Herhalde son yılların en güzel transfer dönemini yaşıyoruz. Eskiden gazeteleri alır ona göre yorumlar yapardık. Gazete manşetleri ile gaza gelirdik. Artık iş biraz daha sosyal medya'ya yansıdı ama yine de büyük keyif alıyoruz. Böylesine dönemleri menejerlik oynadığımız dönemlerden hatırlıyoruz. Sezon biter bitmez yaşanan onlarca transfer teklifi, gelenler-gidenler. Daha küçükken hile yapmayı da buradan öğrendik. Transfer bütçesi yüksek takıma girer kadroda düşünmediğimiz oyuncuyu yollamaya çalışırdık. Tabii bu her zaman kolay olmazdı. Bazı futbolcular gitmek istemez, yaptığımız açıklamalarla beraber takımdan soğuması sağlanırdı. Hatta bazen oyuncuyu serbest bırakmak isterdim fakat isteğime yönetim olumlu cevap vermez kapının önüne konulan ben olurdum.
Bu sezon adeta bir oyun gibi transfer dönemi geçiren bir Fenerbahçe var. Bundan asla şikayetçi değiliz. Futbolun keyifli dönemlerinden biridir. Ve tabii bu transfer sezonunun daha keyifli hale gelmesi için adı transfer dedikodularına çıkan futbolcuları kadromuza katmak lazım. Yakın zamanda kulüp yöneticilerinden ''7-8 oyuncu transfer edeceğiz.'' açıklaması çıktığından beri heyecanla basını takip eder olduk. Ve o 7-8 oyuncunun ilkini Kjaer ile yaptık.
Danimarkalı milli oyuncu Simon Kjaer'i 7.650 Milyon Euro karşılığında renklerimize bağladık. Öncelikle aldığı paradan bahsedecek olursak sonuna kadar helal olsun. Henüz sahaya çıkmamış bir oyuncu için burada ''çok para vermişiz- o paraya daha iyileri alınır.'' gibi ifadeler kullanmak haksızlık olur. Çıksın oyununu oynasın bakalım aldığı parayı hakediyor mu, haketmiyor mu?
26 yaşındaki Simon Kjaer Midtjylland'da başlayan kariyerine daha sonra Palermo, Wolfsburg, Roma ve son olarak Lille takımlarını sığdırdı. Tabii bu liglerin özellikle çok üst takımları olmadığından maçlarını takip etmek bizim açımızdan kolay bir şey değildi. Türkiye'de yıllardır bu takımların maçları açık kanaldan yayınlanmıyor. Ya sezonda büyük maçları yayınlanıyor ya da maçlarını kolay ulaşamadığımız değişik platformlar - tivibu - yayınlıyor. Benim için o yüzden bilinmeyen bir futbolcuydu. Tabii adı bizle anılmaya başlandıktan sonra başlayan video izleme, hakkında yazı okuma gibi olaylara kalkıştığımızdan artık Kjaer'i az çok tanıyoruz.
Özellikle insanların anlattıklarına ve videolardan izlediklerimize bakarsak Kjaer oldukça garantici bir oyuncu. Etliye sütlüye karışmıyor. Topu taca ya da kornere atmaktan asla çekinmiyor, gelir gelmez direkt uzaklaştırma yoluna gidiyor. Daha sonra çalım atmayı asla sevmiyor. Top ayağına gelince çalım atma fırsatı da olsa bunu yapmıyor, yana pas ya da uzun pas ile topu anında uzaklaştırıyor. Uzun pas dedik. Özellikle bazı videolarında gördüğümüz üzere uzun pasları atmayı çok seviyor ve büyük oranda da isabet sağlıyor. Türkiye'de özellikle işimize yarayacağı bir özelliği. Frikik atıyor. Nantes'a, Lorient'e attığı golleri izledim. Tabii çok iyi vurmuyor sanırım ama ayağının iyi olduğunu söylemek hata olmaz. Türkiye'de de kesinlikle zaman zaman topun başına geçecektir. Çok hızlı değil ama yavaşta değil. Ortalama üstü. Pozisyonlarda olması gereken yerde oluyor. Stoper oynamasına rağmen kariyerinde şu ana kadar sadece 2 kırmızı kartı var. Bu da olumlu özellik. Türkiye'de bu sayının artma şansı tabiiki de yüksek. İşin magazinsel boyutuna bakarsak giyinmesi, dövmeleri, saçları ile beraber tarz bir oyuncu. Genç kızların sevgilisi olabilir.
Sonuç olarak Fenerbahçe'nin bir çok kişinin çok yakından tanımadığı ama oynadığı takımlara, milli olma sayısına baktığımızda hiç de fena olmayan bir adamı aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Fenerbahçe ile 4 yıllık sözleşme imzaladı. Umarım 4 yılı da Fenerbahçe'ye fayda sağlayarak geçirir. Biz şimdiden çok sevdik. Zaten Fenerbahçe'nin transfer yapması ne kadar güzel bir şey ise, sarışın topçu transfer etmesi daha güzel. Çünkü çubuklu formaya en çok yakışanlar sarışınlardır. Hoşgeldin Kjaer - Simon Keer -
1 yorum:
Simon Kjaer cimboma kayerrrr
Yorum Gönder