Hakan Çoban kimdir?
İlk sorudan da anlaşıldığı üzere galiba ropörtaj
boyunca klişelerde boğulucağız. Twitter bio'mu yazayım bu soruya öncelikle
"Hayattaki olası play-off eşleşmelerine 1-0 mağlup başlayan insan. Hayatta
en çok Fenerbahçe'yi sevdi. He bi de Allah affetsin de çok çirkin"
bunların dışında dünyanın en berbat şehrinde İktisat okumaya çalışan birisi.
Dünyanın en berbat şehri Çankırı.
Neden
Fenerbahçe? Fenerbahçe’li olma hikayen var mı?
Benim yok. Çocukluğumdan beri bu bi uktedir içimde.
Keşke benim de Fenerbahçeli olma hikayem olsa diye. Babam Fenerbahçe’li ama
takım seçiminde asla karışmadı. Dayımlar Galatasaray’lı ve ben küçükken
Galatasaray’lı olmam için çok uğraşmışlardı. Ama nedense kendimi Fenerbahçe'ye
yakın hissetmiştim hep, Fenerbahçeli oldum. Mutluyum.
Röportaj
klişelerle gitmesin, hemen konumuza geçelim, Fenerbahçe’nin ilk yarı
performansı hakkında ne düşünüyorsun?
Genel olarak bakarsak puan cetveli zaten bazı
şeyleri göz önüne seriyor. Sezonluk ya da yarım sezonluk performansları maç maç
değerlendirmek yanlış olur. Sezonun geneline bakarsak oyunu rakip yarı alana
yıkmakta zorluk çeken bi Fenerbahçe var. Bunun en büyük sebebi de Cristian'ın
performansı. Ortasaha ile hücum arasındaki o köprüyü kurması gereken adam
hiçbir şey ortaya koyamayınca takımın randımanı yarıya düşüyo zaten. En büyük
problem de bundan kaynaklı olan Sow'u pozisyona sokamamak. Pozisyon-Gol
oranında belki de Avrupa'nın en iyilerinden ama böyle bi forvete sahip olmamıza
rağmen onu pozisyona sokamıyoruz.
Peki madem Cristian bu kadar kötü diyorsun,
nasıl oluyor da hâlâ takımın vazgeçilmezi?
Bilmiyorum. Aykut Kocaman'a sormak istediğim ilk
soru bu. Hocayı karşıma alsam, Cristian hakkında sabaha kadar konuşurum,
tartışırım ve hoca tartışmanın hiçbi noktasında haklı çıkamaz.
Aykut Kocaman'ın ilk yarı performansı nasıldı
sence? Sence gerçekten iyi teknik direktör mü? Doğruları, yanlışları neler?
İlk yarıda yalnızca 27 puan toplayabilen bi takımın
teknik direktörü için ilk yarı iyi bi performans gösterdi diyemem. En büyük
sıkıntısı bence oyuna müdahaleleri. Ve yanlışları diyorsak Cristian ısrarını da
ilk sırada söylememiz gerekir.
Cristian değil de genel olarak bir kişide ısrar
etmesi gösterilebilir mi? Oyuncu ne kadar kötü oynarsa oynasın kadroya giriyor.
Anlamadığım ısrar da o zaten. Belki hoca kötü oyuncu
olduğunu düşünmüyor ya da belki de gerçekten kötü oyuncu değil ama kötü
performans sergiliyor, bunu herkes görüyor. Ama kötü performans sergilemesine,
mücadele etmemesine rağmen yine de rahatlıkla kadroya girebiliyor.
İlk yarıdan gidiyoruz, oyunculardan
bahsedelim, en iyiler, en kötüler, hayal kırıklıkları, üstün performanslar?
En iyiler: Hasan Ali Kaldırım - Sow – Kuyt
En kötüler: Cristian - Yobo – Stoch
Hayal kırıklıkları: Volkan - Gökhan Gönül
Üstün performans: Bekir İrtegün, Sezer
Hayal kırıklıkları: Volkan - Gökhan Gönül
Üstün performans: Bekir İrtegün, Sezer
Hasan Ali Kaldırım'ın bir çok kesim
Fenerbahçe'nin oyuncusu olmadığını söylüyor? Bunun nedeni göze hoş gelen
hareketler yapmayıp, gayet düz işini yapması mı?
En çok anlam veremediğim noktalardan biri de Hasan
Ali Kaldırım'ın bu kadar eleştirilmesi. Nedenini ben de anlamıyorum. 3 sezondur
ligin en istikrarlı oyuncusu. Kötü oynayan birisi 3 sezon boyunca hep aynı
istikrarı sağlayamaz.
Sezer hakkında ne düşünüyorsun? Biraz çabuk
mu büyük oyuncu olduğunu sanıyor? Özellikle twitter mesajları nedeniyle taraftarlardan
büyük eleştiri alıyor. Şov yaptığını söylüyorlar.
Gurbetçi yapısından kaynaklanan bi
şey bu. Genelde bu tarz gurbetçi futbolcular şımarık oluyor. Tabi Sezer'in
yaşadıkları da kolay değil. Büyük umutlarla geldi, gelmesini en çok
isteyenlerden biriydim zaten. Malum süreçten bahsetmek istemiyorum, geldikten
sonra ilk 11'de çıktığı ilk maç Sivas deplasmanıydı. Şansını kullanamadı, sonrasında
çıktığı ilk maç 2,5 ay sonrasıydı ve o maçta da sakatlanıp sezonu kapatmıştı. Bu
sezon da yine ilk başlarda forma şansı bulamadı ama oynamaya başladığı dönemde
beklenenden çok daha büyük bi patlama yaptı ve bu onun davranışlarına da
yansıdı. Hırsının bunda etkisi var uzun zamandır oynamayan birisinin oynadıktan
sonra kendisini kabullendirmesi için hırs yapması normal ama başta dediğim o
gurbetçi yapısından kaynaklı, bazen dozunu kaçırabiliyor. Ben normal
karşılıyorum.
İlk yarıdan
Fenerbahçe'nin en iyi oynadığı maç ya da maçlar?
Monchengladbach
ve Beşiktaş.
Fenerbahçe'nin
deplasman performansı hakkında ne diyorsun? 1 galibiyet?
1
galibiyet elbet kabullenebilecek bi durum değil ama tablonun görünenin aksine
çok karamsar olduğunu düşünmüyorum. Alex gittikten sonrasını ele alırsak,
galibiyet aldığımız tek maç olan Akhisar dışında çıktığımız 4 deplasman, Bursaspor,
Eskişehirspor, Kayserispor ve Galatasaray. Bunların ligin en zor 4 deplasmanı
olduğunu kabul edelim. Ayrıca bu 4 maçın hiçbirinde kötü oynamadık ve
kaybettiğimiz tek maç Galatasaray maçı. Fenerbahçe gibi bir takım için kazanma
alışkanlığı çok önemli ama bu kadar zorlu deplasmanlarda kaybetmemek de
önemliydi bana göre. Zaten Eskişehir deplasmanı
malum, maç içindeki o olaylara rağmen takımın o maçta o karakteri sergilemesi
ilk yarının ender artılarındandı. Bursa ve Kayseri’de de dediğim gibi kötü
oynamadık, tamam iyi de oynamadık ama rakibe oynama şansını da fazla vermedik.
Şampiyon olmak
için deplasmanda maç kazanmak önemli diyorsun. Deplasmanda kazanmaya
başlayacağımıza inanıyor musun 2.yarı?
Bunu
şu an konuşmak için erken. Transferler bittikten sonra, 2. yarıya
başlayacağımız kadroyu gördükten sonra daha iyi bi şekilde yorumlayabiliriz.
Fenerahçe
tribünleri hakkında ne düşünüyorsun? Sezon başında alınan bir karar ve tüm
taraftar grupları aynı yerdeler. Sence ilk yarı tribünler nasıldı?
Yıllardır
beklediğim olay üm grupların aynı yerde olmasıydı. Kısmet bu seneyeymiş. Sezon
başındaki o 5 maçlık cezadan sonra çok az maçta görebildik tribünün
performansını. İlk sene olmasının da etkisiyle bazı soru işaretleri vardı ama
buna rağmen şimdiye kadar beklentinin çok çok üzerindeydi. Özellikle Avrupa
maçlarındaki meşale organizasyonları kusursuzdu ve görsel olarak ilk yarı
performansına renk kattı. Zaman geçtikçe tribün açısından her şeyin daha iyi
olacağına inanıyorum.
Kısa
kısa cevap ve sorulara geçelim ;
Aykut Kocaman – Her şeye rağmen
"Kocaman" umutlarımın sahibi
Aziz Yıldırım – İSTİFA!
Alex – Ahmet Kaya’dan gelsin ; Tıks
Meireles tükürdü
mü? – Hayır, tükürmedi
İlk yarının en iyi golü – Sow, Beşiktaş.
Fenerbahçe
yönetimi – Balık baştan kokar
Sow – Yalnız ve
güzel adam
Recep Niyaz - Amiyane tabirle: Fenerbahçe'nin geleceği
Recep Niyaz - Amiyane tabirle: Fenerbahçe'nin geleceği
Ömer Temelli - evet-hayır-bilmiyorum-sağolun-teşekkür
ederim
En çok üzüldüğün
maç – Galatasaray ve Karabük
En çok sevindiğim maç - Monchengladbach ve Beşiktaş
İlk yarının olayları – Kasımpaşa ve Karabükspor
mağlubiyetleri ve tabii sonraları.
Twitter
ile ilgili birkaç soru ;
#ultrasgoygoy ?
Dünyanın
en güzel insanları
Twitter
uğursuzluğun hakkında ne söyleyeceksin? Gol olacak diyorsun oluyor, tutacak
diyorsun tutmuyor, tutmayacak diyorsun tutuyor?
Bilmiyorum
ben de anlam veremedim. Galatasaray'ın maçlarında ne zaman gol olucak desem
oluyor. Bizim basketbol maçlarında ne zaman tahmin yapsam tersi çıkıyor. Bundan
sonra bu iki şeyhakkında yorum yapmayacağım. Herkes rahat etsin.
Niye bu kadar
tahmin yapmayı seviyorsun?
Bi konu hakkındaki tahminim
tutunca hep tahmin yapasım geliyor. Galiba "ben demiştim" demeyi
seviyorum. Bundan kaynaklı olabilir.
Ve Son soru tamamen kişisel,
ygtylmz.blogspot.com hakkında ne düşünüyorsun?
Konu
bloglardan açıldığında her zaman söylenen klişeleşen bi cümle vardır
"Twitter blogları öldürdü" diye. Dolayısıyla bu blog da bundan
fazlasıyla etkilendi. Ama "Maç Günlüğü" olayını nedense çok
seviyorum. Şimdiye kadarki tüm maç günlüklerini okudum. Keşke her gün maça
gitsen de her gün maç günlüğü yazsan.
Bu
keyifli sohbet için çok teşekkür ederim.
2 yorum:
çok güzelmiş bir röportaj, ben de istiyorum yiğit:)
Tamam abi, seninle de yaparız :)
Yorum Gönder