23 Eylül 2015 Çarşamba

Maç Günlüğü / Fenerbahçe-Bursaspor


Nani transferi söylentileri çıktığında ''Nani gelsin, parkta mangal yakıyorum.'' diye tweet atmıştım. Ve geldiği için bana da söz verdiğim gibi mangalı yakmak düştü. Bir süre parkın mangala müsait olmaması, maç günlerinin insanlara ve bana uymaması derken kısmet Bursaspor maçı öncesineymiş.

Maç Önü + Mangal; Yine erkenden Kocaeli'den başlayan yolculuk, Yoğurtçu Parkı'nda kurulan mangal, dostlar, yenen yemekler, içilen içkiler, yapılan muhabbetler. Gün boyu parkta sevdiğimiz insanlarla beraber vakit geçirmek açıkcası beni çok mutlu ediyor. Fenerbahçe maçları kadar maç öncelerini bekler olduk. Hatta bazen maçlar o kadar zevksiz geçiyor ki, park maçın önüne geçiyor. Hatta geçen sene Galatasaray maçında kombinemiz olmasına rağmen girmeyip parkta radyodan dinlemişliğimiz bile var. Kısacası her zaman söylediğimi bir kez daha söyleyeyim, Fenerbahçe maçlarına gidip de maç öncesini yaşamayan çok şey kaçırıyor. Maç öncesi gerek Kalamış, gerek Nazlı'nın Yeri, gerek Yoğurtçu Parkı resmen huzur veriyor, tavsiye ederim. Bu arada parkta her sene mangal yakmaya başladık. Bu da çok güzel bir olay.

Saat 19:30 gibi stada girdik, Fenerbahçe için bir kez daha heyecan duyduk, yine merdivenleri hızlı adımlarla çıktık. İçimizdeki bu heyecan, bu mutluluk acaba nereye kadar gidecek çok merak ediyorum. Gerçi buradan istemiyorum gibi bir algı oluşmasın. Fenerbahçe, Fenerbahçe için heyecanlanmak, Fenerbahçeli dostlar, Fenerbahçe tribünleri, Fenerbahçe diye bağırmak çok güzel. Umarım hayat standardımız böyle gider ve Fenerbahçe'yi yıllarca statta izleme şansı yakalarız.

Maç ; İlk yarı oldukça iyi futbol, takım Perşembe günü oynadığımız Molde maçına göre çok daha iyi, çok daha istekli. Nani ile bulduğumuz gol. Tribünde bir kez daha Nani diye tezahurat yapmamız. 2.yarı Bursaspor daha iyi gözüküyor, atakları artıyor ve golü de geliyor. Ancak daha sonra sahneye çıkan Van Persie Kadıköy'den bir kez daha eve mutlu gitmemizi sağlıyor. Takımda özellikle geçen maçlara göre Mehmet Topal ve Meireles harika oynadı. Top kestiler, top çıkardılar, mücadele ettiler ve takımın kazanmasının önemli sebeplerinden oldular. Markovic ilk 11 çıktı ve beklentiyi karşıladı. Çok daha iyi olacağının sinyallerini verdi. Hasan Ali de Caner'in yerine maça başladı ve kusursuz bir futbol oynadı. Maçı kazandıran golde yaptığı asist harikaydı. Tribünler de Hasan Ali tezahuratı yaparak hakkını verdi. Nani ve Van Persie ise 1'er gol atarak galibiyeti getiren futbolcular oldu.

Ekstra Övgü ; Nani için her maç sonrası bir şeyler yazmak istiyorum. Sadece gol ve asist yapıyor diye değil. Sahada istekli, sahada coşkulu, mücadeleden kaçmıyor. Defansa kadar adam kovaladığı anlar oluyor. Tribünleri de gaza getiriyor, arkadaşlarını da. 28 yaşında Türkiye'ye gelip de bu kadar kısa sürede aidiyet hissetmesi gerçekten takdirlik. Nani'yi izlemek gerçekten büyük keyif.

Hocam ; Vitor Pereira'nın Caner'i kesip Hasan Ali'yi oynatması, Markovic'i ilk 11'e koyması, Van Persie'yi kesmesi iyi hareket. Formanın hakkını verenler bir şekilde ilk 11'e giriyor. 1-1 sonrası biraz daha erken değişiklik yapabilirdi. Bu da olumsuz nokta.

Tribünler ; Tribünler iyiydi ancak bunu sağlayan Fenerbahçe futbol takımı. Yıllardır Fenerbahçe tribünlerine gidiyorum, eğer takım birazcık ışık verirse tribünler çok iyi oluyor. Bunun golle ya da galibiyetlerle alakası da yok. Sadece o mücadeleyi görmek istiyorlar. Ve önceki senelere göre de oldukça iyi bir tribünümüz var. Daha da iyi olacak gibi. Yalnız tribünleri yöneten Genç Fenerbahçeliler ya da amigosu ya da içlerinden sözü geçen birileri birazcık daha maçı ve tribünleri takip edebilirse çok daha iyiye gideriz. Çünkü tüm stadın coşkuyla ayağa kalktığı an girilen pek bilinmeyen tezahurat birden tüm coşkuyu söndürüyor. Genç Fenerbahçeliler sadece kendilerini tezahurat yaparken buluyor. Karşılıklı tezahuratların ise tribünün kalbi olduğunu bir kez daha gördük. Maç sonunda ise çıkmayıp Beşiktaş maçına uygun tezahuratlar yapmamız harika anlardı. Biz çıktıktan sonra bir süre devam etmiş.

Tribünde kavga etmek kadar saçma bir şey yok. Keşke insanlar biraz daha anlayışlı olsa. Tabii çıkan kavgaların en büyük nedenlerinden birisi maç öncesi tüketilen alkol miktarı.

Nani'nin son Kadıköy maçında attığı son dakika golün sıcaklığı geçmedi, bu hafta yine ona rağmen tribünden erken çıkan ciddi bir kitle vardı.  Tüm hafta beklediğiniz maçın - gerçekten bekliyorlar mı ya da? - sonuna kadar nasıl durmazlar anlam veremiyorum. Yarım saat trafikte fazladan kal, 1 saat evine geç git ama yine de stadı erken terketme be abi.

Yücel Özmetin askerden geldi, iyi ki geldi. Maça Yücelle gidip-gelmek harika olay. Gerçi maç sonraları çok rahat davrandığımız için sezon boyunca her an otobüsü kaçırıp İstanbul'da kalabiliriz ya neyse. Biri bizi evinde misafir eder artık.

Saat 12:00 otobüsü ile başlayan gün, akşam 24:00 otobüsü ile dönmemiz ile sona erdi. 11:30 ile 01:15 = Bir maç günü.

Bu arada twitter'ı kapattığım için haberi olmadığı için mangala gelemeyen arkadaşlar olmuştur. Daha çok mangal yakarız, merak etmesinler.

Maç gününün en güzel kıyafeti Şort-Forma ile maça gitmek harika olay.

4 Ekim 2015 Pazar önce park ardından 20:00'de Akhisar Belediyespor maçı.

Fenerbahçe için yaşamaya devam.

Hiç yorum yok: