8 Mayıs 2012 Salı

Trabzonspor 1 Fenerbahçe 3 / Onurlu Mücadele



Sezonun büyük bir merakla beklenen maçı. Kazanacağımıza inanıyordum. Ama insan ister istemez heyecanlanıyor. Maç başlarken inanılmaz bir heyecan vardı.

Maç öncesi akşam Selçuk twitter'dan '' teknelerle geldiler, bizi uyutmamaya çalışıyorlar. '' dediğinde maç başladı bizim için. En azından benim için. O an havaya girdim. O an bu maçı daha çok istedim. Şampiyon olamasak bile mutlaka bu maçı kazanmamız gerektiğini söyledim. 

Maç günü heyecan tarif edilemez bir boyuttaydı. Maç öncesi takım stada girerken yaşanan '' Taşlama '' olayı yine canları sıktı, öfkeyi arttırdı. Son yıllarda takımın en çok kazanmasını istediğim 5 maçı arasına rahat girer. 

Maç öncesi yaşananlardan, yönetici açıklamalarından, teknik direktör açıklamalarından sonra takımın nasıl bir taktikle oynayacağı pek de önemli değildi. Sahaya 11 kişi çıkacağımızı biliyor ve kazanmamız gerektiğini söylüyorduk. 

Maç başladı. Emre'nin golü geldiğinde mahallede sesimi duymayan yoktu herhalde. Ben uzun zamandır bir gole bu kadar sevinmedim. Golden sonra yaşananlar iyice hırslandırıyordu bizi. Fenerbahçe adeta sahada büyüyor, Trabzonspor ile tribünleri ile beraber küçülüyordu. Her korner taşlama, her korner duraklama. Ancak Fenerbahçe tüm bunlara rağmen sahada inanılmaz iyi bir mücadele sergiliyordu. Takımda herkes iyiydi.

Digitürk'ün çıkardığı sorun nedeniyle küfür ederken Twitter'dan '' Goooollll '' tweetlerini gördük. Bienvenu 2 yapmıştı ancak biz gol diye bağıramamıştık. O an babamın '' Ulan allah kahretsin gol diye de bağıramadık.  '' demesi bizim evin atmosferini özetliyordu. Neyseki tam bu arada digitürk düzeldi ve 2.golü gördük. Golün tekrarında bile gollll diye bağırdık. 

İlk yarı bitecekken gelen Trabzonspor golüne rağmen takıma inanıyor, takımın burada kazanacağına kesin gözüyle bakıyorduk.

İlk yarı boyunca hakemin skandal kararları, Colman'ın, Zokora'nın insanlık dışı müdahaleleri bizi iyice sinirlendiriyordu.

Zokora'nın bütün hafta bu maç için hırslandırıldığını, kurulduğunu net şekilde görüyorduk. Ya da Emre için kuruldu.

2.yarı başlıyor, Fenerbahçe'nin iyi oyunu devam ediyordu. İyi oyun, iyi paslaşmalar, iyi futbol. Bu arada korner kullanamamaya devam ediyorduk.

Bu arada ilk yarı Şenol Güneş, 2.yarı Mustafa Kamil Abitoğlu Emre'ye '' Kornerleri sen kullanma. '' diyordu. Bu da dünya futbol tarihinin duyduğu en saçma cümlelerden biriydi.

Maçın sonlarında Cristian'nın ortasahadan alıp gittiği topu şık bir vuruşla ağlara göndermesi sonucu yine bütün mahallenin duyacağı bir sevinç yaşadım. Skor 1-3 oluyor ve Fenerbahçe bir kez daha bizim kendisiyle gurur duymamızı sağlıyordu.

Takımda herkes iyiydi. Tek tek isim vermeyeceğim.

Alex'i aramadığımız ender maçlardan biriydi. Alex'i unuttum.

Maç sonu saatlerce beklemeden sonra İstanbul'a dönen Fenerbahçe. Trabzon'dan değil, savaş bölgesinden dönüyorduk sanki. Yolda yabancı maddeler, silahlar ...

Fenerbahçe kazandı ve benim için şampiyon oldu. Haftaya ben Şükrü Saracoğlu Stadyumu'na takımı ne sonuç çıkarsa çıksın alkışlamaya gidiyorum.

Hiç yorum yok: