Efendim yine bir kaç gün gecikmeli yazıyorum yazıyı. Bu sefer de ufak bir rahatsızlık geçirdim. Hatta şu an bu yazıyı yazarken h1n1 virüsü kapmış haldeyim. Her ne kadar kendimi iyi hissetsem de bir kaç domuz gribi belirtim var. Neyse önemli olan ben değilim şu an. Sizlerden yine bir dansçı kızımızla özür dileyeceğim. Gerçi Yiğit'te, benden hemen önce dansçı kızlar serisi başlatmış. Neyse o ayrı konu. Hanım kızımızın adı Brandy Blair. Atlanta Hawks dansçısıydı ancak işinden sıkılmış ve porno sektörüne atılmaya karar vermiş. İlginç bir kariyer planlaması varmış valla, helal olsun.
Haftanın Takımı: Atlanta Hawks
Aslında bu hafta, haftanın takımını seçmek kolay olmadı. Utah Jazz büyük bir çıkışa geçti. 20 galibiyet alamaz denilen Milwaukee, çatır çatır maç kazanmaya devam ediyor. Hepsinden önemlisi geçen haftanın hayal kırıklığı yaşatan ekibi New Orleans Hornets, Chris Paul olmadan Phoenix ve Atlanta gibi takımları devirdi. Ancak Hawks'ta ki bu yükselişi göz ardı edemeyiz. Son yazımızdan bu yana 6 maç oynadılar ve 5 galibiyet aldılar. Tek mağlubiyetleri de New Orleans deplasmanında. Önce Boston'ı dışarıda yendiler, sonra evlerinde Hornets'ı ezdiler. Joe Johnson'ın coştuğu maçta Portland'ı uzatmalarda 99-95 yendikten sonra Wade'li Miami'yi de 105-90 ile geçtiler. Houston onları bayağı zorladı ancak son saniyede Josh Smith sahneye çıktı ve 105-103 kazandılar, sonra da deplasmanda Hornets yenilgisi. Josh Smith bu sene çok olgun oynuyor. Kariyerinin en iyi yılını geçiriyor. Marvin Williams'ta öyle. Jamal Crawford'da en iyi 6. adam ödülünün en büyük adaylarından olacak gibi. E Joe Johnson ve Mike Bibby malumuz. Evlerinde mağlubiyetleri yok. Kısacası 11-3 ile Hawks sezona bomba gibi girdi ve haftanın takımı ödülümüzü sonuna kadar hak ettiler!
Haftanın Oyuncusu: Lebron James
Cleveland Cavaliers'ta Shaq, sakatlığı sebebiyle son 5 maçı kaçırdı. Ancak bu 5 maçın 4'ünü kazandılarsa Lebron'a duacı olmaları gerek. Lebron James bu 5 maçta ortalama 31.6 sayı, 9.2 asist, 5.8 ribauntla oynuyor. Sene başından bu yana olan istatistikleri ise 29.4 sayı, 8.1 asist, 6.8 ribaunt. Şu an için tek endişelenilecek özelliği top kayıpları. Ha birazda serbest atışları diyebiliriz. Bu sene eskiye oranla daha az faul çizgisinde oluyor, ama haftalar ilerledikçe o da sıklıkla faul çizgisine gidecektir. Dolayısıyla bu özelliği üzerinde çok çalışmalı. Top kayıpları konusuna gelirsek, e topların yarısı neredeyse Lebron'un elinde. Her hücumda top eline değiyor, bırakalım o kadarcık olsun. Ayrıca geride bıraktığımız hafta, Doğu'da haftanın en iyi oyuncusu seçildi.
Haftanın 5'i:
PG: Brandon Jennings
Belki biraz duygusal olacak, 10. sıradan seçilmiş bir çaylağı daha ilk haftalardan, haftanın 5'ine koymak. Ancak Brandon Jennings bunu hak etmedi desem yalan söylemiş olurum. Sene başında 20 galibiyet alamaz denilen Milwaukee'nin göz bebeği oldu. Milwaukee şu an 8 galibiyet, 4 mağlubiyette ise bunda en büyük pay şüphesiz Jennings'in. Geçen haftaki yazımı yazdığım akşamdan sonraki ilk maçta Golden State'e karşı 55 sayı attı. Bu sezon ligde 50 sayı barajını geçen ilk oyuncu oldu. Ve bir Wilt Chamberlain'den sonra bir oyuncunun, çaylak yılında attığı en çok sayıya ulaştı. Wilt 58 atmıştı hatırlatalım. Çok top kullanıyor ama asist ortalaması da hiç fena değil: 5.7! Ve bir oyun kurucu çaylak için hiç fena olmayan 4.3 ribaunt ortalamasını tutturmuş durumda, en önemlisi de 24.2 olan sayı ortalaması. Bucks'ta bir Redd sakatlanıyor, bir Bogut. Ancak Jennings takımı büyük bir sorumluluk alarak taşıyor, Ersan'ın da yardımı büyük. Draftın 1 numarası Blake Griffin henüz maç bile oynamamışken Jennings için şimdiden yılın çaylağı söylentileri başladı, hak etmiyor dersek yalan olur.
SG: Kobe Bryant
Geçen haftada buradaydı Kobe, bu haftada yerini kimseye kaptırmadı. Geçen pazar, Lakers, Houston'a yenildi ve Kobe kötü bir oyun ortaya koydu. Ondan sonra Detroit'i evinde parçaladı Lakers, Kobe 40 sayı attı ve bu onun kariyerindeki 100. 40+ sayı performansı oldu. Sonra Gasol geldi, Kobe'nin yükü azaldı ancak sorumluluk almaktan kaçmadı. Asist ortalamasını yükseltti, Chicago maçında attığı 21 sayıyla 24.176 sayı atan Kareem Abdul-Jabbar'ı geçerek Lakers tarihinde en çok sayı atan 2. oyuncu oldu. Önündeki isim ise 25.192 sayıyla Jerry West ve büyük ihtimalle sene içerisinde onu da geçip Lakers tarihinin en çok sayı atan oyuncusu olacak. Sonraki Oklahoma City maçında inanılmaz bir basket attı. Buradan izleyebilirsiniz. Bu sabah da New York'a karşı 34 sayı, 5 ribaunt, 4 asist, 3 top çalma ile oynadı. Ayrıca Batı'da haftanın oyuncusu seçildi. Kısacası onu izlemek bizim için büyük bir zevk ve büyük bir şans.
SF: Lebron James
Haftanın oyuncusu seçtik, fazla konuşmaya gerek yok. NBA yönetimi tarafından da Doğu'da haftanın en iyi oyuncusu seçildi zaten. Shaq'ın yokluğunda takımını sırtlıyor. Her zaman yaptığı iş!
PF: Dirk Nowitzki
Bu sene Dallas Mavericks franchise'ının şampiyon olabilmeleri için son seneleri. Ha yine zor, yine imkansız ama hayat varsa umut vardır. Ve Batı Almanya'dan gelen bu panzer delikanlı yine Dallas'ı sırtında taşımaya devam ediyor. Sene başında, evlerinde geriden gelip yendikleri bir Utah maçı vardı. Son periyot 29 sayı atıp galibiyeti takımına kazandırmıştı. Son 5 maçta da mükemmel oynuyor Dirk. Texas derbisinde San Antonio'ya 41 sayı gönderdi ve takımı maçı 99-94 kazandı. Ondan önce Milwaukee'yi uzatmalarda yıkan son saniye basketinin sahibi. 27.0 sayı, 9.0 ribaunt ve 2.9 asist ile oynuyor. Nowitzki burayı hak ediyor.
C: Amar'e Stoudemire
Geçen yazımızda Phoenix Suns takımından uzun uzun bahsetmiştik. Shaq'ın takımdan ayrılışından sonra run&gun tarzlarını daha çok gösterme fırsatı buldular ve seneye bomba gibi girdiler. Bomba gibi de devam ediyorlar. Steve Nash'ten sonra takımdaki en önemli isim de Amar'e Stoudemire. Bynum karşısında çok kötü bir maç çıkardıktan sonra, geride bıraktığımız haftada 4 maçta 24.2 sayı ortalamasıyla oynadı ve Phoenix bu 4 maçın 3'ünü kazandı. All-Star oylamasında, Batı'da pivotlar arasında en yüksek oyu alması bekleniyor, ki tek rakibi Andrew Bynum. Aslında Phoenix'te 4 numarada oynuyor daha çok, yinede onu pivota çekebiliriz haftanın 5'ine sokmak için. Sene başından bu yana olan ortalamaları ise; 19.9 sayı, 7.4 ribaunt, 1.1 asist.
Haftanın Çaylağı: Brandon Jennings
Bu sene çaylaklar lige çok iyi girdi. Sacramento'da Tyreke Evans, özellikle Kevin Martin'in sakatlığından sonra esasoğlan pozisyonuna geçti ve çok iyi kıvırıyor işini. Minnesota'da Jonny Flynn, New Jersey'de Terrence Williams, Denver'da Ty Lawson, Golden State'te Stephen Curry ve Utah'ta Eric Maynor-Wesley Matthews ikilisi ilk aklıma gelen isimler. Daha bunun Blake Griffin'i var. Ancak hiçbirisi şu ana kadar Brandon Jennings'in yarattığı sükseyi yaratamadı. Fazla söze gerek yok, yukarıda da bahsettiğimiz üzere Jennings, geçen haftadan sonra bu haftada, haftanın çaylağı oluyor.
Haftanın Hayal Kırıklığı: 0-14 ile New Jersey Nets ve Nets koçu Lawrence Frank
Haftanın değil sezonun hayal kırıklığı diyebiliriz Nets için. NBA tarihinde en kötü başlangıç rekoru 0-17. Ve Nets'in bu rekoru egale etmesine 3 maç kaldı, ki bu 3 maç da dışarıda. Sırasıyla Portland, Sacramento ve Lakers ile. Sacramento'yu yendiler yendiler, yoksa NBA tarihinin en kötü başlangıç rekorunu egale edecekler, daha sonrada muhtemelen evlerinde Dallas'a yenilip, 0-18 ile bu rekoru kıracaklar. Sakatlıklardan çok çektiler kabul ama bu kadar da kötü yönetilmez bir takım. Vince Carter'ın takımdan ayrılmasından sonra Courtney Lee ve Rafer Alston'u kadrolarına kattılar. Chris Douglas-Roberts ve Devin Harris gibi gelecekte yıldız olabilecek oyuncuları var ve içeride Brook Lopez gibi yine gelecekte kendisinden çok şeyler beklenen bir pivotları var, bir de Yi Jianlian var ama ruh yok. Haftanın hayal kırıklığı olmaları kesinlikle anlaşılır.
Diğer Dikkat Çekenler:
Öncelikle geçen yazımdan sonra yorum bölümüne bir arkadaşım GSW ile ilgili yazmamana içerledim demiş. Yazayım hemen. Günün gününe uymayan takımlar sıralamasında başı çekiyor Golden State Warriors. Charlotte Bobcats ile gerçekleştirilen takas sonucu kadrolarına Raja Bell ile Vladimir Radmanovic'i kattılar, Stephen Jackson ve Acie Law'ı verdiler. Herkes daha da kötüye gitmelerini bekliyordu ancak önce Cleveland'ı sonra Boston'ı deplasmanda zorladılar. Sonra evlerinde Portland'ı ve dışarıda Dallas'ı mağlup ettiler ki, S-Jax'siz GSW'nin bunu başarması büyük sürpriz. Üstelik bu maçlarda çok kısıtlı kadrolarla mücadele ettiler. Sakatlıktan çok çekiyorlar. Portland maçında 8 oyuncu oynadı, Monta ve Morrow 48 dakika sahada kaldı. Dallas deplasmanından ise sadece 6 oyuncuyla oynayıp, ki bu 6 oyuncuda 30+ süre oldu -Morrow, Monta, Radman 48- Warriors isminin hakkını verip alınlarının aklarıyla çıktılar. Yine de bütün sene böyle gitmez. Gelecekleri hiç parlak değil.
New Orleans Hornets takımının koçu Byron Scott'un kovulmasından ve Chris Paul'ün sakatlığından bahsetmiştik geçen hafta. Yeni koç Weber'in takımı New Orleans geçtiğimiz haftayı çok iyi kapadı. Darren Collison ve Marcus Thornton öne çıkan oyuncular.
Sene başından beri hayal kırıklığı yaratan bir başka takım olan Washington'da da Antawn Jamison'un dönüşünün mutluluğu yaşanırken, şehrin NFL'den tutun da WNBA'e kadar bir çok organizasyonunda görev yapan Wizards sahibi Abe Pollin'in 85 yaşında ölmesi şok havası yarattı.
Indiana, Sacramento, Memphis, Charlotte ve New York ara ara kıpırdanır gibi oluyorlar ancak sonra tekrar geçen seneki hallerine dönüyorlar. Utah ise sonunda çıkışa geçti.
Bizimkiler:
Hidayet Türkoğlu
Hido geride bıraktığımız hafta, Phoenix'e karşı Mr. 4th Quarter'lığını gösterdi ve son 1-2 dakikada Toronto sadece onun eline baktı. Ancak son saniye atışında isabet bulamadı ve takımı Arizona'dan mağlup ayrıldı. Sonra hafif sakatlığı nedeniyle Denver deplasmanında oynamadı, ondan sonraki 4 maçta ise kötü yüzdelerle oynayıp 13-14 sayı ortalamasında kaldı. Hala geçen seneki Hido'yu aratıyor ve hala Toronto'ya tam adapte olabilmiş değil.
Mehmet Okur
Geride bıraktığımız hafta, Utah'ın oynadığı 5 maçın 3'ünde sahadaki yerini alamadı Memo. Hatta NTV'nin de büyük bir geleneği yıkıp hafta içi maçı aldığı gün, Türk Gecesi'nde de oynayamayarak Murat Kosova'yı hayal kırıklığına uğrattı. Oynadığı 2 maçta 13 sayı attı. Son maçında bulduğu üçlük isabetiyle Utah Jazz tarihindeki toplam üçlük sayısını 440'a çıkardı ve Utah Jazz tarihinde bu kategoride 4. sıraya yükseldi.
Ersan İlyasova
Ersan büyük bir gelişim göstererek, Milwaukee'de hak ettiği yere yani ilk 5'e geçti. Geride bıraktığımız haftada 14.6 sayı, 7.8 ribauntla oynayarak Milwaukee'yi Brandon Jennings ile birlikte taşıdı. Sene başından beri olan ortalamaları ise 11.3 sayı, 6.8 ribaunt, 1.3 asist. Gün geçtikçe gelişimin daha da arttıracak ve NBA'e kendini kanıtlayacaktır Ersan.
Bu haftalık da bu kadar efendim. Sizleri TNT'nin düzenlediği son 10 yılın en iyileri oylaması için şuraya, NBA'in düzenlediği All-Star seçimleri oylaması için de şuraya davet ediyorum. Bizi izlemeye devam edin.
3 yorum:
Güzel yazı olmuş bi solukta okudum. TNT'nin oylaması son 10 yıl için yalnız tüm zamanlar değil, o kadar kusur da olur önemli değil. :)
eheh sağol, uyarı için de sağol.. yalnız senin de dikkatini çekmedi sanırım, hiç portland'dan bahsetmemişim :)
gsw yazilmis, sevindim. rotasyon o kadar "yok" ki oyuncu ortalamalari inanilmaz yuksek=)
Yorum Gönder