23 Aralık 2019 Pazartesi

Deplase Keyifler # Sivas


Adın yazıyor Kanarya, yaradan yazmış alnımıza...

Sivasspor-Fenerbahçe maçı için Cumartesi günü 00:30 otobüsü ile 3 arkadaş yollara düşüyorduk. Ekim ayında oynanan Denizlispor deplasmanından sonra bu sezon 2.kez Fenerbahçemizi deplasman tribününde destekleme şansı bulacaktık. 

Yolculuğun çok rahat olduğunu söyleyemeyiz ancak deplasman demek zaten rahatlık demek değildir. Yorulmadan bir deplasmanın bitme şansı yok. Saat 12:00 gibi Sivas'ta olduk.

Deplasman demek elbette futbol demek ancak gidilen şehri gezmek, yemeklerini yemek de olmazsa olmaz hareketlerden biri. Bu vesileyle Sivas otogarından hemen sonra yolumuzu meşhur olduğu söylenen Sivas döneri ve köftesini yemek için Has Döner'e çevirdik.


Öncelikle şunu söyleyeyim. Hayatımda yediğim en iyi dönerlerden biri oldu. 3 arkadaş da bayıldık. Servis çok hızlı. Döner sıcacık geliyor. Yanında ayrı bir tabakla pideler geliyor. Yağ bulmanız mümkün değil. Saf et yiyorsun ve ağzında dağılıyor. Aç zamanında 2 tabak yersin. Öyle bir döner. Köftesini de çok beğendim elbette ama döner 1 hatta 2 adım öne çıktı. Döner için 9 puan vereceksem, köfte 7 ya da 8 puan. Masaya oturur oturmaz 4 tabak ikram salata geldi. Ve fiyat olarak muazzam. 4 porsiyon döner, 1 porsiyon köfte-köftenin tabağında 7 adet var-, 3 kutu kola toplam 119 TL ödedik. Gerçekten İzmit ve İstanbul gibi yerlerden sonra bedava. Sivas'a gidenler mutlaka yesin öyle dönsün.

Yemeklerimizi yedikten sonra yolumuzu yürüyerek Sivas Cumhuriyet Meydanı'na çevirdik. İlk olarak 1993'te Türkiye tarihinin en utanç verici olaylarından birinin yaşandığı Madımak Oteli'ni gördük. Elbette o yıllara ait herhangi bir detay görmemiz mümkün olmadı. Başka ülkede olsa çok daha farklı değerlendirilecek bina burada çok daha başka bir hal almış.


Madımak Oteli sonrası Cumhuriyet Meydanı'na çıktık. Ve Türkiye tarihinin önemli yerlerinden biri olan Sivas Kongre Binası'nı gezmek için içeri adımımızı attık. Özellikle balmumu Mustafa Kemal Atatürk heykeli, toplantının yapıldığı salon, Atatürk'ün oturduğu masa ve koltuk, Atatürk'ün uyuduğu yatak, kaldığı oda en etkileyici yerlerdi. 


''Cumhuriyetin temelini burada attık.'' 


Bu tarihi bina gezisini de bitirdikten sonra biraz daha gezdik ve yolumuzu stada doğru çevirdik. Tabii bu arada Sivas yazılı buzdolabı magnetlerini de hatıra olarak aldık.



Sivas'a geliş sebebimiz; Fenerbahçe. Fenerbahçe'ye kavuşmak için mücadeleden yaklaşık 1.5 saat önce kendimizi tribüne attık.

Stat; Bu sene gittiğim maçlarda Denizlispor stadını daha çok beğendim. Ancak bu stat kapasite olarak benim çok hoşuma gitti. Ne büyük, ne küçük. Sivas gibi bir şehir için çok ideal bir stat yapmışlar. Zatan tamamen doluydu. Zemin iyiydi. Statta ısıtıcılar olması güzel ve önemli -açmadılar-. Deplasman tribününün önüne gerilen file gereksizdi. Gerçi file olmasa üst kattan alta yabancı madde atılır. Sanırım olmak zorunda.

Fenerbahçe tribünleri; Fenerbahçe tribünleri son zamanda hiç olmadığı kadar sağlam geldi maça. İstanbul'dan 20 otobüs, uçakla gelenler, münferit araçlarıyla gelenler, otobüsle gelenler, çevre illerden gelenler derken Fenerbahçe tribününde tanıdığım bir çok kişi stattaydı. Ona rağmen tribün iyi oldu diyemem. İlk yarı iyiydik ancak Fenerbahçe'nin 2.yarı oyunu nedeniyle ve yediği 2.gol ile beraber tribünler iyice bitti. Attığımız gol sonrası hareketlense de hayatımda gittiğim ve şahit olduğum en kötü Fenerbahçe tribünlerinden birisiydi. Zaten bir tribün skor 2-0'ken izlediği maçı bırakıp ezeli rakibine küfür ediyorsa o tribüne iyi demem.


Sivasspor tribünleri; Bir kale arkası çok coşkulu, tezahürat yapan kitle orada. Takım iyi olunca, skoru da alınca toplu bir çok tezahürat yaptılar. İnsanın soğukta tezahürat yapası bile gelmez ancak yine de tüm tezahüratlara katıldılar. Takım iyi, tribünler de iyi. Maç öncesi yaptıkları koreografi de güzeldi.

Maç; İlk yarı Fenerbahçe'nin oynadığı oyunu beğendim. Ancak çok gol kaçırıyoruz. Bir türlü topu içeri sokamıyoruz. Bir çok pozisyon bulduk ancak beceriksizlik yüzünden bir türlü istediğimiz golü atamadık. 2.yarı başında yenen gol zaten maçı ''bitse de gitsek'' noktasına getirdi. Deniz Türüç girdikten sonra biraz kıpırdasak da iş işten geçmişti. 3-1 kaybettik.

Sivasspor gollerinde iyi ses çıktı.

İnsanlar çok saygısız. Bunun okumuş olmakla ya da olmamakla alakası yok. Tribünde gerçekten çok saygısız insan var. Tribünde her şey onların dediği gibi olsun istiyorlar. Akıl almaz.

Ersun Yanal'ın en kötü maçlarından biridir. 

Deniz Türüç neden 10 dakika yedek kulübesi önünde bekledi? Bir gün Ersun Yanal'ı görürsem bu soruyu soracağım.

Deplasmanda atılan gole sevinmek çok güzel ancak skor 2-0'ken değil. Zaten o kadar takımdan umutsuz durumdayken geldi ki tribün reaksiyon veremedi.

Sezon uzun, mücadele etmeye devam. Ancak deplasman olayını çözmek lazım. 

Deplasmanda kazanmak güzel, kaybetmek çok çok kötü. Maç sonrası ev sahibi futbolcuların ve taraftarların sevincini izlemek, güvenlik nedeniyle beklemek çok can yakıyor.

Maç sonrası taksiyle hemen havaalanı'na gittik. Tribün oradaydı. Yüzler gülmüyordu. Herkesin aklında tek bir soru vardı. ''Ne olacak bu takım?'' 

21:20 uçağıyla hareket; 23:00 İzmit servisine yetişme ve gece 12'de evde olup bir deplasmana nokta koymak.


Ekim; Denizli, Aralık; Sivas... Bakalım sırada hangi deplasman var?

Hiç yorum yok: