Bir türlü film izleme alışkanlığı edinemiyorum. Film izleyecek vakit yaratmıyorum. Ama ben bunun nedenini biliyorum. İnternet ! İnternet varken boş boş etrafa bakınıyorum, ne kitap okuyabiliyorum, ne film izleyebiliyorum. Bazen internette sorun oluyor o ara kitap da oluyorum, film de izliyorum.
Bu sefer izlediğim film bir romantik dram. Bir Avuç Deniz.
Engin Altan Düzyatan ve Berrak Tüzünataç gibi 2 tane büyük genç yetenek. Zeynep Özder ve Ahu Yağtu gibi iki genç ve güzel oyuncu. Tuğrul Tülek gibi genç yetenek. Bir önceki filmi de süperdi. Başka Dilde Aşk. Ve Ayda Aksel ve Can Gürzap gibi iki iyi oyuncu. Gerçi Can Gürzap yanında Ayda Aksel'in esamesi bile okunmaz da neyse.
Tekne tutkumu bilenler biliyor. Ufak bir teknem var. Ufak da olsa onunla mutluyum-mutluyuz. Gerek ben, gerek arkadaşlarım ile her zaman eğlendik. Ancak bu filmde yer alan yelkenli gibi bir şey olsa herhalde mutluluktan kafayı yerdim. Tekne çıkan sahneleri büyük bir keyifle takip etim. Teknede kalıyorsun, mükemmel koylar geziyorsun, teknede rakı-balık yapıyorsun, türk sanat müziği dinliyorsun, güneşleniyorsun, tavla oynuyorsun, sevgilinle takılıyorsun. Gerçekten de inanılmaz bir hayat.
Filmin kısa özeti ; Bir Avuç Deniz, Deniz - Berrak Tüzünataç - isimli bir kızın; Deniz’e aşık Mert’in - Engin Altan Düzyatan - ; Mert’e aşık Deniz ve Dilek - Zeynep Özder -’in; belki de hepsinden önemlisi, oğlu Mert’e aşık Rana Hanım’ın - Ayda Yüksel - hikayesi. Bir avuç aldığımız deniz, gerçekten deniz midir? Tutkularımızın sınırı nerede?
Özellikle Mert'in annesi hepimizi uyuz etti. Çocuğuna sürekli karışması, sürekli onun istediği şekilde yaşaması, sevgililerini seçmesi. Mert'in babası - Can Gürzap - ise tam bir İstanbul beyefendisi. Oğlunun tüm kararlarına saygısı olan bir baba.
Sevişme sahnelerine abartı diyenler çıkabilir.
Berrak Tüzünataç güzel. Ya da güzel değil de ne bileyim farklı bir olayı var. İnsan hayran hayran bakıyor.
En iyi tekne arkadaşımın teknesi ancak böyle bir teknesi olan arkadaşım yok.
Engin Altan düğünde kaç para taktı be abi öyle? Anlayamadım.
Mert'i kıskanıyoruz. Porsche kullanıyor, güzel bir işi var, parası var, mükemmel manzarası olan evi var, arkadaşının teknesi var.
Sonuç olarak 1 saat 45 dk ayırıp seyredersiniz çok şey kaybetmezsiniz. En azından sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film olduğunu söyleyebilirim.
Filmin enteresan bir sonu var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder