20 Nisan 2024 Cumartesi

Fenerbahçe 1 Olympiakos 0 / Penaltılar İle Veda


Son yıllarda sonucuna en çok üzüldüğüm Fenerbahçe maçı. Sezon başladığından beri bizim için en önemli hedefin bu kupa olduğunu ve ilk kez bir avrupa kupasına bu sezon yaklaştığımızı her yerde söyledim, yazdım. Penaltılarla Olympiakos'a kaybetmek o yüzden beni çok fazla üzdü.

İlk maç 3-2. Bloga ''Skor olarak fena sayılmayacak bir netice diyebiliriz ama maç içinde gördüklerimiz ile beraber turu orada alıp gelme şansını elimizle ittiğimiz için biraz daha üzücü yenilgi'' cümleleriyle maçı yazdım. Normal şartlar altında ilk maç işi bitirip rövanş maçını çok daha güzel şartlarda oynamamız gerekirdi. Yine de arada büyük bir kalite farkı olduğunu ve bu sayede turu bir şekilde alacağımıza olan inancım çok yüksekti.

Günler öncesinden biten biletler, iyi atmosfer ve ilk 15 dakika içinde atılan gol. Herhalde maç öncesi İsmail Kartal dahil tüm Fenerbahçeliler böylesi bir senaryo çizerdi. Ancak sonrası beklediğimiz gibi olmadı. İrfan'ın güzel golü 11.dakika geldi. 34.dakika yine İrfan'ın şutunu kaleci kurtardı. Ve o dakika sonrası bir daha Fenerbahçe'nin maçın sonuna kadar isabetli şut atamadığını söylemek lazım. 

Yıllardır Fenerbahçe maçlarıını takip ediyorum ilk kez bir maçta ''şu oyuncu çok kötü oynadı.'' dediğim bir isim olmadı. Tüm oyuncular belli standartın üstünde oynadı. Böylesi bir maç sonunda da turu alamamak bu açıdan da kötü oldu.

Livakovic son haftalarda artan formunu bu maçta yine gösterdi. Penaltılar konusunda da çok üst düzey bir isim. Kurtardığı penaltıları ve yaşadığı üzüntüyü uzun süre unutmam. 

İsmail Kartal'ın iyi bir insan ve iyi bir Fenerbahçeli olduğuna eminim ama sezon sonunda şampiyon olsak dahi takımda kalmamasını isterim. Çünkü özellikle kadro tercihleri ve oyuncu değişiklikleri konusunda sezon başından beri çok hata yaptı. Ve demeçler konusunda da sıkıntılı olduğunu her maç sonrası görmeye başladık. Teşekkür edip yollarımızı ayırmamız her iki taraf için de en iyisi olacak.

Tribünler maç öncesi iyiydi, saatin geç olması, yorgunluk, maç stresi gibi sebepler birleşince her dakika geriye gitti. Elbette özlediğimiz Fenerbahçe tribünlerinin bir daha olma ihtimalini görmüyorum.

Tadic ve Dzeko. Sizden de razıyız.

Becao ve Djiku çok iyisiniz.

Ferdi Kadıoğlu. Sözün bittiği futbolcu.

Fenerbahçe tribünleri için en etkili çözüm kale arkası alt kata geçilmesidir. Umarım seneye bu sağlanır.

Taraftar gruplarının bu maça yeteri önemi vermediğini düşünüyorum. Koreografi yapılmaması bile benim bu tespitimi doğruluyor. Yunan bir takımla çeyrek final maçı yapıyoruz ve tribünler normal bir maç gibi hazırlanıyor. Ben bunun büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Sadece tüm tribünlerde basit bir ''Road to Athens'' pankartları bile daha etkili atmosfer oluşmasına katkı sağlardı. Bunu kullanmalıydık.

Ben olsam takım için çok önemli olduğunu bildiğim oyuncuyu değiştirirken o ismi çağırıp fikrini sorarım. Guardiola Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçında De Bruyne ve Haaland gibi iki oyuncuyu böyle değiştiriyorsa İsmail Kartal da yapmalıdır.

Takımın penaltıcılarını benim belirleme şansım olsa Tadic, Bonucci, Cengiz gibi isimleri seçerdim. Bu konuda İsmail Kartal'a diyecek tek kelimem olamaz. Sezon başında Fenerbahçe'nin penaltıcısı olmadığını, en çok atan Tadic'in bile çok penaltı kaçırdığını görmüştüm.

Deplasmanda olsak penaltı vuruşlarını kazanır mıydık?

Konferans  Ligi şampiyonluğu süper lig şampiyonluğuna her sezon tercih ederim. 

Aston Villa ile Yarı Final serisi oynamak çok keyifli olacaktı.

Hakemin bazı kararları rezaletti. Hakem hataları her yerde oluyor.

İrfan Can Kahveci seni çok seviyorum. Geldiğin nokta inanılmaz önemli.

Elimizde sadece lig mücadelesi kaldı. Umarım orada mutlu sona ulaşırız ancak ulaşamazsak bile bu sezon oynayan takımı asla unutmam. Çok değerli bir takım. Bizi çok mutlu ettiler.

Yaşa Fenerbahçe.

12 Nisan 2024 Cuma

Olympiakos 3 Fenerbahçe 2


Fenerbahçe Uefa Konferans Ligi çeyrek final ilk maçında deplasmanda Olympiakos'a 3-2 kaybetti. Aslında skor olarak fena sayılmayacak bir netice diyebiliriz ama maç içinde gördüklerimiz ile beraber turu orada alıp gelme şansını elimizle ittiğimiz için biraz daha üzücü yenilgi oldu.

Yanlış kadro tercihi, bireysel hatalardan yenen goller, yapılmayan hamleler ile beraber skorun 3-0'a gelmesi olumsuz taraf olsa da oradan 3-2'yi bulmamız olumlu taraf olarak söyleyebileceğimiz bir detay.

İrfan Can Kahveci sahanın Fenerbahçe açısından en iyisiydi. Golünü de attı. Tadic güzel penaltı attı. 

Zajc, Krunic ve Çağlar maçın en kötü 3 oyuncusuydu. Livakovic böylesi maçlarda devreye girmeli. Özellikle yediği ikinci golü ona yazarım.

Fred ve İsmail girdiği zaman değişen futbol. Eğer 62.dakika oyuna alabileceğin oyuncular varsa onları ilk 11 oynatma riskini almalısın. Tarihimizin en önemli maçlarından birisinde kabul edilmeyecek tercih hataları.

Olympiakos tribünleri zaman zaman çok iyiydi. Net ve kısa besteleri tercih etmeleri iyi tribün yapmalarını sağlıyor. Bizim tribün gibi uzun bestelerle tribündeki atmosferi aşağıya çekmiyorlar.

İsmail Kartal maç sonunda Twitter trend topic listesinin 1 numarası oldu. Herkes hocayı eleştiriyordu. Şahsi fikrimi de söyleyeyim; İsmail Kartal sevdiğim bir isim, Fenerbahçe ne zaman çağırsa göreve geliyor, Fenerbahçe başında oldukça sıkıntılı anlara şahitlik ediyor ama hocalık olarak bakmak lazım. Özellikle sezon içinde çıkardığı ilk 11 ve yapmadığı hamlelerinin kötü olduğu 7-8 maç oldu. Bu yazıyı okurken düşünün sezon boyunca İsmail Kartal'ı bu yüzden eleştirdiğiniz kaç maç oldu? Hocaları yemek değildir bu. Eğer bir hoca kendini bu konuda geliştirmez ve değiştirmezse bu takıma zarar veriyor. O yüzden de sezon sonunda İsmail Kartal'ın ne sonuç alırsak alalım gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesele İsmail Kartal meselesi de değil. Hatalarından ders çıkarmayan ve ısrarla yapmaya devam eden tüm hocalar yönetim tarafından takımdan yollanabilir. Ben Fenerbahçe'nin başarılı olmasını istiyorum ve bu konuda gerekenler her sezon yapılmalıdır.

18 Nisan Perşembe saat 22:00'de rövanş maçı. 2 farklı galibiyetin bizi yarı finale götüreceği bir maç. Tek farklı galibiyet uzatma belki de penaltı atışları.

Fenerbahçe tarihinin en önemli gecelerinden birine gidiyoruz. Takım, tribün, hoca. Herkesin formda olması gereken bir akşam. 

8 Nisan 2024 Pazartesi

Süper Kupa Kronolojisi


24 Temmuz 2023 - TFF Süper Kupa'nın 2023/2024 sezonu devre arasında oynanacağını açıkladı. Gerekçe olarak da Fenerbahçe ve Galatasaray'ın sezon öncesinde her hafta yapmak zorunda olduğu eleme maçlarını gösterdi. Fenerbahçe sezon başında 26 Temmuz, 1 Ağustos, 10 Ağustos, 17 Ağustos, 24 Ağustos ve 31 Ağustos olmak üzere 6 Avrupa maçına çıktı. 13 Ağustos ve 21 Ağustos tarihlerinde de lig maçına çıktık. Galatasaray'ın da aynı sayıda maçı var.

20 Ekim 2023 - TFF Süper Kupa'nın 30 Aralık 2023 tarihinde Suudi Arabistan'da oynanacağını açıkladı. Bu tarih ve yer açıklanırken hem Fenerbahçe hem Galatasaray imza atarak koşulsuz şekilde bu kararı kabul etti.

03 Kasım 2023 - TFF Süper Kupa'nın 29 Aralık 2023 Cuma gününe alındığını açıkladı.

28 Aralık 2023 - Fenerbahçe takım kaptanı Dzeko ''Bizler için en büyük motivasyon kupa, Tek arzumuz kupayı kazanmak, burada olmak beni ve arkadaşlarımı iyi hissettiriyor.'' açıklaması yaptı.

Aralık ayında Süper Kupa maçı günü yaşananları herkes biliyor. Maç oynanamadan takımlar Türkiye'ye döndü ve maçın ilerleyen tarihlerde oynanacağı TFF tarafından açıklandı.

21 Şubat 2024 - TFF Süper Kupa'nın 7 Nisan 2024 tarihinde Şanlıurfa'da oynanacağını açıkladı.

7 Nisan 2024 - Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan maç Fenerbahçe'nin sahadan çekilme kararı ile beraber sona erdi.

Kronolojik olarak Süper Kupa yolculuğu böyleydi. Öncelikle Fenerbahçe yönetimi süreç boyunca doğru bir yönetim sergileyememiştir. Suudi Arabistan kararına da gereken tepkiyi zamanında vermemiştir, bir duruş sergilememiştir ve işler bu noktaya gelmiştir. Tepki vermeyi geçtim Süper Kupa'nın Arabistan'da oynanması kararının altına imza atmıştır. Taraftarlar dışında büyük çoğunluk Süper Kupa maçının orada oynanancak olması ile ilgili herhangi bir adım atmamıştır, cümle kurmamıştır. Ve daha sonra yaşanan süreç sonrası da olaylar istemediğimiz noktaya gelmiştir.

21 Şubat yeni tarih ve yer açıklanırken de herhangi bir tepkimiz olmamıştır. TFF'ye ''Bakın bizim o tarihte avrupa maçımız olacak bu maçı yanlış tarihe koydunuz.'' dememiştir. Fenerbahçe o gün gereken tepkiyi hızlıca verseydi böylesi bir süreç yaşanmazdı.

Avrupa'da çeyrek finale yükselince ve bu sebeple maçın ertelenmesini isteyince de Galatasaray'ın da ret oyuyla beraber bu teklif kabul edilmemiş ve Fenerbahçe bu maça çıkmamayı düşünmeye başlamıştır. 

Daha sonra ligden çekilme kararının konuşulması, toplanan genel kurul, alınan U19 kararı ve takımın maçtan çekilmesi süreçlerini biliyoruz.

Sonuç olarak bu eylem bir kongre üyesi ya da bir taraftar olarak desteklediğim bir şey değil. Ben Fenerbahçe'nin her türlü mücadeleyi sahada vermesini isteyen birisiyim. Fenerbahçe başkan ve yönetiminin zamanında almadığı kararlar sonucunda böylesi bir maç izlemek zorunda kaldık.

Maçta neden U19 takımımız olduğunu bilmiyorum, uçakla A Takım getirilir ve bu çekilmeyi o oyuncular yapabilirdi diye düşünüyorum. U19 takımımızı neden böylesi bir süreç içine soktuk anlam veremiyorum. 

Maçın başında yediğimiz gole üzülmeyen taraftar var mı? Ben bunu da beceriksiz bir hamle olarak görüyorum. O gol elbette planlarımız arasında yoktu.

Sonuç olarak Fenerbahçe yönetiminin zamanında atamadığı ya da atmadığı adımlar yüzünden bu duruma geldiğimizi düşünüyorum. Öyle ya da böyle Galatasaray'a 1 kupa daha hediye ettik. İslam Çupi'nin sözünün de böylesi anlar için söylendiğini düşünmüyorum. Umarım bundan sonra Fenerbahçe başkanı ve yönetimi alması gereken kararları zamanında alır ve Fenerbahçe bu duruma düşmez.

Son olarak umarım bundan sonra Türkiye'de futbol adil bir ortamda oynanmaya başlar. Ben bu kaos dolu ortamı hiç sevmiyorum.

Fotoğraf 7 Nisan 2024 Süper Kupa gününde çekildi. Fenerbahçe Olympiakos maçı hazırlıklarını İstanbul'da sürdürdü.

3 Nisan 2024 Çarşamba

Olağanüstü Genel Kurul Notları ve Gün Boyu Yaşananlar


Trabzonspor maçı sonrası yapılan açıklama ve planlanan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı için elbette heyecan duyduk. Belki çoğu kişi gibi büyük beklentilerimiz yoktu ancak kulübün artık radikal kararlar alabileceğine inanmak istemiştik.


Genel Kurul günü İzmit’ten yola çıkarken ne yaşanacak, neye oy vereceğimi bilmiyor ancak hem kulüp tarafından anlatılanlar, hem üye konuşmaları sonunda bir karara varabileceğimi düşünüyordum.


Stadın çevresi maç günü hareketliliğindeydi. Polislerin aldığı önlemleri görünce Trabzonspor maçı alınmayan önlemler herhalde herkesin aklına gelmiştir. 


Kulüp Fenerium tribünü avlusunda giriş kartlarını dağıtmak için masalar kurmuştu, oldukça düzenliydi. Ben sıra beklemeden direkt rahat şekilde kartımı alıp kapılar açıldığı gibi stattaki yerimi aldım. Sonradan gelen arkadaşlar masaların dağıldığını, ne bir sıra, ne bir görevli olmadığını, büyük bir karmaşa ve düzensizlik olduğunu sosyal medya hesaplarından fotoğraflarla paylaştılar. Elbette yetkililerin son dakika iş çıkışı durumunu öngörmeleri gerekirdi.


Stada girerken tüm taraftarlara içinde hazır çorba, sandviç, halley, limonlu kek, meyve suyu, su, hurma olan paketler ikram edildi.


Erken saatte stada girdiğim için Fenerium alt F blokta yerimi aldım. Fenerium üst tribün ve kale arkaları da taraftarlar için ayrılmıştı.


Bir gün sonra oynanacak Fenerbahçe-Adana Demirspor maçı olduğundan kulüp zemine zarar vermek istememiş. Bu yüzden platform maraton tribününe kurulmuştu. Sağ ve sol taraflarda da iki tane büyük ekran vardı. Oradan net şekilde takip etme şansı yakaladık.


Abdullah Kığılı, Şekip Mosturoğlu, Hulusi Belgü, Ömer Temelli, Selçuk Yöntem, Kubilay Aka, Metin Sipahioğlu, Sadettin Saran, İlker Başbuğ gibi isimler de hemen protokol tribününde yerini almıştı.


Genel Kurul yaklaşık 24 bin kişinin katılımıyla başladı. Klasik konuşmalar, divan seçimi derken Ali Koç’un konuşması ile devam etti. Elbette Ali Koç bizlere o günden beri yaptıklarını anlattı. Hangi karar alınmalı, hangi karar alınırsa ne olur gibi maddeleri saydı. Burada akıllara ilk soru geliyor. O zaman ilk gün bu şekilde “çekilme” demeden önce bunları düşünüp ya da her şeyi göze alıp neden konuşmadınız? Bu ilk hayal kırıklığı oldu.


Maddeleri sayarken özellikle çekilme konusunun şu an gündemlerinde olmadığını ancak 3 ay sonra değerlendireceklerini söyledi. Burada akıllara bir başka soru geliyor. Başkanlığa siz mi devam edeceksiniz? Eğer siz edecekseniz bunu kongrede söylemeliydiniz.


Süper Kupa ayrıca konuşulması gereken bir madde; statta bulunan tüm kongre üyeleri belki de sadece bu konuda aynı düşündü. Riyad’da yaşananlar, Fenerbahçe’nin tek suçlu gibi lanse edilmesi, kulübün üzerine gidilmesi, bir türlü bu kupanın oynatılmaması, yabancı hakem isteğinin karşılıksız çıkması, TFF’nin Fenerbahçe’yi yalnız bırakması ve maçın avrupa maçlarının arasına konulup ertelenmemesi gibi sebepler üst üste gelince en doğru ve akla yatan karar Süper Kupa maçına çıkılmamasıdır. Ve her türlü cezayı, yaptırımı göze almak lazım. Sen kulüp başkanı olarak taraftarları heyecanlandırıp o stada getiriyorsan en azından sonucu ne olursa olsun her şeyi göze alabilmen lazımdı. 


U19 kararı zaten tüm stat tarafından reddedildi. Ancak burada başka bir sıkıntı ortaya çıktı. Tüm genel kurulun kesin bir şekilde reddettiği bir karar yönetim tarafından verilen önergeye yazıldı, oylandı ve apar topar şekilde kabul ettirildi. Kimse bu kararı desteklemiyor.


Yine her Fenerbahçe kongresinde yaşadığımız olayı yaşadık. Konuşmacılar. Yaklaşık 160 kişi kürsüye çıkıp fikrini söylemek istedi ancak yine böyle bir şey olmadı. Başkan konuştuktan sonra kongreye ilgi azaldı, iftar sonrası dikkatler dağıldı, devamlı yapamıyoruz, çekilemiyoruz, mümkün değil gibi kelimeler, cümleler duyunca kimse zaten ortada alınan belli kararlar varken 160 kişiyi dinlemek istemedi. İlk konuşmacı üzücü şekilde yuhalandı ve sadece 3 kişinin konuşması sonrası bu da bitirildi.


Oylama yapılmış, kulübe yetki verilmiş sen çıkıp bunun üstüne “müzakereler devam etsin mi?” diye bir oylama yaparsan elbette etmesin kararı çıkar. 


Yapılması gereken önce belli başlı üyeler sadece gündem ile ilgili süre sınırı olacak şekilde konuşacaktı, kongreye ara verilecekti, Başkan buradan da aldığı fikirleri derleyip bize anlatacaktı ve oylama yapıp olayı kapatacaktık. 


Yanımda oturan üyelerin büyük kısmı başkanın ilk konuşması sonrası stadı terketti. İftar sonrasında ise stadın büyük kısmı boşalmıştı.


Sonuç olarak Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kongre üyeleri büyük bir hayal kırıklığı ile evlerine döndüler. 


Kongreden umduğumuzu alamadık, radikal yaptırımların daha net şekilde alındığı, başkanın bizleri daha motive edeceği bir toplantıyı izlemek isterdim. 


Günün tek güzel olayı Fenerbahçe taraftarlarının hafta içi, Ramazan ayında yaklaşık 24 bin kişi bir araya gelip camianın gücünü bir kez daha göstermesi olmuştur. Bir de kulübün ikram ettiği limonlu kek.

1 Nisan 2024 Pazartesi

Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı; 2 Nisan 2024


Siz bu yazıyı okuduğunuz dakikalarda ben Kadıköy yolunda olacağım. Elbette bir Fenerbahçe kongre üyesi olarak kulübümüzün yapacağı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda yer alıp gelişmeleri takip edip oyumu vereceğim. Ancak biz neden toplanıyoruz?

Fenerbahçe Trabzonspor maçı sonrası yaptığı ilk açıklamada ''Ligden çekilmek dahil alınabilecek her türlü aksiyonların değerlendirileceği'' şeklinde bir gündem maddesi ile böyle bir toplantı yapılacağını duyurdu. Buraya kadar her şeye tamam diyorum ancak ne yapmamız gerektiğine şu an stada giderken bile karar vermiş değilim.

Şunu yıllardır söylüyorum. Fenerbahçe bazı konularda radikal kararlar almalıdır. Otobüsü kurşunlandığında da, her Trabzonspor maçı statta sürekli yabancı madde atıldığında da ve son olarak futbolcularına ve teknik ekibine saldırı yapıldığında da. Çünkü Türkiye'de bu yapılanlar yapanların yanına kâr kaldığı için senin atmadığın her adım konunun çözümsüz kalmasını sağlıyor. O yüzden de radikal karar almak zorundayız. Bu kararın ne olduğunu elbette bilmiyorum. ilk maç sahaya çıkmamak olabilirdi, sorumlular cezalandırılana kadar o deplasmanlara gitmemek olabilirdi, o takımla oynanan maçlara çıkmamak olabilirdi.

Ancak gelinen noktada onlarca farklı fikir konuşuluyor. Ligden çekilelim diyenler var. Alt lige düşüp aynı TFF ve aynı hükümetin olduğu bir ligde mücadele etmek bize hiçbir şey kazandırmaz. Hatta kaybettirir. Rakipleri de güçlendirir. Futbol branşını donduralım diyenler var. Katılmıyorum. Avrupadan takım alalım oraya gidelim. Ben Galatasaray ile maç yapmayan Fenerbahçe futbol takımını ne yapayım? Ben bu rekabeti seviyorum ve adil şartlarda sürekli yarışalım istiyorum.

TFF sana inat yapıyor. Tüm kamuoyu tarafından kabul edilen ve senin maçını katleden bir hakem oluyor. Ancak sen o hakemin bir sonraki deplasman maçına yine verilmesini engelleyemiyorsun. Federasyon başkanına karşı çıkıp, eleştirip sonra aynı masada kararlara imza atıyorsun. Bana göre bunlar yönetimsel başarısızlıklar. Cümleler kurmayıp gerçekten % 100 inandığın haksızlıklar varsa bunları arka planda çözmek sizin göreviniz.

Bazı arkadaşlarımıza basit gelebilir ama senin takımına saldırı oluyor ve ligde mücadele eden takımlardan sadece 1 tanesi geçmiş olsun mesajı yayınlamıyor. Daha sonra Samsunspor bir yarım açıklama yaptı. Bu ortamın olduğu yerde sen Kulüpler Birliği başkanlığından istifa ediyorsun ancak başkanlar seni istediği için göreve devam ediyorsun.

Fotoğrafı bilerek seçtim. Ali Koç takım kaptanları ve futbolcularla konuşmuş. Bu kadar iyi bir takımın tüm sezon yaptıklarının da boşa gitmesini, futbol oynamalarından mahrum kalmalarını da istemiyorum.

İlk Adana Demirspor maçına çıkmayalım, ne kadar ciddi olduğumuz herkes görsün diyenlere de hak veriyorum, Süper Kupa maçına çıkmayalım diyenlere de hak veriyorum, hayır asla çekilmeyelim mücadele etmeye devam edelim diyenlere de hak veriyorum, çekilmezsek 1-2 hafta sonra yine aynı şeyler yaşanacak diyenlere de hak veriyorum, bir yaptırım uygulamadan yola devam etmenin de hayal kırıklığı olacağını söyleyenlere de hak veriyorum, Fenerbahçe'nin ligden çekilmesi gibi bir maddenin sadece kongre üyeleri tarafından alınmasının haksızlık olduğunu söyleyenlere de hak veriyorum...

Bir maça siyah formayla çıkalım, 2 dk topa dokunmayalım gibi fikirlere hiç katılmıyor ve bunun herhangi bir şekilde işe yarayacağına da inanmıyorum.

Sonuç olarak Fenerbahçe 17:00'de başlayacak ve saat kaçta biteceğini bilmediğim toplantıdan çıkacak karara göre yol haritasını belirleyecek. Ancak karar ne olursa olsun şahsen bir yaptırım görmek istiyorum. Bunun ne olacağına, ne oy vereceğime, ne düşüneceğime statta konuşulanlar, bizlere başkan tarafından anlatılacaklar sonrasında bakacağım. Fenerbahçe'nin adil kararlar alınan, sadece saha içinin konuşulduğu bir futbol ortamında yer almasından son derece mutluyum. Ancak adil kararlar da yok, sadece saha içinin konuşulmasına olanaklar da... Bakalım neler olacak?

2024 Yerel Seçim Sonuçları ve Kocaeli


Hayatımda içinde olduğum ya da kıyısından köşesinden şahitlik ettiğim her şeyi buraya yazdığım için elbette 2024 yerel seçimlerini de buraya not düşeceğim.

Öncelikle seçimin Türkiye'de kazanan partisi Cumhuriyet Halk Partisi oldu. 1977 seçimlerinden beri ilk kez birinci parti olarak sonlanan bir seçim izledik. 14'ü Büyükşehir toplam 35 belediye kazandı. % 37.7 oy oranı yakalayan CHP'yi % 35.5 ile AKP, % 6.2 ile YRP, % 5 ile MHP ve % 3.8 ile İYİ parti takip etti. Katılım oranı % 78.5 ile son yılların en düşük oranı oldu. Yaklaşık 13.5 milyon seçmen sandığa gitmedi. Katılım oranı en yüksek il % 84.9 ile Manisa, en düşük il % 59.6 ile Bingöl oldu.

Elbette Türkiye İşçi Partisi açısından da seçimi değerlendirmek gerekir. Türkiye İşçi Partisi'nin 7 Kasım 2017'de kurulduğunu ve bu seçimin tarihimizde girilen ilk yerel seçim olduğunu unutmamak gerekir. Henüz 7 yıllık bir partinin de ağır eleştiriler alması ya da ağır çıkarımlar yapması da doğru değildir. Elbette aday belirleme süreçleri, belirlenen adaylar, seçime girilen yerler, seçime girilmeyen yerler konuşulur, tartışılır. Zaten partinin en önemli ve güzel özelliklerinden birisi de her şeyin konuşulabilir durumda olmasıdır. Konuşacağız, tartışacağız.

Türkiye İşçi Partisi 2024 seçimleri sonucunda kendi adı ve logosu ile girdiği il başkanlıklarında toplam 71.158 oy aldı. Toplam il genel meclisleri hesaba katıldığında oy sayısı 258.238. İlçe belediyelerinden Samandağ'ı kendi logomuzla ve adımızla kazandık. Ancak bazı gerçekleri konuşmak lazım. En azından ben bunu tercih edeceğim. Türkiye İşçi Partisi Samandağ'ı kazanırken Samandağ Değişim İttifakı'nı, destekleyen EMEP, TÖP, Samandağ Emekli Dayanışması, Samandağ Mor Dayanışma Kadın Derneği gibi dernekleri unutmamak ve adını anmak lazım. Sonuçta 16 Ocak tarihinde Emrah Karaçay'ın bu adaylığı açıklanırken altında bu parti ve derneklerin de isimleri yer alıyordu. Hacıbektaş'ı duyurduk ancak orada da kazanan aday seçimlere bağımsız girdi. Ali Kaim orada kazanmayı başarırken elbette Türkiye İşçi Partisi'nin de desteğini aldı. Ancak yine DEM dahil olmak üzere sol örgütlerin de desteklediği bir aday olduğunu es geçmek mümkün değil.

Türkiye İşçi Partisi elbette doğal olarak bu iki adayı benimsiyor. Belki de bundan sonra bu iki aday sadece TİP ile anılacak ancak destekleyen başka insanlar varken her türlü duyurunun bana göre benim burada yazdığım şekilde yapılması daha doğru olurdu.

Türkiye İşçi Partisi bir seçim partisi değil ve o yüzden sonuçlar üzerinden olumsuz ya da olumlu çıkarımlar yapmak kısa vadede mantıklı olabilir ancak uzun vadede bizim gittiğimiz yolu değiştirmemeli. Türkiye İşçi Partisi var olduğu sürece çizgisinden, yapacaklarından ödün vermemelidir.

Kocaeli özelinde bakarsak biraz daha kişisel çıkarımlar yapmam mümkün olabilir. Kocaeli gibi sağ partilerin çok yüksek oy aldığı bir şehirde adaylar çıkarmak, her gün sokakta yer almak, şehrin her yerini afişlerle donatmak, tüm ilçelerde meclis üyesi adayları çıkarmak, sokakta insanlara dokunmak, girilmedik pazar, mahalle, dernek bırakmamak oldukça değerli şeyler ve Türkiye İşçi Partisi Kocaeli örgütü bunun üstesinden başarıyla gelmiştir. O yüzden alınan oy sayıları ya da oranları bizlere belki bir şeyler gösterir ancak çok şey anlatmaz. Yine de bahsetmek gerekirse Türkiye İşçi Partisi 16 il adayı çıkardı. Ve Kocaeli dışında yer alan 15 ilde adayların aldığı toplam oy sayısı Kocaeli'de Hakan Koçak'ın aldığı oy sayısına yetişmiyor bile. Hakan Koçak aldığı 13.247 oyla oldukça değerli bir sonuca imza atmıştır. Bu kentte aldığımız bu oy dışında Hakan Koçak'ın dokunduğu, temas ettiği, şikayetini dinlediği çok daha büyük bir kitle olmuştur. Ayrıca Hakan Koçak seçime giren diğer sol partilerin yaklaşık 3 katı oy almıştır. Yine Gebze'de Erkan Baş'ın aldığı 40.438 oy ne kadar değerliyse, tüm partilerin yarıştığı, herkesin kendi adaylarına oy verdiği meclis üyesi seçiminde alınan 17.386 oy çok daha değerlidir. 17.386 kişi mecliste Türkiye İşçi Partisi'nin olmasını istemiş ancak % 10 seçim barajı saçmalığı yüzünden bu gerçekleşmemiştir. 

Kocaeli'nin diğer ilçelerine baktığımız zaman elbette alınan oy sayıları beklediğimiz gibi değil ancak bu seçimde Türkiye çapında beklentilerin zaten karşılık bulmadığını herkes gördü. O yüzden de olumsuz pencereden bakmaktan vazgeçip meclis üyesi seçimlerinde bize oy veren 20.984 sayısının üzerinden bir çıkarım yapmak daha sağlıklı olacaktır. Gebze ile beraber bize oy veren 20.984 kişi, Gebze dışında oy veren 3.598 kişi ile bu şehrin sokaklarında, fabrikalarında bir olmak, ses çıkarmak, bir şeyleri değiştirmek mümkün olacaktır. O yüzden de üst paragraflarda yazdığım gibi tarihinde ilk kez yerel seçimlere giren bir parti olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak isterim.

Sonuç olarak maddi imkansızlıklar, insan gücünün yetersizliği, iş saatlerimiz gibi maddeler üst üste binmesine rağmen Türkiye İşçi Partisi Kocaeli'de bir seçimi bu şekilde tamamlamıştır.

Kocaeli'de sandığa gitmeyen kişi sayısı 361.573 oldu. Bu da üzerine konuşulabilecek bir sayı. 

1 Nisan 2024 tarihi ile beraber Türkiye İşçi Partisi aynı şekilde yoluna devam edecek ve olmamız gereken her yerde var olmayı sürdürecektir. Seçim bitti, hayat devam ediyor.

30 Mart 2024 Cumartesi

Oyları Bölmüyorlar


Yarın sabah 08:00'de oy kullanmaya başlayacağız ve saat 17:00'ye kadar oy vermeye devam edeceğiz. Bizleri 5 yıl boyunca yönetecek belediye başkanlarını, meclis üyelerini ve muhtarları seçeceğiz. Elbette herkes her partiye oy vermekte özgür ancak lütfen artık yıllardır devam ettirdiğiniz ve oldukça anlamsız cümleleri kullanmaktan vazgeçin.

''Oyları bölüyorsunuz'' dediğiniz yerde yıllardır bizi işlevsiz muhalefet partilerine mahrum bıraktığınızı nasıl unutuyorsunuz? Daha çok kısa bir süre önce Mayıs 2023'te söylediğiniz bu cümleler yüzünden Deva, Gelecek, Saadet partisi gibi partilerin sizin listelerinizden vekiller çıkardığını ve sonra hiçbir şey olmamış gibi mecliste grup kurup hayatlarına devam ettiğini bilmiyor musunuz? Sırf bu sebepten Türkiye İşçi Partisi'nin bazı şehirlerde vekil kaybettiğini bilmiyor musunuz? Toplumsal olaylarda hareketsiz kalan partileri bilmiyor musunuz? Şehirlerde milyonlarca lira harcayıp da şehirlerin hâlâ sıkıntılar içinde olduğunu bilmiyor musunuz? Rant uğruna atılan imzaları bilmiyor musunuz? 

O yüzden 2024 yılında bir kez daha aynı hataya düşmeyin ve sizleri mecliste temsil edecek, sizlere kusursuz belediye başkanlığı yapacak isimlere oy vermekten çekinmeyin. Yıllardır mecliste Sera Kadıgil, Erkan Baş, Ahmet Şık ve Barış Atay gibi isimlerin yaptığı muhalefetin bir benzerinin kendi şehir meclislerinizde de yapılmasını istiyorsanız sarı pusulada çekinmeden, oyları böldüğünüzü düşünmeden Türkiye İşçi Partisi'ne oy verin.

Son olarak Genel Başkanımız ve Gebze Belediye Başkan adayımız Erkan Baş'ın söyledikleriyle nokta koyayım. ''Bilirim, yarın diye bir şey var. Çeliğin su katılmamış yanı. Irmakların, geçilecek fırtınaların dinecek. Bir yanı var ömrümüzün. Belki bir gün gülecek. Ağız dolusu gülüp, kucak dolusu sarılacağımız günlere olan inancımla umutla selamlıyorum hepinizi.'' 


27 Mart 2024 Çarşamba

Oylar Türkiye İşçi Partisi'ne


Pazar günü Türkiye bir kez daha seçime gidiyor. Bir kez daha oy kullanacağız ve verdiğimiz oylarla bir şeyleri değiştirebileceğimizi hayal edip buna göre adım atacağız. Elbette bu ülkede uzun bir süredir hayalini kurduklarımıza oy vererek ulaşma ihtimalimizi görmüyor ancak yine de çalışmaya, sokakta olmaya devam ediyoruz. 1 Nisan sabahında da devam edeceğiz. Sokakta olacağız, fabrikalarda olacağız, grevlerde olacağız, limanlarda olacağız. Nerede bir haksızlık görürsek karşısında olacağız. Türkiye İşçi Partisi'nde siyaset yapıyor olmamın nedenlerinden birisi de bu. Herhangi bir seçim sonucu bizim yolumuzu değiştirmiyor.

Kocaeli'de parti olarak ilk kez seçime giriyoruz, ilk kez kendimize oy vereceğiz. Kocaeli Büyükşehir, İzmit, Gölcük ve Çayırova'da belediye başkan adaylarımız ve tüm ilçelerde meclis üyesi adaylarımızla beraber pusulalarda logomuz ve adımızla yer alıyoruz.

Fotoğrafta en yakından gördüğünüz kişi Mahmut Hakan Koçak. Kendisi Türkiye İşçi Partisi'nin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi başkan adayı. 1970 doğumlu. Hayatı boyunca çeşitli sendikalarda eğitim, örgütlenme, koordinatörlük ve editörlük görevlerinde bulundu. 2016 yılında ''Bu suça ortak olmayacağız'' başlıklı bildiriye imza attığı için KHK ile Öğretim Görevlisi olarak çalıştığı Kocaeli Üniversitesi'nden ihraç edildi. Yıllarca işçi hareketleri konusunda yazılar yazdı, kitaplar çıkardı, çalışmalarda yer aldı. Adaylığı açıklandığı ilk günden beri Hakan hocayı parti önlüğü ile beraber sokakta görüyoruz. Diğer parti adaylarının aksine kendisi insanlarla temas etti, iletişim kurdu. Gündüz bildiri dağıttı, gece afiş astı. Nasıl bir parti olduğumuzu belediye başkan adayımızın tutumundan bile anlayabilirsiniz.

Fotoğrafın en arkasında duran  ve stanta tutunan ise İzmit Belediyesi başkan adayımız Çiğdem Kandemir. Kendisi 1981 İzmit doğumlu. Kocaeli'de eğitim hayatını tamamladıktan sonra çeşitli fabrikalarda kalite kontrol departmanlarında çalıştı. Kocaeli Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Merkezi'nde 5 yıl boyunca Mali Sorumlu olarak çalıştı. Hakan hoca için söylediklerimi Çiğdem abla için de söyleyebilirim. Sabahtan akşama kadar tüm çalışmaların içinde yer alıp, partimiz için elinden geleni yaptı.

Elbette bu sayfada benim görüşüm objektif değerlendirilmeyebilir ama keşke Hakan hoca ve Çiğdem ablayı Belediye Başkanı olarak görme ve yapacakları olağanüstü işleri hep beraber takip ediyor olma şansını yakalasak.

Fotoğrafta ortada gözüken iki kişi de partimizin tüm çalışmalarında yer alan, kendi özel hayatlarından vazgeçen, hiçbir menfaat beklemeden parti için çalışan Yağmur ve Sinem. Partimizin onlarca çalışkan üyelerinden ikisi. Sabah parti için çalışmaya başlıyor ve akşam parti çalışmasından evlerine gidiyor. Üstelik bu günlerdir böyle devam ediyor.

Türkiye İşçi Partisi gücünü üyelerinden alıyor. Üyeleri bildiri dağıtıyor, üyeleri afiş asıyor, üyelerinin yaptığı bağışlarla kirası ödeniyor, afişleri hazırlanıyor, elektrik, su faturaları ödeniyor. Yani biz parti olarak tamamen çıkarsız ve tamamen gönüllü bir şekilde siyaset yapıyor ve ülkede bir şeyleri değiştirmeye çalışan insanlarız. Sizler de Pazar günü sandığa gidip sizin sesiniz olacak, sizi temsil edecek, her saat ulaşma şansınız olan insanların yer aldığı Türkiye İşçi Partisi'ne oy verip bize güç verebilirsiniz. Bu ülke Türkiye İşçi Partisi'nin meclislerde, başkanlıklarda olduğu bir düzende çok daha yaşanabilir olacak. Bir oyla çok şey değiştirebilirsiniz.

16 Mart 2024 Cumartesi

Konferans Ligi Çeyrek Finali: Olympiakos-Fenerbahçe


Fenerbahçe 1963/1964 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nda çeyrek finale çıktığında henüz Türkiye'de internet diye bir şey yoktu. 2007/2008 sezonunda Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline çıktığımızda ise ben henüz bu blogu açmamıştım. Mayıs 2008'den beri buradayım. 2012/2013 sezonunda ise Okul Açık kombinesiyle beraber her maç stada gitmiş, her maçı buraya yazmış, tarihi yolculuktan bir sürü güzel anı biriktirmiştim. Aradan geçen yılların ardından Fenerbahçe tarihinde 4.kez bir avrupa kupasında çeyrek finale çıkma başarısı gösterdi.

Öncelikle şunu yazayım kurulduğumuzdan bu yana Fenerbahçe'nin avrupadan kupa getirme ihtimalinin en yüksek olduğu sene ve bu yüzden Konferans Ligi şampiyonluğunu her şeye tercih ederim. Çeyrek final kuraları dün çekildi ve Olympiakos ile eşleştik. Ortada bir tur. Hatta 51'e 49 biz öndeyiz. Yarı finale çıkarsak da Aston Villa-Lille maçının galibi ile oynayacağız. Onu sırası geldiği zaman konuşuruz.

Kişisel olarak Fenerbahçe'nin bu kupada başarılı olmasını çok istiyorum. Olympiakos maçı şimdiden büyük bir merakla beklediğim maç. Umarım 11 Nisan deplasmanda ve 18 Nisan Kadıköy'de istediklerimizi alır ve yarı finale yükseliriz.

Avrupadan kupa kazanmamız için sadece 3 rakip ve oynayacağımız 5 maç kaldı. Ve 5 maç sonunda istediklerimizi yapabilirsek tarihi bir başarı elde edeceğiz.

Son olarak kişisel not; 18 Nisan 2024 Perşembe günü Kadıköy'de 22:00'de oynuyoruz. Güneşli bir Nisan günü maç öncesinde Yoğurtçu Parkı'nda biramı içerek maçı bekleyeceğim. En son 4 Nisan 2013'te Lazio maçı öncesi ve 25 Nisan 2013'te Benfica maçı öncesi parkta, stat çevresinde sevdiğimiz dostlarımızla beraber büyük bir heyecanla maçın başlamasını beklemiştik. 18 Nisan eski günleri analım...

11 Mart 2024 Pazartesi

Fenerbahçe 4 Siltaş Yapı Pendikspor 1


Fenerbahçe Süper Lig 29.hafta maçında sahasında Pendikspor'u 4-1 yendi. Kısa kısa notlarla maçı yazayım.

Öncelikle ülkede her şey pahalı olduğu gibi maç biletleri de pahalı. En ucuz biletin 700 TL olması bana göre kabul edilebilir bir şey değil. Ayrıca deplasman tribünü bilet fiyatlarının neden olduğu anlamsız şekilde birden 910 TL'ye çıktığını da anlamış değilim. Eskiden taraftar grupları buna sesini çıkarır pankartlarla protesto ederdi ancak şimdi herkes yönetimler tarafından alınan tüm kararları sorgusuz şekilde kabul ediyor. Ülke muhalefet etme gücünü kaybetti. İnsanların fiyat algısı değişti. Neyin pahalı, neyin ucuz, neyin normal olduğunu anlayamaz duruma geldi.

Maçın hakeminin Fenerbahçe'yi bitirmek için bu maça verildiğini düşünmüyorum. Hakemler her maç kötü, her maç skandal kararlara imza atıyor. Bu ülke futbolunda düzeleceklerini düşünmüyorum.

Bir hakem bu kadar çok düdük çalmamalı, bir takım bu kadar çok yerde yatmamalı, oyuncular bu kadar çok hakemle oynamamalı. Eğer gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsak kendimizi değiştirmek zorundayız. Henüz 20.saniye verilen bir faul kararına 3-5 futbolcu gidip itiraz etmemeli. Herkes kendini düşünüyor, kimse ''biz nerede hata yapıyoruz?'' demiyor.

Fenerbahçe 0-1'den 4-1 kazandı. Oyunu bu kadar çirkinleştiren bir takım karşısında kazanmamız elbette daha çok mutlu etti. Mert Hakan'ın nefis golü, Batshuayi'nin o dakika gayet soğukkanlı şekilde kullandığı penaltı golü, Ferdi'nin hazırlanış bakımından şahane golü ve İrfan'ın bir klasik haline gelen ceza sahası dışı golü. 

Hakem kararları, seyirci baskısı, oyunun soğuması gibi sebepler üst üste eklenince Fenerbahçe'nin futbolu düşüyor. İsmail Kartal bunu biraz daha kontrol altında tutmalı. Bu maçta bir şekilde kazandık ve lig yarışına devam ediyoruz ancak ya kazanamazsak?

Tribünler yaşanan gerginlikten dolayı hep sıradan hale geliyor. Tribün takımı değil, takım tribünü maça çekiyor. Artık tribünlerin istediğim gibi olacağına inanmıyorum.

Hafta içi Perşembe günü 20:45'te Union Saint-Gilloise maçının rövanşı var. 0-3'ün avantajını kullanıp çok zorlanmadan çeyrek finale çıkmalıyız.

Pazar günü 19:00'da ise sezonun final maçlarından birisi var. Trabzonspor deplasmanına gidiyoruz. Doğal olarak Trabzonspor bizim şampiyon olmamamız için canla başla mücadele edecek. Bu çok normal. Sakin kalıp, tahriklere kapılmadan kazanarak dönersek yarışı son maça kadar taşırız. Aksi sonuçta lig yarışı büyük yara alır.

Sıkıcı ve kaos dolu ülke futbolunda sadece saha içi rekabete konsantre olmayı ve böyle yaşamayı seviyorum.

26 Şubat 2024 Pazartesi

Poor Things


Bloga girdim, fotoğrafı koydum, başlığı yazdım ancak nereden başlayacağımı bilemiyorum. Elbette derin bir sinema ve film analizi yapamayacağım ancak salonda geçirdiğim 141 dakika sonrası iyi ki bu filmi sinemada izlemişim diyerek ayrıldım.

Ve her zaman olduğu gibi yine kendi düşüncelerimle buraya bir şeyler yazacağım. Öncelikle filmdeki bazı diyaloglar şahane ve bunların çoğunda Bella karakteriyle oynayan Emma Stone var. Erkek iktidarına karşı söylenen ve düşününce ne kadar haklı ve doğru olduğunu bildiğimiz anlar. Bir insanın doğumundan başlayan ve kendisini tanımaya giden süreci. Erkeklerin baskıları, toplumsal baskılar ve başkaları tarafından yapılması istenenler. Ancak tüm bunları reddeden ve kendi düzenini hiç kimseyi dinlemeden kuran bir insan. Hatta bana tanrı bile bir şey söyleyemez, benden bir şey isteyemez durumu.

Sadece burada yazdıklarımı düşününce bile filmin beni ne kadar etkilediğini anlayabiliyorum ancak özellikle Emma Stone'un kusursuz oyunculuğunu da ayrıca konuşmak lazım. Konuşması, cümleleri, hareketleri, mimikleri, yürüyüşü ile beraber olağanüstü performans. Her zaman aynı şeyi diyorum bir oyuncu beni oynadığı role ne kadar sokabiliyorsa o kadar seviyorum. Bu filmde tam olarak bunu gördük. Elbette tüm Oscar 2024 adaylarını izlemedim ama bu performansla herhalde en iyi kadın oyuncu ödülünü alırsa kimse şaşırmaz.

Film hakkında konuşurken elbette filmin oldukça konuşulan sahnelerini de söylemek lazım. Emma Stone gibi güzel bir insanın bir de bu kadar net seks sahneleri olunca eleştirenler, abartılı bulanlar oldu. Ancak açıkcası ben bu filmde bu sahnelerin akışta o kadar iyi olduğunu düşünüyorum ki bu filmi o sahneler üzerinden yorumlamak bile doğru gelmiyor. Zaten filmin içine giriyorsunuz ve soluksuz şekilde 141 dakika geçiriyorsunuz. Her film için bunu söyleyemem ama tek bir saniye bile sıkılmadım.

Duncan Wedderburn rolüyle Mark Ruffalo ve Dr. Godwin Baxter rolüyle Willem Dafoe elbette öne çıkan diğer iki oyuncuydu. Onların da oyunculukları, kıyafetleri, makyajları çok iyiydi.

Bella ile Duncan'ın dans sahnesinin güzelliği.

Kamera açılarının güzelliği. Bazı geçişler nefisti.

Hem bu kadar güzel olup hem bu kadar iyi oyunculuk çok başka nokta. Emma Stone için kariyer zirvesi olabilir.

Yorgos Lanthimos sineması.

11 adaylık aldığı Oscar 2024 performansını da merakla bekliyorum.

Sonuç olarak sinemada izlediğim bazı filmler sonunda hiç mutlu ayrılmıyorum ve verdiğim paraya acıyorum. Bu film onlardan biri değil. Bayıldım. Ancak yine ''mutlaka izleyin'' diyeceğim filmlerden de değil. Herkes sevmeyebilir. Ben bir kez daha izleyeceğim.

11 Şubat 2024 Pazar

Kar ve Ayı


Selcen Ergun'un ilk uzun metrajlı filmi olan Kar ve Ayı yine burada ''mutlaka izlemelisiniz'' diyeceğim filmlerden birisi değil. Bu tarz filmleri herkes sevmiyor-sevemiyor. Benim ise kendimi sanki Akçeken Köyü sakini gibi hissetmemi sağlayan bir film oldu. Sanki o köyde hemşire Aslı'nın bir arkadaşı gibi izledim. Zaten filmdeki rolüyle Merve Dizdar en iyi kadın oyuncu ödülünün sahibi olmuştu. Kusursuz oyunculuk.

Buz gibi havanın ardından girilen sıcacık ev. Normalde bir yaz insanı olmama rağmen bu anların büyüsüne kapıldım. İnsanı mutlu eden bir şeydir.

Blu Tv'den izleyebilirsiniz. Keşke sinemada izleme şansım olsaydı.

Film hakkında çok iyi bilgiler var ancak burada tek tek yazmaktansa spoiler içeren cümlelerin de olduğu şahane röportajın linkini bırakıyorum. Buradan okuyun. 

Böyle filmlerin hastasıyım.

Yönetmen: Selcen Ergun
Oyuncular: Merve Dizdar, Saygın Soysal, Asiye Dinçsoy, Erkan Bektaş, Derya Pınar Ak, Onur Gürçay, Muttalip Müjdeci

3 Şubat 2024 Cumartesi

Fareler ve İnsanlar


2018 yılında Fareler ve İnsanlar oyununa gitmiş ve burada yazmıştım. 6 senenin ardından bu oyunu izlerken hissettiklerimi eski yazıyı okuduktan sonra görmek oyunun ne kadar gerçekçi olduğu açısından iyi bir veri. Aradan geçen yıllar ancak seyirciye geçirdiği duygu aynı.

Elbette o yazıda söylediğim detayların hepsine bugün yine katılıyorum. Ancak o yazıdan farklı olarak herhalde benim bu kez bu oyuna daha hakim olma sebebim oyunu en önden izleme şansı bulmam. Direkt her anlarına hakim oldum. Hatta final sahnesinde ıslandım.

Aslında bu yazıyı kısa kesebilirdim çünkü dediğim gibi 2018'den 2024'e farklılıklar yok ancak bazı şeylerden yine bahsetmem lazım. Volkan Dinç ve Erdem Irmak. Kusursuz oyunculuklar. İzlerken yine mest oldum. Volkan Dinç. Oyundaki adıyla Lennie Small. Bir oyuncu bu kadar gerçekçi oynar. Konuşmadığı anlarda bile sahnede duruşuyla bir rolün hakkı nasıl verilir gösteriyor. Zaman zaman konuşmadığı anlarda bile sadece onu izledim. Erdem Irmak Lennie'nin her şeyi. Daima ona destek ve yanında olan insan. Oyun boyunca her anın hakkını veren bir performans.

2024 Türkiye'sinde sadece 20 TL verip bundan daha kaliteli, keyifli 150 dakika geçirme şansımız yok. Kocaeli'de ya da herhangi bir şehirde yaşayan insanların şehir tiyatrolarına bu kadar ilgi göstermesi de boşa değil. Kocaeli'de oynanan her oyun tamamen dolu salon önünde oynanıyor. Biletler çıktığı gibi bitiyor. Belediyenin sitesini takip edin.

Sonuç olarak her oyun izlediğimde aynı saygıyı duyuyorum oyunculara. Sadece o salondaki bizler için o sahnede performans göstermeleri bana hep çok iyi geliyor. Klasik tiyatro ritüeli olan oyuncuları alkışlama anı da oyuncuların ne kadar destek aldığını gözler önüne seriyor. Önce yan roller ile başlıyor, alkışlar ayağa kalkarak devam ediyor ve en sonunda başrol olan oyuncuların gelmesi, tüm salonun ayağa kalkması, dakikalarca alkışlaması, oyuncuların gözlerinden ve yüzünden okunan mutlulukları ve insanların keyifle evlerine yolculuğu.

21 Ocak 2024 Pazar

Resistance

 

Yine izlemeye başlarken beklentimin fazla olmadığı bir film yine oldukça beğendiğim ve duygusal anlamda etkilendiğim bir seyre dönüştü.

Fransız pandomim sanatçısı ve devrimci Marcel Marceau'nun hayatını ve yaptıklarını anlatan gerçek bir hikayeden uyarlanması zaten benim için olayı bitiriyor. Nazi Almanya'sının işgali altındayken kendi hayallerini bırakarak binlerce çocuğun hayatını kurtarmak isteyen Marcel'in yaşadıkları çarpıcı şekilde anlatılmış.

Başkalarını suçlamak ''acısını başkasından çıkarmak'' etkisini oluşturabilir.

Popülist insanlar, siyasetçiler aptal destekçileri zinde kalsın diye konuşurlar. Böylece sefil hayatlarını unutmuş olurlar.

Yahudi halkını yok etmeye çalışan bir insan karşısında her izlediğim bu tarz filmde ekran karşısında donup kalıyorum.

Film sonunda ekrana gelen ölüm sayıları korkunç. Milyonlarca çocuk öldürülmüş.

Lyon kasabı yani Klaus Barbie. Nefret etmemek imkansız.

Marce ile Emma çifti. Clemence Poesy.

Bu tarz filmlerin olmazsa olmaz anı bu kez trende gerçekleşti. Soluksuz ve büyük bir heyecanla takip ettim. Olağanüstü gerilim.

Jesse Eisenberg. Kusursuz oyunculuk.

Yapmak istediklerimiz mi? Yapmamız gerekenler mi? Öncelikler değişebilir.

Benim çok sevdiğim bir tarz. İzlediğim tüm filmler beni etkiliyor. Gerçek hikaye olması, 2.dünya savaşını anlatması beni direkt filmin içine çekiyor. Blu Tv'den açın ve izleyin.

15 Ocak 2024 Pazartesi

Gaziantep FK 0 Fenerbahçe 1


2023/2024 sezonu 20.hafta maçında Fenerbahçe Gaziantep FK'yı İrfan Can Kahveci'nin kafa golüyle 1-0 yenerek şampiyonluk yolunda çok kritik bir 3 puan aldı.

Tarihe not düşmek için yazdığım bir yazı daha.

Sahaya çıkan ilk 11; Livakovic, Mert, Serdar, Oosterwolde, Ferdi, İsmail, Fred, Szymanski, Tadic, İrfan ve Dzeko kadrosu.

Sakatlanan Serdar yerine 38.dakika oyuna giren Leonardo Bonucci. Bu formayla görebileceğime asla ihtimal vermediğim oyunculardan birisi. Dünyanın bir döneminde herkesin en iyi savunmacı olarak gördüğü bir oyuncuyu burada izliyor olmak acayip bir şey. En yakın zamanda stada izlemeye de gideceğim. Canlı görmem lazım.

İrfan Can Kahveci ve Szymanski istatistik yapmaya devam ediyor. İrfan 28 maç, 10 gol, 6 asist. Szymanski 31 maç, 11 gol, 10 asist.

Fenerbahçenin penaltıcısı Tadic olmalı. Dzeko değildir. 

Livakovic'in 90+6'da yaptığı kurtarış. Sezon sonu şampiyonluk ile biterse çok özel bir yere sahip olacak.

İyi oynarken oyuncu değiştirmeme olayını dünyada yapan bir numaralı hoca Guardiola. Oyuncu değiştirmeden bitirdiği çok maç var. Dün İsmail Kartal benzerini yapabilirdi. Takım çok iyiydi, o gol bir şekilde gelecekti.

Altlı-üstlü tamamen dolu olan Fenerbahçe tribünü. % 5 saçmalığını TFF'nin izin verdiği ölçüde geliştiren, % 30'a çıkaran tüm takımlara teşekkür etmek lazım. Futbol böyle güzel. Tamamen dolu stat.

Yarı otomatik ofsayt sistemi.

Adanaspor ile kupa maçı ve Samsunspor lig maçlarıyla devam ediyoruz.