20 Mayıs 2011 Cuma

Maç Günlüğüm # 63


- Tribünler inledi binlerce kere, ver Lefter'e yaz deftere, Bitti kalem doldu defter, bu alemde kral LEFTER .

-  Fenerbahçe - Ankaragücü maçı ve LEFTER ziyareti için sabah erkenden yollara düşüyorduk. Saat 10:16 treni ile beraber hareket ettik. Yücel, Ogün ve Ahmet ile. Sahi Yücel nerede ? Roma'da geziyor. Ben de burada Maç günlüğü yazıyorum. Neyse bize atkı almaya gitti :) Şu an dinlediğim '' Dön demeyi unuttum '' şarkısı Yücel'e gelsin :) . Saat 11:30 gibi Bostancı'da olduk. Bir şeyler yedikten sonra fotoğrafta gözüken güzel insanlar ile buluştum. Güzel insanlar blog tutan insanlar. http://geri4lu.blogspot.com/  , http://geripasyok.blogspot.com/  ,http://tamchee.blogspot.com/ , http://stiff1907.blogspot.com/ , http://tehlikelibirnokta.blogspot.com/ ve http://unionclub.tumblr.com/  bloglarının sahipleri. Arada blog sahibi olmayanlar da var. Dışlamıyoruz. 

 - Saat 12:30 vapuru ile Büyükada'ya geçiyorduk. Vapur'un Lefter tezahuratı ile inlemesi gerekiyordu. Tek başıma da tribün yapamam ama di mi ? Saat 13:15 gibi Ada'da olduk. Vapurdan inerken ve merkeze çıkarken Büyükada'yı Lefter tezahuratı ile inlettik. İnsanların alkışlaması güzeldi. Belki de içlerinde Galatasaraylı ve Beşiktaşlılar da vardı ancak Lefter için alkışlıyorlardı.

- Bir süre bekledikten sonra Lefter'in evine doğru hareket ettik. Lefter'i 3.kez ziyarete gidiyorum ancak yine aynı heyecan var. Elini öperken heyecanlanıyoruz. Bizi görünce gözünün içi gülüyor ya, bize defalarca teşekkür ediyor ya orada olay bitiyor, ziyaret amacına ulaşıyor. Ne mutlu Lefter gibi efsanemiz var. Ayrıca bizi evinde ağırlaması gerçekten çok samimi. Oturun, her zaman gelin, başarılar gibi söylemleri bizi daha çok mutlu ediyor.

- Lefter'i 3.kez ziyarete gidiyorum ve 3.kez Lefter'den bana gelen aynı cümleyi duyuyorum. '' Sen futbol oynuyor musun ? , fiziğin falan iyi, tam futbolcu olacak  yapın var. '' Lefter için futbolcu mu olsam lan ? Belki torpil de ayarlar :)

- Fotoğraf çekilip, bir süre muhabbet ettikten ve formalarımızı imzalattıktan sonra oradan ayrıldık. Tabii 15 metreden bize '' Benim herşeyim Fenerbahçe'nin, istediğiniz zaman gelin '' cümlesi son nokta oldu. Gerçekten çok seviyoruz ve saygı duyuyoruz. Tabii bu cümlenin morali ile daha coşkulu bir şekilde Ada'nın ufak ama güzel sokaklarını '' Bu alemde kral Lefter ... '' tezahuratları ile inlettik.

Lefter Ziyaretini gerçekleştirdikten sonra artık Fenerbahçe maçı zamanıydı. Ada'dan Bostancı'ya oradan da Bağdat Caddesi üzerinden stada doğru hareket ettik.

- Bağdat Caddesi'ne çok giden biri değilim. Maç günleri falan bazen gidiyorum ama gerçekten müthiş bir yer. Kaliteli ve çok farklı. Resmen başka bir dünya. İnsanlar, arabalar, dükkanlar çok farklı. Maç günleri çok daha farklı.

- Nazlı'nın Yeri'ne vardığımızda insanların inanılmaz coşkulu olduğunu, alkolün su gibi tüketildiğini gördük. Ortam çok ama çok iyiydi. Defalarca söyledim yine söyleyeyim. Türkiye'de bir maç öncesi bu atmosferi her yerde göremezsiniz. Ayrıca Trabzonspor'un da bizimle aynı anda başlayan maç öncesini de gördük.

- Yemek yedikten sonra Kalamış'a indik. Alkol tüketimine orada devam edecektik ve Fenerbahçe'yi kurtaracaktık. Konuşmalardan çıkan sonuç ; Şampiyon olmasak da kombineleri ilk gün alıyoruz.

- Kalamış sahilde yanımıza gelen davulcu ve zurnacı bildiğin alkolik çıktı. O kadar para aldı daha sonra içki istedi. Eee yuh !

- Kalamıştan tekrar Nazlı'nın Yeri'ne geçtik ve tüm oraya Ersel abi önderliğinde '' Tribünler inledi binlerce kere, ver Lefter'e yaz deftere ... '' tezahuratını söylettik ve oradan da o tezahurat ile stada doğru yolculuk başladı. Saat 19:15 gibi stada girdik ve Grup Ck'nın yanında yerimizi aldık.

- Maçı 6-0 kazandık :) Kulakları çınlasın.

- Maç boyunca tribünler inanılmazdı. Maraton Üst A-B blok, Türk Telekom üst kat ağırlıklı zaman zaman alt kat, Migros üst kat orta ağırlıklı zaman zaman 2 kat ve zaman zaman Maraton üst tamamı ve Fenerium üst. Hatta bazı anlar alt tribünler. Özellikle 2.yarı '' Şampiyon '' şovu bu sezon tüm dünyanın gördüğü en 3 şovdan birisidir. Mükemmeldi. Onun dışında diğer tezahuratlar da coşkuyla söylendi. Genel olarak Kadıköy'e mükemmel veda ettik.

- Melih Gökçek'e yapılan tezahurat enfesti. Zaten bütün stadın katıldığı tepki tezahuratlarına ilk stada gittiğim yıllardan beridir hastayım. Müthiş bir ambians oluyor. Ayrıca insan dışarda söylemem dediği şeyleri o an en coşkulu şekilde söylüyor.

- Maç sonları ayrı bir hikaye zaten. Stattan kimse çıkmadı ve takımı şampiyon gibi uğurladık. Tek tek bütün tribünler ile tezahurat yaptı futbolcular. Daha sonra Emre önderliğinde '' Dilimde şarkıların gündüz gece ... '' tezahuratını da coşkuyla söyledik.

- Bir süre inanılmaz duygulu şekilde statta durduktan sonra Kadııköy'e bu sezonluk veda ettik. Ama yine de çıkarken çalan '' Samanyolu '' na eşlik ettik.

- Stattan bir kez daha mutlu şekilde çıkararak İzmit'e doğru hareket ettik. Aslında edemedik. Otobüslerde yer olmadığı için özel bir ufak minibüs kaldırıyorlardı atladık onunla döndük. 11:30 hareket ile 00:50'de evdeydim.

- Lefter ziyareti, bloggerlar ile inanılmaz sıcak ve samimi ortam, maç öncesi muhabbetler, maç sonucu, tribünler ile beraber sezonun en iyi maçını geride bıraktım. Kadıköy'e böyle bir veda yakışırdı.

- Artık önümüzde tek bir 90 dk var. Ancak o maçı alsak da almasak da 63.günlüğüm şampiyonluk günlüğüdür. Bu takım Pazar akşamı bana bu mesajı vermiştir.

- Günlükler devam edecek ...

Hiç yorum yok: