Lefter Küçükandonyadis, seninledir kalplerimiz, bizden uzak olsan bile, hep seni seveceğiz ...
Pazar günü stattan çıktıktan beri bu tezahuratı mırıldanıyorum, söylüyorum. İşte, yolda, otobüste ... Her yerde. Şu an bile bu yazıyı yazarken arkada o çalıyor. İndirdim, Mp3'e çevirdim, sürekli çalıyor, hiç bitmiyor ... Pazar gününü yazacağız dedik, yazmaya başlayalım.
Ben Lefter yüzünden Fenerbahçeli olmadım, ayrıca Fenerbahçeli olmamın da öyle buraya yazılacak bir hikayesi - ne yazıkki - yok. Tuttuğu takım ile ilgili tanışma, sevme, bağlanma hikayesi olan herkesi hep kıskanmışımdır. Lefter yüzünden Fenerbahçeli olmadım ama Lefter sayesinde Fenerbahçe'yi daha çok sevdim. Saha içi ve saha içinde herkesin övgüyle bahsettiği bir oyuncunun Fenerbahçe formasını giymesi, Fenerbahçe ile özdeşleşmesi, EFSANELEŞMESİ hep hoşuma gitmiştir. Lefter sevilecek, saygı duyulacak biriydi ve hep sevildi, saygı duyuldu.
Pazar günü ben de Lefter'e son görevimi yapmak için Kadıköy'e gidiyordum. Sabah 8'de Kocaeli'den üzgün şekilde yolculuğa başlasak da, onurluyduk, gururluyduk.
Gitmeden önce '' Kesin 55 bin kişi olur, ben Fenerbahçe taraftarlarına inanıyorum. '' demiştim. Vefalıdırlar, Fenerbahçe efsanesini, Fenerbahçe'nin 1 numaralı adamının cenaze töreninde onu yalnız bırakmazlar, ona gereken vedayı yaparlar diyordum. Tabii bunu demem de twitter'da neredeyse herkesin sürekli Lefter ile ilgili tweetler atmasının payı büyük. Ancak çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Vefa yine sadece bir semt adı olarak kaldı ...
Stadın oraya gittiğimizde Maraton tribününün önünün tıklım tıklım olduğunu görünce '' İşte bu be '' desem de stada girer girmez üzüldüm. Stada girerken merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordum.
Etrafımda yaşları büyük Fenerbahçe formasını giyip gelmiş abiler, amcalar, gençler, kadınlar, çocuklar vardı. Kadıköy'e az kişi gelse de gelen herkes vefalıydı.
Stada girdiğimizde iyice duygulandım. Lefter için yapılan koreografi, Lefter için yapılan forma, Lefter için yapılan tezahuratlar ...
Kadıköy müthişti. Ayrıca Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar, Bursasporlular, Trabzonsporlular da stadyuma gelmişti. Güzel manzaralar vardı. Şiddetin kimseye faydası yok.
Stadyumda yaptığımız tezahuratlar arasında günün güzel ve özel anlarından birini yaşadık. Alex'in Lefter'in tabutunun başına gelmesi, dua okuması statta ben dahil herkesin gözlerinin dolmasına sebep oldu.
Ve günün en güzel anlarından birisi, Maraton tribün sağ taraftan alkışlarla başlayan '' Lefter Küçükandonyadis, seninledir kalplerimiz, bizden uzak olsan bile, hep seni seveceğiz. '' tezahuratı alkışlar ile beraber herkesin ayağa kalkması ile devam edip, bütün stada yayıldı. O an çok özeldi, çok güzeldi.
Futbolcularımızın Lefter'in tabutunu sahaya getirdiği an ise iyice koptuk. Tribünler eller patlarcasına Lefter'i alkışlıyor, tezahurat yapıyordu.
Saygı duruşu, torunlarının konuşması, Alex'in konuşması, Lefter'in Aziz Yıldırım'a mektubu, Aziz Yıldırım'ın Lefter'e mektubu alkışlarla, tezahuratlarla sık sık bölündü. Güzel anlardı. Unutulmayacak.
Ve tekrar futbolcuların omuzlarında Büyükada'ya mezarlığa doğru yola çıkış ... Lefter Kadıköy'e veda ediyordu.
Fenerbahçe yönetiminin bu kadar kısa sürede iyi organizasyonu, Grup Ck, 1907 Unifeb ve Vamos Bien'in bu kadar kısa bir sürede şahane bir koreografi organizasyonu, Pazar gününü Fenerbahçe efsanesine ayıran binlerce futbol sevdalısı günün alkış hakeden kısımlarıydı. Tören sırasında kötü anlar da yaşandı ancak onlardan bahsetmeyeceğim.
Ve son söz olarak ; Lefter bundan daha kalabalık önünde veda edilmeyi haketti ancak yine de gelen herkesin yüzünden belliydi. Fenerbahçe taraftarları ve Türk futbolseverler Lefter'i, Ordinaryüsü asla unutmayacak ... Lefter Küçükandonyadis, seninledir kalplerimiz ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder