29 Kasım 2012 Perşembe

Kanarya # Pankart


''Herkesin inandığı bi şey var bu hayatta, bizimki de sensin Kanarya.''

Pendikspor maçında Maraton üst A-B blok'a asılan şahane pankart.

Kaynak : gencfb.org

28 Kasım 2012 Çarşamba

Samet Güzel & Alex & Fenerbahçe






















Samet Güzel'in neden Portekizce öğrendiği ve Fenerbahçe'ye nasıl işe girdiği hakkında çeşitli dedikodular vardı. Samet Güzel olaya noktayı koymuş, Fenerbahçe'ye nasıl girdiğini anlatmış...

“AFS sınavlarına girdim. Hem yazılı sınavı, hem de sözlü mülakatı vardı ve bir ülke seçmem gerekiyordu. Bu ülke seçimi sırasında çocukluğumdan beri ilgim olan Brezilya’yı seçtim. Hayallerim gerçek oldu ve kabul edildim. Brezilyalı bir ailenin yanında 1 yıl kaldım. Şimdi hala onlarla görüşürüm. Benim ikinci ailem diyebilirim. Bu süre zarfında orada Portekizce öğrendim” dedi. Bir yıl boyunca hiç Türkiye’ye dönmeden kaldığı şehrin, Alex’in doğup, büyüdüğü ve futbola başladığı şehir olan Cortiba olduğunu belirten Güzel, sözlerine şöyle devam etti: “Alex, Fenerbahçe’ye transfer olduğunda ben hala Brezilya’daydım. İstanbul’a döndükten sonra birgün Alex’in Suadiye Fenerium’da imza günü olduğunu öğrendim ve oraya gittim. Sıra bana geldiğinde etkinlik bitmişti. Alex’e Cortiba takımının formasını imzalattım. Şaşırdı ve telefonumu aldı. Beni arayacağını tahmin etmezdim. O akşam arayıp yemeğe davet etti. Daha sonra annemin teşvikiyle Fenerbahçe TV’ye e-mail attım. Portekizce bildiğimi ve her zaman yardımcı olabileceğimi belirttim. Herşey arka arkaya geldi ve çok şanslıydım. Bir gün takımımızın eski tercümanı askere gidince bana teklif geldi. Yöneticilerimiz bana güvenip görev verdiği için tercümanlıkta başarılı olduğumu düşünüyorum.”

Kaynak :  http://haber.stargazete.com/spor/zico-agir-konustu-ama-ben-tercume-etmedim/haber-707714

İstikrar Abidesi ; Hasan Ali Kaldırım


"Maçlara çıkmadan önce yorgunluğu hiç düşünmüyorum. Amatörken bunun sıkıntılarını çok yaşadım. O düşünceyle maça çıkarsan, bu maça olumsuz yansır. O tecrübeyi o günlerden aldığım için, profesyonel olunca hiç bu düşünceyle maça çıkmadım. Maçtan önce kendimi iyi hissediyorum ve o halde hazırlanıyorum. Ama ister istemez bir yorgunluk oluyor. Şu anda benim kadar maç oynamış normal bir Anadolu futbolcusu sezonu kapatmıştı. Ama bu bizim işimiz. Bu kulübün başarısı için çaba sarf ediyoruz. 60-70 maç oynamamız gerekiyorsa da oynarız. Paramızı bu işten kazanıyoruz. Kendimize iyi bakmamız, idmanlarda iyi çalışmamız lazım. Bu yoğun maç trafiği nedeniyle, belki 2-3 maçta performansımda biraz düşüş oldu. Bazı maçlarda kendimi canlı hissetmediğim anlar oldu. Bir kamptan çıkıp diğer kampa giriyoruz kendimize çok vakit kalmıyor. Boş vaktimiz çok olmuyor. Boş vakitlerimde futboldan uzak durmayı tercih ediyorum. Sinemaya gidiyorum, maçları bile izlemiyorum" 

Neden istikrarlı, neden Fenerbahçe gibi büyük bir takım forması giyiyor, neden milli takım oyuncusu gibi soruların cevabını net şekilde veren bir paragraf. Dün Fb Tv'de verdiği röportaj derslik.

Maç Günlüğüm # 93


































Aylar sonra lig maçı, en son Süper Final'de Galatasaray ile oynanan maç için o stada gittik, aradan geçen aylar ve tekrardan lig maçı için oradaydık.

Rakip Orduspor, AEL maçından daha konsantreyiz, maçın günü de güzel, Pazar olduğundan iş yok, erkenden yollara düşüyorum.

Rıhtım'dan stada doğru yürüyor, Alex ile Lefter'e selamı çakıp Nazlı'nın Yeri'ne gidiyorum. Aldığım içki ile beraber tek başıma oturuyorum kaldırımda, özlemişim. Nazlı'nın Yeri bile değişmiş, kaldırımlar falan yapılmış. Hava soğuk olmasına rağmen Nazlı'nın Yeri insanın içini ısıtıyor. Henüz kimse yok etrafta. Tek başıma oradayım. Tek tük insanlar geçiyor. Kalamış tarafına doğru, mekanlar dolu.

Daha sonra yazlıktan arkadaşım geliyor, onun arkadaşı ve kuzeni ile beraber Kalamış Develi'ye geçiyoruz, ilk kez gidiyorum. Arkadaşım olmasa zaten gitmezdim. Maddi durumların böyle olduğu dönemler hele imkansız, düzelirse gideriz ama yine, çünkü güzel yerler.

Oturuyoruz, rakı, mezeler, kebaplar, tezahuratlar falan derken Galatasaray maçını izliyoruz, 0-1 olunca üzülüyor, Nobre'nin golünde mekanı '' Nobre Nobre Nobre Marcio Nobre'' tezahuratları ile inletiyoruz. Ortam 1-1 ile beraber daha da keyifli bir hâl alıyor. Zaten öyle bir mekanın, öyle insanlarla keyifsiz olma şansı yok, tabii alkolün de etkisi ile ortam zirve yapıyor. Benim de yaşadığım en güzel maç öncelerinden biri olarak tarihimdeki yerini alıyor.

Saat 18:00 gibi çıkıyor, stada doğru yürüyoruz, o yürüyüş bile keyifli, ezeli rakip, ebedi dost puan kaybetmiş, kafalar hafif iyi, stada doğru yürüyoruz. Aylar sonra Fenerbahçe'nin lig maçı...

Sezonun başlarında yaşanan sıkıntılar da yok, rahat rahat Okul Açık tribününe giriyoruz, Türkiye'de belli şeyleri yapmak çok kolay ama neden geç yapılıyor anlamıyorum, şu düzeni keşke sezonun ilk maçında kursalardı, yine de bu adım bile güzel, emeği geçenlere teşekkürler.

Okul Açık tribünü üst kata çıkıyor, G blok'taki yerimizi alıyoruz, her maç aynı yerdeyiz, gelen bizi orada bulur, demirin arkasında. yanımda Fırat Seymen ile beraber. #fbloggers ruhunu yaşatmaya devam...

Maç öncesi muhabbetler, maçı kafada oynatma derken maç başlıyor, tribünler iyi gibi, sahada mücadele eden bir takım, istenilen seviyede değiliz, bu da bir gerçek. Sow'un 11.dk gelen golü, ilk yarı bu skorla bitiyor, 2.yarı sahada oynanan oyundan çok tribünlere konsantreyiz...

Tribünler iyi, daha da iyi olacak, tamamen bağıran bir Okul Açık olacak. Napardım bilmem'i coşkuyla söylüyoruz, Migros ile yapılan şovlar keyifli, yine de tezahurat seçimleri daha iyi olsa tribün daha iyi olur. Sezon uzun, çok daha iyisi olacak, hatta seneye 2 kat komple bağıran bir Okul Açık görmemiz muhtemel.

2.yarı Sezer'in golüne 90+'da atılmış Santos golü gibi seviniyoruz, Santos'a da selamı çakalım. Sezer'in gol atması bizi çok mutlu ediyor. Zaten tribünlerin de sevincini, gol sonrası anonsunu görünce bunu herkes için söyleyebiliriz.

Uzatma dakikalarında gelen Orduspor golü sadece maçın skorunu belirliyordu. 

Fenerbahçe 2 Orduspor 1

Fenerbahçe aylar sonra erkek seyircili çıktığı maçı kazanıyor ve zirve yürüyüşünü sürdürüyordu.

Mücadele sonrası Kuyt'ın tek tek tribünleri alkışlaması bir maç sonu geleneği.

Aylar sonra gidilen lig maçı, öncesi, maç skoru, tribünü, maç sonu ile beraber bizi oldukça keyiflendiriyordu.

Yaşanan kişisel problemlerden dolayı Kadıköy'e ilk hangi maça gideceğimi bilmiyorum.

Maç günlükleri ben maça gittiğim sürece devam edecek...

Maç Günlüğüm # 92


























Günler sonra Kadıköy yollarına düştüğümüz, çalıştığımız+İstanbul trafiği olduğu için maça zor yetiştiğimiz, maç öncesi takılamadığımız, 2-0 kazandığımız, tribünün meşaleler ile yine doruğa ulaştığı bir maçı geride bıraktık. Üstünden 20 gün geçti, yazacak şey yok. Sadece yıllar sonra dönüp baklım diye girilen bir konu. 

Fenerbahçe 2 AEL Limasol 0.

25 Kasım 2012 Pazar

Dale


Yaklaşık 6 yıl önceydi, Dale Cavese adıyla forumlarda bu video dönmeye başladı, evet forumlar, o zaman twitter yok, facebook da yeteri kadar aktif değil, forumların 1 numara olduğu zamanlar. O zaman Genç Fenerbahçeliler forumlarında aktif olarak takılıyorum. Gelen yorumları az çok hatırlıyorum. Herkes biz de yapalım, daha iyisini yaparız, daha coşkulusunu yaparız yazıyor. Ama aradan 6 yıl geçmesine rağmen henüz Cavese taraftarlarının yanına yaklaşamadık.

Fenerbahçe tribünleri, Ankaragücü tribünleri, Beşiktaş tribünleri, Kocaeli tribünleri... herkes yaptı ama kimse onlar gibi yapamadı.

Onlar coşkuluydu, onlar meşaleleri yakıyordu, gayet uyumlu şekilde davul çalıyordu, düdük çalıyordu, ıslık çalıyordu, onlar tribünde eğleniyordu, onlar ağır abi gibi tezahurat yapmıyordu, onlar tezahurattan zevk alıyordu, tezahuratın, şovun hakkını veriyorlardı.

Biz hızlı söylüyoruz, eğlenmiyoruz, meşale yakmıyoruz, bayrak sallamıyoruz, atkı sallamıyoruz, dümdüz afedersiniz ama odun gibi söylüyoruz. Şimdi tekrardan şu videoyu izleyin ve bir kez daha yorum yapın. Şu şovun Cavese taraftarları mı hakkını veriyor, yoksa bizler mi?

Bu arada Dale Cavese diye bir şey yok, bu şovun adı Dale, Cavese İtalya'da Serie B'nin bir altında bulunan ve ''Lega Pro Prima Divisione'' diye adlandırılan ligde oynayan bir takım. 

19 Kasım 2012 Pazartesi

Fenerbahçe Yıkılmaz / Yeni Beste



Aç sabaha kadar dinle, yoruma gerek yok. Konya GFB'ye helal olsun. Sözleri aşağıda ;

Sözlerle Anlatılmaz Aşkın Tarifi Olmaz  Sana Olan Sevdamız Hiç Bir Kefeye Konmaz Bu Taraftarın Senı Asla Yanlız Bırakmaz Duysun Bütün İbneler FENERBAHÇE Yıkılmaz
Hep Bu Dünya Hep Yalan Dolan Senin Sevgindir As Olan Sonuna Kadar Biz FENERBAHÇE'LİYİZ Ulan 
Kalplerimizde Hep Sarıyla Lacivert Hanginizde Var Ulan Söyleyin Bu Asalet Biz Bu Yolda Yürüken Belki Kopar Kıyamet Bize Kalan Bu Sevda Atalardan Emanet 
Hep Bu Dünya Hep Yalan Dolan Senin Sevgindir As Olan Sonuna Kadar Biz FENERBAHÇE'LİYİZ Ulan

14 Kasım 2012 Çarşamba

David Beckham Spurs Maçında

David Beckham her zaman olduğu gibi yine Los Angeles Lakers'ı yalnız bırakmamış. Cefakar taraftar. Yalnız bu sene Lakers'a pek uğurlu gelmiyor. Takımı yine kaybetti.




12 Kasım 2012 Pazartesi

Alex de Souza ve Fenerbahçe Dergisi


































Alex de Souza yaşanan malum süreçten sonra  1 Ekim 2012 tarihinde sözleşmesini sonlandırarak Fenerbahçe’den ayrıldığını ve bunun hayatının en üzücü imzası olduğunu belirten tweeti attı.

Yaşan süreçte Alex’in hatalı olduğunu, bunu Alex’in de zaten basın toplantısında söylediğini biliyoruz. Alex Fenerbahçe’den bir şekilde ayrıldı. Ve sonrası kulübün Alex’e karşı yaklaşımı.

Resmi siteden ufacık bir Alex yazısı, veda ettiği gün Yüksel Günay’ın gidip bir şilt vermesi, kısa cümleler ile teşekkür etmesi…. Ne resmi site ne kulüp televizyonu FB TV’den en ufak bir farklı klip, yazı yayınlanmaması.

Alex gibi yıllarca bu kulüp için her şeyi yapmış bir adam bunlardan çok daha fazlasını hak ediyordu şüphesiz.

Ve Alex gittikten sonra çıkan ilk Fenerbahçe dergisi.  Kasım sayısı. Gönül Alex posteri versin isterdi, Alex kapağı ile çıksın, Alex’in Fenerbahçe forması ile yaptıklarını anlatan upuzun bir yazı ile çıksın, hatta ek Alex için içinde Fenerbahçeli eski ve yeni futbolcuların, yazarların, taraftarların Alex yorumları, fotoğraflar olan özel 15-20 sayfalık dergi ile çıksın. Ama olmadı. Kasım sayısında neredeyse Alex'in adı bile geçmedi.

Kasım sayısı ‘’Bu kenetlenme bizi zirveye taşır.’’ Manşetiyle çıktı. İlk sayfasında Aziz Yıldırım yazısı, devamında klasik Fenerbahçe dergisi yazıları, amatör branşlardan haberler, röportajlar. 146 sayfayı hızlıca çevirdim ancak Alex ile ilgili sadece Faruk Ilgaz’ın bir yazısını gördüm.

Üzüldüm. Fenerbahçe dergisinin Alex gittikten sonra ilk sayıda alex için özel bir şeyler yapmasını, sayfalar ayırmasını bekledim. Olmadı.

Ekim sayısında  ‘’Onun için sözün bittiği yerdeydik; heykelini diktik.’’ başğı ile özel haber yapılan Alex de Souza 1 sayı sonra neredeyse CTRL F yapıp ‘’Alex’’ yazınca bile adının çıkmadığı duruma gelmişti.

Evet Alex hata yapmıştır, Alex yanlış yapmıştır ama Alex böyle gitmeyi hiç haketmemiştir. 

Bundan bir kaç yıl sonra Ekim ve Kasım sayısını okuduktan sonra gelip birisi’’ Abi Ekim sayısında Alex heykeli açılmı
ş ama Kasım sayısında onunla ilgili hiçbir şey yok, adı bile geçmiyor, ne oldu birden böyle?’’ dediğinde ‘’tweet’’ derseniz pek sağlıklı bir cevap vermiş olmazsınız...

7 Kasım 2012 Çarşamba

Fenerbahçe Kuponu


Fenerbahçe'nin 3 takımı kazansın, ben de kazanayım. İtiraf da var ; Fenerbahce kadın voleybol takımının da maçı var ama eklemeye cesaret edemedim. Rakip Vakıfbank.

6 Kasım 2012 Salı

Fikstüre Endeksli Hayatlar


Maç zamanı gözden kaçmış, Beşiktaş tribünleri Galatasaray maçında böyle bir pankartı açmışlar. Sezonun değil, tribün tarihinin en güzel pankartlarından birisi.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Twitter Anketimiz # Fenerbahçeli Futbolcular Top 3


Bir tweetle başladı her şey, Fenerbahçe'nin futbolcu olarak Top 3'ü Alex, Tuncay ve Rüştü yazdım. Fenerbahçe'yi sevmemi sağlayanlardan, Fenerbahçeli olmamı daha kuvvetlendirenlerden ve Fenerbahçeli en büyük 3 futbolcudan birisi benim top 3'üme girdi. Ve benim tweetten sonra cevaplar gelince daha sonra ankete dönüştürdüm. Twitter ve Facebook'da toplam 140 cevap geldi. Sorumuz gayet basitti, herhangi bir belli kıstas olmadan Fenerbahçeli futbolcular içinden top 3'ünüz nasıl?

Toplam 140 kişi oy verdi dedik, bunların 127 tanesi Alex'i söyledi, Alex 127 oy aldı. Daha sonra en çok oyu alan isim Fenerbahçe için oynadığı zamanlar canını dişine takan ve şampiyonluk kazandıran Hooijdonk, Hooijdonk'a 77 oy çıktı. Mutlu oldum. Benim de 4.vereceğim isim kesinlikle Hooijdonk. Hooidonk'dan sonra en çok oy alan isim Tuncay, yine mücadele olarak takıma çok şey vermiş bir isim, onun da 3.olması gayet anlamlı. 39 oy çıktı. 

Fenerbahçe'nin şu an forma giyen oyuncularından ise Volkan Demirel ismini 22 kişi söyledi, Gökhan Gönül 2, Semih Şentürk 1 kişi tarafından söylendi. Teknik Direktörümüz Aykut Kocaman ismini tam 18 kişi söyledi. Burada yanıldım, ben daha çok söylenmesini bekliyordum.

Oğuz Çetin ve Rıdvan Dilmen isimlerinin de daha çok söylenmesini beklerdim. Oğuz Çetin 4 Rıdvan Dilmen 17 kişi tarafından söylendi.

Emre Belözoğlu'da 3 kişi tarafından söylendi, hiç söylememesi lazımdı bence. Bu ilk 3'e girecek futbolcu değil Emre.

Okocha ve Luciano diyen 17 kişi vardı, ikisini de çok seviyorum, demek benim gibi düşünen birileri varmış. Lugano 10 kez, Appiah 11 kez, Anelka 11 kez, Rapaic 11 kez söylendi. Bunların da söylenmemesi ilginç olurdu. Unutulmaz isimler. Serhat akın 7 ve Uche'nin de 4 kişiden daha fazla söylenmesini bekliyordum.

Bu isimler dışında diğer söylenen isimleri de yazayım ve konuyu kapatayım ; 

Rüştü 6-daha fazla olması lazımdı- Ümit Özat 4-daha fazla olabilirdi-, Moldovan 5, Revivo 3, Högh 2, Anderson 3, Jonhson 3, Deivid 2, Aurelio, Kezman, Niang 1, Nielsen 1, Novak 1, Balic, Bolic, Hakan Tecimer, Moshoeu, Faruk, Saffet Sancaklı, Müjdat ise 1'er kişi tarafından söylenen isimler.

İlk 5'e giren isimler dışında diğer isimlerin bazılarına anlam veremesem de herkese saygı gösteriyorum ve oy veren herkese çok teşekkür ediyorum.

Twitter'da anketlerimiz devam edecek ...




4 Kasım 2012 Pazar

Ester Satorova # 2


Dünya erkekler tenisinin 6 numarası Tomas Berdych'nin sevgilisi Ester Sotorova Sevgilisi Berdych ile beraber ATP sezon sonu turnuvası için Londra'da bulunuyor.

3 Kasım 2012 Cumartesi

1 Kasım 2012 Perşembe

İngiltere Klasiği # 2


2 gün içinde 2 tane unutulmaz maç, İlk set 7-5, 2.set 5-4'ken maç iptal oldu. İngiltere klasikleri diye boşuna demedik. Sezon içerisinde daha böyle maçlar görürüz. 28 Ekim Chelsea 2 Manchester United 3, 31 Ekim Chelsea 5 Manchester United 4. 3 gün içinde 2 maçın skoru Chelsea 7 Manchester United 7. İnanılmaz.

Alex İle Geçmiş Tarihler # 2


Alex'in Fenerbahçe kariyerinden tarihleri yazmaya devam ediyorum. Bundan tam 4 yıl önce bugün. Fenerbahçe Eskişehirspor deplasmanına gidiyor. 2008/2009 sezonu.

İlk 8 hafta deplasmanda oynadığı 4 maçta sadece Kocaelispor'u yenen, 3 yenilgi alan Fenerbahçe'nin rakibi güçlü Eskişehirspor'du.

Fenerbahçe sahaya Volkan, Gökhan, Carlos, Edu, Lugano, Uğur, Selçuk, Maldonado, Guiza, Semih ve Alex ilk 11'i başlıyordu.

Aragos yönetiminde Fenerbahçe 14.dk Alex'in ceza sahası dışından sert vuruşu ile beraber deplasmanda 1-0 öne geçiyordu. Bu aynı zamanda Alex'in lig, kupa, hazırlık maçları dahil Fenerbahçe forması ile 100.golüydü, bu yüzden golün değeri çok daha başkaydı. Bu golden 3 dakika sonra Dos Santos ile Eskişehirspor beraberliği yakalıyordu. 33.dk sahneye yine Alex çıkıyordu, defansın arkasına sarkan Alex kaleci Ivesa'yı geçiyor, ancak yere düşürülüyordu. Kazanılan penaltının yanında Ivesa da kırmızı kartla oyun dışında kalıyordu. Alex kullanılan penaltı atışını gole çevirip maçtaki 2, Fenerbahçe forması ile 101.golünü atıyordu. İlk yarı bu sonuçla bitecek derken Edu'nun kendi kalesine attığı kafa golü geliyor ve ilk yarı 2-2 sona eriyordu.

2.yarı hem Fenerbahçe, hem 10 kişi oynayan Eskişehirspor önemli pozisyonlar bulsa da başka gol olmadı ve maç ilk yarı skoru ile 2-2 sona erdi.

Alex'in 2 golü, Alex'in 100.golü, 101. golü, Ivesa'nın kırmızısı, Eskişehirspor'un verilmeyen golü, maçtan sonra taşlanan Fenerbahçe takım otobüsü akılda kalanlardı.

Sonuç olarak 1 Kasım Fenerbahçe açısından mutlulukla bitmese de, Alex'in kendi açısından unutamayacağı bir gün oldu.