31 Aralık 2012 Pazartesi

İlk Yarı Fenerbahçe Röportajı / Hakan Çoban




 Msn’den sohbet tadında röportajlarımız devam edecek demiştim. Ve sıradaki röportajımızı iyi bir Fenerbahçe’li Hakan Çoban ile yapıyoruz. Röportaj da denmez, HakanÇoban ile Fenerbahçe’nin ilk yarısını konuştuk. İşte keyifli sohbet ;

Hakan Çoban kimdir?

İlk sorudan da anlaşıldığı üzere galiba ropörtaj boyunca klişelerde boğulucağız. Twitter bio'mu yazayım bu soruya öncelikle "Hayattaki olası play-off eşleşmelerine 1-0 mağlup başlayan insan. Hayatta en çok Fenerbahçe'yi sevdi. He bi de Allah affetsin de çok çirkin" bunların dışında dünyanın en berbat şehrinde İktisat okumaya çalışan birisi. Dünyanın en berbat şehri Çankırı.

Neden Fenerbahçe? Fenerbahçe’li olma hikayen var mı?

Benim yok. Çocukluğumdan beri bu bi uktedir içimde. Keşke benim de Fenerbahçeli olma hikayem olsa diye. Babam Fenerbahçe’li ama takım seçiminde asla karışmadı. Dayımlar Galatasaray’lı ve ben küçükken Galatasaray’lı olmam için çok uğraşmışlardı. Ama nedense kendimi Fenerbahçe'ye yakın hissetmiştim hep, Fenerbahçeli oldum. Mutluyum.

Röportaj klişelerle gitmesin, hemen konumuza geçelim, Fenerbahçe’nin ilk yarı performansı hakkında ne düşünüyorsun?

Genel olarak bakarsak puan cetveli zaten bazı şeyleri göz önüne seriyor. Sezonluk ya da yarım sezonluk performansları maç maç değerlendirmek yanlış olur. Sezonun geneline bakarsak oyunu rakip yarı alana yıkmakta zorluk çeken bi Fenerbahçe var. Bunun en büyük sebebi de Cristian'ın performansı. Ortasaha ile hücum arasındaki o köprüyü kurması gereken adam hiçbir şey ortaya koyamayınca takımın randımanı yarıya düşüyo zaten. En büyük problem de bundan kaynaklı olan Sow'u pozisyona sokamamak. Pozisyon-Gol oranında belki de Avrupa'nın en iyilerinden ama böyle bi forvete sahip olmamıza rağmen onu pozisyona sokamıyoruz.

Peki madem Cristian bu kadar kötü diyorsun, nasıl oluyor da hâlâ takımın vazgeçilmezi?

Bilmiyorum. Aykut Kocaman'a sormak istediğim ilk soru bu. Hocayı karşıma alsam, Cristian hakkında sabaha kadar konuşurum, tartışırım ve hoca tartışmanın hiçbi noktasında haklı çıkamaz.

Aykut Kocaman'ın ilk yarı performansı nasıldı sence? Sence gerçekten iyi teknik direktör mü? Doğruları, yanlışları neler?

İlk yarıda yalnızca 27 puan toplayabilen bi takımın teknik direktörü için ilk yarı iyi bi performans gösterdi diyemem. En büyük sıkıntısı bence oyuna müdahaleleri. Ve yanlışları diyorsak Cristian ısrarını da ilk sırada söylememiz gerekir.

Cristian değil de genel olarak bir kişide ısrar etmesi gösterilebilir mi? Oyuncu ne kadar kötü oynarsa oynasın kadroya giriyor.

Anlamadığım ısrar da o zaten. Belki hoca kötü oyuncu olduğunu düşünmüyor ya da belki de gerçekten kötü oyuncu değil ama kötü performans sergiliyor, bunu herkes görüyor. Ama kötü performans sergilemesine, mücadele etmemesine rağmen yine de rahatlıkla kadroya girebiliyor.

İlk yarıdan gidiyoruz, oyunculardan bahsedelim, en iyiler, en kötüler, hayal kırıklıkları, üstün performanslar?

En iyiler: Hasan Ali Kaldırım - Sow – Kuyt
En kötüler: Cristian - Yobo – Stoch
Hayal kırıklıkları: Volkan - Gökhan Gönül
Üstün performans: Bekir İrtegün, Sezer

Hasan Ali Kaldırım'ın bir çok kesim Fenerbahçe'nin oyuncusu olmadığını söylüyor? Bunun nedeni göze hoş gelen hareketler yapmayıp, gayet düz işini yapması mı?

En çok anlam veremediğim noktalardan biri de Hasan Ali Kaldırım'ın bu kadar eleştirilmesi. Nedenini ben de anlamıyorum. 3 sezondur ligin en istikrarlı oyuncusu. Kötü oynayan birisi 3 sezon boyunca hep aynı istikrarı sağlayamaz.

Sezer hakkında ne düşünüyorsun? Biraz çabuk mu büyük oyuncu olduğunu sanıyor? Özellikle twitter mesajları nedeniyle taraftarlardan büyük eleştiri alıyor. Şov yaptığını söylüyorlar.

Gurbetçi yapısından kaynaklanan bi şey bu. Genelde bu tarz gurbetçi futbolcular şımarık oluyor. Tabi Sezer'in yaşadıkları da kolay değil. Büyük umutlarla geldi, gelmesini en çok isteyenlerden biriydim zaten. Malum süreçten bahsetmek istemiyorum, geldikten sonra ilk 11'de çıktığı ilk maç Sivas deplasmanıydı. Şansını kullanamadı, sonrasında çıktığı ilk maç 2,5 ay sonrasıydı ve o maçta da sakatlanıp sezonu kapatmıştı. Bu sezon da yine ilk başlarda forma şansı bulamadı ama oynamaya başladığı dönemde beklenenden çok daha büyük bi patlama yaptı ve bu onun davranışlarına da yansıdı. Hırsının bunda etkisi var uzun zamandır oynamayan birisinin oynadıktan sonra kendisini kabullendirmesi için hırs yapması normal ama başta dediğim o gurbetçi yapısından kaynaklı, bazen dozunu kaçırabiliyor. Ben normal karşılıyorum.

İlk yarıdan Fenerbahçe'nin en iyi oynadığı maç ya da maçlar?
 Monchengladbach ve Beşiktaş.

Fenerbahçe'nin deplasman performansı hakkında ne diyorsun? 1 galibiyet?
1 galibiyet elbet kabullenebilecek bi durum değil ama tablonun görünenin aksine çok karamsar olduğunu düşünmüyorum. Alex gittikten sonrasını ele alırsak, galibiyet aldığımız tek maç olan Akhisar dışında çıktığımız 4 deplasman, Bursaspor, Eskişehirspor, Kayserispor ve Galatasaray. Bunların ligin en zor 4 deplasmanı olduğunu kabul edelim. Ayrıca bu 4 maçın hiçbirinde kötü oynamadık ve kaybettiğimiz tek maç Galatasaray maçı. Fenerbahçe gibi bir takım için kazanma alışkanlığı çok önemli ama bu kadar zorlu deplasmanlarda kaybetmemek de önemliydi bana göre. Zaten Eskişehir deplasmanı malum, maç içindeki o olaylara rağmen takımın o maçta o karakteri sergilemesi ilk yarının ender artılarındandı. Bursa ve Kayseri’de de dediğim gibi kötü oynamadık, tamam iyi de oynamadık ama rakibe oynama şansını da fazla vermedik.

Şampiyon olmak için deplasmanda maç kazanmak önemli diyorsun. Deplasmanda kazanmaya başlayacağımıza inanıyor musun 2.yarı?

Bunu şu an konuşmak için erken. Transferler bittikten sonra, 2. yarıya başlayacağımız kadroyu gördükten sonra daha iyi bi şekilde yorumlayabiliriz.

Fenerahçe tribünleri hakkında ne düşünüyorsun? Sezon başında alınan bir karar ve tüm taraftar grupları aynı yerdeler. Sence ilk yarı tribünler nasıldı?

Yıllardır beklediğim olay üm grupların aynı yerde olmasıydı. Kısmet bu seneyeymiş. Sezon başındaki o 5 maçlık cezadan sonra çok az maçta görebildik tribünün performansını. İlk sene olmasının da etkisiyle bazı soru işaretleri vardı ama buna rağmen şimdiye kadar beklentinin çok çok üzerindeydi. Özellikle Avrupa maçlarındaki meşale organizasyonları kusursuzdu ve görsel olarak ilk yarı performansına renk kattı. Zaman geçtikçe tribün açısından her şeyin daha iyi olacağına inanıyorum.

Kısa kısa cevap ve sorulara geçelim ;

Aykut Kocaman – Her şeye rağmen "Kocaman" umutlarımın sahibi
Aziz Yıldırım – İSTİFA!
Alex – Ahmet Kaya’dan gelsin ; Tıks 
Meireles tükürdü mü? – Hayır, tükürmedi
İlk yarının en iyi golü – Sow, Beşiktaş.
Fenerbahçe yönetimi – Balık baştan kokar
Sow – Yalnız ve güzel adam
Recep Niyaz -
Amiyane tabirle: Fenerbahçe'nin geleceği
Ömer Temelli - evet-hayır-bilmiyorum-sağolun-teşekkür ederim
En çok üzüldüğün maç – Galatasaray ve Karabük
En çok sevindiğim maç -  Monchengladbach ve Beşiktaş
İlk yarının olayları – Kasımpaşa ve Karabükspor mağlubiyetleri ve tabii sonraları.

Twitter ile ilgili birkaç soru ; 

#ultrasgoygoy ?

 Dünyanın en güzel insanları

Twitter uğursuzluğun hakkında ne söyleyeceksin? Gol olacak diyorsun oluyor, tutacak diyorsun tutmuyor, tutmayacak diyorsun tutuyor?
Bilmiyorum ben de anlam veremedim. Galatasaray'ın maçlarında ne zaman gol olucak desem oluyor. Bizim basketbol maçlarında ne zaman tahmin yapsam tersi çıkıyor. Bundan sonra bu iki şeyhakkında yorum yapmayacağım. Herkes rahat etsin.

Niye bu kadar tahmin yapmayı seviyorsun?
 Bi konu hakkındaki tahminim tutunca hep tahmin yapasım geliyor. Galiba "ben demiştim" demeyi seviyorum. Bundan kaynaklı olabilir.

Ve Son soru tamamen kişisel, ygtylmz.blogspot.com hakkında ne düşünüyorsun?
Konu bloglardan açıldığında her zaman söylenen klişeleşen bi cümle vardır "Twitter blogları öldürdü" diye. Dolayısıyla bu blog da bundan fazlasıyla etkilendi. Ama "Maç Günlüğü" olayını nedense çok seviyorum. Şimdiye kadarki tüm maç günlüklerini okudum. Keşke her gün maça gitsen de her gün maç günlüğü yazsan.

Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim.

29 Aralık 2012 Cumartesi

Iker Casillas Londra'da


Iker Casillas ve sevgilisi Sara Carbonero Londra'da tatildeler. Hayat onlara güzel.


28 Aralık 2012 Cuma

Henry Arsenal'de

 Thierry Henry 3.kez Arsenal'de. Antrenmanlara çıkıyor ancak henüz herhangi bir anlaşma yapılmadı. İnşallah bir kez daha döner, bir kez daha Henry gibi bir efsaneyi izleriz. Ayrıca futbolu sevmesi, hâlâ oynama isteği olması da çok güzel. 35 yaşında bir kez daha gözler Henry'de...


Real Madrid Tatilde






Adalet

Geç de olsa adalet yerini buldu. Tükürmediği açık olan bir oyuncunun tükürük yüzünden bu cezayı alması büyük saçmalık olurdu. Şimdi sırada Halis Özkahya'nın ne diyeceği var. Bakalım bu yanlış sonrası bir özür dilyecek mi? Ya da susmaya devam edecek mi? Ya da hakemliği bitecek mi? Büyük bir ceza mı alacak?

Şunu da ekleyeyim, Meireles'in maçta iki sarı kartı da doğru, 5 maçlık cezası da doğru. Daha azı olamazdı. Yaptığı hareketler, ettiği laflar nedeniyle bu cezayı alması normal. Fenerbahçe yönetimi de PFDK'nın kararlarını bahane edip, Meireles'e uyarı yapmayı unutmasın. Fenerbahçe forması giyen oyuncu bir daha böyle bilinçsiz hareketler yapmasın.

Meireles ceza nedeniyle 5 maçı kaçırmış olacak. Ocak ayında Kadıköy'de oynayacağımız Bursaspor maçında sahada. 


Boxing Day # 2 / United Klasiği


Boşuna biz günlerce ''Boxing Day geliyor, büyük heyecan olacak, her sene unutulmaz maçlar burada çıkıyor.'' demedik. Dediğimiz kadar oldu. United için her sene şampiyonluğu burada koparıyor dedik, bu sene de ilk hamleyi orada yaptı. Belki çok kaliteli maç olmadı ama heyecan olarak ve skor olarak unutulmaz arasındaki yerini aldı.

Kırmızı şeytanlar Newcastle United karşısında çok zor anlar yaşasa da Hernandez'in 90.dk attığı gol ile kazanıp şampiyonluk yolunda çok çok önemli bir avantaj yakaladı.

3.dk kaleci De Gea'nin hatası ile beraber Perch Newcastle'ı 1-0 öne geçirdi, 25.dk kullanılan serbest vuruş sonrası oluşan karambolde Evans topu boş kaleye gönderdi, 3 dk sonra ise net ofsayt olan pozisyonda Evans bu sefer de kendi kalesine attı. Hakemin 2 dk sonra golü vermesi skandal karar. Newcastle tribünleri 2 dk sonra gol diye ayağa fırladı.  İlk yarı 2-1 bitti.

Devre arası altta fotoğrafta görüyorsunuz Ferguson'ın hakemlere inanılmaz tepkisi vardı. Hem orta hakem, hem yardımcı hakeme şiddetli itiraz yaptı-ceza verilmedi-.

58.dk Evra'nın ceza sahası dışından attığı gol skoru dengeledi. 68.dk Cisse şık bir vuruş ile De Gea'yi avladı. 71.dk Van Persie skoru 3-3 yaptı. Mücadele tam böyle bitecekken Hernandez sahneye çıktı ve kayarak attığı gol ile beraber United'a çok önemli galibiyet aldırdı.

Hernandez'in kaçırdıkları, atamadıkları saç baş yoldurdu. Twitter'da herkes ''Hernandez 4-6 gol oynamış.'' yorumu yapsa da Hernandez +7 dedi, bizi susturdu.

Hakemler çok kötüydü. Mike Dean diyoruz, üst düzey hakem diyoruz ama inanılmaz hatalar yapıyor. Tek o değil, İngiltere hakemleri bu sene de formsuz. Ama tabii adamlar öyle bir izlenim bırakmış ki sanki tüm hakemler her maç çok iyi yönetiyorlar.

75.596 kişi. Olağanüstü atmosfer. Newcastle tribünleri 70 bin kişiyi susturuyor tabii. İngiltere klasikleri.

United'ın son dakika kazandığı gün City deplasmanda Sunderland'e 1-0 yenildi. Chelsea de deplasmanda 1-0 kazandı. Ligin 3 sırası belli. Ama şampiyonluk yolunda United çok büyük avantaj sahibi. 2.sıra ile fark 7.

Tottenham deplasmanda Aston Villa'ya 4 attı, Bale hat-trick yaptı, Liverpool yine kayıplarda, deplasmanda Stoke City'ye 3-1 yenildiler,  Everton 2-1 yendi, Fulham-Southampton maçı 1-1, Reading-Swansea golsüz beraberlik ve Qpr-Wba maçını deplasman ekibi 2-1 kazandı.

Queens Park Rangers ve Reading düşerler.

Arsenal-West Ham maçı Londra metrosundaki çalışanların greve gitmesi nedeniyle ertelendi.

Lig Tv'ye teşekkür edelim. Bizi böyle bir ligden, böyle mücadeleden, böyle efsane maçlardan mahrum bırakmıyor.

Tüm dünya tatildeyken İngiltere Premier ligi bizi mest etmeye devam edecek...

Keep Calm


Berbatov Fulham forması ile Southampton maçında attığı golden sonra formasının altından mesajı veriyor. Keep Calm and pass me the ball. 

26 Aralık 2012 Çarşamba

Kurtuluşa Kadar Savaş


Kocaeli'de yaşıyorum, Fenerbahçe'liyim. Normalde Kocaeli'de yaşadığım için Sakarya'ya, Sakaryaspor'a karşı bir ön yargım olması lazımdı.-kentin bir bölümü nefret eder- Ama benim öyle bir ön yargım yok. Aksine Sakaryaspor'u severim, tribünlerini severim.

Sakaryaspor tarihinde iki önemli tarih vardır. 17 Ağustos 1999 depremi ve 7 Eylül 2002 Sivasspor deplasmanına geçirilen kaza. Bu 2 olay kulüp tarihini, akışını etkileyen iki olaydır. Sakaryaspor hem bu iki olayın hem de bu iki olay sonrası yaşanan yönetimsel yanlışların, yapılan plansızlıkların, yanlış transferlerin ve boşa verilen paraların cezasını şu an çekmektedir. 

Özellikle 1990 yılında kurulan ve Türkiye'nin önemli taraftar gruplarından olan Tatangalar'ın kulübün burada olmasında olumlu etkileri vardır. Tatangalar olmasa kulüp şu an belki de kapatılmıştı.

Sakaryaspor tribünleri ve tabiiki de Tatangalar özellikle yaptığı müthiş besteler ile tribünlere ilgi duyan insanları her zaman kendisine hayran bırakmıştır ve bırakmaya da devam ediyor. Sakaryaspor bu sezon 2.lig kırmızı grupta mücadele ediyor. Topladığı 9 puan ile son sırada. Devre arası etkili bir şeyler yapılmazsa kulüp bir kez daha küme düşecek.

Gelelim bu besteye, deplasmanda alınan 2-1'lik Giresunspor maçı sonrası rakip Atatürk Stdyumu'nda Sariyer, tribüner ateşli, tribünler dolu, tribünler coşkulu. Söyledikleri beste de yine direnişten bahsediyorlar, Sakaryaspor tribünlerine asılı bir pankart vardır ''Kurtuluşa kadar savaş'' , evet işte yine onu vurguluyorlar. Bu mücadelelerine, yılların getirdiği acıya, zorluklara kurtuluş savaşı gibi bakıyorlar, direniyorlar, inşallah da kazanacaklar.

Geçen sezon Sakaryaspor'un Akhisar ile oynadığı maça gitmiştik. Kutay ve Yücel ile. Bu sene de gideceğiz. Onlar gelmese bile, yanımda kimse olmasa bile en yakın zamanda oraya gidip Sakaryaspor'a bir kez daha destek olacağım. Böyle mücadele eden, direnen, tutunmaya çalışan bir takım her zaman destek görmeyi hakediyor. Şu besteyi yapan tribün ve şu bestenin yapılmasını sağlayan takım çok iyi yerleri hakediyor. Son söyleyeceğim ise pankartta yazıldığı gibi, gerçekten de inananlar asla kaybetmezler.

Uğruna, çekildi bunca acı, 
Yoluna, verdiğim can kaçıncı,
Bak hâlâ sürüyor kavga, 
Kurtuluş Savaşında, 
Sakarya, bizim için çok yaşa...

Fotoğrafı geçen sezon oynanan Akhisar maçında çekmiştim. Tarih 13 Şubat 2012.

25 Aralık 2012 Salı

Boxing Day # 1


Premier Ligin en iyi dönemlerinden, kısa zamanda takımlar 3 maç yapacak. Kaliteli futbola doyacağız. Lig Tv 2 ve Lig Tv 3 yayınlayacak. Bakalım ilk gün neler olacak. İşte ilk gün yayın programı ; 

26 Aralık 2012 Çarşamba
17:00 Manchester United-Newcastle United / Lig Tv 2
17:00 Sunderland-Manchester City / Lig Tv 3
19:30 Aston Villa-Tottenham /  Lig Tv 3
21:45 Stoke City-Liverpool /  Lig Tv 3



Kaleci


Katar Ligi'nde El Jaish forması giyen Evanildo Rodrigues futbol tarihine geçti. Sadece izleyin.

24 Aralık 2012 Pazartesi

Armayı Öpme, Hakkını Ver


Fenerbahçe futbolcusuna artık inanmıyorum. Evet bunu belki anlık skorlara, açıklamalara, sahada verdiklerine ve daha çok vermediklerine göre yazıyorum. Fenerbahçe futbol takımı bir süredir sahada ne futbol oynuyor, ne koşuyor, ne mücadele ediyor, ne maçı istiyor, ne maç gittiği zaman isyan ediyor. Fenerbahçe futbolcuları sahada geziyor, aldığı parayı haketmiyor, giydiği formayı haketmiyor.

Fenerbahçe futbolcuları sahaya Lefter'in doğum gününü kutlayan pankart ile çıkıyor, sahanın ortasında her ne kadar Meireles'e destek için olduğu söylense de arma öpüyor, taraftarları kandırıyor, taraftarların duyguları ile oynuyor. İlk yarı boyunca kısa kısa tüm futbolcular ; 

Volkan Demirel ; sürekli Fenerbahçe taraftarları bize inansın, sezon sonunda iyi olacağız diyor, beklenen Fenerbahçe bu değil farkındayız ama daha iyi olacağız diyor ama son maçlar kariyerinin en kötü maçlarını çıkardığını hep beraber görüyoruz. İlk yarı boyunca zaman zaman baya iyi olsa da 2012 yılını kötü bitirdi.

Gökhan Gönül ; son 2 senedir bir şeyler var. O bildiğimiz Gökhan değil. Formda olduğu zamanlar avrupanın sayılı beklerinden biri olacak diyorduk ama ne kadar yanıldığımızı gördük. Belki orta yapmayı öğrendi ama mücadele olarak inanılmaz kötü. Belki de önündeki oyuncuların sürekli değişmesinden kaynaklanıyor.

Bekir İrtegün ; asla çok eleştiremem. Elinden geldiğini hep yapmaya çalışıyor ama son zamanlar inanılmaz bir çöküş içinde, yaptığı hatalar, yaptığı anlamsız müdahaleler, yaptığı anlamsız fauller, gördüğü saçma sapan sarı kartlar. Formsuz bitirdi.

Yobo ; son zamanlar öyle kötü maçlar çıkarıyor ki adeta nerede eski Yobo dedirtiyor. Yanındaki oyuncunun formsuzluğundan kaynaklanadabilir ama Yobo da bu değil.

Egemen ; Beşiktaş'tan gelirken çok şey bekliyordum, birden bu kadar form düşüklüğü yaşaması şaşırtıcı. İlk 11'e girmesi çok zor. Sezon sonunda da gider.

Hasan Ali ; takımda en çok saygı duyduğum isim, her maç elinden geleni yapıyor, ara ara kötü hatalar yapsa da genel olarak takımın en iyi 5 oyuncusundan birisi.

Kuyt ; çok şey söylemeye gerek yok, ilk yarı boyunca takımın en iyilerindendi, attığı gol sayısı da bonus oldu. Kimse geldiği zaman Kuyt'dan bu kadar kısa sürede bu kadar gol beklemiyordu? Yanılıyor muyum?

Mehmet Topal ;  elinden geldiğince oynuyor, bence iyi oyunculardan. Zaman zaman formsuzluklar yaşasa da asla kızamayacağım bir isim.

Cristian ; açık ve net sevmiyorum. Gamsız futbolcu istemiyorum. Bir maç oynayacak, bir maç yürüyecek, 3 metre yanındaki adama koşmayacak. Yok böyle bir şey. Takımdan hemen gitmesini istiyorum. Yeter.

Selçuk Şahin ; koşuyor, mücadele ediyor, zaman zaman olağanüstü paslar atıyor ama yeterli değil. Yıllardır söylüyorum, yanındaki isimler formda olsa Selçuk bu takımda asla oynayamaz, yanındakiler kötü olduğu zaman, sakatlandığı zaman ve ceza aldığı zaman doğal olarak kadroya giriyor. İlk 11 oyuncusu değil, ilk 18'de dursa karşı çıkmam.

Mehmet Topuz ; Sakatlık mı desem, formsuzluk mu desem, hocanın forma vermemesi mi desem, bilemiyorum. Sezon sonu Kayserispor'a gideceği söyleniyor. Üzülmem.

Meireles ; geldiği günden beri iyi oynuyordu, son 3-4 maç kötüydü, Galatasaray maçı dibe geçti. Ceza sonrası toparlanır. Meireles'e de güvenmeyeceksek kime güvenelim?

Salih ; gencecik, çok iyi futbolcu. oynadığı her maç kalitesini yansıttı, Aykut hoca onu çok önceden takıma monte etmeliydi. Oynattığı oyunculardan eksiği yok.

Sezer ; tweet atıyor, taraftara oynuyor, sahada gol atıyor, asist yapıyor, koşuyor ama ne bileyim çoğu taraftar gibi birden beni de soğuttu.

Caner ; zaman zaman iyi, zaman zaman kötü ama mücadele hep ediyor. Marsilya maçında yaptıklarını her maça yayması lazım. Caner'in yaşının da daha 24 olduğunu unutmayalım. 

Stoch ve Krasic ; ikisi de formsuz, ikisi de kötü. Potansiyel var ama o potansiyeli sahaya yansıtmayınca neye yarar. İyi olmaları lazım. Hâlâ güvenmem de ilginç. Bekliyorum...

Semih ve Bienvenu ; Yarın gitsinler, üzülmem. Semih'e yıllarca yaptıkları için teşekkür ederim. İlk yarı boyunca yaptıkları bir şey yok.

Sow ; Takımın her şeyi, burada en ufak bir eleştiri yapsak allah çarpar.

Mert ve Serkan ; Mert yarın kaleye geçse itiraz etmem, zaten Volkan'ın bu kadar formsuz olduğu dönemler bence geçmesi lazımdı. Ara ara hatalar yapsa da büyük kaleci olacak. Serkan da kadroda durmalı. Bir takımın 3.kalecisi Serkan gibiyse bu iyi bir şeydir.

Orhan, Serdar ; ikili olarak değerlendirebilirim, vasat oyuncular. Her ne kadar eleştirsem de Gökhan gibi bir oyuncunun yedeği Orhan, Yobo gibi bir oyuncunun yedeği Serdar olmamalı. Yine de ikisinin de zaman zaman çok iyi performanslarını gördük. Belki de çok çalışmıyorlar. 2.yarı daha çok çalışmaları gerekir.

Özgür Çek ; bir yere kiralık gitse daha iyi olabilir. Yine de her zaman güvenirim. Daha 21 yaşında. Hasan Ali'nin bu kadar iyi olması da şanssızlığı.

Recep Niyaz ;  çok seviyorum, çok güveniyorum. Daha iyi olacak. Hocanın en büyük görevlerinden biri Recep'i iyi bir yere getirmek.

Kısa kısa ilk yarı Fenerbahçe futbolcularını böyle değerlendiriyorum, katılmadığınız ya da ekleyeceğiniz bir şey varsa yorum bölümü açık.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Günün Kuponu # 25


Temiz kupon. Bu da tutmazsa hangi kupon tutacak?

Edit : Celtic ve Barcelona dışında tutan maç yok. Skandal.

Endişe




















Barcelona başkanı Sandro Rosell kanser şüphesi ile tekrardan ameliyat olması gereken teknik direktörleri Tito Vilanova ile ilgili basın toplantısı düzenlerken Puyol, Xavi, Iniesta ve Valdes'in bakışı endişeyi gözler önüne seriyor.

Meireles'e Destek


Raul Meireles Fenerbahçe'ye geldiğine pişman mıdır? Bence değildir. Ama burada yaşananlar onu kesinlikle yaralıyordur, üzüyordur. Galatasaray maçında gördüğü iki sarı kart -bence ikisi de doğru - sonucu oyundan atılması ve sonrasında yaptığı hareketler ve yağmadığı hareketler yüzünden verilen 12 maçlık ceza.

Swf olarak ilk günlerde dolaşan video sonrası ''Evet tükürmüş.'' diyordum. Sadece tek açıdan gördüğüm için orada o yorumu yapmıştım. Pişmanım. Meireles'in tükürmüş olabileceği ihtimaline bile inanmamam gerekirdi. Daha sonra olaydan 3 gün sonra diğer açıdan videoları izleyince kesinlikle tükürmediğini, hakemin yanından ayrılırken sert bir kelime söyleyip gittiğini net şekilde görüyoruz. Zaten sadece ben değil, tüm herkes görüyor. 

Meireles 12 maç ceza aldı, itiraz edildi, kulüp açıklama yaptı, yönetici Deniz Aytöre çıkıp FB Tv canlı yayınında açıklama yapıyor, karara itiraz edildiğini söylüyor. Aziz Yıldırım'ın tahkim kurulu toplantısına katılacağını söylüyor. Ayrıca Aziz Yıldırım Yıldırım Demirören ile görüşme de yaptı.

Meireles'in haksız yere aldığı 12 maçlık cezanın kesinlikle ineceğine inanıyorum. Artık göz göre ceza veremezler. Tüm dünya bunu öğrenmişken.

Evet tüm dünya diyoruz. Tüm dünya basını bunu haber yaptı, Meireles'in aldığı 12 maçlık cezayı konuşuyor. Bunun yanında gelen destek mesajları. Portekiz federasyonu, Reina, Torres, Portekiz milli takımı oyuncusu Paulo Bento ve son olarak dünyaca ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo yaptıkları açıklamalar ile Meireles'e destek oldu. 

Tüm dünyanın kefil olduğu Meireles hakkında önümüzdeki günler neyi gösterecek bilmem ama bu karar sonrası Fenerbahçe camiası'nın kenetlendiğini, futbolcuların hırslı olacağını düşünüyorum. Ayrıca yapılan bu yanlıştan dolayı da zaten itibarı yerlerde olan Türkiye Futbolunun da iyice sıkıntıya girdiğini düşünüyorum.

Yine de Federasyonun elinde cezayı iptal ederek yaşananları bir nebze olsa değiştirme şansı var. Karar ne olacak bekleyip göreceğiz.

Kendime not ; Meireles'in tükürebileceği ihtimaline inanmamdan dolayı vicdan azabı çekiyorum. Bir formanın arkasına Meireles yazdırarak en azından bir nebze olsun kendimi rahatlamam lazım.

Zlatan


PSG deplasamnda Brest'i 3-0 yenerken Ibrahimovic yine jeneriklik bir gol atıyormuş. Ibrahimovic mücadeleyi 1 gol ile tamamladı. Ligde 16 maç-18 gol, toplamda 23 maç-20 gol. Çok büyük oyuncu.

Lefter Özlemi


Lefter, Fenerbahçe'nin 1 numaralı adamı, Fenerbahçe tarihinin 1 numaralı sporcusu. Daha iyisi, daha büyüğü yok, tarih boyunca da olamaz. Lefter'i ne kadar çok sevdiğimi herkes bilir. Onun niçin neler yaptığımı da. Burada yine aynı şeyleri yazmak istemiyorum. Sadece hissettiklerimi yazayım.

22 Aralık 1925 Lefter'in doğumgünü, Fenerbahçe tarihine geçen Lefter o gün doğuyordu. Daha sonra yıllar ve koca bir tarih. Fenerbahçe ile eşleşen uzun bir hayat.

22 Aralık 2012 olduğu an, 00:01'de onu tekrardan ne kadar çok özlediğimi hissettim, onu gerçekten sevdiğimi, değer verdiğimi. Gidip konuşmak, sohbet etmek, fotoğraf çektirmek, gülmek güzeldi. Beraber bir kaç sene içerisinde bir kaç saat geçirebilmiştik. Hayatımın en özel anlarıydı. Tekrarlama şansım olmadığı için üzülsem de, kimsenin yaşamadığı o anları yaşadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Özellikle şu fotoğraf var ki yerimde olmak isteyecek onlarca insan vardır.

Bu gece twitter'a girdik, herkes Lefter ile ilgili tweetler atıyor, kimisi onu ne kadar sevdiğini, kimisi onu ne kadar özlediğini, kimisi onu göremediği için üzüldüğünü belirtiyor ve tam o arada Brezilya'dan gelen bir mesaj '' FB En buyuk efsane!!! Ozledim....  '' tweeti. O an gözümden yaş akıyor. Fenerbahçe tarihine Lefter'den sonra gelmiş diğer sporcular arasında üst sıralarda olan Alex gecenin bir saati-orada saat kaç bilmiyorum- tweet atıyor. İyice duygulanıyorum. Ama gurur da duyuyorum. Bir sevdiğim büyük adam için, diğer büyük adam değer veriyor. Bunu sürekli belirtiyor.

Hayatımda sadece 2 futbolcu için evden çıktım. Biri yaşarken Lefter ziyaretleri, sonra cenazesi ve sonra mezarı, biri de Alex'i uğurlamak için havalimanı. Bu günler hayatımın en özel günleri arasında yer alıyor. Pişman mıyım? Tabiiki de değilim. Yarın olsa yine yaparım. Hem Lefter, hem Alex bunları sonuna kadar hakediyordu. Sonuç olarak Lefter'i çok özledik, Alex'i de...

21 Aralık 2012 Cuma

48


Günler öncesinden başlıyor goygoy, maçı kafamızda oynuyoruz, sürekli tweetler, mesajlar, akıllar maçta, kendimizi hazırlıyoruz, kendimizi sıkıntıya sokacak hareketler yapmıyoruz. Maça tam anlamıyla konsantre oluyoruz. Rakip Galatasaray'lı arkadaşlar, neredeyse hepsiyle muhabbetim var. Aramız çok iyi. Ezeli rakip, ebedi dost dediğimiz olayın tam ortası.

Maç için o arkadaşların tamamı İstanbul'da ama biz orada değiliz. Kocaeli'den 100 km öteye gidip halısaha maçı yapacağız. Halısaha maçı demeyelim, bu bir derbi, bu bir onur mücadelesi, bu bir maçtan daha fazlası. Hem zaten halısaha dediğim zaman kaptan kızıyor. Kaptan Eurosport'dan Atilla Nesipoğlu. İsim de verelim. Kaptanın hakkını vermek lazım. Kaptan özeldir.

Takımımız Atilla Nesipoğlu, Melih Eskinazi, Alican Özcan, Yücel Özmetin ve benden oluşuyor. Karşı takım. İzi, Kutay, Hasan, Atahan, Mustafa. 

Halısaha maçı dediysek Vezir diye bir tesis-Altunizade'deymiş- minyatür kaleler, 5'e 5'den oynayacağız. Yazlıkta her gün oynuyordum ama neredeyse profesyonel-hakem falan var- olarak ilk kez oynayacaktım.

Hakem var, seyirci var, foto muhabirleri var. Hatta kamera olacaktı da onu iptal ettik.

Mücadele başlıyor, futbolun tüm gerektirdiklerini sahaya yansıtıyoruz, şiir gibi futbol oynuyoruz, tribünlerde olan taraftarlar zevk alıyor. Takımda herkes gol atıyor, herkes formanın ağırlığını veriyor. Çubuklu parçalı'yı 4-8 yeniyor, plakayı yazıyor. 48!

Karşı takım kendi kalesine gol atıyor, bomboş pozisyonları kaçırıyor, paslaşamıyor, sahada eziliyor.

Mücadele sonrası sahanın ortasında omuz omuza yapıyoruz. Galatasaray'lı arkadaşlarımız kızıyor, üzülüyor. Hatta maç sonrası fotoğraf çekimine gelmeyenler var. Kıskanıyorlar bizi, sevincimizi.

Mücadele bitiyor, o gece İstanbul'da kalıyorum ve ertesi gün işe uykusuz bir şekilde dönüyorum.

200 km, 8 gol, 48, müthiş muhabbet, alınan haklı galibiyet, sevinç... Her şeyiyle şahane bir gün. 13 Aralık 2012 unutulmazlar arasında yerini alıyor.

16 Aralık 2012 Pazar

Derbi Röportajı / Burak Eren


Röportaj gibi değil, daha çok karşılıklı konuşma. Msn'den birden doğdu zaten. Sportif Cümleler'den Galatasaray'lı arkadaşım Burak ile konuşurken derbi ile ilgili sorduğum sorulara kısa kısa cevapları ; 

Maç nasıl başlar, nasıl devam eder?

Maç Galatasaray'ın baskısıyla başlar, Galatasaray bu baskı içerisinde golü yaratırsa, geçen sezonki 3-1'lik maçı hatırlatan bir ortam doğar. Galatasaray'ın golünün gelmediği her dakika maçın ibresi Fenerbahçe'ye döner. Maçta beraberlik ihtimali görmüyorum. Galatasaray'ın kilit noktası ilk yarım saat, maçın son 15-20 dakikasına beraberlikle gelinirse yeni bir Selçuk Şahin gündemi yaratabiliriz. Bu sefer Selçuk Şahin değil de Mehmet Topal olur gibi. Ama genel olarak söyleyeceğim iki takımın da takım savunması yok, olayı hücum ve kaleciler belirleyecek.

Kırmızı kart olur mu?

Bence olacak, öyle 2-3 tane değil ama. Mesela Hasan Şaş ya da Lugano sahada olsa kesin kırmızı görürdü.

Hasan Şaş yine oralarda, belki yine görür. Ne dersin?-gülerek-

Sanmam. Antrenörün atılacağı ihtimali az. Gerçi atıldı bir maç ama bu maç olmaz.

Skor Tahmini verecek misin?

Sana ne zaman skor tahmini versem ters çıkıyor, o yüzden 2-1 Fenerbahçe kazanır diyorum.

Takımında en güvendiğin 3 futbolcu?

Burak Yılmaz, Selçuk İnan ve Umut Bulut. Genç Trabzonlulara güveniyorum-gülerek-

X Faktör dediğin oyuncu kim olur? 

Hamit Altıntop. İyi oynarsa maçın en iyi adamı, biraz sallanırsa maçın en kötü adamı olur. Ne yapacağını kestiremiyorsun.

Kesin ilk 11 çıkmasını istediğin oyuncu var mı?

Yekta Kurtuluş inşallah oynar. Adalet meselesi yüzünden. Haketti ilk 11'i.

Oynamamasını istediğin oyuncu?

Emre Çolak. İçimde ona karşı bir soğuma var, performans olarak değil. Onu bu maçta göremiyorum, sahaya yerleştiremiyorum.

Fenerbahçe'de en korktuğun 3 futbolcu?

Meireles, Volkan. 3.isim yok.

Oynamasa iyi olur dediğin futbolcu?

Tartışmasız Meireles.

Oynasın dediğin futbolcu?

Mehmet Topal. Tepki olacak mı? Olacaksa ne boyutta olacak. Bunu çok merak ediyorum.

Statta herhangi bir saha olayı, yabancı madde atılması gibi bir şey olur mu?

Sıfır olay çıkar, biz 2 senedir ceza almıyoruz zaten.

Aykut Kocaman ile Fatih Terim'in buluşması nasıl olur?

Tokalaşma olur tabiiki de ama soğuk şekilde. Aykut Kocaman çok alıngan, Fatih Terim'i yanlış anladı.

Yöneticiler arasında herhangi bir gerginlik olur mu?

Sizin yöneticileri görürsek olabilir, sizin yöneticiler son zamanlarda sportif dünyada değiller. Bu da tüm branşlarda en büyük sıkıntınız zaten.

Sow'un mu, Burak'ın mı gol atma şansı daha yüksek?

Burak Yılmaz'ın.

Hakem Halis Özkahya'nın performansı nasıl olur?

Hakem tam bomba, ya efsane olacak ya da bu maçta o da bitecek. Maçın ağırlığını kaldıracak isim değil bence. Ama Cüneyt Çakır'ın ülke dışında maç yönetecek olması, Fırat Aydınus'un sizin tarafınızdan istenmemesi yüzünden başka da çare yoktu.

Maçı nerede ve kiminle izleyeceksin?

evde izleyeceğim, olursa yanımda babam olur, belki samsun'dan akrabalar gelir, şimdiden bilemiyorum.

Totemin var mı?

Bu maça özel bir şey yok ama genel olarak totemim var, her maçı kanepinin aynı noktasında oturarak izlerim, köşede, hafif çarpraz. Ama bu tip derbilerde kafamda hafif ritim geçiririm, gerginliğimi alsın diye.

Keşke şu futbolcu olsaydı da ilk 11 oynasaydı dediğin isimler var mı? Özellikle son yıllardan.

Kazım Kazım. Adam 2 tane fenerbahçe maçı oynadı. İkisi de ayrı efsane. Yine sahada olsa kesin maçın adamıydı.

Son olarak derbi ile ilgili ne söylemek istersin?

Maç sonunda futbol konuşmak istiyorum. Tek söyleyeceğim şey bu.

İzninle bu cevaplarını yazacağım?

Keşke söyleseydin de ona göre daha güzel cevaplar verseydim-gülerek-

Samimiyet önemli, teşekkürler cevaplar için.

10 Aralık 2012 Pazartesi

Şanslı Fenerli

 Fenerbahçe 12 yaş altı takımında oynayan 11 yaşındaki Oğuzhan Özcan dünyanın en şanslı insanlarından. Messi ile konuşmak, fotoğraf çektirmek, imza almak herhalde hayatı boyunca unutamayacağı bir anı olacak. Bize de buradan bakmak düşüyor sadece.



Diriliş


Fenerbahçe Ülker'in Banvit'i yeneceğine, bu maçın bir diriliş maçı olacağına çok inandım, twitter'da bunu dile getirdim ve böyle oldu. Baştan sona üstün oynadığımız Banvit maçını 20 sayı farkla kazandık. Hayati Cantu maçı öncesi moral bulduk.

Hafta içi Panathinaikos deplasmanında kaybederken ne mücadele ediyorduk, ne skor olarak geriye düşünce bir direnç gösteriyorduk ne de kazanacağımıza inanıyorduk. O maçtan gelip de ligin iyi takımlarından Banvit'i 89-69 ile 20 fark atarak yenmek kolay değil.

Bugün tüm oyuncular iyiydi ancak bir tanesi çok daha başkaydı. Fenerbahçe Ülker kazanırken sahada Ömer Onan diye bir oyuncu vardı, 34 yaşındaydı ama sanki 25 yaşında gibi oynuyor, her topa koşuyor, her adamın yanında bitiyor, sanki kadroya girmek isteyen genç oyuncu gibi oynuyordu. Ömer Onan Fenerbahçe'nin zor döneminde yine bir maçta oyuna ağırlığını koydu ve galibiyeti getirdi.

Mücadelesinin yanında 6/6 2 sayılık, 3/3 3 sayılık, 1/2 serbest atış ile 22 sayı, 1 ribaund, 2 asist, 1 top çalma gibi istatistikler de ekledi.

Banvit maçında gösterilen mücadele devam ettiği takdirde Fenerbahçe Ülker için kötü başlayan sezon, kesinlikle daha iyi gidecek. Banvit maçı için diriliş maçı diyorum. Perşembe günü bunun ne derece olduğunu öğrenmiş olacağız. Bekliyoruz...