1 Aralık 2011 Perşembe

Maç Günlüğüm # 69


- Kendi çektiğim fotoğraf ile maç günlüğü yazayım. Hem bence logo koymaktan daha iyi duruyor. Hem fotoğraf güzel değil mi?

- Fenerbahçe-Galatasaray Medical Park maçı için Caferağa yollarına düşüyorduk. Haftanın 5 günü çalışan biri olarak Pazar sabah erkenden kalkmak kolay değildi. Ama işin içinde Fenerbahçe olunca her şey kolaydır.

- Saat 10 treni ile İzmit'ten Kadıköy'e hareket. Yanımda @beercholic . Giderken rahat bir şekilde oturmak, muhabbet etmek. Fenerbahçe'nin tüm branşlarını ele almak.  Saat 12'de İstanbul'dayız. Günler sonra Saracoğlu'nun görmek. 

- Saat 12:15 gibi Caferağa Spor Salonu önünde sıra girdik. Önümüzde 60 kişi vardı. Rahat rahat bilet alırdık. Ama tabii kapılar açılırsa. Kapılar saat 14:30'dan sonra açıldı. Ve tabii önümüzdeki 60 kişi 260 kişi oldu. Sıra ilerlemiyor, biletler satılıyor, insanlar isyan ediyordu. Bu arada Fatih abi ile biraz muhabbet, tanışmak. Tabii yanımıza Eren Tolga Onur da geliyordu. 

- Kapılar neden 12'de açılmaz? Neden güvenlik görevlisi olmaz? Neden sıraya kaynak yapılır? neden neden neden ...

- Fenerbahçe tribünlerinin önde gelen isimlerinden birisi çıkıp '' Önce tribüncüler bilet alacak. '' diyordu. Sıkıştık, yorulduk falan ama en sonunda biletimizi aldık. Saat 15:30 gibi biletimiz elimizdeydi. Hatta 2 tane fazladan. Bir abilere vermek için aldık.

- Sıranın en arkasından 2 kişi seçtik ve o fazla 2 bileti verdik. Ne büyük şans. Bize vurmaz o şans. Ve artık salona giriyorduk ...

- İçeriye girdiğimizde salonun neredeyse dolu olduğunu gördük. Kamera'nın tam önünde güzel bir yer bulduk ve oturduk maç saatini beklemeye başladık.

- Ve takımlar sahaya çıkıyordu. Önce Fenerbahçe'ye destek, daha sonra Taurasi'ye köstek. Taurasi'ye inanılmaz bir öfke vardı. Hepimizde. En genci, en yaşlısı bile küfür ediyordu. İnsanları büyük hayal kırıklığına uğrattı. Küfürün güzeli olur mu? Olmaz. Ancak Taurasi'ye küfür ettim diye kimse bana neden küfür ediyorsun diyemez. Demesin. Işıl'a küfür etmedim, Taurasi'ye ettim. Taurasi nefretim büyüktür Işıl nefretim.

- Maç başladı ve kazandık. Müthiş mücadele vardı.

- Tribünlere geleceksek çok iyiydi. Caferağa'nın gördüğü en iyi atmosferlerden biriydi. Çok küfür vardı belki ama küfür olmasa da çok iyi olacaktı. İnsanlar rakibin bizden güçlü olduğunun farkına varınca coşku da artmıştı. Sonuçta kimse oraya kesin kazandık diye gelmedi. Bu da tribünlerin coşkulu ve agresif olmasını sağladı. Futbol maçlarında tribünün iyi olmamasının tek nedeni belki de bu. Kesin kazanacağız gözüyle geliyorlar ve rakibi küçümsüyorlar. Tekrar Caferağa tribünlerine dönecek olursak özellikle 3.periyotun belli bölümlerinde çok güzeldi. Düşünün bütün salon '' Seviyorum seni ekmeği tuza banıp ... '' bestesini söyledi. Mükemmel oldu.

- Ali Koç çok farklı. Değişik bir karizması var. Tam başkan olacak insan. Maça 5.dk falan geldi. Koşarak yerine oturdu. Bir ara küfür ederken döndü '' Beyler küfürü kesin. '' işareti yaptı. Kimse dinlemedi.

- Voleybol takımımızın bazı oyuncuları da salondaydı. Kim, Eda Erdem gördüğümüz oyuncular. Neden fotoğraf çekilmedik? Eda'nın yanında eşi ya da sevgilisi vardı. Ondan olabilir.

- Maçtan sonra takımla bütünleşme. Coşku, sevinç. Galatasaray'ı bir kez daha yenmenin gururunu yaşıyoruz. 

- Caferağa spor salonu'nda izlediğim en iyi maç. Atmosfer, oynanan oyun. Her şey mükemmeldi. Akşam eve gelince indirdim ve arşive kattım.

- Sahaya yabancı madde atılmadı. Güzel. Gerçi atılmaması normal olan. Neden buraya değişik bir şey gibi yazıyorsam.

- Maç bitti, salonu terkettik. Yücel ile beraber Kadıköy'de Deniz Yıldızı adlı mekana geçtik. Balık, bira, salata, patates falan derken Trabzonspor-Beşiktaş maçı. Bu arada yanımıza önce Can, daha sonra da 2 blog yazarı ; Kutay ve Sinan geldi. Keyifli muhabbetler. İçilen biralar. Galibiyet sonuna kadar kutlamak. Kutay'dan Işıl yorumları. Yücel'den sürekli bir muhabbet açma isteği. Kimin muhabbeti olduğunu buradan söylemeyelim.

- Saat 23:20'de buradan kalkarak Söğütlüçeşme istasyonu'na hareket. 23:55 treni ile İzmit'e yolculuk. Arkadaşlarla vedalaşmak. Trene binmek, rahat rahat restoranda oturmak. Alkol alsak mı derken çorba içmek, çay içmek. Günü değerlendirerek eve hareket... Saat 01:30'da evde olmak.

- Ve günün sonunda tek bir şey söylemek ; Fenerbahçeli olmak ne güzel bir şey ...


2 yorum:

muyek dedi ki...

DENIZ Yildizi nerde kadikoyde tam olarak yigido ?

ygtylmz dedi ki...

Balıkçılar Çarşısı'nın orada, Migros'un arka sokağında.