16 Ocak 2011 Pazar

Maç Günlüğüm # 55


- Sevdamıza kimse engel olamaz, bazen hüzün vardır bazen mutluluk, Fener sevgilisin adı konamaz, ne kupa büyüklüğü ne şampiyonluk.

- Yeni Malatyaspor - Fenerbahçe maçı için 1003 km mesafeden yollara düşüyorduk. 1003 dediğime bakmayın uçakla 800 km.

- Saat 06:40 uçağı ile Malatya'ya gidecektik. Hayatımda 2.kez uçağa binecektim. İlk bindiğim de Fenerbahçe içindi. Antalyaspor-Fenerbahçe gibi 2 sene önce yine bir iddiasız maça gitmiştim. Sabiha Gökçen'den kalkacak uçak için saat 4 gibi yollara düştük. Havaalanına vardığımız da havaalanı'nın son geldiğimden bu yana çok geliştiğini gördüm. 

- Saat 06:40 uçağına bindiğimizde hafiften bir heyecan olmadı değil. Uçak özellikle havada yön değiştirirken neler oluyor diyorum. Ayrıca türbülans tecrübesi de yaşadım. İğrenç bir duygu.

- Saat 08:00 gibi Malatya'da olduk. Direk servisle şehir merkezine gittik. Bir otel bulup, yerleştikten sonra saat 2'ye kadar uyuduk. Daha sonra istikamet Malatya sokakları.

- Malatya beklediğimden daha iyi çıktı. Gerek binalar olsun, gerek dükkanlar olsun, gerek çevre düzenlemesi olsun. Ben doğu diyince kafamda başka bir şey canlandırıyordum. Bu kadar gelişmiş olacağını tahmin etmiyordum. Gerçekten çok güzel bir şehir. Meydanlar var baya kalabalık. Heykeller, müzeler. Kalabalık ve birçok dükkanın içinde bulunduğu uzun caddeler var. Güzel binalar var. Apartmanlar falan. Mesela bir belediye binası var. Tasarım harikası. Malatyapark diye bir alışveriş merkezi var içerisinde inanılmaz kaliteli dükkanlar ve restoranlar var. İzmit de olmayan dükkanlar var. Sinema salonu var İstanbul'da olsa en iyi sinema diye dile getirilir. Şahane. Bowling, Bilardo gibi eğlence yerleri de var ve gençler tarafından tıklım tıklım doldurulmuş durumda. Sonuç olarak beklediğimden çok güzel çıkan Malatya'ya bir daha gider miyim ? Gitmem. Deniz olacak abi şehirde. Deniz şart.

- Malatyapark'da karşınıza Bünyamin Gezer çıkabiliyor. Konuşacaktık dedik boşver :)

- Saat 18:00'ya kadar gezdikten ve yemek yedikten sonra stada doğru yola çıkma vaktiydi. Stadın oraya gittiğimde Fenerbahçe atkısı ve ürünleri satan birçok tezgah vardı. Fazla beklemeden stada girdik. Stada gelirken yanımıza gelen ufak çocukları da içeriye soktuk. Çocuklar ile olan diyaloglar şahaneydi. Sarı kırmızı atkı takan çocuğa '' O atkının renkleri ne, yakışıyor mu '' dedikten sonra '' Hemen çıkarayım abi '' cevabı almam müthişti. Diğer bir çocuğun bugüne kadar takım tutmadığını öğrendikten sonra Fenerbahçeli ol dedim ve çocuk kabul etti. Ben Fenerbahçe'liyim dedi. Stada girilen yerde biletler okunmuyormuş zaten. Direk rahat şekilde girdik. Fazla da aranmadık. Zaten ben ne zaman aranacağım tam anlamıyla bilmiyorum.

- Tribün doluydu. Fenerbahçe'liler, Malatya'lılar, Elazığlı'lar ve hatta Galatasaray'lılar bile vardı. Neden geldiniz sorusuna Fenerbahçe'li futbolcuları görmek için cevabı verdiler. 

- Malatya ile Elazığ arasında büyük kavga var. Tribünde Elazığ atkısı açan insanı fena dövüyorlardı. Biz olmasak o çocuklar dayak yerdi.

- Tribün performansı olarak diyecek lafım yok. İnsanlar tezahuratları bilmiyorlar ve en basit tezahuratı bile söyleyemiyorlar. Hak verdik ve ilk yarı biraz bağırdıktan sonra 2.yarı sadece maçı izledik. Amigoluk maceramız kısa sürdü. Malatya tribünleri ise oldukça iyiydi. Hodrimeydan gibi maraton tribünü doldurmuşlar ve susmadan tezahurat yapıyorlar.

- '' Malatya Malatya bulunmaz eşin '' şarkısı çalınca bizim tribün bile yıkıldı. Herkes bir ağızdan söyledi.

- Mücadele'yi 2-1 kaybettik. Bahsedilecek bir şey yok.

- Saha zemini ve stat güzel olmasa da kötü de değildi. Orta.

- Mücadele sonrası 15 dk bekledikten sonra stattan çıkartıldık. İnanılmaz soğuk havada otele gittik.

- Malatya maçtan sonra tarihi günlerinden birini yaşadı herhalde. Kornalar, tezahuratlar, meşaleler, kırmızı ışıkta duran arabaları sallamalar. Soğukta o performans iyidir.

- Otele gidince hem üzüntüden hem yorgunluktan uyumak lazımdı. 12'de uyudum, 2'de kalktım. 5'e kadar tv seyrettim.

- Aklımda hep Fenerbahçe vardı.

- Saat 06:00'da servisle havaaalanı'na oradan saat 07:50 uçağı ile Malatya'dan ayrılarak İstanbul'a hareket ettik.

- Sonuç olarak üzüldüğümüz, sevindiğimiz, mutlu olduğumuz, üşüdüğümüz bir deplasmandan sonra yine İzmit'e vardık. 

- Kayısı ile yapılan tatlılardan da almadık değil. Güzel tatlar.

- Malatya hakkında başka yazılacak ne var diye düşünüyorum ama aklıma başka bir şey gelmiyor.

- Bundan sonra ilk maç Gençlerbirliği maçı ve ilk deplasman Manisa. İnşallah şartlar iyi olur ve gideriz.

Hiç yorum yok: