12 Eylül 2022 Pazartesi

Fenerbahçe 2 Dinamo Kiev 1 / Maç Günlüğü | Stattan İzlenimlerim


Fenerbahçe-Dinamo Kiev maçında gün boyunca yaşadıklarımı, gözlemlerimi, hislerimi ve fotoğrafları paylaşacağım maç günlüğü yazısına başlıyorum. 2022 Mart ayında Galatasaray-Barcelona maçına UEFA davetlisi olarak gitmiş ve o maçı statta nefis şartlarda izleme şansı bulmuştum. Bir kez daha sevgili İlker Uğur sayesinde bu kez Fenerbahçe'nin bir iç saha maçında bu deneyimi yaşayacak ve böylesi önemli bir maçı statta izleyecektim.

Beni tanıyanlar ya da bu blogu takip edenler yıllardır maçlara gittiğimi biliyor. Ancak ben her maça ilk gittiğim maç gibi heyecan duyuyorum. Yıllar önce Diyarbakırspor maçıyla başlayan stat yolculuğum aradan geçen onlarca maçın ardından bu kez Kiev maçıyla devam etti.

Yine klasik bir İzmit gününde sabahtan çalışıp akşam üzeri Fenerbahçeli patronumdan izin alıp Kadıköy'ün yollarını tutuyordum.

Ulaşım; Elbette burada Kadıköy'e ulaşımı anlatmayacağım insanlara ama ben genelde trafik de görmemek için İzmit-Marmaray ve ardından Marmaray ile Söğütlüçeşme yaparak gayet kolay ve trafik dertsiz şekilde stadyuma ulaşıyorum. Bu sezon gittiğim 6 maçta da aynısını yaptım.


Stat çevresi; Bu sezon her maç olduğu gibi yine tamamen dolu bir Kadıköy vardı. Yine binlerce taraftar Fenerbahçe heyecanı ile stadyum etrafında maçı bekliyordu. Ancak biz bu kez çok durmadık ve maçı beraber izleyeceğim arkadaşım Dilara ile beraber-tüm fotoğraflarımı da o çekti.- direkt tribüne girdik. Bu arada maçı Fenerium Alt Avis Tribünü F Blok'ta izleyecektik. 


Atmosfer; Elbette statta iyi bir atmosfer vardı. Maç öncesinde yapılan koreografi oldukça güzeldi. Yalnız ben olsam koreografiye imza koymazdım. Tabii bu yüzden Genç Fenerbahçeliler'i eleştirecek değilim. Şahane bir işe imza atmışlar. Hele koreografi sonrası kartonları konfeti haline getirip onları havaya atarak koreografiyi tekrar etmeleri olağanüstü bir detaydı. Kadıköy tarihinin en özel şovlarından birisini izledik. Buradan izleyebilirsiniz. Tribün maç içinde olmasıyla gayet iyiydi ancak tezahürat anlamında daha iyi olabilirdik. Ayrıca Fenerbahçe tribünleri geçmişte yaptığı ''DALE'' şovuna geri dönmeli. O şov çok daha güzel atmosfer oluşmasına vesile oluyordu.

VIP; Hayatımda ikinci kez böylesi bir heyecan yaşadım. Stada özel bir kapıdan girdik, adımızın olduğu listenin olduğu masaya uğrayıp kolumuza otellerde olduğu gibi bileklik taktırdık. Ve yine çok rahat bir şekilde tribüne girdik. Protokol tribünün arkasında özel salonda maç saatini bekledik. Her türlü yiyecek, içecek ücretsizdi. Maç öncesi yemeğimizi yedik. Özel kurulan play-station vardı. Orada 10 dk oyun oynadık, fotoğraf çekildik ve ardından tribünde yerimizi aldık. Tabii hayatımda ilk kez protokol tribünün olduğu yere girdiğim için özellikle her yere baktım, E blok ile stadın diğer tribünleri arasında seyir açısından uçurum olduğunu bu kez yakından gördüm. Umarım bu deneyimi yine yaşama şansı yakalarım. Ve umarım bu deneyimi günün birinde bir kez olsun yurtdışında bir stadyumda da yaşayabilirim.


Maç; Fenerbahçe çok istekliydi. Kiev özellikle sert oynayıp, zaman geçirip, oyunu çirkinleştirip bizi oyundan soğutmaya çalıştı. Rakibi zaman zaman sahasına hapsettik ancak pozisyon bulma konusunda çok etkili değildik. Bir duran top ile golü bulduk. Çılgınlar gibi sevindik. Daha sonra Kiev golü geldiğinde soğuk bir duş aldık. Ancak son dakika gelen Batshuayi golü ile beraber son zamanların en çok sevindiğim ol sevincini yaşadım. Sanırım Lucescu başta, Kiev oyuncularının gereksiz zaman geçirmelerinden dolayı iyice dolduk ve atılan golle beraber büyük bir patlama yaşadık. Avrupa Ligi gruplarına galibiyetle başlamak şahane bir şey. Umarım bu sezon bu kupada ilerleriz ve Fenerbahçe'nin adını herkese duyururuz.

İlk Kiev maçı sonrası en çok eleştirilen Gustavo Henrique bu maçın en iyilerinden birisiydi.



Jorge Jesus'u kenarda izlemek bile insanı mutlu ediyor. Sürekli maçın içinde, sürekli direktif veriyor, sürekli uyarılarda bulunuyor. Ben bu kadar maçı yaşayan hoca görmedim.

Ali Koç; bulunduğumuz tribünde çıkan kavgayı ayıran da, daha sonra kavga edenlerle uzun süre konuşan da başkandı. Gerçekten bu tarz işleri çok iyi yapıyor. Takdir ettim.

Maça gelip kavga etmeyi nasıl başarıyorsunuz? Gerçekten anlamıyorum. İnsanlar çok mu gergin yoksa statta mı bu gerginliğe bürünüyorlar ya da maç öncesi içilen alkolün etkisi mi bilinmez ama gerçekten asla anlamayacağım. Sahada Fenerbahçe maç yaparken tribünde kavga ediyorsunuz.

Yabancı maddeler üzerine de konuşmam lazım! Bir insan ceza alacağımızı bile bile nasıl olur da sahaya yabancı madde atar? Gerçekten bize yakışmıyor. Herhangi bir şekilde savunulacak tek bir tarafı yok. Bu olaydan vazgeçmek lazım. Ayrıca ben Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticisi olsam sahaya yabancı madde atarak Fenerbahçe'ye ceza aldıran taraftarlar hakkında işlem yaptırırım. Belki de bir anlık hareket Fenerbahçe'nin ciddi yaptırım almasına sebep olacak.

Kadıköy'de maça formayla gelen herkesi çok seviyorum. Özellikle belli yaşın üstündeki taraftarlarımız maçlara formayla geliyor ya bayılıyorum.


Ve böylelikle Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda 1907 tribünü hariç tüm tribünlerde maç izlemiş oldum. Rahatlık açısından elbette Loca gibisi yoktu ancak maçı izleme açısından üst tribünler her zaman daha iyi.

Bir günlüğün daha sonuna geldim. Hayatım boyunca Fenerbahçe ile ilgili ya da hayatım ile ilgili bu blogda yazmaya devam edeceğim. Umarım daha çok maçı statta yaşama ve burada anlatma fırsatı bulabilirim. Okuyan herkese teşekkürler.

Hiç yorum yok: