24 Nisan 2012 Salı

Yazlık, Fenerbahçe, Galatasaray, Galibiyet, Şans...

































Kazandık. Mutluyuz. Hatta aşırı bir mutluluk. Galatasaray'ı yenmek her şartta güzel. Öncesine gidelim.

Sezon öncesi merakla beklenen, fikstür çekildiğinde ilk bakılan Galatasaray maçları bu sezon play-off SAÇMALIĞI yüzünden 4'e çıktı. 4 derbi olması büyük heyecan olsa da ters sonuçlarda kabusa dönüşebilirdi. Evet benim için Galatasaray yenilgileri çok üzücüdür. Bu da herhalde çok normal. Ne Trabzonspor ne Beşiktaş ne başka bir takım. Galatasaray maçı galibiyetleri de, yenilgileri de farklı oluyor.

Sezon içerisine bakınca ise normal sezonda ilk maç deplasmanda 3-1 yenilmişiz, dağılmışız, dağıtılmışız - Bilica - hatta ebedi dost tarihi fark kaçırmış, Kadıköy'de de 2-0 öne geçmemize rağmen 2-2 beraberlikle ayrılmışız ve yine futbol olarak çok kötü durumdayız. Ayrıca bu 2 maç dışında Galatasaray'ın iyi futbolu, Fenerbahçe'nin ise Kadıköy dışında kötü futbolu dikkat çekiyordu. Galatasaray iyi futbolla kazanıyor, biz ise kötü futbolla doğal olarak kaybediyorduk. Ancak aradaki puan farkının sadece 5 olması da bizim şansımızdı. Demekki abartıldığı kadar çok kaybetmemişiz.

Play-off'un hemen öncesi takım inanmış, camia hep inanmıştı ama bu inanmışlığın şiddeti artmış. Futbolcuların, yöneticilerin açıklamaları gayet olumlu. Umutlar yüksek. Fenerbahçe'nin 6'de 6 yapacak potansiyeli var görüşleri.

Play-off ilk maçı Trabzonspor karşısında iyi futbol ile gelen net galibiyet, takımın iyi futbolu, mücadele etmesi, tüm oyuncuların formda olması, hatta normal sezon pek iyi göremediğimiz Gökhan, Mehmet, Ziegler gibi oyuncuların çok iyi bir oyun oynaması umutlarımızı iyice arttırmıştı. Şampiyonluk için sadece 5 galibiyet yeterli olacak ...

Trabzonspor maçı bitimi ile Galatasaray maçı santrası arası. Facebook'da '' cimboma koymaya az kaldı '' profil fotoğrafları önceki senelere göre yok denecek kadar az, twitter'da aynı şekilde çok rahat olan taraftar yok, sokakta ne olur maç Yiğit diyen abiler, amcalar yok, tabii Fenerbahçelilerin durumu böyleyken Galatasaraylılar çok rahat, koyarız, işi bitiririz, play-off saçmalığını çıkartana kapağı takarız yorumları yapıyordu. Camia inanmış. Gerçi inanmayacak gibi de değiller, oyuncular formda, oyuncular iyi, takım iyi. Hadi bu görüşe katılmayacaksınız, değiştirelim, bizden çok daha fazla mücadele ediyorlar. Bu da galibiyete inanma olayını daha çok arttırıyor.

Kişisel yorumum ; Yeneriz. Ama yeneriz derken, tedirginlik. Selçuk-Cristian performansı önemli, Volkan konsantre olmalı, Sow ilerde top tutmalı, Mehmet topuz ve Caner geriye iyi yardım etmeli gibi yorumlar. Ayrıca Galatasaray'da Selçuk gibi, Elmander gibi iyi oyuncuları mutlaka tutmamız lazım düşünceleri ...

Maç başlıyor ; İlk dakikadan, son dakika'ya kadar Galatasaray üstünlüğü, rakip bizi eziyor, Ziegler'in golünde Alex'in pası şahane, Ziegler de sezonun ilk golünü böylesi bir anda, böylesi bir rakibe karşı atıyor. Gerçek Fenerbahçeli oluyor, gol atıyoruz ama değişen bir şey yok, Galatasaray atakları, Galatasaray atakları .... İlk yarı bir şekilde gol yemeden bitiyor, Volkan müthiş ...

2.yarı başlıyor yine Galatasaray atakları, takım ne pas yapabiliyor, ne ileride top tutabiliyor, Galatasaray özellikle çabuk pres ile bizi bunaltıyor, neredeyse her dakika pozisyon oluyor, bizim takım koşuyor, mücadele ediyor ama demekki yeteri kadar mücadele etmiyor ki her dakika pozisyon veriyor...

Volkan ve Bekir yıldızlaşıyor, savunma oyuncuları da vasat üstü ama diğer tüm takım vasat altı. Ekstra işler yapan oyuncu yok...

Selçuk frikikten atıyor, Galatasaray iyice yüklenir diyoruz, yükleniyor ama atamıyor, hatta attıkları golün santrasında kaptıkları top gol olmayınca '' bu da girmediğine göre artık hiç girmez. '' diye içten içe yorumlar...

2.yarı Muslera'yı kaç dk gördük? Çok az. Ama Volkan'ın degajı, Özer'in kafası, Bienvenu'nün düştükten sonra yerde topa dokunması, Stoch'un Ujfalusi'nin yanından uzaması ve net bir vuruşla topu ağlara göndermesi. Skor 1-2.

Bu dakikadan sonra yine Galatasaray atakları, yine gol pozisyonları. Baros'un kafasında kalbi durma noktasına gelen milyonlarca taraftardan biri de bendim.

Sonuç olarak Fenerbahçe hiçbir şey oynamadığı maçta Galatasaray'ı deplasmanda 2-1 yeniyor ve şampiyonluk yolunda ipleri eline alıyordu.

Maç sonrası santra'da oyuncular omuz omuza yaparken, biz de fotoğraftaki bayrağın asılı olduğu evde - yazlık - omuz omuza yapıyorduk.

Sabah o yazlığa girdiğimizde astığımız o Fenerbahçe bayrağını da bir totem olarak kabul ediyoruz ve bayrağın uğuru ile beraber içinde şampiyonluk geçen cümlelere bu sefer cidden başlıyorduk ... Ve son ekleme şampiyonluk için 4 galibiyet yeterli olacak ...

Hiç yorum yok: