30 Haziran 2016 Perşembe

Marcus Willis ve Hikayesi


Marcus Willis dünya 772 numarası. 2006'da tenise başladı. Kilo problemleri nedeniyle tenisi çok kısa bir zaman önce bırakmaya karar verdi. Ancak daha sonra hem aşık olması nedeniyle hem de kilolarını vermesi nedeniyle tenise geri dönü. Wimbledon'a eleme turlarından wild card ile katıldı. Sırasıyla Sugita, Rublev ve Medvedev'i geçerek Wimbledon ana tablosuna kalmayı başardı. Wimbledon ilk turunda dünya 54 numarası Berankis'i 3 sette geçerek bir üst tura yükseldi. Dünyaya adını böyle duyurdu. Ve 2.turda rakibi Roger Federer. Kort tamamen dolu. Federer ile oynuyor. İlk sette aldığı her puan büyük alkış aldı. Ancak ilk sette herhangi bir oyun almayı başaramadı. Bagel yedi. 2.sette ise ilk servisinde oyunu almayı başardı. Kort adeta maçı kazanmışcasına bir sevinç yaşadı. Ancak önce 2.seti 6-3 ve sonra 3.seti 6.4 ile kaybederek elendi. Her puanda fotoğraftaki gibi tepki verdi, ace atınca kendinden geçti, puanları kazanınca ya da kaybedince gülmesinden vazgeçmedi, itiraz haklarını büyük bir merakla bekledi, haklı çıkınca çok sevindi, haksız çıkınca da güldü. Hem eğlendi hem eğlendirdi. Altta fotorğafta kız arkadaşını da görüyorsunuz. Tescilli güzel. O da inanılmaz sempatik. Sürekli gülüyor, puanlarında ayağa fırlıyordu. Maç boyunca çok heyecanlıydı. Birbirine bu kadar yakışan çift her zaman göremeyiz. Kısacası Marcus Willis ve sevgilisi Jennifer Bate sempatik hareketleri ile beraber Wimbledon'a damgasını vurmayı başardı. Bundan sonra Marcus Willis ve Jennifer Bate'i çok daha sık görebiliriz.


29 Haziran 2016 Çarşamba

Diarios de Motocicleta

Filmi sadece seyahat filmi diye izlemeye başladım. İki genç arkadaşın motosikletlerine atlayıp da Güney Amerika'yı gezmek için yola çıktıklarını ve başlarına gelen maceraları anlatıyor sanıyordum. Ancak son sohne sonrası işlerin öyle olmadığını gördüm.

Film gerçek bir hikayeye dayanıyor. 1968 yılında Ernesto ve Alberto isimli iki genç Buenos Aires'den bir motosikletle atlayıp Güney Amerika'yı keşfetmeye başlıyor. Bir süre sonra motosikletin arızalanması sonucu yollarına otostop ile devam ediyorlar. Bu arada her geçen gün halkla daha da iç içe duruma geliyor. Halkın yaşadığı acıları, çarpık kentleşmeyi, yolsuzlukları, adaletsizlikleri, yoklukları net şekilde görüyorlar. Ve iki genç adamın kariyeri bundan sonra çok daha farklı oluyor.

Film Ernesto "Che" Guevara'nın gençliğinde arkadaşı Alberto Granado ile beraber gençlik yıllarında yaşadıklarını, geçirdiği değişim sürecini pek de siyasete girmeden anlatıyor.  Film gibi değil sanki bir hayatı izliyoruz. İnsanı samimi şekilde içine çekiyor.

Güney Amerika ülkerinin hem güzelliklerini, hem karışıklıklarını, hem de fakirliğini görebiliyoruz.

Filmde Alberto Granado'yu oynayan Rodrigo De la Serna Che Guevera'nın akrabasıymış. Bu da ilginç bir detay.

Ernesto'nun sevgilisi rolündeki filmdeki adıyla Chichina Ferreyra çok güzel. Mia Maestro

Özellikle final sahnesinde çalan müzik harika. Gustavo Santaolalla'nın ''De Ushuaia a la Quiaca'' şarkısı. Mutlaka dinleyin. Tıklayın. Onun dışında dans sahneleri çalan Güney Amerika müzikleri de keyifli.

Filmin Imdb puanı 7.8. Sonuna kadar hakediyor. Mutlaka izleyin.

En sevdiğim film kategorisi açık ara Biyografi filmleri.

Henüz ben de izlemedim ama bu filmin arkasından Che 1 ve Che 2 filmlerini tavsiye ediyorlar. İzleyeceğim.



28 Haziran 2016 Salı

2016/2017 Sezonu Fenerbahçe


Fenerbahçe futbol şubesi 2016-2017 sezonu hazırlıklarına 27 Haziran 2016 Pazartesi günü yaptığı antrenmanla beraber başladı. 2 Temmuz'da Düzce'ye Topuk Yaylası tesislerine gideceğiz. 9 Temmuz'a kadar orada kalıp 3 hazırlık maçı da oynayarak İstanbul'a döneceğiz. Ve o tarihten sonra da hazırlıklarımıza kendi tesislerimizde devam edeceğiz. Tarihimizin belki de en sönük, heyecansız açılışı oldu. Fenerbahçe taraftarlarının büyük bir çoğunluğu da bu durumda. Özellikle Aziz Yıldırım'ın açıklamaları, tribünleri taraftarlara kapatması ve beğenilmeyen Vitor Pereira futbolu ile beraber futbol şubesi iyice dibe vurmuş durumda.

Yine de ufak şeylerden bile mutlu olmaya, heyecan duymaya çalışıyorum. Mesela Salih Uçan'ın gelmiş olması bile bana heyecan veriyor. Yine Van Persie'e özel hoca tutarak antrenman yapmış olması, Alper Potuk'u görmem gibi detaylar da güzel. Tabii geçmiş sezonlara göre oldukça az sayıda güzellik var. Kendimizi kandırıyoruz da diyebilirim.

Kadromuza baktığımızda alt yapı ağırlığı ile beraber 23 kişilik bir futbolcu topluluğumuz var. Volkan, Ertuğrul, Erten, Şener, Kjaer, Hasan Ali Kaldırım, Hakan, Berkay, Volkan Şen, Uygar Mert, Salih Uçan, Ramazan, Ozan, Nani, Stoch, Mehmet Topal, Josef, Gökay, Diego, Alper, Van Persie, Fernandao ve Emenike. Bu oyunculardan özellikle Nani'nin ne olacağı belli değil. Her an gidebilir. Başka ayrılanlar ya da kiraya verilecekler de olabilir. Sanırım 4-5 tane de transfer yaparız. 

15 Temmuz Şampiyonlar Ligi kura çekimimiz var, 26 ya da 27 Temmuz tarihinde ilk resmi maçımıza çıkıyoruz.

Sezona 6 hazırlık maçıyla gireceğiz. 3 Temmuz saat 17:00'de Gostaresh Folad ile Düzce'de, 6 Temmuz saat 17:00'de CSMS Lasi ile Düzce'de, 9 Temmuz saat 18:00'de Voluntari ile Düzce'de, 13 Temmuz saat 21:00'de Panathinaikos ile Kadıköy'de, 16 Temmuz saat 21:45'de Lyon ile Kadıköy'de ve 19 Temmuz- saati açıklanmadı- Sparta Prag ile Prag'da oynayacağız. Maçların tamamı D-Smart tarafından yayınlanacak.

Tüm heyecansızlıklara, ümitsizliğe rağmen yine de Fenerbahçe'yi yazmaya, konuşmaya devam edeceğim. Kendimle ilgili de bir not. Yıllar süren kombine alıp stada gitme olayını bu sezonluk askıya alıyorum. Deplasman maçlarına giderek Fenerbahçe'yi statta desteklemeye çalışacağım.

Sezonun sonu mutlu bitsin.

Son Maç


Arjantin Copa America finalinde Şili'ye penaltılar sonrası kaybetti ve bir kez daha kupaya ulaşamadı. Kupa gider, mesele değil. Ancak maç sonrası Messi'nin ''Milli takımı bıraktım.'' açıklamaları maçın da kupanın da önüne geçti. Ben bir Messi hayranı olarak Messi'yi gerek kulüp takımında gerekse de milli takımda devamlı izlemek istiyorum. Zaten Messi de bizim gibi futbola aşık ve bu sebepten her maçta oynamak istiyor. Oynadığı her maçta elinden geleni yapıyor ve bizlere unutulmaz anlar yaşatıyor.

Copa America boyunca harika performans sergilemesine rağmen özellikle finalde kaçırdığı penaltı ve giden kupa sonrası milli takımı bırakma kararını anlık bir üzüntü ile aldığını düşünüyorum. Final maçında da takımı adına yine en iyi oyuncu Messi'ydi. Gerek Arjantin futbol federasyonu yetkilileri, gerek Arjantin halkı ve gerekse de sponsorların buna izin vermeyeceğini düşünüyorum. 

Messi'yi 31 yaşındayken 2018 Dünya Kupası'nda, Rusya'da bu formayla izlemek istiyorum. Umarım Messi krarından vazgeçer ve milli takıma döner. Futbolu güzelleştiren 1 numaralı adama daha henüz doyamadık.


Euro 2016 Notları # 16

İtalya-İspanya maçı öncesi İspanya favori diyordum. Ancak öyle olmadı. Conte'nin takımı maç boyunca kusursuza yakın oynadı. İspanya gibi bir takım karşısında neredeyse onlar kadar pas yaptı, neredeyse onlar kadar topa sahip oldu. Böylesine mütevazi kadroyla yapmaları da takdiri hakediyor.

Maça hızlı başladılar, pozisyonlar bulan taraf İtalya'ydı. Yağan yağmurun da etkisiyle ıslanan zemin ve kullanılan frikikte sektirilen topu tamamlayan Chiellini skoru 1-0'a getirdi. İlk yarı sonunda şutlarda 7'ye 2, kaleyi bulan şutlarda 4'e 1 İtalya üstünlüğü vardı. İspanya ilk yarıyı % 53 topla oynama ve 248 pasla tamamlarken, İtalya % 47 topla oynama ve 244 pasla tamamladı. Sadece bu istatistik bile İtalya'nın ne kadar kusursuz oyun oynadığını gösteriyordu. Ayrıca ilk yarı İspanya adına sahanın en iyi isminin De Gea olduğunu da söyleyelim.

2.yarı İspanya'nın doğal olarak topla oynamada da, pas sayısında da ciddi üstünlüğü vardı. Ancak bu sefer de İtalyan savunmasını ve kaleci Buffon'u geçemediler. Acayip 3 tane kurtarışı var. İtalya ise bu anlarda yakaladığı kontra atakların birinde Pelle'nin golüyle beraber skoru 2-0'a getirip maçı bitirdi.

İspanya 2008 ve 2012'de şampiyondu, bu kez son 16'da elendi. İspanya futbolu için kötü sonuç.

İtalya ise katıldığı 9 kupanın 7 tanesinde çeyrek final oynama başarısı göstermiş oldu. Son şampiyonluğu ise 1968'de. 2012'de finalde kaybetmişlerdi. Gruplarda elendiği 2 senede ise sadece 1 gol averaj yüzünden elendiğini söyleyeyim.

İtalya adına sahanın en iyisi tartışmasız Buffon. Bonucci ve Pelle de diğer iyi oyuncuları.

Fabregas'ın bu kadar kötü bir maçında Thiago Alcantara gibi bir isim nasıl oyuna girmez anlamadım. Thiaga'yu ben mi abartıyorum bilmiyorum ama Fabregas'dan çok daha faydalı olurdu. Sahada döküldü. 

Iniesta ve De Gea dışında iyi oynadı diyebileceğimiz bir isim yok.

İtalya çeyrek finalde Almanya ile oynayacak. Kazanan şampiyonluk için büyük bir yolu geçmiş olacak.

Cüneyt Çakır'ın maçta bir kaç hatası vardı.

Gökhan Abdik Türkiye'nin en iyi futbol spikerlerinden birisi. Buna da bir kez daha şahit olduk.

Günün ikinci maçı İngiltere-İzlanda arasında oynanacaktı. Favori İngiltere'ydi ancak İzlanda büyük bir sürprize imza atarak İngiltere'yi elemeyi başardı.

Maça İngiltere çok iyi başladı ve henüz 4.dakika Rooney'nin penaltı golüyle 1-0 öne geçti. Ancak o golden 2 dakika sonra İngiltere savunmasının hatası ile beraber Sigurdsson İzlanda adına skoru 1-1 yaptı. Bu golden sonra İzlanda daha iyi oynadı ve 18.dakika Hart'ın hatası ile beraber Sigthorsson'un golüyle beraber 2-1 öne geçti. İlk yarıda da, ikinci yarıda da İzlanda'nın daha net atakları vardı. İngiltere'nin öyle % 100 dediğimiz posiyonu yoktu. Ve maç 2-1 bitti.

Sterling'nin ayağını son saniye koyması sayesinde çıktı penaltı kararı. Yoksa verilmezdi.

Rooney güzel penaltı attı. Maç boyunca kötüydü. Turnuvanın ilk 2 maçında çok iyi oynamıştı ancak bu maç vasatı aşamadı.

Rashford oyuna girdikten sonra acayip hareket getirdi ama süre yetmedi. Keşke daha erken alınsaydı.

İzlanda takımında mücadele olarak tüm futbolcular çok iyiydi. Kaleci Halldorsson, golü de atan Sigurdsson en iyi ikiliydi.

İzlanda tribünleri harikaydı. Özellikle tüm tribünlerin yaptığı alkış şov görsellik açısından öne çıktı.

İngiltere tribünlerinin ''Plase don't take me home'' tezahuratı harika. Dün maç boyunca söylediler. Yavaşca başlıyor, sonra hızlanıyor. O an insan orada olup tezahurata katılmak istiyor. Gerçekten turnuvanın en iyi 2.tezahuratı.

İngiltere 1996'da yarı finale kaldıktan sonra çeyrek finalden ilersini göremedi. 2000'de gruplarda, 2004'de çeyrek finalde, 2008'e katılamadılar, 2012'de çeyrek finalde ve 2016'de son 16'da turnuvaya veda ettiler.

İzlanda ise ilk turnuvalarında şimdilik çeyrek final gördüler ve tarih yazdılar. Çeyrek finalde rakipleri Fransa. Geçerlerse Almanya-İtalya galibi ile oynayacaklar.

Euro 2016'da heyecan Perşembe günü saat 22:00'de oynanacak Polonya-Portekiz maçı ile devam edecek. TRT 1 ve Lig Tv yayınlayacak.

Sevinç & Hüzün


Bir tarafta sevinen İzlanda futbolcuları, diğer tarafta üzüntüden çöken İngiliz futbolcular. Futbol böyle anlarla daha güzel. İzlanda'nın çeyrek finale çıkmış olması Euro 2016'nın en büyük sürprizi. Çeyrek finalde Fransa ile oynayacaklar.

27 Haziran 2016 Pazartesi

Euro 2016 Notları # 15


Kağıt üstünde favori olan taraf Fransa ancak maça enteresan başlayan İrlanda. Binlerce seyirci statta, milyonlarca izleyici ekran karşısında ne olduğunu anlamadan verilen penaltı kararı ve Brady'nin golü ile beraber İrlanda maça adeta 1-0 önde başladı.

Ancak bu dakikadan sonra oyuna mutlak hakimiyet kuran bir Fransa vardı. Rakipten daha çok koşuyor, daha çok istiyor, daha teknik futbolcuları ile sonuca gitmeye çalışıyordu. İlk yarı sonunda aradığı golü bulamadı. Ancak 2.yarı Fransa fırtınası dinmek bilmiyordu. 58 ve 61.dakikalar sahneye çıkan Griezmann Fransa'yı 2-1 öne geçiriyordu. Kalan dakikalar oyunun kontrolünü rakibe vermeyen Fransa mücadeleyi 2-1 kazanıyor ve çeyrek finale yükselen taraf oluyordu.

Griezmann sezonun en iyi futbolcularından birisi. Atletico Madrid ile 32 gol attığı sezonun ardından Eıuro 2016'da da şimdilik 3 gole ulaştı. Henüz 25 yaşında. Onun da şanssızlığı Messi ve Ronaldo gibi isimlerin olduğu bir ligde oynaması. Yoksa çok daha tanınır, çok daha popüler bir futbolcu olurdu. Hayranlıkla izliyoruz.

Golde vurduğu kafa vuruşu nefisti, 2.golde de Giroud'un topu indirişi derslik.

İrlanda'nın maç boyunca kaleyi tutan 1'i gol olan 2 şutu var.

Fransa İzlanda-İngiltere maçının galibi ile oynayacak.




Almanya-Slovakya maçı üzerine aslında yazacak çok şey yok. Çünkü müthiş bir takım oyunu oynayarak maçı adeta bir antrenman maçına çeviren bir Almanya vardı. Slovakya'ya ilk dakikadan son ana kadar ''Biz buraların takımıyız, sen buraların takımı değilsin.'' mesajını verdi. 3-0 kazandılar ama 10 lazım olsa 10 olurdu.

Boateng'in nefis golü, Mesut'un kötü penaltısı, Neuer'in kurtarışı, Neuer'in pası, Draxler'in asisti ve Gomez'in net golcü vuruşu, Draxler'in müthiş golü.

Almanya yoluna emin adımlarla devam ediyor. Henüz gol yemediler. 

Henüz Muller de sahne almadı. Alacak diye diye turnuva bitmesin de...

Boateng ve uzun topları üzerine kitap yazılır. Tüm defans oyuncuları Boateng'i izlemeli. Pique ve Ramos ile beraber dünyanın en iyisi olabilir.

Jonas Hector acayip adam. Sol bek oynuyor ama sol açık gibi performans gösteriyor. 1990 doğumlu, Köln'de oynuyor ve muhtemel bu turnuva sonrası çok daha büyük bir takıma transfer olacak. Bu kadar iyi adamı orada tutmazlar. 

Gomez ilk iki maçta da oynasa gol kralıydı. 

Hamsik çok daha iyi turnuva geçirmeliydi. Turnuvanın kaybolan yıldızlarından.

Almanya için turnuva çeyrek final maçıyla beraber başlıyor. İtalya-İspanya galibiyle oynayacaklar. O maç turnuvanın şampiyonunu belirleyebilir.

Belçika, İtalya maçı dahil şu ana kadar tüm maçlarda iyi oynadı. İtalya maçında biraz tecrübesizlikleri ve gol konusunda şanssızlıkları yüzünden kaybettiler. 

Macaristan maçında baştan sona üstün oynadılar, baştan sona oyunu domine ettiler. Hazard gibi potansiyelini sahaya tam olarak yansıtan bir isim de olunca fark kaçınılmaz oldu.

İlk golde De Bruyne'nün ortası, ikinci golde Hazard'ın asisti, 3.golde Hazard'ın nefis golü ve son golde Carrasco'nun bitiriciliği ile beraber gelen 4 gol.

Hazard kariyer maçlarından birini oynadı. Turnuvanın en iyi tek kişilik performanslarından birisiydi.

Almanya gibi Belçika'ya da 6-7 gol lazım olsa rahatlıkla atardı. Arada böyle bir fark var.

Çeyrek finalde Galler-Belçika maçının favorisi de net belli.

Euro 2016'da heyecan bugün oynanacak 2 maçla devam ediyor. Günün programı; 

19:00 İspanya-İtalya TRT Spor 
22:00 İngiltere-İzlanda TRT 1

26 Haziran 2016 Pazar

Euro 2016 Notları # 14

Euro 2016'da heyecan kaldığı yerden devam ediyor. Gün İsviçre-Polonya maçı ile başladı. İlk yarısı Polonya'nın hakimiyetinde geçen bir maçtı. Blaszczykowski'nin 39.dk attığı golle beraber Polonya öne geçti. 2.yarı ise bambaşka bir İsviçre vardı. 2.yarı başlangıcı ile beraber Polonya kalesine yüklenen ancak bir türlü aradığı golü bulamayan bir İsviçre. Ancak dakikalar 82'yi gösterirken sadece bu turnuvanın değil, sadece Avrupa Futbol Şampiyonası tarihinin değil, geçmişten günümüze tüm turnuvalarda atılmış en güzel gollerden biriyle turnuva boyunca pek istenileni veremeyen Shaqiri sahneye çıktı ve olağanüstü bir golle skoru 1-1'e getirdi. Bu golden sonra uzatmalar ile beraber oyunun mutlak hakimi olan İsviçre olmasına rağmen son söz penaltılarda söylenecekti. Penaltılarda Polonya son zamanlarda gördüğüm en güzel vuruşları yaparak ve Xhaka'nın da kaçırmasıyla beraber kazandı ve çeyrek finale çıkma başarısı gösterdi.

Polonya Lewandowski'nin bu kadar kötü oynadığı turnuvada çeyrek finale çıkma başarısı gösterdi.

Polonya hocasının ilk oyuncu değişikliğini 101.dakika yapması tuhaftı. Sonuçta kazanan haklıdır.

Portekiz maçında işleri zor.

Galler yoluna emin adımlarla devam ediyor. Sadece ilk yarısını tam konsantre ile izleyebildiğim maç futbol kalitesi açısından pek istenileni vermemişti. 

Bale çok iyi frikikçi oldu. Attığı frikik golleri dışında tüm frikiklerin kaleyi bulması ciddi bir başarıdır. Real Madrid'de friklerin başına Ronaldo harici geçecek bir isim varsa bu Bale'dir.

Golde yine Bale'in katkısı var. McAuley kendi kalesine atarken ortayı Bale yaptı. Bu golü iftar için gittiğimiz restoranda izleyebildim. Böyle büyük turnuvalar bu açıdan da keyifli oluyor. Maç anında nereye giderseniz gidin bir tv'de maça denk geliyorsunuz.

Galler çeyrek finale çıktı ve rakibini bekliyor. Macaristan-Belçika galibi ile oynayacak.

Kağıt üstünde çok daha iyi geçmesi bekleniyordu. Bir tarafta gruplardan zor çıkan Portekiz, diğer tarafta gruplarda şov yapan Hırvatistan. Böyle anlarda genelde zor çıkan rahat çıkan takımı geçer ve yoluna devam ederdi. Burada da öyle oldu. Uzatma bölümünün sonunda Quaresma'nın golüyle kazanan Portekiz çeyrek finale yükseldi.

Mücadele boyunca iki takım da çok iyi savunma yaptı, müthiş saha içi yerleşiminde bulundu. Eksik yakalanmadı, açıkları kapattı, kademelere doğru girdi. Maç öncesi derslerine de iyi çalışmışlar. Özellikle etkili oyunculara adım attırmadılar. Belki pozisyon anlamında vasat bir maçtı ancak teknik taktik açıdan da oldukça iyiydi. Zaten dolu tribünler önünde oynanan, iyi hakemin olduğu, iyi oyuncuların olduğu bir maça ''Berbat, çok kötü'' gibi şeylerle eleştirmek bana tuhaf geliyor. 

Vida çok acayip oyuncu, defansta işini kusursuz yapıyor, gol pozisyonlarında da bir şekilde işin içine dahil oluyor. Portekiz'in golünde hatası var belki ama o dakikada o kadar yorgunluktan sonra pek de kızacak durum olmaz sanırım.

Golde Ronaldo'nun pas vermemesine şaşırdık mı? Hayır. Pası verse Quaresma boş kaleye atacaktı ama o kaleye vurmayı tercih etti. Neyse ki top Quaresma'nın önüne düştü.

Golde Nani'nin Ronaldo'ya pası çok iyiydi.

Cedric Perisic'i sahadan sildi. Perisic de turnuvanın en iyi adamlarından biriydi bu maça kadar.

Böylesine bir jenerasyon bu turnuvada da hedefe ulaşamadı. Özellikle Rakitic, Modric, Perisic gibi isimlere yazık oldu. 2018 Dünya Kupası son şansları olur. 

Portekiz de bir şekilde yoluna devam etmeyi başardı. Çeyrek finalde Polonya ile oynayacaklar. Eleme ihtimalleri de çok yüksek, finale kadar gitme ihtimalleri de.

Euro 2016'da heyecan 3 maçla devam ediyor. Günün programı;

16:00 Fransa-İrlanda TRT 1
19:00 Almanya-Slovakya TRT Spor
22:00 Belçika-Macaristan TRT 1

24 Haziran 2016 Cuma

Euro 2016 Notları # 13






















Turnuva başından beri en uzak kaldığım gün. Ara ara ve sonradan özetlerden izlediğim kadarıyla özet geçmeye çalışırsam,

Zoltan Gera'nın şık golü, Ronaldo'nun şık asisti ile beraber Nani'nin golü, Dzsudzsak'ın savunmadan seken şanslı golleri, Ronaldo'nun şık topuk golü, TRT Spikeri Yalçın Çetin'in Portekiz gollerinde susması, üzülmesi, Ronaldo'nun kafa golünde Quaresma'nın şık ortası ve Portekiz'in beraberlikle beraber üst tura çıkıp Hırvatistan ile eşleşmesi.

İzlanda'nın gole kadar iyi futbolu, Gudmundsson'un nefis şutu, çataldan dönmesi, Dragovic'in kötü penaltı vuruşu, Avusturya'nın daha sonra maçın kontrolünü alması, Schopf ile golü de bulması, maç tam 1-1 bitecek derken Traustason'un sahneye çıkışı ve İzlanda'ya tarihi bir galibiyet yaşatması ve İngiltere'nin rakibi olmaları.

Türkiye açısından kritik maçtı. Belçika'nın yenilmemesi gerekiyordu. İsveç maç boyunca pozisyonlar bulmuş ama sonuç alamamış, Ibrahimovic turnuvayı gol atamadan tamamladı ve milli formaya veda etti. Maç boyunca gol kaçırma rekoru kıran Belçika Nainggolan'nın güzel golü ile beraber kazanıp grup lideri olarak üst tura çıktı ve Macaristan'ın rakibi oldu.

Bizim adımıza turnuvaya veda ya da devam denilecek maçtı. İtalya haklı olarak yedek kadroyla çıktı. Liderliği garanti olan bir takım zaten çok iyi kadroları yok İspanya maçını düşünerek yedek kadroyla çıkar, oyuna konsantre olmaz ve maçı da kaybedebilir. İtalya'yı suçlamak tam Türk insanının yapacağı bir olay. İtalya maç boyunca gol atabilecek pozisyonları da buldu, Insigne'nin vuruşu direkten dönmeyip ağlara gitse Türkiye bir üst tura çıkacaktı ancak 85.dk Brady golü gelince İrlanda üst tura çıkmayı başardı.

Euro 2016'da heyecan 25 Haziran 2016 Cumartesi oynanacak maçlarla devam edecek. Artık daha keyifli bir Euro 2016 izleme şansını yakalayabiliriz. Cumartesi programı;

16:00 İsviçre-Polonya TRT 1
19:00 Galler-Kuzey İrlanda TRT Spor
22:00 Hırvatistan-Portekiz TRT 1

22 Haziran 2016 Çarşamba

Keyif


Dünyanın en iyi futbolcusunu bir kez daha izlemenin mutluluğu yaşanır mı? Futbol seviyorsanız yaşanır. Gece 04:00'de başlayan maçta Arjantin Amerika'yı Lavezzi, Messi ve Higuain'in 2 golüyle geçip Copa America'da finale çıktı.

Messi'yi izlemekten aldığım keyfi hiçbir şeyden almıyorum. Bu adam futbolu her geçen gün daha da sevmemi sağlayan baş aktörlerden. Yine muazzam bir maç oynadı. Paslar, asistler, gol. Acayipti. Maçı 1 gol, 2 asist ile tamamladı.

Attığı frikik golü için diyecek çok şey yok. Bu kadar net, bu kadar güzel yere frikik atmayı herkes başaramaz. Her sene yaklaşık 10 tane frikik golü atmayı başarıyor. Gelmiş geçmiş en iyi futbolcu diyoruz, sanırım gelmiş geçmiş en iyi frikikçilerden birisi de dememiz lazım. 

Asist olayı bambaşka bir hâl almaya başladı zaten. Dünyanın bu konuda en iyisi. Her maç asist yapıyor.

Higuain'in golcülüğü de konuşulması gereken konu. Bu kadar net gol vuruşu yapan çok golcü görmedim. Adam yakaladığı zaman affetmiyor.

Lavezzi'nin düşüşü gecenin tek ve en kötü anıydı. 

Mascherano için de bir şeyler söylemek lazım. Dün ortasahanın merkezinde oynadı. Kusursuzdu. Bu kadar iyi top dağıtan, top kesen, mücadele eden bir oyuncu görmemiştim. Normalde dikkat çekmez bu tarz oyuncular ama Mascherano resmen parladı.

Şili-Kolombiya maçı galibi Arjantin'in rakibi olacak.

Euro 2016 Notları # 12

Yine izlemeyi tercih etmediğim maç ve yine çok keyifli ve pozisyonlu geçmiş.

Polonya da Romanya da çok net pozisyonlardan yararlanamamışlar. 

Polonya'nın golü güzelmiş. Blaszczykowski'nin topu kontrolü, çalımı, vuruşu 1.sınıf. Fantasy takımımda da yer alıyordu kendileri. İyi puan getirdi.

Polonya bu sonucun ardından 7 puana yükseldi ve 2.sırayı alarak üst tura çıktı.

Ukrayna 3 maç sonunda gol bile atamadan turnuvaya veda etti.

Almanya-Kuzey İrlanda maçının 1-0 bitmiş olması gerçekten mucizedir. Maç boyunca gol kaçırma rekoru kıran Almanya Gomez'in attığı tek golle kazandı.

Gomez demek gol demek. Adam pozisyon yakalayınca affetmiyor. Çok büyük golcü.

Muller'in şanssızlığını ne yapacağız? Kaleciyle karşı karşıya kaçırdığı pozisyonları sayamadık. Direk, kaleci, savunma. Bir türlü istediği golü yapamadı. Ancak ben Muller'in ilerleyen turlarda kritik bir yerde her zaman olduğu gibi sahneye çıkacağını ve Almanya'yı ileri kadar taşıyacağını düşünüyorum.

Gomez-Muller uyumu?

Kuzey İrlanda tribünlerine dilenmekten öleceğiz. Acayip keyif alıyorlar, bize de o keyfi yaşatıyorlar. Dün yine maç boyunca harika atmosfer yarattılar. Özellikle malum tezahurat yine çok iyiydi. Mutlaka youtube'a girin ve Kuzey İrlanda taraftarlarının videolarını izleyin.

Mesut Özil çok acayip bir oyuncu. İşini bu kadar gösterişten uzak ama bu kadar iyi yapan çok oyuncu yok. Dün yine acayip paslar ile Almanya'nın en etkili oyuncularından birisi oldu. Muller'e ilk dakikalarda attığı pas, Khedira'ya attığı paslar acayipti.

Muller diyoruz da Götze de ondan farklı değildi. Bu kadar net pozisyon kaçırırılmaz. Ayrıca Götze'nin neden ilk 11 oynadığını bir türlü çözemiyorum. 

Almanya 3 maç sonunda 3 gol atarak ve 7 puan toplayarak grubu lider tamamladı. 

Turnuva bizim açımızdan yeni başladı. Türkiye iyi oynayınca, Türkiye mücadele edince, Türkiye görmek istediklerimizi sahada bize gösterince her şey daha keyifli oluyor.

Çek Cumhuriyeti maçında çok mu iyi oynadık? Hayır. Ama mücadele ettik, koştuk, maçı istedik. Ve böyle olunca da kalite ortaya çıkıyor ve galibiyet kaçınılmaz oluyor.

Emre Mor nasıl bizi seçti? Henüz bu yaşında top ayağına geldiğinde hepimizi heyecanlandırıyor. Herkes ''Dur şimdi Emre bir şeyler yapacak.'' demeye başlıyor. Dün akşam bunu oynadığı süre boyunca yaşadık. Yaptığı asist çok kaliteliydi. Dortmund gibi bir takıma da gittiğini düşünürsek ilerleyen yıllar Emre Mor yılları olacak. İyi ki bizi seçmiş. 

Ozan Tufan ilk maç sonunda Almanya televizyonlarının yaptığı yüzünden eleştirilerin merkezine geçti. Ancak 3 maçta da iyi oynadı, 3 maçta da istekliydi. Bu maçta da attığı golle beraber tüm bu söylenenlere, yazılanlara cevap verdi. Ozan Tufan yıllarca bu takıma hizmet etmeye devam edecek. Çok büyük oyuncu olmayacak belki ama hep iyi oyuncu olarak anılacak.

Milli takımımızda herkes istekliydi, herkes iyiydi.

Arda'nın pası, Emre'nin asisti, Burak'ın vuruşu 1.sınıf işti. 

Bu sonucun ardından ilk puanlarımızı aldık ve 3 puana ulaşarak üst tura çıkma yolunda umutlarımızı devam ettirdik.

Türkiye için şanslı diyoruz ama bu şansı futbolcular yaratıyor. Bir şekilde sorunlu ortamda daha iyi mücadele ediyorlar, kazanıyorlar ve diğer maçlardan gelen olumlu skorlar da işin kaymağı oluyor.

Fatih Terim ve Arda Turan gibi isimlerin açıklamaları insanları milli takımdan soğutmak dışında bir işe yaramıyor. Bence susup işlerine konsantre olmamalılar.

Şimdi en iyi üçüncüler arasına girmek için bugün diğer maçları bekleyeceğiz. Umarım oradan da iyi haberler gelecek ve Galler ile bir üst tur maçına çıkacağız.

Bu heyecan gerçekten çok güzel. #bizbittidemedenbitmez

Türkiye maçını izlediğimden yine herhangi bir detay bilmediğim karşılaşma. İspanya Hırvatistan'a 2-1 yenildi ve grubu 2.sırada tamamladı.

İspanya'nın ilk golünde Fabregas'ın ilk pası, Silva'nın Fabregas'a attığı pas acayipmiş. İzlemesi keyifli. Morata için golü yapmak çok kolay olmuş.

Perisic maçı 1 gol, 1 asistle tamamlamış. Golü de asisti de çok güzel. Turnuvanın en iyi futbolcularından birisi.

İspanya 1-0 sonrası rahatlıkla farkı 2, 3'e çıkaracak fırsatları bulmuş ancak değerlendirememiş.

Ramos'un kullandığı penaltıda Modric kaleciye Ramos'un nereye atacağını söylemiş. Bence doğru hareket. Ramos'un bunu görüp de aynı penaltıyı atması saçma olmuş. Gerçi fotoğrafta da gözüktüğü gibi bu penaltı tekrar edilmeliydi. Kaleci çok öne çıkmış.

Silva pozisyonların hep içinde. Baya iyi maç çıkarmış.

İspanya forması çok kötü değil mi?

İspanya bu yenilgiyle İtalya ile eşleşti. Topu ayağında tutamayan İtalya karşısında bence net favoriler. Belçika daha tehlikeli olabilirdi.

Euro 2016'da heyecan bugün oynanacak 4 maçla devam ediyor ve ilk gruplar tamamlanıyor. Türkiye açısından da çok önemli bir gün. Umarım maçlar istediğimiz gibi biter. Günün Programı;

19:00 Macaristan-Portekiz TRT Spor
19:00 İzlanda-Avusturya TRT Haber
22:00 İsveç-Belçika TRT Spor
22:00 İtalya-İrlanda TRT 1

21 Haziran 2016 Salı

Euro 2016 Notları # 11





















İngiltere-Slovakya maçını izlemeyi tercih ettim ve diğer maç 0-3 biterken benim izlediğim maç 0-0 bitti. Gerçi keyifli maçtı. Bir çok gol pozisyonundan yararlanamayan bir İngiltere vardı. Özellikle savunmanın arkasına adam kaçırarak maç boyunca etkili pozisyonlar bulmayı başaran İngiltere kaleci Kozacik'i, direkleri ya da savunmayı bir türlü geçemedi. Toplar bir şekilde bir yerlerden sekti, döndü ve gol olmadı.

İngiltere burada aldığı beraberlikle grubu 2.sırada tamamlayıp üst tura çıktı. Slovakya ise 4 puanla en iyi 3.ler arasında çıkma yolunda avantajlı.

Maçın yıldızı İngiltere tribünleriydi. Maç boyunca susmadılar, coşkuyla tezahuratları söylediler. Maçı daha keyifli hale getirdiler.

İngiltere adına maçın en iyisi Dier. Müthiş oynadı.

Galler prensi William İngiltere maçını neden izlemeyi tercih etti?






















Rusya-Galler maçını ise beklendiği gibi Galler güzel bir oyunla 3-0 kazanmış. Rusya'nın futbolunu ben hiç beğenmiyordum zaten. İngiltere maçında da beğenmedim, Slovakya maçında da. İngiltere maçını izlediğimden Galler maçının sonradan özetine bakabildim.

Joe Allen'nın nefis asisti, Ramsey'in klas aşırtması, Bale'in taşıdığı toplar, Ramsey'in asistinde Bale'in klas bitirişi güzel anlardan bir kaçıymış.

Maç bol pozisyonlu ve gollü geçmiş. İngiltere yerine bu maçı tercih etsem pişman olmazdım.

Galler ilk katıldığı büyük turnuvada üst tura çıkmayı başardı. Türkiye tur atlarsa eşleşme şansımız var.

Bale şu ana kadar turnuvanın yıldızı. 3 golle de gol kralı. Ronaldo'nun arkasında kaldığı Real Madrid'den sonra tüm dünyaya ''Ben buyum'' mesajını veriyor.

Ramsey de 2 asistle turnuvanın asist kralı.

Euro 2016'da heyecan dört maçla devam ediyor. Türkiye'nin de maçı var. Ya tamam ya devam diyeceğiz. Günün programı;

19:00 Kuzey İrlanda-Almanya TRT Spor
19:00 Ukrayna-Polonya TRT Haber
22:00 Hırvatistan-İspanya TRT Spor
22:00 Çek Cumhuriyeti-Türkiye TRT 1

20 Haziran 2016 Pazartesi

Şampiyon

























Sezon boyunca müthiş işler yapan ve sadece 9 yenilgi ile NBA rekoru kıran Golden State ile sezon boyunca doğu'da rakiplerini çok rahat geçen ve arada büyük bir farkın olduğu net gözüken Cleveland finalde karşı karşıya geldiler.

Seri 3-1 oldu, Golden State şampiyon artık diyenler dünyanın % 95'i falandı. Ancak oradan sonra iş değişti. Müthiş bir seri oynayan Irving ve LeBron James sahneye çıktı. Önce deplasmanda bu ikilinin olağanüstü oyunuyla kazandılar, işi evlerine döndürdüler. Evlerinde bir rahat galibiyet daha aldılar. Seri 7.maça taşındı.

Nba tarihinde 3-1'den şampiyonluğu veren takım yokken herkes Golden State bu kez bitirir diyordu. Sezon boyunca hem saatlerden hem de ilgisizlikten çok maçlarını seyretmeyen ben ya da bir çok kişi ekran karşısına geçti.

Maç kıran kırana geçti. İlk dakikadan sonra ana kadar heyecan bitmedi. Bir ara Golden Stane 8 sayıyla, bir ara Cleveland 7 sayıyla öne fırladı ancak her ikisi de yakalandı. Son çeyrekte işler acayip bir hâl almaya başladı. 

Son 04:39'da toplam 4 sayı atıldı, Golden State son 05:37 sadece 2 sayı attı, Golden State son 4:39 sayı atamadı, Cleveland son 4.53 sadece 4 sayı attı.

Irving maçı bitiren üçlüğü en kritik zamanda sokmayı başardı. 

Maçın sonlarına doğru LeBron James'in bloğu tarihe geçti. Büyük ihtimalle finaller tarihinin en efsanevi 3 bloğundan biris. En efsanevi 5 anından birisi olarak yerini aldı.

LeBron James finalleri sayı, asist, ribaund, top çalma ve blok gibi istatistiklerde 1.sırada tamamladı. Aynı zamanda final maçında da 27 sayı, 11 ribaund ve 11 asist ile triple-double yaptı.

Curry 4/14, Thompson 2/10 üçlük ile oynadı. 

Sezon boyunca 9 maç kaybeden Golden State sadece play-off'larda da 9 maç kaybetti.

Maç sonunda LeBron James ve arkadaşları gözyaşlarını tutamadı.

LeBron James haklı olarak MVP ödülünü aldı. Kupaya sarılarak ağlaması, konuşamaması gecenin en unutulmaz anlarından birisi oldu. 

Cleveland tarihinde ilk kez şampiyon oldu.

Ve Nba'de bir sezon daha sona erdi. Böylesine bir sezondan sonra seneye NBA diğer takımların da bir şeyler yapması ile beraber iyice zirve olabilir.

Euro 2016 Notları # 10



















Euro 2016 başladığından beri en sönük geçen gün olabilir. Fransa ile İsviçre karşılaştı. Maç boyunca Pogba, Payet gibi isimler pozisyonlara girse, direkleri geçemese de sonuç çıkmadı ve maç başladığı gibi bitti. İki takım el ele üst tura çıktı.

Fransa zaten maçı kafada bitirmişti, maça rotasyon ciddi rotasyon yaparak çıktılar.

Pogba çok gözel adam. Direkleri geçemedi. O boyla o hareketler inanılmaz. Seneye hangi takımda izleyeceğiz bakalım?

İsviçre ve yırtılan formaları Puma açısından ciddi prestij kaybı oldu. Bu kadar basit çekmeye bu kadar net forma yırtılmasını her zaman göremeyiz.

Adidas için de topun patlaması talihsizlikti. Yalnız top patladıktan sonra yapılması gereken hareketi yapmadılar. Mahalle maçlarında bir klasik olan topu kafaya geçirme hareketini bir futbolcudan beklerdim. Biz yıllarca öyle büyüdük.

Maçı kazanan takım çıkmadı ancak kazanan marka Nike oldu.






















Romanya-Arnavutluk maçı hem bizim açımızdan hem de grup açısından kritik maçtı ancak İsviçre-Fransa maçını tercih ettiğim için bu maçı pek seyretmedim. Sadece 2.yarı sonlarında biraz baktım. 

Sonradan özeti izledim, iki takım da sadece uzaktan şutlarla etkili olmaya çalışmış. Sadiku'nun attığı golde kaleci ve savunmanın ciddi hatası varmış, Arnavutluk ilk büyük turnuva golünü atmış.

Bu sonucun ardından Arnavutluk 3 puanla en iyi 3.ler sıralamasının 3.sırasında. Üst tura çıkıp çıkmayacaklarını kalan maçlar belirleyecek.

Euro 2016'da heyecan bugün oynanacak 2 kritik maçla devam edecek. Günün Programı;

22:00 Slovakya-İngiltere TRT 1
22:00 Rusya-Galler TRT Spor

19 Haziran 2016 Pazar

Rooney'nin Oyunu




























Özellikle 2.maçta oynadığı oyundan çok büyük keyif aldığımı söylemiştim. Defansa geliyor, topu alıyor, dağıtıyor. Bu göze hoş geliyordu. İngiliz basını da bunu grafiğe dökmüş. Rooney kimlerden top alıyor, kimlere veriyor. 3.maçta Rooney'yi bir de bu açıdan izleyin.

Euro 2016 Notları # 9



















Belçika-Kuzey İrlanda maçı ile 9.günü açtık. Belçika net favoriydi. İlk yarı oyun olarak üstün olsalar da bir türkü aradıkları golü bulamadılar. 2.yarı ise sahada akan bir Belçika vardı. Lukaku'nun şık golünden sonra iyice rahatlayan Belçika kalan dakikalarda Witsel ve Lukaku ile 2 gol daha bulup maçı 3-0 gibi net skorla kazandı.

Gününde bir Hazard izlemek çok keyifli. Bu maçta da günündeydi ve oynadığı oyundan büyük keyif aldık.

Lukaku gibi bir adamın bu kadar teknik bir vuruş yapabileceğini beklemezdim. Resmen bitiricilik dersi verdi.

Witsel'in golünde Thomas Meunier'nin şık ortası.

İrlanda'nın maç boyunca tehlikeli bir pozisyonunu hatırlamıyorum. Son maç İtalya karşısında da kaybedip turnuvaya veda ederler. 

Hakemin İrlanda lehine vermediği bir penaltıyı da söyleyelim. Cüneyt Çakır için eksi yazar bu.

















İzlanda-Macaristan maçının favorisi Macaristan'dı ancak Macaristan 1 puanı 88.dakika İzlanda'nın kendi kalesine attığı golle kurtardı.

İlk maçta alınan net galibiyetten sonra bu maçta beraberlik iyi sonuçtu Macaristan için ve o beraberliği zor da olsa alıp gruptan çıkma yolunda büyük avantaj yakaladılar. 

İzlanda daha çok mücadele etti, daha net pozisyonlara girdi. Macaristan sadece topu ayağında tuttu. İzlanda maç boyunca çok iyi savunma yaptı. 

Böylesine büyük bir turnuvada 88.dk kendi kalesine gol atan futbolcu. Saevarsson için şanssız bir gece.

İzlanda'nın penaltı golünde kaleci Kiraly'nin bariz hatası.

Grupta son maçlar öncesi herkesin üst tura çıkma şansı var. 3.maçlar keyifli olacak.















Portekiz ateşle oynuyor manşetini atabilir miyiz? Portekiz-Avusturya maçından da istediği skoru alamayan bir Portekiz var.

Aslında her şey çok iyi başladı. Gayet net pozisyonlar, direkten dönen toplar, topa hakimiyet, iyi savunma. Portekiz açısından her şey iyiydi ama ya golcülük? İş orada sıkıntıya girdi ve Portekiz bir türlü istediği golü bulamadı. 

Ronaldo'nun kaçırdığı penaltı var. Milyonlarca bahis oyuncusunu kahreden bir andı. Bürolar sağlam para kazandı.

Ronaldo ve saçma hareketleri bu maçta da devam etti. Yine çok uzaklardan kaleyi düşündüğü frikikler, yine saçma tercihler. Hele maçın sonlarına doğru ceza sahası içinde 4-5 kişi varken anlamsız bir 30 metre şutu faciaydı. Ronaldo olmasa bu turnuvada Portekiz daha mı kötü olurdu? Kesinlikle hayır.

Portekiz son maçında kazanamazsa elenme ihtimali var. Ancak kazanırsa lider olarak çıkabilir.

Euro 2016'da heyecan Grup A'da oynanacak 3.maçlar ile devam edecek. Artık maçların aynı anda başladığı günlere geldik. Romanya Arnavutluk'u yenerse üst tura çıkıyor. Fransa-İsviçre maçı da gruptan lider çıkanı belirleyecek.

Günün Programı;

22.00 Romanya-Arnavutluk TRT Spor
22:00 İsviçre-Fransa TRT 1

18 Haziran 2016 Cumartesi

Euro 2016 Notları # 8



İtalya'dan dolayı oyunun kilitleneceğini ve maçın temposuz geçeceğini düşünüyordum zaten ancak İtalya-İsveç maçı beklentilerimin de altında kaldı. Tabii İtalya'ya 1 puanın liderlik yolunda avantaj yakaladığı bir durumda böylesine bir büyük turnuvada oynanan maçın çok daha zevkli geçmesini bekleyemeyiz. İtalya bildiğimiz turnuva takımı İtalya olarak bir maçını daha oynadı, rakibi kilitledi ve bir oyuncusunun yaratıcı özelliklerini kullanarak kazandı.

İsveç ilk maçından beraberlikle ayrıldıktan sonra bu maçında da yenilgiyle ayrıldı ve gruptan çıkma yolunda büyük dezavantaja düştü. Son maçında güçlü Belçika'yı yenmeleri lazım. Çok zor.

İlk maç İrlanda, ikinci maç İtalya. İsveç bu 2 maçta da kaleyi bulan şut atmayı başaramadı. Gerçekten turnuva skandalı olabilir. Ibrahimovic'in takımı bu kadar da kötü olmamalıydı.

