15 Aralık 2015 Salı

Fenerbahçe 1 Başakşehir 0


Ne sevmek ne sevilmek, ne de ağlayıp gülmek, senin hasretin bize ölüm demek...

Fenerbahçe'den bu sezon büyük keyif alıyorum. İnsanlar futboldan keyif almasa da, hocayla aralarında anlaşamadıkları, görüşlerinin uymadığı noktalar olsa da ben büyük keyif alıyorum.

Mücadeleden saaatler önce başlayan yolculuk gece yarısında sona eriyor. Perşembe Celtic maçından sonra Pazar günü Başakşehir maçı.

Bir ara Kadıköy'e giderken eskisi gibi keyif almıyordum ama bazen öyle şeyler yaşanıyor ki keyif almamak elde değil. Mesela son 2 maç söylemeye başladığımız ''Ne sevmek ne sevilmek, ne de ağlayıp gülmek... ''  tezahuratı beni Kadıköy'de mutlu eden faktörlerden birisi. Tribünde sevdiğimiz arkadaşlarımızla maçımızı izlerken- ne ses arttırmak ne başka bir şey-, gayet düz şekilde bu tezahuratı söylemek bizi mutlu ediyor. Celtic ve Başakşehir maçlarını sırf bu tezahurat sayesinde unutmayacağım. Bir gün tüm stat bu tezahuratı da söyleyeceğiz. Buna da inanıyorum.

Mücadele Fenerbahçe açısından hiç kolay olmadı. Özellikle Başakşehir oyuncularının sert futbolu ve hakemin buna abartılı şekilde izin vermesi ile beraber bir türlü aradığımız golü bulamıyor, maçın sonuna geliyorduk. Ancak Nani'nin baya da kötü oynadığı maçta klasına yakışır şekilde attığı golle 1-0 kazandık ve yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz.

Markovic büyük yetenek, her maç izlemek güzel oluyor. Ayrıca futbolu da çok iyi biliyor. Bazen düşündüklerini, olması gerekenleri diğer takım arkadaşları gerçekleştiremiyor, göremiyor. Sezon sonuna kadar sakatlık yaşamazsa çok katkısı olacak.

Thabo Sefolosha = Lazar Markovic. Basketbolda Thabo Sefolosha gelmiş, her maç elinden geleni yapmış ve ayrılmıştı. Lazar Markovic de aynı şekilde futbolda o katkıyı vererek ayrılacak. 

Nani geldiğinde çok sevindik, büyük katkı sağlar dedik. İlk yarı Antalyaspor maçında 2-1 kazanırken 2 gol, Trabzon maçı 1 gol 1 asist, Başakşehir maçı 1 gol, Molde deplasmanı 1 gol. Şimdiden tek başına 10 puanın üzerinde katkı sağladı. Tamamen kişisel becerileriyle ve kalitesiyle. Bazen oyundan çıksın falan diyoruz da her an skoru değişterecek oyuncuyu çıkarmak kolay değil. Hoca da aynı şeyi düşünüyor.

Vitor Pereira'yı çok seviyorum, bunun saha içi ile alakası yok. Gol sonrası oyuncuların hocama gitmeleri güzel detaydı.

Emre Belözoğlu Kadıköy'e döndü. Hem mücadele öncesi hem oyundan çıkarken çok büyük alkışlar aldı. Emre'nin yaşadıklarını premier ligde birileri yaşasa spor programlarında ''Bak ne güzel vefa'' diye bahsediliyordu. Emre'nin alkışlardan sonra dönüp tüm stadı alkışlaması falan güzel detaylardı. Sanırım Emre'yi en çok başka takımdayken seviyorum.

Caner Erkin çok iyi oyuncu, tamam gerçekten tekme yiyor, tamam hakem hata yapıyor ama her pozisyon bu kadar hakemle uğraşılmaz, eller kollar çalışmaz. Biraz daha sakin olması gerekiyor. 

Seyirci sayısı: 28.582. 38 bin kombine sattık ama kombineler evde duruyor. Kulüp buna çözüm bulmalı. Aktarmanın bu kadar kolay olduğu halde nasıl aktarmıyorlar anlam veremiyorum ya.

Fenerbahçe taraftarları çok sabırsız. Daha 50.dakika verilen bir yan pasa tepki gösteriyorlar. Oyuncuları olumsuz anlamda etkiliyorlar. Tamam maç heyecanı falan ama daha 40 dakika var ne bu her pozisyon tepki göstermek. Destek vermek lazım, hata yapsa bile alkışlamak lazım. Bakın o kadar tepki gösterdiniz ne oldu? Maçı kazandık. Bu ders olmalı. Maç sonrası futbolcuların da bu konuda açıklamaları oldu. Onlar da konudan ciddi şekilde rahatsız.

Antalyaspor kupa maçıyla tekrardan Kadıköy'e döneceğiz. 

Hiç yorum yok: