4 Aralık 2013 Çarşamba

Maç Günlüğüm # 115


Sezonun en keyifli maç öncesi, sezonun en keyifli maçlarından birisi. Üstelik kazanamamamıza rağmen.

Fenerbahçe-Beşiktaş maçları son senelerde diğer derbilerin önüne geçiyor. Oyun olarak büyük keyif veriyor.

Gün erkenden başladı, maçın Cumartesi olması ilk başta hepimizi üzse de maç sonrası bunun böyle olmadığını gördüm. Kocaeli'den saat 14:00 otobüsü ile gelirken aklımda sadece galibiyet vardı, dönüşte gece 23:00 otobüsünde ise sadece şampiyonluk. Bu takım şampiyon olacak cümlelerini daha çok söylemeye başladık.

Her maç öncesi olduğu gibi yine parktaydık. Parka ben geldiğimde kimse yoktu, ilk tek başıma otururken daha sonra ortam ısındı. Herkes geldi. Sezonun en kalabalık maç öncesiydi. Bu kez biraz daha fazla alkol aldım. Twitter'da takip ettiğim insanların % 92'si parktaydı. Ankara'dan, İzmir'den arkadaşlar, sevdiğimiz dostlar bile bu maçta takımı yalnız bırakmamıştı. Tabii rakip takım taraftarları da her zaman olduğu gibi yanımızdaydı. Yalnız burada ya da twitter'da parkı öyle bir anlatıyoruz ki artık sadece parkı yaşamak için bile gelecek olan arkadaşlar, renktaşlar-hiç sevmem bu hitap şeklini, neden kullandım bilmiyorum- çıkacaktır. 

Park güzel, tezahuratlar, alkol, muhabbet, cidden her maç öncesi aynı hevesle gelip, her maç yazısında aynı cümleleri kurmaktan sıkılmadım. Hayatımın tam ortası Yoğurtçu Parkı. Bu keyif hiç bitmesin.

Atilla Nesipoğlu parkın tek eksiğiydi. Onsuz park olmaz. Tebrik edelim, kendisi dünya evine girmek için adım atıyor.

Yerel seçimler nedeniyle parkta çalışmalar vardı. İlk maçta belki daha güzel park görürüz, çimler yenileniyor.

Maça kısa bir süre kala stada girip, yine Okul Açık tribününde yerimizi aldık. Yine aynı tayfa. Yine aynı isimler. 

Tribün olarak bu maçta pek iyi değildik, rakip takım tribünleri olsa daha iyi olurduk diyeyim bir kez daha. Açıkcası tribün performansını beğenmedim. Çok daha iyi normal anadolu maçlarını gördük.

Takım süper, takım inanmış, 10 kişi ile büyük bir süre Beşiktaş'ı ezdi, geriye düşse de oradan tekrardan geldi ve beraberliği yakaladı. Hakemin yanlış kararları olmasa galibiyet de gelecekti. Ama şunu bize bir kez daha gösterdi. Şampiyonluğu hiç olmadığı kadar çok isteyen bir takım var.

Kuyt, Topal, Alves büyüksünüz.

Maç sonrası tek tek tribünleri alkışlayan futbolcular candır. Kuyt zaten çok büyük.

Maç sonrası hepimizin yüzü gülüyor, sanki rahat galibiyet almışız gibi stadyumdan ayrılıyorduk. Gerçi şunu net söyleyebilirim, biz bu stattan bazı galibiyetlerde bu kadar inançlı, bu kadar mutlu çıkmamıştık. Beraberliğin alındığı bir maçı bu kadar mutlu tamamlayamazdık.

Deplasman tribünü yasağı kalksın.

Maç sonrası inanılmaz yorgun şekilde İzmit'e dönerken, maçın Cumartesi olmasına ne kadar sevindiğimizi tarif edemezdim. Pazar yatış.

Maç günlükleri devam edecek. Fethiyespor maçı günlüğü ile-evet o maça da gideceğim- yine burada olurum.

1 yorum:

varol döken dedi ki...

deplasman tribünü olsa çok güzel olurdu harbiden de, siz sustunuz oğlum bütün maç, arkadan o kadar gaz verdim hiç!

yoğurtçu o kadar güzel ki dandik akhisar maçının seyircisiz oynanacak olması acayip canımı sıktı. 2 haftada 1 bile zor, bir de üstüne seyircisiz!

aslında biz yine parkta buluşalım diyeceğim de yalan olur, izmit'e gelebilirim:)