Maç çok keyifsizdi. Tribünlerin dolu olması, iyi zemin, iyi hakem gibi detaylar olmasa izlenmez. Bir de tabii yıllardır girdiğimiz beklenti var. Sanki Euro 2016 boyunca her maçı izlemek zorundaymışız gibi hissediyoruz. O yüzden de maç kaçırmıyoruz. Hatta zaman zaman sırf bu yüzden en dandik maçları bile sanki çok keyifli gibi söylüyoruz.

Eder'in golü güzeldi. Tamamen kişisel yetenek. Zaza'nın indirdiği top gol kadar güzeldi.

İtalya 2 maç sonunda gruptan çıkmayı garantiledi. Son maçta grubun en güçsüz takımı İrlanda ile oynuyorlar. Beraberlik bile liderlik için yetecek.

Sarı Tribün.


Günün 2.maçında Hırvatistan ile Çek Cumhuriyeti karşı karşıya geldi. Hırvatistan baştan sona üstün götürdüğü maçı rehavet ve taraftarlarının neden olduğu olaylar nedeniyle 2-2 beraberlikle sonuçlandırdı.

Maç boyunca göze hoş gelen bir futbol oynayan Hırvatistan 59.dakika'ya geldiğimizde 2-0'ı buldu. Bu andan sonra farkı daha da açacak pozisyonlar geldi ancak dediğim gibi rehavet ve laubali oyunları sebebiyle bir türlü 3.golü bulamadılar. 76.dk gelen Çek Cumhuriyeti maçı değişimin habercisiydi. Maçın sonlarında ise Hırvat taraftarlar tribünde kavga ettiler, sahaya meşale attılar. Oyun bir süre durdu. Daha sonra devam ettiğinde bir anlık hata sonucu kazanılan penaltı ve Necid'in golü gelince maç 2-2'ye geldi. Kimse ne olduğunu anlamadan Çek Cumhuriyeti 1 puanı alıp maçtan ayrıldı.

Rakitic ve Modric. Neden dünyanın en iyi takımlarında oynadıklarını her maç gösteriyorlar. Her hareketleri kalite.

Perisic'in golü çok güzeldi.



Hırvat taraftarların takımlarına verdiği zararın gerçekten açıklanabilir yanı yok. Şu görüntüler tek kelimeyle skandaldır. Umarım neden olanlar ceza alır da koca ülkenin kaderi böyle bir kaç holigan yüzünden zara görmez.























İspanya-Türkiye. Bizim açımızdan zor geceydi ve öyle de oldu. Fatih Terim geçen maç oynanan kötü oyuna, yanlış oyuncu tercihlerine, formsuz isimlere rağmen yine aynı takımı sahaya sürdü ve adeta tüm oyunculara ''Ben size güveniyorum.'' mesajını vermek istedi. Bu mesajı oyuncuların alamadığını her saniye gördük.

Mücadeleye aslında çok da kötü başlamadık. İstekliydik. Ancak arada büyük bir kalite farkı var. Ne olduğunu anlamadan defansta yapılan bariz hatalardan dolayı yediğimiz 2 golle maç adeta ilk yarıda bitti. Devamı İspanya'nın insiyatifine kalmıştı ve ikinci yarı 1 gol daha atarak maçı 3-0 almayı başardılar.

İspanya karşısında oyunu değerlendirme fırsatını bulmak da zor. Tüm maç topu ayağında tutan, istediği an istediği şeyleri yapan bir takımla oynadık. Yıldız isimler her an maçın skorunu değiştirebiliyordu.

Kendi mevkisi olmayan Mehmet Topal'ın kötü ilk maçtan sonra yine aynı yerde başlaması çok anlamsızdı. Özellikle ülkenin en iyi defansif orta saha oyuncusunu stopere yerleştirip hem stoper bölgesini vasatlaştırıyorsun hem de orta saha bölgesinde vereceği katkıyı elinden alıyorsun. Hem hata sonrası oyuncu kayboluyor, hem maç boyunca gergin oluyor hem de bu yaptığın hareketle saha içinde hiçbir ayrıcalık yaşayamıyorsun.

İlk maç saçıyla gündem olan Ozan Tufan yine iyiydi.

Türkiye'nin maç boyunca % 43 topla oynama, 423 pas ve 0 isabetli şut gibi istatistikleri var.

Arda'nın ıslıklanması olayını da konuşmak lazım. Arda bugün sahada yaptıkları yüzünden ıslıklanmadı. Arda bu takım için çoğu kez kahraman oldu ve olmaya da devam edecek. Ancak gerek çektiği reklamlar, gerek açıklamaları, gerek de takımın en büyük yıldızı olması sebebiyle bu akşam üzerine biraz normal biraz linç kampanyası yapılan oyuncumuz oldu. Tribünlerin ıslığı sonrası tribünlere el-kol hareketi yapması ile ortam iyice gerildi. Devamında Türk taraftarlar ''Arda dışarı'' tezahuratı yaparken, İspanyol taraftarları ''Arda Turan'' tezahuratı yaptı. İşin genel boyutuna bakacak olursak. İşini kötü yapan insan her yerde eleştirilir, her yerde tepki görür. Burada tek yanlış var. Meselenin sadece tek bir isme yıkılması. Yoksa Arda da biliyor eleştirilerin doğru olduğunu.

Fatih Terim'in kadro tercihlerinin de ne kadar yanlış olduğunu turnuva süresince daha net görüyoruz. Sadece Ömer Toprak tercihi bile çok fark edilebilirdi. Tabii işin içinde silahlar var!

Caner'in transfer sorunu, Gökhan Gönül'ün Fenerbahçe ile yaşadıkları, Arda'nın takımıyla oynamaması, Burak'ın sakatlıkları, Volkan Babacan'ın formsuzluğu, Mehmet Topal'ın transfer sorunları, oyuncuların sezon boyunca takımlarında forma giymemeleri, çağrılmayan futbolcular gibi şeyleri de uzunca konuşabiliriz. Milli takım hem formsuz, hem sorunlu, hem eksik. Belki de ülkenin bu kadar birlikte olduğu zamanlar da en birlik içinde olmayanlar futbolculardır.

İspanya ise güle oynaya üst tura yükselmeyi garantiledi. Övecek çok şey var. Iniesta'nın pasları, Morata'nın bitiricilikleri, Alba ve Juanfran'ın bindirmeleri, Pique ve Ramos'un savunmaları gibi şeyleri yine konuşabiliriz.

Türkiye için turnuva 21 Haziran'da yapacağı Çek Cumhuriyeti maçı ile sona erebilir. Galibiyet geldiği takdirde - bu oyunla çok zor - üst tura çıkma ihtimalimiz % 70 falan.

Euro 2016'da heyecan bugün oynanacak 3 maçla devam ediyor. Günün programı;

16:00 Belçika-İrlanda TRT 1
19:00 İzlanda-Macaristan TRT Spor
22:00 Portekiz-Avusturya TRT 1