9 Aralık 2009 Çarşamba

NBA'de Haftanın Değerlendirmesi (25 Kasım-9 Aralık)

Yine geç kaldım felsefesine girmeyeceğim efendim. Çünkü bu bende alışkanlık haline gelmiş besbelli. Üşengeçliği alışkanlık edinmişim. Yine de mazeretimiz yok değil. Bu üniversite hayatı gerçekten çok zor ve araya kocaman bayram tatili girdi ve o bayram boyunca İstanbul'da bulundum -Kocaeli'de yaşıyorum- ve NBA'i takip edemedim desem yeridir. Sizlerden Magic kızlarının, maskot ile beraber çekilmiş fotoğrafıyla özür diliyorum bu sefer.

Haftanın Takımı:
Utah Jazz

Sezona ilk 8 maçtan 5'ini kaybederek başlayan Utah Jazz. Sonraki 12 maçtan 9'unu kazanarak büyük bir iş başardı. Geride bıraktığımız 15 gün boyunca 6 maçtan 5'ini kazandılar. Bunların içerisinde Portland ve San Antonio gibi iki en önemli rakipleri de var. Kaybettikleri maç deplasmandaki Minnesota maçı ama arada bir öyle sürpriz mağlubiyetler olur. Utah'ı sırtlayan isimler ise tabii ki Deron Williams ve birazdan uzun uzun bahsedeceğimiz Carlos Boozer oldu. Mehmet Okur'da %47.6'lık üçlük yüzdesiyle ligin en yüzdeli üçlük atan oyuncularından. Utah'ın şu an 12 galibiyet 8 mağlubiyeti bulunuyor ve Kuzeybatı Konferansı'nda Denver'ın ardından 2., Batı Konferansı'nda ise Phoenix'in ardından 5. durumda.

Haftanın Oyuncusu: Carlos Boozer
Geçen sene 45 maç kaçıran, oynadığı zamanlarda da büyük eleştiriler toplayan Boozer bu sene şu ana kadar 20 maçın hiçbirisini kaçırmadı ve tabir-i caizse harikulade oynuyor. Tamam savunmada yine pek gayret göstermiyor olabilir, hem de iyi savunma yapabileceği halde. Ancak hücumda olması gerektiği gibi oynuyor. Bunun en büyük sebebinin kontrat sezonunda olduğu için böyle oynadığı söyleniyor ama ne fark eder? Bu onun iyi oynadığı gerçeğini değiştirmez. Şu ana kadar 21.2 sayı, 10.9 ribaunt, 3.5 asist ortalamasıyla oynuyor. 3.5 asist ortalaması da kariyerinin en yüksek rakamı. %66.7 ile 35 sayı atıp 13 ribaunt çektiği Indiana maçı, 24 sayı, 15 ribaunt, 7 asistlik Memphis ve 26 sayı, 12 ribaunt, 7 asistlik Portland maçı geride bıraktığımız haftanın büyük performanslarından. Kim ne derse desin o burayı hak ediyor.

Haftanın 5'i:
PG:
Deron Williams

Utah'tan devam ediyoruz efendim. Utah'ın büyük çıkışında, haftanın oyuncusu seçtiğimiz Carlos Boozer ile beraber büyük pay sahibi. 18.9 sayı, 4.4 ribaunt ve 10.0 asist ortalaması ile oynuyor. Asist kategorisinde tüm NBA'de -tüm NBA deyince aklıma hep Kaan Kural gelecek- 2. sırada. Son 5 maçta sadece 1 kez 10 asist barajının altında kaldı. Portland maçında 24 sayı, 15 asist, 6 ribaunt ile harika bir oyun oynadı. Ayrıca son San Antonio galibiyetinde de son saniyelerde çok kritik bir basket bularak takımının maçı kazanmasını sağladı. Umuyorum ki bu sene ilk defa All-Star olacak, çünkü kesinlikle hak ediyor.

SG:
Carmelo Anthony

Bu hafta hak eden oyuncuları ilk 5'imize koymak adına, pozisyonlarda kaydırmalar yaptık. Carmelo'yu da 3 numara pozisyonundan 2 numara pozisyonuna kaydırdık. Denver Nuggets sezona 16 galibiyet 6 mağlubiyet ile tarihinin en iyi başlangıcını yapmışsa bunu kesinlikle bu adama borçlu. Carmelo Anthony 29.8 sayı, 5.9 ribaunt, 3.2 asist ile oynuyor ki, 29.8 sayıyla tüm NBA'de -Kaan Kural, eheh- sayı kralı. Ligin başından beri oynanan 22 maçta sadece 1 kez 20 sayı barajının altında kaldı, o da bir önceki Philadelphia deplasmanı. New York'a, iç sahada 50 sayı atmışlığı da yok değil.

SF: Gerald Wallace
Hak edene hak ettiği değeri vermek adına Gerald Wallace'ı da pozisyonda bir adım öne kaydırmış bulunmaktayız. Bobcats, Stephen Jackson takasından sonra ivme kazandı lakin onların esas oğlanı Stephen Jackson değil Gerald Wallace. Bu korkusuz, yürekli adam şu ana kadar 16.1 sayı, 12.3 ribauntla oynuyor ancak Charlotte Bobcats'e katkısı bu istatistiklerden çok daha fazlası. 12.3 ribauntla tüm NBA'de -boku çıktı- ribaunt kralı. Son 10 maçta sadece 1 kez 10 ribaunt barajının altına düştü. Bobcats'in evinde Cleveland'ı yendiği maçta 31 sayı, 14 ribaunt ile, Denver'ı yendiği maçta ise 25 sayı, 16 ribaunt ile oynadı. Ayrıca geride bıraktığımız hafta, NBA'de Doğu Konferansı'nda Haftanın en iyi Oyuncusu seçildiğini de hatırlatalım.

PF:
Carlos Boozer

Boozer'a yukarıda değindik. Böyle giderse kontrat senesi sonunda istediği kontratı fazlasıyla alacaktır.

C: Dwight Howard
Dwight lige çok kötü bir başlangıç yapmış olabilir. Geçen seneye göre sayı ortalaması, ribaunt ortalaması, blok ortalaması, maç başına aldığı dakika düşmüş olabilir. Ki bu istatistikleri bile 18.4 sayı, 12.0 ribaunt, 2.1 blok. Ama son haftalarda yakaladığı çıkış dolayısıyla onu ilk 5'e koymamızı kimse yadırgayamaz. 25 Kasım'dan bu yana olan istatistikleri, 20.5 sayı, 14 ribaunt, 2.7 blok. İşte bu geçen seneki oyununa döndüğünün kanıtı!

Haftanın Çaylağı: Tyreke Evans
Bu adam ilk 2 yazımızda da burayı hak ediyordu, eğer Brandon Jennings olmasaydı. Şimdilik Blake Griffin'in yokluğunda Jennings ile beraber ortalığı kasıp kavuruyorlar. Jennings son günlerde durulmuş durumda. Özellikle çok fazla şut kullanıyor ve çok isabetsiz yüzdeyle atıyor. Evans ise Kevin Martin'in sakatlığından beri inanılmaz oynuyor, Kings'in son kralı. 20.2 sayı, 5.0 ribaunt, 5.1 asist ile oynuyor. Daha da önemlisi, işler sıkıştığında topu kullanan ilk isim Evans oluyor. Bu tabii ki Martin döndüğünde değişecektir ancak Evans gerçekten de bir çaylaktan beklenmeyecek olgunlukta ve istikrar ile mücadele ediyor. Sene başındaki Utah maçında 32 sayıyla kariyer rekorunu kırdı, bir kaç gün öncede Miami potasına 30 sayı gönderdi. Kariyer asist rekoru 20 Kasım'daki Dallas maçında 10, kariyer ribaunt rekoru da 25 Kasım'da New York'a karşı 11. Yılın Çaylağı ödülünün en büyük adaylarından biri olduğunu şimdiden kanıtladı, Draftın 4. sıra seçimi Tyreke Evans.

Haftanın Hayal Kırıklığı: When Allen Iverson becomes Aziz Yıldırım happens
Allen Iverson. Sezona Memphis Grizzlies ile başladı. Sakatlığı dolayısıyla ilk maçları kaçırdı. Sonra yanlış hatırlamıyorsam sadece 3 maç durabildi Memphis'te. Benchte oturmak istemediği dolayısıyla takımdan ayrıldığını açıkladı. Bir kaç gün sonra da emekliliğini. Memphis'te, taraftarı önünde oynamadı bile. Emekliliğini açıklarken duygu dolu anlar yaşandı. Avrupa'ya mı gidecek, yoksa gerçekten basketbolu mu bıraktı denirken Philadelphia onu geri almak için girişimlerde bulundu. Sonunda Philadelphia 76ers'a, evine geri döndü. Kimilerine göre hayal kırıklığı gelmeyebilir bu, ancak bence sözünde durmamak hayal kırıklığıdır. Ki hayal kırıklığı bununla da kalmıyor. Philadelphia'da, yıllar sonraki ilk maçında Billups karşısında hem hücumda, hem savunmada paspas oldu. Bu sezonun hayal kırıklığı demem doğru olmaz ancak beklenen performansının altında kalan isimlerinden Billups'a kariyer gecesi yaşattı. Billups, sezonun en iyi maçını oynadı. AI karşısında 31 sayı, 8 ribaunt, 8 asist bir de inanılmaz bir crossover'ı var. Tabii ki Sixers taraftarı için bunlar önemli değildir ve AI zamanla düzelecektir. Ancak bu hafta bizim bu köşemize girmeyi başardı Ivy!

Diğer Dikkat Çekenler:
Geçen yazıda bahsettiğimiz Nets, Lakers karşısında aldığı mağlubiyetle NBA'in en kötü başlangıç rekoruna ortak oldu 0-17 ile. Sonra Dallas karşısında aldığı mağlubiyetle de rekoru kırdı. Koç Lawrence Frank kovuldu ve yerine takımın aynı zamanda GM'si olan Kiki Wandeweghe geçti. 19. maçında, içeride Bobcats'i yenerek ilk galibiyetini aldı Nets. Şu anda 2-19 ile ligin dibinde bulunuyor.

Portland Trail Blazers'ın üstüne kara bulut çöktü. Drafttan 1. sırada seçildiği yıl dizinden sakatlanıp sezonu kapayan Greg Oden, geçen seneki çaylak sezonunun ardından 2. senesinde tam lige ısınmaya başlamıştı ki diğer dizinden sakatlanıp bir kez daha sezonu kapadı. Akıllara hemen Andrew Bynum geliyor. Portland ilk darbeyi Oden'dan alırken bir sakatlık haberi de Rudy Fernandez'den geldi, o da 3 ay yok. Portland'ın acilen bir takas girişiminde bulunması gerek yoksa değil Batı Finali hayali, Play-Off'lar bile yalan olabilir.

Lakers, Celtics ve Magic zirvede yollarına yara almadan devam ediyorlar. Cleveland ve Denver arada bir mağlup oluyor. Phoenix, Spurs, Bulls düşüşte. Grizzlies, Jazz ve Thunder çıkışta. Özellikle San Antonio Spurs bu sene beklentilere hala yanıt verebilmiş değil. En kısa zamanda toparlanmaları lazım.

Bizimkiler:
Hidayet Türkoğlu

Hido inişli çıkışlı oyununa devam ediyor. Bir maç %72.7 ile 20 sayı atarken, bir diğer maç %37.5 ile 9 sayıda kalabiliyor. Şut yüzdesi konusunda çok istikrarsız. Ama Toronto'da el yakan anlarda top yine ona veriliyor. Deplasmandaki Washington Wizards maçında, normal süredeki son topta isabet bulamadı Hido ve maç uzadı. Ancak o topta isabet bulamamasına rağmen uzatmaların son saniyelerinde top yine ona verildi ve bu sefer takım arkadaşlarını yanıltmadı Mr. 4th Quarter. Şu ana kadar istatistikleri, 14.0 sayı, 4.9 ribaunt, 3.8 asist.

Mehmet Okur
Mehmet geride bıraktığımız hafta etkileyici bir performans gösteremedi belki ama çıkışa geçen Utah'ta istikrarlı oyununa devam etti. Her zaman çok iyi bir yüzdeyle üçlük atmıştır ama bu sene %47.6 ile bu istatistikte tavana ulaşmış durumda. Tüm NBA'de de -ööööö- ilk sıralarda üçlük yüzdesinde. Ortalamaları 13.5 sayı, 6.2 ribaunt, 1.9 asist.

Ersan İlyasova
Çıkışını sürdürüyor Ersan. Bucks düşüşte ama Ersan haddini bilerek oynuyor. Hatta biraz Bogut'u da eklersek Milwaukee'de haddini bilerek oynayan ender adamlardan biri. Özellikle son Boston maçında Garnett'e karşı yaptığı 19 sayı, 8 ribaunt, 3 top çalma etkileyiciydi. Şu ana kadar 11.6 sayı, 7.3 ribaunt, 1.2 asist ortalamalarıyla oynuyor.

Buraya kadar okuyan varsa kendilerine çok teşekkür ediyorum efendim. Haftaya demeyeyim de yine bir 10 gün içerisinde görüşmek üzere, kalın sağlıcakla...

Hiç yorum yok: