24 Ekim 2014 Cuma

Bu İşte Bir Yalnızlık Var


Bazen hayatımda çok saçma ve gereksiz filmleri izlediğimi düşünüyorum. Gidiyorum en izlenmesi gereken filmleri izlemiyor, en izlenmeyecek filmleri izliyorum. Yaklaşık 2 saatimi ayırdığım bu filmi izlemek net yanlış hareketmiş. Özgü Namal'ın sempatikliği, Engin Altan Düzyatan'ın karizması, Heybeliada'nın güzellikleri dışında bir numara yok. Sinemada 252 bin kişi seyretmiş ve 2.5 milyon TL hasılat elde edilmiş. Filmin masrafları çıkmıştır işte.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Barış Manço Moda 81300


Türkiye tarihinin en büyük sanatçılarından biri olan Barış Manço'yu sevmeyen yoktur herhalde. Şarkılarını bilmeyen, dinlemeyen. Pazar günü Moda'da gezerken birden aklımıza Barış Manço müzesine gitmek geldi. Tabiiki de bu fırsatı kaçırmak istemedik ve doğruca kendimizi Moda'da Barış Manço 81300'de bulduk.

Müzenin dışında heyecanlanmaya başlıyoruz. Bahçede dev şekilde domatesler, patlıcanlar, kapıda bizi karşılayan bir eşek, içeriye girdiğimizde bizi silikondan yapılan inanılmaz başarılı Barış Manço heykeli karşılıyor. Önünde uzun uzun duruyoruz, adeta bizimle konuşacak gibi bakıyor. 

Daha sonra gezintiye devam ediyoruz. Kıyafetleri, yatak odası, takıları, kemerleri, gitarları, koleksiyon için biriktirdiği cam şişeler, aldığı ödüller, yaptığı tv programlarının kasetleri, çocuklarının odaları, oyuncakları, nüfus cüzdanı, el yazısı, pasaportları, yurt dışında kullandığı biletler, paralar, kredi kartları, kliplerinde kullanılan ürünler... kısacası Barış Manço ile ilgili her şey.

Aslında çok da şey yazmaya gerek yok, Barış Manço şarkıları eşliğinde sadece 5 TL vererek bu müzeyi geziyorsunuz ve bu büyük efsaneyi daha da yakından tanıyorsunuz. Yolu İstanbul'a düşen herkesin uğraması gereken müzelerden. Gidin, görün.

Beni müzeye götüren Varol Döken'e ve böyle bir müzeyi açan Kadıköy Belediyesi'ne sonsuz teşekkürler.









Requiem for a Dream



Açıkcası fotoğrafta yer alan Jennifer Connelly ve muazzam jenerik müziği dışında bana göre iyi olmayan bir film. Evet oturdum, 1 saat 40 dakika izledim ama beğenmedim. O yüzden söyleyecek çok şeyim yok.


19 Ekim 2014 Pazar

Yeni Beste / Güneş Doğmamış Daha Dünyaya


Tam olarak ne zaman çıktı bilmiyorum da bu besteyi bu konuyu yazmadan çok kısa önce ilk kez duymuş olmam benim ayıbım. Bugün Burhan Felek'de söylenmiş. Net muazzam beste. Çok şey demeye gerek yok. Sözleri yazana da, söyleyene de helal olsun. Sözleri altta ;

Güneş doğmamış daha dünyaya,
Sabahın 5'inde çıkmışız yola,
Buz gibi bir hava buğulu camlarda,
Adın yazıyor Kanarya,
Yaradan yazmış alnımıza,
Biz ne İzmir'e, ne de Rize'ye,
Ne Eskişehir'e, ne de Antep'e,
Bir ömür boyu bir aşk uğruna
Gidiyoruz Fenerbahçe'ye
Ölüyoruz Fenerbahçe'ye

Bruno Alves Cezalandırılmalıdır


Mücadele'ye çok iyi başlıyorsun, ezeli rakibin sahasında, 40 bin kişi önünde gayet iyi bir oyunla 45 dakikayı oynuyorsun. Pozisyonlar buluyorsun, pozisyon vermiyorsun, adeta sezonun oyun anlamında zirvesine çıkıyorsun. İlk yarıyı bir şekilde gol bulamasan bile 0-0 tamamlıyorsun. Herkes takımdan da, oyundan da, oyunculardan da çok memnun. Bir şekilde o gol gelecek inancında.

2.yarı başlıyor, ev sahibi 2.yarıya evinde oynamanın avantajı ile biraz gazla başlıyor. Ancak ondan sonra Alves diye bir adam çıkıyor ve milyonlarca Fenerbahçe'yi üzüyor. 10 takım arkadaşına ihanet ediyor.

Faul yapmanın inanılmaz gereksiz olduğu bir yerde % 100 doğru bir kırmızı kartla oyun dışında kalıyor ve işleri kötü bir yere çekiyor. Bu dakikadan sonra takım istediklerini sahaya yansıtamıyor, bu dakikadan sonra hocamız istediği hamleleri yapamıyor, bu dakikadan sonra ev sahibi daha da moralleniyor, ev sahibi takımın taraftarları daha da gaza geliyor. Kısacası her şey Fenerbahçe için kötü, Galatasaray için iyi oluyor. Hoş bu kırmızı karttan sonra Kadlec o pozisyonu atsa belki de bu kadar sert şekilde Alves'i eleştirmeyecektik.

Bruno Alves, Fenerbahçe'nin 32 yaşında Portekiz milli takımında banko oynayan oyuncusu. Derbi maçında gördüğü saçma kart yüzünden takımını yaktı. Galatasaray'a karşı kaybettik ama daha ligin başı, maç telafi edilir ama Alves'in hatasını es geçmemek, yeni Alves'lere koz vermemek lazım.

Volkan, Emre, Meireles. Fenerbahçe'nin emeklerini çalan oyuncular, yaptıkları skandal hatalar ile beraber bizi üzen oyuncular. Bunun tek nedeni bu oyunculara verilmeyen cezalar, bu oyuncuların kulübü babalarınn çiftliği gibi görmeleri. Alves bu hareketinden dolayı derhal cezalandırılmalıdır. Maç sonrasında derhal kontratı feshedilsin, derhal kovulsun diyenler oldu. Bence o kadar da değil ama büyük para cezası alsın. 250-500 bin euro civarı para cezası verilsin. Bir daha ne Alves, ne Emre ne de Meireles o tarz bir hareket yapamasın. Sahada mücadele eden arkadaşlarının emeklerini, bizlerin mutluluklarını çalmasınlar. 

Taktik, teknik, saha yerleşimi, oyun mesafesi, alan daraltma, hızlı futbol, pres, hocanın hamleleri, kademe falan gibi bir çok etkenin heba olmaması için Alves'lerin bu tarz hareketler yapmaması lazım. Umarım Fenerbahçe yönetimi derhal gereken cezayı verir Fenerbahçe futbol takımında bundan sonra herkes o formanın ağırlığını bilerek futbollarına devam eder. Yoksa yaptırım gelmediği takdirde bu tarz hareketler her derbi tekrarlanmaya devam eder.

17 Ekim 2014 Cuma

Bozar mı Sandın Acılar


Göztepe tribünlerinden net pankart. Ne zaman yapıldığı, hangi maç asıldığı ile ilgili en ufak bir fikrim yok. Sadece paylaşalım, muazzam.

16 Ekim 2014 Perşembe

İlk Maç


10 yıl önce bugün dünya futbol tarihinin bir çok futbolsevere göre en büyük futbolcusu Messi çimlere ayak bastı. Espanyol maçında bitime 9 dakika kala Deco'nun yerine oyuna giren Messi büyük yürüyüşü başlatıyordu.

14 Ekim 2014 Salı

Pek Yakında


Fotoğraf çok şey anlatıyor, Cem Yılmaz'ın ''Pek Yakında'' filmi çekirdek alıp saatlerce sıkılmadan izleyeceğimiz bir film olmuş. Herhalde Cem Yılmaz olduğu için oluşan beklentiden kaynaklanıyor olacak ki filme gidenler ''güzel değil'' görüşünde birleşiyor. Kesinlikle katılmıyorum. Film gayet güzel. 


Zaman zaman kahkahalar, zaman zaman duygusal anlar derken sinemada sürenin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Bu zaten filmin iyi olduğunu gösteriyor.


Sinemanın gururu filmci Zafer'in hikayesini baştan sonra keyifle takip edeceksiniz. Cem Yılmaz cümlesi oldu. Cem Yılmaz bunu tweet atsa kimse yadırgamaz.

Cem Yılmaz yine büyük oynamış, burada zaten Cem Yılmaz'ı değerlendirecek değilim. Hoş burada hiçbir oyuncuyu değerlendirmeye hakkım olmadığını düşünüyorum da yazıyoruz işte bir şeyler. Zafer Algçöz filmin bir numaralı adamı. Bence filmin yıldızı. Ahben rolü ile net efsane oyunculuk sergilemiş. Ahben'den sonra Zeki gelir. Zeki de bizi herhalde en çok güldüren insanlardan oldu. Özkan Uğur filmdeki adıyla Ejder zaten çok sevdiğim birisi. Hastalık sonrası böyle bir filmde, bu enerji ile görmek çok güzel. Efekt Ejder! Suat rolüyle Cengiz Bozkurt da efsane oynamış, çok efsane anları var. Gülerken yorulursunuz. Boğaç Boray rolüyle Ozan Güven de muazzam. Net her geçen film daha da büyüyor. Aslında bu oyuncuları tek tek yazmama gerek yoktu. Hepsi efsane oyuncular. Cem Yılmaz bu ekibi bozmuyor, bozmasın da, çok keyif alıyoruz.


Ayşen Gruda'nın filmde yer alması net klas hareket. Sinema tarihinin en efsanevi isimlerinden birisi.


Mazhar Alanson, Yılmaz Erdoğan, Nurgül Yeşilçay filmde yer alan diğer ünlü isimler. Tek sahnede gözükmelerine rağmen sırf Cem Yılmaz diye filmde yer almışlar. Belli. Arkadaş işi.

Her Şey Çok Güzel Olacak ve Eşkiya filmlerine atıfta bulunulması filmin güzel hareketlerinden. 

'' Cem Yılmaz oynasın, müziklerini de Mazhar Fuat Özkan yapsın. ''


Biz film ekibinin ne kadar eğlendiğini perde karşısında anlayabiliyoruz. O ekip film çekimleri süresince ne güzel eğlenmiştir be. İnsanın orada olası geldi.


Son söz olarak ben eğer sinema çıkışı sonrası ''Bir daha bu filme gider misin?'' sorusuna ''Kesinlikle, evet.'' diyorsam o film güzel olmuştur.

İnsanların ''Ama hep reklam, hep Pepsi'' diye filmi eleştirmesine de katılmıyorum. Çok abartılı bir şey olduğunu düşünmemekle beraber, ben o kadar çok filmin içine girdim ki, cidden dikkatimi bir an olsun bile bozmadı.

Film notuma gelecek olursak, ne notu be abi, film çok güzel. Verdiğiniz parayı sonuna kadar hakeden bir film olmuş.

9 Ekim 2014 Perşembe

Üçlük


Mücadele'ye mükemmel başlıyoruz, 9-0, rahat rahat oynuyoruz, savunma gayet iyi diyoruz. Ancak sonra birden geçen sezonlar gibi üçlük yemeye başlıyoruz. Tamam çok ekstra atışlar bile giriyor ama adamlar bomboş defalarca üçlük isabeti buldu. Demekki savunma anlamında bir şeyler ters gidiyor. Savunma tam anlamıyla hızlı değil, yardım savunması gelen her pozisyonun ardından rakip takım bomboş üçlük buluyor ve bunu cezalandırıyor. 

Yıllardır iyi kadrolar, iyi oyuncular, yıldızlar, sonuçta yine sezona Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı vererek başlıyoruz. Çok önemli mi? Değil. Ancak sezonun kalanında yapacağımız maçlar için bir ışık tuttuğıu kesin.

Fenerbahçe Ülker bu savunma durumunu düzeltmezse, taraftarlar olarak çok isyan eder, takım olarak çok maç veririz.


Mücadele'nin kazanan Karşıyaka'yı, maç öncesi İstiklal Marşı söyleyen taraftarlarını, maç boyunca takıma destek veren Fenerbahçe taraftarlarını tebrik ederek bitirelim.

7 Ekim 2014 Salı

Fenerbahçe Ülker @ Türkiye Kupası


Obradovic geldiğinden bu yana bir kez bile maça gitmemiş bir Fenerbahçe taraftarı olarak bu sezonu çok erken açtım ve sezonun ilk 2 resmi maçını salonda takip ettim. Futbol branşına olan ilgim her geçen gün düşmesiyle orantılı olduğunu düşündüğüm gibi kurulan takımın hoşuma gitmesi de benim Kocaeli'den Perşembe günü ve arefe günü kalkıp Sakarya'ya gitmeme vesile oldu.

Başbakan Obradovic önderliğinde kurulan güzel takımı salonda seyretmek de bir o kadar keyifliymiş. Başa alalım...

Perşembe günü iş yerinde, Cuma günü evde yatarken gelen telefonlar sonrasında aniden yolumuz Sakarya'ya düştü. Yeni yapılan salonda ilk gün 10 tl - 1.kategori olacak diye, ama olmadı - ikinci gün ise 5 tl vererek maçları güzel açıdan takip ettik. Salon güzel olmuş notunu da buraya yazalım.

Mücadeleler hazırlık maçı havasında geçti. Ted Kolejliler maçının özellikle 3.çeyreğinde yaptığımız savunma görülmeye değerdi, Tofaş maçında ise ilk güne göre daha iyi bir Fenerbahçe Ülker savunması vardı. Takımda özellikle oyuncuların rahat hareketleri dikkat çekiyor. Emir takımda en iyi oyun kuran oyuncu. Bir kaç yıl içinde oyuncunun gelişimi takdiri hakediyor. Can çok büyük fayda sağlayacak. Basketbolu Fenerbahçe'de bırakırsa şaşırmam. Bogdan inanılmaz rahat, sanki antrenman maçında şut atıyor, ısınırken 12'de 11'i vardı. Hickman ve Goudelock için aynı cümlede bahsedebilirim. İstedikleri an istediklerini sahaya yansıtıyorlar. Asist, pas, şut, penetre. Ne isterlerse yapıyorlar. Çok büyük fayda sağlayacaklar. Vesely uçuyor, her şey yapıyor. Bjelica kasmadan oynadı, Tam anlamıyla bitse de gitsek modundaydı. Yine de çok iyi işler yaptı. Zoric de zaman zaman inanılmaz kaliteli işler yaptı. Serhat, Semih, Melih gibi oyuncular da kesinlikle fayda sağlayacaklar. Oyuncuları değerlendirmek için daha zamana ihtiyaç var. Şimdilik her şey iyi gibi.


Obradovic için ayrı paragraf açmak lazım. Bazen bir şeyleri abarttığını düşünüyorum. Tribünde baz bölümler sadece onu izledim. Yapılan hata sonrası oyuncularına attığı fırçalar adamı hayattan soğutur. Her yapılan hatadan sonra bench'e dönüp pozisyonu anlatıyor. Tabii bunu bağırarak yapıyor. Bir pozisyon Melih'e, bir pozisyon Hickman'a inanılmaz bir fırça attı. Yine de insan bir şeyler yazarken bile içiden ''Sen Obradovic'e sallama cesaretini nereden buluyorsun'' diye de geçirmiyor değil.

Takım bazı pozisyonlar topu inanılmaz güzel çevirdi, neredeyse her oyuncunun eline 2 kere atış fırsatı geldi ancak kimse potaya bakmadı. Zaten bu pozisyonlar sonrası Obradovic ya hemen oyuncu değiştirdi, ya hemen fırça attı ya da mola aldı.

Takım büyük keyif veriyor ya. Tribünde maçların nasıl geçtiğini anlamadım.


Bir oyuncunun nasıl olduğunu ısınmasından bile anlayabiliyorum diye iddialı bir cümle de kurabilirim.

2.maçın sonunda Goudelock'un üçlükleri çok iyiydi. Bizi bu hazırlık maçında bile ayağa kaldırdı.

Ömer Onan'ın Takım menejeri olarak görevde kalması klas hareket.

Isınırken Hickman rahat smaç basabiliyor mu cümlem bitmeden gelen inanılmaz smaç.

Euroleague maçları ile sezona devam ederim. Salonlar bu sezon büyük keyif verecek.

Şu hayatta Islama köfte gerçeği var. Sakarya'ya giden herkes ya ''Köfteci Mustafa'' ya da ''Tarihi Yenicami Lokantası''na uğramalıdır.

2 Ekim 2014 Perşembe

Maç Atkısı


Türkiye'de olmasını istediğim şey. Bir türlü tam anlamıyla oturamadı. Adamlar çeşit çeşit maç atkıları satışa çıkarıyor. Koleksiyon için çok iyi.

1 Ekim 2014 Çarşamba

Ronaldinho'dan Frikik


Ronaldinho'ya dilenmemek için hiçbir sebep yok. Bu sabah takımı 2-1 yenilirken maçın skorunu Ronaldinho 90+3'de belirlemiş. Bu yetenek, bu teknik bitmez.