8 Kasım 2010 Pazartesi

Maç Günlüğüm # 46


- Sen sahada, ben tribünde ... Ölümüne Fenerbahçe... Saldır yine Fenerbahçe ...

- Bursaspor deplasmanından sonra ne zaman maç günlüğü yazarım bilmiyorum demiştim. Çünkü maça gitmeyi düşünmüyordum. Ama arkadaşım arayıp '' Gel, Maraton Üst tribününden kombine var. '' diyince gitmemek olmazdı.

- Kocaeli Gfb ve Bahriyeli Gfb olarak düşüyorduk yollara. 15.30'da İzmit'ten hareket ettik. 50 kişiydik. Eskişehirspor maçına bu kadar çok kişinin gelmesi herhalde geçen hafta Bursaspor maçında ki mücadele'den dolayıydı.

- Fazla trafik yoktu ve saat 17.20 gibi Kadıköy'de olduk. Ne bir tur, ne alkol, ne başka bir şey. Sadece yemek yedik ve direk tribüne girdik.

- Yemek demişken ; Kadıköy'e maç izlemeye gidenlere tavsiye ; Salı Pazarı'nda alt geçitin orada yer alan 2 araba da Köfte satıyorlar. Stada uzak olan araba da satılan köfte gerçekten şahane. Stada gelen herkes orada 1 kere de olsa köfte yesin. Reklamları okudunuz.

- Köfte yerken önümüzden Eskişehirspor taraftarları geçti. Bazıları sessiz, bazıları sesli. Sesli derken tezahurat yaparak geçiyorlardı. Kadıköy'e geliyorsunuz, rahat rahat geziyorsunuz, bari tezahurat yapmayın da itici duruma gelmeyin. Eskişehir'e döndüklerinde kesin '' Kadıköy'de rahat rahat gezdim, tezahurat yaptım, bir allahın kulu da birşey diyemedi. '' diye havada atıyorlardır.

- Saat 17:40'da stada girdik. Şükrü Saraçoğlu Stadyumu nimetlerinden yararlandık. Koridor da Antalyaspor-Bursaspor maçını izledik. Antalyaspor nasıl 2 gol atmış şaşırdık.

- Daha sonra tribünlere geçtik. Zemin şahaneydi. Eskişehirspor'lu taraftarlar kendilerine ayrılan üst tribünü doldurmuşlardı. Eskişehirspor gibi bir camianın o tribünleri dolduramaması ilginçti. Zaman zaman durup dururken sırf ortamı germek için Fenerbahçe'ye küfür etmeleri de gereksizdi.

- Kocaeli Gfb olarak yaptığımız '' 6 Kasım Hatırası '' pankartı ve '' Sensiz Lig Olmuyor Kocaelispor '' pankartlarını tribünlerde açtık ve oldukça ilgi çekti. Pankartlarımız devam edecek.

- Mücadele'yi iyi oyunla 4-2 kazandık. 

- Statta maçı zaman zaman izleyemedik diyebilirim. İnanılmaz bir sis vardı. İlk yarı Migros tribününe doğru atak yaptığımızdan ve biz de Maraton üst tribünü B blokta olduğumuzdan karşı kaleyi görmekte zorlandık. 

- Tribünlere bakarsak ; Bu sezon ki en iyi tribün diyebiliriz. Zaman zaman oldukça iyiydik. Türk Telekom tribünü ile karşılıklı yaptığımız tezahuratlar da iyiydi. A-B blokta 1500 kişi varsa sadece 1000 tanesi tezahurat yapıyor. Bu da gerçekten sıkıntı yaratıyor. 1000 kişi stadı yönetemiyoruz. Ayrıca zaman zaman beste seçimlerinde hatalar yapıyoruz. Takım iyi, tribünler ateşli, hep bir ağızdan tezahurat yapıyoruz ve '' Seviyorum seni ... '' bestesi giriyoruz. İlginç.

- Ürünsüz insanlar. Sürekli yazıyoruz, dile getiriyoruz ancak yine de ürünsüz birçok insan görüyoruz tribünlerde. Maça geliyorsunuz abi, forma giymek bu kadar mı zor ! Hadi formayı geçtim. Sarı veya Lacivert t-shirt veya herhangi bir Fenerium ürünü. Ayrıca değişik değişik semt atkıları ile, yabancı takım atkıları ile, polarları ile maça gelenlere diyecek laf bulamıyorum. Sırf şekil peşindeler herhalde.

- Futbolcu'yu ıslıklayanlar ; Ya vazgeçin artık şu davranıştan. Bırakın ıslıklamayı. Hiç bir yararı yok. Destek verin. Sadece destek. Ayrıca ıslıklamak için yerinden kalkan, hep bir ağızdan bağıran taraftarların neden bizim tezahuratlarımıza katılmadığını, takıma olumlu katkıda bulunmadıklarını da çözemiyorum. Eleştiri de en önde gidenler, Fenerbahçe'ye tezahuratlar da yerinden kalkmıyorlar !

- Anons olayını tribünden yanlış anlasak ta sonradan işin gerçeğini anladık. Maç anında olumsuz tezahurat yaptığım Dj'den özür dilerim. Anlık tepkiler.

- Sonuç olarak öncesi, sonrası, otobüs makaraları, aldığımız sonuç olarak güzel bir maçı geride bıraktık.

- Herkese hayatta başarılar.

- Bir daha ki maç günlüğü ne zaman olur yine bilmiyorum. Belki Çarşamba Belki Pazar. Bakalım. Kısmet.

Hiç yorum yok: