Fenerbahçe için yol yapmaya devam. Büyük bir istekle, mutlulukla. Sanırım ölene kadar bu sürecek. Maça gitmekten de, stada girmekten de büyük keyif alıyorum.
Bu sezon 10.kez Şükrü Saracoğlu Stadyumu tribünlerinde oluyorum. Arada bir maç ceza sebebiyle uzak kalmak zorunda kaldık. Passolig geldikten sonra cezaların kalkacağını sanıyorduk ama yanıldık. Şimdilik kişilere ceza verilmiyor. Gerçi Galatasaray maçında kişilere ceza vermek zor, küfür etmeyen insan çok azdı.
25 Ekim Galatasaray maçından sonra ilk maç, 35 gün sonra ilk maç. Rakip Trabzonspor.
Yine aynı maç günü ritüelleri, işten erken çıkmak, otobüse atlayıp Fenerbahçe'ye koşmak. Maç öncesi parkta sevdiğimiz insanlarla muhabbet, stada girmek.
Maç bu kez maç öncesinden daha iyiydi. Özellikle ilk 30 dakika sezonun en iyi Fenerbahçe'si. Tribünde keyif alıyoruz. Herkes iyi, herkes istekli. Top hep bizde. Özellikle yıllardan beri istediğim 1-0 öne geçtikten sonra bile Trabzonspor ortasahayı geçemedi. Top yine bizdeydi. Büyük takım olmak bunu gerektiriyor. Bunu her maç yapmalıyız. 2.yarı biraz daha kontrollü futbol oynadık ancak buna rağmen rakibe pozisyon vermedik, son dakikalar Fernandao'nun golüyle skoru 2-0'a getirip maçı kapattık.
Nani ve taklaları.
Takımda herkes iyiydi. Tek bir isim vermeye gerek yok.
Vitor Pereira'yı çok sevdim, Topuk Yaylası'na gittim, hocamı yakından gördüm, açıklamaları ile mutlu oldum, daha da sevdim. Kötü günlerinde herkes eleştirirken sustum şimdi iyi günlerinde yine susuyorum. İyi günleri diyorum çünkü kafasındaki oyunu artık oturtmaya başladı. Daha da iyi olacağına inanıyorum. Yabancı bir ülkede, yeni bir takımı aldı, geçiş sürecini atlattı, artık yükseliş dönemi olacak.
Lider olmak çok güzel.
Salih Dursun gibi oyuncular beni tribünde deli ediyor, gol atan herhangi bir futbolcuya tepki vermiyorken gereksiz yere ortamı geren bu tarz oyuncuları kabullenemiyorum. Salih Dursun onların başında geliyor. Hiç yoktan takımın en bu olaylardan uzak adamı Markovic'e saldırdı.
Sahi Markovic o pozisyon neden sarı kart gördü? Hakemin skandalıdır.
Kornere çıktığı bariz olan pozisyon ısrarla taç kullandıran hakeme de ne desek az. O pozisyon gol olması da iyi oldu.
Sahaya yabancı madde atmak da ayıp, sahaya yabancı madde atan taraftarı polise ispiyonlamak da. Gerçi bu konu çok karışık. Bir taraftar yüzünden neden zarar göreyim? Ya hakeme falan gelse maçı terketse? Bu kadar iyi giderken buna gerek var mı? Dediğim gibi karışık konu.
Tribünler iyiydi, daha da iyi olacak gibi. Okul Açık ile Migros arasında gerginlikler de bitti. Artık karşılıklı tezahuratlar da yapılıyor, her iki taraf da sarı-lacivert-şampiyon-fener tezahuratına katılım da gösteriyor. Tribünler bir oldu.
Trabzon ya da x bir takım için kümeye diye bağırmak keyifli, ne küfür var ne başka bir şey. Hem iyice uyuz oluyorlar, hem harika atmosfer oluyor.
Kombineli taraftar olmak ayrıcalıktır.
38 bin kombine satan bir takımın maçına 37.500 taraftar geliyor. Kombinesi olup da başkasına neden aktarma yapmıyor insanlar anlamıyorum. Aktarmak da 2 dakika sürmüyor. Çok basit bir işlemi var.
Pazar günü Gaziantepspor deplasmanındayız. Kazanırsak güzel olacak.
10 Aralık Perşembe Celtic ve 13 Aralık Pazar Başakşehir maçlarında tribünde olacağım. Tabii öncesi parkta.
Hayat Fenerbahçe'yi yaşayarak çok güzel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder