31 Aralık 2012 Pazartesi

İlk Yarı Fenerbahçe Röportajı / Hakan Çoban




 Msn’den sohbet tadında röportajlarımız devam edecek demiştim. Ve sıradaki röportajımızı iyi bir Fenerbahçe’li Hakan Çoban ile yapıyoruz. Röportaj da denmez, HakanÇoban ile Fenerbahçe’nin ilk yarısını konuştuk. İşte keyifli sohbet ;

Hakan Çoban kimdir?

İlk sorudan da anlaşıldığı üzere galiba ropörtaj boyunca klişelerde boğulucağız. Twitter bio'mu yazayım bu soruya öncelikle "Hayattaki olası play-off eşleşmelerine 1-0 mağlup başlayan insan. Hayatta en çok Fenerbahçe'yi sevdi. He bi de Allah affetsin de çok çirkin" bunların dışında dünyanın en berbat şehrinde İktisat okumaya çalışan birisi. Dünyanın en berbat şehri Çankırı.

Neden Fenerbahçe? Fenerbahçe’li olma hikayen var mı?

Benim yok. Çocukluğumdan beri bu bi uktedir içimde. Keşke benim de Fenerbahçeli olma hikayem olsa diye. Babam Fenerbahçe’li ama takım seçiminde asla karışmadı. Dayımlar Galatasaray’lı ve ben küçükken Galatasaray’lı olmam için çok uğraşmışlardı. Ama nedense kendimi Fenerbahçe'ye yakın hissetmiştim hep, Fenerbahçeli oldum. Mutluyum.

Röportaj klişelerle gitmesin, hemen konumuza geçelim, Fenerbahçe’nin ilk yarı performansı hakkında ne düşünüyorsun?

Genel olarak bakarsak puan cetveli zaten bazı şeyleri göz önüne seriyor. Sezonluk ya da yarım sezonluk performansları maç maç değerlendirmek yanlış olur. Sezonun geneline bakarsak oyunu rakip yarı alana yıkmakta zorluk çeken bi Fenerbahçe var. Bunun en büyük sebebi de Cristian'ın performansı. Ortasaha ile hücum arasındaki o köprüyü kurması gereken adam hiçbir şey ortaya koyamayınca takımın randımanı yarıya düşüyo zaten. En büyük problem de bundan kaynaklı olan Sow'u pozisyona sokamamak. Pozisyon-Gol oranında belki de Avrupa'nın en iyilerinden ama böyle bi forvete sahip olmamıza rağmen onu pozisyona sokamıyoruz.

Peki madem Cristian bu kadar kötü diyorsun, nasıl oluyor da hâlâ takımın vazgeçilmezi?

Bilmiyorum. Aykut Kocaman'a sormak istediğim ilk soru bu. Hocayı karşıma alsam, Cristian hakkında sabaha kadar konuşurum, tartışırım ve hoca tartışmanın hiçbi noktasında haklı çıkamaz.

Aykut Kocaman'ın ilk yarı performansı nasıldı sence? Sence gerçekten iyi teknik direktör mü? Doğruları, yanlışları neler?

İlk yarıda yalnızca 27 puan toplayabilen bi takımın teknik direktörü için ilk yarı iyi bi performans gösterdi diyemem. En büyük sıkıntısı bence oyuna müdahaleleri. Ve yanlışları diyorsak Cristian ısrarını da ilk sırada söylememiz gerekir.

Cristian değil de genel olarak bir kişide ısrar etmesi gösterilebilir mi? Oyuncu ne kadar kötü oynarsa oynasın kadroya giriyor.

Anlamadığım ısrar da o zaten. Belki hoca kötü oyuncu olduğunu düşünmüyor ya da belki de gerçekten kötü oyuncu değil ama kötü performans sergiliyor, bunu herkes görüyor. Ama kötü performans sergilemesine, mücadele etmemesine rağmen yine de rahatlıkla kadroya girebiliyor.

İlk yarıdan gidiyoruz, oyunculardan bahsedelim, en iyiler, en kötüler, hayal kırıklıkları, üstün performanslar?

En iyiler: Hasan Ali Kaldırım - Sow – Kuyt
En kötüler: Cristian - Yobo – Stoch
Hayal kırıklıkları: Volkan - Gökhan Gönül
Üstün performans: Bekir İrtegün, Sezer

Hasan Ali Kaldırım'ın bir çok kesim Fenerbahçe'nin oyuncusu olmadığını söylüyor? Bunun nedeni göze hoş gelen hareketler yapmayıp, gayet düz işini yapması mı?

En çok anlam veremediğim noktalardan biri de Hasan Ali Kaldırım'ın bu kadar eleştirilmesi. Nedenini ben de anlamıyorum. 3 sezondur ligin en istikrarlı oyuncusu. Kötü oynayan birisi 3 sezon boyunca hep aynı istikrarı sağlayamaz.

Sezer hakkında ne düşünüyorsun? Biraz çabuk mu büyük oyuncu olduğunu sanıyor? Özellikle twitter mesajları nedeniyle taraftarlardan büyük eleştiri alıyor. Şov yaptığını söylüyorlar.

Gurbetçi yapısından kaynaklanan bi şey bu. Genelde bu tarz gurbetçi futbolcular şımarık oluyor. Tabi Sezer'in yaşadıkları da kolay değil. Büyük umutlarla geldi, gelmesini en çok isteyenlerden biriydim zaten. Malum süreçten bahsetmek istemiyorum, geldikten sonra ilk 11'de çıktığı ilk maç Sivas deplasmanıydı. Şansını kullanamadı, sonrasında çıktığı ilk maç 2,5 ay sonrasıydı ve o maçta da sakatlanıp sezonu kapatmıştı. Bu sezon da yine ilk başlarda forma şansı bulamadı ama oynamaya başladığı dönemde beklenenden çok daha büyük bi patlama yaptı ve bu onun davranışlarına da yansıdı. Hırsının bunda etkisi var uzun zamandır oynamayan birisinin oynadıktan sonra kendisini kabullendirmesi için hırs yapması normal ama başta dediğim o gurbetçi yapısından kaynaklı, bazen dozunu kaçırabiliyor. Ben normal karşılıyorum.

İlk yarıdan Fenerbahçe'nin en iyi oynadığı maç ya da maçlar?
 Monchengladbach ve Beşiktaş.

Fenerbahçe'nin deplasman performansı hakkında ne diyorsun? 1 galibiyet?
1 galibiyet elbet kabullenebilecek bi durum değil ama tablonun görünenin aksine çok karamsar olduğunu düşünmüyorum. Alex gittikten sonrasını ele alırsak, galibiyet aldığımız tek maç olan Akhisar dışında çıktığımız 4 deplasman, Bursaspor, Eskişehirspor, Kayserispor ve Galatasaray. Bunların ligin en zor 4 deplasmanı olduğunu kabul edelim. Ayrıca bu 4 maçın hiçbirinde kötü oynamadık ve kaybettiğimiz tek maç Galatasaray maçı. Fenerbahçe gibi bir takım için kazanma alışkanlığı çok önemli ama bu kadar zorlu deplasmanlarda kaybetmemek de önemliydi bana göre. Zaten Eskişehir deplasmanı malum, maç içindeki o olaylara rağmen takımın o maçta o karakteri sergilemesi ilk yarının ender artılarındandı. Bursa ve Kayseri’de de dediğim gibi kötü oynamadık, tamam iyi de oynamadık ama rakibe oynama şansını da fazla vermedik.

Şampiyon olmak için deplasmanda maç kazanmak önemli diyorsun. Deplasmanda kazanmaya başlayacağımıza inanıyor musun 2.yarı?

Bunu şu an konuşmak için erken. Transferler bittikten sonra, 2. yarıya başlayacağımız kadroyu gördükten sonra daha iyi bi şekilde yorumlayabiliriz.

Fenerahçe tribünleri hakkında ne düşünüyorsun? Sezon başında alınan bir karar ve tüm taraftar grupları aynı yerdeler. Sence ilk yarı tribünler nasıldı?

Yıllardır beklediğim olay üm grupların aynı yerde olmasıydı. Kısmet bu seneyeymiş. Sezon başındaki o 5 maçlık cezadan sonra çok az maçta görebildik tribünün performansını. İlk sene olmasının da etkisiyle bazı soru işaretleri vardı ama buna rağmen şimdiye kadar beklentinin çok çok üzerindeydi. Özellikle Avrupa maçlarındaki meşale organizasyonları kusursuzdu ve görsel olarak ilk yarı performansına renk kattı. Zaman geçtikçe tribün açısından her şeyin daha iyi olacağına inanıyorum.

Kısa kısa cevap ve sorulara geçelim ;

Aykut Kocaman – Her şeye rağmen "Kocaman" umutlarımın sahibi
Aziz Yıldırım – İSTİFA!
Alex – Ahmet Kaya’dan gelsin ; Tıks 
Meireles tükürdü mü? – Hayır, tükürmedi
İlk yarının en iyi golü – Sow, Beşiktaş.
Fenerbahçe yönetimi – Balık baştan kokar
Sow – Yalnız ve güzel adam
Recep Niyaz -
Amiyane tabirle: Fenerbahçe'nin geleceği
Ömer Temelli - evet-hayır-bilmiyorum-sağolun-teşekkür ederim
En çok üzüldüğün maç – Galatasaray ve Karabük
En çok sevindiğim maç -  Monchengladbach ve Beşiktaş
İlk yarının olayları – Kasımpaşa ve Karabükspor mağlubiyetleri ve tabii sonraları.

Twitter ile ilgili birkaç soru ; 

#ultrasgoygoy ?

 Dünyanın en güzel insanları

Twitter uğursuzluğun hakkında ne söyleyeceksin? Gol olacak diyorsun oluyor, tutacak diyorsun tutmuyor, tutmayacak diyorsun tutuyor?
Bilmiyorum ben de anlam veremedim. Galatasaray'ın maçlarında ne zaman gol olucak desem oluyor. Bizim basketbol maçlarında ne zaman tahmin yapsam tersi çıkıyor. Bundan sonra bu iki şeyhakkında yorum yapmayacağım. Herkes rahat etsin.

Niye bu kadar tahmin yapmayı seviyorsun?
 Bi konu hakkındaki tahminim tutunca hep tahmin yapasım geliyor. Galiba "ben demiştim" demeyi seviyorum. Bundan kaynaklı olabilir.

Ve Son soru tamamen kişisel, ygtylmz.blogspot.com hakkında ne düşünüyorsun?
Konu bloglardan açıldığında her zaman söylenen klişeleşen bi cümle vardır "Twitter blogları öldürdü" diye. Dolayısıyla bu blog da bundan fazlasıyla etkilendi. Ama "Maç Günlüğü" olayını nedense çok seviyorum. Şimdiye kadarki tüm maç günlüklerini okudum. Keşke her gün maça gitsen de her gün maç günlüğü yazsan.

Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim.

2 yorum:

varol döken dedi ki...

çok güzelmiş bir röportaj, ben de istiyorum yiğit:)

ygtylmz dedi ki...

Tamam abi, seninle de yaparız :)