18 Aralık 2009 Cuma

Maç Günlüğüm # 27

- Fenerbahçe-Sheriff maçı öncesinde saat 12:12 civarı trene bindim ve 42 gün sonra Kadıköy yolcuğu başladı. İçimde 42 gün sonra Fenerbahçeyi izleyecek olmamdan ve sevdiğim bir arkadaşımla buluşacak olmamın heyecanı vardı.

- Saat 14:10 civarı Kadıköy'de oldum ve saat 17:30'a kadar cafede alkol eşliğinde harika zaman geçirdim. Bu günler tekrarlanmalıdır !

- Saat 19:00 Kocaeli Gfb üyesi arkadaşlarımla beraber buluşup Nazlı'nın yerinde alkol eşliğinde iyi makara yaptık. Hava da çok soğuktu. Alkol ısıttı hafiften. Ayrıca ilk11.blogspot.com sahibi Göksel ve lagencoları.blogspot.com yazarlarından Yücel ile görüşmemiz güzeldi -hoş Yücel'le yıllardır tanışıyorum ve görüşüyorum-. İnternetten tanıştığım insanlarla hayatım boyunca gerçekte de tanışma fırsatı yakaladım. Göksel'de o insanlardan birisi oldu. Mutluyum.

- Bir süre orada oyalandıktan, alkolümüzü aldıktan sonra fotoğraftaki pankartımızı asmamız için stada erken girmemiz gerekiyordu. Saat 21:15 civarı stadyuma giriş yaptık. Pankartı bu kadar rahat sokacaksınız deseler. İmkansız derdim. Ama öyle oldu elimizi kolumuzu sallayarak pankartı soktuk.

- Pankartımızı Maraton Üst tribününe astık. Gayette güzel oldu. Ancak yaparken büyük pankart yapıyoruz ya dediğimiz pankartları stadyuma asınca moral bozukluğu yaşıyorum. Küçücük geliyor.

- Mücadeleyi 1-0 kazandık. Tribünlere gelirsek. Yine bağırdık, tezahuratlarımızla zevksiz maçı zevklendirdik. Lalalalalala oooooooooo, telli telli melodisi, bitmez tükenmez aşkını, deliler gibi aşığım sana besteleri ile gayet etkili olduk. Ayrıca maç iddaalı bir maç olsaydı çok daha güzel tribün olurdu.

- Gelelim bence günün en anlamlı olayına. Roberto Carlos. Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol beki, şu an aktif futbolcular arasında en çok kupa sahibi olan futbolcu, yıllar sonra dünyanın en iyi kadrosunu yaz dediklerinde sol kanata hiç düşünmeden yazacağım ilk isim Roberto Carlos. Dakikalar 70'i gösterdiğinde Daum tarafından ısınmaya yollandığında maçı bıraktım. Sadece Carlos'u izliyordum. Zaten bütün stat maçı bıraktı. Isınmaya giderken yapılan Roberto Carlos tezahuratı harikaydı. Ve dakikalar 88'i gösterdiğinde oyuna giriyordu. Bütün stat ayağa kalkmıştı ve bu efsaneyi son kez elleri patlarcasına alkışlıyorlardı. Stat hoperlörlerinden son kez Robertoooooo diyordu ve bizler son kez Carlosssss diye bağırıyorduk. Bu olayı 3 kere yapmamız güzeldi. Ancak bir daha yapmayacak olmamız moral bozukluğu yarattı. Gerçekten stadyumda bu dakikadan sonra özellikle Biz-taraftar tribünü- maç sonuna kadar hatta maç bittikten 5 dk sonra bile sadece tek bir tezahurat söyledik. Roberto Carlos ooooo Roberto Carlos ooooo Roberto Carlos oooo... Gerçekten çok duygusal anlar yaşadık. Semih Carlos'u buraya getir dedik ve son kez tribüne geldi. Artık Kadıköyde Carlos'u izleyemeyeceğiz. Ama ne olursa olsun ; yıllar sonra bile çocuklarımıza anlatacağımız bir efsaneyi Fenerbahçe forması altında izlemenin gururu bizlere yeter. Övünün ! Bir efsane geldi ve geçti...

- Carlos için yaptığımız pankartın basında ciddi şekilde yer bulmasına çok sevindik. Fenerbahce.org , antu.com , Vatan Gazetesi , Habertürk Gazetesi-Habertürk Gazetesi 2 , Fanatik Gazetesi vb diğer gazetelerde, tvlerde çıkmasının verdiği mutluluk anlatılamaz.

- Ayrıca İngiltere'de Tugay'ın nasıl uğurlandığını düşününce Carlos'un sadece 20 bin kişi tarafından uğurlanmasına üzüldüm. Keşke stadyum da 52 bin kişi olsaydı ve daha coşkulu anlar yaşasaydık.

- Tribünde ürünsüz gelenleri, başka takım atkıları ve formaları ile gelenleri Carlos'la beraber Brezilya'ya yollamak lazım ! Maça ürünsüz gelinir mi kardeşim !!!

- Saat 02:00 civarı İzmitte evimdeydim. Ayrıca bizi dönüşte İstanbulda kalmaktan kurtaran Kocaeli ÜNİFEB üyelerine teşekkür ediyorum.

- Bundan sonra ilk maç Çarşamba günü Türkiye Kupası maçı. Altay ile.

- Herkese hayatta başarılar.

- Carlos'u çok özleyeceğim...

1 yorum:

Nerazzurri dedi ki...

Benim yüzümden kısa da olsa güzeldi darısı diğer maçlara inş :)