Hayatımda izleyip de en çok güldüğüm Türk filmi oldu Ölümlü Dünya. Sokaktan insanları çevirip bu filme sokasım geliyor. Ve hayatımda belki de ilk kez ikinci, üçüncü kez sinemaya giderim diyebildiğim bir film. Ben hayatımda sinemada bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Cem Yılmaz ya da başka bir isim. Bu filmin yanına yaklaşamadı. Açıkcası bu yazıyı yazarken aklıma sahneler geliyor gülmeye başlıyorum. O kadar çok güldük ki artık gülmekten gerçekten karnımıza ağrılar girdi. Sadece ben değil, tüm salon. Hatta bazı anlar ''İnsanlara ayıp olacak ya kendimizi frenleyelim.'' falan demeye başlayacaktım.
Film nefis bir Özdemir Erdoğan şarkısı ile başlıyor. Gurbet'i dinleyerek başlıyoruz. Ve ardından olaylar gelişiyor. Her saniye keyif alıyoruz, her 5-10 dakikada bir yere düşecek şekilde gülüyoruz.
Haydarpaşa Garı'nda bir restoran işleten 8 kişilik bir ailedir Mermer'ler. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Aile yıllardır kiralık katil olarak ve dünyanın önemli organizasyonlarından birinin altında çalışmaktadır. Ancak organizasyon kurallarının ihlal edilmesi sebebiyle işler karışır ve film devam eder.
Özellikle Wi-Fi şifresi verilen sahne, resepsiyon sahnesi, sorgu sahnesi, dayak yedikten sonra arkadaşlarına sitem ettiği sahne, kız isteme sahnesi, bankadan para çekme sahnesi, tarama sahnesi gibi 7 tane sahne var ki buralarda gerçekten dikkat edin koltuktan düşebilirsiniz.
Filmin bana göre yıldızları zaten sadece konuşsalar bile adından söz ettirecek iki kişi. Feyyaz Yiğit ve Doğu Demirkol. İkisi de olağanüstü oyunculuklar sergiledi. Her sahnede bizleri güldürdü. Zaten tipleri komik, bir de saf oyuncuları canlandırınca ortaya unutulmaz anlar çıktı.
Ahmet Mümtaz Taylan, Sarp Apak, İrem Sak, Alper Kul, Meltem Kaptan, Mehmet Özgür ve Özgür Emre Yıldırım filmin diğer oyuncuları. Hepsi de iyiydi ancak dediğim gibi ön plana çıkanlar Feyyaz ve Doğu oldu.
Doğu Demirkol'un ilk filminin bu olması oldukça şanslı hareket olmuş. Bundan sonra daha sık görmeliyiz.
Filmin içinde çalan şarkılar da oldukça iyiydi. Bir an önce albümü çıkmalı.
Ali Atay'ın ilk filmi Limonata'yı sinemada sadece 76 bin kişi izlemişti, filme bayılmıştım. Bu filme de ilk hafta sadece 109 bin kişi gitmiş. Oldukça az. Bu filmin rekor kırması gerekiyordu. Ama ben bu filmin zamanla daha da iyi gişe yapacağına inanıyorum. Çünkü anlatılınca insanlar daha da gidecek. Çünkü gerçekten bunu sonuna kadar hakediyor.
İşin özeti mutlaka ama mutlaka gidin. Gülmeme ihtimalinizin olduğunu düşünmüyorum. Yılın en iyi filmi, son yılların en iyi yerli filmi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder