24 Şubat 2014 Pazartesi

Ronaldo & Nadal


Nadal dün Rio'da şampiyon olurken dünyanın gelmiş geçmiş en büyük golcülerinden Ronaldo da izleyenler arasındaydı. Nadal finalde Dolgopolov'u 6-3 ve 7-6'lık iki setle mağlup etmeyi başardı.



21 Şubat 2014 Cuma

Rooney'nin Yeni Sözleşmesi


1 pound 3.6 tl. Siz hesaplamayın, yazayım. Yılda 57 milyon TL, haftada 1 milyon 104 bin TL, günde 158 bin TL, saatte 6 bin TL, dakikada 110 TL ve saniyede 1.84 TL kazanacak yeni sözleşmeye imza atmış. Daha yazacak bir şey yok. Ya da son bir şey yazayım. Rooney sadece 5 saat kazandığı parayı bana verirse hayallerime giren tekneyi alabiliyorum.

Kaptan'ın 1000.Maçı

Dünyanın en iyi futbolcusu sorusuna Messi, Ronaldo, Ibrahimovic, Falcao, Xavi diyebilirsiniz, saygı duyarım. Benim de bu konuda tercihim Messi olur ama dünyanın en büyük futbolcusu benim için Alex de Souza'dır. İnanılmaz seviyorum. Öyle böyle değil. Kaptan diyorum. Hep kaptan kalacak. Hep çok iyi hatırlayacağım. Yaşanan sürece lanet okuyacağım. Kaptan dün akşam 1000.maçına çıktı, kariyerinin 1000.maçı. Evet 1000.maçında da gol atma şerefine erişti. Ve o golle Coritiba 1-0 kazandı. Kaptan'ı bir gün Fenerbahçe'de tekrardan göreceğiz. O günü sabırsızlıkla bekliyorum. Çok yaşa ben Alex, çok yaşa kaptan...




20 Şubat 2014 Perşembe

Hababam


Grup Ck'nın üyelerinden Immo Guitti'nin öğretmenlik yaptığı okul. Van'ın bir köyünde diye biliyorum. Bir öğretmen olarak Fenerbahçe için daha iyisini yapamaz. Çocuklara Fenerbahçe sevgisini aşılıyor. Fenerbahçe yönetiminin yerinde olsam okula forma, atkı gibi ürünler gönderirdim. Böyle Fenerbahçeliler olduğu sürece, Fenerbahçe yıkılmaz.

Dörtlü


Messi, Fabregas, Iniesta, Xavi. Toplam değerleri 400 milyon euro falan.

18 Şubat 2014 Salı

Seçim Günü Geliyor, Muhtaçsınız Oylara


Seçim günü geliyor, muhtaçsınız oylara, bize yanlış yapanı, gömeceğiz sandığa, unutursanız bizi, Mesut Yılmaz'a sorun, hiç kimse oynayamaz, Fenerbahçe'yle oyun, Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe yıkılmaz.

Maraton üst tribünden yine efsane bir beste çıkmış. Melodisi de güzel. Keşke tüm stat söylese. Yapanların ellerine, söyleyenlerin ağzına sağlık.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Anlayamazsınız


Anlayamazsınız. Öncelikle şu videoyu izleyin. Bu haber verildiği an izlemiştim. Daha sonra internette hızla yayıldı ve ''Anlayamazsınız'' lafı neredeyse trend oluyordu.

Bir zengin aile 13 yaşındaki çocuklarına tekne almış. Tekne öyle ufak teknelerden değil, 100 bin euro, 300 bin tl falan. Çocukla röportaj yapıyorlar, çocuk ağlıyor, rüyalarına girdiğini söylüyor. Anlayamazsınız diyor. Neden diyor bilmiyorum ama benim düşündüğüm sebepten diyorsa haklıdır, kimse anlayamaz. Çocuğun şımarık olduğunu da söyleyenler var, eleştirmem.

Beni tanıyanlar ya da bu blogu takip edenler nasıl bir deniz tutkum olduğunu ve nasıl bir tekne isteğim olduğunu bilirler. Tekne ile gezmek ya da çocuğun dediği gibi, arkasından çıkan dalga-köpürtme değil- bile insanı mutlu etmeye yetiyor. Balık tutmak, arkadaşlarla gezmek, dolaşmak. Çok büyük zevk. Bazıları araba almak ister, bazıları motor. Bazıları da tekne almak ister. Ben tekne almak isteyenlerdenim. Arabadan önce tekne almak istiyorum. Öyle 100 bin euro'luk tekne değil, 10 bin tl falan. Henüz bu gerçekleşmedi, ne zaman gerçekleşir bilmiyorum ama bildiğim bir şey var. Eğer o tekneyi alırsam fotoğraftaki çocuk gibi ağlamasam da en az onun kadar mutlu olacağım.

Hayat herkese eşit şartlar sunmuyor. bazılarına 100 bin euro'luk tekne, bazılarına hiçbir şey. Neyse kısa keselim, benim tekne hayalim bile güzel. 10 bin tl de çok değil, bir kez daha tekrar edeyim, er ya da geç o tekne gelecek diyelim.

Fenerbahçe 2 Kasımpaşa1


Kazanmak çok güzel, Galatasaray'ın da Antalyaspor ile berabere kalması sonucu fark 6'ya çıktı. Avantajımız sürüyor ama henüz hiçbir şey bitmiş değil. Fenerbahçe de, Galatasaray da daha puan kaybeder. Tabii lig ikincisi Beşiktaş'ı da unutmamak lazım. Bu hafta Galatasaray deplasmanında kazanırsa şampiyonluk yolunda inanılmaz bir yere gelecekler.

Mücadele klasik olarak kötü geçti, Fenerbahçe yine istediğimiz futbolu oynayamadı. Sakat ve cezalı futbolcuların çokluğu, stres, gerginlik, birbirleri ile oynamayan futbolcuların uyumsuzlukları derken kolay bir maç olması zaten beklenmiyordu.

Mücadele'ye Kasımpaşa iyi başladı, Fenerbahçe pozisyon bulmak konusunda sıkıntı yaşıyordu. Sanki 3 gün gol atamayacakmışız gibi oynuyorduk. Emre'nin mükemmel golü, daha sonra Alves-Volkan iş birliği ile yenen hatalı gol ve daha sonra duran topta Bekir'in golü ve kazanılan 3 puan. Seyir açısından vasat bir maçtı.

Takımın en iyisi Alper Potuk. İnanılmaz iyi oynadı, istekliydi, hırslıydı, koştu, top aldı, top götürdü, pozisyona soktu. Takım için elinden geleni yaptı. Asist ya da gol konusunda katkısı olmadı belki ama benim için maçın adamı oldu.

Alves, Volkan takımın en kötüleri. Alper, Kuyt, Bekir iyi oynayan futbolcular.

Alper Potuk'un 13 sn dripling yaparak 80 metre gitmesi maçın özel anlarından biriydi. Bir de o pozisyon gol olsa efsane olurdu.

Kadlec'in Fenerbahçe'de oynaması büyük şans. Bu kadar vasat oynayıp da kendine Fenerbahçe gibi bir kulüpte yer bulması inanılmaz. Ben çok seviyorum, orası ayrı konu.

Volkan Demirel bize en son ne zaman maç kazandırdı? Kaleci bir takımın şampiyon olması için çok önemli. Volkan'ın bu kadar kötü olduğu bir sezonu şampiyonlukla tamamlarsak cidden büyük başarı. Bir de meselenin diğer yönü var, Mert kaleye geçmesi için ne olması gerekiyor?

Tribünler inanılmaz kötü. 34.dk Ali İsmail Korkmaz için bağıranlar, 90 dk Fenerbahçe için bağırmıyorlar. Mesele Ali İsmail Korkmaz da değil. Ben de her maç bağırıyorum ama Fenerbahçe için de bağırıyorum. İnsanlar tüm maç sessiz, insanlar tüm maç yerinde, insanlar tüm maç oturuyor, 34.dk hükümet aleyhine ayağa kalkıyor, gırtlaklarını patlatıyor. Bence Fenerbahçe taraftarları kendine gelmeli. Bu takım şampiyon olacaksa bu taraftar 34.dk performansını maçın geneline yaymalı.

Ali İsmail Korkmaz'ın ailesinin statta olduğu maçı kazanmak önemliydi. Ali İsmail Korkmaz tezahuratları 34.dk ve maç sonu efsaneydi. Annesinin de tribünler ile beraber tezahuratlara katılması insanı duygulandırıyor.

Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe yıkılmaz.

Mücadele'ye belli sebeplerden dolayı gidemedim, evde izledim. Maç öncesi Lig TV ''Korkmadan yürüyoruz, şampiyon olacağız.'' pankartını 1 sn bile göstermedi. Göremedik. Tribünlerde kavga çıksa gösterirler, gereksiz küfür eden futbolcuları gösterirler ama maç öncesi açılan dev pankartı 1 sn bile ekrana getirmediler. Art niyet aramak istemiyorum da böyle kötü yayıncılık olamaz be abi. 1 sn göremedik, 1 kare göremedik. Maçın öyküsüne koyarlar ama, samimiyetsizler.

Alves ve Gökhan'a kırmızı kart verilse kim ne diyebilirdi? Yönetim özellikle Alves ile oturup konuşssun. Fenerbahçe'yi sahada 10 kişi bırakmaya kimsenin hakkı yok. Gereksiz bir pozisyon rakibe tekme atmak da neyin nesi? Hakem atsa, şampiyonluğa mal olabilirdi. Kesinlikle uyarılması lazım.

Hakemler faulu göremiyor, ofsaytı göremiyor falan da barajı nasıl ayarlayamıyor? Kasımpaşa'nın son dakikalar kullandığı duran topta barajı 5 metreye kurdurdu. Adımla sayacaksın be abi. Hiçbir şey yapamıyorsunuz bunu doğru yapın bari.

Haftaya Elazığspor deplasmanı, kazanmak önemli. Galatasaray-Beşiktaş maçının olduğu hafta kazanmak iki kat önemli.

Şampiyon olacağız.

Korkmadan Yürüyoruz, Şampiyon Olacağız.


Pankartta emeği geçenlere teşekkürler. Net pankart. Korkmadan yürüyoruz, şampiyon olacağız!

15 Şubat 2014 Cumartesi

Balotelli


Dünden beri izliyorum, gol mü, gol sonrası sakin kalması mı daha güzel karar veremedim. Takımının 86.dk attığı gole sanki 5-0'e getiren golü atmış gibi tepki vermesi herkesin yapacağı şeylerden değil. Balotelli, deli dolu ama çok da kaliteli futbolcu.

Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe Yıkılmaz


Çok büyük hareket be. Ne desek az. Ali İsmail Korkmaz, Fenerbahçe yıkılmaz. Büyüksün Mustafa Üstündağ.

13 Şubat 2014 Perşembe

Hastasıyız


Deplasmanda, Kadıköy'de, salonlarda, her yerde Şevket Çoruh var. Sevdiğimiz, beğenerek izlediğimiz bir oyuncunun böylesine Fenerbahçeli olması bizleri mutlu ediyor. Hastasıyız.

Asker Selamı


Çok iyi forvet olduğunu düşünüyorum. Adı bir ara Beşiktaş ile anılmıştı. Keşke gelseydi de Türkiye'de izleseydik. Tottenham'ın bu sezon yakaladığı iyi performansta etkisi çok büyük. Bu gece Newcastle United deplasmanında 2 gol ile yıldızlaştı. Sezon istatistiği 10 maçta 8 gol. Gol sevinci nefis.

11 Şubat 2014 Salı

Hocam


Sahada forma için ter döküyorsun, arkanda koca bir camia, hoş arkanda kimse olmasa bile önemli değil, maça istekli başlıyorsun, pozisyonlar, iyi oyun. Ardından çok net pozisyonda hakem gözünün önünde olan eli görmüyor, ya da görüyor, veremiyor-vermiyor. Bu sezonun unutulmaz anı oldu bizim için.

Bir de olaya sahada yakından gören futbolcular üzerinden bakalım. Sahada futbol oynuyorsun ve böyle karar ile karşı karşıya kalıyorsun. Kendini kaybetmek, hakemden nefret etmek, kafa olarak maçtan kopmak. Tüm bunları yaşarsın. Gökhan Gönül gibi bir isim çıkıp '' hocam hocam, Allah çarpsın eline çarptı.'' diyor. İnsan düşünüyor. Hakemler bu oyunu her hafta nasıl çekilmez bir hale getiriyor. İnsanları oyundan soğutuyor.

Gökhan Gönül yerine kendinizi koyun. Sahada emeklerinizi çalan bir hakem, siz ne düşünürsünüz?

Tekrar tekrar söyleyelim. Adalet istiyoruz. Herkes için adalet, her konuda adalet. Bu arada evet, siz haklısınız. Meireles'e de kırmızı çıkmalıydı....

Ana Ivanovic


Hastasıyız desek abartmış olmayız. Tenis dünyasının en güzellerinden, belki de en güzeli.

10 Şubat 2014 Pazartesi

Böyle Hata Olmaz


Kısa ve net böyle hata olmaz. Bu kadar net gördüğü pozisyonu vermeyen hakemin ben iyi niyetli olacağını düşünmüyorum. Milyonlarca Fenerbahçelinin acı çekmesini, üzülmesini, kahrolmasını sağlayan bu hakemin gereken cezaları almasını istiyorum.

2 metreden bu kadar net gördüğü el kararını vermeyen hakemin art niyetli olacağını düşünüyorum.

Gerçi biz burada bunları yazsak ne farkedecek, Murat Türker adında bir hakem çıktı, takımın ve maçın içine etti. Kısaca; Kahroluyoruz. 9 Şubat 2014, Pazar. Asla unutmayacağız. 

9 Şubat 2014 Pazar

Sivasspor 2 Fenerbahçe 0


Fenerbahçe Sivasspor'a 2-0 kaybetti. Fark 4'e indi. Futbolda yenmek de var yenilmek de ama yaşananlar kanımıza dokunuyor.

Belki de son zamanların en iyi deplasman performansı ile başladık, gol pozisyonları, iyi oyun, herkes formda, herkes iyi. Ancak sonra hakemler çıkıyor sahneye,

Her şey verilmeyen penaltı ile başlıyor. Hakemin gözünün önünde olan pozisyona penaltı çalınmıyor, neredeyse Sivasspor oyuncusu çıkıp''hocam penaltı'' diyecek. Sonrasında dakikalar sonra verilen faul, ardında çıkan sarı kart ve doğal olarak sinirlenip haksız yere atılan oyuncumuz, birden takımın sinirleri alt üst oluyor, oyundan düşüyoruz. O an belki de ayağa kalkmak gerekir diyeceksiniz ama olmaz, eğer bir takım aleyhine bu kadar bariz hatalar yapılıyorsa futbolcuların konsantrasyonunu sağlayamazsınız. O an futbolcunun kafasında ''biz ne yaparsak yapalım, hakemi yenemeyeceğiz'' ifadesi oluşur. Zor tutunursun oyuna. 

Daha sonra yine hatalar devam ediyor. Hakemler için belki de en rahat ve en güzel kurallardan birisi ; Avantaja bırakmak. Uygulanmıyor. Yanlış uygulanıyor. Caner sol kanattan kaleciyle karşı karşıya kalmak üzereyken birden oyunu durduruyor, ne o Emre'ye faul yapılmış. Be hakem, sen orada kart vermeyeceksen ne diye durduruyorsun oyunu? Avantajı neden bozuyorsun? Böyle bir skandal olabilir mi ya? Hadi o kuralı bilmiyorsun diyelim ama be hakem, aynı pozisyonlarda Sivasspor için o kadar güzel uyguladın ki, hayran kaldık. 

Meireles adamı öldürmeye geliyor, şahane avantaj kuralı yine var, Sivasspor atağı sona eriyor, Meireles'in yanına geliyor ve sarı kart. Burada da büyük bir skandala imza atıyor. Net kırmızı kart vermesi lazımdı.

Be hakem sen bu maçın önüne geçtin, bu maçın belki de böyle bitmesinin nedenlerinden biri oldun. Fenerbahçe taraftarları ya da futbol severler Pazar günü maç saatini dört gözle bekliyor. Ama öyle bir hakem çıkıyor ki, bizi küfürbaz yapıyor, evlerimizde ya da maçı izlediğimiz yerlerde sinirden çıldırıyoruz. Kahroluyoruz. Zevkle oturduğumuz ekrandan sinir olmuş şekilde kalkıyoruz ve inanın bunun alınan 2-0'lık yenilgiyle hiçbir alakası yok.

Sonuç olarak biz futbolu gördüğünü çalan, iyi niyetli hakemlerle izlemek istiyoruz. Cidden Aziz Yıldırım'ın da dediği gibi ''yeteneksiz olanlar bu işi yapmasın.'' Yunus Yıldırım gibi hakemler çıkıp canımızı sıkmasın.

Bir de Sivasspor taraftarlarına da bir şey yazalım, ulan siz bu kadar mı kafayı yediniz, başkanınız, futbolcularınız şike yüzünden hapis yatmış, siz kalkıp ''şike yapsana, Aziz Yıldırım şike yapsana'' tezahuratı yapıyorsunuz. İnsan biraz utanır.

Fark 4'e indi, kalan 14 maçtan 13 tanesini kazanırsak şampiyonuz, kazanır mıyız? Hakemleri de yenersek evet.

8 Şubat 2014 Cumartesi

Şampiyonluk Üzerine


Galatasaray’ın Eskişehirspor’u yenmesi ile beraber fark 4’e düştü. Fenerbahçe’nin şampiyon olması için ne Eskişehir’de alınan skora ne de şu an mevcut olan farka bakması gerekmiyor.

Geçen haftadan başlayalım, Eskişehirspor Süper Lig’e çıktığından beri Fenerbahçe için zor deplasman olmuş ve Fenerbahçe orada sadece 1 kez kazanmıştır. O yüzden bunu abartmamak, önümüze bakmak lazım. Eskişehir'de kazansak çok önemli olacaktı ancak kaybetmek çok büyük yıkım değil.

Bu hafta ise Sivasspor deplasmanındayız. İşi uzatmadan söyleyeyim, Fenerbahçe Sivasspor’u rahatlıkla yenecek güçte. Zaten şampiyon olmak istiyorsak yenmeliyiz. Burası ayrı mesele. Ancak yenemezsek şampiyonluk mu gider? Hayır. Fikstür olarak zor bir dönemdeyiz. 2 kez üst üste deplasmanda ligin iyi takımlarına ya da zor deplasmanlarında oynamak kolay şeyler değil. Bu iki maçta sadece biz değil tüm takımlar zorlanır. Bu 2 maçı geçtikten sonra önümüz biraz daha açık olacak.

Yarın kazanırsak şampiyonluk yolunda avantajlı durumumuz devam edecek. Böylesine 2 deplasmanı geçtikten sonra 7 puan farkla önde olmak bizi biraz rahatlatacak ama işi kesinlikle bitirmeyecek. Şampiyonluk yarışının son 3-4 haftaya kadar süreceğini ve daha köprünün altından çok suların akacağını düşünüyorum.

Camianın üzerinde olan havanın bir an önce dağılması gerekiyor. İnsanlar karamsarlığa kapıldılar. Tabii bunun en büyük nedenlerinden birisi Galatasaray'ın net galibiyetlerle iki haftadır 3 puan alması. O yüzden de bizim de işleri tekrar normal seviyeye çekmemiz için net bir galibiyete ihtiyacımız var. Bu ne kadar kısa sürede olursa o kadar iyi. İnşallah yarın olur. Allah yardımcımız olsun.

7 Şubat 2014 Cuma

Tam Bağımsız Fenerbahçe


'' Ayakkabı kutusu milyonla doldu, suçlu yine Fener oldu, ne cemaat ne akp, tam bağımsız Fenerbahçe. '' Bu müthiş tezahurat ne zaman çıktı, ilk nerede söylendi bilmiyorum. Ben ilk Eskişehir'de tribündeyken duydum, bayıldım. Fenerbahçe taraftarlarının geneli ne düşünür bilmem ama benim için durum tam olarak tezahuratta olduğu gibi. O yüzden de akp yerine, chp, mhp, bdp veya x bir partiyi yazarak da bu tezahuratı söyleyebilirim. Fenerbahçe üzerinden kimse siyaset yapmasın. Fenerbahçe'yi kimse siyasete malzeme etmesin. Biz tribünde ''Tam bağımsız Fenerbahçe'' demeye devam edeceğiz.

3 Şubat 2014 Pazartesi

Maç Günlüğüm # 119 / Deplase Keyifler - Eskişehir


Her şey günler öncesinden başlamıştı, bir gün Yoğurtçu Parkı'nda maç öncesi konuşurken ''Bu ekip deplase mi olsak bir yerlere?'' cümlesi ve peşinden belirlenen hedef ; Eskişehir.

Günler öncesinden başladı dedik, whatsapp grubu kuruldu, her gün konuştuk, Bilet konusu dışında endişemiz yoktu, biletler satılacak mı, klasik olarak Fenerbahçe yönetimi mi alacak, biletix.com'dan mı satılacak, site mi kitlenecek, bilet bulabilecek miyiz? Ve maça 3 gün kala biletlerin biletix.com üzerinden satılacağını öğrendik, hızlı bir operasyon sonrası internet üzerinden 17 tane bilet aldık. Artık yolculuk için her şey hazırdı.

Eskişehirspor maçından alınacak 3 puanın şampiyonluk yolunda çok ama çok önemli olduğunu biliyorduk, belki kaybedilecek 3 puan çok da etki etmeyecekti ama alınacak 3 puan sadece puan olarak değil, psikolojik açıdan da önemli olacaktı.

Cumartesi sabahı 07:30'dan İstanbul'dan hareket eden ekibe Kocaeli'den katıldım. Yolculuk benim için orada başladı. Klasik tezahuratlarla, makaralarla geçen şahane bir yolculuk. Sürekli tezahurat, sürekli mutluluk.

Eskişehir'e gelmeden verilen mola ve yenilen keyifli yemek. İçilen rakılar, yenilen etler, Giren hesaplar. Acar-han restoran, gitmeyin.

Eskişehir'e ilk kez gidiyordum, yanımızda daha önceden gidenler de olduğundan bir şekilde kendimizi direkt şehir merkezinde bulduk. Bir minibüs Fenerli, Eskişehir merkezi. en ufak bir olay olmadan stada vardık. Erkenden geldiğimiz için de Kadıköy'den daha rahat şekilde deplasman tribününe girdik. Polislerin hakkını verelim, ayakkabılarımızı çıkarıp bizi arasalar da yüzlerinin gülmesi, ''iyi seyirler'' demesi gibi detaylar dikkat çekti.

Ediz Bahtiyaroğlu Kapısı'ndan girdiğimiz, Sinan Alağaç misafir tribünü. Eskişehirspor yönetimi güzel hareket yapmış.

Tribün güzel, tek sıkıntı kolonlar.

Eskişehirspor stadı ; Böylesine potansiyeli yüksek bir kente asla yakışmayan bir stat, sadece 2 tribün olması, kale arkalarında tribün olmaması cidden enteresan. Stat acilen değişmeli. 

Eskişehir tribünleri ;  Eskişehirspor tribünleri için beklentimi çok yüksek tutmuşum, benim için vasat kaldılar. Bursa'da da deplasman tribününe girmiş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim, Bursa Eskişehir'den 3-4 kat daha iyi tribün yapıyor. Bando ile tribün olmaz, bando tribünün merkezinde olmaz, bando diğer tribünde, insanları coşturmak için olmalı. Tabii Eskişehirspor tribünlerini tam anlamıyla değerlendirmek için de içlerinde olup bir Anadolu maçını izlemek lazım. Derbi stresi, gelen kitle derken tribün performansı tam olarak değerlendirilmeyebilir.

Fenerbahçe tribünleri ;  Özellikle ilk yarı sensiz hayat, kurulan ittifakları tezahuratları ile beraber tribün zirve yaptı. Hatta şöyle diyeyim, 35.dk başladığımız ''kurulan ittifakları, bozalım oyunlarını...'' tezahuratı bu sezonun en iyi tribün anıydı. Tribünde en çok zevki bu sezon o an aldım. Tabii tam o tezahurat anında golü atmamız bonus oldu. O an tribünden çıkan ses cidden çok acayipti, Eskişehir o an sustu bizi dinledi. 2.yarı takımın da etkisiz futbolu eklenince tribün her geçen dakika oyundan düştü ve vasat bir performans sergiledi.

Tribün en coşkulu anı yaşıyor, tezahurat zirvede, o an atılan gol ve sonrası hiç bozmadan devam edilen tezahurat. Hayatta en mutlu olduğum anlardan.

Genç Fenerbahçeliler ve Anadolu Gfb, iki kavgalı grup, ilk kez böylesini yaşadım. Kadıköy'de farklı tribünlerde olduğundan tam olarak anlayamıyoruz ama cidden büyük bir gerginlik var. Bir taraf ''Sefa reis'' tezahuratları yaparken, bir taraf ''İbrahim abi'' tezahuratları yapıyor, bir tarafın bestesine bir taraf katılmıyor. Allah korusun ama bir maçta biri ufak bir kıvılcım yaksa tribün karışır, ciddi olaylar yaşanır. Bu sorunun bir an önce çözülmesi lazım. Fenerbahçe için birilerinin harekete geçmesi lazım.

Devre arası Anadolu Gfb, Sol Açık, Genç Fenerbahçeliler, münferitler olmak üzere tüm tribün ''Ali İsmail Korkmaz'' tezahuratı yaptı. En keyifli anlardan biriydi. Sonrasında girilen hükümet aleyhine tezahuratlara Eskişehirspor tribünleri de eşlik etti, alkışladı.

Sahada oynanan kötü futbol, kazanabilirdik de, ilk yarı kaçırdığımız pozisyonlar cidden çok acayipti. 

Şampiyonluk yolunda önemli bir virajı 3 puanla dönmek önemli olabilirdi ama olmadı. Zaten Eskişehirspor süper lige çıktığından beri orada sadece 1 kere kazandık. Yani bir şeyleri çok fazla da abartmamak lazım. Olur böyle maçlar.

Maç sonunda yaklaşık yarım saat tribünde bekletildik ve sonra otobüslere bindirilerek polis eşliğinde şehri terkettik.

Şevket Çoruh, nam-ı diğer Mesut komiser. Çok büyük Fenerbahçeli, çok büyük adam. Deplasman yapıyor, ötesi yok.

Eskişehirspor dj'i yatacak yerin yok.

İstanbul'dan, Ankara'dan sevdiğimiz herkes tribünlerdeydi, çok sağlam bir kitle vardı. İyi ekip gelmişti.

Dönüş yolunda bir süre yapılan maç sohbeti, sonrasında verilen mola, içilen çorbalar, yenilen köfteler ve sonra yorgun düşen bedenler. Kocaeli otobanında saat 08:30 gibi başlayan yolculuk saat 01:30'da yine aynı noktada sona erdi.

Deplase olmanın tadı çok başka, keşke bunu devamlı yaşasak-yaşayabilsek.

Son cümle ; Beraber Eskişehir'e gittiğimiz ekiple Van'a deplase olurum. Çok güzel insanlar be.

Ali İsmail Korkmaz


Bugün Kayseri'de Ali İsmail Korkmaz'ın duruşması başlıyor, katilleri belli, nelerin yaşandığı belli. Sağcısı, solcusu, devrimcisi, kemalisti farketmez bir insan sokakta vahşice dövülerek öldürülüyorsa bu vicdanlı olan herkesin duyarlı olması gereken meseledir. Ali İsmail Korkmaz 19 yaşında, sokakta vahşice öldürüldü. Ali İsmail Korkmaz'ın yerinde yarın sen de olabilirsin. Unutma, Ali İsmail Korkmaz'ın katilleri aramızda dolaşıyor.