel olarak çok şanssız. Ve hatta bu yüzden Uefa'dan da elendi :) Ben ise ligde liderim ve Uefa'da üst tura çıkmayı garantiledim. Mücadelemiz sürüyor. Alex adamsın diyorum. Tanju'nun ise öğrenecek çok şeyi var çok...

17 Şubat 2010 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi 16.1


Şampiyonlar liginde son 16 takımın mücadele ettiği 2.tur müsabakaları 2 maçla başladı. Önce bu müsabakalara geçmeden önce Para'yı tercih eden, bizleri bu maçlardan mahrum bırakarak D-smart almaya teşvik eden, Papatyam dizisine mahkum eden Star Tv yetkilerini kınıyorum! Şampiyonlar ligi formatı değiştiğinde ohhh ne güzel bütün maçları izleyeceğiz diyorduk ama yanıldık. Yine 2 hafta süre içerisinde 2 maç izleyeceğiz. Bu gece Milan-Manchester United ve Lyon-Real Madrid maçları vardı ama ne yazık ki izleyemedik. Ama futbolu seven bizler ne yapıp edip bu maçı izlerdik ve öyle de oldu. Dilini anlamadan, zaman zaman donan görüntüler eşliğinde bu maçları da izledik. Milan-Manchester United maçı güzel başladı henüz 3.dk Ronaldinho skoru 1-0 yaptı. Gelişine güzel vurdu savunmadan seken top kaleciyi yanılttı ve ağları buldu. Golden sonra da ataklar devam etti. Huntelaar ve Ronaldinho ile gol pozisyonlarından yararlanamaya Milan karşısında pek etkili olmayan bir Manchester United vardı. Ama Scholes ile golü bulan Manchester United vardı. İlk yarı 1-1 biterken, Milan'da iyi forvetler olsa ilk yarı 3-1, 4-1 bitebilirdi. 2.yarı da Milan daha iyi oynadı ama golleri bulan yine Manchester United oldu. Dida'nın ve savunmanın hatasında skor bir anda Rooney'nin attığı 2 golle 3-1 oldu. Milan daha sonra Ronaldinho'nun güzel asisti ve Seedorf' ile 1 gol daha buldu ve karşılaşma 3-2sona erdi. Milan'da Ronaldinho oldukça iyi oynarken, Defans ve Dida evlere şenlikti. Bu sonucun ardından Manchester United çeyrek final yolunda büyük avantaj elde etti. Gece'nin diğer maçında ise zaman zaman kar altında oynanan maçta Lyon Real Madrid'i Makoun'un attığı golle 1-0 yendi ve avantaj elde etti. Lyon'da özellikle Delgado ve Kalström olukça iyi oynamış. Real Madrid'de ise maçın yıldızı Casillas'tı. Şampiyonlar ligi 2.tur müsabakaları bu gece oynanacak Bayer Münih-Fiorentina ve Porto-Arsenal maçları ile devam edecek. Porto-Arsenal maçı Star'dan naklen yayınlanacak. Hadi hayırlısı !

16 Şubat 2010 Salı

Billur Yazgan


1 Ekim 1985 doğumlu Billur Yazgan şu anda Papatyam adlı dizide Özge rolünde oynuyor. Sanırım güzel :)

Bir İhtimal Daha Var...


Ezel her zaman ki gibi harika bir bölümle izleyenleri ekrana bağladı. Ramiz dayı tek başına bir bölümü taşıdı. Oyunculuğu gerçekten harika. Şarkısı ise mükemmel. Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin... Şarkıyı dinlemek isteyenler TIKLASIN.

15 Şubat 2010 Pazartesi

Atl Madrid 2 Barcelona 1


Ve Barcelona da kaybeder. La Liga'da 22.haftaya gelirken mağlubiyet almamıştı. Ama bu sefer gittiği deplasman Atl Madrid gibi bir deplasman olunca, bir de ilk 11'de forma giyen 5 oyuncunun olmaması nedeniyle bu deplasmanda puan kaybedebilir görüşü öne atıldı. Bir de 7.dk Keita sakatlanınca Barcelona için işler iyice kötü oldu ve ilk 11'den eksik sayısı 6 oldu. Barcelona mücadele de yine topa sahipti yine pozisyonlar buldu ama diğer maçlara göre farklar vardı. Savunma önde olunca Forlan affetmedi yazdı 1 tane, ardından Aguero yine kaçtı ama bu sefer pas vermeyi deneyince olmadı. Bir de üstüne Simao frikikten harika bir gol atınca skor bir anda 2-0'a gelmişti. Barcelona'lılar ve Perşembe günü oynayacakları Galatasaray taraftarları şok olmuştur herhalde. Tabi Barcelona sempatizanı olarak bende şok oldum. Ama Barcelona Simao'ya 4 dk sonra İbrahimovic ile cevap verdi ve skor 2-1'e geldi. Bu dakikadan sonra Barcelona yüklenmeye gol aramaya devam ettiyse de sonuç alamadı ve Barcelona 2-1 yenilerek ilk mağlubiyetini aldı. Barcelona'da İbrahimovic dışında etkili oyuncu yoktu. İbrahimovic ligde 5 maç aradan sonra gol attı. Messi hiçbirşey yapmadı. Atl Madrid'de ise Reyes, Simao ve Aguero oldukça iyi oynadı. Sonuç olarak Barcelona liderliğini sürdürüyor ama 2.sırada yer alan Real Madrid ile arasında ki fark sadece 2. Ama rahatız çünkü biz Real Madrid'e Bernabeu'da koyarız. Bu arada hafta içi Atl Madrid ile karşılaşacak Galatasaray bu stattan galibiyetle ayrılırsa -forvetsiz hemde- ufak çaplı mucize olur. Fotoğraf şahane skor kötü sonuç Lideriz. Haftaya Racing geliyor Nou Camp'a.