1 Mart 2010 Pazartesi

Maç Günlüğüm # 33


- Fenerbahçemiz için son 6 günde 3.kez yollara düşüyorduk. Pazartesi Bursaspor'a evimizde 3-2 yenildiğimiz maçta, Perşembe Lille ile 1-1 berabere kalarak elendiğimiz maçta tribünde yer almıştık. Bugün de belki de çoğu deplasmandan daha zorlu, çoğu stattan daha kötü atmosferi olan, çoğu stattan daha soğuk olan Olimpiyat stadına doğru yola çıktık. Kocaeli'den bu maçada gelirken içimizde büyük bir aşk ve inanç vardı. 9 kişi olarak Kocaeli'den saat 11:00 civarı yola çıktık ve saat 13:30 civarı stattaydık.

- Stadın oraya gittimizde hava gayet güzel gibiydi. Ama sonra 14:15'den sonra yağmur ile beraber inanılmaz bir rüzgar başladı. O dakikadan sonra tüm olumsuz şartlar oluşmuştu. Biletlerimizi aldıktan sonra stada girdik. Yaklaşık 45 dk süre içerisinde pankartlarımızı asmaya çalıştık. İnanılmaz bir rüzgar vardı. Asmakta bir hayli zorlandık. Ama yine de başardık. Daha sonra tribündeki yerimizi aldık.

- Tribünde ki yerimizi aldık ama futbolcuları görmek mümkün değil. Tribünler ile saha arasında baya bir müsabaka var.

- Tribünlere gelen 25-30 bin Fenerbahçe taraftarına gerçekten helal olsun. Bu şartlarda bu koşullarda buraya gelmek gerçekten büyük iş. Yalnız bundan sonra Kadıköy'de o kadar kalabalık olur mu bilemem.

- Tribünde dikkat çekenler ; Üstünde Fenerbahçe ürünü olan insanlar, küçük çocuğunu alıp maça gelen anne ve babalar, yaşlı amcalar ve teyzeler. Yani Olimpiyat stadında 7'den 70'e Fenerbahçe taraftarı yer alıyordu.

- Sahada ki futbolcular tribünde ki bizler kadar inançlı olmayınca sonuç istediğimiz gibi olmadı.

- Tribünü eleştirebileceğim tek nokta Deniz ve Selçuk'u sürekli ıslıklamak. Gökhan'da pas hatası yapıyor, Alex'te, Emre'de ama sadece Deniz ve Selçuk ıslıklanıyor. Anlamış değilim.

- Tribün performansını değerlendirmeyeceğim çünkü hem bu maç tezahurat yapmadım, kenarda maçı izledim. Hem de olimpiyat stadı öyle bir statki istediğin kadar bağır faydası yok.

- Zemin şahaneydi. Kadıköy'de ne zaman böyle bir zemin göreceğiz acaba?

- Stadın etrafında ki köftecilerden gelen köfte kokusu şahaneydi. Sağlıksız olduğunu bilmemize rağmen yiyoruz. Çünkü kokusu adamı kendisine çekiyor.

- Saat 17:00 gibi stattan çıktık. Sessiz ve herkesin araba da uyuduğu bir yolculuktan sonra saat 19:10 gibi evdeydim.

- Yalnız gerek stattaki hüzünlü hava, gerek bizim halimiz, gerek araba'da ki sessiz ortam gösteriyor ki gerçekten çok üzüldük. Umarım bu üzüntülü günler en yakın zamanda sona erir.

- Arabada kulaklık kulağımda, radyodan slow şarkılar eşliğinde 1 saat falan uyudum. Hayatımın en tatlı uykularındandı.

- Bu soğuk havada bu şartlarda bu koşullarda yine bir deplasman heyecanı yaşadık. Son 6 günde gittiğim 3 maçtan da boynu bükük ayrıldım.

- Yine de '' Fenerbahçe sen çok yaşa canım feda olsun sana '' sloganımız ile beraber yollara düşmeye devam edeceğiz.

- 7 Mart 2010 Pazar günü Kadıköy'de Antalyaspor ile oynuyoruz ve statta Fenerbahçemizi desteklemeye devam edeceğiz.

- Herkese hayatta başarılar.

- Bu arada Maç Günlüğüm 33 oldu. Hedef 1907 günlük :)

Hiç yorum yok: