13 Aralık 2015 Pazar

Fenerbahçe 1 Celtic 1 / Yürüyoruz Avrupa'da


Yine keyifli bir yolculuğun ardından Kadıköy'e gittiğimiz bir maç günü. Dünyanın en güzel parkında, dünyanın en güzel insanlarının bir kısmıyla muhabbet, dünyanın en güzel stadında, dünyanın en güzel takımını izlemek, iyi bir sonuçla ayrılmak ve avrupa'da yola devam etmek.


Fenerbahçe maç günleri diye bir gerçek var. Yine erkenden maç moduna girdim desem yalan olmaz. Maç günleri çalışmak zor oluyor çünkü gerçekten akıllar sadece maçta oluyor. Yine öyle bir gün. 

El verdiğimiz koreografi, kartonların konfeti haline getirilmesi ve havaya attığımız an yapılan omuz omuza ile başlanan bir müsabaka. İlk 60 dakika sahanın tek hakimiyiz. Celtic çok kötü, Fenerbahçe istekli. Gökhan Gönül'ün nefis pasında kalecinin yardımı, Markovic soğukkanlılığı ve temiz vuruşu ile ilk yarıdan golü buluyoruz. Diego atılana kadar Celtic'e top göstermiyor, kalemize getirmiyoruz. Ancak o dakikadan sonra Celtic istediklerini sahaya yansıtsa da sadece 1 gol buluyor mücadele 1-1 beraberlikle sonuçlanıyor. 

Kazansak lider olamıyorduk, kaybetsek elenmiyorduk. 

Fenerbahçe tribünleri zaman zaman çok iyiydi. Özellikle son maçlarda  ''Ne sevmek ne sevilmek...'' tezahuratı anında aldığım keyfi alamadım. O anlar çok iyiydi. Diego'nun kırmızı kartı takım gibi tribünleri de etkiledi.

Gökhan Gönül, Gökhan Gönül oley.

Celtic tribünlerine ayrı parantez açmak lazım. Hiçbir iddiası olmayan bir maça bu kadar kalabalık gelmeleri acayip bir şey. Tabii İstanbul gibi güzel şehir onları etkileyen bir şeydir. Bir de kendi ülkerine göre daha ucuz. Gol anında çıkardıkları ses acayipti.

Markovic'i seneye Lig Tv 3'de, Liverpool forması ile izleyeceğiz. Acayip oyuncu olacak diyorum.

Isıtıcılar.

2016'da avrupa kupası maçı oynamak güzel olacak.

İlk avrupa maçımız 16 Şubat 2015 Salı saat 19:00'da Kadıköy'de.

Fenerbahçe ile yaşamaya devam. Sırada Başakşehir maçı var.

Hiç yorum yok: