Çoğumuzun hatırlamadığı 1963/1964 sezonu, bir çok Fenerbahçelinin kariyer başarısı olarak gördüğü 2007/2008 sezonu ve Aykut Kocaman önderliğinde Fenerbahçe'nin 2012/2013 sezonu. Fenerbahçe tarihinde 3.kez avrupa kupalarında çeyrek final oynuyor. Ben de Fenerbahçe'mizin bu tarihi maçı öncesi spor basınından, blog dünyasından arkadaşlara bu maçı sordum, işte Fenerbahçe-Lazio maçı hakkında güzel analizlerin ilk bölümü ;
Lazio nötr olarak bir maçını izleyeni çok rahat
bir sekilde uyutabilecek bir takım aslında. Ön alanda hemen hemen hiç baskı
yapmaya, rakip orta alanı geçtikten sonra hareketlenen ve zaman zaman çok
kompakt ve etkili bir hal alan bir savunması var. Oyun temposu düşük. Rakibin
hatalarını degerlendirmeye yönelik bir tarzı benimsiyorlar Petkovic
yönetiminde. Sabırlılar. Kenarları Candreva ve Lulic ile iyi kullanıyorlar.
Zaafiyet olarak ise kenar oynayan Candreva'nın bek takip etmeyi pek sevmemesi,
bunun yanı sıra defanslarının top kullanmada sorun yasaması gösterilebilir.
Rakip forvetlere ilk topları kolay aldırıyorlar, ayrıca sag bek kademeleri
Pereirinha ile çok sıkıntılı. Çok efektif hücum ediyorlar, o nedenle saldırmak
büyük hata olur. Topa sahip olmak, rakibin zaafını risk almadan kullanmak
önemli olacak. Ilk maçı kendi sahasında oynayacak Fenerbahçe ve bu nedenle saldırmaktan
ziyade ilk maçta gol yememeyi hedeflemek önemli. Stuttgart saldırdı, sonucu çok
az pozisyon vermesine ragmen kalesinde gördügü iki gol oldu.
Oğuzhan Oğuz – Amk Spor İddaa Yazarı , yarısaha.com
Yazarı
Tarihin en kötü Laziosu!” Genellikle tatil havasında geçen, basın için
tatlı rejenerasyon idmanlarına dönen milli maç arasının unutulmazlarından
biriydi bu cümle. Elmalarla armutların karıştırıldığı hesaplara uzun uzun
girmeye gerek yok. Hayır lig performansları göze alınırsa, Fenerbahçe’yi aynı
bakışla şimdiden şampiyon ilan etmek gerekiyor. Her ne kadar sezonun uzunca bir
bölümünde misak-ı milli sınırlarında dış sahada yer yer kaybolan
sarı-lacivertliler, Kapıkule’nin öbür tarafında çizdikleri harika performansla
dikkat çekiyor. İlk defa Nisan ayına iki takımla
giriyoruz. Sonrası olur mu... İşte bu sorunun yanıtı Fenerbahçe’de gizli. Kâğıt
üstünde şansların çok eşit olduğu bir eşleşmeyi kendi lehine çevirebilecek
Aykut Kocaman’ın bir anda tüm rüzgârı arkasına alması muhtemel gözüküyor. Fakat
unutmamak gerekiyor, futbol çim üstünde oynanıyor ve o mücadele gösterilmeden
olmuyor.
Ali Murat Hamarat – Eurosport.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
Lazio'nun bize ters gelebilecek bir takım olduğunu düşünsem de, İngiliz
ekipleriyle eşleşmektense Lazio tabi ki daha mâkul bir seçenek.Lazio'nun
kadrosu kağıt üzerinde çok sansasyonel durmasa da; tamamen görev adamlarından
kurulu, kaliteli bir kadro. Petkovic bu kadroyu lige çok iyi hazırladı ve lige
çok iyi başlangıç yaptılar. Benim de Petkovic'in bu işi götürebileceğine dair
şüphelerim vardı, ancak kendisi beklentilerin çok üstüne çıkan bir performans
gösterdi. Ligde uzun süre zirve yarışı içerisinde mücadele verdi. Juventus'a
kafa tutacak bir tempoya gelemese de, ikinciliği oldukça zorladı. Son dönemde
ligdeki kötü gidişatı Lazio’yu Uefa’ya odaklandırdı. Petkovic’in Fenerbahçe’yi
tanıması ve Aykut Kocaman’a hiç kaybetmemesi gibi avantajları var. Oyun yapısı
olarak ise benzer bir oyun yapısında olduğumuzu düşünüyorum. Her iki takım da
sabırla pas yaparak hücum etmeyi seviyor. Lazio’da en önemli oyuncular; Radu,
Hernanes, Ledesma ve Candreva. Radu’nun agresifliği zaman zaman başına iş
açabiliyor. Radu’yu sinirlendirebilmek önemli. Bir de Konko’nun sakatlığından
dolayı Ocak’ta transfer ettikleri Pereirinha en zayıf halkaları. Çok mucizevi
oynamazsave Konko da iyileşmezse, Pereirinha üstünden çok pozisyon bulabiliriz.
Tur şansı için düşüncem ise; Lazio yüzde 51, Fenerbahçe yüzde 49. Bunun sebebi
de Lazio’nun özellikle her maçın son 10-15 dakikalık bölümünde kurduğu müthiş
baskı.Özellikle mağlup duruma düştükten sonra çok sağlam baskı kuruyorlar. Bate
ve Plzen maçlarının son bölümünde kabullendiğimiz baskıda yaşadığımız stresi
düşünürsek, Lazio’nun baskısında gol yemeden çıkmamız şans gerektirir.
Serkan Özerik - http://stiff1907.blogspot.com/
Hayatı vodoo ile geçen biri olarak FB ile ilgili her olaya
uğurlu mu ? uğursuz mu ? diye bakarım. Bir tür paranoyaklık. GS UEFA kupasını
aldığından beri her yeni sezon Avrupa
Kupalarını acaba bu sene mi diye umut ederek başlarım izlemeye. Chelsea’yi
burada 2-1 yendiğimiz yıldan sonra ilk defa bu kadar yaklaştık bu hayalin
gerçek olmasına. Lazio benim ilk istediğim
takım değildi. Ama aklıma GS’nin UEFA’yı alırken Bologna’yı elediği gelince bir nebze rahatladım. Demek
ki doğru sıra ile gidiyor kader ağları dedim. Normalde İtalyan takımları ile
eşleşmekten nefret ederim. Pozisyon vermeyen maçı her an durduran, sen
konstantrasyonu kaybettiğinde golü atan yapıları vardır. Lazio bu tura gelene
kadar geçtiği takımları aynı anlattığım şekilde geçti. Bu sene FB
gruplar ve ön elemeler dahil dışarıda oynadığı maçlarda aldığı iyi
sonuçlarla başarılı oldu. Son iki eleme
tur ilk maçlarını deplasmanda oynadı ve turları %50 orada geçti. Bu turda ilk
maçın İstanbul’da olması ve deplasmanda oynama sanatını en iyi bilen İtalyan
takımlarından birine karşı olması net sıkıntı. Bana kalsa ilk maç İstanbul da
0-0 bitecek deseler oynamadan kabul ederdim. Seyirci eğer formda olur ise takıma büyük katkı
verir, ligin 2.yarısı ile seyirci de maça katkının üst seviyede olması bu
anlamda umut verici.
Netice de Aykut Kocaman’ın bol pas ve top hakimiyeti ne
dayalı oynatmak istediği sisteme en çok bu turda ihtiyaç duyacağız. “180
dakikalık bir maç” klişesinin gerçek olduğu iki maça çıkıyoruz. Lehine olan
skoru 179. Dakikada dahi bulabilirsin , sabır bu turun anahtarı.
Ancak benim hayatımın totem olduğunu hatırlarsak bence Lazio
bize burada iki atar orada ki maç 0-0 biter derim. Sabaha kadar oynasak turu
geçemeyiz diye de eklerim. Anlayan anlar Kamil :)
Cüneyt Kaşeler – Lig Radyo yorumcusu
Fenerbahçe, Lazio ile eşleştiğinden beri
İtalyan ekibi hakkında yapılan yorumlar genelde rakibin gücünü göz ardı eden
türden. Halbuki durum böyle değil. Öncelikle bu aşamaya gelmiş her takım saygı
duyulmayı hak ediyordur. Artı, Lazio'nun başında daha önce Fenerbahçe'yi Young
Boys'la elemeyi başaran bir teknik adam var. Türkiye Ligi tecrübesi de cabası.
Rakibinin bizim hakkımızdaki bilgisinin, bizim onları tanımamızdan daha çok
olduğu kesin. Bu sezonki Lazio ve Fenerbahçe'yi iki açıdan benzetiyorum öte
yandan. İki takım da EL'yi ciddi boyutta önemsiyor ve yine iki takımın da
Avrupa kupasındaki performansı yerel lige oranla daha iyi. Taktik detaya dair
de lafı çok dolandırmadan orta sahayı ele alanın turu da geçeceğini söylemek
lazım. Fenerbahçe bu konuda Mehmet Topal'ın sakatlığı ve Emre'nin yokluğunda
hayli zorlanacaktır. Bu ciddi bir dezavantaj. Daum'un bir dönem dilinden
düşürmediği kompakt futbolu iyi uygulayan bir ekip Lazio. Plzen deplasmanındaki
kadar rahat top yapması zor bu yüzden Fenerbahçe'nin. Bu turu geçebilmenin yolu
Fenerbahçe'nin artık alışagelen sabırlı oyun oynabilme yetisinde. Bu
becerilirse tur da gelir. Son olarak biraz ironi gibi de algılanabilir belki
ama Lazio ile içeride oynanacak maçta yine seyirci olmasa daha mı iyi olurdu
diye sormadan edemiyor insan. Malum Fenerbahçe, Avrupa kupasında tur maçlarında
kendi seyircisi önünde zorlanan bir takım. Tribünlerin sabırsızlığı sahaya da
sirayet ediyor ve genelde olumsuz bitiyor maçlar. Umarım, bu kez öyle
olmaz.
Hasan Muradoğlu – arielortega.blogspot.com
Ligde yakaladığı çıkışı ve
başarılı form grafiğini son haftalarda aldığı üst üste yenilgilerle kaybeden
Lazio için birinci odak noktası UEFA Avrupa Ligi olmuş olabilir. UEFA Avrupa
Ligi genel olarak liglerinde şampiyonluk iddiasını sürdüren takımların geri
plana ittiği bir turnuva olduğundan Lazio gibi liginde Avrupa kupalarına
katılım mücadelesi veren ekiplerden bu anlamda biraz daha çekinmek gerekiyor.
Kimine göre sıkıcı ve temposuz gibi görünen Lazio esasında futbolun doğru
yönlerini fırsatçılığıyla da birleştiren bir ekip. Bu açıdan oyun yapısı olarak
ezberimizi bozacak varyasyonlar pek fazla vadetmeseler de
tur biletini bir anlık dalgınlık ve gevşekliğimizle alıp gidebilirler. Sakatlık
haberi gelen stoperleriDias ve durumu şüpheli Klose’nin en azından ilk maçta
oynamamaları da lehimize olacaktır. İşimize yarayabilecek bir diğer detay da
Lazio’nun önündeki kritik maç fikstürü. Zira 4 Nisan’da oynanacak ilk maçın
ardından 7 Nisan’da derbi maçta Roma ile karşılaştıktan sonra ayın 11’inde bizimle rövanşa çıkıp 14’ünde de
Juventus ile karşılaşacaklar. Lazio ile Roma arasındaki rekabetin boyutu
düşünüldüğünde bu maçın öncesi ve sonrası birçok futbolcunun Fenerbahçe maçına
olan motivasyonunu da etkileyecektir. Kısacası Laziokağıt üzerinde bize çok
denk ve yapı olarak uygun bir rakip. Oyun disiplinini ve futbolun doğrularını
uyguladığımız taktirde yarı final biletini kapabilir, bir anlık gevşekliğin
sonucunda ise ahlar vahlar eşliğinde bu maceraya bir nokta koyabiliriz.
Cenk Akın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder