30 Kasım 2010 Salı

Konuşan Fotoğraflar # 20





Maç Günlüğüm # 51


- Şampiyonluk için Saldır Fenerbahçe ...

- İstanbul B.Ş.B.Spor-Fenerbahçe maçı için yollara düşüyorduk. Saat 15:00 İzmit'ten bir otobüs Fenerbahçeli - 30 kişi - hareket ediyorduk. Yolculuk tezahuratlar, makaralar ile devam ediyordu. Bu sefer bir de davul vardı otobüste. Gidene kadar davul çaldım. Elim şişti :) Kendimden geçtim çalarken.

- Bazen maçlara giderken şansımıza trafik olmuyor bazen ise inanılmaz trafik oluyor. Saat 15:00'da yola çıktık, saat 18:30'da stadın orada olduk. 

- Biletlerimizi aldık ve direk stada girdik. Olimpiyat stadı diyoruz, uzak diyoruz, çile diyoruz ancak maça ilgi yine oldukça iyiydi. Tabi daha çok dolsa daha iyi olur ancak Olimpiyat stadı'nda oynanan maçlara neden gelmiyorsunuz diye kimseyi yadırgamam. Sadece bizim İzmit'ten geldiğimizi söylerim.

- Pankartımızı astık ve tribünde yerimizi aldık ve maç saatini beklemeye başladık. 

- Maçı iyi bir oyun ile 0-1 kazandık. Hiç kazanamadığımız bir deplasmanda ilk defa kazanmak ve 3 puan almak güzeldi. Şampiyonluk şarkıları söylemeye başlarız 2.yarı ile birlikte.

- Tribün performansına bakarsak ; Oldukça kalabalık bir şekilde oldukça iyi tezahuratlar yaptık. Özellikle karşılıklı besteler ses getirdi. Zaten oynanan oyun tribünü yönetiyor. Oyun biraz iyi olursa tribün de iyi oluyor. Genel olarak pek yazılacak birşey yok. İyiydik.

- Tribünde ben tezahurat ederken rahat yerde olmak istiyorum. 1 koltukta 3 kişi durunca bağırasım gelmiyor bazen. Rahat rahat herkes 1 koltukta durursa ve o şekilde tezahurat yaparsa çok daha olumlu etkisi olacağını düşünüyorum. Özellikle Kadıköy'de buna dikkat etmeliyiz.

- Bazen tribün gruplarını anlamıyorum. Tribünler bir olsun diye mesajlar veriliyor ancak tezahurat yapan insanlar gidiyor en köşelere çıkıyor. Gelin yanımızda durun. Çok mu zor şey ?

- Ürünsüz, ürünlü mevzusuna bu maç girmeyeceğim. İnanılmaz bir stat, zaman zaman inanılmaz bir yağmur. Herkes en kalın montunu, en kalın kazağını giyip gelmeli Olimpiyat stadına. Sadece lafım başka takım ürünleri ile gelenlere olur.

- Mücadele sonrası oluşan inanılmaz trafik nedeniyle stadın yanından 1 saatte çıkamasak da saat 23:30'da İzmit'te evdeydim.

- Son 5 maçın 4 tanesine gittim ve 4 maçta 3 galibiyet 1 beraberlik aldık. 

- Haftasonu Karabükspor maçında tribündeyiz.

- Fenerbahçe için söyleyeceklerimi Serdar Ortaç şu anda ben bunları yazarken söylüyor. '' Ayrılmam, hadi kov beni yüreğinden, hiçbir yere terk etmem, seni zar zor buldum ben, AŞKTAN VAZGEÇMEK YOK ... '' ; http://fizy.com/#s/1ahbx2

- Maç günlükleri devam edecek ...

Barcelona 5 Real Madrid 0


- 5-0 ağır skor. Hele hele El Classico olursa çok daha ağır. Goller 10.dakika Xavi, 18.dk Pedro, 55 ve 57.dk Villa ve 91.dk Jeffren'den.

- Mücadele'yi 98.255 kişi seyretti. Şanslı kişiler.

- Mücadele boyunca rakibine karşı mükemmel oynayan Barcelona. Herşeyi iyi yaptılar. Galibiyeti hakettiler kelimesi az kalır. Direk şampiyonluğu versinler.

- İstatistikler yalan mı değil mi bakalım ; % 67 topla oynama , 644 pas öne çıkan istatistikler. Xavi'den tek başına 110 pas. Ayrıca gol pozisyonunda da ciddi bir Barcelona üstünlüğü var. Ayrıca mücadele de 12 sarı kart 1 kırmızı kart çıktı.

- Barcelona'da Xavi, İniesta, Messi, Villa, Pedro, Sergio, Abidal, Pique, Puyol, Alves, Valdes yani bütün takım öne çıktı. Hepsi mükemmel oynadı. Birini ayırmak bu takıma ayıp olur.

- Atılan ilk golde İniesta'nın pası, 2.golde Villa'nın içeriye girişi ve golden önce yapılan 22 pas, 3 ve 4.gollerde Messi'nin harika pasları ve Villa'nın mükemmel bitiricilikleri ve son golde Bojan'ın şahane ortası ve Jeffren'in güzel fırsatcılığı ile gelen gol. Yani atılan 5 golde şahane.

- Barcelona'lı oyuncuların maça nasıl konsantre olduklarını tüm dünya gördü. Bu konsantre'yi sahaya yansıttıkları taktirde yenemeyecekler hatta fark atamayacakları takım yok.

- Mücadele içinde ortam zaman zaman karıştı. Guardiola Ronaldo'ya topu vermeyince Ronaldo Guardiola'yı itti. Valdes kalesinden koştu. Bıraksalar Ronaldo'yu dövecek. Diğer oyuncuların da hocalarına karşı yapılan hareketten sonra hemen Ronaldo'ya karşı diklenmeleri güzeldi. Hocasına sahip çıkıyorlar.

- Sergio Ramos'un son saniyeler de yaptığı hareket için aslında yoruma gerek yok. Büyük bir ayıp ! Resmen tekme attı. En az 3 maç ceza almalı . Ayrıca bu pozisyon dışında Real Madrid'li oyuncuların rakibine her pozisyonda tekme atması da gözlerden kaçmadı. Yenilince çirkefleşen bir Real Madrid. Daha önce görmüştük. Sadece Casillas'a saygı duyuyorum. Sonuna kadar. Maçtan önce gereksiz açıklama yapsa da saygıyı hakediyor.

- Mücadele öncesi yapılan şahane koreografi ve maç boyunca aktif şekilde tezahurat yapan Barcelona taraftarları iyi günündeydi.

- Sonuç olarak kariyerinde ilk kez 5 gol yiyen Mourinho'yu görmek, 5 farklı galibiyeti almak, lider olmak, ligin en çok gol atan ve en az gol yiyen takımları olmak güzel.

- Haftaya Espanyol deplasmanı var.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Günün Kuponu # 10


2 maçlık temiz bir kupon. Bol şanslar.

Edit : Barcelona 1 oynamak varken alt-üst olayına girersek yatarız. Bahis hatası yaptık.

Barcelona - Real Madrid Maçına Doğru


Barcelona-Real Madrid
22:00 Ntvspor

Fotoğraf geçen sezon oynanan maçtan. Barcelona bu mücadele'yi 1-0 kazanmıştı. Bizim de tarafımız belli. Barcelona'yı destekleyeceğiz.

28 Kasım 2010 Pazar

İstanbul B.Ş.B.Spor 0 Fenerbahçe 1


- Süper Lig 14.hafta mücadelesinde Fenerbahçe deplasmanda İstanbul B.Ş.B.Spor ile karşılaştı. Lig tarihinde İstanbul B.Ş.B.Spor deplasmanında berabere bile kalamamıştık. 3 maç yapıp ve 3 maçı da kaybetmiştik. Maça böyle bir havada çıkacaktık.

- Sahaya geçen haftadan sadece 1 farklı isimle çıktık. O da Santos'un yerine oynayan Caner'di. Sahaya Volkan, Gökhan Gönül, Bekir, Yobo, Caner,  Mehmet, Cristian, Gökay, Stoch, Alex ve Niang ilk 11'i çıktık.

- Mücadele'ye ev sahibi takım iyi başladı. İbrahim Akın'ın şutu, Holmen'in karşı karşıya pozisyonu derken Fenerbahçe ilk tehlikesini savunma da Mahmut'un yaptığı hata sonucu Niang ile yakaladı. Karşı karşıya pozisyonu atamadı. Çok kötü vurdu. Niang bomboş pozisyonda golü atamayınca taraftarların aklına bir anda Guiza geldi. Fenerbahçe 33.dk Cristian ile başlayan, Niang ile devam eden, kaptırılan, daha sonra Cristian'ın presi ile kazanılan ve Mehmet Topuz'un asisti ile devam eden ve Alex'in kaydettiği golle 1-0 öne geçti. İlk yarı bu sonuçla tamamlandıktan sonra Fenerbahçe 2.yarıya iyi başladı. Ancak ilk tehlike yine Belediye'den geldi. İbrahim Akın ile mutlak gol pozisyonundan yararlanamadılar. Fenerbahçe Yobo ile, Belediye de Holmen ile pozisyonlardan yararlanamadı. 77.dk Dia'nın düşürülmesi sonucu kazanılan penaltı atışını berbat kullanan Niang skorun değişmesini sağlayamadı. Belediye İbrahim Akın ile 81.dk karşı karşıya pozisyondan yararlanamayınca da maç 0-1 sona erdi.

- Fenerbahçe genel olarak iyi oynadı diyebiliriz. Özellikle oyunculara bakarsak ; Volkan iyi oynadı, Gökhan Gönül geçen hafta mükemmel oyunundan sonra bugün de oldukça iyiydi. 80.dk sonrası attığı deparlar unutulamaz. Yobo klasını her maç ortaya koyuyor, inanılmaz soğuk kanlı olması da artı bir özellik. Ayrıca neredeyse hiç herhangi bir tartışma da görmüyoruz. Ayrıca bugün gole de çok yaklaştı. Bekir çok iyi oynadı. Kritik müdahaleler yaptı, toplar kazandı. Caner iyiydi, orta yapsa çok daha iyi olur. Mehmet Topuz bana göre takımın en iyi oyuncusuydu. Özellikle 85.dk bile pres yapması, topu ileriye taşıması takdiri hakediyordu. Cristian iyiydi, top çaldı, golün hazırlayıcısı oldu, daha iyi paslar attı, ancak Cristian bir daha ki maç nasıl oynayacak bilmiyoruz. Gökay ilk maça oranlar oldukça iyiydi. Kendine güveni var diyenlere katılmıyorum. Özellikle pas atmaktan, şut çekmekten çekiniyor. Bunları da aşarsa çok kral adam olur. Stoch iyi mi kötü mü anlamıyorum. Birşeyler yapıyor ancak hep aynı hareket, hep aynı paslar, hem aynı çalımlar, hem aynı top kayıpları, hep aynı şutlar. Sabit oyunu var. Değişmiyor. Alex yine çok iyiydi, golünü attı ve maçı aldırdı, oyundan çıkmasa 2.golünü de penaltıdan atacaktı. Niang bugün çok kötüydü. Yine mücadele etti, yine çalıştı ancak bitiricilik yoktu. İlk yarı kaçırdıkları karşı karşıya, kafa vuruşu ve penaltı. Penaltı bu kadar kötü atılır mı ? Atılmaz. Niang'ın kötü performansı inşallah 1 maçlıktır. Karabük maçında gollerine döner. Sonradan oyuna giren 3 oyuncumuz vardı. Dia girdikten sonra iyi işler yaptı. Penaltı yaptırdı. İyi bir katkı yaptı yani. Stoch oynamasın yerine Dia oynasın diyoruz. Ben de diyorum başkaları da diyor. Ancak Dia'nın bu iyi performanslarının oyundan kopmuş ve yorulmuş takımlar karşısında olduğunu unutmayalım. Dia oynasa ilk 11 o zaman da Stoch oynasın diyeceğiz belki de. Selçuk uzun zaman sonra forma giydi. Hemen bu maç değerlendirmek doğru olmaz. Semih ise 90+1'de oyuna girdi ve sadece 2 dakika oynadı.

- Hakem hakkında söylenecek çok şey var. Özellikle futbolculara yaklaşım biçimi eleştirilmeli. Ayrıca Alex'i atamaması, Alex'in penaltısının verilmemesi, Gökhan'ın faul'ünün verilmemesi gibi kritik hataları var. Hakemler bir türlü gelişmiyor. Neden böyle otursunlar düşünsünler.

- Alex'in faul pozisyonunda rakibinin başından ayrılmaması, üzülmesi, keşke yapmasaydım bakışları unutulmaz

- Alex'in bu sezon attığı 10.gol oldu. Adam atıyor attırıyor. Aşığız desem yeridir. Sevmeyen ölsün !

- Gol yemememiz güzeldi. Gol yemeden kazanmak daha güzel.

- Emre ve Lugano da gelince takım iyice iyi olur.

- 27 puana ulaştık ve lider Trabzonspor'u 6 puan geriden takip etmeyi sürdürüyoruz.

- Haftaya Karabükspor ile Kadıköy'de oynuyoruz. Mutlak 3 puan almamız gereken bir maç.

Not : Tribünden ve stattan izlenimler maç günlüğüm'de olacak.

27 Kasım 2010 Cumartesi

İstanbul B.Ş.B.Spor-Fenerbahçe Maçına Doğru Rakamlar


1 Fenerbahçe bu sezon İstanbul dışında oynadığı lig maçlarında sadece 1 kez kazandı

2 Fenerbahçe deplasmanda 2 maçtır kazanamıyor
    Fenerbahçe'nin 6 İstanbul B.Ş.B.Spor maçında aldığı galibiyet sayısı
3 Olimpiyat Stadında İstanbul B.Ş.B.Spor ile 3 maç oynadı ve hepsini kaybetti
5 Fenerbahçe'nin son hafta attığı gol sayısı
6 Fenerbahçe'nin İstanbul B.Ş.B.Spor karşısında deplasmanda yediği gol sayısı
    Fenerbahçe'nin İstanbul B.Ş.B.Spor ile oynadığı maç sayısı
11 Fenerbahçe'nin bu sezon deplasmanda yediği gol sayısı
14 Fenerbahçe'nin bu sezon deplasmanda attığı gol sayısı
35 Fenerbahçe'nin bu sezon attığı gol sayısı
18 Fenerbahçe'nin bu sezon yediği gol sayısı

Ve son olarak ilginç bir bilgi ; Fenerbahçe İstanbul B.Ş.B.Spor'un ilk lige çıktığı sezon yani 2007/2008 sezonunda Gaziantepspor maçından sonra Belediye'ye gitmişti ve yenilmişti, 2008/2009 sezonunda Belediye'ye gitmişti ve yenilmişti.  Sonra ki hafta Gaziantepspor ile oynamıştı. Yani Gaziantepspor bize yaramıyor diyebiliriz.

Son olarak rakamlardan bahsetmişken şununla bitirelim. Fotoğrafta gördüğünüz rakam en kritik rakam ; Mutlaka bu maçtan 3 puan almalıyız.


Not : Maçı statta takip edeceğim ve geldikten sonra tüm detayları yine bloga yazacağım.

26 Kasım 2010 Cuma

Tüm Branşlarda Hedef ; Final Four


Kadın basketbol takımımız Ekateringburg deplasmanından 73-67 kazanarak döndü.


Erkek basketbol takımımız Litvanya'dan Rytas deplasmanından 81-75 galibiyetle döndü.


Bayan voleybolcularımız evimizde son şampiyon Bergamo'yu 3-0 yendi.


Erkek voleybolcularımız Fransa'dan Tours karşısından 3-1'lik galibiyetle döndü.

4 branş ve 4 branşın ana hedefi Final Four. Dünyada kaç takıma nasip olur böyle bir şey ?

GURUR DUYUYORUZ !

Gfb Atkılarımız İçin Ön Sipariş Alıyoruz!


Genç Fenerbahçeliler olarak yaptırdığımız atkılarımızın ön siparişine başladık. Genç Fenerbahçe'liyim diyen herkes bu atkıların en azından birini almalı. Fazla söze gerek yok. Genç Fenerbahçeliler'in tarihi boyunca çıkardığı en güzel atkılardan. Ben en üstteki atkıdan alacağım. Atkılar Fenerium tarafından basılacaktır. Daha fazla detay almak ve sipariş vermek için BURAYA tıklayın.

25 Kasım 2010 Perşembe

5 Dokunulmaz Barcelona'lı


Barcelona resmi sitesi böyle bir haber girmiş. Son 4 El Classico'da oynayan oyuncuların kaçar dakika aldıklarını yazmışlar. 5 Dokunulmaz başlığı ile birlikte. Bu 5 oyuncunun 4 tanesi 360 dk, sadece Xavi 359 dk oynamış. Alves, Valdes, Messi ve Puyol 360'ar dakika sahada kalmış. Bu 4 maçtan geçen sezon oynanan maçlarda Barcelona Real Madrid'i kendi sahasında 1-0 deplasmanda 2-0 mağlup etmeyi başardı. Ondan önce ki sezon ise kendi evinde 2-0 ve deplasmanda 6-2 mağlup eden yine Barcelona olmuştu. Son 4 maç kim kaç dakika sahada kaldı bakalım ; 

Valdes : 360
Alves :360
Puyol : 360
Messi : 360
Xavi :359
Pique : 270
Abidal : 270
Sergio : 212
İniesta : 207
Keita : 185
Pedro : 90
Milito : 78
Maxwell : 63
Bojan : 5

Fenerbahçeliler Olimpiyat Stadına Gelin. Neden mi ?


- Fenerbahçemizi yalnız bırakmamak için
- Takımı desteklemek için
- Şampiyonluk yolunda bir engeli daha aşarken takımın yanında olmak için
- Takımı şampiyonluk havasına sokmak için
- Olimpiyat stadını doldurarak harika bir tribün yapmak için
- Görsel olarak birşeyler yapmak için
- Tezahurat yapmak için
- Belki de sezon sonunda gidecek Alex'i 1 kez daha canlı seyretmek için
- Fenerbahçe üzerine oynanan oyunlar ve yapılan yorumlara cevap vermek için
- Aykut Kocaman için
- Semih Şentürk için

Hepsini geçtim 

- Sarı ve Lacivert için

27 Kasım 2010 Cumartesi günü saat 19:00'de Olimpiyat stadına gelin ! 

Bilet fiyatları 15-20 TL !

Brooklyn Decker


Andy Roddick'in eşi kocasının maçını izlerken.

24 Kasım 2010 Çarşamba

Maç Günlüğüm # 50


- Süper Lig hiç bitmesin !

- Tribünde maç izlemeyi çok seviyorum, Fenerbahçe maçları malum, Kocaelispor da öyle. Bu 2 takımı sürekli statta izliyorum ancak bu sefer daha değişik maçlara gitmek istedik. Önce Kasımpaşa-Gençlerbirliği daha sonra Beşiktaş-Konyaspor maçlarını statta izleyecektik.

- İzmit'ten saat 11:00'de yola çıktık. Saat 12:30'da Kadıköy'de olduk ve arabayı Salı pazarına bırakarak karşıya vapurla karşıya geçtik ve saat 13:30'da Kasımpaşa semtinde olduk. İnanılmazdı semt. Tam bir deplasman. İstanbul değil de başka bir şehirde böyle stat yeri olsun kimse giremez kolay kolay. 

- Fenerbahçe tribünlerinin efsane ismi Pepe Metin abi'nin verdiği biletler ile içeriye girecektik.

- Semtte inanılmaz bir ortam vardı. Şaşırdım. Herkeste forma ve atkı vardı.

- Stada girdiğimizde saat 14:25'ti. İstiklal Marşı okunduktan sonra tribünde yerimizi aldık.

- Tam Protokol tribünü yanında izliyor olduğumuzdan sahaya açı müthişti. Son zamanlarda en iyi açıdan seyrettiğim maç oldu. 

- Hiddink ve Oğuz Çetin de maçı izleyenler arasındaydı.

- Mücadele iyi oldu diyebilirim. Yekta çok iyi oynamasa da yeteneğini ayağına her top geldiğinde gösterdi. Sahada yer alan 21 oyuncudan farklı düşünüyor. Mücadele 1-1 sona erdi.

- Kasımpaşa tribünleri çok iyi değildi. Ben daha iyi sanıyordum. Yaklaşık 2000 kişi tezahurat yapıyor ancak uyumsuzluklar ve yanlış beste seçimleri var. Bir semt takımı olduğunu düşünürsek iyi diyebiliriz.

- Mücadele bittikten sonra istikamet ; Beşiktaş.

- İstiklal Caddesinden yürüyerek geçtik hemen. Stadın oraya gidip önce Biletix gişesinden biletlerimizi aldık.

- Daha sonra Kazan'ın oraya gidip yemek yiyecektik. Kazan'ın oraya gittiğimizde Fenerbahçe'ye küfür ediliyordu. Hemen ayrıldık oradan ve Köfteci Ramiz'e girdik.

- Bu arada yanımıza blogger arkadaşlar katıldı. http://vermante.blogspot.com/ 'dan Semihhttp://mutlakgolpozisyonu.blogspot.com/ 'dan Oğuz ve http://targetstriker.blogspot.com/ 'dan Kutay. Oğuz ile ilk kez görüştük. Diğer arkadaşlarla hep görüşüyoruz.

- Köfteci Ramiz'de köftelerimizi yedikten sonra stada doğru hareket ettik.

- Bu arada Köfteci Ramiz'de hesabı öderken kasada duran adamın '' Konya'dan mı geldiniz? diye sorması, benim '' Hayır, Kocaeli'den geldik '' cevabını vermem, daha sonra adam'ın '' Ama Konyaspor'lusunuz dimi '' diye ısrar etmesi ve bizim dükkanı terk etmemiz. Bu kadar mı belli oluyor Beşiktaş'lı olmadığımız :)

- Beşiktaş'lı taraftarların meşalelerle stada yürümesi güzel bir detaydı.

- Stada girerken pek fazla aranmadık ve çok rahat şekilde içeriye girdik.

- Tribüne girdiğimizde önce stadı inceledik. Ben ilk kez gitmiştim.

- Beşiktaş tribünleri hakkında yorumlara geçelim. Öncelikle maçtan önce sadece yeni açık tezahurat yapıyor. Futbolcuları onlar çağırıyor, tezahuratları onlar yapıyor, karşılıklı tezahurat yaptırıyorlar. İyi bağırıyorlar. Çarşı'nın olduğu Kapalı tribün sadece Quaresma'yı, Hilbert'i çağırdı. Ayrıca Çarşı maçtan önce sadece Galatasaray'a küfür etmek için tezahurat yaptı. Derken maçın başlamasına doğru bütün stat hareketlendi. Karşılıklı tezahuratlar falan derken statta güzel atmosfer oldu. Maça bakarsak ; Öncelikle Çarşı sadece 350-400 kişi ile bağırıyor. En azından sürekli bağıran kesim o kadar. Kapalı tribünde yer alan diğer taraftarlar sadece önemli pozisyonlarda hareketleniyorlar. Derken skor 0-1 olunca Çarşı iyice sustu. Kartal gol gol gol bestesini yaparken üst tarafa özellikle baktım. Kutu diye adlandırılan yer dışında üst katta bağıran 1 kişi bile yoktu. Altta biraz daha fazla. Ama alt katın tamamı bağırıyor diyemeyiz. Daha sonra skor 2-1 oldu yine tat yok. Yine az kişiyle bağırıyorlar. Ama özellikle '' Beşiktaş seninle ölmeye geldik ... '' tezahuratını yapınca bütün stat katılıyor. Önemli bir etken tezahuratın güzel olması. Derken ilk yarı 2-1 sona eriyordu. 2.yarıya '' Kalbimin en orta yerinde ... '' bestesi ile başlayan Çarşı inanılmaz yavaş bir tempoyla bağırıyordu. Resmen inanamıyordum. 250 kişi sadece. - Akşam eve gittiğimde maçın tekrarını izlerken özellikle bu dakikaları seyrettim ve inanamadım. Tv'ye bu tezahuratın bu kadar net ve anlaşılır şekilde gitmesi inanılmazdı. Resmen Lig tv ve akustük etkeni ! - Daha sonra skor 2-2 olunca da tribünler değişmedi. Yine az kişi ile tezahurat yapan bir topluluk vardı. Sadece arada karşılıklı tezahuratlar yapınca atmosfer güzel oldu. Sonuç olarak Çarşı hakkında Tv'de çok iyiler yaaa diyen ben bu dakikadan sonra Çarşı çok iyi demeyeceğim. Çünkü gerçekten çok az kişiyle bağırıyorlar, kendilerini çok zorlamıyorlar. 2 avantajları var ; Stadın akustiği ve bestelerin güzelliği. Onlar da olmasa Çarşı'nın adını duyamazdık. Ayrıca en büyük artıları ise reklamı çok yapıyorlar. Yoksa başka bir fark yok. Çarşı toplam en fazla 500 kişi ile bağırıyor, biz sadece A ve B blokta 1300 kişi bağırıyoruz.

- Zaman zaman hakeme oluşan tepki iyiydi. İyi baskı altına aldılar. Gerçi kaleciye sarı kartı 90.dk çıkarttırdılar ama neyse ...

- Stadın atmosferinden bahsedecek olursak yine ön plana çıkan tezahuratların stüdyo kayıtları olması ve maçın öncesi devre arası ve sonrasında çalması dışında bir artı yok. Kadıköy farklı çok farklı. Resmen stada girince farkı hissedebiliyorsun.

- Konyaspor taraftarları'nın maç içinde 50 kişi ile tezahurat yapması, maç sonunda küfür etmesi dikkat çekenlerdi.

- Kendimizden bahsedersek ; Tribünde Fenerbahçeli olduğumuzu ya da en azından Beşiktaşlı olmadığımızı anladılar. Tam tribünde dururken babam aradı telefondan . '' Bizim maç ne zaman diye sordu ? '' Ben de hafif yüksek sesle '' Pazartesi günü ya bizim maç Bucaspor ile '' dedim. Ayrıca maç içinde gollerde sevinmeyen, skora ve oynanan oyuna rağmen gülümseyen bir topluluktuk. Ama en azından herhangi bir olay olmadı.

- Mücadele 2-2 sona erdikten sonra tribünde fotoğraflar çekildikten sonra stattan ayrıldık.

- Motorla karşıya geçtik ve Kadıköy'den araba'ya atlayarak hareket ederek saat 23:30'da İzmit'te olduk.

- Kasımpaşa-Gençlerbirliği ve Beşiktaş-Konyaspor maçlarını 1-1 ve 2-2'lik skorlar, atılan 6 gol, maç başına 3 gol ortalaması ile kapattık.

- Statta maç izlemek güzeldi. Hem Kasımpaşa stadı hem Beşiktaş stadı.

- Bir maç günlüğüm daha geride kaldı. Cumartesi günü İstanbul B.Ş.B.Spor-Fenerbahçe maçı günlüğü ile burada olacağız.

- Herkese hayatta başarılar.

Bahis Hikayem


Bundan sonra böyle ilginç bahis hikayelerim olunca bloga yazacağım. Hemen ilkine başlayalım. Her gece malum internet sitesinden bahis oynuyorum. Futbol, Tenis, Voleybol, Basketbol farketmiyor. Her türlü bahisi oynuyorum. Gece Tenis ve Futbol kuponları yaptık ve parayı 229.48 Tl'ye kadar çıkarttık. Ve Nba saatleri geliyordu. Direk Konyaliportlandlılar sitesine girdim ve gecenin bahislerine baktım. Ve dün gece tek bahis vardı - daha sonra Amare bahisini de ekledi -. Ve hemen malum siteye girdim ve önerdiği bahise 29.48 TL'yi bastım. Önerdiği bahis 1.85 orandan Broke Lopez 26.5 Sayı+Ribaund altı. Daha sonra hesapta kalan 200 Tl'yi de çekmeye karar verdim. 200 Tl'yi de çekince hesap 0 tl oldu. Bu arada girip oynadığım bahise bakacaktım. O da ne ! Broke Lopez 26.5 sayı+ribaund altı yerine Atlanta'dan Al Horford 26.5 sayı+ribaund oynamışım. Resmen yıkıldım ! Dedim eyvahh hesapta para da yok. İflas ettik. Girip hemen Horford'ı araştırmaya başladım.

Bir de baktım ki Horford Nba'in en yüzdeli şut atan oyuncusu - her ne kadar şutör olmasa da pota altında aldığı topları atsa da - ! % 63 ile atıyor. Farkla 1.sırada. Son 3 maçına baktım. Boston karşısında birşey yapamasa da ondan önce 20 sayı 20 ribaund'ı var. Eyvah dedim yattık.

 Neyse maç başladı. New Jersey çok iyi başladı maça. Broke Lopez ise tarihi bir oyun oynuyordu. İlk 2 dk 7 sayı 1 ribaund yaptı. İlk 8 dakika 11 sayı 3 ribaund . Ve ilk çeyrek sonunda Broke Lopez toplam 15 sayı+ribaund yaparken benim oynadığım Al Horford 2 sayı 1 ribaund ile oynuyordu. Ve ilk yarı sonunda Broke Lopez 27 yaptı. Oynasaydım yatmıştım bile. Horford ise 2 sayı 3 ribaund ile kapadı ilk yarıyı. Bahis geliyor diyebilirdik. Horford 6'da 1 ile oynuyordu. Hani o Nba'in en yüzdeli şutörü. Son 14 dk kala 8 sayı+ribaund yapmıştı. Son 8 dakika kala birden atak yaparak toplam 17 ribaund+sayı'ya ulaştı. Hele bir pozisyonda aldığı 2 ribaund ve sayısı beni kahretti. Son 2 dk kala 19 oldu. İyice sıkıntılıydık. Bu arada maçta kafa kafaya gidiyordu. Msn'de arkadaşa diyordum ya uzarsa ?

Ve son hücum 20 sn kala Nets'teydi. 20 sn'de inanılmaz kötü bir hücum kullandılar ve maç uzadı. Ohaa ! Bahise uzatmalar da dahil. Sıkıntı devam ediyordu. Horford hemen uzatmanın başında 21 sayı+ribaund oldu. Ve son 1 dakika kala 24 yaptı. İyice sıkıntı yapıyorduk. 1 3'lük atsa yatıyorduk - ki atması büyük mucize olur -. Bu arada son 1 dakika bitmek bilmedi. Sürekli taktik fauller, sürekli hızlı hücumlar. Nets Harris ile serbest atış kullanıyor, ben evde tezahurat yapıyorum 2'de 2 at da ribaund sıkıntısı yaşamayalım.

Ve sonuç olarak Nets maçı 107-101 alıyordu. Horford maçı 14 sayı 10 ribaund ile tamamlarken, yanlışlıkla oynamadığım ki oynasam yatacağım Broke Lopez maçı tam 32 sayı 9 ribaund ile tamamladı. Yani bahiste inanılmaz şanslı bir gün geçirdim ve 55 tl kazandım. Bütün bu mücadele 55 Tl'ye mi diyecekler çıkabilir. Onlara diyorum ki bahiste 10 tl kazanmak bile insana büyük bir haz veriyor :) Bahis hikayelerim devam edecek. Ben de bu şans ve şanssızlıklar devam ettiği sürece :)

Barcelona Yeni Ürünlerle 5 Yıl Sonra Atina'da


Barcelona 5 yıl aradan sonra tekrardan Atina'da. 5 yıl önce oynanan maç 0-0 sona ermişti. Barcelona o sezon Şampiyonlar Ligi'ni kazanmıştı. İnşallah yarın maçı, sezon sonunda Şampiyonlar Ligi'ni kazanırız. Barcelona Atina'ya Valdés, Miño, Alves, Piqué, Puyol, Xavi, Villa, Iniesta, Bojan, Messi, Jeffren, Mascherano, Keita, Sergio, Pedro, Maxwell, Adriano, Abidal, Thiago and Fontàs'tan oluşan 20 kişiyle gitti.


23 Kasım 2010 Salı

Anket # 17


16.anketimiz de sona erdi. Türkiye'nin en iyi santraforu kim diye sormuştuk. 496 kişi oy kullandı. Rekor ! Oy kullanan herkese çok teşekkürler. Fenerbahçe'li blogger olduğumuz için mi bilmiyorum ama Niang 252 oy aldı. 1.oldu. Baros 153 oy aldı. Bobo 34, Emenike 18 oy alarak anketi kapattı. 8 tane diğer oyu çıktı ki diğer şıkkını oylayanlar hangi oyuncu için kullandı çok merak ediyorum. Yeni anketimiz ise çok basit bir soru. Aykut Kocaman'a Güveniyor musunuz ? Oylarınızı bekliyorum...

Euroleague 5. Hafta Maçları Seyirci Sayıları


Euroleague'de 5.hafta maçları tamamlandı. Hangi takım salona kaç seyirci çekmeyi başardı ? Ya da hangi takımın taraftarları maça daha fazla katılım gösterdi ? İşte bu haftanın rakamları ;

Partizan - Caja Laboral : 7620
Zalgiris - Khimki : 5000
Maccabi Electra - Asseco Prokom : 11000
Spirou Charleroi - Real Madrid : 6000
Lottomatica Roma - Olympiacos : 3840
Brose Baskets - Unicaja : 6800
Lietuvas Rytas - Cibona Zagreb : 9200
Cholet Basket - Fenerbahçe : 4800
Montepaschi Siena - Barcelona : 4893
Union Olimpija - Valencia : 12800
Efes Pilsen - Cska Moscow : 10250
Armani Jenas Milano - Panathinaikos : 4200

Maç Günlüğüm # 49


- Bizim için heves değilsin sen FENER aşkın bize YETER ...

- İnanılmaz hasta olduğum, evde yattığım, sürekli ilaç aldığım bir gün geçirdikten sonra tek umudum sabah iyi olup maça gitmekti. Akşam bana göre erken olan bir saatte uyudum. Sabah uyandığımda hastalığımda pek fazla değişme yoktu. Yine hastalık devam ediyordu. Ancak ne olursa olsun maça gitmeye karar verdim. Benim  durumumda başkası olsa değil İzmit'ten maça gitmek, İstanbul'da otursa bu maça gitmezdi herhalde.

- Saat 17:00 gibi Kocaeli Gfb üyeleri ile beraber izmitten yola çıktık. Yollar dolu olsa da , trafik olsa da saat 19:00 gibi stadın orada olduk. Araba da gidene kadar konuşulan konu 3000.golü kimin atacağıydı ? Alex diyorduk. Alex atsın istiyorduk.

- Stadın oraya geldiğimizde dışarıda daha fazla kalmadan stada girdik. Kadıköy'e 50'den fazla gitsem de her gidişim de daha mutlu oluyorum. O merdivenleri hızlı adımlarla geçiyorum, bir an önce stada girip yerimi almak istiyorum.

- Maraton üst Tribün B blok üst tarafta maç saatini beklerken tribünlere bakıyorduk. Rakiplerin puan kaybetmiş, kazanırsan güzel bir avantaj yakalayacaksın, Fenerbahçe tarihinin 3000.golüne canlı şahit olacaksın ancak tribünlere gelmiyorsun. Kimse bana maddi sıkıntıdan, ailevi olaylardan, iş durumundan, yüksek bilet fiyatlarından bahsetmesin. Fenerbahçe orada sahada mücadele ediyorsa sende tribünde olacaksın. Facebook'ta, Twitter'da '' Hep Destek Tam Destek '' yazıyorsanız o maça da geleceksiniz. İstanbul'da 10 milyon insan var, 3 milyon Fenerli desek, 1 milyon maddi durumu uygun desek, 500 bin kişinin durumu, yaşı, şartları müsait desek o 55 bin kişilik stadı doldurması gerekiyor. Ama ben biliyorum neden dolmadığını millet bizim gibi değil. Fenerbahçe'ye her yerden sallarken stada gitmeye üşeniyorlar. Yıllardır süren '' Hep Destek Tam Destek '' son günlerde ve aylarda yalan olmuştur ! Ayrıca kombinesi olanlar maça neden gelmiyor hadi onu geçtim neden başka tanıdıklarına vermiyorlar anlamıyorum !

- Mücadele'yi iyi oyun, atılan 5 gol, rakibe verilen gol pozisyonları ve yenen 2 gol ile bitirdik. 3 puan almak güzeldi.

Tribün performansına bakarsak ; Özellikle boş tribünlerde tv'ye çok iyi ses gidiyor. Bunu dün akşam eve geldiğimde maçın 90 dk'lık tekrarını izlerken net şekilde gördüm. Bütün tezahuratlar tv'den anlaşılmış. Ancak tribünde olan biri olarak tribünün çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Zaman zaman takımın gazıyla iyi olan tribünler genel olarak sönüktü. Taraftar tribünü'nde 1350 kişi'den sadece 600-700 kişi devamlı tezahurat yapıyor. Diğerleri yapmıyor. Tribünün en iyi anıysa 2.yarının başından 65.dk'ya kadar olan kısımdı. Feder'in de 2.yarı bizim bloklara gelmesiyle beraber '' Hep bu dünya hep yalan ... '' tezahuratı mükemmel yapıldı. Artık ayakta zor durduğum için 2.yarı aşağıya inip maçı izleyecektim ancak öyle güzel bir tribün vardı ki 2.yarı daha çok bağırdım desem yeridir. Resmen o tezahuratı söylerken gülünür mü ? Evet gülünür. Şahaneydik. Genel olarak iyiydik. Ancak beste seçimlerinde yine sıkıntılar var. İnşallah bunlar da hallolur.

- Tribün de kavga eden insanlar gerçekten amacınız ne ! Neden kavga ediyorsunuz ve o tribünü bozuyorsunuz. Gidin dışarı da ne yapıyorsanız yapın. O tribünde kavga etmeye hakkınız yok. 1 kavga dışında başka kötü olay yoktu.

- Muro yani Mustafa Üstündağ'ın sette olması tribüne renk kattı. Devre arası yaptırdığı '' Hindi Baba '' güzel oldu :)

- Statta en çok sevdiğim anlardan birisi de bütün stadın ayağa kalkarak tezahurat yapması veya rakibin bir oyuncusunu, tüm takımı veya maçın hakemini ıslıklamasıdır. Müthiş bir ambians oluyor.

- Futbolcu'yu yuhalayanlar ve ıslıklayanlara ise diyeceğim şu ki ; Islıklamak için harcadığınız enerjiyi biraz Fenerbahçe için tezahurat yapmaya harcasanız herşey çok daha güzel olur !

- Mücadele sonrası Kadıköy'de klasik mekan ; Nazlı'nın Yeri'nin tam karşısında yer alan Lider kokoreç de yemek yedikten sonra yollara düştük ve saat 23:30 civarı İzmit'te eve girdik.

- 3 puan ile bitirdiğimiz bir maçı daha geride bıraktık. Mutlu döndük.

- Haftaya Olimpiyat stadına gidiyoruz. Henüz galibiyetimiz ve beraberliğimiz yok. İnşallah bilet fiyatları uygun olur, tribünler dolar ve maçı kazanarak oradan döneriz.

- Maç günlükleri devam edecek ...

Fenerbahçe 5 Bucaspor 2 / Ofansif Olarak İyi, Defansif Olarak Kötü


- Fenerbahçe Süper Lig 13.hafta mücadelesinde Bucaspor'u Kadıköy'de ağırladı. Mücadele'yi Alex'in 3, Niang ve Semih'in golleriyle 5-2 kazandı. Bucaspor'un gollerini Manucho ve Musa kaydetti.

- Mücadele'ye hızlı başladık. 1, 13, 23 Alex attı skor 3-0 geldi. Ve bu an zaten maç bitti.

- İlk golde Cristian'ın , 2.golde Niang'ın ve 3.golde Gökhan asisti şahane. Alex için golü atmak kolay oldu.

- Fenerbahçe'nin lig tarihi'ndeki 3000. golünü Alex attı. Zaten atamasa çok üzülürdük. Bütün gün Twitter'dan yaydığımız sinerji işe yaradı. Hatta işi garantiye aldı. Geçen hafta 2999'u yine Alex atmıştı. Bugün 3000. 3001 ve 3002. golleri de attı.

- Bucaspor 2.yarıya çok iyi başladı. Pozisyonlarda kaleci Volkan ve direkler izin vermedi. 2.yarının 20.dakikasında ise Manucho ile 1 gol bulsa da o andan sonra Fenerbahçe kendine geldi ve oyunda üstünlüğü tekrar aldı.

- 81.dk Dia-Semih-Niang iş birliği ile Niang'ın, bu golden 5 dakika sonra 86.dk Niang-Semih iş birliği ile Semih'in golü geldi ve skor aniden tekrardan 5-1 oldu. Bu golden 1 dakika sonra Musa'nın attığı gol sadece maçın skorunu belirledi.

- Fenerbahçe ofansif olarak çok iyi oynadığı, hazırlanış olarak çok güzel goller attığı, kolay pozisyona girdiği, ancak sezon başından beri devam eden - Lugano da olmayınca - pozisyon verme hastalığını devam ettirdi. Bucaspor gibi bu sezon şu ana kadar 6 deplasman maçında 2 gol atmış takımdan 2 gol yemesi düşündürücü. Hadi 2 gol yersin tamam ama inanılmaz pozisyonlar da verdi.

- Gökhan Gönül, Alex, Gökay, Niang, Bekir ve Volkan Demirel oldukça iyi oynadı. Gökhan Gönül daha iyi ortalar yaptı. Bekir çok daha iyi müdahaleler. Gökay ise sahada gördüğümüz an sevindiğimiz bir oyuncu. Özgüven sorunu yaşasa da inşallah hep oynayacak ve oynayınca bu özgüven sorununu da aşacak. Mehmet Topuz iyi, Semih girdiği andan hemen sonra kısa sürede 1 asist 1 gol'lük katkı yaptı. Yani işini yaptı. Stoch iyi gibi olsa da ondan daha iyi performans bekliyoruz. Dia girdikten sonra iyiydi. Yobo iyi oynadı ancak Lugano olduğu zaman daha iyi oynuyor. Santos ve Cristian ise yine pek iyi değildi. Bu oyuncular Fenerbahçe ile ilişkiyi kesmek üzereler. Zaten Cristian ile kesin kesilmeli. Santos ise 4 gün arayla nasıl bu kadar değişiyor onu çözemiyoruz.

- Futbolcuyu yuhalayanlar, tribün performansı, boş tribünler hakkında ise daha sonra maç günlüğüm de birşeyler yazarız.

- 5 golle kazanmak, 3 puan almak, 3000.golü Alex'in atması geceden öne çıkan 3 güzellik. Puanımızı 24 yaptık ve lider ile aramızda 6 puan kaldı.

- Haftaya derbi var. İstanbul B.Ş.B.Spor deplasmanına gidiyoruz. Galibiyeti geçtim henüz beraberliğimizin bile olmadığı ...

18 Kasım 2010 Perşembe

Maç Günlüğüm # 48


- Kalbimde sadece Körfezim yatar, Bütün gemiler ise Körfez de batar, Bu alemde kimse bağlamaz bizi, Burası basra değil İzmit Körfezi.

- Kocaelispor-Balıkesirspor maçı için yollara düşerken dillerde Kocaelispor taraftarlarının söylediği bu tezahurat vardı. Güzel tezahurat.

- Evden çıktığımızda saat 11:30'u gösteriyordu. Maçın başlamasına 2 saat var. Mahalleden bindiğim otobüs çarşıdan geçiyor. Çarşı'yı uzun zaman sonra böyle gördüm. Havanın da güzel olmasının etkisiyle etraf cıvıl cıvıldı. Herhalde bu kadar çok Kocaelispor formalı insanı görmeyeli uzun zaman olmuştu. Atkılı insanları zaten saymıyorum. Maça giden insanların yarısından çoğunda atkı vardı.

- Stadın oraya gittiğimizde inanılmaz bir kalabalık vardı. Ve klasik cümleler '' Abi ya bu takım nasıl 2.lig'de oynuyor, süper ligde böyle atmosferler yok. '' , '' Abi Kayserispor süper ligde şampiyonluğa oynuyor Ks maçlarına gelen seyirci sayısının yarısı yok ''. Gerçekten abartmıyoruz böyleydi.

- Bilet fiyatları kale arkaları ; 1 Tl, Maraton ; 3 Tl. Yani çok ucuz. Stadın dolmasının sebeplerinden biri de bu.

- Bilet işini bizden 1 saat önce stadın oraya giden arkadaşımıza çözdürmesek bilet sıkıntısı çekebilirdik. Zira oldukça kalabalık sıra vardı.

- Stadın etrafında pek fazla takılmadan saat 13:00 stada girdik. Fotoğrafta gördüğünüz tribün - Maraton - tıklım tıklım doluydu. Numaralı tribünler doluydu. Kale arkası yarı doluydu. Yani statta toplam 12-13 bin kişi vardı.

- Takımlar sahaya çıkarken yapılan konfeti şov yıllardır tribünlere gelen Kocaelispor taraftarları dahil bizleri eskiye götürdü. Eskiden her maç konfeti şov yapılırdı. Müthişti. Bu da müthişti zaten.

- Kocaelispor mücadeleyi üstün oyunla 2-0 kazandı. Goller Gökhan Meral ve Serdar Topraktepe'den geldi. Kocaelispor'un bu kadar üstün oynaması, mücadele etmesi, rakibe gol pozisyonu vermemesi gerçekten alkışı hakediyordu.

- Kocaelispor tribünlerinden bahsetmezsek olmaz. Hodrimeydan taraftar grubu önderliğinde müthiş bir tribün vardı. Özellikle tezahurat yapmasını bilen, aynı anda zıplayan, aynı anda ellerini kaldıran bir kesim var. Bu da tribünlerin hem ses hem görsellik bakımından iyi olmasını sağlıyor. Ayrıca diğer tribünlere gelen insanlar da tezahurat yapmaya hevesli olunca ortaya müthiş karşılıklı besteler çıkıyor.

- Bilinçsiz seyirciler var. Heryerde olduğu gibi. Her taç atışına itiraz eden, her ofsayt pozisyonuna itiraz eden. Bir de bu itirazlar pozisyonu bile görmeden yapılan itirazlar. Bunlar da olmasa daha güzel ortam olabilir.

- Maçtan sonra yine harika bir sevinç vardı. Her maç ayrı hikaye. Her maç ayrı güzellik. Futbolcuların tek tek tribünleri dolaşması müthiş. Serdar'ın olayını zaten BURADA vermiştik. Sadece maç sonunu yaşamak için bile stada gidilir.

- Kocaelispor şu an hala alt sıralarda ancak bu mücadele, bu istek, bu atmosfer devam ettiği sürece Kocaelispor'un önü açık.

- Kocaelispor için tribünlere gitmeye devam edeceğiz. Kocaelispor'luların sahip çıkmadığı, maçlara 1 tl'lik biletlerden almak varken kaçak yollar aracılığı ile girdiği bir ortamda para verip maça giriyoruz, yeri gelince tezahurat yapıyoruz, gol olunca ayağa fırlıyoruz. Ve eleştirilen yine biz oluyoruz. İlginç.

- Balıkesirspor hakkında da birşeyler yazmak lazım. Özellikle Mustafa Kocabey gibi bir isimi izlemek güzel. Ancak en azından Kocaeli maçında çok kötü top oynadılar. Taraftarları ise Körfez gol gol tezahuratına katıldılar. En azından uzaktan biz öyle gördük. Ya da Kocaelispor tribünleri karşılıklı tezahurat yaparken Körfez gol gol gol'e cevap olarak Balkes gol gol gol diye bağırmış olabilirler. Ayrıca ilk yarının ortalarında Numaralı tribün ile gereksiz bir atışma hiç olmadı. Koltuklar kırıldı, çevik kuvvet geldi. Neyse ki olaylar atlatıldı.

- Bir daha ki maç günlüğüm hangi maç olacak bilmiyorum.