9 Aralık 2011 Cuma

Şike Sürecini Unutturan Yenilgi


Çarşamba akşamı Türk Telekom Arena'da Galatasaray derbisine çıktık. Galatasaray baştan sona üstün oynayan taraftı, baştan sonra mücadele eden taraftı. Bu net şekilde görülen bir gerçek. Hoş biz bu gerçeği yazdığımız için de küfür yiyoruz. Neymiş Galatasaray'ın iyi oynadığını söylemeyecekmişiz, Galatasaray'ın maçı hakettiğini söylemeyecekmişiz. Söylerim ben abi.

3 Temmuz tarihinden sonra Fenerbahçe'nin özellikle futbol takımı yönünden ne oynadığı kötü futbola, ne aldığı bir yenilgiye ne de herhangi bir başka sıkıntısına bu kadar üzülmedim.

Galatasaray'a 3-1 kaybetmek beni çok üzdü. Hem de bu yenilginin bu kadar net bir şekilde gelmesi daha çok üzdü.

3 Temmuz'dan beri Fenerbahçe'nin zorluklara karşı mücadele ettiğini, Fenerbahçe'nin onur savaşı verdiğini söylüyoruz. Hatta bunu söylediğimiz zaman da karşı görüşler geliyor. Fenerbahçe'nin özellikle tüm takım genelinde bu onur mücadelesini verdiğini reddedenler var. Belki de hakllılar. 

Fenerbahçe sezon başından beri kaç maç dolu dolu mücadele etti? Kaç maç rakibi yoğun bir baskı altına aldı? Kaç oyuncu taraftarların bu kadar mücadele ettiği, birlik sağladığı dönemde varını, yoğunu sahaya yansıttı?

Bunların cevaplarını herkes biliyor. Evet bu süreç çok acayip bir süreç, bu süreç insanı değil maç yapmaktan, antrenmana çıkmaktan bile soğutabilecek bir süreç ancak yine de eğer bir birliktelik sağlanıyorsa bunu tüm camia olarak yapmalıyız. Takımın sahaya çıkması bile bir mücadeledir. Elbette bunu da söyleyebilirsiniz ama belli maçlar bu mücadelenin de çok üstüne çıkmak zorundayız.

Bunlardan birisi de Galatasaray maçıydı. Sahada ne yaptığını bilmeyen oyuncular - bir kaç kişi hariç - , mücadele etmeyen oyuncular, maçı kazanmayı istemeyen oyuncular.

Maçtan önce yazdığım yazı da bu maçın sezonun en kritik ve en önemli maçlarından birine çıktığımızı söyledim. İyi oyundan ziyade, 90 dk mücadele eden bir takım görmek istiyordum. Böyle olmadı.

Fenerbahçe bu kadar sıkıntıya rağmen şu an bile sadece averaj farkıyla 2.sırada. Ancak Fenerbahçe bu kadar sıkıntıya rağmen onları terketmeyen, onların yanında olan, onları hiçbir zaman yalnız bırakmayan taraftarları için o formanın hakkını çok fazla vermeliler.

Evet bütün takıma teşekkür ediyorum. Yaşananlar öyle böyle şeyler değil. Ancak taraftarların da istediği şeyler var. Mücadele istiyoruz, hırs istiyoruz, formanın hakkının verilmesini istiyoruz.

Önümüzde Bursaspor maçı var. Sonucu pek alakadar etmiyor ancak Fenerbahçe'nin 18 Aralık 2011 Tarihinde oynayacağı Trabzonspor maçı herkesi çok ilgilendiriyor. Özellikle Trabzonspor karşısında futbolcuların bir an bile mücadeleden vazgeçmesini, bir an bile hırslarından vazgeçmesini en azından ben kaldıramam. Çok üzülürüm. Bu sene bundan sonra 2 tane maç kazanacaksak bu iki maç Trabzonspor maçları olmalıdır.

Sonuç olarak Galatasaray karşısında alınan mağlubiyet en azından bana şike sürecini unutturdu. Maçtan önce başlayan heyecan, maç anında da devam etti. Aylardır hasret kaldığımız duyguları Galatasaray maçı anında ve sonrasında yaşadık. İnşallah bundan sonra saha dışı olaylar bir an önce sona erer ve taraftarlar olarak sadece saha içinden dolayı üzüntüler yaşarız.

1 yorum:

Zak dedi ki...

Çok doğru söylemişsin. Benim de en çok zoruma giden bu oldu. Kazanıp kaybetmek önemli değil ama GS ve TS düşmanımız olduğunu bu kadar açık bir şekilde gösterdikten sonra şunlarla yapacağımız maçlarda topa köpek gibi koşmayı, parçalamayı bekliyordum oyuncularımızdan. Geçen yılın ikinci yarısında -şike olduğu söylenen- maçlarda yaptıkları gibi. Ama bu oyun hayal kırıklığı yarattı. Trabzon maçında da böyle olacaksa yazık olur.