2 Mayıs 2016 Pazartesi

Fenerbahçe 3 Gaziantepspor 0


Biz şampiyon olacağız.

Mayıs ayında Kadıköy'de Fenerbahçe maçı oynuyor olmak da, Mayıs ayında şampiyonluk mücadelesi vermek de çok güzel.

İzmitten güzel bir havada yola çıkarken aklımızda sadece şampiyonluk vardı. Şampiyon olalım gerisi gerçekten önemli değil. Hoş olamasak da sonuna kadar bu takıma destek vermeye devam edeceğim ama olalım be abi.

Mücadele öncesi klasik olarak parkta maçı ve şampiyonluğu masaya yatırdık, sevdiğimiz dostlarla muhabbetimizi yaptık ve maça yarım saat kala stada girdik. Geçtiğimiz haftalara göre maça ilgi yoktu diyebilirim. İlk güvenlik bölümünü bu kez rahat şekilde geçtik. Oradan belliydi maça ilginin olmayacağı.

Maçı açıklanana göre sadece 26.059 kişi izlemiş. Şampiyonluğa oynayan bir takımın güneşli bir Mayıs ayında Pazar 19:00'da başlayan maçına çok daha fazla seyirci gelmeli. Bunun tek bir nedeni var. Fenerbahçe taraftarları şampiyonluğa inanmıyor. Fenerbahçe tarihindeki en az seyircili Mayıs ayı maçlarından birine şahit olduk.

Mücadeleye aslında çok iyi başlamadık. Ancak daha sonra biraz kıpırdadık. Robin van Persie'nin klas ortası ile Kjaer'in golü geldi. Bu golden sonra Van Persie, Alper, Nani, Kjaer ile net pozisyonları da harcadık. Van Persie 2.yarı başında halısaha golü atınca zaten maç orada bitti. Van Persie'nin son golü sadece skoru belirledi.

Van Persie maçın oyuncusu. İlk golde yaptığı nefis asist, ikinci golde soğukkanlı şekilde kaleciyi çalımlayıp attığı güzel gol, 3.golde net bir kafa vuruşu. 

Mücadelenin 3-0 bitmesi yine beceriksizlik. Gaziantepspor izlediğim en kötü takımlardan birisiydi. 7-0 falan kazanmalıydık.

Alper'in kafayla atamadığı pozisyon? 

Kjaer çok güzel adam, gol atması da çok güzel oldu.

Son 3 lig maçı 11 gol attık.

Tribünlere gelecek olursak maçın rahatlığı nedeniyle tribünler de rahattı. ''Türkiye Laiktir, Laik kalacak'' tezahuratı ile başlayan gün, futbolculara tezahuratlar ile bitti. Maraton üst tribününün başlattığı sadece melodi ile söylenen küfürlü tezahuratlar geceye damgasını vurdu diyebilirim. Kimin fikriyse helal olsun. Bu yüzden de ceza gelmez umarım? İşin şakası baya iyi fikirdi. 

Diego oyuna girdikten sonra yoğun şekilde ıslıklar geldi. Bu ıslıklar sonrası ilk büyük tepkiyi Gökhan Gönül verdi. Eliyle defalarca yapmayın, destekleyin diye uğraştı. O andan sonra ıslıklar yine devam etti. Gökhan'ın sağ kanattan birden ortaya gidip Diego'dan topu alması, kimseye pas vermeyip ayağında tutarak elleriyle ''Yapmayın'' şeklinde adeta bağırması, tribünlerin ondan sonra Diego tezahuratları yapması ve o an tüm takımın bunu alkışlaması güzel detaylardı. Futbolcular sayesinde Diego ıslıklardan biraz da olsa kurtuldu. Gökhan Gönül'ün hareketi ise gerçekten güzeldi. Çaba harcadı. 

Diego tezahuratı giren ve Caner Erkin tezahuratlarını ıslıklayan bir Fenerium tribünü.

Gelin ile Damat kıyafetleri ile beraber neden maça gelirler anlamış değilim? Hadi geliyorsun hemen düğün sonrası da iki dakika giyin öyle gel. Ne bu ilgi çekme çabası? Gidip futbolcularla fotoğraf çekilme çabası. Gerçekten Türk insanı çok ilginç ya. 

Ozan'ın Vitor Pereira'dan korkusuna gelin-damat ile fotoğrafı gizlice çekilmesi?

Mayıs ayında hava bu kadar soğuk olmamalıydı. Resmen üst katta duramadık, hemen maç başlamadan alt kata geçtik ancak orada da üşüdük.

Kadıköy'de artık gelebileceğimiz son 2 maç var. Perşembe Konyaspor ve ligde 2 hafta sonra Gençlerbirliği. Sezon resmen bitiyor.

Hiç yorum yok: