18 Haziran 2023 Pazar

2023 Fenerbahçe Olağan Mali Genel Kurul Notları ve Salondan İzlenimler


Öncelikle hayatım boyunca Fenerbahçe Kongre Üyesi olmak istemiştim. Ve bu hayalime 2022 yılının sonlarında erişme şansım oldu. Kendimi şanslı hissediyorum. Münferit bir taraftar olmanın yanında artık hayatıma Kongre Üyesi bir Fenerbahçeli olarak devam ediyorum.

Kongre Üyesi olarak ilk kez bir toplantıda yerimi almak beni hem mutlu etti hem kulübüm için bir şeyler yapabilme ihtimali olduğundan heyecan duydum.

2023 Olağan Mali Genel Kurulu için günün erken saatlerinde salonda yerimi aldım. Kadın basketbol takımımızın maçlarını oynadığı salona kurulmuş masalardan giriş kartımı alıp iyi şekilde hazırlanmış yönlendirmelerden geçerek koltuğuma oturdum. 

2.669 açıklanan katılım sayısıydı. Daha sonra bu sayı artmış olabilir. Mali Genel Kurul için bir Cumartesi günü insanların Fenerbahçe için bir araya gelmesi önemli bir gelişme.

Mali Genel Kurul üyelerin salonda yerini alması sonucu saat 11:00 gibi başladı. Önce Yönetim Kurulu  üyemiz Fethi Pekin açılış konuşması yaptı. Ardından Uğur Dündar oy çokluğu ile Genel Kurul Divan Başkanlığı'na getirildi. Burak Çağlan Kızılhan 2022 Yılı Faaliyetlerini okudu. Erol Bilecik mali tablolarla ilgili kongre üyelerini ve ekranları başındaki milyonlarca Fenerbahçe taraftarını bilgilendirdi. Mehmet Vodina'nın denetim kurulu raporunu okumasının ardından sıra kongre üyelerinin konuşmalarına geldi.

Kongre üyelerinin konuşmalarında oldukça iyi eleştiriler yapıldı. Elbette geçmiş yıllarda yapılan toplantılardan fazla şekilde Ali Koç ve yönetimine yapılan eleştiriler tüm salon tarafından ciddi şekilde alkış aldı. Sosyal medyada günlerce ibra etmeyeceğiz hazırlıkları yapılsa da aslında durumun hiç öyle olmadığını salonda net şekilde gördük. Eski yöneticimiz Metin Sipahioğlu da bu açıdan değerli ve oldukça iyi bir konuşma yaptı. En çok alkışlanan konuşmalardan biriydi. Bunun yanında bazı kongre üyelerimizin temas ettiği noktalar çok önemliydi.

Elbette bazı üyeler çıkıp Ali Koç'u sadece savunup taraftarları suçlayınca gereken tepkiyi gördü. Sanki suçlu taraftarmış gibi bahsedince konuşması tamamlayamadan oradan ayrılmak zorunda kaldı.

Kongre üyeleri sonrası söz sırası başkana geldi. Ali Koç beklediğimden kötü bir konuşma yaptı. Orada yer alan kongre üyelerinin tamamı Fenerbahçe'nin yıllardır neler yaşadığını çok iyi biliyor. Ali Koç oraya çıkıp 2006'da şu yaşandı, Denizli'de şu yaşandı, siz bizi yalnız bıraktınız, destek olmadınız derse tepki görür. Bana göre oldukça kötü hazırlanmış. Taraftar radikal cümlelerle somut açıklamalar istiyordu. Böyle olunca haklı olarak büyük tepki gördü. Ciddi katılımla söylenen ''Taraftar istifa'' tezahüratı da bana göre oldukça yaratıcı ve iyi bir protesto şekliydi.

Ali Koç'un konuşmalarına katılmayan kongre üyeleri ona tepki gösterince salonun alt kısmında olan taraftarlar o kişinin üzerine yürüdü. Daha sonra o taraftarımıza tepki gösterenlere de tepki diğer tribünden gelince ortalık biraz karıştı. Şunu söyleyeyim; o salona gelen kimse organize olarak gelmedi. Kimse onları parayla salona getirmedi. Kulübün yıllardır yönetilme tarzına haklı olarak tepki gösteren taraftarlara kimsenin el kol hareketi yapma, susun deme, siz satılmışsınız deme, bir organizasyon yapılmış demeye hakkı olduğunu düşünmüyorum. Fenerbahçe taraftarındır sadece bir tezahürat değil kulübün hangi noktada olduğunu anlatan çok iyi cümledir.

15 dakika aradan sonra kürsüye çıkan Ali Koç biraz daha net ifadelerle, 2 kez özür dileyerek konuşmasını tamamladı. Elbette ilk konuşmasından benzer şekilde yine üst perdeden eleştiriler yine suçlamalar vardı. Ancak kendisine salona ciddi eleştiri olduğunu anladığı için rotayı Aziz Yıldırım'a çevirdi ve eleştirilerini ona yöneltti.

Aziz Yıldırım'ın salona gelmemesi bana göre oldukça yanlıştı. Elbette gelse çok daha sıkıntılı anlar da yaşanırdı. Bu da ayrı bir nokta.

Uğur Dündar meselesine gelirsek bana göre gereğinden fazla şekilde olayları politize ediyor. Fenerbahçe taraftarlarını bir iktidara yakın gösteriyor, bir muhalefete yakın gösteriyor. Atatürk diyor, Cumhuriyet diyor, vazgeçmem diyor, taraftarı suçluyor, ortada zaten bunlara karşı bir kitle yokken burayı boş bırakmam diyor, tweet ile istifa ediyor, sonra başına giden kongre üyelerinin gazına geliyor, kendi belirlediği şekilde hakkı olmadan oylama yapıyor, kabul edenler, etmeyenler diyor, asla net bir taraf üstün değilken ve oylar sayılmadan istifam kabul edilmedi devam ediyorum diyor ve alkışlar ve istifa tezahüratları ile beraber göreve devam ediyor. Sürekli Atatürk, sürekli Cumhuriyet diyerek Fenerbahçe taraftarlarına bağırmaya, kulübü ben yönetirim havalarına girmeye kimsenin hakkı yok. O yüzden de Uğur Dündar'ın Divan Kurulu Başkanlığı 17 Haziran itibariyla sona ermiştir. Bundan sonra kimsenin ona saygı gösterme şansı kalmamıştır. Fenerbahçe siyaset üstüdür, Fenerbahçe kongresi ne zaman siyaset yapıp ne zaman yapmayacağını kimseden öğrenmez, kimseden icazet almaz.

Ali Koç'un mali ve idari açıdan ibra edilmesi bana göre doğru karardır. Zaten ben oyumu bu yönde kullandım.

Eski başkanlarımızdan Tahsin Kaya'nın konuşma yapması önemlidir. Ancak bunu daha iyi bir zamanda yapmalıydı.

Tüm bu oylama sonrası adını yazdıran tüm kongre üyelerine sözün verilmesi ve kongrenin böyle sonlandırılması da önemli bir adımdır.

Fenerbahçe kongrelerinin kalabalık olması önemli. Ciddi bir katılımla kararlar alınmasına bazı taraftarlarımız karşı çıksa da çok seslilik iyidir. İyi yönetmek lazım.

Kulübün kombine konusunda aldığı karara çok sevindim. 25 bin satış, 16.500 her maça satılacak bilet, 5 kez devir şansı, belli maça gelmeyen kombine yenileme imklanı verilmemesi gibi oldukça güzel detaylar var. Kulüp bu konuda mücadeleye devam etmeli. Umarım gelecek sezon deplasman maçları konusunda da farklı yollar görebiliriz.

Sonuç olarak bazen gergin, bazen güzel, bazen faydalı, bazen amaçsız bir Mali Genel Kurul'u geride bıraktık. 

Kazanan Fenerbahçe olsun.

Hiç yorum yok: