Sezonun büyük bir merakla beklenen maçı. Kazanacağımıza inanıyordum. Ama insan ister istemez heyecanlanıyor. Maç başlarken inanılmaz bir heyecan vardı.
Maç öncesi akşam Selçuk twitter'dan '' teknelerle geldiler, bizi
uyutmamaya çalışıyorlar. '' dediğinde maç başladı bizim için. En azından benim
için. O an havaya girdim. O an bu maçı daha çok istedim. Şampiyon olamasak bile
mutlaka bu maçı kazanmamız gerektiğini söyledim.
Maç günü heyecan tarif edilemez bir boyuttaydı. Maç öncesi takım
stada girerken yaşanan '' Taşlama '' olayı yine canları sıktı, öfkeyi arttırdı.
Son yıllarda takımın en çok kazanmasını istediğim 5 maçı arasına rahat
girer.
Maç öncesi yaşananlardan, yönetici açıklamalarından, teknik
direktör açıklamalarından sonra takımın nasıl bir taktikle oynayacağı pek de
önemli değildi. Sahaya 11 kişi çıkacağımızı biliyor ve kazanmamız gerektiğini
söylüyorduk.
Maç başladı. Emre'nin golü geldiğinde mahallede sesimi duymayan
yoktu herhalde. Ben uzun zamandır bir gole bu kadar sevinmedim. Golden sonra
yaşananlar iyice hırslandırıyordu bizi. Fenerbahçe adeta sahada büyüyor,
Trabzonspor ile tribünleri ile beraber küçülüyordu. Her korner taşlama, her korner
duraklama. Ancak Fenerbahçe tüm bunlara rağmen sahada inanılmaz iyi bir
mücadele sergiliyordu. Takımda herkes iyiydi.
Digitürk'ün çıkardığı sorun nedeniyle küfür ederken Twitter'dan ''
Goooollll '' tweetlerini gördük. Bienvenu 2 yapmıştı ancak biz gol diye
bağıramamıştık. O an babamın '' Ulan allah kahretsin gol diye de bağıramadık.
'' demesi bizim evin atmosferini özetliyordu. Neyseki tam bu arada
digitürk düzeldi ve 2.golü gördük. Golün tekrarında bile gollll diye
bağırdık.
İlk yarı bitecekken gelen
Trabzonspor golüne rağmen takıma inanıyor, takımın burada kazanacağına kesin
gözüyle bakıyorduk.
İlk yarı boyunca hakemin skandal
kararları, Colman'ın, Zokora'nın insanlık dışı müdahaleleri bizi iyice
sinirlendiriyordu.
Zokora'nın bütün hafta bu maç
için hırslandırıldığını, kurulduğunu net şekilde görüyorduk. Ya da Emre için
kuruldu.
2.yarı başlıyor, Fenerbahçe'nin
iyi oyunu devam ediyordu. İyi oyun, iyi paslaşmalar, iyi futbol. Bu arada
korner kullanamamaya devam ediyorduk.
Bu arada ilk yarı Şenol Güneş,
2.yarı Mustafa Kamil Abitoğlu Emre'ye '' Kornerleri sen kullanma. '' diyordu.
Bu da dünya futbol tarihinin duyduğu en saçma cümlelerden biriydi.
Maçın sonlarında Cristian'nın
ortasahadan alıp gittiği topu şık bir vuruşla ağlara göndermesi sonucu yine
bütün mahallenin duyacağı bir sevinç yaşadım. Skor 1-3 oluyor ve Fenerbahçe bir
kez daha bizim kendisiyle gurur duymamızı sağlıyordu.
Takımda herkes iyiydi. Tek tek
isim vermeyeceğim.
Alex'i aramadığımız ender
maçlardan biriydi. Alex'i unuttum.
Maç sonu saatlerce beklemeden
sonra İstanbul'a dönen Fenerbahçe. Trabzon'dan değil, savaş bölgesinden
dönüyorduk sanki. Yolda yabancı maddeler, silahlar ...
Fenerbahçe kazandı ve benim için
şampiyon oldu. Haftaya ben Şükrü Saracoğlu Stadyumu'na takımı ne sonuç çıkarsa
çıksın alkışlamaya gidiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder