7 Şubat 2012 Salı

Maç Günlüğüm # 77 / Beşiktaş Derbisi


Kuşandık Sarı-Laci'yi, Saracoğlu yokuşlarında, siyah çoraplılardan doğan bu sevda, büyüyor omuzlarımızda, büyüyor, Destanlar yazan tarihinle, yarattığın değerlerinle, onurumuzsun sen bizim KANARYA, 25 milyon taraftarın omuz omuza, zapettiğimiz statlara, adını kazıyacağız, Fenerbahçe söyleyecek son sözü, HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ HAKLIYIZ ...

Derbilere çok giden bir taraftar değilim. Mesela son 3-4 senedir Kadıköy neredeyse bütün maçlara gidiyorum ancak derbilere gitmiyorum. Ne Galatasaray ne de Beşiktaş. Bu sene de gitmeyecektim aslında ancak sonradan bir arkadaşım kararımı değiştirdi. Tam bilet alacağım gün Erdem '' Gel kombine var. '' diyince de kendime bilet almadım - sadece arkadaşlarıma aldım - ve maç saatini beklemeye başladım. 

Ne maç öncesi son 10 yılın derbilerini izledim, ne derbi özel programlarını izledim, ne o hafta gazete aldım, ne de bana sokakta derbi'yi hatırlatacak bir laf atma duydum. Etrafımda Beşiktaşlılar olmasına rağmen kimse konuşmuyordu. Heyecan sıfır. Sadece bende değil, herkes öyle.

Maçtan önceki akşam videolar ile biraz moda girmeye çalıştık. İnleyen nağmeler falan dinleyerek maç havasına girmeye çalışıyorduk ancak pek o moda girdiğimiz söylenemezdi.

Maç günü belli işlerin olmasından dolayı da saat 15:00 otobüsüne bindik. Saat 17:00 İstanbul'da stadın yanında olduk. 5 dk içinde biletimizi hallettikten sonra Nazlı'nın Yeri'ne geçtik.

Nazlı'nın Yeri inanılmaz kalabalıktı. Meşaleler, tezahuratlar, tüketilen biralar, votkalar derken insanlar maç moduna giriyorlardı. Ancak yine söylemek lazım geçen sezonla gibi değildi. Hatta şöyle diyelim geçen sezon oynanan Nisan-Mayıs ayı anadolu takımları maçlarında daha iyi atmosfer vardı. Daha büyük heyecan vardı. Bu net şekilde belli oluyordu.

Bir süre #fbloggers tayfası , #kocaeligfb tayfası ve İstanbul'dan arkadaşlarla muhabbet ve alkol tüketimi derken stada giriş vakti gelmişti.

Maça bir saat kala tribüne giriyorduk. Maraton Üst F Blok Sıra 2 koltuk 4-5.

Stada girer girmez tribünlere baktım. Migros ve Telekom tamemen doluydu. Ve deplasman tribünü. Diğer tribünler boştu. Zamanla tamamen doldu stat tabii.

Maraton Üst tribünde olduğumuz ve onlara yakın olduğumuz için sürekli deplasman tribününün sesi bize geldi. Bence Maraton Üst bu büyük maçlarda sıkıntı. Eğer sen tezahurat yapmıyorsan bütün maç onları dinlemek zorunda kalıyorsun. Bu maç çoğunluk dinledik. Acı ama gerçek.

Koreografi iyiydi. Maç öncesi internet ortamında çok büyük beklenti içine girmesek daha çok beğenirdik. Ben çok daha farklı şeyler bekliyordum. Yine de yapanların ellerine sağlık.

Ve maç başladı. Kötü futbola rağmen 2-0 kazandık.

Tribünler ; Derbi maça göre iyi değildi. Daha iyi olmalıydı. Oynanan oyun bunda büyük etken. İnsanlar sadece maçı takip etti. Ara ara tüm stat tezahuratlara katıldı. Düşünün Türk Telekom ve taraftar tribününün sesi bize gelmedi. Bunda da deplasman tribünü etkisi var. 

Ve tribünlerin gerçekten derbi atmosferine büründüğü anlar. 70.dk Beşiktaş taraftarları devre arasında yaşananlardan dolayı suskunluğunu bozdu. Neyleyim cebimdeki milyon doları ... diye girip müthiş bir atmosfer yarattılar. Ancak cevap hemen geldi. Migros ve Maraton Üst-Alt'ın önderliğinde bütün stadın katıldığı bir '' mehter ''. Beşiktaş taraftarları da geri vites yapmadı ve tribünler kapışması gerektiği gibi kapıştı. Ne kavga, ne kötü söz, ne kötü tezahurat. Sadece tezahurat ile. Şunu söyleyim Beşiktaş maçının 70 ile 75.dksı asla unutulmaz. Şükrü Saracoğlu tarihinin en iyi anlarından biriydi. Fenerium alt, Maraton alt bile tam randımanla bağırdı. Müthişti. Ben daha önce böyle kapışmayı Kocaelispor-Bursaspor maçında yaşamıştım. 

Devre arası yaşananlar kötüydü. Beşiktaş taraftarlarının boşa hareket yapması, Fenerbahçe taraftarlarının boşa yüklenmesi - arada yüzlerce polis varken - anlamsızdı. Ve polisin biber gazı ile dalması - biz de etkilendik - . Kimse sadece suçlu polis, sadece suçlu taraftar demesin. Ama şu bir gerçek ; Polis % 20, taraftar % 80 suçlu. Ayrıca açıklanan hasar raporunu da gördük!

Meşale yakılsın ancak adam gibi ! Meşale'yi yaktıktan sonra bulunduğun yere bırakırsan kimse de yasaklamaz, ceza vermez. Ancak meşaleyi yakar yakmaz karşı tribüne atarsan doğal olarak meşale de yasak olur.

Pankartı yakan Beşiktaşlılar, tuvaletleri kıran Beşiktaşlılar, Fenerbahçelilerin üstüne meşale atan Beşiktaşlılar. Bunları yapanlar ya tespit edilsin ya da deplasman komple yasaklansın. Ortası yok.

Maraton Üst F blokta tezahurat yapmaya hazır bir kitle var. İyi yönlendirilse iyi iş çıkabilir.

F blok maç izleme açısından oldukça iyi.

Mücadele sonrası bir süre deplasman tribünü ile makara yaptıktan sonra stadı terkettik. 

Saat 22:00 otobüsü ile Kocaeli'ye hareket. Ve saat 23:30'da evde olmamla biten derbi maçı.

Öncesi, sonrası ve sonucu ile keyifle geçen bir derbi. Ancak yine de o eski heyecan yok. Bir an önce şu süreç sona ersin ve eski heyecanımı tekrardan yakalayım.

Maç günlükleri devam edecek ...

Hiç yorum yok: