15 Ocak 2011 Cumartesi

Halktan Uzaklaşan Fenerbahçe


Yeni Malatyaspor maçı yaşadıklarım üzerinden ufak bir '' Halktan Uzaklaşan Fenerbahçe '' yazısı.

Bu maç İzmit'den Malatya'ya gittim. Saat 18:30 gibi stada girdim. Tribünler yavaş yavaş dolmaya başlıyordu. Tribünlere en uzaktan gelen 2 kişiden biri herhalde bendim. Konuştuğumuz insanlar ağırlıklı Malatya'lı olmak üzere, Elazığ, Adıyaman, Diyarbakır gibi çevre illerden gelmiş insanlardı. Tabi İnönü Üniversitesi öğrencileri de tribünlerdeydi.

İnsanların yüzüne bakınca heyecanı, Fenerbahçe'ye olan aşklarını, özlemlerini, neler hissettiklerini anlayabiliyorsunuz. Sürekli tezahurat yapma çabaları vardı. Tezahuratları bilmiyorlar. Ancak gerçekten Fenerbahçe'liler. En önemlisi bu. Saat 19:15 gibi Fenerbahçe sahaya çıkıyordu. Hemen bizim önümüzde ısınacaklardı. Bulunduğumuz tribünde 1000 kişi falan vardı. Havanın inanılmaz soğuk olmasına rağmen. Takımı tribünlere çağırıyorduk. İnsanların gözlerinin içi gülüyordu. Ancak takım gelmiyordu. Uzaktan sadece el salladılar. Sonra futbolcuları tek tek çağırmaya başladık. Emre'yi çağırdık. Gelmedi. Semih'i çağırdık. Gelmedi. Lugano'yu çağırdık. Gelmedi. Selçuk'u çağırdık tribünün en önüne kadar geldi.  Niang, Stoch, Okan... Bunlar da gelmedi. Santos, Bekir gibi bir kaç istisna da tribünün en önüne kadar geldi. Diğerleri sadece ellerini kaldırdılar. Bu soğukta, bu zor şartlarda bu takım için o tribünlere gelmiş yüzlerce kişinin yanına doğru gelmediler. İnsanlar belki de üzülüyorlardı ancak Fenerbahçe'ye o kadar büyük sevgileri vardı ki seslerini çıkarmıyorlardı. Sadece Neden gelmiyordu hiç kimse ifadesiyle bakıyorlardı.

Futbolcular soyunma odasından çıkarken bulunduğumuz tribünün en coşkulu anı yaşandı. Herkes hep birlikte bağırıyordu '' Aykut Kocaman oooo .. '' önümüzden geçen giden Aykut Kocaman dönüp bakmadı bile. Elini de kaldırmadı. Hiçbir tepki vermedi. Doğruca gitti yerine. Tezahuratın şiddetini arttırarak devam ettik ama olmadı. Fenerbahçe taraftarlarına bir el sallamadı. Anlam veremedik. Üzüldük.

Maç oynanırken desteğimiz sürdü. İlk devre sonunda yine tribünün en coşkulu anlarından biri oldu. Okan için bağırıyorduk. Moral verelim dedik. Ancak o da elini kaldırmadı. Bir alkışlamayı çok gördü. Yine anlam veremedik. Bir kez daha üzüldük.

Maçı 2-1 kaybettik. Futbol bu her sonuç olur deriz ancak futbolcuların, teknik direktörün bu tavırı ? Keşke fark yeseydik de o futbolcular, o teknik direktör belki de hayatlarında ilk kez Fenerbahçe'yi gören insanlara biraz daha değer vermiş olsalardı. İnanın yenilgiden daha çok futbolcuların bu tavırı moralimizi bozdu. 

2 yorum:

sportizmblog dedi ki...

Üstat bu anlattığına klubun mantıklı bir bahanesi yoksa felaket acı ve ilerde çok büyük sorunlara gebe bir hadise. Rezalet hatta. Aman yarabbi.

doktor dedi ki...

Fenerbahçe forması giyen hemen hemen her sporcu kendisini sosyete havasına sokuyor. Bizler onların hayranları, onlar ulaşılamaz insanlar! Biz Fenerbahçe formasının hayranıyız, sizlerin değil!